“Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.”
- ATATÜRK
Başta Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu Halaskar Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silâh arkadaşları olmak üzere, canları ve kanlarıyla bu toprakları vatan yapıp, bize emanet eden tüm şehit ve gazilerimizi, minnet, saygı, ibret duygularımla ve rahmet dileklerimle anıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünüp parçalanmadan, Türk bayrağı altıda, yekpare bir ulus devlet olarak, milletçe nice bayramlarımızın çok daha coşkulu ve mutlu kutlanma imkanlarını ebediyen sağlamasını, Allah’tan niyaz ediyorum.
Tüm Şehitlerimizin ruhları şad, mekânları da cennet olsun İnşallah.
M. Kemal Adal
'MÜSLÜMANLARIN MİLİTAN LİDERİ'Nİ TANIYALIM!
Yaşar Nuri Öztürk
01 Eylül 2008
O günlerde Mustafa Kemal’e bir unvan da Müslümanlar tarafından verilmiştir:
‘İslam’ın halaskârı Gazi’
Halaskâr, kurtarıcı demek.

O günlerde, Müslüman kadınlar, İzmir’e giren ‘Halaskâr Gazi’nin çizmelerini, şükranlarını göstermek için diz çöküp ayaklarına kadar eğilerek siliyorlardı. Ve tam o sırada gözlerinden akan yaşlar ‘Halaskâr Gazi’nin çizmelerinin üstüne dökülüyordu. (tabloyu, Halide Edip naklediyor) Çünkü o kadınlar, işgal paryalarının ne demek olduğunu ve Halaskâr Gazi’nin onları nelerden kurtardığını yaşayarak öğrenmişlerdi.
O günleri bu millete unutturdular. O günleri Müslüman kadına unutturdular.
Evet, o günleri ve o günlerin Halaskâr Gazisi’ni unutturuyorlar.
Çünkü işbirliği yaptıkları emperyalist kodamanlar böyle istiyor.
O günler unutuldu.

‘Müslümanların militan lideri’, işte o günlerin Türkiyesinden, topraklarında yüz bin minarenin yükseldiği bugünkü Türkiye’yi yarattı. Ne yazık ki, bu yüz bin camiyi, Müslümanların militan liderini İslam dışı göstermek ve onun mirasını yok etmek için kullanmaya kalkan ‘haçlı ile işbirliği yapmış fesat dincileri’ o günleri unutturuyorlar.
Milletin beyni oyulup o günlere ait kısımlar kazınıyor.
O günleri en iyi bilenlerden biri olan ve Şu Çılgın Türkler kitabını yazan Turgut Özakman, 30 ağustos akşamı, Mustafa Kemal Türkiyesi’nin ‘en büyük’ kanallarında değil, ‘kıyıda-köşede kalmış’ bir kanalında konuşma imkânı buluyor.
‘Müslümanların Militan lideri’, tarihin en namussuz nankörlüklerinden birine maruz bırakılıyor.
‘Müslümanların Militan Lideri’ni bu ülkenin çocuklarına tanıtmadılar, sadece dayattılar.
Dayatılan kişi ve kavramlar ne kadar değerli olurlarsa olsunlar, ürküntü ve soğukluk yaratırlar.

Hayır! ‘Müslümanların Militan Lideri’ olmasa da olur türünden biri değildir. Bunu bütün dünya er geç anlayacaktır ama gecikmenin faturası insanlık için de Türkiye için de çok ağır olacaktır.
‘Müslümanların Militan Lideri’ni anlatmak yerine dayatanlar, bu dayatmayla bir yandan ‘kof Atatürkçüler’ ile ‘tören Atatürkçüleri’ni afsunlayıp kandırdılar, bir yandan da ‘Müslümanların Militan Lideri’nin o muhteşem mirasının altını oydular.

Ey ehli iman!
Sözüm sanadır ve sözüm çok hayatîdir. ‘Müslümanların Militan Lideri’ni tanıyalım! Bu tanımaya hava ve su kadar muhtaç olduğumuz günlerdeyiz.
Ve asla unutmayalım:

Selam...