KUR'AN AYETLERİNE GÖRE DİNİN NE OLDUĞUNU
"ANA KAYNAĞINDAN = KUR'ANDAN"
ANLAYIP BİLMEDİKÇE,
"KUR'AN'DAKİ İSLAM = ALLAH'IN DİNİ"
İLE
"ŞU ANDA DİN ADINA SUNULAN SİSTEM = UYDURULAN DİN"
ARASINDAKİ FARKLARI ANLAYAMAYIZ;
"ALLAH İLE ALDATANLARA AV" OLURUZ.
M. Kemal Adal.
Kuran Araştırmaları Grubu
http://www.kurandakidin.net/
II. BÖLÜM: KURAN AYETLERİNE GÖRE DİN
Şu anda
din adına sunulan sistem ile Kuran'ın anlattığı din arasında ne gibi
farklılıklar var diye düşünebilirsiniz. İlerideki bölümlerde Kuran'ın İslam'ı
ile geleneksel İslam'ın farklarını detaylı bir şekilde göreceksiniz.
A. DİNİN KAYNAĞINI BELİRLEMEK
Bu farklılıkları ortaya çıkarmak için önce dinin kaynağını belirlemek
gerekir. Kuran'ın, dinin tek kaynağı olduğunu
anladıktan sonra bize din adına yöneltilen
soruların cevaplarını, delillerini Kuran'dan arayacağız.
Örneğin biri bize haremlik-selamlık
şeklinde kadınların erkeklerle ayrılması dinde var mı diye sorarsa, Kuran'ı
okuyup inceleyeceğiz ve böyle bir yasağı bulamadığımızdan dolayı dinde böyle
bir yasağın olmadığını söyleyeceğiz.
Oysa geleneksel din yapısını savunanlar
dini Kuran'dan değil, ilmihal kitaplarından, şeyhlerinden ve uydurmalarla dolu
hadislerden öğrenmektedirler. Kuran'ın dışındaki bu kaynaklara göre ise
haremlik-selamlık dinin bir şartıdır, farzdır.
(Sırf
Kuran'dan dini anlamanın örnekleri için bakınız 35.,37.,38. bölümler)
Tüm bunları incelediğimizde tüm sorunların çözümü olan şu temel
soru karşımıza çıkıyor: "Kuran, dinin kaynağı olarak yeterli mi?"
Kuran yeterlidir. Çünkü eksiği, gediği yoktur ve din adına tüm izahları kapsar.
Üstelik Kuran, dinin tek kaynağı olduğunu ve her şeyi
açıkladığını kendisi söyler. Oysa karşıt görüşte olanlara göre Kuran'ın yanında hadis, icma ve kıyas olmazsa din eksik olur.
Bunlardan Kuran ve Hadis temel kaynak olarak alınır.
Biz kitabımızda hadis diye adlandırılan
Kuran dışı sözlerin güvenilir olmadığını ispatlamaya ağırlık vereceğiz. Çünkü
hadislerin bile Kuran'ın yanında Kuran'a ilaveler yapan ikinci bir kaynak
olamayacağını gösterirsek diğerleri otomatik olarak devre dışı kalacaktır.
(Diğer
kaynakların tahribatını anlamak için özellikle kitabımızın 14. Bölümünü
okumanızı tavsiye ederiz).
Kuran gelenekçi İslamcılara göre yetersizdir. Aslında Kuran'ın
yeterliliğini ispat etmeye sadece kitabın bu bölümünde (14. Bölümünde) Kuran'dan alıntı yaptığımız ayetler bile
yeterlidir. Kuran'ın yeterli olduğunu, her şeyi açıkladığını ve gerekli teferruatları
verdiğini başta Kuran'ın kendisi söylemektedir.
Kuran dışında diğer kaynaklara ihtiyaç
olduğunu söyleyerek Kuran'ı yetersiz ilan etmek, başta Kuran'ın bu ayetlerine
karşı gelmektir.
Fakat biz sırf bu ayetler bile delil
olarak yeterlidir deyip geçmeden, Kuran'ın din konusundaki otoritesine eş
koşulan hadislerin (sözlerin) nasıl çelişkili, mantıksız ve Peygamber'e iftira
olduklarını da örnekleyerek, Kuran dışındaki dini arayışların hatasını her
yönden göstereceğiz.
B. KURAN'I YETERSİZ GÖRENLER
Kuran'a yeterince güveni olmayanlar;
falanca mezhepten, filanca tarikattan olduklarını söyleyerek görüşlerimize
karşı çıkanlar olacaktır.
Hadisçiler, hadis kitapları bilinmeden,
fıkıhçılar fıkıh kitapları olmadan, tefsirciler bol hadisli tefsirler
okunmadan İslam bilinemez, halk dini anlayamaz demeye devam edeceklerdir.
Din tüm insanların anlaması için mi yoksa sadece üç dört kişinin
anlaması için mi indirildi?
Peygamber'imizin mezhebi var mıydı?
Dört halifenin mezhebi neydi?
Kuran'da Hanefilik, Şafilik, Alevilik, Şiilik, Vahhabilik
şeklinde mezhepler mi var, yoksa tek bir dinden mi bahsediliyor?
Kuran dinin rehberi diye kendinden mi bahsediyor, yoksa
Buhari'den Müslim'den, Oniki İmam'ın eserlerinden, ilmihallerden, Muvatta'dan
mı bahsediyor?
Kuran ayetlerini inceleyip, bu soruların
cevabını bulalım ve Kuran'ın dinin tek kaynağı olarak yeterli olup olmadığını
tespit edelim.
Biz
bu kitabı sana, her şeyin ayrıntılı açıklayıcısı, bir doğruya iletici, bir
rahmet, Müslümanlara bir müjde olarak indirdik..
16- Nahl Suresi
89
Görüldüğü gibi ayette Kuran'ın her şeyi açıkladığı, bizi doğruya
ilettiği söylenmektedir.
Kuran her şeyi açıklıyorsa Buhari, Müslim diye kaynaklara,
ilmihal kitaplarına ne gerek var?
Allah her şeyi Kuran'da açıkladığını
söylerken niye hâla Hanbeli, Safi, Şii, Hanefi, Caferi, Maliki diye
mezheplerden medet umuyoruz?
Neden Allah Kuran'da bize Müslüman
(İslam olan) diye isim takmışken Sunni, Şii, Hanefi, Safi diye isimleri
kullanıp Allah'ın bize verdiği ismi yetersiz görüyoruz?
C. HÜKÜM YALNIZ ALLAH'INDIR
Hüküm
yalnız Allah'ındır. O kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir.
Dosdoğru olan din işte budur. Ama insanların çoğu bilmiyorlar.
12- Yusuf Suresi
40
26-Kendi hükmünde hiç kimseyi
ortak kılmaz.
27-Rabbinin
kitabından sana vahyedileni oku. O'nun kelimelerini değiştirecek hiçbir kudret
yoktur.
18- Kehf Suresi
26,27
Hüküm Allah'tan başkasına bırakılırsa, dosdoğru dinden sapılmış
olunur. Mezhep içtihatlarıyla, icma, kıyas başlıklarıyla veya hadislere
dayandırılarak verilen hükümler Allah'ın hükmü değildir. Bu mezhepleri dine
eşitlemek, Allah'ın hüküm koyucu yetkisini başkasına vermek demektir. Allah'ın
hüküm konusunda hiçbir ortağı yoktur. Kişilerin şahsi hükümleri din olamaz.
Kehf suresi 27. ayetten Allah'ın hükmüne
uymanın Allah'ın vahyine uymakla yerine getirilebileceğini anlarız.
Allah'ın kelimelerini değiştirebilecek
kimse yoktur, ama mezhepler nasih mensuhla (25. Bölümü okuyun), uydurma
hadislerle Allah'ın hükümlerini değiştirmeye yeltenmişlerdir.
Allah'ın hükümleri Allah'ın vahyi olan Kuran'dadır. Zaten
Allah'ın sözü olduğu iddia edilebilecek başka bir kaynak yoktur ki bu kaynağın
Allah'ın hükmünü kapsadığı iddia edilebilsin.
Hükmün yalnız Allah'ın olması (12 Yusuf Suresi 40) ve Allah'ın
hükmüne kimsenin ortak olmaması (18 Kehf Suresi 26) için Allah'ın hükümlerinin
hepsini içeren Kuran'ı dinin tek kaynağı yapmak zorundayız. Eğer Allah'ın
hükmü olmayan, Allah'ın olmayan kitapları, dini hüküm kaynağı yapıyorsak (İster
mezhep ilmihali, ister hadis
kitabı olsun) Allah'ın kitabı Kuran'la çeliştiğimizi bilmeliyiz.
Bu kitapların Buhari, Müslim, Ebu Davud
gibi adları ve mezheplerin Hanefi, Safi, Caferi gibi adları, bu hükümlerin
sahiplerinin Allah değil, bu şahıslar olduklarını daha baştan adlarıyla ortaya
koymaktadır.
Allah'a
çağıran, yararlı işler yapan ve ben Müslümanlardanım diyen kimseden daha güzel
söz söyleyen kim vardır?
41-Fussilet
Suresi 33
Rabbinin
sözü hem doğruluk, hem adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini
değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur.
6- Enam Suresi
115
Allah'ın dini, Kuran'ın indirilmesinin bitişiyle Peygamber'imiz
hayattayken tamamlanmıştır. Kuran yazdırılmış, ezberlenmiş ve başı sonu belli
bir kaynak olarak rehberimiz olmuştur.
Peygamber döneminde yazılması yasak olan hadisleri toplayan
kitaplar Peygamber'in vefatından yüz-iki yüz yıl sonra ortaya çıkmaya başlamıştır.
Kuran'ın ayetine göre Allah'ın sözleri değiştirilemez bir şekilde tamamken,
nedense insanlar bununla yetinmeyip yeni sözler aramışlardır.
Bu zihniyete göre İmam Şafi'nin
içtihatları, Oniki İmam'ın fetvaları veya Hanefi imamların izahları ile din
tamamlanmıştır. Bunlara göre din daha evvel tamam değildir ki bu şahısların
yorum, içtihat ve izahları insanlara gereklidir.
Ayrıca geleneksel İslam'ın savunucuları bununla da yetinmeyip, nasih-mensuh
kılıflı izahları sonucunda hadislerle Kuran'ın izahlarını iptal edip, yerine
kendi izahlarını ve hadisleri koymuşlardır (Bakınız 25. ve 26. Bölüm). Böylece
Allah'ın sözlerini değiştirebilecek hiç kimse olmadığıyla ilgili olan
yukarıdaki ayetle çelişmişlerdir.
D. KURAN HER DETAYI İÇERİR
Allah
size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah' ın dışında bir hakem
mi arayayım?
6- Enam Suresi
114
Kuran ana konuları verip, yan konular için bizi başka kitaplara,
şeyhlere, ilmihallere, kütüb-i sitteye havale etmiyor. Kendisinin detaylandırılmış
olduğunu söylüyor.
Eğer ki bir yasağı, detayı, ibadeti Kuran'da bulamazsak; bu, o
yasağın, detayın, ibadetin dinimiz ile alakası olmadığı anlamına gelir.
Örneğin ipek giymek veya midye, karides
yemek ile ilgili Kuran'da bir ifade olmaması, ipeğin giyile-bileceğini, midye
ve karidesin yenebileceğini gösterir.
Kuran'da bir fiilin yapılmamasına dair izah aramak gerekir,
yapılması gerektiğine dair izaha gerek yoktur.
Örneğin ipeğin giyilmesinin yasak olduğuna
dair izahın bulunamaması yeterlidir. Ayrıca ipek giyilebilir manasında bir
ayete gerek yoktur. Bu mantığı şu ayette de gözlemleyebiliriz.
Ey
iman sahipleri; size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Kuran
indirilirken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onları affetti. Allah
Bağışlayandır, Merhametlidir.
5-Maide Suresi
101
Allah kullarına güçlük çıkarmak istemediği için birçok konuda
açıklama yapmamıştır. Eğer açıklama yapsaydı, o konularda da üzerimize sorumluluk
binerdi.
Allah birçok ayette dinin kolay olduğunu, insanlara güçlük
çıkarmak istemediğini söylemektedir. Oysa hadis uydurucuları ve mezhepçiler
sanki Allah unutmuş gibi Allah'ın açıklama getirmediği konuları açıklayarak,
din adına zorluklar üretmişlerdir.
Dinin yasakladığı her şey kötüdür, ama din
her zararlı fiili yasaklamak zorunda değildir. Dinin açıkladığı hususları
yerine getirmek bir sorumluluktur. Bu yüzden, dinde açıklanmayan hususların
Allah'ın bize verdiği özgürlük alanları olduğunu anlamalı ve acilen Kuran
dışında dine yapılan ilaveleri temizlemeliyiz. (Geniş
bilgi için 39. Bölümü okuyun)
E. ALLAH UNUTMAZ
Rabbin asla unutkan değildir.
19-Meryem Suresi
64
Rabbimiz Allah, her şeyi bilir ve bu, bizim din adına tüm ihtiyaçlarımızı
bildiği anlamına gelmektedir. Allah'ın açıklamadığı konular haşa
unutkanlığından değil, bizi o konularda özgür bırakmak istemesinden
kaynaklanır.
Allah'ın
açıklamadığı konuları açıklayarak dine yeni ilaveler, yeni detaylar
getirenler, kendilerini Allah'tan daha mı akıllı sanıyorlar, yoksa bu ayeti ve
Allah'ın kainattaki tüm ayetlerini görmezlikten gelip, Allah'ın indirdiğinin
kendilerince eksiğini mi kapıyorlar?
Örneğin; Allah kadına "Şuradan
şuraya kadar örtüneceksin" şeklinde bir üniforma tarif etmemişken, bu
üniformayı Allah adına tarif etmiş olanlar ne yapmak istediler? Niye Allah'ın
kitabı Kuran'ı yetersiz görüp kendi görüşlerini dine soktular?
Bu soruların niyeti belki tartışılır ama Kuran'da olmayan
izahların dinde olmadığı, bu örnekte görüldüğü gibi kadına bir üniforma biçmenin
Allah'a, Kuran'a, dine iftira olduğu tartışılamaz.
(Bakınız 17.,18. Bölüm)
Kendilerine
okunmakta olan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?
29-Ankebut
Suresi 51
Ne yazık ki geleneksel İslamcılara Kuran yetmiyor, yetmiyor,
yetmiyor... Ne yapıp edip, gerektiğinde ayetleri çekiştirip, içinde binlerce
uydurma olan hadisleri, dine ilave bir sürü hükmü uyduran mezhep imamlarının
görüşlerini din diye yutturmak isteyenlere, Kuran yetmiyor.
Çünkü Kuran kadını gelenekçilerin
istediği gibi kapatmıyor, haremlik-selamlık yapmıyor, sanata, heykele yasak getirmiyor,
sarığın, sakalın, cübbenin, Arap geleneklerinin makbul olduğunu söylemiyor. Bu
yüzden birçok kişi Kuran Müslümanı olmaktansa Hanefi, Şafi, Şii olmayı tercih
ediyor. Çünkü Kuran'da olmayan bu yasaklara, bu örf dinselleştirmeciliğine, bu
mezhepler geçit veriyor.
Kişiler Kuran'ı açıp dini öğreneceklerine, kafalarında din
oluşturup Kuran'da arıyorlar, sonra bu dini Kuran'da bulamayınca, bak Kuran
eksikmiş diyorlar. Ne yazık ki yukarıdaki ayette geçtiği gibi bazı dinsizlere
de, bazı dincilik şampiyonlarına da Kuran yetmiyor.
F. EKSİKSİZ KİTAP
Kitap'
ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.
6-Enam Suresi 38
Allah Kitap'ta eksik olmadığını söylerken, Kuran'ı ölülerin arkasından
okunan bir kitap gibi kullanıp, Kuran'ın manasından çok musikisine önem
verenler, ne yazık ki bu ayetlerin manasını anlayamıyorlar.
Kuran'ın yerine ilmihal kitabını, mana
yerine musikiyi, canlılar yerine ölüleri, Kuran İslâm'ı yerine mezheplerin
İslâmı'nı ön plana alanlar Kuran'ı, manayı ve canlıları ön plana almadıkça bu
ayetlerin açık manasını da anlayamayacak gibi gözüküyorlar.
154-
Size ne oluyor,
nasıl hüküm veriyorsunuz?
155-
Hiç mi
hatırınıza getirmiyorsunuz?
156-
Yoksa sizin
apaçık olan bir deliliniz mi var?
157-
Şayet doğru
söylüyorsanız kitabınızı getirin.
37-Saffat Suresi 154-157
36-
Neyiniz var?
Nasıl hüküm veriyorsunuz?
37-
Yoksa okuyup,
ders almakta olduğunuz bir kitabınız mı var?
38-
İçinde keyfinize
uyanın sizin olduğu.
68-Kalem Suresi 36,37
Sen
de aralarında, Allah' ın indirdiğiyle hükmet.
5-Maide Suresi 49
Ayetlerden, dini hükümlerin Allah'ın
indirdiğine dayanması gerektiğini görüyoruz. Allah'ın indirdiği kitaba
dayanmayan hükümler, dinen temelsizdir. Yani dinen bir hüküm oluşturmazlar.
Eğer Peygamber'in bir söz veya davranışı Kuran'a ilave bir hükme
delil gösteriliyorsa, bilin ki o hadis ya Peygamber'e iftiradır, ya da
Peygamber'in şahsi tercihi olan, dinen hüküm ifade etmeyen bir mesele
dinselleştirilmiştir.
Maide
Suresi 49. ayetten anladığımız üzere Peygamber sadece Kuran'la hüküm verir ve
sonuç olarak Kuran'da tüm dini hükümler vardır. Bir tek Kuran'ı dini kaynak
yaparsak başka bir kaynağa, otoriteye ihtiyaç duymadan dinimizi buluruz.
(Allah'a
ve Peygamberlerine itaat konusunu 27. Bölümde anlatacağız)
O
yalnızca bir öğüt ve Mübin (apaçık) bir Kuran'dır.
36-Yasin Suresi
69
Kuran'ın sıfatlarından biri olan Mübin,
"beyan" kökünden olup apaçık, açık açık gösteren manalarına
gelmektedir.
Aynı
ifadeye 27-Neml 1, 28-Kasas 2, 26-Şuara 2 gibi ayetlerde de rastlarız.
Kuran'ın apaçık olduğunu ifade eden bu ayetler, Kuran'ın tek
başına anlaşılamaz olduğunu, ancak hadislerle, esbab-ı nuzul hikayeleriyle,
mezhep imamlarıyla Kuran'ı anlayabileceğimizi söyleyenlere cevap vermektedir.
27-Neml Suresi
79. ayette ise Peygamberimiz'e "Sen mübin gerçek üzerindesin."
deniliyor.
Peygamberimiz'in
insanlığa tanıttığı gerçeğin açıklayıcısı Kuran'dır. Bu yüzden Peygamberimiz'e
izafe edilen her şey ancak Kuran'dan onay aldığı takdirde geçerlidir. Mübin
olan Kuran; hem dini, hem Peygamber'i tanımamızda hepimize tek başına
yeterlidir.
G. KURAN'A UYAN PEYGAMBER'E DE UYMUŞ OLUR
De ki " Ben sizi ancak vahiy
ile uyarıyorum."
21-Enbiya Suresi
45
Böylece
biz seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete sana
vahyettiklerimizi okuman için gönderdik.
13-Rad Suresi 30
Bu
Kuran, bana, sizi ve ulaştığı kimseleri uyarmam için vahyolundu.
6-Enam Suresi 19
Onlara
ayetlerimiz açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar "Bize
bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir." dediler. De ki "Onu
kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece vahyolunana
uyuyorum."
10-Yunus Suresi
15
Ayetlerde görüldüğü gibi, Peygamber'in açıkladığı ve uyduğu
vahiy Kuran'dır. İnanmayanların reddettiği, değiştirilmesini istedikleri de
Kuran'dır. Peygamber'in vazifesi kendisine vahiy olarak gelen Kuran'ı
okumaktır.
Peygamber'e
uymak; Kuran'a uymak, Kuran'ın sistemine göre inanmak, hareket etmek ve
yaşamaktır.
Peygamber'imiz Kuran'da en çok
"Resul" kelimesiyle tanıtılır. Resul Türkçe'de "elçi"
kelimesinin karşılığıdır ki Allah bu kelimeyle, Peygamberimiz'in vazifesi olan
Allah'tan aldığı mesajı insanlara iletmeyi vurgular. Ayetlerden gördüğümüz gibi
bu mesaj Kuran'dır. Başka hiçbir kaynağa, hiçbir kitaba gönderme yoktur.
Allah, Kuran dışında başka uyulması gereken vahiyler, kaynaklar
olsaydı, onları da belirtir, onlara da uymamızı isterdi.
Oysa bugünkü manzaraya baktığımızda
yüzlerce cilt hadis ve fıkıh kitabının dinin kaynağı sayılarak Kuran'a eş
koşulduğunu görüyoruz. Böylece Kuran'ın din konusundaki otoritesi ve
kaynaklığı %100 iken, Kuran birçok kaynağın arasındaki bir kaynağa
indirgeniyor.
Öyle ki Kuran'ın oluşturulan bu yeni
yapıda hacim olarak payı %1'in bile çok altındadır.
Gördüğümüz tüm bu ayetler, Kuran'ın değerini düşüren,
Peygamber'e yalan sözler (hadisler) atfeden, Peygamber'e iftira eden bu mantığa
karşı çıkar.
H. KURAN KARANLIKLARDAN AYDINLIĞA ÇIKARIR
4-
Dosdoğru bir yol
üzerindesin.
5-
Aziz ve Rahim'
in indirdiği üzerindesin.
36-Yasin Suresi 4,5
Bu
bir kitaptır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura (aydınlığa), O
övgüye layık, Aziz olanın yoluna çıkarman için sana indirdik.
14-İbrahim
Suresi 1
Bu kitap (Kuran) insanları karanlıktan aydınlığa çıkarır.
Allah'ın indirdiği (Kuran) üzerinde olan dosdoğru yol üzerinde olur. Kuran'a
uyanlar bu ayetler gibi birçok ayetten güç ve destek alırlar.
Peki Fetvayı Hindiyelere uyanlar,
Tirmizi, Muvatta, Buhari, Müslim gibi kitaplara uyanlar ve bunları Kuran gibi
dinin kaynağı gösterenler, böylece Kuran'ın dindeki tekelini bozma girişiminde
bulunanlar nereden güç ve destek alıyorlar?
Kuran, Peygamber döneminde yazıldı, ezberlendi. İçinde hiçbir
çelişki ve mantığa aykırılık yoktur. Diğer hiçbir kaynak, Peygamber hayattayken
yazılmadı. Üstelik ileride hadisleri ve mezhepleri inceleyen bölümlerde göreceğimiz
gibi bu izahlar Kuran'la, kendi aralarında ve mantıkla çelişirler. Nerede
çağın ve aklın çok önünde olan Kuran? Nerede çağın gerisinde, İslam'dan
insanları kaçırmış uydurma hadisler ve mezhepler?
(4.
Bölümden 12. Bölüme kadar Kuran'a eş koşulan izahları inceleyip, dinin kaynağı
olmaya lâyık olmadıklarını göstereceğiz.)
İ. YAHUDİLERDE VE HIRİSTİYANLARDA DA AYNI TİP DEJENERASYONLAR VAR
İçinde Allah' ın
hükmünün bulunduğu Tevrat yanlarında iken, nasıl oluyor da senin hakemliğine
başvuruyorlar.
5-Maide Suresi
43
İncil
bağlıları Allah' ın onda indirdiğiyle hükmetsinler. Allah' ın indirdiğiyle
hükmetmeyenler sapkınların ta kendileridir.
5-Maide Suresi
47
Allah evvelki din sahiplerine de
Peygamberleri aracılığıyla kitaplar, sayfalar indirmiş ve kitaplarına
uymalarını söylemiştir.
Yahudiler Kuran gibi detaylı ve her
şeyi açıklayan Tevrat'ı aldılar. Ancak Allah'ın sözleriyle yetinmediler.
Bakara
Suresi 67. ile 71. ayetler arasında gördüğümüz Yahudilerin teferruat sever
yaklaşımları Hz. Musa'nın vefatından sonra da devam etti. Bu tavırları sonucu
Mişna (Söz, Hadis) ve Gamara (Pratik, Sünnet) denilen dini kaynaklar ürettiler.
Hadis ve sünnet adı altında kutsala fatura edilen uydurma dolu
izahlarla dini teferruata boğma, bir tek bizim dinimize özgü değildir.
Kuran, Hıristiyanların Hz. İsa'yı ve din adamlarını Rabler edindiğini söyler ve dine ilave olarak uydurdukları ruhbanlığa sonra kendilerinin de tam olarak uyamadığını anlatır.
Kuran, Hıristiyanların Hz. İsa'yı ve din adamlarını Rabler edindiğini söyler ve dine ilave olarak uydurdukları ruhbanlığa sonra kendilerinin de tam olarak uyamadığını anlatır.
Kuran'da tüm bu kıssalar bize öğüt almamız için açıklanmıştır.
Oysa kendini dinde otorite ilan eden bazıları "Bu Hıristiyan ve Musevilere
olmuş, bize olmaz" diyerek sanıda bulunmaktadırlar. Acaba Kuran'dan bir
delilleri var mı? Tabi ki yok. Zaten delil yerine sanı ile konuşmaya meraklı bu
otoritelerin(!) delile ihtiyacı yoktur. Çünkü kendileri ve evvelki otoriteleri
zaten delildir.
Bu tipler kelle saymaya çok
meraklıdır. Bunların çoğu "Bu kadar insan böyle diyor siz onlardan daha mı
akıllısınız?" izahıyla geleneklere, kelle sayım sonucuna güvenirler.
Hıristiyanların çoğu "Hz. İsa Allah'ın
oğlu" derken, bunun bir mecaz olduğunu, Allah'ın oğlu olamayacağını, Hz.
İsa'nın sadece Allah'ın sevgili bir kulu ve Peygamber'i olduğunu söyleyen
Hıristiyanlar da vardır. Peki bu azınlık Hıristiyanlar mı, yoksa Hz. İsa'nın
Allah'ın oğlu olduğunu iddia eden, Katolik ve Ortodoks din adamlarını Rabler
edinmiş bu çoğunluk mu haklıdır?
Üstelik
Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu olduğunu iddia edenlerin sayısı geleneksel İslam'ı
savunanlardan çok daha fazladır.
Hıristiyan çoğunluk: "Bakın ne
kadar çok kişi Hz. İsa'yı Allah'ın oğlu kabul ediyor. Bizim Saintlerimiz,
evliyalarımız çok fedakâr, çok büyük adamlarmış. Onlar böyle diyor yanılıyor
da, siz üç beş adam bizim Saintlerimizden, mürşidlerimizden, papazlarımızdan
daha mı iyi biliyorsunuz?" demektedirler.
Geleneksel İslam'ı savunanların izah
tarzıyla bunların tıpatıp aynı olması hiç de şaşırtıcı değildir. Çoğunluğa
uymanın saptırmaya yol açacağını belirten Kuran ayetleri ve Hıristiyan
çoğunluğun çizdiği bu manzara umarım kelle sayıcıları ve delil yerine
evliyaya(!) güvenenler için yeterlidir.
(Hz. Ömer'in, hadisleri "ümmetimin Mişna'sıdır"
diyerek yakması için 11. Bölüme, Hıristiyan ve Musevilerle ilgili konular için
29. Bölüme, kelle sayma meraklılarına cevap için 33. Bölüme bakın.)
Andolsun
ki size beyyine (açıklayıcı, açık delil) ayetler, sizden önce gelip
geçenlerden örnekler ve korunup, sakınanlar için de bir öğüt indirdik.
24-Nur Suresi 34
...
Ta ki ölen beyyine (açık delil) üzerine ölsün, yaşayan da beyyine (açık delil)
üzerine yaşasın.
8-Enfal Suresi
42
Kuran'a göre insan beyyine (açık delil) üzere olmalıdır. Yani gelenek
diye, böyle gördük, biz de böyle yapıyoruz diye uygulamalar, kelle sayımı ile
gerçeği bulmalar Kuran'ın İslamı ile bağdaşmaz. Kuran'a göre, Kuran'ın kendisi
beyinedir (açık delildir). Demek ki Kuran'ı dinin kaynağı yapanlar açık delile
uymuş olurlar.
Bunları
Kuran'da türlü türlü şekillerde (sarf) açıkladık ki öğüt alıp hatırlasınlar.
Fakat bu sadece kaçışlarını artırıyor.
17-İsra Suresi 41
Andolsun
bu Kuran'da her örnekten insanlar için türlü türlü açıklamalarda (sarrafna)
bulunduk. İnsanların çoğu ise tanımamakta ayak diretmektedirler.
17-İsra Suresi
89
Bak
iyice kavramaları için ayetleri nasıl türlü şekillerde açıklıyoruz (nusarriful).
6-Enam Suresi 65
Bilgiyle
uzun uzadıya, etraflıca açıkladığımız (fassalna), inanan bir toplum için
doğruya iletici ve rahmet olan bir kitabı onlara getirdik.
7-Araf Suresi 52
Bu
bir kitaptır ki, Hakim ve Her şeyden Haberdar olan, ayetlerini hüküm ifade edici
(muhkem) kılmış ve sonra detaylandırıp (fussilet) açıklamıştır.
11-Hud Suresi 1
J. KURAN'IN AÇIKLAMADIKLARI DİN DIŞI ALANDIR
Yukarıdaki ayetlerden Kuran'ın detaylı, etraflıca, türlü türlü
şekillerde gerekli açıklamaları yaptığını Kuran'ın kendisinin söylediğini
görüyoruz. Ayetlerde Kuran'ın etraflıca, türlü türlü şekillerde, detaylı bir
biçimde açıklamalar yaptığını vurgulayan kelimelerin Arapçasını parantez içinde
verdik. "Kuran başka kitaplara gönderme yapar, Kuran ana kitaptır,
detayları başka kitaplardan öğreniriz." demek tüm bu ayetlere karşı
çıkmak, bu ayetleri yok saymak demektir.
Aynı
şekilde "Kuran'ı biz anlayamayız" tipi izahlar da Kuran ile çelişir.
Kuran'ın
izahlarına göre iman edenler Kuran'ı anlar.
Kuran'ı
anlamamak iman etmeyenlerin bir özelliğidir.
Kuran'ı incelediğimizde gerekli tüm teferruatların Kuran'da
yer aldığını görürüz.
Örneğin
Kuran, zorda kalıp başka yiyecek bir şey bulamayanların aşırıya gitmemek
kaydıyla haram olan leş, kan, domuz eti ve Allah'tan başkası adına kesilen
hayvanları yiyebileceğini söyler.
Hacca
giderken başında hastalık olduğu için saçını kısaltanların ne yapması gerektiği
de Kuran'da geçer.
Teyze
ve anne ile evlenmenin haram olduğu da Kuran'da vardır.
Peygamber'in
sırf kendisine farz olan gece ibadeti de Kuran'da geçer.
Ebu
Leheb'in Müslüman olmayacağı, Rumların yakın zamanda savaşı kazanacakları
tipinde ancak Peygamber'imiz döneminde gözlenebilecek olaylara da Kuran
değinir.
Yukarıdaki örnekler ve daha birçok örnek,
Kuran'ın tüm teferruatları verdiğinin delilidir.
Kaç
kişi domuz, leş gibi yiyecekler ile baş başa kalıp başka hiçbir helal gıda
bulamayacak kadar zor durumda kalıp, bunları yemek zorunda kalacaktır?
Hacdayken hastalığı yüzünden saçını kısaltacak olan kişi sayısı binde bir bile
değildir. Yani her bin kişiden birinin hayatta bir kere rastlaması ihtimali
bile zor olacak bir detay Kuran'da vardır. Teyze ve anne ile evlenmeye
kalkmanın çirkin olduğu aşağı yukarı herkesin bildiği, on-binde bir insanın
bile kalkışmayacağı bir iğrençliktir.
Kuran bu konu zaten bilinir dememiş, bunu da açıklamıştır.
Yahudilere Cumartesi yasağı gibi yasakların da koyulduğunu belirten Kuran, hiç
mümkün müdür ki inananlarına tüm yasakları belirtmesin?
Hiç mümkün müdür ki Hacda saçını kısaltan adama yol göstersin
de, kıyafet ve diğer hususlarda bir yasak varsa bunu kadınlara açıklamasın?
Hiç mümkün müdür ki zorda kalana yukarıda belirttiğimiz izni
açıklasın da midye, karides diye bir yasak varsa bunun açıklamasını başka
kaynaklara bıraksın?
Hiç mümkün müdür ki Peygamber'e özel farz ibadet açıklansın da
tüm Müslümanlara farz olan tüm namazlar Kuran'da yer almasın?
Allah'ın gönderdiği bir kitap var ve
onun din adına tüm bilgileri içermediğini iddia edenler var. Allah'ın eksik ve
başka kaynaklara ihtiyacı olan bir kaynak göndermesi mümkün mü?
Allah'tan
olanın, insanın yazacağı kitaplardaki açıklamalara, tefsirlere muhtaç olduğu
hiç düşünülebilir mi?
Eğer ki din adına Kuran'ın hacminden fazla
bilgilere ihtiyacımız olsaydı Allah, Kuran'ı 2-3 kat daha kalın yapabilirdi.
Böylece bizi yine başka kaynaklara muhtaç etmezdi. Kuran eğer ki dini
açıklamada yetersizse niye indirildi? Allah dinin sadece bir kısmını açıkladı
da, diğer kısmı için başkalarına mı muhtaç kaldık?
Allah'ın kelimeleri tükenmez, Allah kelime sıkıntısı çekmez.
Allah hiç kimsenin mezhebine, hadisine ihtiyaç kalmaksızın dinini tam olarak
açıklamıştır.
Eğer
yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa ve deniz de arkasından yedi deniz daha
katılarak kullanılsa; yine de Allah'ın kelimeleri tükenmez. Allah üstündür,
bilgedir.
31-Lokman Suresi
27
K. KURAN'IN ANLAŞILMASI İÇİN TEFSİR, HADİS, İLMİHAL ... KİTAPLARINA İHTİYAÇ YOKTUR
3 32- Kafirler
dediler ki "Kuran ona toptan, tek bir defada indirilseydi ya" Biz
böyle yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı
kılalım. Biz onu parça parça düzenleyip okuduk.
33- Onların
sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, biz sana gerçeği ve en güzel yorumu
(ahsena tefsir) getirmiş olmayalım.
25- Furkan
Suresi 32,33
Görüldüğü gibi kafirler hep Kuran ile uyarılmışlardır, bu yüzden
kafirlerin itirazları da hep Kuran'a karşıdır.
Yapılması
gereken yorumlar da Kuran'ın içindedir. "En güzel yorum" ifadesinin
Arapçası "ahsena tefsir"dir ve "tefsir" kelimesinin
Kuran'da geçtiği tek yer yukarıdaki alıntıladığımız ayettir.
Böylece Allah, Kuran'ın tefsirinin en güzel şekilde yine
Kuran'la yapılacağının dersini vermektedir.
Oysa Kuran'a eş koşulan birçok hadis de
"Kuran tefsiri" diye satılan kitaplarda geçer. Kuran en güzel yorumu
içerirken ayrıca başka yorum kitapları (tefsir kitapları) dinin kaynağı olamaz.
Dinimiz tefsir kitapları olmadan da anlaşılır ve tastamamdır.
Daha evvel belirttiğimiz sarf (türlü şekillerde açıklama), fussilet
(detaylandırma) tipi kelimelerin Kuran için kullanılması da, Kuran'ın hiçbir
hadis kitabına, mezhep kitabına, tefsir kitabına ihtiyaç duymaksızın her detayı
içerdiğini gösterir.
1-Rahman
2-Kuran'ı öğretti
55-
Rahman Suresi 1,2
17-
Şüphesiz onu
toplamak ve okutmak bize düşer.
18- O halde biz onu
okuduğumuzda sen de onun okunuşunu izle.
19-
Sonra onu
açıklamak da bize düşer.
75- Kıyamet
Suresi 17,18,19
Allah Kuran'ın öğretilmesini de, açıklanmasını da üzerine almıştır.
Kuran, kendi kendini açıklar. Kuran'ın bir ayetinde anlaşılması gerekli konu
tamamlanmadıysa, başka bir ayetin ilave yapmasıyla, o ayeti açıklamasıyla konu
anlaşılır.
Yoksa Kuran'ın, Kuran dışı hadis, tefsir, içtihat başlıklı
kitaplara ihtiyacı yoktur. Bu kitaplardan, bu kaynakların gereğinden Kuran hiç
bahsetmez.
Kuran, Allah'ın kendisini öğreteceğini, açıklayacağını ve kendi
içinde en güzel yorumu (ahsena tefsir) yaptığını söyler.
(Kuran'ın kendi açıklamasına şu
konuyu örnek verebiliriz. 1- Fatiha Suresi 4. ayet "Din
gününün sahibidir O" şeklindedir. Din
gününün ne olduğunu anlamayan kişiler tüm Kuran'da bu terimi araştırırlar. Bu
terimin 15-Hicr Suresi 35. ayet, 26- Şuara Suresi 82. ayet, 37- Saffat Suresi
20. ayet, 38- Sad Suresi 78. ayet, 83- Mutaffifin Suresi 11. ayet ve diğer
geçişlerini inceleyenler bu terimin öldükten sonraki yeniden dirileceğimiz
günü ifade ettiğini anlarlar. Bu
örnekte olduğu gibi din adına anlamamız gereken tüm bilgi Kuran'ın içindedir.
Kuran kendi kendini açıklar.)
L. PEYGAMBERİMİZİN ŞİKAYETİ
Kuran'ı dinin merkezine koymalı ve Peygamberimiz'e uymanın,
Kuran'a uymakla olacağını bilmeli, Peygamberimiz'i ve dinimizi iftiralardan
kurtarmalıyız.
Peygamberimiz'in Allah'ın huzurunda
ümmetinden tek şikayeti ayette şöyle geçer:
Ey
Rabbim! Benim toplumum bu Kuran' ı devre dışı tuttular.
25- Furkan
Suresi 30
Gerçekten de Peygamberimiz'e uyduğu
söylenen birçok kişinin sergilediği manzara budur.
Sözde Kuran el üstündedir, kutsaldır,
fakat Kuran aslında hayata uygulanmayan, dini tek başına belirlemeyen bir kitap
olmuştur ve yüzlerce dini kitaptan birine çevrilmiştir. Kişiler dinlerini
ilmihal kitaplarından öğrenmekte, Kuran ise anlaşılmak için değil, sadece
seslendirilmek için okunmakta, böylece devre dışı tutulmaktadır.
Tüm bu ayetler ve açıklamalar, Kuran'ın dinin tek kaynağı olduğunu
başta kendisinin açıkladığını göstermektedir.
İleride Kuran'ın dinin biricik kaynağı
olduğuna dair burada belirtmediğimiz delilleri de konuların içinde
göstereceğiz. Aslında Kuran'daki bu ayetler, Kuran'ın tek kaynak olduğunu ve
İslam'ın eğer bir şey İslamı olacaksa Kuran İslamı olması gerektiğine delil
olarak yeterlidirler.
Peygamber'e iftira olarak uydurulan
hadisler başta olmak üzere, mezhepler, tarikatlar ve gelenekleri irdeleyerek,
Kuran dışında kaynak kabul etmenin sonunun nasıl felaket olduğunu gözler önüne
sereceğiz.
Diğer bölümlerle beraber, özellikle 27. Bölümü dikkatlice
okumanız, Kuran'a göre Kuran'ın yeterli olduğunu anlamanızı daha da iyi
sağlayacaktır.
"UYDURULAN DİN, KUR'AN'DAKİ DİN. II. BÖLÜM - KURAN AYETLERİNE GÖRE DİN" KİTABINDAN ALINTIDIR.
"UYDURULAN DİN, KUR'AN'DAKİ DİN. II. BÖLÜM - KURAN AYETLERİNE GÖRE DİN" KİTABINDAN ALINTIDIR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder