İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

UYDURULAN DİN KUR’ANDAKİ DİN. XIX. BÖLÜM: KURAN'DA YEMEK, MEZHEPLERİN, HADİSLERİN DİNİNDE YEMEK -2




B.                ÜÇ PARMAKLA PİLAV YEMEK


Buraya kadar yemek konusunda dine "haram" başlığı altında ya­pılan ilaveleri gördük. Bunların yanında yemek yemenin adabın­dan, yemeğin menüsüne kadar yüzlerce "Sünnet" başlıklı adetler de dine ilave edilmişlerdir.

Kuran'da geçmeyen herhangi bir şeye ister sünnet, ister başka ad altında olsun ufak dahi olsa bir sevap yükle­mek mazur görülemez. "Sünnet" başlıklı uydurma ilavelere göre yemekte şu hususlara dikkat edilir:

Yemek yer sofrasında yenmelidir.

İster pilav, ister et olsun tüm yiyecekler üç parmakla yenir. Çatal, kaşık kullanılmaz.
Yer sofra­sında sağ ayak dikilip, sol ayak alta alınıp yemek yenir.

Sağ elle ye­mek çok çok önemsenir. Sol elle yenilenleri şeytanın yediğine ina­nılır.

Bu arada tavuk, kuzu, inek eti, kabak, patlıcan gibi yiyecekler sünnettir.

Peygamber'in yaşadığı dönemde Amerika kıtası keşfedilmediği için patates, domates, mısır sünnet dışı yiyeceklerdir. Yani kabak yiyen sevap kazanırken, aynı öğünde patates yiyenler bu se­vaptan mahrumdurlar.

Suyu 3 yudumda içmek, yemeği 21 lokmada bitirmek şeklinde sayılar da önemlidir. Suyu 4 yudumda içmek is­teyen bu mantığa göre sevaptan yararlanamaz.

Yemeklerin ortada­ki bir kaptan yenmesinin de sünnet olduğu iddia edilir.

Oysa Nur suresi 61. ayette toplu olarak veya ayrı yemekte sakınca olmadığı açıklanır, ama yine de mezhepçi kafa sevap hakkını toplu yemekten ve ortadaki kaptan beraber yemekten yana kullanmıştır.

Özellikle Ramazan'da yemeğe zeytin veya hurma ile başlamanın sevap oldu­ğuna dair çok meşhur bir inanç da oluşturulmuştur. Bu inanca gö­re peynir ve çorba ile orucu açan, zeytin veya hurma ile orucu aça­nın sevabını alamaz.

Yemeği bitirdikten sonra üç parmağı yalama­nın ve bunları yalarken sıranın nasıl olması gerektiğinin de mezhepçi sünnet anlayışında açıklamaları vardır.

Yemek yerken dikkat edilecek hususların listesi daha da çoğaltılabilir.

Kuran'ı yeterli gör­meyen yaklaşım, dini Kuran dışı birçok ayrıntıya boğmuştur.

Kuran'dan dinini anlayan Müslümanla, mezheplerin Müslümanı sofrada da kendini belli etmektedirler.

Görüldüğü gibi Kuran'ın Müslümanına göre 4 tane haram yiyecek varken, her mezhepte farklı olmak üzere mezheplerin İslam'ında düzinelerce haram yiye­cek vardır.

Kuran'ın Müslümanına göre yemekte aslolan yemeğin haram olmaması, Allah'a şükredilmesi, rızkı verenin Allah olduğu­nun bilinmesidir. Kuran'ın Müslümanına göre yemekteki bu sere­monilerin dinle bir alakası yoktur.

Arapların örf ve adetlerindeki bu yemek stilleri Peygamber'in de, o dönemdeki putperestlerin de ye­mek yeme şekli olabilir. Yemeği çatal kaşıkla veya çubukla veya el­le yemek Allah'a yakınlığı veya takvayı değil sadece örf ve gelenek­leri simgeler.

Fakat Kuran'ın İslam'ı yerine Arapçı, mezhepçi İs­lam'ı benimseyenler putperestiyle, Müslümanıyla tüm Arapların örfü olan yemek yeme şeklini, hatta menüsünü "Sünnet" adı altın­da insanlara yutturmuşlardır.

Ne yazık ki bu yutturmacalara öylesi­ne inanılmıştır ki kimi Türkler, Afganlılar, İranlılar bu örfleri din sandıkları için Araplar'dan daha Arapçı olmuşlardır. Fakat onlar bunu Sünnet tatbikçisi olmak olarak algılamaktadırlar.

... Kitap'ta hiç bir şeyi eksik bırakmadık

6- Enam Suresi 38

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder