İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

21 Ocak 2016 Perşembe

EVET, KUR’AN’IN RESUL / ELÇİ OLDUĞUNU, ALLAH KUR’AN İLE BİLDİRİYOR.


Allah'ın Kur'an'da, "Kur'an'ın Resul / Elçi olduğunu" nasıl bildirdiğini, beraberce tefekkür ederek inceleyelim ve değerlendirelim.


 Tüm insanlar için, Allah izniyle, RESUL / ELÇİ MELEK CEBRAİL İLE Kur'an'ı kendinden öncekini doğrulayıcı, insanlara yol gösterici ve müjde olarak” İSLAM DİNİNİN NEBİSİ / PEYGAMBERİ HZ. MUHAMMED’İN KALBİNE indirmiştir.(2/97)

 Müminler / inananlar için, “bir kılavuz” olan, “içinde kuşku, çelişme ve tutarsızlık bulunmayan” (2/2); “her hal ve şartta korumasını bizzat Allah’ın üstlendiği”  (15/9) vahyedilmiş Kur’an; Allah’ın tüm insanlara mesajı olan ayetleriyle, Allah’tan gelenapaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt” ve “her şeyi açık seçik gösteren bir ışıktır.(4/174)

 Kur’an Mümini / inananı isek,  “ bu Kur’an’ı terk edilmiş / dışlanmış halde tutmadan” (25/30), gelin şimdi beraberce, “parça parça / bölük bölük / falcılık aracı yapmadan” (15/91), Allah’tan gelen bu kanıtlara bakalım da her şeyi açık seçik gösteren bu ışık, bizi dosdoğru yola kılavuzlasın (17/9; 41/44) , İnşallah:

 Aşağıdaki kur’an ayetlerini Arapça biliyorsanız siz Arapça orjinalinden okuyunuz.  Arapça bilmiyorsanız (ki ben de Arapça bilmiyorum) Allah’ın tüm insanlar için indirdiği mesajını (Kur’an’ı) anlayabilmek amacıyla anadilde meallerinden / anadile çevirilerinden (Türkler için Türkçesinden) okuyalım.

  Euzü billahi mineş şeytanir racîm:  Kovulmuş - Taşlanmış Şeytandan Allah'a Sığınırız. (16/98)

 Bismillahirrahmanirrahîm:  Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla (1/1)


 Artık doğru anlamayız diye de korkmayalım çünkü Kur’an, müminler / inananlar için kılavuzdur ve sadece kâfirlerin / inanmayanların anlamalarına kapalıdır. Çünkü:

 “Eğer biz onu yabancı dilde bir Kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: "Ayetleri ayrıntılı kılınmalı değil miydi? / Arap'a yabancı dil mi? / ister yabancı dilde, ister Arapça!" De ki: "O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an, onlar için bir körlüktür. Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir." (41/44)

 Kur'an okuduğunda, seninle, âhirete inanmayanlar arasına gizli bir perde çekeriz.” (17/45)

 Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldığı halde, onlardan yüz çeviren ve iki elinin hazırlayıp önden gönderdiği şeyleri unutandan daha zalim kim olabilir? Şu bir gerçek ki, biz onların kalpleri üzerine onu anlamamaları için kabuklar geçirdik, kulakları içine de ağırlıklar koyduk. Onları hidayete çağırsan da bu durumda hidayete asla ulaşamazlar.” (18/57)


Şimdi, Elhamdülillah / Allah’a hamd olsun MÜSLÜMANIM ( Allah’a teslim oldum);  MÜMİNİM (inananlardanım, Kur’an’a göre İman sahibiyim) diyoruz da Allah indinde de MÜMİNLERDEN MİYİZ acaba?


ALLAH nezdinde (Yanında, huzurunda, gözetiminde) Müslüman (Allah’a teslim olmak) kolay da, ALLAH indinde / katında MÜMİN (Kur’an İmanlısı) olmak dünya sınavının özü, bütünü. Çünkü:

 Bedeviler: "İman ettik." dediler. De ki: "Siz iman etmediniz. Ancak 'Müslüman' olduk deyin. İman sizin kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve resulüne itaat ederseniz Allah, yapıp ettiklerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir." (49/14)

Mademki  “imanın kalbimize girmesinin” ve “Allah’ın yapıp ettiklerimizden hiç bir şey eksiltmemesinin” şartı “Allah’a ve resulüne itaat” etmektir;  o halde bize şahdamarımızdan yakın olan Allah’a ulaşmak kolay da günümüzde itaat etmek üzere hangi resule ve nasıl ulaşacağız?

Durun düşünmeden hemen Hz. Muhammed demeyelim:  Bütün nebiler / peygamberler gibi bir beşer olan Hz. Muhammed sağ iken “İslam Dinin” nebisi / peygamberi olarak, resullük görevini yapmış ve vefatı ile zamanın insanları üzerine bildiklerine” tanıklığı” sona ermiştir. Çünkü tüm beşer / insanoğlu için Sünnetullah odur ki, herkes sağ iken bildiğine tanıklık yapabilir:

 “Allah, resulleri bir araya getireceği gün şöyle der: "Size ne cevap verildi?" Şöyle derler: "Hiçbir bilgimiz yok. Gaybları en iyi biçimde bilen sensin, sen!" (5/109)

 "Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' İçlerinde olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat ettirince üzerlerine yalnız sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten her şey üzerinde bir Şehîdsin, bir tanıksın”(5/117)

Hz. Muhammed Allah'ın resulü ve nebilerin sonuncusudur ama Hz. Muhammed Allah'ın bir resulüdür.  Resullerin sonuncusu değildir Çünkü:

 “Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; O, Allah'ın resulü ve nebilerin sonuncusudur. Allah her şeyi gereğince biliyor.” (33/40) 


 Tam bu noktada aşağıdaki linki tıklayarak; “EVET, GÜNÜMÜZDE KUR'AN RESULDÜR / ELÇİDİR” başlıklı yazımdaki Kur’an Beyyinelerini (Kesin Delillerini) görüp okuyalım sonra tekrar buraya dönerek devam edelim.

 Ancak şimdi, KUR’AN’IN RESUL /ELÇİ OLDUĞUNU, ALLAH ‘IN KUR’AN İLE BİLDİRDİĞİ aşağıdaki ayetleri doğru değerlendirebilirsek KUR’AN’A GÖRE KUR’AN’IN RESUL ELÇİ OLDUĞUNA kuşkusuz olarak İMAN edebiliriz. İnşallah:

AYETLERİ OKURKEN VE DEĞERLENDİRİRKEN, GÜNÜMÜZDE KENDİSİNE UYULUP İTAAT EDİLECEK, YAŞAYAN HİÇBİR BEŞER NEBİ / PEYGAMBER OLMADIĞINI UNUTMAYALIM.

VE

BEŞER RESUL YOKSA BİLMEYENE / YANLIŞ BİLENE / ALLAH İNDİNDE İMANLI KABUL EDİLMEK İSTEYENE RİSALETİ YAPACAK OLAN KİM, (ALLAH’IN MESAJINI GETİRECEK ELÇİSİ KİM )DÜŞÜNELİM.


3/101

Y.N. Öztürk
Allah'ın ayetleri size okunuyor, Resulü de aranızda; peki, nasıl küfre sapıyorsunuz? Kim Allah'a sarılırsa dosdoğru yola iletilmiştir o...

M. Esed
Allah'ın mesajları size iletildiği halde ve Elçisi aranızda yaşarken hakikati nasıl inkar edebilirsiniz? Ama Allah'a sımsıkı tutunan, dosdoğru yola ulaştırılmıştır.

Dipnot: 3/101*: Kur'an, Elçi olarak +Bilgi Edinme yolları: Doğru Bilginin (ilim) Kaynakları: Kur'an ve Mealleri İle Kur'an'dan Önce İndirilen Kitaplardaki Değiştirilmemiş Sözler, Doğru Bilgi Kaynağıdır: + İtikat: Peygamberlik: Elçiler (Resuller) + İtikat: Peygamberlik: Elçiler (Resuller): Resullerin Durumu, Konumu: Kur'an, elçi olarak. + (Vahiy kitapları / çevirileri, imanlı toplumlar için kendi dilleriyle konuşan bir Resul / Elçidir).Bak: 5/15, 19; 6/19; 11/1-3; 14/1; 27/2,77, 32/3; 34/6; 42/52-53; 45/20; 51/50-51; 65/11; 69/51.


 3/101*: KUR'AN, ELÇİ OLARAK; VAHİY KİTAPLARI / MEALLER İMANLI TOPLUMLAR İÇİN KENDİ DİLLERİYLE KONUŞAN BİR RESUL / ELÇİDİR:

 Allah'ın ayetleri size okunuyor, Resulü de aranızda; peki, nasıl küfre sapıyorsunuz? Kim Allah'a sarılırsa dosdoğru yola iletilmiştir o... 3/101. 

 Ey Ehlikitap! Resulümüz size geldi. Kitap'tan saklamış olduklarınızın çoğunu size ayan-beyan açıklıyor; çoğundan da geçiyor. Şu bir gerçek ki, size Allah'tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir. 5/15. 

 Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. 'Bize ne müjdeci geldi ne uyarıcı' demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı da. Allah her şeye kadirdir. 5/19. 

 Sor: 'Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?' De ki: 'Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Bu Kur'an bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım. Siz gerçekten Allah'ın yanında başka ilahların bulunduğuna tanıklık ediyor musunuz?' De ki: 'Ben buna tanıklık etmiyorum.' De ki: 'O, sadece tek bir tanrıdır! Ve ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım!' 6/19. 

 Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir. Ki başkasına değil, yalnız Allah'a ibadet edesiniz! Kuşkusuz, ben size O'ndan gelen bir uyarıcı ve müjdeciyim. Af dileyin Rabbinizden; sonra da tövbe ile O'na yönelin ki, belirlenmiş bir süreye kadar sizi güzel bir nimetle nimetlendirsin ve her farklı derece sahibine hak ettiği ödülü versin. Eğer yüz çevirirseniz, o takdirde sizi büyük bir günün azabıyla korkuturum. 11/1-3. 

 Elif, Lâm, Râ. Bir kitaptır bu. Ki indirdik sana, çıkarasın diye insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan nura; Hamîd, Azîz olanın yoluna... 14/1.

 Müminlere bir kılavuz ve muştudur o. 27/2.

 Ve elbette o, inananlara bir kılavuz ve rahmettir. 27/77. 

 Yoksa 'Onu uydurdu' mu diyorlar? Hayır, haktır o; senin Rabbindendir; senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman içindir. Umulur ki, doğruya ve güzele kılavuzlanırlar. 32/3.

 Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana indirilenin, hakkın ta kendisi olduğunu, Hamîd ve Azîz olan Allah'ın yoluna kılavuzladığını görürler. 34/6.

 İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle kılavuzladığımız bir nur yaptık. Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yola kılavuzluk etmektesin.  Göklerde ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah'ın yoludur o. Gözünüzü açın, bütün iş ve oluşlar Allah'a varır! 42/52-53.

 Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o. 45/20. 

 O halde Allah'a kaçın / sığının! Ben size O'ndan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım. Allah'ın yanına başka bir ilah koymayın! Ben size O'ndan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım. 51/50-51.

 Bir elçi indirmiştir ki, iman edip hayra ve barışa yönelik işler sergileyenleri, karanlıklardan nura çıkarmak için Allah'ın ayetlerini açık seçik okur. Allah'a inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanları Allah, altlarından ırmaklar akan cennetlere/bahçelere koyacaktır. Onlar orada sonsuza dek kalıcıdır. Allah böylesi için rızkı gerçekten güzelleştirmiştir. 65/11. 

 Ve o, kesin bilginin tam gerçeğidir. 69/ 51.

MKA.




Hz. Muhammed'in Peygamberliği Yetki ve Sorumlulukları: 5/19


Y.N. Öztürk
Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. "Bize ne müjdeci geldi ne uyarıcı" demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı da. Allah her şeye kadirdir.

M. Esed
Ey Kitab-ı Mukaddesin izleyicileri! Hiçbir peygamberin gelmediği uzun bir aradan sonra, size (hakikati) bildiren bu Elçimiz gönderildi ki "Bize ne bir müjdeci, ne de uyarıcı gelmedi" demeyesiniz: işte size bir müjdeci ve uyarıcı geldi, çünkü Allah dilediğini yapmaya kadirdir. 


Dipnot: 5/19*: Kur'an, öncekilerle (Diğer vahiy kitaplarıyla), elçi olarak. Bak: 6/91, 154-159; 39/23, 41; 41/41-44; 47/1-3.


 5/19*. KUR'AN, ÖNCEKİLERLE (DİĞER VAHİY KİTAPLARIYLA), ELÇİ OLARAK:

 'Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. 'Bize ne müjdeci geldi ne uyarıcı' demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı da. Allah her şeye kadirdir.' 5/19.

 'Allah'ı, kadrine / şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar. Çünkü 'Allah, insana hiçbir şey vahyetmemiştir.' dediler. De ki 'Mûsa'nın insanlara bir ışık, bir kılavuz olarak getirdiği Kitap'ı kim indirdi? Siz o Kitap'ı birtakım parşömenler yapıp ortaya sürüyorsunuz, birçoğunu da saklıyorsunuz. Size, sizin de atalarınızın da bilmediği şeyler öğretildi.' 'Allah' de, sonra bırak onları saplandıkları batakta oynayadursunlar.'  6/91.

 'Sonra, güzel davrananlara nimetimizi tamamlamak, her şeyi ayrıntılı kılmak, bir kılavuz ve rahmet olmak üzere Mûsa'ya o Kitap'ı verdik ki onlar Rablerine kavuşacaklarına inanabilsinler. Bu da bizim indirdiğimiz bir kitaptır. Kutsal ve bereketli. Artık ona uyun ve sakının ki size rahmet edebilsin. 'Kitap, bizden önce iki topluluğa indirildi. Biz onu okuyup araştırmaktan gerçekten habersizdik.' demeyesiniz. 'Eğer bize Kitap indirilmiş olsaydı, onlardan daha doğru yürüyüşlü olurduk.' Artık size Rabbinizden bir beyyine, bir kılavuz ve bir rahmet gelmiş bulunuyor. Allah'ın ayetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalim kim var? Ayetlerimize sırt dönenleri, yüz çevirmeleri yüzünden azabın en acıklısıyla cezalandıracağız. Neyi bekliyorlar? Kendilerine meleklerin gelmesini mi, Rabbinin gelmesini mi, yoksa Rabbinin bazı mucizelerinin gelmesini mi? Rabbinin bazı mucizeleri geldiği gün, daha önce iman etmemiş yahut imanında bir hayır sahibi olamamış kişiye imanı hiçbir yarar sağlamayacaktır. De ki: 'Bekleyin! Doğrusu biz de bekliyoruz.' Dinlerini parça parça edip fırkalara, hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Allah onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir.'  6/154-159.

 'Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah'ın Zikri/Kur'an'ı karşısında yumuşar. Bu, Allah'ın kılavuzudur ki, onunla dilediğini/dileyeni hidayete erdirir. Allah'ın saptırdığına gelince, ona kılavuzluk edecek yoktur.'  39/23.

 'Kuşkusuz, bu Kitap'ı biz sana insanlar için hak olarak indirdik. Artık kim doğru yolu seçerse kendi lehinedir; kim de saparsa kendi aleyhine sapmış olur. Sen onlar üzerine vekil değilsin.'  39/41.

 'Onlar, o zikiri / Kur'an'ı kendilerine geldiğinde inkâr ettiler. Hâlbuki o, eşsiz yücelikte bir Kitap'tır. Bâtıl ona, ne önünden gelebilir ne de arkasından. Hakîm ve Hamîd Allah'tan bir indirmedir o. Senin için söylenen, senden önceki resuller için söylenenden başka şey değildir. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin hem çok affedicidir hem de acıklı bir azabın sahibidir. 'Eğer biz onu yabancı dilde bir Kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: 'Ayetleri ayrıntılı kılınmalı değil miydi? / Arap'a yabancı dil mi? / ister yabancı dilde, ister Arapça!' De ki: 'O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an, onlar için bir körlüktür. Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir.'  41/41-44.

 'Küfre saplanıp Allah'ın yolundan alıkoyanların yapıp ettiklerini O, boşa çıkarmıştır. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ve Muhammed'e indirilene -ki o onların Rablerinden bir haktır- inanmış olanlara gelince, Allah onların çirkin davranışlarını örtmüş ve gönüllerini barışa yöneltmiştir. Bu böyledir; çünkü küfre batanlar boş ve tutarsıza uymuşlardır. İman edenler ise Rablerinden gelen hakka uymuşlardır. İşte Allah, insanlara kendi durumlarını bu şekilde örnekleyerek anlatır.'  47/1-3.

MKA



YERİ GELMİŞKEN “ALLAH’A VE RESULÜNE/ ELÇİSİNE İTAAT” KAVRAMINI AÇALIM.

Hz. Muhammed ‘in Peygamberliği Yetki ve Sorumlulukları;  Müslümanların Hz. Peygambere Uyma Yükümlülükleri: 4/80
.

Y.N. Öztürk
Resule itaat eden Allah'a itaat etmiş olur. Yan çizen çizsin, biz seni onlar üzerine bekçi göndermedik.

M. Esed
Kim Peygambere itaat ederse Allaha itaat etmiş olur; yüz çevirenlere gelince; Biz seni onlara bekçilik yapman için göndermedik.

Dipnot: *4/80: ELÇİYE (RESULE, PEYGAMBERE) İTAAT NE DEMEKTİR?


 Kuran'daki İslâm'a karşı delil getirme çabasında olan gelenekçi İslamcılar "Allah'a ve resulüne itaat edin" şeklindeki ayetleri gösterip; Kuran'da "Allah'a ve Resulüne uymamız söyleniyor. Kuran'a uymak Allah'a uymaktır, hadislere uymak Peygamber'e uymaktır" demektedirler.

 Söz konusu ayetlerde Peygamberimiz hep "Resul" kelimesi ile anlatılmaktadır. 

 Peygamber Farsça kökenli bir kelimedir ve Kuran'da geçmez. Kuran çevirilerinde elçi manasına gelen "resul" kelimesi ya aynen "resul" diye ya da "Peygamber" diye çevrilir. 

 Kuran'da geçen "resul" kelimesinin tam karşılığı "elçi" kelimesidir. Bu kelime hem Allah'ın elçisi, hem de herhangi bir elçi manasında kullanılır. "Resul" diye geçen kelimeyi "elçi" diye çevirmek tam doğru bir çeviri olmaktadır. Nitekim birçok çeviri de böyledir.

Kim Allah'a ve elçisine itaat ederse ve Allah'tan korkup sakınırsa işte kurtuluşa ve mutluluğa erenler bunlardır.
24- Nur Suresi 52


Allah'a ve elçisine itaat edin ki merhamet olunasınız.
3- Ali İmran Suresi 132

A. 
ELÇİ KELİMESİNİN KULLANILMASI HERŞEYİ AÇIKLIYOR

 Belli bir yaşın üzerindeki kişilerin çoğu "resul" kelimesinin manasını ve kullanılış tarzını bilirler, fakat genç neslin resul kelimesinin manasını bilememesi ihtimaline karşı yukarıdaki açıklamayı yaptık. (Kuran çevirilerinin yeni neslin anlayabileceği tarza adapte olması, Osmanlıca ve az anlaşılan kelimelerden arındırılması gerektiği ayrı bir yazı konusu olduğu için bu konulara burada değinmeyeceğiz.) 

 Yukarıdaki ayetlerde "resul" kelimesinin "elçi" manasında olduğunu iyice anlamak, ayetin manasını da tam kavramayı sağlar.

Biz Peygamberimiz Hz. Muhammed'e niye uyarız? Çünkü O Allah'ın elçisidir. Yani Allah'ın mesajını alıp da getiren kişidir. 

Elçinin mesajı Allah'ın gönderdiği mesajdır. O mesaja uyulunca hem Allah'a, hem de o mesajı getiren elçiye uyulmuş olur. 

 Aynı zamanda mesajın kendisine (Kuran'a) uyulduğunu söylersek bu da doğru olur. 


 Elçiye "elçi" denmesinin sebebi kendisinin olmayan mesajı taşımasındandır. Yani Allah, Resul (elçi) kelimesiyle, Hz. Muhammed'in kendisinin olmayan mesajı taşıyan kişi olduğunu vurgulamaktadır. 

İnsanlara, elçiyi devreden çıkartıp Allah'a varmanız mümkün değildir dersini veriyor. 

İtaat edilmesi emredilen kişi olan elçi, kendisi namına değil, göndericisi (Allah) namına konuşmaktadır. Bu yüzden "O'na (elçiye) itaat, gönderene (Allah'a) itaattir" mantığı, Kuran'ın bu ayetleriyle verilmektedir. 


 Allah'ın elçi yollaması, bizle irtibat kurmak için seçtiği yegane yoldur. Elçi mesajı insanlara ileteceği, ona davet edeceği için elçiye itaat (Hz. Muhammed'e) onu gönderene (Allah'a) itaat olacaktır.

Elçiye itaat eden Allah'a itaat etmiş olur.
4- Nisa Suresi 80


 İnsanlar Allah'ın mesajı Kuran'ı Hz. Muhammed'in (elçinin) ağzından duydular. Kuran her insana ayrı ayrı vahiy edilmedi ki ! 

 Peygamberimiz'in getirdiği mesaja uymayan birçok insan "Bu insan sözüdür." veya "Biz bir insana mı uyacağız?" şeklinde karşı çıkmışlardır. 

 Oysa Allah "Allah ve elçisine itaat edin."ayetleriyle; Hz. Muhammed'e, elçiliği yüzünden, o mesajın gerçek sahibi Allah olması yüzünden uyulacağını göstermektedir. Yani Allah, "Allah ve elçisine itaat edin." ayetleriyle uyulanın bir tek Allah olduğunu göstermektedir, bu da 4.Nisa Suresi 80. ayette bir daha anlaşılmaktadır. 

 Yoksa Allah Kuran ile hükümler koydu, Peygamber hadislerle ilave hükümler yaptı, Allah ve elçiye itaatten kasıt iki tane din oluşturucunun oluşturduklarına uymaktır; şeklinde ayetleri açıklamak, dinimizi Allah ve Peygamber ortak yapımına çevirmek olur. Bu da Allah'ın din üzerindeki tekeline tecavüzdür ki bir şirk türüdür. 


 Geleneksel İslamcıların bu sapışını birçok eserlerinde görebiliriz: "Peygamberimiz dinimizde hüküm koyucudur. Haram ve helali tespit eder."[Rivayet İlimlerinde Haberi Vahitlerin İtikat ve Tefri Yönlerindeki Değeri, sayfa 108] Oysa Kuran'da Allah dışında hüküm koyucu aranmaması söylenir.

Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah'ın dışında bir hüküm koyucu mu arayayım.
6- Enam Suresi 114

B.
 MUHAMMED İSMİNİN KURAN'DA KULLANILIŞ TARZI

 Diğer bir ilginç nokta da Kuran'da, Peygamberimiz'in ismi olan Muhammed'in geçtiği 4 ayetten 3'ünde de Muhammed'in elçi olduğu vurgulanmasıdır.

 Muhammed yalnızca bir elçidir.
3- Ali İmran Suresi 144


 Muhammed Allah'ın elçisi ve Peygamberler'in sonuncusudur.
33- Ahzab Suresi 40


 Muhammed Allah'ın elçisidir.
49- Fetih Suresi 29



 Kuran'da Muhammed isminin geçip elçiliğin vurgulanmadığı tek ayette ise Muhammed'e indirilene inanılması yani Kuran'a inanılması gerektiği söylenir.

 İman edip, salih işler yapanlar ve Muhammed'e indirilene -ki, O Rablerinden bir gerçektir- iman edenlerin kötülüklerini örtüp bağışlamış, durumlarını düzeltmiştir.
47-Muhammed Suresi 2



 Peygamberimiz'in Muhammed ile aynı köke sahip Ahmed ismiyle (veya sıfatıyla) geçtiği tek ayette ise Ahmed'in elçiliği vurgulanır.

 Hani Meryem oğlu İsa "Ey İsrailoğulları, gerçekten ben sizin için Allah'tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra ismi Ahmed olan bir elçinin de müjdecisiyim" demişti.
61- Saff Suresi 6


 Daha evvel gördüğümüz gibi Kuran'da hiçbir yerde "Allah'a ve Muhammed'e itaat edin." diye bir ifade bulunmaz. Kuran'da sürekli "Allah'a ve elçisine itaat edin." şeklinde bir ifadenin geçmesi Hz. Muhammed'e, ancak elçilik vazifesinden dolayı itaat edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır


 Muhammed isminin geçtiği tüm ayetlerde (biri hariç) elçiliğinin vurgulanması, tek istisna ayette ise Muhammed'e indirilene (Kuran'a) uyulması gerektiğinin söylenmesi tüm yanlış anlamalara kapıları kapatmıştır.


C. 
PEYGAMBER SADECE KURAN'LA UYARIRDI

 Peygamber insanları sadece vahiy (Kuran) ile uyarırdı. Peygamber'e Kuran ayetleri gelmediğinde ise Peygamber'in bir şeyler uydurmasını istediler. Oysa bunun mümkün olmadığı, Peygamber'in sadece vahye uyduğu aşağıdaki ayetlerden anlaşılır.

De ki: Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp, korkutuyorum. Onlara bir ayet getirmediğin zaman "Şuradan buradan derleseydin ya" derler. De ki "Ben sadece Rabbimden bana vahiy edilene uyuyorum. Bu Rabbinizden olan kavrama yeteneğidir, iman edecek bir toplum için doğruya iletilme ve rahmettir."
7- Araf Suresi 203



 Allah birçok ayette Kuran'ı indirdiğini, Kuran'ı vahyettiğini söyler. Aşağıdaki ayette göreceğiniz gibi Peygamber'in resullük (elçilik) vazifesi Kuran'ın tebliğ edilmesidir. Eğer Peygamberimiz bunu yapmasaydı elçilik vazifesini yapmamış olacaktı. Elçinin vazifesi Allah'ın indirdiğini tebliğ etmek ise, elçiye itaat de Allah'ın indirdiğine itaat olacaktır.

 Ey elçi. Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak olursan elçiliğini tebliğ etmemiş olursun.
5- Maide Suresi 67

 De ki: "Sizi ve kime ulaşırsa kendisiyle uyarmam için bana bu Kuran vahyedildi."
6- Enam Suresi 19


D.
 HZ. İBRAHİM'İN HADİSLERİ NEREDE?

 Kaşif Ahmed Şehzade, Allah'a ve elçiye itaatten kastın; Allah'ın elçisiyle gönderdiği mesaj olan Kuran'a uymak olduğunu söyler ve Kuran'da aktarıldığı gibi Peygamberimiz'in bizim için örnek olduğunu, fakat Peygamberimiz'e dair bilgiler için de tek geçerli ve yeterli kaynağın Kuran olduğunu söyler.

Şehzade, Mümtehine Suresi 4. ayeti örnek göstererek şöyle der: 


 "Aşağıdaki ayet, Hz. İbrahim'in örneğini geleneklerin ve ona atfedilen sözlerin arasından seçeceğimizi mi söylüyor? Hayır, bu ayet öyle söylemiyor. 

 Ayette anlatılmak istenen Hz. İbrahim'in davranışının, tavrının Kuran'da açıklanan şeklinin inananlar için örnek olduğu ve inananların onun örneğinde olduğu gibi hareket etmeleri gerektiğidir." (Kaşif Ahmed Şehzade, The Authority of Quran
)
 İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır.
60- Mümtehine Suresi 4


Eğer Peygamberimiz'i örnek almaktan kastın; hadislere ve Peygamber'in kavminin geleneklerine uymak olduğu söylenirse; o zaman İbrahim Peygamber'i örnek almamızı söyleyen ayete göre, İbrahim Peygamber'in kavminin geleneklerini öğrenmemiz ve İbrahim Peygamber'in hadislerini de bulmamız gerekmektedir. 

Oysa durum Kaşif Ahmed Şehzade'nin dediği gibidir. Peygamberimiz'in de, İbrahim Peygamber'in de davranış şekilleri Kuran'da anlatılır ve örnek almamız istenen bu davranışlardır.

Peygamber'in vahiy olan Kuran dışında Allah'a karşı bir şeyler uydurması için çabalar daha Peygamber hayattayken başlamıştır. Peygamber hayattayken buna engel olmuştur, fakat Peygamber'in vefatından sonra, hele bir de 4 Halife dönemi de geçince, Peygamber'in döneminde başlayan vahiy dışında uydurmalar oluşturma çabaları ne yazık ki gördüğümüz kötü sonuçları doğurmuştur.

 Onlar neredeyse sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi.
17- İsra Suresi 73



 Kuran Allah'ın kitabıdır, fakat insanlar onu Hz. Muhammed'in (elçinin) sözü olarak duydular. Kuran'ın aşağıdaki ayetlerinde geçen ifade tarzları bu mantığı daha iyi kavramamızı sağlamaktadırlar.

 Allah ve elçisinden kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere bir ültimatomdur bu.
9- Tevbe Suresi 1


 Bir de Allah ve elçisinden insanlara Büyük Hac günü bir duyuru var.
9- Tevbe Suresi 3


E. 
KURAN AYETLERİNDE ANLATILANLARA UYMAK ELÇİYE UYMAKTIR

 Görüldüğü gibi Allah'ın kendisinden ve elçisinden ültimatom olduğunu, duyuru olduğunu söyledikleri aynı zamanda Kuran ayetleridir. Aynı mantığı Kuran'ın başka yerlerinde görebiliriz. Örneğin; 4- Nisa Suresi 13. ayete kadar miras ile ilgili hükümler anlatılır. 13. ve 14. ayet ise şöyledir:

 13- Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve elçisine itaat ederse onu altından ırmaklar akan ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.
4- Nisa Suresi 13


 14- Kim Allah'a ve elçisine isyan eder ve O'nun sınırlarını aşarsa onu da içinde ebedi kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.
4- Nisa Suresi 13,14


 Allah 13. ayete kadar hükümlerini anlatırken 13. ve 14. ayette bunlara uymak, Allah'a ve elçisine uymak olarak gösterilmektedir. 


Ne yazık ki Kuran'ı iyice araştırmadan, iyice düşünmeden, ayetleri sırf kendi fikirlerini doğru çıkartmak için çekiştirenler, bu ayetleri görmezlikten gelmiş ve ileri sürdükleri fikirlerle dini, Allah ve Peygamber yapımı bir şirkete; Peygamber'i, Allah'ın hükümlerine hüküm katan, Allah'ın hükümlerini gerektiğinde nesh eden (silen) bir şahsa dönüştürmüşlerdir. 


 İçine düştükleri bu çelişkiyi fark eden bazı gelenekçiler açmazlarını kapamak için daha da vahim bir iddiaya kalkışmışlardır.

Bu iddiaya göre Peygamber'in mevcut hadis kitaplarındaki hadisleri de vahiy neticesidir. Daha önceki bölümlerden hadislerin Kuran'la, mantıkla, kendi aralarında, bilimle, insafla çeliştiklerini görenler bu iddianın korkunçluğunu anlarlar.

Bu iddia ile Peygamber'e atılan iftiralar, Allah'a iftiralar atmaya dönüştürülmüş olur. 


 Yine bundan önceki bölümlerde gördüğümüz gibi Peygamber bir tek Kuran'ı yazdırmıştır. Madem Kuran dışında uyulması gereken kaynaklar, vahiyler vardı; o zaman Peygamber onları neden yazdırmadı?

Aşağıdaki ayete göre Peygamber'in uyduğu vahiy Kuran'dır. Din düşmanlarının değişmesini istedikleri de Kuran'dır. Kuran dışında dini kaynaklar olsa Peygamber de onlara uyardı, din düşmanlarıysa onların da değişmesini isterlerdi.

Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda bizimle karşılaşmayı ummayanlar derler k: "Bundan başka Kuran getir veya bunu değiştir." De ki: 'Benim onu kendiliğimden değiştirmem asla mümkün değildir. Ben yalnızca bana vahyedilene uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem büyük günün azabından korkarım."
10- Yunus Suresi 15


Peygamber ancak Allah'ın vahyi olan Kuran'a uyar. Gündelik hayatta Peygamber'in bazı hatalar yapması bile mümkündür. Kuran'da Peygamber'in hatalarının belirtilmesi, Peygamber'in Kuran dışındaki her sözünü, her hareketini vahiy olarak göstermeye çalışan iddiayı yalanlar.

Uydurulan Din, Kuran'daki Din E – Kitap



Bu irşad maksatlı cevap yazım, Bloğumdan indirebileceğiniz “ATATÜRK VE RESUL KUR'AN - (MKA) (41 E- KİTAP) ”içinde mevcut olan “RESUL KUR'AN'IN KUR'AN  E - KİTAPLARI -  (MKA)” içindeki ilgili ayetleri altındaki dip notlarından başlık konusu ile ilgili alıntılar yapılarak derlenmiştir.

 Konuyla ilgili soruların bir kısmına burada hala tatminkâr cevap bulamayan okurlara aşağıdaki linki tıklayarak “RESUL KUR'AN'IN KUR'AN TEFSİRİNE GİRİŞ VE ÖNSÖZ” yazımı tekrar da olsa şimdi yeniden okumasını öneririm.

 İsteyenler bu bloktaki yayınlarda referans olarak verilen tüm ayetleri, gerek gördüklerinde Bloğumdan indirebileceği “ATATÜRK VE RESUL KUR'AN - (MKA) (41 E- KİTAP) ”içinde mevcut olan “RESUL KUR'AN'IN KUR'AN  E - KİTAPLARI -  (MKA)” daki ayetlerden okursa, ayeti, Arapça orijinal, Türkçe okunuşu, YAŞAR NURİ ÖZTÜRK çevirisi ve MUHAMMED ESED çevirisi olarak alt alta ve bir arada görebileceklerdir.
Ayrıca ayet üst notları ve ayet Dip notlarından yararlanabileceklerdir.
 ARTIK DİLEYEN OKUR, DÜŞÜNÜR; DİLEYEN VAZGEÇER / VAZGEÇMEZ, BİLDİĞİNE BAKAR.

 BİLGİ, EMEK İSTER; İŞ, ÇABA – GAYRET İSTER. İŞİTELİM, GÖRELİM; OKUYALIM, BİLELİM

M. Kemal Adal
21. Ocak. 2016 /İZMİR

ATATÜRK VE RESUL KUR'AN - (MKA) (41 E- KİTAP) İÇİN GÜNCEL İNDİRME LİNKİ:


https://kemaladal.blogspot.com.tr/2016/01/kurani-kurandan-ogrenmek-isteyenlere.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder