B.
ÜÇ PARMAKLA
PİLAV YEMEK
Buraya kadar yemek
konusunda dine "haram" başlığı altında yapılan ilaveleri gördük.
Bunların yanında yemek yemenin adabından, yemeğin menüsüne kadar yüzlerce
"Sünnet" başlıklı adetler de dine ilave edilmişlerdir.
Kuran'da geçmeyen herhangi bir şeye
ister sünnet, ister başka ad altında olsun ufak dahi olsa bir sevap yüklemek
mazur görülemez. "Sünnet" başlıklı uydurma ilavelere göre yemekte şu
hususlara dikkat edilir:
Yemek yer sofrasında yenmelidir.
İster pilav, ister et olsun tüm
yiyecekler üç parmakla yenir. Çatal, kaşık kullanılmaz.
Yer sofrasında sağ ayak dikilip, sol
ayak alta alınıp yemek yenir.
Sağ elle yemek çok çok önemsenir. Sol
elle yenilenleri şeytanın yediğine inanılır.
Bu arada tavuk, kuzu, inek eti, kabak,
patlıcan gibi yiyecekler sünnettir.
Peygamber'in yaşadığı dönemde Amerika
kıtası keşfedilmediği için patates, domates, mısır sünnet dışı yiyeceklerdir.
Yani kabak yiyen sevap kazanırken, aynı öğünde patates yiyenler bu sevaptan
mahrumdurlar.
Suyu 3 yudumda içmek, yemeği 21 lokmada
bitirmek şeklinde sayılar da önemlidir. Suyu 4 yudumda içmek isteyen bu mantığa göre
sevaptan yararlanamaz.
Yemeklerin ortadaki bir kaptan
yenmesinin de sünnet olduğu iddia edilir.
Oysa Nur suresi 61. ayette
toplu olarak veya ayrı yemekte sakınca olmadığı açıklanır, ama yine de mezhepçi
kafa sevap hakkını toplu yemekten ve ortadaki kaptan beraber yemekten yana
kullanmıştır.
Özellikle Ramazan'da yemeğe zeytin veya
hurma ile başlamanın sevap olduğuna dair çok meşhur bir inanç da
oluşturulmuştur. Bu inanca göre peynir ve çorba
ile orucu açan, zeytin veya hurma ile orucu açanın sevabını alamaz.
Yemeği bitirdikten sonra üç parmağı
yalamanın ve bunları yalarken sıranın nasıl olması gerektiğinin de mezhepçi
sünnet anlayışında açıklamaları vardır.
Yemek yerken dikkat edilecek hususların
listesi daha da çoğaltılabilir.
Kuran'ı yeterli görmeyen yaklaşım, dini
Kuran dışı birçok ayrıntıya boğmuştur.
Kuran'dan dinini anlayan Müslümanla,
mezheplerin Müslümanı sofrada da kendini belli etmektedirler.
Görüldüğü gibi Kuran'ın Müslümanına göre
4 tane haram yiyecek varken, her mezhepte farklı olmak üzere mezheplerin
İslam'ında düzinelerce haram yiyecek vardır.
Kuran'ın Müslümanına göre
yemekte aslolan yemeğin haram olmaması, Allah'a şükredilmesi, rızkı verenin
Allah olduğunun bilinmesidir. Kuran'ın Müslümanına göre yemekteki bu seremonilerin
dinle bir alakası yoktur.
Arapların örf ve
adetlerindeki bu yemek stilleri Peygamber'in de, o dönemdeki putperestlerin de
yemek yeme şekli olabilir. Yemeği çatal kaşıkla veya çubukla veya elle yemek
Allah'a yakınlığı veya takvayı değil sadece örf ve gelenekleri simgeler.
Fakat Kuran'ın İslam'ı yerine Arapçı,
mezhepçi İslam'ı benimseyenler putperestiyle, Müslümanıyla tüm Arapların örfü
olan yemek yeme şeklini, hatta menüsünü "Sünnet" adı altında
insanlara yutturmuşlardır.
Ne yazık ki bu
yutturmacalara öylesine inanılmıştır ki kimi Türkler, Afganlılar, İranlılar bu
örfleri din sandıkları için Araplar'dan daha Arapçı olmuşlardır. Fakat onlar
bunu Sünnet tatbikçisi olmak olarak algılamaktadırlar.
... Kitap'ta hiç bir şeyi eksik
bırakmadık
6-
Enam Suresi 38
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder