İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

26 Ağustos 2017 Cumartesi

26 / 30 AĞUSTOS KUTLAMA VE ANMASI


Büyük taarruzun başlangıç gününde, 30 Ağustos zafer bayramımızı kutlarken; TC. nin kurucu lideri "Halaskar Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk" ve silah arkadaşları başta olmak üzere, bize bu toprakları vatan yapıp emanet eden tüm şehit ve gazilerimizi, minnet duygularımla ve Allah'tan rahmet dileklerimle anıyorum. Ruhları Şad, mekanları da cennet olsun İnşallah.


Selam...

6 Ağustos 2017 Pazar

İSLAM DÜNYASI İNTİHAR EDİYOR

KONUK YAZAR
Ahmet B. ERCİLASUN - 06 Ağustos 2017@

Evet, İslam Dünyası intihar ediyor. Üstelik İslam'ı savunduğunu zannederek intihar ediyor. İslam diye selefîliğe yöneldikçe intihar ediyor. İslam'ın aklı, bilimi, araştırmayı öne alan ruhundan uzaklaştıkça intihar ediyor.
İslam, 7. yüzyılın Mekke ve Medine'sini kökünden değiştiren büyük bir inkılaptı. Toplumu cehaletten bilime, ahlaksızlıktan ahlaka, vahşi âdet ve geleneklerden medeni tutum ve davranışlara, karanlıktan aydınlığa yönelten büyük bir ilerleme hamlesiydi. Böyle olduğu için de Hz. Muhammed'in kurduğu devlet daha yüz yıl dolmadan dünyanın en büyük güçlerinden biri hâline gelmişti. Suriye'den, Mısır'dan, İran'dan ve Türkistan'dan ne bulduysa eleyip alarak, bünyesine katarak büyüdü ve 9.-10. yüzyıllarda Bağdat, dünyanın bir numaralı, bilim, kültür, iktisat ve siyaset merkezi oldu. Harun Reşid ve oğullarının doktorları, kökü Sasanilere dayanan bir aileden geliyordu ve Süryani idiler. Bunlar Pehlevi dilinden eserleri de Arapçaya çeviriyorlardı. Eski Yunan eserleri de yine Abbasi sarayında Arapçaya çevriliyordu. Büyük İslam medeniyeti böyle kuruldu ve gelişti. Beşikten mezara kadar ve Çin'de de olsa ilmi arayarak.
Bugün de yapılması gereken budur. ABD ne yapıyorsa, Japonya ne yapıyorsa, Avrupa ülkeleri ne yapıyorsa onu yapacaksınız. Elbette müptezellikleri, vahşetleri kastetmiyorum. Bilinmeyenin peşinden koşacaksınız. Canlı bedenlerin, cansız varlıkların, beyinlerin, okyanusların, uzayın derinliklerini araştıracaksınız. Birinci önceliğiniz bilim olacak. Bilim merkezleri açacak, en büyük yatırımları bilime yapacaksınız. İlk hedefiniz, her alanda binlerce birinci sınıf bilim adamı yetiştirmek olacak. Dünya çapında, birinci sınıf bilim adamı.
Aklınız, fikriniz sadece ahretinizi kazanmakta ise, bunun için de sürekli olarak, attığınız her adımın, hatta aklınızdan geçen her düşüncenin günah olup olmadığını düşünüyorsanız günahı da sevabı da, ahretinizi de unutun; çünkü bu tutum sizi ilerletmeyecek ve Batı tarafından sömürülmeye devam edileceksiniz. İslam Dünyası'nın sömürülmesine katkınızdan dolayı da her hâlde melekler size durmadan sevap yazmayacak ve Tanrı size Cennet'inde yer vermeyecek.
Şeyhinin önünde diz çöken, suç işlemiş gibi boynunu büküp duran müridane tavırlarınızla Batı'ya üstün geleceğinizi mi sanıyorsunuz?
Emperyalistler, zalimler diye bağırıp çağırarak Batı'yı alt edeceğinizi mi zannediyorsunuz?
Sesinize bir mazlum ahengi vererek biz tarihte şöyleydik, böyleydik yakınmalarıyla, nostaljiden öteye geçmeyen muhteşem tarih ve medeniyet söylemleriyle Batı'nın sömürüsünden kurtulacağınızı mı vehmediyorsunuz?
Elinize satır alıp Allahu ekber diye bağırarak Batı'ya ders vereceğinizi mi hayal ediyorsunuz?
Bu tutum ve tavırlarınız, sömürülmenin süresini uzatmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Batı sizi sömürmeye devam eder ve sonunda yok eder. İntihar dediğim şey işte budur. Araştırmayı, incelemeyi, gözlemi, deneyi, laboratuvarı bir yana bırakıp insanın, toplumun, tabiatın ve evrenin milyarlarca durum ve hareketini dinî metinlerde aramaya kalkarsanız; toplumun, tabiatın ve evrenin bütün düzenini o metinlerden çıkaracağınız yorumlara göre kurmaya girişirseniz intiharı tercih ediyorsunuz demektir. Çünkü siz o metinlere farklı farklı yorumlar getirip birbirinize girdiğiniz sırada Batı, araştırmaya, incelemeye, gözleme, deneye devam edecek; bulacak, keşfedecek, icat edecek, böylece daha da güçlenecek ve sizi boyunduruğu altında tutmayı sürdürecektir.
Müslüman Arap ve Afrika dünyası bu hâldedir.
Müslüman Hint dünyası (Afganistan, Pakistan, Hindistan, Bangladeş) bu hâldedir.
Müslüman Şiî dünyası bu hâldedir.
Müslüman Hind-i Çinî (Güney-Doğu Asya) bu hâldedir.
Araplaşma ve selefîleşmeye doğru hızla gitmekte olan, her makama imam ve tarikat mensupları tayin eden, evlilik akitlerini müftülere bırakan, şarlatan şeyhlerin önünde diz çökenleri büyük elçi atayan Türkiye de bu hâle doğru yol almaktadır.
Ümit, Araplaşmaya direnen Türkçü, Atatürkçü, laik aydın ve gençlerde, selefî akımlara yüz vermeyen Türk Dünyası'ndadır. Türkiye, kendi kendini yok etmeye ayarlanmış selefî zihniyetten kurtulup bilime yönelirse, bağımsız Türk cumhuriyetleri bilimi, politikalarının ilk hedefi yaparlarsa bütün İslam Dünyası'nı da aydınlığa çıkarabilirler.
Kaynak: İslam Dünyası intihar ediyor! - Ahmet B. ERCİLASUN



3 Ağustos 2017 Perşembe

ALLAH BİZLERDEN ÖNCELİKLE, NASIL BİR İNSAN OLMAMIZI İSTİYOR.


KONUK YAZAR

HALUK GÜMÜŞTABAK



ALLAH BİZLERDEN ÖNCELİKLE, NASIL BİR İNSAN OLMAMIZI İSTİYOR.
 
 
Bu makalemde, sizleri üzerinde düşünmeye davet etmek istediğim konu, “ALLAH BİZLERDEN BİR KUL OLARAK, NASIL BİR İNSAN OLMAMIZI İSTİYOR.” Allah ın bu dünyada ilk olarak bizlerden istediği, kendisine ibadet etmemiz mi? Yoksa……? Gelin bu konuyu birlikte, Kur’an dan araştırmaya, anlamaya çalışalım. Bakın Allah bizleri, ne için yaratmış.
 
Mülk 2: O, HANGİNİZİN DAHA GÜZEL İŞ YAPACAĞINIZI DENEMEK İÇİN ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır. ( Elmalı meali)
 
Buradan da anlıyoruz ki, Allah ın bizleri yaratmasındaki asıl amacı, hangimizin bu dünyada güzel işler yapacağı, insanlara faydalı olup, güzel davranışlarda bulunup bulunmayacağını görebilmek için yarattığını söylüyor. Bunu başka bir ayetinde de açıklıyor ve sizleri, bu konuda imtihan ediyorum, hiç biriniz bu dünyadan, imtihan olmadan gitmeyeceksiniz diyor. 
 
Ankebut 2: İnsanlar, “İnandık” demekle İMTİHAN EDİLMEDEN BIRAKILACAKLARINI MI ZANNEDERLER.( Diyanet meali)
 
Yani bu dünyada Allah ın katında, onun sevgili kulu olmak istiyorsak, önce iyi, güzel ameller, davranışlar sergilemeliyiz ki, Allah ın huzurunda yüzleri gülen kullarından olalım. Dikkat ederseniz Allah, bana en çok namaz kılan, oruç tutan benim en sevdiğim kulum olacaktır demiyor Kur’an da. BİRİNCİ ÖNCELİK, GÜZEL DAVRANIŞLARDA BULUNMAK OLDUĞUNU, ÜSTÜNE BASA BASA SÖYLÜYOR.
 
Bu satırları okuyan bazı kardeşlerimiz, namazın hiç önemli olmadığını söylüyor bu kişi, iyilik yap gerisini boş ver diyor, şeklinde yorumlayabilir. Bunu aklı başında hiç kimse söylemez. Kur’an ın emrettiği salât/namaz/dua, insanın yaratıcısı ile bağlantısıdır. Bu kapıyı kim kapalı tutar, açmak istemez. Allah ın Kur’an da geçen emirlerini, doğru yerine getiren bir insan, yaşamında da her zaman, Allah ın bizlerden öncelikle istediği, adaletli, güzel davranışlarda bulunan örnek bir insan olmaya çalışır. BÖYLE BİR İNSANIN, ALLAH IN HUZURUNA NAMAZA DURUP, ALLAH IM İSTEDİKLERİNİ YERİNE GETİRDİM, DİYECEK YÜZÜ DE OLACAKTIR. 
 
Allah ın bizlerden öncelikli istediği konuları, gereği gibi öğrenememiş bir Müslüman ise, namazını istediği kadar kılsın, amacına asla ulaşmayacaktır. Bu namaz gösterişten öte gidemez. Onun için Allah önce istediğim doğru bir kul ol, ondan sonra BANA SAYGINI GÖSTER DİYE EMREDİYOR.  Maun suresinde, bu konuda Allah ın uyarılarını hatırlayınız lütfen, ne diyordu Rabbimiz. 
 
“İŞTE O, YETİMİ İTİP KAKAR. YOKSULU DOYURMAYA TEŞVİK ETMEZ. YAZIKLAR OLSUN O NAMAZ KILANLARA Kİ, ONLAR NAMAZLARINI CİDDİYE ALMAZLAR.”
 
Demek ki namazdan önce yapmamız gerekenler var. Eğer bizler Allah ın istediği doğru, adaletli ve hayırda yarışan, ahlaklı bir insan olamadıysak, kıldığımız namazında ne hayrını görebiliriz, nede faydasını. Müslüman toplumlarının acıklı hali, bizlere çok şey anlatıyor. Önce ahlaklı ve topluma faydalı şeyleri yapmayı amaç edinmeliyiz. Bu konuda dikkat çekici bir örnek vermek istiyorum Kur’an dan. Maide suresi 8. ayetinde, bizlerin dikkatini çekiyor ve bakın ne diyor Allah.
 
“EY İMAN EDENLER! ALLAH İÇİN HAKKI TİTİZLİKLE AYAKTA TUTAN, ADALET İLE ŞAHİTLİK EDEN KİMSELER OLUN. BİR TOPLUMA OLAN KİNİNİZ, SAKIN HA SİZİ ADALETSİZLİĞE İTMESİN. ÂDİL OLUN.”
 
Bu ayeti okudunuz. Günümüzde dindarlıklarıyla ön plana çıkan, camilerde boy boy poz vererek resim çektiren cemaatlerin, tarikatların ya da kişilerin davranışlarına, adalet anlayışlarına da şahit oldunuz, oluyorsunuz da. Sizce bu işte bir gariplik yok mu? Bizler Allah ın Kur’an da istediği, uyarıları ışığında mı yaşıyoruz? Bizden olmayana, bizim gibi düşünmeyene adaleti layık görmeyenler, sizce Allah ın maun süresinde, YAZIKLAR OLSUN O NAMAZ KILANLARA dediklerinden farkı var mı?
 
Bizler bir işe başlarken, eğer baştan doğru başlamadıysak, yaptığımız hiçbir işten verim alamayız, doğru bir sonuca ulaşamayız. Önce imtihanımız gereği, dosdoğru bir insan olmalıyız, topluma faydalı işler yapmalıyız ki, Allah ın hoşnutluğunu kazanabilelim.
 
Eğer adalet adına, işimize gelmeyen, nefsimizin hoşnut olmadığı şeyleri yapmıyorsak yaşamımızda, kendimizi kandırıyoruz demektir. Allah biz kullarını tarif ederken Kur’an da, TARTIŞMAYA MEYİLLİDİR, ACELECİ TABİATTA VE ZAYIF YARATILMIŞTIR, diye açıklama yapar. Tabi hepsinin üzerinde hâkim olan bir gücüde, biz kullarına verdiğini söyler Allah, AKIL, MUHAKEME GÜCÜ. Eğer aklı devre dışı bıraktıysak, ya da birileri bıraktırdıysa, bu zafiyetlerimizin hiç birisinin üstesinden gelemeyiz. ONUN İÇİN ALLAH KUR’AN DA DÜŞÜNMEYE, AKLIMIZI KULLANMAYA ÇOK ÖNEM VERMİŞ VE DİKKATİMİZİ ÇEKMİŞTİR. Hatta aklını kullanmayanı Allah, pislik içinde bırakırım demiştir. Hatırlayınız bazı cemaatlerde, akılla İslam yaşanmaz diyenleri duyarsınız. Bu zihniyet bizleri, Allah a mı ulaştırır yoksa…..? Yoksanın cevabını herkes, kendi nefsine vermelidir.
 
Dikkatinizi çekmek isterim, bizleri amacından uzak, çok kılacağımız namazlar değil, KUR’AN IN REHBERLİĞİNDE, AKLIMIZI KULLANIP KULLANMADIĞIMIZ KURTARACAK ve doğru yolu bulmamıza yardım edecektir. Yine bazı kardeşlerim, bu sözlerimden de yanlış anlamlar çıkartabilir. Namazı devre dışı bırakmaya çalışıyor, bu kişi diyebilirler. Bunu düşünmek, Allah a yapılacak en büyük saygısızlıktır. 
 
Eğer bizler, Allah ın istediği bir kul olmadan, adaletten Kur’an dan uzak, Kur’an a şirk koşan, Allah dan başka şefaatçiler edinerek, onun huzuruna durup, ona şükranlarımızı sunarak ondan yardım diliyor, ona kulluk görevimizi yapıyorsak, inanın boşa çaba harcıyoruz demektir. Bunu yapanların Allah, mahşer günü asla yüzüne bile bakmayacağı uyarısını Kur’an da yapıyor. ALLAH IN HUZURUNA DURMADAN, ONDAN YARDIM İSTEMEDEN, ONA KULLUK GÖREVİMİZİ YAPMADAN ÖNCE, ALLAH IN YÜZÜNE BAKACAK DURUMDA OLMAMIZ GEREKİR. Allah ın emirlerini yerine getirmeyen, onun ipine sarılmayıp, beşerin rivayetlerine sarılan bir kul isek, istediğimiz kadar huzura duralım, KAPI ASLA AÇILMAYACAK, DUALARIMIZ KARŞILIK BULMAYACAKTIR. NE YAPTIK Kİ, NE İSTEYELİM.
 
İslam toplumlarının, bugünkü halini isterseniz bir düşünün, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Onun için önce bizler, Allah ın istediği, yardım sever, adaletli bir insan olmalıyız. Daha sonrada onun huzuruna durup, onu tespih ettiğimizde, ona şükranlarımızı sunduğumuzda, bizlere yardım elini uzatacak, bizleri hem bu dünyada, hem de huzurunda, yüzleri gülen kulları arasına alacaktır.
 
Bizler İslam ı, Allah ın indirdiği dinden öyle uzaklaştırdık ki, Allah ın bizlerden istedikleri tamamen devre dışı bırakıldı. Çünkü Kur’an yetersiz ve açıklanmamış ilan edilerek, beşerin rivayetleri din adına yaşanır oldu. Allah doğru yolu gösterip, bizleri yinede boş bırakmayıp teşvik ederek, söylediklerimi yapan ve yerine getiren kullarım için, hayal bile edemeyeceğiniz cennet hazırladım sizlere, yapmayanlara da cehennemi hazırladım diyerek uyarmıştır. 
 
Dini yozlaştıranlar, Allah ın dinini batıl ile sulandıranlar, Allah ın her konuda emirlerine yaptıkları gibi, bunu da değiştirmeye kalkmışlar ve ALLAH DAN BAŞKA İLAH OLMADIĞINI SÖYLEYEN BİR MÜSLÜMAN, PEYGAMBERİMİZİN ŞEFAATİYLE, CEHENNEM YÜZÜ GÖRMEYECEKTİR DEMİŞLER VE TOPLUMU BUNA İNANDIRMIŞLARDIR.  Hâlbuki Allah, zerre kadar yapılanın karşılığının görüleceğini bildirmiştir bizlere. Buna inanan bir insan, nasıl olsa cehennem azabı görmeyeceğim düşüncesiyle, kim bilir neler yapar, yapıyor da zaten. Yakın zamanda örneğini gördük, din kardeşine silah çeken, uçaklarla bombalayacak kadar hainleşen bir düşünce, inanç SİZCE HANGİ MANTIĞIN, DÜŞÜNCENİN ÖĞRETİNİN ÜRÜNÜDÜR? KUR’AN IN OLMADIĞI ÇOK AÇIK. Buna benzer itikatlar, İslam toplumunda olduğu sürece, din Allah ın dininden sapmış, şeytanın oyuncağı olmuş demektir. 
 
Değerli din kardeşlerim. Allah ın hoşnut olduğu sevgili kullarından olmak istiyorsak, önce birey olarak bizlere düşen, aklını kullanan, adaletli ve çevresinde insanlara yardım etmekte yarışan ÖRNEK insanlar olmalıyız. Daha sonrada, Allah a karşı kulluk görevimizi yapmak adına, Rahmanın huzuruna durduğumuzda, bakın her şeyin çok daha farklı olduğunu, dualarımızın nasıl karşılık bulduğunu göreceksiniz. 
 
KUR'AN, HER YÖNÜYLE BIR HARİTADIR. KENDİMİZİ O HARİTANIN BİR YERİNDE BULAMAZSAK, HAKİKATİN PARÇASI DA ASLA OLAMAYIZ.
 
Saygılarımla
 
Haluk GÜMÜŞTABAK