A.
Kitabı, Hakkını
vererek / gereğince okumanın anlamı
nedir?




İmanın icabı / gereği budur.

B.
Kur’an Nasıl Bir
Kitap’tır ve Niçin Gelmiştir?
Kur’an, Yaratan’la yaratılan (Allah
ile insan) arasında bir köprüdür, bir tanışma ve anlaşma aracıdır.
1.
Kur’an’ın
deyişiyle, Kur’an, dosdoğru yola
kılavuzlayan, Allah’ın ipi, sapasağlam bir kulptur.
a)
Kur’an’ın
deyişiyle, Kur’an, tutunduklarında
insanları zulumattan (karanlıklardan) aydınlığa çıkarır, dosdoğru yola
kılavuzlar:




b)
Kur’an’ın
deyişiyle, Kur’an, tutunanların vahdetini (birliğini) sağlayacak ve doğruya
götürecek olan bir iptir:

c)
Kur’an’ın
deyişiyle, Kur’an, kopup parçalanması olmayan sapa sağlam bir kulptur:

2.
Kur’an’ın
deyişiyle, Kur’an, Allah’ın insanlara mesajının, inananlara
öğüt ve kılavuzluğun olduğu mektuptur.

3.
Kur’an’ın
deyişiyle, Kur’an, insanlar için bir açıklama, inananlara ise öğüt ve
kılavuzdur:











4.
Kur’an’ın
deyişiyle, Kur’an, büyük bir haberdir:

5.
Kur’an’da, öğüt
almak için her örnekten anlatılmıştır:


6.
Kur’an, öğüt
alınabilsin diye üstelik kolaylaştırılmıştır:

7.
Kur’an’ın, yine öğüt
alınabilmesi için ayetleri geniş geniş açıklanmıştır:

8.
Kur’an’dan,
aklını ve gönlünü çalıştıran, aklı selim ve tefekkür sahipleri anlayıp, öğüt
alırlar:





C.
Öğüt vermede
Kuran’ın yöntemi (Sünnetullah).
1.
Kıssalarla öğüt
vermek


2.
Dünyevi ceza ile
öğüt vermek




3.
Öğütlere
uymayanların Ahiret’teki hallerini anlatarak, yapılan sakındırma ile verilen
öğüt






D.
Allah’a
teslimiyet ve öğüdüne uymak, Kuran’ı yaşamak nasıl olur?
1.
Kuran Müslümanı
Olmak, Kuran ahlakı ile ahlaklanmak.




2.
Taklidi değil,
Tahkiki İman sahibi olmak
Müslüman, taklidi değil, tahkiki iman sahibi olmalıdır.
Atalardan miras yoluyla
gelen bir Müslümanlık veya devletin (kalbe değil de) nüfus cüzdanına yazdığı Müslümanlık
(eğer
fert / toplum bu miras ya da dayatma
yoluyla gelen Müslümanlığı aklı ermeye başladıktan sonra bilinçli bir şekilde
onaylamadı / tasdiklemedi ise)
inanç olarak Kuran’ın öğütlediği iman ve eylemler / ameller sebebiyle
değildir. Bu haliyle de fazla bir önemi ve değeri yoktur.
Çünkü Allah, bizim nüfus cüzdanımıza göre
değil, kalbimizdeki iman ve yaşantımızdaki amellerimize göre hüküm verecektir.
3.
İnanç, düşünce ve
eylemlerde aklını ve gönlünü çalıştırmak





E.
Kuranı anlayıp,
uygulamayı, Kuranı yaşamayı ve / veya Kuran’a uymamayı (İman ve Küfrü) doğuran
etkenlerdeki Sünnetullah.
1.
Allah'ın lütfu
müstesna insanın öz kazancından başkası yoktur. İnsanın özgür seçme ve tercihi
ile kesbettiği / yaptığı iş / eylem / ameline göre kazanımlarının
karşılığını, Allah yaratır ve hem
dünyada hem de ahirette tam olarak verir.

2.
Allah hiçbir
benliğe yaradılış kapasitesinin /gücünün üstünde ve verdiği şey dışında bir yük
/ sorumluluk yüklemez.(Gücün yetmediğinde sorumluluk yoktur):

3.
Yaptıkları süslü
gösterilenler, kalpleri mühürlenenler, sağır/dilsiz ve körler:
a)
Yaptıkları
süslü, güzel / doğru gösterilenler: (Arzularına uyup küfre sapanlara,
yaptıkları süslü, güzel / doğru gösterilir):

b)
Kalpleri
mühürlenenler: (Arzularına uyup küfre sapanların kalplerini, seçimleri /
kazandıkları sebebiyle Allah mühürler):

c)
Dilsiz, sağır ve
körler: (Arzularına uyup küfre sapanların kalplerini, seçimleri / kazandıkları
sebebiyle Allah mühürlediğinde, onlar inanç tutum ve davranışlarını
değiştirmedikçe sağır / dilsizdirler, işitmezler, kördürler, görmezler,
kalpleri kılıflı / kabukludur, anlamazlar):

4.
Dinde zorlama
yoktur, Allah dileseydi insanları tek bir ümmet yapardı:
a)
Dinde zorlama yoktur: İyi ve kötü, Sorumluluğu sebebiyle sonuçlarına katlanmak üzere,
inançlarını seçmede ve eylemlerini uygulamada hak ile batıl, iyi ile kötü
gösterildikten sonra insanlar, hür bırakılmıştır.

b)
Allah
dileseydi insanları bir tek ümmet yapardı ve insanlar toptan iman ederler ve
hepsi doğru yola girerlerdi. Ama insanların inanç ve eylemleri değişiktir çünkü
Allah insanlara inancında iman veya küfrü seçme hakkı, amelinde davranış
özgürlüğü ve sorumluluğunu vermiştir:
c)
İnanan ile inanmayan,
Kuran’ı anlayıp uygulayan ile Kuran’a uymayan benzeşmez, bir değildir:

5.
Herkes
kendi varlık yapısına / yaradılışına / karakterine uygun iş görür:

6.
Herkesin
yapıp ettiklerinden dereceleri vardır (Herkesin her yaptığı kendi öz
kazancıdır, buna göre dereceleri ve bu derecelere göre de cehennem veya cennette
yerleri vardır) :

7.
Ameller niyete
göre değerlidir:

8.
İmanı olmayanın ameli ahirette boşa gitmiştir:

9.
Herkesin
kazandığı günahı kendinedir. (Başkasına verilemez, devredilmez ve başkasından
alınamaz. Hiçbir günahkâr bir başkasının yükünü / günahını taşıyamaz):

10.
İyi veya kötü,
her yapılandan yapana bir pay vardır. (Başkasını günaha sokana da, iyi işe
sebep / aracı olana da bundan bir pay vardır):

E
SONUÇ
1.
Herkes kendi
kazandığıyla karşılık görecek, kendi günahını kendisi çekecektir:

2.
Kendi günahını başkalarının
üzerine atamayacaktır. Çünkü kimse kimsenin günahını
çekmeyecek / yüklenmeyecektir:


3.
Aklı ve gönlü
işleterek anlamak ve uygulamak esastır.



4.
Kuran’a uymak ve uygulamak , Kuran’ı yaşamak demek,
İnanıp, Hayra ve barışa yönelik işler (salih amel / yararlı ve iyi işler)
yapmak demektir.



F.
Kolaylık önerisi



M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder