İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

UYDURULAN DİN, KUR'AN'DAKİ DİN. XVIII. BÖLÜM: SANAT, MÜZİK, HEYKEL, RESİM, SATRANÇ DÜŞMANLIĞI- 2





B.                MÜZİK DİNLEYENİN BAŞINA GELECEKLER


Musiki dinleyen bir kişiye cennette ruhanileri dinleme izni ve­rilmez.
Kurtubi 14/53


Şarkı kalpte nifak bitirir.
Ebu Davud

Ümmetimden bir topluluk bulunacak saf ve yünlü ipeği, çalgı aletlerini helal edinecekler.
Sahihi Buhari

Allah şarkıyı, onun alış verişini, parasını, öğretmeyi ve dinleme­yi haram kılmıştır.
Muhammed Gazali/Nebevi Sünnet sayfa 111

Bu son hadisi kitabında zikreden Muhammed Gazali (doğumu 1917, Mısır) İbni Hazm'ında izahlarını delil göstererek, nakilcileri inceleyerek, Hz. Ömer'den örnekler vererek bu hadisin ve evvelki incelediğimiz hadislerin uydurma olduğunu ortaya koyar.

Aslında Peygamber'in müzik dinlediğine, müziği teşvik ettiğine dair de ha­disler vardır. Fakat birçok mezhep yasaklayıcı hadislerin etkisinde kalmıştır (Türkiye'de en yaygın ve en çok taraftarı olan Hanefi mez­hebi gibi).

Bu arada vurmalı sazlarla müziğin helal olabileceği, telli ve üflemeli sazların ise haram olduğuna dair mantık dışı birçok izah da mezheplerin temel dini kaynak diye sundukları ilmihal kitapların­da yer alır.

"Peygamber zamanında def çalınıyor, Peygamber de din­liyormuş, demek ki def, darbuka gibi vurmalı sazlar helal, telli, üfle­meli sazların ise hepsi haramdır." diyerek mezhepler çelişkili açıkla­malarını ilmihal kitaplarında halka sunmaktadırlar.

"Peygamber za­manının ve yöresinin müziği def tipi aletlerle yapılıyorsa, değişik kültürlerin kullandığı üflemeli ve vurmalı sazlar da helaldir" şeklin­de basit bir mantığı bile çıkartamamaları mezhep kurucularının ken­di kültürlerini din diye yutturma gayretlerini göstermektedir.

Sonuç olarak her konuda olduğu gibi Kuran'ı dinin yeterli, tek kaynağı ola­rak görmemek, mezhepleri müzik konusunda da çelişkili izahlara ve kaosa sürüklemiştir.

Müzik kadar yoğun olarak karşı çıkılmasa da şi­ire de karşı çıkanlar olmuştur. Fakat genelde din dışı şiirler, aşk şiir­leri kötü görülmüş, yalnız dini şiirlere izin verilmiştir.

Sizden birinizin içinin kusmuk ve kanla dolu olması şiirle dolu olmasından daha hayırlıdır.
M. Mesabih 4/4809

Şiire karşı çıkışlar müzik kadar yoğun olmamasına rağmen hey­kele neredeyse tüm mezhepler müzikten çok daha şiddetli bir şekil­de karşı çıkmışlardır.

Heykele putperestliğe yol açtığı için karşı çı­kıldığı cevabı da hemen hazırdır.

Ona bakılırsa Hindular ineğe tap­maktadırlar, bu durumda bütün inekleri öldürmemiz mi gerekmek­tedir?

Mecusiler ateşe tapıyordu, Peygamber tüm ateşlerin söndü­rülüp bir daha ateş yakılmamasını emretti mi?

Güneşe tapanlar ol­duğu için hiç güneş görmeyen kapalı bir yerde yaşama fikrine ne dersiniz?

Kuran'ın hiçbir ayetinde yasaklanmazken, tek bir yerde o da bilakis övülür tarzda, Hz. Süleyman'ın saltanatının bir şaşası ola­rak gösterilen heykele, bu ayetin beyanına rağmen nasıl karşı çıkar­sınız?

Ona dilediği şekilde kaleler, heykeller, havuzlar gibi ça­naklardan, yerinden kalkmayan kazanlardan ne dilerse ya­parlardı. Ey Davud ailesi, şükrederek çalışın. Kullarımdan şükredenler azdır.
34- Sebe Suresi 13


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder