İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

23 Kasım 2020 Pazartesi

FEN EĞİTİMİ VE MİLYONLARIN ETKİLEDİĞİ MİLYONLAR

KONUK YAZAR

Dr. Elif Ece Adal


Sosyobilimsel konular, adı üstünde, hem bilimsel hem sosyal boyutları olan ve ahlaki ya da etik sorgulamalar içeren tartışmalı konulardır [1]. Üzerinde büyük tartışmaların halen sürdüğü nükleer santraller ve yıllardır çeşitli vesilelerle gündeme gelen genetiği değiştirilmiş organizmalar sosyobilimsel konulara örnek olarak verilebilir. Sosyobilimsel konuların sonuçları hepimizi etkilediği için, demokratik bir toplumda vatandaşların bu konularda sorumluluk alması ve kararlar vermesi gerekir [2].
Tüm dünyayı etkisi altına almış olan COVID-19 da sosyobilimsel bir konudur. Virüs bir kişiden başlayarak yayılmış ve pandemiye dönüşmüştür. Artık net bir şekilde görülmüştür ki her birimizin aldığı tedbirler hepimiz için anlam ifade etmektedir. Fakat sosyobilimsel konuların tartışmalı doğası gereği bir belirsizlik durumu da içerir ve bu pandemi sürecinde karar almayı ve alınan kararların uygulanmasını önemli ölçüde zorlaştıran da bu olmuştur. Belirsizlik koşulları, kişinin sonuçlardan emin olmadığı ve makul olasılık tahminleri bile yapamadığı durumlardır [3]. Bununla birlikte, belirsizlik birçok kararın temel unsurudur [4] ama belirsizlik durumlarını hafife alma ve bu belirsizliğin yansımalarının ne kadar karmaşık olabileceğini fark etmekte başarısız olma eğilimi yetişkinler arasında yaygındır [5]. Sosyobilimsel bir konu olan COVID-19 pandemisinde de yüksek bir belirsizlik durumu vardır ve karar vermek güçtür. Bununla birlikte özellikle pandeminin başlarında olduğu gibi zaman zaman adeta geçen her saat genel resmi değiştirdiğinden çok hızlı kararlar verilmesi ve insanların verilen kararlara hızlı bir şekilde uyması gerekir. COVID-19 pandemisi ile en çarpıcı yoldan milyonlarca insanın kendileri de dahil milyonlarca insanın hayatından sorumlu olduğunu daha iyi anlamaktayız.

Öyleyse bu kadar zorlayıcı koşullarda kişilerin bilinçli kararlar verebilmesini ne sağlar? Pandemi sürecinde hem siyasetçiler hem de vatandaşlar, insanların pandemiyle mücadelede en çok öne çıkan 3 temel kuralı (maske, mesafe ve temizlik) bile yeterince dikkate almadıklarından sık sık yakınmaktadırlar. Eksik olan ne ki, pandemiyle mücadelede bir türlü istediğimiz kadar başarılı olamıyoruz? Yanıtın merkezinde fen eğitimi var. Sosyobilimsel konularda bilinçli karar verebilme fen eğitiminin önemli bir konusudur ve Türk Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nda yaşam becerisi olarak sunulur. Eğitimciler, günlük yaşamdaki problemlerde ve sosyobilimsel konularda karar vermeye ilişkin olarak öğrencilerin bilimsel okuryazarlıklarını geliştirmesi gerektiğini söyler [6]. Bilimsel okuryazarlık bizim programımız da dahil olmak üzere pek çok fen programının nihai amacıdır [7]. Bu yüzden, insanların pandemi ile mücadele kurallarına uymayışından her yakınılışta aklınıza fen eğitimi ve fen eğitiminin nihai amacı olan bilimsel okuryazarlık gelsin. Eğer bir başarısızlık varsa ilk ve en önemli adım buralarda atılmıştır, başarısız olunmuştur. Şimdi ise daha büyük kitleler için bugüne kadar ülkece fen eğitimine nasıl bir önem atfedilmiş, gerçekte nasıl bir önem verilmiş; fen eğitimiyle ilgili neler yapılmış, neler kâğıtta kalmış, kâğıtta olmayan neler gerçek olmuş diye geriye dönüp bir gözden geçirme zamanı gelmiştir. Daha çok insan fen eğitiminde “ne olması gerekiyor ve ne oluyor” diye sormadıkça ve tespit ettikleri sorunlara bilimsel çözüm arayışı içinde olmadıkça, yakınmaktan öteye geçemeyiz.

Dr. Elif Ece Adal

Kaynakça
[1] Sadler, T. D. 2004a. “Informal reasoning regarding socioscientific issues: A critical review of research”. Journal of Research in Science Teaching, 41(5), 513-536.Sutman, F.X. 1996. “Scientific literacy: A functional definition”, Journal of Research in Science Teaching, 33, 459-461.
[1] Sadler, T. D. 2004b. “Moral and ethical dimensions of socioscientific decision-making as integral components of scientific literacy”. Science Educator, 13(1), 39-48.
[1] Zeidler, D. L., Sadler, T. D. 2008. ”Social and ethical issues in science education: A prelude to action”, Science & Education, 17(8,9).
[1] Zeidler, D. L., Sadler, T. D., Simmons, M. L., Howes, E. V. 2005. “Beyond STS: A research-based framework for socioscientific issues education”, Science Education, 89, 357-377.
[2] DeBoer, G. E. 2011. “The globalization of science education”, Journal of Research in Science Teaching, 48(6), 567-591.
[2] Hofstein, A., Eilks, I., Bybee, R. 2011. “Societal issues and their importance for contemporary science education-A pedagogical justification and the state-of-the-art in Israel, Germany, and the USA”, International Journal of Science and Mathematics Education, 9(6), 1459-1483.
[2] Roth, W.-M., Lee, S. 2004. “Science education as/for participation in the community. Science Education”, 88, 263-291.
[2] Zoller, U. 1982. “Decision-making in future science and technology curriculum”, European Journal of Science Education, 4(1), 11-27.
[3] Robbins, S. P., Coulter, M. 2012. Management (11. Basım). New York: Prentice Hall.
[4] Beyth-Marom, R. Fischoff, B, Quadrel, M. J., Furby, L. 1991. “Teaching decision-making to adolescents: a critical review”. Teaching Decision Making to Adolescents. Editörler: Baron, J., Brown, R. Hillsdale: Erlbaum.
[5] Fischhoff, B., Slovic, P., Lichtenstein, S. 1977. “Knowing with certainty: The appropriateness of extreme confidence”, Journal of Experimental Psychology: Human Perception and Performance, 3, 552-564.
[5] Lichtenstein, S., Fischhoff, B., Phillips, L.D. 1982. “Calibration on of probabilities: State of the art to1980”. Judgment Under Uncertainty: Heuristics and Biases. Editörler: Kahneman, D., Slovic, P., Tversky, A. New York: Cambridge University Press
[6] Aikenhead, G. S. 1985. “Collective decision making in the social context of science”, Science Education, 69(4), 453-475.
[6] Fleming, R. 1986. “Adolescent reasoning in socio-scientific issues, part I: Social cognition”, Journal of Research in Science Teaching, 23(8), 677-687.
[6] Millar, R., Osborne, J. 1998. Beyond 2000: Science Education For the Future. London: King’s College School of Education.
[7] Donnelly, J., Jenkins, E., Layton, D. 1994. Scientific and Technological Literacy. Meanings and Rationales. An Annotated Bibliography. Leeds, England: Centre for Studies in Science and Mathematics Education, University of Leeds, UNESCO iş birliğiyle.
[7] Milli Eğitim Bakanlığı [MEB]. 2006. İlköğretim Fen ve Teknoloji Dersi (6, 7 ve 8. Sınıflar) Öğretim Programı. Ankara: Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı.
[7] Milli Eğitim Bakanlığı [MEB]. 2018. Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı (İlkokul ve Ortaokul 3, 4, 5, 6, 7 ve 8. Sınıflar). Ankara.
[7] United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization [UNESCO]. “Science for the twenty-first century. A new commitment”. http://www.unesco.org/science/wcs/abstracts/I_7_education.htm Son erişim tarihi: 02 Mayıs 2020

3 Ekim 2020 Cumartesi

"VAR" DİYORLAR AMA BUNLAR KUR'AN'DA "YOK"


Can Ataklı

15 Aralık 2019

Kafalara vura vura “var” diyorlar belki ama Kuran’da bunlar hiç yok


YazarlarCan Ataklı
15 Aralık 2019 05:30

ACAYİP YAZILAR

Kafalara vura vura “var” diyorlar belki ama Kuran’da bunlar hiç yok

Toplumun önemli bir bölümü, kaybettiğimiz büyük ilahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk’ün çok kullandığı ifade ile “Allah ile kandırılarak”  siyasi amaçlar için kullanılıyor.

Özellikle bu iktidar döneminde minicik çocuklar çoğu kez evlerinden de koparılarak yatılı Kuran kurslarına gönderiliyor, burada yeteneklerinin ve çaplarının ne olduğu kimse tarafından denetlenmeyen kimi hocaların elinde bu çocukların beyni yıkanıyor, kindar dindar bir eğitimin ilk “rahle-i tedrisatından”  geçiriliyor.

Dini kural adı altında ve çoğu kez “Kuran’da da yeri var” denilerek pek çok safsata hem bu tür kurslarda çocukların beynine sokulduğu gibi camilerdeki kimi vaazlarda da bilgisiz halka dini bilgiymiş gibi veriliyor.

Elbette Yaşar Nuri Öztürk gibi pek çok gerçekten aydın, dini bilen, hurafelerden değil Kuran’dan beslenerek insanların yolunu aydınlatan nice insanımız var.

Ama gerici yobaz takımı elbette kendi düzenlerini bozan bu aydın din adamlarından nefret ediyor.

Geçen hafta sizlere eski Diyanet İşleri Başkanlarından Ali Bardakoğlu’nun  dinle ilgili aydın sözlerine softaların ki bazılarının adının önünde Prof. unvanı bile var, nasıl saldırdıklarını da anlatmıştım.

Bu hafta da sizlere aslında bir ilahiyatçı olmayan ama din üzerine çok önemli çalışmaları olan, bu alanda kitaplar yazmış Güner Akca’nın kitaplarından biri olan Sıratı Müstakim’den bazı alıntılar sunmak istiyorum.

Aslında aşağıda okuyacağınız cümleler Güner Akça tarafından maddeler haline getirilmemiş.

Bir ilahiyatçı kendi çalışmasına ışık tutması amacıyla Akca’nın yazdığı kitaptan aldığı bilgileri 90 madde haline getirmiş.

Güner Akca

Son günlerde sosyal medyada paylaşıldığını gördüğüm bu 90 maddelik “Kuran’da ne yok” yazısını sizlere sunmak istedim;

1- Tüm Şefaat sadece Allaha aittir. Şefaat ya Resullulah, ya Ali, ya Geylani, ya Gavs vs. yok

2- Mehdinin geleceği yok

3- Kabir hayatı, kabir azabı yok

4- Miraç yok.

5- Kadercilik yok

6- Recm cezası yok

7- Hac ayları 4 aydır, dileyen 2 günde dileyen daha fazla günde işini bitirir ve döner. 10 günlük hac süresi yok

8- Hac’da şeytan taşlama, hacer’ül esved taşına el yüz sürme yok

9- Mezhepler yok

10- Altın/ipek erkeğe haramdır, yok

11- Bir şeyhe veya tarikata bağlanma yok

12- Kıyamet alametleri yok

13- Erkek/kadın sünnet olmak yok

14- Hayızlı/lohusa kadınlara ibadet yasağı yok

15- Kuran’ı anlamadan sevap için okumak yok

16- Ölüye Kuran okumak, sevap transferi yapmak yok

17- Bir insandan tevbe almak vermek, rabıta yapmak, dönmek, kafa sallamak yok

18- İnfakta/zekatta kırkta bir yok. Malın biriktikçe ihtiyacından fazlasını imanın/samimiyetin/takvan oranında verirsin

19- Erkeğin kişisel üstünlüğü, kadının erkeğe itaati yok. Sorgusuz itaat Allah’adır.

20- Evliya (Allah dostu), keramet sahibi yok

21- Mevlit yok

22- Salavat yok

23- Sünnet namaz zorunluluğu yok

24- Arapça dua etmek ve arapça namaz kılma zorunluluğu yok

25- Muska/büyü/nazar yok

26- Cuma namazı sadece erkeklere farzdır diye birşey yok. İman eden her erkek ve bayanlara farzdır.

27- Kölelik/cariyeliği teşvik yok

28- Kadının uğursuzluğu, cenazeden uzak tutulması, sadece erkeğin cenaze namazı (duası) kılması yok. Cenaze namazı cenaze duasıdır.

29- Kaza namazı yok

30- Haremlik/selamlık şartı yok

31- Kadının sesi haramdır yok

32- Kutsal günler/kandiller yok. Sadece Kadir gecesi özeldir

33- Bazı ayetleri veya duaları belli sayıda okuyup üflemek ve bundan murad beklemek yok

34- Sırat Köprüsü yok

35- Kuranın saydığı haram yiyecekler dışında kalan yiyecekler kültürel, tercihler ve alışkanlıklar ile ilgili meselelerdir. Kafaya göre haram koymak yok.

36- Erkeğin kadını dövme yetkisi yok.

37- Dua ederken el açmak, amin demek zorunluluğu yok

38- Teravih namazı yok

49- Sağ el / sağ ayak saçmalığı yok.

40- Her askerde veya savaşta ölenin şehit olması gibi birşey yok

41- Boşanma yetkisinin yalnızca erkeğe ait olması yok

42- Ölüye telkin ve ıskat yok

43- Takva kıyafeti (sakal, cübbe, sarık vs.) yok

44- Sorgulamadan bir fikre, bir şahsa tabii olmak yok.

45- Kuranın tüm emir ve yasakları farzdır. Sadece 32 veya 52 farz yok

46- Kuranda 6236 ayet var, 6666 ayet yok.

47- Çocuk yaşta evlilik yok

48- Namus/zinada kadın erkek farkı yok.

49- 61 gün oruç tutma cezası yok

50- Türbede dilek dilemek yok

51- Tasavvuf, gavs, kutup, şeyh, seyyidlik İslamda yeri yok

52- Kuran anlaşılması zor bir kitaptır yok

53- Deve idrarı içen ve iç diyen bir resul yok

54- Resul ve Nebi var, peygamber kelimesi ise kuranda yok

55-Kuran okumak için abdest şartı yok

56- Sakala jilet vurmak haramdır diye bir şey yok

57- Cehennemde yanıp çıkma yok

58- Din değiştirenin (mürtedin), namaz kılmayanın, içki içenin, zina yapanın öldürülmesi diye bir şey yok

59- Sakalı şerif, nalı şerif, hırkayı şerif, kabak, hurma, zemzem, tesbih, seccade vs. kutsaldır diye bir şey yok

60- Sevap kazanmak için kertenkele, kara köpek vs hayvanları öldürmek yok. Uğursuz hayvan yok.

61- İslami bir isim koymadan ve sünnet olmadan müslüman olamazsın diye bişey yok

62- Hadisler kesin peygamber sözüdür diye birşey yok

63- Hadis, fıkıh kitaplarında kuran dışında hükümler vardır diye bir şey yok

64- İsrailiyat yok (Adem Havva hikayesi vs. tevrat, mişna, incil ve kilisenin öğretilerini içeren kaynaklarından alınmış, bazen uyduruk bazen gerçek kişiler hakkındaki hurafat)

65- Zerdüştiyyat yok (asıl ismi Çinvat köprüsü olan sırat köprüsü veya miraç gibi hurafeleri içeren zerdüştlükten alınmış hikayeler.)

66- Kadın tek başına seyahat yapamaz diye bir şey yok

67- Akıl, bilim karşıtlığı yok.

68- Müzik, resim, fotoğraf, şiir, heykel, satranç haramdır diye bir şey yok

69- Cennetle müjdelenen, kusursuz sahabi yok.

70- Peygamberin sürekli aynı sözlerle kendisine dua ettirdiği bir ezan duası yok.

71- Peygamberimiz namazda otururken kendi kendisine selam verdiği, müminlerinde namazda, Allah’ın huzurunda otururken peygambere selam çaktığı bir Tahiyyat duası yok. Burada hitap direk peygamberedir, oysa ölümsüz olan ve seni her an duyacak olan Allah’tır.

72- Kara çarşaf, peçe yok

73- Dini kullanarak para kazanmak yok

74- Kuran dışında haram helal koyan bir resul yok

75- Kuran evrim/tekamül teorisine karşıdır diye bir şey yok

76- Adem ilk beşerdir diye bir şey yok. Adem ilk sorumluluk sahibi insandır

77-Mesih İsa’nın ineceği, deccalin çıkacağı gibi masallar yok

78-Sünnilerin bahsettiği Kelime-i Şehadet ve Amentü, Kuranın hiç bir ayetinde yok

79- Ölünün ardından ziyafet vermek, 7, 40, 52 yok.

80- İslamda halifelik diye özel bir kurum, makam yok.

81- İslamda babadan oğula geçen saltanat yok.

82- Dini yaymak için ülkeler fethetmek yok.

83- Aynı dinden, aynı meşrepten olmayanı düşman görmek yok.

84- Arap gelenek, görenek ve adetlerini sünnet diyerek pazarlamak yok.

85- Kan akması veya kadına dokunmak abdesti bozar diye bişey yok.

86- Camii ve mescitlere Allah’ın ismi dışında başka isim/isimler asmak yok.

87- Minarelerden, haddi aşan sözlerle Peygamberin aşırı yüceltildiği bir selâ çağrısı yok.

88- Allah’la, peygamberle rüyada görüştüm sahtekarlığı yok.

89- Arapça kutsal bir dildir diye bişey yok.

90- Kuran’dan başka dinin kaynağı yok.

Bu yazıyı sizlere sunmadan önce bu 90 maddeye esin kaynağı olan Güner Akca’yla konuştum.

Elbette burada belirtilen bilgilerin önemli bir kısmı din dışı değildir.

Bunların pek çoğu Müslümanlar tarafından benimsenmiş ve uygulanan kurallar hatta şartlardır.

Ancak bunların pek çoğunun kullanılıyor olması Kuran’da olduğu anlamına gelmiyor.

Softaların her söylediklerini “Kuran’da da var” diye dayatmalarına karşı çıkarılmış sınırlı bir listedir, o kadar.

DİP NOT:

78. madde ile ilgili açıklama:

Kur'anda "var" demek "lafzı aynen - eksiği ve/ veya fazlalığı olmaksızın Arapça vahyedildiği şekilde - bir Kuran ayeti olarak Kur'an'da mevcut" demektir. 

Bizlerin "amentü" içinde -  Kuran'ın bütüncül mesajına  uygun olarak-  imanın şartı olarak değerlendirip, topluca okuduğumuz metin yani "amentü duası"  da lafız olarak bu haliyle bir kur'an ayetinde  mevcut değildir. yani Kur'an' da yoktur.      

İslamın (Müslümanlığın) ilk şartı olarak bildiğimiz, Türkçe meali / anlamı / tercümesi: " İnanır ve şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve yine  İnanır ve şahitlik ederim ki Muhammed O'nun kulu ve Resulüdür (elçisidir)   demek olan "Kelimeyi şahadetin de  bu haliyle "lafzı" bir ayet olarak Kur'an'da yoktur. 

Kur'an'da var olan ayetlerde lafzı aynen geçen yani Kur'an'da var olan"Kelimeyi Tevhid' dir ki Türkçe meali /anlamı / tercümesi "Allah'tan başka ilah yoktur" demektir.

Kur'an'da "var" olan / kur'an ayetleri, "Nebi'ye = Peygamber'e" Allah'ın indirdiği vahyin / kitabın, "Resul" tarafından insanlara tebliğ edilmiş lafızlardır. Bunun dışına kalanlar  ise Allah ve resulünün değil,  Nebi = Peygamberin sözleri / hadisleri olup; bunların ilki Allah'ın, ikincisi İnsanların sözüdür. Aynı şey değildirler.

 Bu sebeple yazıdaki maddeler değerlendirilirken Yazının aşağıya kopyaladığım son bölümü dikkate alınmalıdır.

"Bu yazıyı sizlere sunmadan önce bu 90 maddeye esin kaynağı olan Güner Akca’yla konuştum.

Elbette burada belirtilen bilgilerin önemli bir kısmı din dışı değildir.

Bunların pek çoğu Müslümanlar tarafından benimsenmiş ve uygulanan kurallar hatta şartlardır.

Ancak bunların pek çoğunun kullanılıyor olması Kuran’da olduğu anlamına gelmiyor.

Softaların her söylediklerini “Kuran’da da var” diye dayatmalarına karşı çıkarılmış sınırlı bir listedir, o kadar."

 3 Ekim 2020

Selam…

 

T.C. / M. Kemal Adal 

adalkemal1@gmail.com 

https://kemaladal.blogspot.com.tr/


26 Temmuz 2020 Pazar

I. ALLAH’A SIĞINMAK

 

A.  ALLAH KÂFİ VE KARİB’TİR.

KÂFİ: Hem kendisine hem de yarattıklarına yeten. Kullarının her türlü istek ve ihtiyaçlarına, araya başkası girmeksizin cevap veren.

KARİB: Çok yakında olan. Kullarına şah damarından daha yakın olan. Yakarış ve çağrıları duymada hiçbir aracıya, alete gerek bırakmayan.  


B.                MÜMİNİN DUASI, ALLAH’IN İZNİYLE MÜMİNE ŞİFADIR.

Para karşılığı şifa dağıtan (!) Üfürükçü hocadan, şeyhten, şıhtan, hayır gelmez. Aldanmayalım, aldatmayalım!

“Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17. sure (İSRA) 36. Ayet)

"Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar.” (36. sure (YASİN) 21. Ayet) 

Yalnız ve ancak Allah’a kulluk edilir, yakarılır, tövbe ve bağışlanma dilenir

“Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” (1. sure (FÂTİHA) 5. ayet )

“Hiç kuşkusuz, mescitler / secdeler Allah içindir. O halde, Allah ile birlikte bir başkasına yakarmayın / Allah'ın yanında bir başkası için çağrıda bulunmayın.” (72. sure (CİN) 18. ayet )

 Hüküm yalnız Allah’ındır (28/70) ve O hükmüne kimseyi ortak etmez (18/26):

 Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur. Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir. Sonra karşılığı kendisine hiç eksiksiz verilecektir. (53. Sure (necm) 39 -41. Ayetler)


C.                DUA (ALLAH’I YARDIMA ÇAĞIRMAK / NİYAZ )

 

Müminler (İnananlar) için) sıhhat, selamet huzur bulmanın ve dertlerden, sıkıntıdan, vesveseden, her türlü şerlerden kurtulmanın Ruhsal Duygu yolu duadır:

 Rabbinize; boyun bükerek, gizlice / ürpererek yakarın. O, haddi aşanları / azmışları sevmez. Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Ürpererek ve ümit ederek dua edin O'na. Hiç kuşkusuz, Allah'ın rahmeti, Güzel düşünüp güzel iş yapanlara çok yakındır. (7. sure (A'RAF) 55-56. ayet )

 De ki: "Duanız / davetiniz yoksa Rabbim sizi ne yapsın? Yalanladınız; bu yüzden azap kaçınılmaz olacaktır." (25. sure (FURKÂN) 77. ayet)

 Rabbiniz buyurmuştur ki: Dua edin bana, cevap vereyim size! Kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar, aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir. 40. sure (MÜ'MİN) 60. ayet)

 Kullarım sana benden sorarlarsa ben Karîb'im, gerçekten çok yakınım. Dua edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğruyu ve iyiyi bulabilsinler. (2. sure (BAKARA) 186. ayet)

 Ey iman sahipleri! Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkunuz olmasın ki, Allah sabredenlerle beraberdir. (2. sure (BAKARA) 153. ayet )

 Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkusuz bu, kalbi ürperti duyanlardan başkasına çok ağır gelir. O ürperti duyanlar, Rablerine kavuşacaklarını düşünürler ve bilirler ki onlar, mutlaka O'na döneceklerdir.( 2. sure (BAKARA) 45-46. ayet )

 Aklı ve gönlü işletenler o kişilerdir ki, ayakta, otururken, yan yatarken hep Allah'ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler: "Ey Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Şanın yücedir senin. Ateş azabından koru bizi." (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 191. ayet )

 

D.               KUR’AN ŞİFA, RAHMET ve KILAVUZDUR

Kur'an, İnananlara Rahmet ve Şifadır:

  Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi.” (10. sure (YÛNUS) 57. ayet)

 “Biz Kur'an'dan, inananlar için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Ama bu, zalimlerin yıkımını artırmaktan başka katkı sağlamıyor.” (17. sure (İSRÂ) 82. ayet)

Kur'an, İnsanların Kalp Gözlerini Açacak Işıklardan Oluşur:

 “Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o.” (45. sure (CÂSİYE) 20. ayet)

Kur'an, Her Şeyi Açık Seçik Gösteren Bir Işıktır:

 “Ey insanlar! Size Rabbinizden apaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt gelmiştir. Biz size, her şeyi açık seçik gösteren bir ışık gönderdik.” (4. sure (NİSA) 174. ayet)

Kur’an, Allah'tan Gelen Gönül Gözleridir:

 “Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim.” (6. sure (EN'ÂM) 104. ayet)

 

E.                DUA İLE ALLAH’A SIĞINMANIN YAPILIŞI

 

1.     ALLAH’A SIĞINMANIN SÖZLE İFADESİ

İstiâze, âlemlerin Rabbi olan Allah’a sığınmak;  besmele ise Allah’ın adı ile başlamaktır. 

 Söz / lafız olarak, “Euzü billahi mineş şeytanir racîm Kovulmuş, taşlanmış Şeytandan Allah'a Sığınırız diyerek Allah’a sığınılır…  Ve her duaya, her işe:

  “Bismillahirrahmanirrahîm” Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla diyerek başlanır.

Besmele (BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM) nin Türkçe anlamı:

 

 "RAHMAN ( Kendisine inanan ve inanmayan herkese dünya hayatında rahmet ve merhametinin tüm nimetlerini ayrım yapmadan sunan ) VE RAHİM (Sevgi, şefkat ve merhameti sınırsız olan, Dünya hayatını buyruklarına uygun biçimde yaşayanlara, ölüm sonrasında özel nimetler veren ) ALLAH'IN ADIYLA " manasındadır.

 

2.                KUR’AN’IN ÖĞRETTİĞİ DUALAR / KUR’AN AYETLERİ İLE ALLAH’A SIĞINMANIN YOLU VE REHBERİ

Kur'an, Okumaya Başlamadan Önce Allah’a Sığınılır:

 “Kur'an'ı okuduğun zaman, o kovulup taşlanmış şeytandan Allah'a sığın!” (16. sure (NAHL) 98. ayet)

 Euzü billahi mineş şeytanir racîm. Kovulmuş Şeytandan Allah'a Sığınırız.

 Bismillahirrahmanirrahîm. Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla

Şeytandan  (ki cinlerden ve insanlardan da olur o -114/6) bir dürtü, vesvese,  her türlü  şer, geldiğinde, kuşku ve kuruntuya  sıkıntıya soktuğunda da, her zaman  Allah’a sığınılır:

 “Eğer şeytandan gelen kötü bir dürtü seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın! Çünkü en iyi işiten O'dur, en iyi bilen O...” (41. Sure (FISSULET) 36.ayet)

 Ve de ki: 'Rabbim, şeytanların dürtüklemelerinden sana sığınırım!' 'Onların, başıma üşüşmelerinden de sana sığınırım Rabbim!' (23. Sure  (MÜMİNÜN)97-98. Ayetler)

Kur’an sure ve / veya ayetleri ile de Allah’a sığınılır:

 FATİHA SURESİ:

Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla... Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'adır. Rahman'dır, Rahîm'dir O. Din gününün Mâlik'i, sultanıdır O... Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Dosdoğru giden yola ilet bizi... Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlık ve şaşkınlığa saplanmamışların yoluna... (1. sure (FÂTİHA) 1-7. ayet )

 FELAK SURESİ:

De ki: "Yarılan karanlıktan çıkan sabahın Rabbine / yarılışlardan fışkıran oluşun Rabbine sığınırım! Yarattıklarının şerrinden, Çöktüğü zaman karanlığın / gelip çattığı zaman göz perdelenmesinin  /  tutulduğu zaman Ay'ın / battığı zaman Güneş'in / taştığı zaman şehvetin / soktuğu zaman yılanın / ümit kırdığı zaman musibetin şerrinden! Düğümlere üfleyip tüküren üfürükçülerin şerrinden! Kıskandığı zaman hasetçinin şerrinden…" (113. sure (FELAK) 1-5. ayet)

 NAS SURESİ:

De ki: "İnsanların Rabbine sığınırım! İnsanların yöneticisine, yönlendiricisine, İnsanların ilahına; Kıvrılıp kıvrılıp saklanan, sinip sinip gizlenen vesvesenin / o sinsi, o aldatıcı şeytanın şerrinden, İnsanların göğüslerine kuşkular, kuruntular sokar o; Cinlerden de insanlardan da olur o!" 114. sure (NÂS) 1-6. ayet )

 AYETLER:

 Onlardan kimi de şöyle yakarır: "Ey Rabb'imiz, bize dünyada da güzellik ver, âhırette de güzellik ver. Ve bizi ateş azabından koru." (2. sure (BAKARA) 201. ayet )

 Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır. ( 2. sure (BAKARA) 255. ayet )

 Resul, Rabb'inden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiç birini ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdir: "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabb'imiz. Dönüş yalnız sanadır." ( 2. sure (BAKARA) 285. ayet )

 Allah hiç bir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez / teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir /  kişinin hem kendisi hem başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun aleyhinedir / kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından kazandığı aleyhinedir. "Ey Rabb'imiz! Unutur yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabb'imiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabb'imiz! Bize, güç yetiremeyeceğimiz şeyleri de yükleme. Affet bizi, bağışla bizi, acı bize. Sen bizim Mevlâ'mızsın. Küfre sapanlar topluluğuna karşı yardım et bize!" . ( 2. sure (BAKARA) 286. ayet )

  “O müminler ki, insanlar kendilerine, "Halk size karşı bir araya gelmiş, korkun onlardan!" dediklerinde, bu onların imanını artırdı da şöyle söylediler: "Allah bize yeter. Ne güzel Vekîl'dir O!" (3. Sure  (ALİ İMRAN) 173.ayet)

Kur’an’daki İstiâze (Allah’a sığınma) ayetleri ile örtüşen “Geleneksel Dualar” ile de Allah’a sığınılır:

 

Allah bize yeter. O ne güzel Mevla, ne güzel vekil, ne güzel yardım edendir.


Güç ve kudret sadece büyük ve yüce Allah’ın yardımı ile elde edilir.


 

Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru.


 

Ey Rabbimiz! Hesabın görüleceği gün beni, anamı, babamı ve bütün müminleri bağışla.

 

Kendinize özgü, kişisel duanız / dualarınız ile de Allah'a sığınılır:

Bu tür dua:

O andaki mevcut olan maddi ve manevi durumunuza uygun olarak;

İçinizden geldiği gibi, kendi ifadeniz olan söz ve kelimeler ile Türkçe, doğaçlama olarak;

Kendiniz, aileniz, sevdikleriniz ve müminler için şerlerden muhafaza etmesi ve hayırlar vermesi için Allah’a yapacağınız, niyazlar;   

Rahmet, merhamet ve nimet isteklerini içeren samimi yalvarış, yakarış, Allah’tan yardım istekleri;

Hidayet, mağfiret, selamet, sağlık, huzur, afiyet, nimet, iyilik ve güzellik,  vs. aklınıza gelen her ihtiyacınızı karşılayacak, her müşkülünüzü giderecek taleplerinizin, hakkınızda hayırlısıyla gerçekleşmesini Allah’tan dilemektir.

Örneğin:

“Ey Âlemlerin Rabbi olan, Rahman ve Rahim Allah’ım, yalnız sana ibadet / kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Dosdoğru yoluna ilet bizi. Her şey senin istemenle, dilemenle ve izninledir.

Sen bizim bu dünyada da ahirette de Rabbimizsin (Besleyip, terbiye edip eğiten. Yarattıklarını belirlediği bir programa uygun olarak, birtakım hedeflere götüren. Tekâmülü programlayıp yöneten.) Mevlamızsın, (Koruyup gözeten, destek neren, Sevdiklerinin her hal ve şartta yanında bulunan) Velimizsin. (Dost, yardımcı, destek veren. Kendisine inananların en güvenilir dost olarak yalnız kendisini kabul etmelerini isteyen) Bizi müslüman olarak yaşat, müslüman olarak canımızı al ve sevdiğin barışsever, sıddık, salih kullarının arasına kat.

Dertlilerimize deva, borçlularımıza eda, hastalarımıza da hayırlısıyla şifalar; aşsızlarımıza aş, işsizlerimize iş, evsizlerimize ev, eşsizlerimize müslüman bir eş nasip eyle hayırlısıyla…

Kazancımızı, rızkımızı helalinden bol ve bereketli eyle hayırlısıyla…

Ve hayırlısıyla , veremeyeceğimiz sınavlarla bizleri sınama Allah’ım.

Aklımıza gelen – gelmeyen, bilip – bilmediğimiz, maddi – manevi her türlü şerden, kötülükten, ,kazadan beladan, darda zorda sıkıntıda kalmaktan, üzüntüden, tasadan, acıdan, azaptan, cehennem ateşinden dünyada da ahirette de hakkımızda hayırlısı ile bizleri uzak eyle, emin eyle, güvende eyle.

Ve bizlere hakkımızda hayırlı olanın en hayırlısı ile dünyada da ahirette de iyilikler, güzellikler, hoşnutluklar, esenlikler, kurtuluşlar, bağışlanma ve gözaydınlıkları nasip eyle. ……………..

Estağfurullah, Estağfurullah, Estağfurullah, ………….

 Hamdolsun sana Âlemlerin Rabbi olan yüce Allah’ım.  Senden başka ilah yoktur. Sen Kafi (Hem kendisine hem de yarattıklarına yeten. Kullarının her türlü istek ve ihtiyaçlarına, araya başkası girmeksizin cevap veren. ) ve Karib’sin (Çok yakında olan. Kullarına şah damarından daha yakın olan.Yakarış ve çağrıları duymada hiçbir aracıya, alete gerek bırakmayan. )

 Allah’ım sen bize yetersin. Ne güzel Mevla’mızsın,  ne güzel Vekil’imizsin (Gücü ve yönetimi kullanan. Kendisine teslim olanlara vekâlet eden. Son söz ve yetkiyi elinde bulunduran. ) ne güzel yardım edenimizsin. Sen her şeye gücün yetensin. Dualarımızı kabul buyur ya Rabbilâlemin. Âmin.”

 

F.                 ANNE VE BABA DUASI, ALLAH'IN İZNİYLE ÇOCUKLARI İÇİN EN GÜVENİLİR SİGORTADIR.

Her şeyi işiten, gören, bilen, her şeye gücü yeten ve duaları kabul eden yüce Allah, hepimizin hayır dualarımızı, hakkımızda hayırlı olanların en hayırlısı ile kabul buyursun. İnşallah.

 

26 Temmuz 2020 / ANKARA

Selam…

 

 

T.C. / M. Kemal Adal 

 

adalkemal1@gmail.com

 

https://kemaladal.blogspot.com.tr/