KUR'AN’IN
IŞIĞINDA
DİPNOT: *29/50-51: KURAN'IN İNANILMASI
İÇİN, MATEMATİKSEL MUCİZEYE İHTİYACI VAR MI? (MKA)
* 29/50-51: Kuran'ın matematiksel
mucizesiyle, Kuran'ın inişi arasında 1406 (19x74) yıllık bir süre koymak Bilge
olan Tanrı'nın iradesiydi. Tanrı, 'Gizlenen' adlı 74. Surede gizlediği büyük
matematiksel mucizeyi (74/30-37), 27/82 ayetinde haber verilen (Dabbetülarz)
kompüter yoluyla ortaya çıkardı.
*74/30 -37: 'Kuran, 19 kodu üzerine
kurulu bir matematiksel yapıyla örülmüş müdür?'
ÖNEMLİ BİR HATIRLATMA:
UYARI:
*27/82:
Bu ayette söz edilen yaratık (Dabbetülarz) , sudan değil, topraktan
yaratılmıştır. Kuran'ın 19 kodu üzerine kurulu matematiksel mucizesini ortaya
çıkararak insanların Allah'ın sözünü önemsemediklerini kanıtlayan ve Tümüyle
toprak elementlerinden yapılma olan bilgisayar, Dabbetülarz olabilir mi? Bak:
72/26-28.
*72/26-27:Dünyanın sonunun 2280 yılında geleceğine dair Kuran'ın öngörüsü için bak: 15/85-88; 20/15; 72/26-27.
*72/26-28: Kuran'da türevleriyle
birlikte 19 kez geçen ReŞeDe kelimesinin dört tanesi bu surede geçer: 72/2;
72/10; 72/14; 72/21.
**GÜNÜMÜZDEKİ RESUL / ELÇİ KUR'AN VE
KUR'AN'IN ANADİLE ÇEVİRİLERİDİR. BAK: 33/40 DİP NOT AÇIKLAMASI.
KUR'AN'I ASIL ÖĞRETEN ALLAH'TIR. (55/1-2).
KUR'AN (VE ÇEVİRİLERİ) HANGİ DİLLE
KONUŞURSA KONUŞSUN, TÜM İNSANLIK İÇİN TANRISAL BİR MESAJDIR, BİR ELÇİDİR. Bak
43/3; 11/1.
DİLEYENİ
/ DİLEDİĞİNİ, HİDAYETE ULAŞTIRAN SADECE VE YALNIZ ALLAH'TIR (2/272; 28/56;
72/21.)
BU SEBEPLE, 'KURAN'IN MATEMATİKSEL
MUCİZESİNİ' GÖRSÜN VEYA GÖRMESİN 'ALLAH'A İNANIP O'NA SARILANLARI O,
KENDİSİNDEN BİR RAHMETİN VE LÜTFUN İÇİNE SOKACAK VE ONLARI KENDİSİNE ULAŞAN
DOSDOĞRU BİR YOLA KILAVUZLAYACAKTIR.' (4/175).
***KURAN ve ÇEVİRİLERİ, 'Rahman
tarafından öğretildiği için (55/2), hangi dille konuşursa konuşsun / HANGİ
DİLLE OKUNURSA OKUNSUN, TÜM İNSANLIK İÇİN ALLAH'TAN BİR MESAJDIR. KIYAMETE
KADAR HER ZAMAN İÇİN VE HER TOPLUMA ÖNGÖRÜLMÜŞ OLAN BİR ELÇİDİR / RESULDÜR -
MKA.
KIYAMET ALAMETİ UYDURMALARI: İSALAR, MEHDİLER...
A. MEHDİLİK VE DECCALIYET
B. HER TARAF MEHDİ KAYNIYOR
C. HUMEYNİ'NİN MEHDİLİKTEN GELEN GÜCÜ
D. ÖLÜ DİRİLTEN DECCAL
E. HZ. İSA'NIN YENİDEN GELİŞİ İDDİASI
F. YECUC MECUC
G. DABBE
H. DABBE'NİN NE OLDUĞUNUN TAHMİNLERİ
Dipnot: *29/51: ALLAH'A İTAAT = KURAN'A
İTAAT = ELÇİ'YE İTAAT
İNCELEME
VE DEĞERLENDİRMESİ
Bu yazı, RESUL KUR'AN'IN KUR'AN TEFSİRİ 28-30. KASAS, ANKEBÛT ve RÛM SURELERİ E-KİTAP (MKA): 29 / ANKEBÛT /50-51 AYETLERİ TEFSİRİNDEN ALINTIDIR. M. Kemal Adal
Hz. Peygambere Yöneltilen Mucize Talepleri:
29/50-51
Y.N. Öztürk
Dediler ki: "Ona Rabbinden mucizeler indirilseydi ya!" De ki: "Mucizeler Allah katındadır. Bana gelince, ben açıkça uyaran biriyim. Hepsi bu."
M. Esed
Onlar, hala, "Neden o'na Rabbinden hiç mucizevi işaretler indirilmiyor?" diye sorarlar. De ki: "Mucize (göstermek) yalnız Allah'ın kudretindedir; ben ise sadece bir uyarıcıyım".
Y.N. Öztürk
Dediler ki: "Ona Rabbinden mucizeler indirilseydi ya!" De ki: "Mucizeler Allah katındadır. Bana gelince, ben açıkça uyaran biriyim. Hepsi bu."
M. Esed
Onlar, hala, "Neden o'na Rabbinden hiç mucizevi işaretler indirilmiyor?" diye sorarlar. De ki: "Mucize (göstermek) yalnız Allah'ın kudretindedir; ben ise sadece bir uyarıcıyım".
DİPNOT: *29/50-51: KURAN'IN İNANILMASI İÇİN,
MATEMATİKSEL MUCİZEYE İHTİYACI VAR MI? (MKA)
* 29/50-51: Kuran'ın matematiksel mucizesiyle,
Kuran'ın inişi arasında 1406 (19x74) yıllık bir süre koymak Bilge olan
Tanrı'nın iradesiydi. Tanrı, 'Gizlenen' adlı 74. Surede gizlediği büyük
matematiksel mucizeyi (74/30-37), 27/82 ayetinde haber verilen (Dabbetülarz)
kompüter yoluyla ortaya çıkardı.

*74/30 -37: 'Kuran, 19 kodu üzerine kurulu bir
matematiksel yapıyla örülmüş müdür?'

74/30: 'Üzerinde ondokuz vardır onun.+
74/31: Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; 'Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?' desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini / dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir.+
74/32: Hayır, sandıkları gibi değil! Yemin olsun Ay'a, +
74/33: Yemin olsun geceye, sırtını döndüğünde; +
74/34: Yemin olsun sabaha, ağarıp ışıdığında +
74/35: Ki o gerçekten en büyüklerden biridir.+
74/36: İnsan için bir uyarıcıdır. +
74/37: Sizden, öne geçmek yahut arkaya kalmak/erken davranmak yahut gecikmek isteyen için.'
Kuran'ın Tanrı sözü olduğuna dair, herkese açık fiziksel bir kanıt sağlayan bu büyük mucizenin bazı detaylarını 'Üzerinde 19 var' adlı kitapta sergiledik. Bu çevirinin sonundaki Notlar bölümünde bazı örnekleri bulabilirsiniz.
Ama dilerseniz, bu konuda araştırma yapmış olanlar tarafından yazılmış hiçbir makale veya kitaba bakmadan, sıfırdan başlayarak, 'Kuran, 19 kodu üzerine kurulu bir matematiksel yapıyla örülmüş müdür?' sorusunun cevabını kendiniz araştırabilirsiniz: Araştırmayı objektif olarak yaparsanız, şu ana kadar keşfedilen nice örneği aynen bulacağınızdan hiç kuşkum yok.
Matematikten ve olasılık hesaplarından pek anlamayan bazı saf kişiler; rakamları yanyana koyarak, ekleyip bölerek manipülasyonlarla sözde 'mucizeler' bulabildiği gibi; inkârcı bağnazlıktan ötürü Kuran'da mevcut olan matematiksel sistemi görmek istemeyenler de vardır.
Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.
ÖNEMLİ BİR HATIRLATMA:


a.

b.

MKA

Kurandaki İslam'da Ruhban sınıfı ve ruhbanlık müessesesi yoktur. Bu sebeple, Kur'an mesajı ışığında, diyanetin yorum ve uygulamaların, 'ilim sahibi' herhangi bir müminin yorum ve uygulamalarından farklı üstünlüğü tartışılabilir ama her ikisinin de diğer müminler üzerinde bağlayıcılığı ve sultası (otoritesi) yoktur.
Bunlar, Bilgi edinme yollarıdır. Sorumluluğu kendileri üstlense bile, kişilerin sorumluluğunu kaldıramazlar. Nereden edinilirse edinilsin, çeşitli bilgilerden hareketle seçim, tercih ve sorumluluk kişinin bizzat kendindedir.
Kur'an'a göre: Allah'ın insana verdikleri (Akıl, idrak, duyular vs) ile, ' Allah'a teslim olan Herkesin / Müslümanların, Kur'an'ı (Allah'ın indirdiğini), kendinin anlaması ve tefsir etmesi (yorumlaması); Allah ve Resulüne de -ki bu ikisi uyulma / itaat bakımından iki ayrı kaynak değildir- anladığınca iman etmesi gerekir ki, bunun delilleri olan ayetler, çok muhkem (açık ve sağlam) ve kesindir.
İman ve İmana uygun tutum bir davranış konusunda, Hâdi (doğru yola kılavuzlayan, imana erdirici) olan, Sünnetullah (Allah'ın yol ve yasaları) gereğince, insanın seçim ve tercihlerine bağlı olarak, sadece ve ancak Allah'tır. Allah öğretir. Allah mutlak adildir ve hiç kimseden verdiğinden fazlasını istemez. Allah'a ulaşan yollar bu sebeple kulları adedincedir.
Yüzünü Allah'a dönüp de O'na teslim olanlar (Müslümanlar), Kur'an'ı (Arapça bilmeyenler, kendi dillerinde çevirilerini) anlamak için 'oku' duklarında, elbet ki, 'âlim' bildikleri diğer ilim/ bilgi sahibi müminlerin (ruhban değil), yorumlarını / tefsirlerini / açıklamalarını /eserlerini de inceleyebilirler ve doğrusu da bunları da inceleyip değerlendirmeleridir. Öğrenmeleridir.
Ama sonuçta Allah'ın verdikleriyle, samimi olarak kendilerinin o konuda, anlayıp inandığı ve kalbinin tasdik ettiği neyse, onun o konuyla ilgili imanı da imanı odur.
Kur'an'a göre bir kişi: Kalbi tasdik etmeden inandım diyorsa mümin değil, münafıktır / ikiyüzlüdür (Riyakârdır) .

Bir kişinin, Kur'an'dan inceleyip değerlendirdiği, kendi anlayışına göre inandığı (kalbinin öyle onayladığı) bir ayeti, mümin veya değil her kim olursa olsun, başka biri / birileri veya herhangi bir dünyevi kurum / kuruluş / teşkilat yetkilisi, o kişinin anladığından (inandığından) başka olarak söyleyebilir.
Bu durumda o kişi, tekrar düşünüp onlar gibi anlayıp, inanmadan (kalben onaylamadan), zaruret hali hariç, her ne sebeple olursa olsun, sadece onların söylemesi nedeniyle diliyle onların inandığı gibi inandığını ifade ederse, işte o zaman, şirke düşmüş / onları Allah'a eş (ortak) tutmuş / onları kendine 'put' yapmış olur.
Bütün bunlar zan ( kişisel kanaate dayalı algılama ve yorum) değildir. Kur'an'da beyyine (kesin kanıt / delil olan) ayetleri vardır. Arayan bulur. Bir bilen 'mümin'e sorarsa gösterilir. Kuran Mümini için bunun aksi muhaldir. (Olmaz. Olamaz. İmkânsızdır).







UYARI:
''KUR'AN'IN BÜTÜNÜNÜ BİLMEDEN BİR KISMINI, BİR AYETİNİ İHMAL EDEREK DE DİĞER AYETLERİNİ DOĞRU ANLAYAMAYIZ.''
VE
''KUR'AN'A NİSPET ETTİĞİMİZ SINIRLI ANLAYIŞIMIZ VEYA KUR'AN'DAN ANLADIĞIMIZ, KUR'AN'IN MUTLAK MANASI VE HÜKMÜ OLARAK GÖSTERİLEMEZ.'' –MKA

*27/82: Bu
ayette söz edilen yaratık (Dabbetülarz) , sudan değil, topraktan yaratılmıştır.
Kuran'ın 19 kodu üzerine kurulu matematiksel mucizesini ortaya çıkararak
insanların Allah'ın sözünü önemsemediklerini kanıtlayan ve Tümüyle toprak
elementlerinden yapılma olan bilgisayar, Dabbetülarz olabilir mi? Bak:
72/26-28.
*72/26-27:Dünyanın sonunun 2280 yılında geleceğine
dair Kuran'ın öngörüsü için bak: 15/85-88; 20/15; 72/26-27.






*72/26-28: Kuran'da türevleriyle birlikte 19 kez
geçen ReŞeDe kelimesinin dört tanesi bu surede geçer: 72/2; 72/10; 72/14;
72/21.











Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.
*GÜNÜMÜZDEKİ RESUL / ELÇİ VE KUR'AN'DAKİ 19 MUCİZESİ HAKKINDA KİŞİSEL YORUMUM. MKA.
Günümüzdeki Resul / elçi Kur'an ve Kur'an'ın anadile çevirileridir.( 33/40 Dip not açıklaması.) Kur'an'ı asıl öğreten Allah'tır (55/1-2).
Kur'an (ve çevirileri) hangi dille konuşursa konuşsun, tüm insanlık için tanrısal bir mesajdır, bir elçidir. (Bak 43/3; 11/1).
Dileyeni / dilediğini, hidayete ulaştıran sadece ve yalnız Allah'tır (2/272; 28/56; 72/21).
Bu sebeple, 'Kuran'ın matematiksel mucizesini' görsün veya görmesin 'Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır.' (4/175).
'Allah'a giden yollar, canlıların aldığı nefesler adedincedir.'
**GÜNÜMÜZDEKİ RESUL / ELÇİ KUR'AN VE KUR'AN'IN
ANADİLE ÇEVİRİLERİDİR. BAK: 33/40 DİP NOT AÇIKLAMASI.







MKA.






**33/40: HZ. MUHAMMED ALLAH'IN BİR RESULÜDÜR. RESULLERİN SONUNCUSU DEĞİLDİR.








M. Kemal Adal.
AYRICA BAKINIZ: 15-07-2014 Nebi ve Resul Kavramları -Doç Zeki BAYRAKTAR-Yrd Doç Fatih ORUM - Yükselen Sözler--TV 8






















M. Kemal Adal
***KURAN ve ÇEVİRİLERİ, 'Rahman tarafından
öğretildiği için (55/2), hangi dille konuşursa konuşsun / HANGİ DİLLE OKUNURSA
OKUNSUN, TÜM İNSANLIK İÇİN ALLAH'TAN BİR MESAJDIR. KIYAMETE KADAR HER ZAMAN
İÇİN VE HER TOPLUMA ÖNGÖRÜLMÜŞ OLAN BİR ELÇİDİR / RESULDÜR - MKA.
Kuran'da dünyamızın da bir sonu olduğu söylenir. Dünyamızın sonu ve bundan sonra başlayan süreç 'saat' veya 'kıyamet' olarak tarif edilir. Kıyamet alametlerinden kasıt da bu oluşuma yakın zaman diliminde olacak olaylardır. Dolayısıyla bu olayları görmek kıyametin yakın olduğunun habercisi olacaktır.
Kuran'da olmayan izahların halka nasıl yutturulduğunu ve din adına uydurulan hurafeleri gösterebilmek için bu bölümde ' Kıyamet Alametlerini' işleyeceğiz.
Kıyamet alametlerini işlerken ilk önce Kuran'da hiç geçmemesine rağmen gerçekleşmesine inanmanın İslam'ın şartı, inanmamanın kafirlik olarak ilan edildiği konulardan
1- Mehdilik,
2- Deccaliyet,
3- Hz. İsa'nın yeniden gelişini işleyeceğiz.
Daha sonra ise Kuran'da bir iki ayette bahsedilen, fakat hadislerde yüzlerce yalanla şişirilen konulardan
4- Yecuc-Mecuc ve
5- Dabbe konularına değineceğiz.
A.
MEHDİLİK VE DECCALIYET
Mehdi kıyamet alametleri içinde en popüler olan, hakkında en çok hadis uydurulan ve en çok istismar edilen karakterdir.
Hadisler kullanılarak oluşturulan bu karakterin kıyamete yakın dünyaya geleceğine, herkesi yenip dünyaya hakim olacağına, daha sonra gelecek Hz. İsa ile buluşup dünyayı yöneteceğine, bunları gerçekleştirmek için ise Deccal ile savaşacağına inanılır.
Hadislere göre Mehdi kadar, Mehdi'nin talebeleri de üstün yeteneklere sahip sıra dışı kişilerdir.
Tüm bu yeteneklere sahip olabilmek, kendi şeyhinin, kendi liderinin Mehdi olduğunu ispat edebilmek için binlerce hadis uydurulmuştur.
Bu yüzden Mehdi'nin dış görünüşü hakkında, yapacakları hakkında, çıkacağı yer hakkında birbiriyle çelişen birçok hadis vardır.
Mesela bir hadise göre Mehdi Şam'dan çıkacakken, diğerine göre Kufe'den, bir diğerine göre İstanbul'dan, bir başka hadise göreyse Medine'den çıkacaktır.
İlk nesiller kendi şeyh ve liderini Mehdi çıkarmak için o kadar çok hadis uydurmuşlardır ki sonraki nesillerin hadis uydurmasına gerek kalmamıştır.
Bu nesiller de kendi liderlerine uyan hadisleri doğru kabul etmiş, diğer hadisleri yorumla saptırmış veya yalanlamışlardır.
Örneğin liderleri küçük burunluysa, 'Mehdi küçük burunludur' hadisini kabul etmişler, Mehdi'nin gaga burunlu olduğuna dair hadisleri göz ardı veya inkar etmişlerdir.
Bu yüzden İslam âleminde Mehdi enflasyonu yaşanmıştır. Şu anda Mehdi sanılan bir dini grup lideri var mı diye sorulabilir. Buna cevabımız 'Acaba hangi grup kendi liderini Mehdi sanmıyor ki!' şeklindedir.
B.
HER TARAF MEHDİ KAYNIYOR
Gerek Türkiye'deki, gerek İslam âlemindeki gelenekçi cemaatleri iyi tahlil etmemiz için Mehdilik olgusunu iyice kavramamız gerekmektedir.
Biz Türkiye'deki bizce en büyük olan on geleneksel İslami cemaati bir kenara yazdık ve sonra bunların hangisinin şeyhini, liderini Mehdi zannettiğini araştırdık. Sonuçta tamama yakınının kendi şeyhini, liderini Mehdi sandığını gördük. Bu da gerçek manada İslami cemaatleri kavramak için Mehdiyet olayını bilmenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
(Unutmayın ki cemaatlerin büyük bir kısmı Mehdiyet konusunda açık konuşmaz. Bu konuyla ilgili bilgileri kendi içine girenlere bile hemen açıklamazlar. Birçok cemaatte bu bilgileri açıklayan şeyhin kendisi değil, onun en yakın halkası olmaktadır.)
Hadislerde Mehdi'nin kendisinin bile Mehdi olduğunu söylemeyeceği de nakil edilir. Cemaatler bu hadisi liderlerinin Mehdiyetini gizlice, kulaktan kulağa, basının ve diğer kuruluşların önünde belli etmeden yaymalarının daha iyi olduğuna işaret kabul ederler.
Mehdiyet bir cemaate büyük bir kuvvet verir. Liderinin; 1400 yıl önce tarif edilen, bazı Peygamberlerle eşit üstünlükte olan, dünyaya hakim olacak kişi olması, liderin müritlerinde çok güçlü bir bağlılık oluşturur.
Bu bağlılıkla müritler tüm enerjilerini, tüm paralarını, tüm olanaklarını şeyhin eline teslim ederler. Şeyhin hiçbir lafını tartışmayı bile düşünemezler. 1400 yıl önce hadislerle müjdelenmiş, dünyayı fethedecek Mehdi'ye karşı gelmek kimin haddine düşmüştür?
Liderini Mehdi diye yüceltenler, Mehdi'nin talebeleri olma vasfıyla 1400 yıl önceki hadislerde müjdelendikleriyle uyutulurlar.
Mehdi'nin halife olacağına dair izahlar, grup liderlerinin uzun vadeli ayaklanma, darbe gibi organizasyonlarla halifeliğe oturtulması gerektiğine dair planları da düşündürür.
İslam tarihi kendini Mehdi sanıp ayaklanmalar çıkartmış ve yüzlerce kişinin ölümüne sebep olmuş şizofrenlerin örnekleriyle doludur. (Kubilay vakasında olduğu gibi)
C.
HUMEYNİ'NİN MEHDİLİKTEN GELEN GÜCÜ
Şiilik'te Mehdilik konusu imanın şartlarındandır. Şiilik'teki bu konuya atfedilen önem Sünniliğin de üstündedir. Mehdinin hicri 256'da doğan Hasan Askeri'nin oğlu Muhammed olduğu, ortadan kaybolduğu ve günü gelince meydana çıkıp vazifeyi alacağı inancı Şiiliğin temel inançlarındandır.
Şu anda hicri 1400'lü yıllarda olduğumuz düşünülürse Şiiler'in temel inancına göre Mehdi 1100 yıldan fazla bir süredir bizle saklambaç oynayan bir kişidir.
Geleneksel İslamcılar içinde kalabalık bir kitleyi temsil eden Şiiler'in bu inancı geleneksel kitlelerin aklı nasıl bir kenara bırakıp, Kuran yerine mezheplere, hem de en saçma izahlarına rağmen tabi olabildiklerini göstermektedir.
Şii yönetimleri ve İran devrimini tahlil etmek için de Mehdilik konusunun bilinmesi çok önemlidir.
Şiiler'e göre Mehdi ortaya çıkıncaya kadar onun vekilleri hüküm sürecektir ve vekillere itaatsizlik, Mehdi'ye itaatsizliktir, Mehdi'ye itaatsizlik ise Allah'a isyandır.
Ayetullah Humeyni de Mehdi'nin bir dönemdeki vekili kabul edilmekteydi. Böylece Ayetullah Humeyni halkı kontrol edecek ve yönlendirecek kuvveti Mehdi vekilliğinden alıyordu.
Humeyni'ye itaat Şii inancında farzdı. İran devriminde halkın bölünmeden tek kaynaktan büyük bir bağlılıkla idare edilip ayaklanmasının altında da Mehdiyet inancı vardır. Yani yakın tarihte önemli yeri olan Şii- İran devrimini iyi anlamanın yolu da Mehdiyet konusunu iyi analiz etmekten geçmektedir.
Şiilik'te, Sünnilikteki binlerce Mehdi'ye karşı tek bir saklambaç oynayan Mehdi vardır, fakat bu Mehdi'nin Humeyni gibi vekilleri bile sırf bu vekâletten dolayı ihtilal yapacak gücü ellerinde bulundurmuşlardır.
D.
ÖLÜ DİRİLTEN DECCAL
Deccal ise Mehdi'nin savaşacağı kişidir. Şeyhini Mehdi ilan edenler şeyhine karşı çıkan veya şeyhin yaşadığı devirde karşı fikirlere sahip bir kişiyi Deccal ilan ediverirler.
Böylece Mehdiyete hizmeti ibadet sananlar, Deccaliyetin ordu veya fikir sistemiyle savaşı da ibadet sayarlar.
Hadislerde bir Mehdi, bir Deccal tarifi varken binlerce kişinin Mehdi ve onlara karşı binlerce kişinin Deccal ilan edilmesi konunun nasıl zıvanadan çıktığını gösterir.
Deccal hakkındaki hadislerde Deccal'in cenneti ve cehennemi olduğu, ölüleri dirilttiği, alnında kafir yazdığı, kör olduğu, yeryüzünde gelmiş geçmiş en büyük fitne olduğu anlatılır.
Kuran'ın Mehdi ve Deccal hakkında ne dediğinin cevabı koca bir hiçtir. Yani Kuran'da tek bir ayette bile geçmeyen bu karakterler yüzünden binlerce Mehdilerin peşine düşülmüş, birçok gelenekçiliğin düşmanı Deccal diye lanetlenmiştir.
Binlerce kişinin kanı dökülmüş, adeta bir İslam mitolojisi oluşturulmaya çalışılmıştır. Her devirde gelecekmiş gibi beklenen Mehdi kişileri tembelliğe itmiş, birçok Mehdi bekleyicisi kendi ürettikleriyle kurtuluşu arayacaklarına, kurtuluşu gelecek Mehdilerden ummuşlardır.
Ayrıca mezhepçiler, içinde bulundukları zayıf, hükmedilen,bilimsel olarak geri durumun günahını da kendilerinde arayıp kendilerini düzelteceklerine, uydurma Deccallere suçu yükleyip kurtulmuşlardır.
E.
HZ. İSA'NIN YENİDEN GELİŞİ İDDİASI
Kuran'da yer almamasına rağmen ortaya atılan iddialardan biri de Hz. İsa'nın kıyamette yeniden geleceğidir.
Hadislerde Hz. İsa'nın Şam'ın doğusunda beyaz minareye geleceği, Mehdi ile buluşacağı, Deccali öldüreceği anlatılır.
12. bölümde bazı hadis uydurucuları anlatılırken geniş yer verdiğimiz Ebu Hureyre'nin, Buhari ve Müslim gibi gelenekçilerin en güvendikleri iki kaynaktaki bir hadisi şöyledir:
'Allah'a yemin ederim ki İsa'nın adil bir hakem olarak aranıza inmesi yakınlaşmıştır. O indiğinde haçları kırıp domuzları öldürür, cizyeyi kaldırıp maymunu öldürür ve İslam'dan başkasını kabul etmez.'
Hıristiyanlıktan ilk devirlerde dinimize geçenlerin yaydığını sandığımız bu uydurma, Kuran ayetleriyle de uyuşmaz.
Allah şunu demişti: Ey İsa, seni vefat ettireceğim, seni kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden ayıracağım...

Hüseyin Atay bu ayete göndermeler yaparak şu açıklamayı yapar:
'Hz. İsa hakkında Kuran-ı Kerim'in verdiği bilgi içinde onun öldüğü fakat öldürülmediği bilinmektedir. Bunlara göre Hz. İsa ölmüştür, hayatta değildir ve dünyaya dönmeyecektir. Hadislerle iman esasları sabit olmaz ve Kuran'a ilave yapılamaz. Hıristiyan kültünden ve kültüründen, Hz. Muhammed'in vefatından sonra İslam literatürüne geçen hikayelerden birinde; Hz. İsa'nın ölmediği, göğe çıkarıldığı ve kıyamet kopmadan dünyaya Şam'daki minareden ineceği anlatılmaya başlanmıştır. Hıristiyan mitolojisi İslamlaştırılarak Müslümanlar'ın inançları arasına sokulmuştur. Öyle ki buna inanmayanlar, aklı başında sanılanlar tarafından bile kafirlikle itham edilmektedirler.' (Hüseyin Atay, Kuran'a Göre Araştırmalar, sayfa 53)
Muhammed sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. O Allah'ın elçisi ve Peygamberler'in sonuncusudur.

Ayetten Peygamberimiz'in son Peygamber olduğunu anlıyoruz. Kuran'da Hz. İsa'nın da Peygamber olduğu geçtiğine göre, Peygamberimizden sonra Hz. İsa'nın gelişi Kuran'ın bu ayetiyle çelişir.
Selam üzerimedir doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kaldırılacağım gün.

Meryem suresinde, Hz. İsa'nın ağzından nakledilen yukarıdaki sözlerde, Hz. İsa'nın üç önemli gününden bahsedilir. Görüldüğü gibi bu günler sayılırken Hz. İsa'nın kıyamette dünyaya yeniden geleceği şeklinde bir günden bahsedilmez. Eğer böyle bir gün olsaydı, elbette ki bu da yalanlarla dolu hadislere bırakılmadan, şüpheye yer bırakmayacak şekilde Kuran'da belirtilirdi.
Ne yazık ki Kuran'ın belirtmediği ve Kuran ile çelişen Hz. İsa'nın gelişi hikayesi, yüzlerce sahte İsa'nın çıkışına yol açmıştır. Sahte Mehdi enflasyonu gibi, sahte İsa enflasyonu da akıl hastanelerimizin önemli vakalarına baz teşkil etmiştir.
F.
YECUC MECUC
Yecuc Mecuc, Kuran'da bahsedilen bir kavmin ismidir. Mehdiyet, Deccaliyet, Hz. İsa'nın yeniden dünyaya geleceği Kuran'da yer almamasına karşın kıyamet alametleri olarak anlatılırken, Yecuc Mecuc konusunda Kuran'da olmayan, Kuran'a uymayan saçma izahlar, Kuran'da geçen Yecuc Mecuc konusunu detaylandırmak için anlatılmıştır. Yecuc Mecuc, Kuran'da iki surede şu şekilde geçmektedir:
93- İki setin arasına kadar ulaştı, onların önünde hemen hemen hiçbir sözü kavramayan bir kavim buldu.
94- Dediler ki 'Ey Zulkarneyn, Yecuc Mecuc bu yerde bozgunculuk yapıyorlar. Onlarla bizim aramızda bir set inşa etmen için sana vergi verelim mi?'
95- Dedi ki 'Rabbimin beni içinde tuttuğu imkan ve güç daha üstündür. Siz bana bedensel güçle yardım edin de sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel yapayım.'
96- 'Bana demir kütleleri getirin. İki ucu eşit düzeye gelince körükleyin.' dedi. Onu ateş haline getirince 'Bana erimiş bakır getirin dökeyim' dedi.
97- Artık onu ne aşabildiler ne de delebildiler.
98- Dedi ki ' Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır.'

96- Yecuc ve Mecuc'un önü açıldığı zaman onlar her tepeden akın ederler.
97- Gerçek olan vaat yaklaşmıştır. İnkar edenlerin gözleri birden donup kalmıştır. ' Vay başımıza! Biz bundan gafil bulunuyorduk. Hayır, biz zalimlerdik.'

Yecuc Mecuc'un Kuran'da geçtiği ayetleri, bu konuya ilave yapılan uydurmalarla ayırt edebilmeniz için yazdık.
Bir izaha göre Yecuc Mecuc Hz. Adem'in rüyalanması sonucu toprağa akan spermlerden oluşmuş bir millettir.
Yecuc Mecuc'un toprağın altında bir karış boyunda bir millet olduğu, kıyamete yakın yeryüzüne çıkacağı diğer bir açıklamadır.
İbni Abbas'ın rivayetine dayanan bu son hadise karşı İbni Ebi Hatem Şueyh'in hadisi ise şöyledir:
' Onlar üç sınıftır. Birinci sınıf büyük ağaç gibidir. İkinci sınıf dört arşın uzunluk ve dört arşın da genişliktedir. Üçüncü sınıf da kulaklarından birini yatak edip ikincisini yorgan yapıyorlar.'
Tüm bu birbirleriyle çelişkili nakillerinden daha ilginci ise Yecuc Mecuc'un Türkler olarak tarif edilmesidir.
Yecuc Mecuc'u aşağılayan tüm hadislerin arasına Yecuc Mecuc'un Türkler olduğu izahının girmesi, Türk düşmanı Arap milliyetçiliğinin hadis uydurmada nasıl etkin olduğunu göstermektedir.
G.
DABBE
Kuran'da tek bir ayette geçen Dabbe aynı Yecuc ve Mecuc gibi uydurma, mitolojik hadislerle anlatılarak sunulmaya çalışılmış ve her seferinde olduğu gibi ortaya çıkan tablo rezillik olmuştur.
Önce Kuran'da geçen dabbe ile ilgili ayeti görelim:
O söz başlarına geldiği zaman onlara yerden bir Dabbe çıkarırız. O da insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını söyler.

Bu tek ayete karşın geçen acayip hadislerden biriyse şöyledir:
'Dabbe'nin başı öküz başı gibi, gözü domuz gözü gibi, kulağı fil kulağı gibi, boynuzu keçi boynuzu gibi, boynu deve kuşunun boynu gibi, göğsü aslan göğsü gibi, rengi kahverengi gibi, böğrü kedi böğrü gibi, kuyruğu koç kuyruğu gibi, ayakları deve ayağı gibidir.'
Ayrıca çok daha garip hadisler vardır ki bunlardan kimine göre Dabbe'nin başı gökte, kuyruğu kutupta, ayakları Arabistan yarımadasındadır.
Kimine göreyse Dabbe'nin bir elinde Hz. Süleyman'ın mührü, diğer elinde Hz. Musa'nın asası vardır.
Diğer tüm konularda gördüğümüz gibi Kuran dışında dîni kaynak arayanların karşılaşacakları izahlar bunların benzerleridir.
H.
DABBE'NİN NE OLDUĞUNUN TAHMİNLERİ
Dabbe'nin ne olduğu tahmin edilecekse bu ayete bakılıp tahmin edilecektir. Bu konuda hiçbir tahminimiz yoktur. Fakat tahmini olan bazı kişiler de vardır.
Örneğin Reşad Halife'ye göre Dabbe bilgisayar olabilir. Kuran'ın 19 mucizesinin bulunmasına yarayan bilgisayar insanların inançsızlıklarını çürütmektedir.
Said Nursi'ye göre Dabbe dişten tırnağa yerleşecek virüs tipi bir canlı olabilir.
Bu iki yazarın bu tahminlerini neye dayandırdıklarının ayrıntılarına girmiyoruz. Sadece Dabbe'nin ne olabileceğine dair farklı tahminler yapıldığını göstermek istedik. Belki de Dabbe'yi tahmin edememizin nedeni Dabbe'nin henüz çıkmamış oluşudur. Bu yazıda bizim yapmak istediğimiz de zaten Dabbe'yi tahmin etmek değildir.
Mitolojik uydurmalara dönüşen kıyamet alametleri ve özellikle Mehdi, Deccal ve Hz. İsa'nın yeniden gelişi çerçevesindeki iddiaların sonucu tam bir rezalet, tam bir perişanlıktır.
Yecuc ve Mecuc ile Dabbe konularıysa sadece ve sadece Kuran çerçevesinde ele alınmalı, gösterdiğimiz saçma hadisler yok sayılmalı, bir tahmin yapılacaksa da böyle yapılmalıdır.
Her şeyin en doğrusunu Allah bilir.
Uydurulan Din, Kuran'daki Din E – Kitap
29/51
Y.N. Öztürk
Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.
M. Esed
Hayret! Bu ilahi kelamı, kendilerine iletmen için sana göndermiş olmamız onlara yetmez mi? Kuşkusuz onda rahmet(imizin tezahürü) ve iman edecek kimseler için bir uyarı vardır.
Dipnot: *29/51:
ALLAH'A İTAAT = KURAN'A İTAAT = ELÇİ'YE İTAAT
Kuran'ın İslam'ına inanan her Müslüman elçiye (Hz. Muhammed'e) itaatin gerekliliğini bilir.
Kuran'ın Müslümanlar'ı, bu yüzden Allah'a ve elçisine itaat ayetlerinin kendilerine karşı delil gösterilmesini çok garip karşılarlar ve bu iddiayı yapanların Kuran'ı bilmediğini veya çekiştirdiğini kavrarlar. Kuran'ın Müslümanlar'ına göre elçiden bize miras kalan ve elçinin bize miras olarak bırakmaya çalıştığı yegane kaynak Kuran'dır.
Kuran yeterlidir, bizi ilgilendiren yegane vahiydir ve Peygamber'in başka bir kaynağı yazdırmaması da Kuran'ı yegane kaynak olarak bıraktığının delilidir. Hadis kitabı diye toplanmış kitaplar ve dini, Kuran ile Kuran'dan kat kat fazla hadislerin şirketsel oluşumlarının bir neticesi olarak gösteren mezhepçi kitaplar, Peygamber'e iftiralarla doludurlar.
Kuran'ı tek kaynak kabul edip tüm bu kaynakları reddetmek, din adına tek otoriteyi Kuran'a (Allah'ın mesajına) vermek, hem mesajın sahibi Allah'a, hem mesajı getiren elçiye itaat etmek demektir.
İnşallah bu izahlar Allah'a itaati, Kuran'a itaati ve elçiye itaati ayırıp adeta din adına ayrı otoriteler varmış gibi gösterenlerin; mesajın sahibini, mesajın kendisini ve mesajı getirip duyuran elçiyi birbirlerinden ayırmalarını önler.
Mesajın sahibi Allah'la görüşemeyeceğimiz ve mesajı getiren elçi vefat ettiği için bize kalan mesajın kendisi olan Kuran'dır.
Mesajla yetinmemiz mesaja güvenmemiz sorunları çözmeye yetecektir.
Kendilerine okunmakta olan kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?

Uydurulan Din, Kuran'daki Din E – Kitap
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...