İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

4 Şubat 2017 Cumartesi

ALLAH’IN RIZK VERMESİ VE RIZK



VII. TOPLUMSAL DÜZEN VE HUKUK

C. İKTİSAT 


1.  RIZIK -1


a) Allah'ın Rızk Vermesi


(1) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, İktisat, Rızk, Allah'ın Rızk vermesi

Hiç kuşkusuz, zenginlik veren de O'dur, nimete boğan da... 53. sure (NECM) 48. ayet (Resmi: 53/İniş:23/ Alfabetik:80)

Andolsun, sizi yeryüzünde yerleştirdik ve sizin için orada, geçiminize yarayacak nimet ve imkanlara vücut verdik. Ne de az şükrediyorsunuz! 7. sure (A'RAF) 10. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Eğer yolda, kıvamında yürüselerdi, onları bol bir su ile suvarırdık, Ki onları, onun içinde imtihan edelim. Kim Rabbinin zikrinden / Kur'an'dan yüz çevirirse Rabbi onu, gittikçe yükselen bir azaba sokar. 72. sure (CİN) 16-17. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)
Hiç kuşkusuz Rabbin, dilediğine rızkı açar da kısar da. O, kullarını görüyor, onlardan haber alıyor. 17. sure (İSRÂ) 30. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Orada sizin için ve rızıklandırıcısı siz olmadığınız kimse için geçimlikler yarattık. 15. sure (HİCR) 20. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

De ki: "Göklerden ve yerden sizi kim rızıklandırıyor?" De ki: "Allah! O halde biz yahut siz ya tam hidayet üzerindeyiz yahut açık bir sapıklık içinde." 34. sure (SEBE') 24. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

De ki: "Rabbim, dilediğine rızkı genişletip açar, dilediğine ölçülü verir / kısar. Fakat insanların çokları bilmiyorlar." 34. sure (SEBE') 36. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

De ki: "Rabbim, kullarından dilediğine rızkı bolca, genişçe verir, dilediğine de kısarak verir. Bir şey infak ederseniz O, onun yerine başka bir şey lütfeder. Rızık verenlerin en hayırlısıdır O." 34. sure (SEBE') 39. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Bilmediler mi ki Allah, rızkı dilediğine açıp yayar da kısıp daraltır da. İman eden bir toplum için bunda elbette ibretler vardır. 39. sure (ZÜMER) 52. ayet (Resmi: 39/İniş:59/ Alfabetik:114)

O odur ki size ayetlerini gösteriyor ve sizin için gökten bir rızık indiriyor. O'na yönelenden başkası öğüt alamaz. 40. sure (MÜ'MİN) 13. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Eğer Allah, kulları için rızkı yayıp döşeseydi, yeryüzünde mutlaka azarlardı. Ama O, dilediğince ölçülü olarak indiriyor. Çünkü O, kullarından gereğince haberdardır, onları iyice görmektedir. O odur ki, kulları umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini yayar. Velî'dir O, Hamîd'dir. 42. sure (ŞÛRÂ) 27-28. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Ve onların kimini kimine derecelerle üstün kıldık ki, bazısı bazısını tutup çalıştırsın. Rabbinin rahmeti, onların derleyip topladıklarından daha hayırlıdır. İnsanlar bir tek ümmet haline gelmeyecek olsalardı, o Rahman'a nankörlük edenlerin evlerine gümüşten tavanlar çatar, sırtlarına binip yükselecekleri merdivenler / asansörler yapardık. Evlerine kapılar, üzerlerinde yan yatacakları koltuklar yapardık; Her yanda süsler oluştururduk. İşte bütün bunlar, şu iğreti dünya hayatının nimetidir. Rabbinin katındaki âhiret ise takva sahipleri içindir. 43. sure (ZUHRUF) 32-35. ayet (Resmi: 43/İniş:63/ Alfabetik:113)
Ben onlardan rızık istemiyorum. Beni yedirip doyurmalarını da istemiyorum. Hiç kuşkusuz, Allah Rezzâk'tır, bol bol rızık verir. Kuvvet sahibidir, Metîn'dir, güçlü ve dayanıklıdır. 51. sure (ZÂRİYÂT) 57-58. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)

Allah, rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere aktarıp da hepsi onda eşit hale gelmiyor. Allah'ın nimetini mi inkâr ediyor bunlar? 16. sure (NAHL) 71. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Peki, O, rızkını tutarsa kim var sizi rızıklandıracak? Hayır, bir azgınlık ve nefret içinde inat etmekteler. 67. sure (MÜLK) 21. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)

Görmediler mi Allah, dilediğine rızkı genişçe veriyor, dilediğine kısıyor. İnanan bir topluluk için bunda elbette ibretler vardır. 30. sure (RÛM) 37. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

"Allah'ın berisinden; bir takım putlara tapıyorsunuz, yalan / iftira üretiyorsunuz. Sizin Allah dışında kulluk / kölelik ettikleriniz size hiçbir rızık veremezler. Rızkı Allah katında arayın; O'na kulluk edin, O'na şükredin. O'na döndürüleceksiniz." 29. sure (ANKEBÛT) 17. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Nice hayvanlar var, kendi rızkını taşıyamaz. Allah onları da rızıklandırıyor, sizi de. Semî'dir O, Alîm'dir. 29. sure (ANKEBÛT) 60. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Allah, kullarından dilediğine rızkı açıp yayar da ölçülü verip kısar da. Allah her şeyi çok iyi bilir. 29. sure (ANKEBÛT) 62. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Allah, dilediği kimse için rızkı alabildiğine açar da sınırlayıp kısar da. İğreti dünya hayatıyla sevinip şımardılar. Oysaki dünya hayatı, âhirete oranla sadece küçük bir nimetlenme. 13. sure (RA'D) 26. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

İçinizden bekârları / dulları, bir de erkek hizmetçilerinizden ve halayıklarınızdan durumu uygun olanları evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allah onları lütfundan zenginleştirir. Allah Vâsi'dir, Alîm'dir. 24. sure (NÛR) 32. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

Ey inananlar! Müşrikler bir pisliktir. Artık bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız bilin ki, Allah dilediği taktirde sizi yakında lütfundan zengin edecektir. Allah her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. 9. sure (TEVBE) 28. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

 Yerde hiçbir debelenen yoktur ki, rızkı Allah'ın üzerinde olmasın. O, onun karar kıldığı noktayı da bilir, emanet edildiği yeri de. Her şey, apaçık bir Kitap'tadır. 11. sure (HÛD) 6. ayet (Resmi: 11/İniş:52/ Alfabetik: 38)

(2) Rızk

(a) Rızk, veren Allah'tır

(I) Rızkta putların payı yoktur


Kendi döllendirip yaydığı ekinden ve hayvanlardan Allah'a bir pay ayırdılar da kendi zanlarınca şöyle dediler: "Bu Allah için, bu da ortaklarımız için." ortakları için olan Allah'a ulaşmaz. Ama Allah için olan, ortaklarına ulaşıyor. Ne kötü hüküm veriyorlar! 6. sure (EN'ÂM) 136. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

De ki: "Allah'ın, kulları için çıkardığı süsü, güzel ve tatlı rızıkları kim haram etmiş?" De ki: "Dünya hayatında inananlar için de var. Kıyamet gününde ise yalnız inananlar içindirler." Bilgiden nasipli bir topluluk için biz, ayetleri böyle ayrıntılı kılıyoruz. 7. sure (A'RAF) 32. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Tutuyor, kendilerine verdiğimiz rızıklardan hiçbir şeyin farkında olmayanlara pay çıkarıyorlar. Allah'a yemin olsun ki, iftira edip durduğunuz şeylerden kesinlikle hesaba çekileceksiniz. 16. sure (NAHL) 56. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)


(II) Rızık, sınav aracıdır

Bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihan aracıdır. Allah'a gelince, büyük ödül O'nun katındadır. 8. sure (ENFÂL) 28. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Onlardan bazı çiftlere, kendilerini imtihan etmek için iğreti hayatın süsü olarak verdiğimiz nimetlere gözlerini dikme! Rabbinin rızkı hem daha hayırlı hem daha süreklidir. 20. sure (TÂHÂ) 131. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Şu da bir gerçek ki, mallarınız ve çocuklarınız bir imtihan aracıdır. Allah'a gelince, onun katında büyük bir ödül vardır. 64. sure (TEĞÂBÜN) 15. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)

Ama Rabbi onu sıkıntıya uğratıp rızkını ölçüye bağlarsa: "Rabbim bana ihanet etti!" der. 89. sure (FECR) 16. ayet (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)
(b) Rızk, azığın en güzeli Takvadır

Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine gerekli kılarsa hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe sapmak, kavga ve çekişmeye girmek yoktur. İyilik olarak yaptığınızı Allah bilir. Azık edinin. Hiç kuşkusuz azığın en güzeli takvadır. Ey akıl ve gönül sahipleri, benden korkun. 2. sure (BAKARA) 197. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
(c) Rızk, Allah yolunda / Allah için harcayın

Ki onlar, gayba inananlar, namazı kılanlardır. Ve kendilerine rızk olarak verdiklerimizden, başkalarına pay çıkaranlardır. 2. sure (BAKARA) 3. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Ey iman edenler! Alış-verişin, dostluğun, şefaatin olmadığı o gün gelmeden önce size verdiğimiz rızktan infak edip dağıtın. Küfre sapanlar zalimlerin ta kendileridir. 2. sure (BAKARA) 254. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Ne olurdu onlara, Allah'a ve âhiret gününe inanıp da Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan öyle dağıtsalardı! Allah onları bilmekteydi. 4. sure (NİSA) 39. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Namazı dosdoğru kılarlar onlar. Ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden bol bol dağıtırlar. 8. sure (ENFÂL) 3. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Onlar, Rablerinin yüzünü arzulayarak sabrederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık dağıtırlar ve kötülüğü güzellikle savarlar. İşte bunlar içindir ölümsüz yurt. 13. sure (RA'D) 22. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

İnanan kullarıma söyle: Namazı kılsınlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan, hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun olmadığı o gün gelmeden önce, gizli ve açık infak etsinler. 14. sure (İBRÂHİM) 31. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Onlar öyle insanlardır ki, Allah anıldığında kalpleri titrer; başlarına gelene sabrederler, namazı gözetirler. Ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler. 22. sure (HAC) 35. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

İşte böylelerine ödülleri, sabrettikleri için iki kez verilir. Onlar, kötülüğü güzellikle karşılayıp savarlar. Ve onlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler. 28. sure (KASAS) 54. ayet (Resmi: 28/İniş:49/ Alfabetik:53)

Dediler ki: "Eğer seninle birlikte yol alırsak, yerimizden, yurdumuzdan oluruz." Biz onları, katımızdan rızık olarak gelen tüm ürünlerin derlenip toplandığı güvenli, saygıdeğer bir mekâna yerleştirmedik mi? Ama onların çokları bilmiyorlar. 28. sure (KASAS) 57. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Yanları yataklarından uzaklaşır; korku ve ümitle Rablerine dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da dağıtırlar. 32. sure (SECDE) 16. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)

Allah'ın Kitabı'nı okuyanlar, namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık infak edenler, asla batmayacak bir ticaret umabilirler. 35. sure (FATIR) 29. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Onlara, "Allah'ın size lütfettiği rızıklardan dağıtın!" dendiğinden, nankörlüğe sapanlar, iman edenlere şöyle derler: "Allah'ın, dilediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıklık içindesiniz, hepsi bu." 36. sure (YÂSÎN) 47. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Rablerinin çağrısına cevap verirler, namazı kılarlar. İşleri / yönetimleri, aralarında bir şûra'dır. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler. 42. sure (ŞÛRÂ) 38. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Sizden birine ölüm gelip de, "Ey Rabbim, yakın bir süreye kadar beni geciktirseydin de içtenliğimi belgelemek için bir şeyler vererek iyilik ve barış sevenler olsaydım!" demesinden önce, size rızık olarak verdiklerimizden dağıtın. 63. sure (MÜNÂFİKÛN) 10. ayet (Resmi: 63/İniş:103/Alfabetik:72)

Geniş imkâna sahip olan bu geniş imkânından harcasın. Rızkı kendisine ölçü ile verilmiş olan da Allah'ın kendisine verdiğinden infak etsin. Allah hiçbir benliği, kendisine verdiği şey dışında yükümlü tutmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır. 65. sure (TALÂK) 7. ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)

(d) Rızk, inanan veya inanmayan herkese

İbrahim şöyle yakarmıştı: "Rabb'im! Şu kenti güvenli bir kent yap, halkının Allah'a ve âhıret gününe inananlarını çeşitli ürünlerle rızıklandır." Rab dedi ki: "Küfre sapanları bile rızıklandırırım. Ama az bir nimetle rızıklandırır, sonra da ateş azabına itiveririm. Ne kötü bir dönüş yeridir o..." 2. sure (BAKARA) 126. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Rabbinin lütfundan nimetlerle hepsine uzanırız: Onlara da bunlara da. Rabbinin lütfu kimse tarafından engellenemez / kısıtlanamaz. 17. sure (İSRÂ) 20. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Allah yolunda hicret edip sonra da öldürülen yahut ölenleri, Allah güzel bir rızıkla mutlaka rızıklandıracaktır. Allah, rızık verenlerin elbette ki en hayırlısıdır. 22. sure (HAC) 58. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

O odur ki size ayetlerini gösteriyor ve sizin için gökten bir rızık indiriyor. O'na yönelenden başkası öğüt alamaz. 40. sure (MÜ'MİN) 13. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

(e) Rızk, nankörlük etmeyenler için helal / temiz / güzeli

Ve bulutu üstünüze gölgelik yaptık ve size kudret helvasıyla bıldırcın indirdik: "rızk olarak size verdiklerimizin, en temizlerinden yiyin." dedik. Onlar zulmü bize yapmadılar, onlar kendi benliklerine zulmetmekteydiler. 2. sure (BAKARA) 57. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Şöyle yakar: "Ey mülkün Mâlik'i, sahibi olan Allah’ım! Sen mülk ve saltanatı dilediğine verir, mülk ve saltanatı dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltip aziz edersin, dilediğini alçaltıp zelil kılarsın. İmkân, mal ve nimet senin elindedir. Sen, her şeye kadirsin." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 26. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Allah, onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi besleyip büyüttü. Onu, Zekeriyya'nın korumasına verdi. Zekeriyya, mihrapta onun yanına her girdiğinde, orada bir rızık bulur ve sorardı: "Meryem, bu sana nereden?" Meryem de "Bu, Allah katındandır; çünkü Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır." derdi. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 37. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Allah'ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin. Kendisine iman ettiğiniz Allah'tan korkun. 5. sure (MÂİDE) 88. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

De ki onlara: "Hadi gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını yüzünüze karşı okuyayım: Hiçbir şeyi O'na ortak koşmayın. Ana-babaya çok iyi davranın. Yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin; biz sizi de onları da rızıklandırırız. Kötülüklerin görünenine de gizli kalanına da yaklaşmayın. Allah'ın saygın ve aziz kıldığı cana, bir hakkı savunmak dışında kıymayın. Allah size bunları önerdi ki, aklınızı işletebilesiniz." 6. sure (EN'ÂM) 151. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

De ki: "Allah'ın, kulları için çıkardığı süsü, güzel ve tatlı rızıkları kim haram etmiş?" De ki: "Dünya hayatında inananlar için de var. Kıyamet gününde ise yalnız inananlar içindirler." Bilgiden nasipli bir topluluk için biz, ayetleri böyle ayrıntılı kılıyoruz. 7. sure (A'RAF) 32. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Ateş halkı, cennet halkına seslenir: "Şu sudan yahut Allah'ın sizi rızıklandırdığından biraz da bize akıtın!" Şu cevabı verirler: "Allah, o ikisini de küfre sapanlara haram kılmıştır." 7. sure (A'RAF) 50. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Düşünün ki, siz bir zamanlar yeryüzünde ezilip horlanan bir azınlıktınız. İnsanların sizi çarpıvereceğinden korkuyordunuz. Bu haldeyken Allah sizi barındırdı, yardımıyla sizi destekledi ve şükredersiniz ümidiyle sizi tertemiz nimetlerle rızıklandırdı. 8. sure (ENFÂL) 26. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Ey inananlar! Müşrikler bir pisliktir. Artık bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız bilin ki, Allah dilediği taktirde sizi yakında lütfundan zengin edecektir. Allah her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. 9. sure (TEVBE) 28. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Ne olurdu, bunlar, Allah ve resulünün kendilerine verdiklerine razı olsalardı da şöyle deselerdi: "Allah bize yeter. Allah bize lütfundan verecektir; resulü de. Zaten biz, gönlümüzü yalnız Allah'a bağlamışız." 9. sure (TEVBE) 59. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Yerde hiçbir debelenen yoktur ki, rızkı Allah'ın üzerinde olmasın. O, onun karar kıldığı noktayı da bilir, emanet edildiği yeri de. Her şey, apaçık bir Kitap'tadır. 11. sure (HÛD) 6. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik: 38)

"Eğer inananlar iseniz, Allah'ın bıraktığı kâr sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin üzerinizde bir bekçi değilim." 11. sure (HÛD) 86. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Allah, dilediği kimse için rızkı alabildiğine açar da sınırlayıp kısar da. İğreti dünya hayatıyla sevinip şımardılar. Oysaki dünya hayatı, âhirete oranla sadece küçük bir nimetlenme. 13. sure (RA'D) 26. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Allah, rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere aktarıp da hepsi onda eşit hale gelmiyor. Allah'ın nimetini mi inkâr ediyor bunlar? 16. sure (NAHL) 71. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Hiç kuşkusuz Rabbin, dilediğine rızkı açar da kısar da. O, kullarını görüyor, onlardan haber alıyor. 17. sure (İSRÂ) 30. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Ailene namazı emret, kendin de ona sabırla devam et! Biz senden rızık istemiyoruz. Seni biz rızıklandırıyoruz. Sonuç takvanındır! 20. sure (TÂHÂ) 132. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Gerçek şu ki, biz onları ve atalarını, ömür kendilerine uzun gelecek kadar nimetlendirdik. Hâlâ görmüyorlar mı ki, biz yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz. Galip gelenler onlar mı? 21. sure (ENBİYÂ) 44. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Biz her ümmet için bir kurbanlık hayvan kesme zamanı / kurbanlık hayvan kesme yeri / kurbanlık hayvan kesme tarzı belirledik ki, kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üstüne Allah'ın ismini ansınlar. Sizin tanrınız bir tek tanrıdır; o halde yalnız O'na teslim olun. Alçak gönüllü, saygılı kişileri muştula. 22. sure (HAC) 34. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

"O bildiğiniz nimetleri önünüze yayandan korkun." 26. sure (ŞUARA) 132. ayet (Resmi: 26/İniş:47/ Alfabetik: 94)

Akşam onun mevkiine / konumuna imrenenler sabah şöyle diyorlardı: "Vay be! Allah, kullarından dilediğine rızkı açıp yayıyor, dilediğine de ölçüyle veriyor / kısıyor. Allah bize lütufta bulunmasaydı, vallahi bizi de batırmıştı. Demek ki, inkârcılar asla iflah etmiyorlar." 28. sure (KASAS) 82. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

"Allah'ın berisinden; bir takım putlara tapıyorsunuz, yalan / iftira üretiyorsunuz. Sizin Allah dışında kulluk / kölelik ettikleriniz size hiçbir rızık veremezler. Rızkı Allah katında arayın; O'na kulluk edin, O'na şükredin. O'na döndürüleceksiniz." 29. sure (ANKEBÛT) 17. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Nice hayvanlar var, kendi rızkını taşıyamaz. Allah onları da rızıklandırıyor, sizi de. Semî'dir O, Alîm'dir. 29. sure (ANKEBÛT) 60. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Allah, kullarından dilediğine rızkı açıp yayar da ölçülü verip kısar da. Allah her şeyi çok iyi bilir. 29. sure (ANKEBÛT) 62. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Görmediler mi Allah, dilediğine rızkı genişçe veriyor, dilediğine kısıyor. İnanan bir topluluk için bunda elbette ibretler vardır. 30. sure (RÛM) 37. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

De ki: "Göklerden ve yerden sizi kim rızıklandırıyor?" De ki: "Allah! O halde biz yahut siz ya tam hidayet üzerindeyiz yahut açık bir sapıklık içinde." 34. sure (SEBE') 24. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

 De ki: "Rabbim, dilediğine rızkı genişletip açar, dilediğine ölçülü verir / kısar. Fakat insanların çokları bilmiyorlar." 34. sure (SEBE') 36. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

De ki: "Rabbim, kullarından dilediğine rızkı bolca, genişçe verir, dilediğine de kısarak verir. Bir şey infak ederseniz O, onun yerine başka bir şey lütfeder. Rızık verenlerin en hayırlısıdır O." 34. sure (SEBE') 39. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Allah'ın Kitabı'nı okuyanlar, namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık infak edenler, asla batmayacak bir ticaret umabilirler. 35. sure (FATIR) 29. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

İşte bu, bizim verdiğimiz rızıktır elbette. Bitip tükenmesi yoktur onun. 38. sure (SÂD) 54. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

De ki: "Ey öz benlikleri aleyhine sınırı aşan / aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak Gafur, mutlak Rahim'dir." 39. sure (ZÜMER) 53. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Allah odur ki, yeryüzünü sizin için durulacak yer, göğü bir bina yaptı; sizi yaratıp donattı ve görünüşünüzü güzel yaptı, sizi temiz ve güzel nimetlerle rızıklandırdı. İşte bu Allah'tır sizin Rabbiniz! Âlemlerin Rabbi olan Allah ne kadar yücedir! 40. sure (MÜ'MİN) 64. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

O, yeryüzüne, denge ve dayanıklık sağlayan dağları üstünden yerleştirdi. Onda bereketlere vücut verdi. Ve onda, azıklarını dört günde takdir edip düzenledi. İsteyip duranlar için eşit miktarda olmak üzere... 41. sure (FUSSİLET) 10. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Göklerin ve yerin kilitleri / anahtarları O'nundur. Rızkı, dilediğine açıp bol bol verir. Kısarak, ölçüyle de verir. Gerçek şu ki, O her şeyi en iyi biçimde bilmektedir. 42. sure (ŞÛRÂ) 12. ayet (Resmi: 42/İniş:62/ Alfabetik:95)

Eğer Allah, kulları için rızkı yayıp döşeseydi, yeryüzünde mutlaka azarlardı. Ama O, dilediğince ölçülü olarak indiriyor. Çünkü O, kullarından gereğince haberdardır, onları iyice görmektedir. 42. sure (ŞÛRÂ) 27. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah'ın gökten bir rızık indirip de onunla yerküreyi ölümünden sonra hayata kavuşturmasında, rüzgârların her bir yana sevk edilişinde de aklını çalıştıran bir topluluk için izler, işaretler vardır. 45. sure (CÂSİYE) 5. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Kullara rızık olsun diye. Ve o suyla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte böyledir topraktan fışkırış. 50. sure (KAF) 11. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

O kolayca akıp gidenlere / o rahatça yüzenlere, O iş ve oluşu bölüştürenlere yemin olsun ki, 51. sure (ZÂRİYÂT) 3-4. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)
Ve onu hiç beklemediği yönden rızıklandırır. Kim Allah'a dayanıp güvenirse O, ona yeter. Hiç kuşkusuz, Allah, emrini yerine getirecektir. Allah her şey için bir ölçü / bir kader belirlemiştir. 65. sure (TALÂK) 3. ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)

Peki, O, rızkını tutarsa kim var sizi rızıklandıracak? Hayır, bir azgınlık ve nefret içinde inat etmekteler. 67. sure (MÜLK) 21. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)

Şunu da söyle: "Bir sabah suyunuz çekiliverse, kim getirecek fışkırıp akan bir su size?" 67. sure (MÜLK) 30. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)

Gerektiği şekilde ayıranlara, 77. sure (MÜRSELÂT) 4. ayet (Resmi: 77/İniş:33/ Alfabetik:73)

(f) Rızk, Allah kullarından rızk istemez

Ben onlardan rızık istemiyorum. Beni yedirip doyurmalarını da istemiyorum. 51. sure (ZÂRİYÂT) 57. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)

(g) Rızk, inanıp isteyene Ahiret azığı

Sakınıp korunanlara vaat edilen cennetin temsilî anlatımı şu: Altından ırmaklar akar, yemişleri de sürekli, gölgesi de. İşte korunup sakınanların son yurdu. Kâfirlerin son yurdu ise ateş.. 13. sure (RA'D) 35. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Rabbinin lütfundan nimetlerle hepsine uzanırız: Onlara da bunlara da. Rabbinin lütfu kimse tarafından engellenemez / kısıtlanamaz. 17. sure (İSRÂ) 20. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Onlardan bazı çiftlere, kendilerini imtihan etmek için iğreti hayatın süsü olarak verdiğimiz nimetlere gözlerini dikme! Rabbinin rızkı hem daha hayırlı hem daha süreklidir. 20. sure (TÂHÂ) 131. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

İşte bu, bizim verdiğimiz rızıktır elbette. Bitip tükenmesi yoktur onun. 38. sure (SÂD) 54. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

(h) Allah'ın verdiği rızkı Allah'a iftira atarak haramlaştıranlar

Şu bir gerçek ki, ilimsizlik yüzünden öz evlatlarını beyinsizce katledenlerle Allah'ın kendilerine verdiği rızıkları, Allah'a iftira ederek haramlaştıranlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. İnan olsun, sapıtmışlardır onlar; hiçbir zaman doğruyu ve güzeli bulamazlar. Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, sebzeleri, zeytinleri, narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde oluşturan O'dur. Her birinin meyvesinden, olgunlaştığı zaman yiyin ve hasat gününde onun hakkını da verin. İsraf etmeyin, Allah israf edenleri sevmez. Hayvanlardan yük taşıyanı da yaygı / döşek yapılanı da yaratan yine O'dur. Allah'ın size verdiği rızıklardan yiyin, şeytanın adımlarını izlemeyin! Çünkü o sizin için açık bir düşmandır. 6. sure (EN'ÂM) 140-142. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

De ki: "Allah'ın, kulları için çıkardığı süsü, güzel ve tatlı rızıkları kim haram etmiş?" De ki: "Dünya hayatında inananlar için de var. Kıyamet gününde ise yalnız inananlar içindirler." Bilgiden nasipli bir topluluk için biz, ayetleri böyle ayrıntılı kılıyoruz. 7. sure (A'RAF) 32. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

De ki: "Ne oldu size de Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram yaptınız bir de helal?" De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?" 10. sure (YÛNUS) 59. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

(i) Rızk, Allah'tan istemek ve rızk için çalışmak

Rabb'inizden bir lütuf ve bereket istemenizde hiç bir sakınca yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin. O'nu, O'nun size gösterdiği gibi anın. Siz bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz. 2. sure (BAKARA) 198. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Gece ve gündüz uyumanız, onun lütfundan nasip aramanız da O'nun ayetlerindendir. Bunda, işitebilen bir toplum için elbette ibretler vardır. 30. sure (RÛM) 23. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi hoş ve rahattır; şu tuzludur, acıdır. Ama hepsinden de taze et yersiniz; giyip takınacağınız bir süs çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan nasip aramanız ve şükredebilmeniz için, gemilerin denizi yara yara gittiğini görürsün. 35. sure (FATIR) 12. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

 Allah size denizi boyun eğdirdi ki, içinde gemiler O'nun emriyle akıp gitsin, lütfundan istekte bulunasınız ve şükredebilesiniz. 45. sure (CÂSİYE) 12. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Hiç kuşkun olmasın, Rabbin senin durumunu biliyor. Gecenin üçte ikisinden daha azını, yarısını, üçte birini ayakta geçiriyorsun. Seninle beraber olanlardan bir grup da öyle. Allah, geceyi de gündüzü de ölçüye bağlamıştır. Sizin onu kuşatamayacağınızı bildi de size tövbe nasip etti. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun. Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah'ın lütfundan bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun! Namazı kılın! Zekâtı verin. Güzel bir ödünçle Allah'a ödünç verin! Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan af dileyin. Hiç kuşkusuz, Allah çok affedici, çok esirgeyicidir. 73. sure (MÜZZEMMİL) 20. ayet (Resmi: 73/İniş:3/Alfabetik:74)

Gündüzü, geçim için çalışma zamanı yaptık. 78. sure (NEBE) 11. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)
(j) Rızk, Allah'ın sana verdikleri içinde ahiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma

"Allah'ın sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran / Allah'ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez." 28. sure (KASAS) 77. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

 (k) 
Rızk, Allah dilediğine hesapsız verir

"Geceyi gündüzün içine sokarsın, gündüzü de gecenin içine sokarsın. Diriyi ölüden çıkarırsın, ölüyü diriden çıkarırsın. Dilediğini hesapsızca rızıklandırırsın." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 27. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Allah, onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi besleyip büyüttü. Onu, Zekeriyya'nın korumasına verdi. Zekeriyya, mihrapta onun yanına her girdiğinde, orada bir rızık bulur ve sorardı: "Meryem, bu sana nereden?" Meryem de "Bu, Allah katındandır; çünkü Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır." derdi. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 37. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Ki Allah kendilerine, yapıp işlediklerinin en güzelini versin ve lütfundan onlara artışlar sağlasın. Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır. 24. sure (NÛR) 38. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

"Kötü bir iş yapan, sadece yaptığı kadarıyla cezalandırılır. Erkek ve kadından mümin olarak iyi bir iş yapana gelince, işte böyleleri cennete girerler ve orada hesapsız bir biçimde rızıklandırılırlar." 40. sure (MÜ'MİN) 40. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

(3) Kıtlık (sınavdır)

Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan başkasının adı anılmış, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı üzerineyken yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından yırtılmış ve dikili adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı / Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da var ki, her kim ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı olmaksızın onlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafûr ve Rahîm'dir. 5. sure (MÂİDE) 3. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

 Yemin olsun ki biz, Firavun hanedanını yakalayıp ürün eksikliğiyle senelerce sıktık ki, düşünüp öğüt alabilsinler. 7. sure (A'RAF) 130. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9) 


RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 

3 Şubat 2017 Cuma

MİRAS VE VASİYET


VII. TOPLUMSAL DÜZEN VE HUKUK

B. HUKUK

3.  ÖZEL HUKUK-3

b) Miras ve Vasiyet

(1) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, Hukuk, Özel Hukuk, Miras ve Vasiyet

İçinizden birine ölüm geldiğinde, eğer bir hayır bırakacaksa, üzerinize yazılan şudur: Ana-babaya, akrabaya, örfe uygun vasiyette bulunmak. Takva sahipleri üstüne bir hak olarak... Kim işittikten sonra vasiyeti değiştirirse hiç kuşkusuz bunun günahı onu değiştirenler üzerinedir. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir. Kim vasiyet edenin haksızlığa sapmış veya günah işlemiş olmasından endişelenip de ilgililerin arasını bulursa ona günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhamet edicidir. 2. sure (BAKARA) 180-182. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
O peygamber, müminlere öz benliklerinden daha dost, daha yakındır. Onun eşleri de o müminlerin anneleridir. Anne tarafından akraba olanlar da Allah'ın Kitabı'nda, birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak yakın dostlarınız için örfe uygun bir vasiyette bulunmanız müstesnadır. Bu, Kitap'ta satırlara geçirilmiştir. 33. sure (AHZÂB) 6. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Allah size çocuklarınızla ilgili olarak şunu öneriyor: Erkek için, iki dişinin payı kadar. İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer çocuk sadece bir kadınsa, mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babanın her biri için altıda bir hisse olacaktır. Ölenin çocuğu yoksa ve kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu durumda anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı vasiyetten ve borcundan arta kalanın altıda biridir. Babalarınız var, oğullarınız var. Siz bunlardan hangisinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Allah'tan bir buyruğu önemseyin. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. Zevcelerinizin geriye bıraktığının yarısı sizindir, eğer onların çocuğu yoksa. Eğer onların çocuğu varsa, vasiyet ettikleri ve borçları ödendikten sonra geriye bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa bıraktığınızın dörtte biri zevcelerinizindir. Eğer sizin çocuğunuz varsa bu durumda, yaptığınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra geriye kalanın sekizde biri zevcelerinizindir. Eğer miras bırakan erkek veya kadının ana-babası ve çocuğu yok da erkek kardeşi veya kız kardeşi varsa, bu kardeşlerden her birine altıda bir düşer. Kardeşler bundan fazla ise bu takdirde onlar, yapılmış bulunan vasiyet ve borç ödendikten sonra üçte bire ortaktırlar. Kimseye zarar verilmemelidir. Allah'tan bir öneridir bu. Allah Alîm'dir, Halîm'dir. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve onun resulüne itaat ederse Allah onu, altından nehirler akan cennetlere, orada sürekli kalıcılar halinde, sokar. İşte bu, en büyük başarıdır. 4. sure (NİSA) 11-14. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Fetva istiyorlar senden. De ki: "Allah size, ana-babasız ve çocuksuz kişi hakkında şöyle fetva veriyor: 'Çocuğu olmayan, bir kız kardeşi bulunan kişi öldüğünde, onun terekesinin yarısı kız kardeşindir. Böyle bir kişi, çocuğu olmayan kız kardeşi öldüğünde, onun terekesinin tamamına mirasçı olur. Eğer ölenin iki kız kardeşi varsa terekenin üçte ikisi onlarındır. Eğer mirasçılar, kadın-erkek, birçok kardeşlerse bu durumda erkek kardeşe, iki kız kardeşin payı kadar verilir.' Allah size açık-seçik bildiriyor ki sapmayasınız. Allah, her şeyi gereğince bilmektedir. 4. sure (NİSA) 176. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Ana-babanın ve akrabanın geriye bıraktıkları malların hepsi için mirasçılar belirledik. Yeminlerinizin / anlaşmalarınızın akde bağladığı kimselere gelince, onların paylarını da kendilerine verin! Allah her şeyi dikkatli bir tanık olarak gözetlemektedir. 4. sure (NİSA) 33. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından erkeklere bir pay vardır. Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından -onun azından da çoğundan da- farz kılınmış bir nasip olarak kadınlara da bir pay vardır. Mirasın paylaştırılmasında hısım-akraba, yetimler, yoksul ve çaresizler de hazır bulunurlarsa, ondan onları da rızıklandırın ve onlara güzel ve hoş bir söz de söyleyin. 4. sure (NİSA) 7-8. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)
Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm gelip çattığında, vasiyet zamanı aranızdaki tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızdan iki kişi. Bunları namazdan sonra alıkoyarsınız; kuşkulanırsanız şöyle yemin ederler: "Vallahi, yakınlarımız da olsa yeminimizi hiçbir ücret karşılığı satmayacağız, Allah'ın tanıklığını saklamayacağız. Çünkü böyle yaparsak mutlaka günahkârlardan oluruz." Eğer onların bir günah işledikleri kesinlikle anlaşılırsa o zaman, tercih edilmiş olan bu ikisinin yerine bunların aleyhinde bulundukları taraftan iki kişi geçerek şöyle yemin ederler: "Allah şahit olsun ki bizim tanıklığımız, onların tanıklığından daha doğrudur. Biz hiçbir haksızlık yapmadık. Aksi halde mutlaka zalimlerden olurduk." İşte bu yol, tanıklığı gereğince yerine getirmelerine, yemin etmelerinden sonra yeminlerinin reddedileceğinden korkmalarına en yarayışlı olandır. Allah'tan korkun ve söylenene kulak verin. Allah, sapıklar topluluğunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. 5. sure (MÂİDE) 106-108. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
(2) Bu Konu, VII. C. 3. c. Miras Bırakma Konusu İle Doğrudan İlişkilidir:  Miras Bırakma

Ana-babanın ve akrabanın geriye bıraktıkları malların hepsi için mirasçılar belirledik. Yeminlerinizin / anlaşmalarınızın akde bağladığı kimselere gelince, onların paylarını da kendilerine verin! Allah her şeyi dikkatli bir tanık olarak gözetlemektedir. 4. sure (NİSA) 33. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

 (3) Miras

İçinizden birine ölüm geldiğinde, eğer bir hayır bırakacaksa, üzerinize yazılan şudur: Ana-babaya, akrabaya, örfe uygun vasiyette bulunmak. Takva sahipleri üstüne bir hak olarak... Kim işittikten sonra vasiyeti değiştirirse hiç kuşkusuz bunun günahı onu değiştirenler üzerinedir. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir. Kim vasiyet edenin haksızlığa sapmış veya günah işlemiş olmasından endişelenip de ilgililerin arasını bulursa ona günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhamet edicidir. 2. sure (BAKARA) 180-182. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Anneler çocuklarını - emzirmeyi tamamlamak isteyen kimseler için - tam iki yıl emzirirler. Annelerin yiyeceklerini ve giyeceklerini örfe uygun biçimde hazırlamak çocuğun babasına aittir. Hiç bir benlik yaratılış kapasitesi dışında bir şeyle yükümlü tutulamaz. Anne çocuğu yüzünden, çocuğun babası da kendi çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. Mirasçı için de aynı ilke uygulanır. Eğer anne-baba karşılıklı anlaşma ve danışma sonucu çocuğu sütten kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur. Çocuklarınızı sütanneye emzirtmek isterseniz, örfe uygun olarak belirlediğiniz ücreti güzelce teslim etmek şartıyla, bunu yapmanızda bir günah yoktur. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah, yapmakta olduklarınızı en iyi biçimde görmektedir. 2. sure (BAKARA) 233. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İçinizden ölüp de geriye eşler bırakan erkekler, eşlerinin evden çıkarılmaksızın bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Eğer kendileri çıkarlarsa, onların kendileri için yararlı gördüklerini yapmaları yüzünden size bir günah yoktur. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 2. sure (BAKARA) 240. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından erkeklere bir pay vardır. Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından -onun azından da çoğundan da- farz kılınmış bir nasip olarak kadınlara da bir pay vardır. Mirasın paylaştırılmasında hısım-akraba, yetimler, yoksul ve çaresizler de hazır bulunurlarsa, ondan onları da rızıklandırın ve onlara güzel ve hoş bir söz de söyleyin. Ürperip titresin o kimseler ki, kendi arkalarında zayıf ve çaresiz aile fertleri bırakmış olsalardı, onlar için korku ve endişe duyacaklardı. O halde, Allah'tan korksunlar ve haksızlığı önleyici sağlam bir söz söylesinler. Şunda kuşkunuz olmasın ki, zulme başvurarak yetimlerin mallarını yiyenler karınlarına doldurmak üzere bir ateş yemekten başka bir şey yapmazlar. Ve onlar yakın bir zamanda, korkunç acılar veren bir azaba dalacaklardır.Allah size çocuklarınızla ilgili olarak şunu öneriyor: Erkek için, iki dişinin payı kadar. İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer çocuk sadece bir kadınsa, mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babanın her biri için altıda bir hisse olacaktır. Ölenin çocuğu yoksa ve kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu durumda anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı vasiyetten ve borcundan arta kalanın altıda biridir. Babalarınız var, oğullarınız var. Siz bunlardan hangisinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Allah'tan bir buyruğu önemseyin. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. Zevcelerinizin geriye bıraktığının yarısı sizindir, eğer onların çocuğu yoksa. Eğer onların çocuğu varsa, vasiyet ettikleri ve borçları ödendikten sonra geriye bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa bıraktığınızın dörtte biri zevcelerinizindir. Eğer sizin çocuğunuz varsa bu durumda, yaptığınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra geriye kalanın sekizde biri zevcelerinizindir. Eğer miras bırakan erkek veya kadının ana-babası ve çocuğu yok da erkek kardeşi veya kız kardeşi varsa, bu kardeşlerden her birine altıda bir düşer. Kardeşler bundan fazla ise bu takdirde onlar, yapılmış bulunan vasiyet ve borç ödendikten sonra üçte bire ortaktırlar. Kimseye zarar verilmemelidir. Allah'tan bir öneridir bu. Allah Alîm'dir, Halîm'dir. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve onun resulüne itaat ederse Allah onu, altından nehirler akan cennetlere, orada sürekli kalıcılar halinde, sokar. İşte bu, en büyük başarıdır. Kim de Allah'a ve onun resulüne isyan eder, Allah'ın sınırlarını da aşarsa, Allah onu, içinde sürekli kalıcı olarak ateşe sokar. Artık onun için yere batırıcı bir azap vardır. 4. sure (NİSA) 7-14. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey iman edenler! Kadınlara, zor ve baskı kullanarak mirasçı olmanız size helal olmaz. Kendilerine vermiş bulunduğunuz şeylerin bir kısmını çarpıp götürmek için onları sıkıştırmanız da helal değildir. Kanıta bağlanmış bir fuhuş yapmaları hali müstesna. Onlarla iyi ve güzel geçinin. Onlardan tiksindinizse olabilir ki, siz bir şeyi çirkin bulursunuz da Allah, ona çok hayır koymuş olur. 4. sure (NİSA) 19. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Ana-babanın ve akrabanın geriye bıraktıkları malların hepsi için mirasçılar belirledik. Yeminlerinizin /anlaşmalarınızın akde bağladığı kimselere gelince, onların paylarını da kendilerine verin! Allah her şeyi dikkatli bir tanık olarak gözetlemektedir. 4. sure (NİSA) 33. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Fetva istiyorlar senden. De ki: "Allah size, ana-babasız ve çocuksuz kişi hakkında şöyle fetva veriyor: 'Çocuğu olmayan, bir kız kardeşi bulunan kişi öldüğünde, onun terekesinin yarısı kız kardeşindir. Böyle bir kişi, çocuğu olmayan kız kardeşi öldüğünde, onun terekesinin tamamına mirasçı olur. Eğer ölenin iki kız kardeşi varsa terekenin üçte ikisi onlarındır. Eğer mirasçılar, kadın-erkek, birçok kardeşlerse bu durumda erkek kardeşe, iki kız kardeşin payı kadar verilir.' Allah size açık-seçik bildiriyor ki sapmayasınız. Allah, her şeyi gereğince bilmektedir. 4. sure (NİSA) 176. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Sizi yeryüzünde öncekilere halefler yapan O'dur. Verdiği nimetlerle sizi denemek için kiminizi kiminiz üzerine derecelerle yükseltmiştir. Rabbin ceza verdiğinde çok süratli verir. Ama O, gerçekten çok affedici, çok merhametlidir. 6. sure (EN'ÂM) 165. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Göğüslerinde düşmanlıktan ne varsa söküp atmışızdır. Irmaklar akar altlarından. Şöyle derler: "Hamdolsun bizi buraya ulaştıran Allah'a. Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi, biz buraya ulaşamazdık. Andolsun ki, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler." Şöyle seslenilir: "İşte size, yaptıklarınıza karşılık mirasçı kılındığınız cennet." 7. sure (A'RAF) 43. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

 Sonra onların ardından yeryüzünde sizi halefler kıldık ki, nasıl iş yapacağınızı görelim. 10. sure (YÛNUS) 14. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Ki hem bana mirasçı olsun hem de Yakub hanedanına mirasçı olsun. Ve onu hoşnutluğunu kazanmış bir kul eyle, Rabbim." 19. sure (MERYEM) 6. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Yemin olsun, zikirden sonra Zebur'da şunu yazmıştık: Yeryüzüne benim iyilik ve barış seven kullarım vâris olacaktır. 21. sure (ENBİYÂ) 105. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

İşte bunlardır mirasçı olanlar; Ki, Firdevs cennetine mirasçı olurlar, onda sonsuza dek kalırlar. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 10-11. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Böylece oralara İsrailoğullarını vâris kıldık. 26. sure (ŞUARA) 59. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Yoksa zorda kalan yalvardığında, onun imdadına yetişip sıkıntı ve kaderi kaldıran, sizi yeryüzünün hükmedenleri kılan mı hayırlı? Allah'ın yanında bir ilah daha var mı? Ne kadar da az ibret alıyorsunuz!27. sure (NEML) 62. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Ve biz istiyoruz ki, yeryüzünde ezilip horlananlara bağışta bulunalım, onları önderler yapalım, onları mirasçılar haline getirelim. 28. sure (KASAS) 5. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Yaşayışı şımarıklık ve gösterişe yol açmış nice kenti helâk ettik biz. İşte yerleri yurtları! Onlardan sonra oralarda çok az oturuldu. Biziz vâris olanlar, biz. 28. sure (KASAS) 58. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
Sizi onların yerlerine, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığımız bir toprağa mirasçı kıldı. Allah'ın her şeye gücü yeter. 33. sure (AHZÂB) 27. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Onlar da şöyle derler: "Hamd olsun o Allah'a ki bize vaadini yerine getirdi, bizi yeryüzüne mirasçılar yaptı. İşte cennetten istediğimiz yerde konaklıyoruz. İş yapıp değer üretenlerin ödülü ne de güzelmiş!" 39. sure (ZÜMER) 74. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Yemin olsun ki, Mûsa'ya o hak kılavuzu verdik ve İsrailoğullarını Kitap'a mirasçı kıldık. 40. sure (MÜ'MİN) 53. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki kıskançlık ve azgınlık yüzünden fırkalara bölündüler. Eğer belli bir süreye kadar erteleme sözü Rabbinden gelmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka bitirilirdi. Onların ardından Kitap'a mirasçı olanlar da onun hakkında, işkillendiren bir kuşku içindedirler. 42. sure (ŞÛRÂ) 14. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

İşte size, yapıp ettiklerinize karşılık mirasçı kılındığınız cennet! 43. sure (ZUHRUF) 72. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

Mirası derleyip toplayıp yiyorsunuz. 89. sure (FECR) 19. ayet (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)

(4) Pay,  Mirastan

Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından erkeklere bir pay vardır. Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından -onun azından da çoğundan da- farz kılınmış bir nasip olarak kadınlara da bir pay vardır. Mirasın paylaştırılmasında hısım-akraba, yetimler, yoksul ve çaresizler de hazır bulunurlarsa, ondan onları da rızıklandırın ve onlara güzel ve hoş bir söz de söyleyin. 4. sure (NİSA) 7-8. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)
Ana-babanın ve akrabanın geriye bıraktıkları malların hepsi için mirasçılar belirledik. Yeminlerinizin / anlaşmalarınızın akde bağladığı kimselere gelince, onların paylarını da kendilerine verin! Allah her şeyi dikkatli bir tanık olarak gözetlemektedir. 4. sure (NİSA) 33. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Fetva istiyorlar senden. De ki: "Allah size, ana-babasız ve çocuksuz kişi hakkında şöyle fetva veriyor: 'Çocuğu olmayan, bir kız kardeşi bulunan kişi öldüğünde, onun terekesinin yarısı kız kardeşindir. Böyle bir kişi, çocuğu olmayan kız kardeşi öldüğünde, onun terekesinin tamamına mirasçı olur. Eğer ölenin iki kız kardeşi varsa terekenin üçte ikisi onlarındır. Eğer mirasçılar, kadın-erkek, birçok kardeşlerse bu durumda erkek kardeşe, iki kız kardeşin payı kadar verilir.' Allah size açık-seçik bildiriyor ki sapmayasınız. Allah, her şeyi gereğince bilmektedir. 4. sure (NİSA) 176. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

(5) Vasiyet
(a) Vasiyet, uygulama ve tanıklığı

Kim vasiyet edenin haksızlığa sapmış veya günah işlemiş olmasından endişelenip de ilgililerin arasını bulursa ona günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhamet edicidir. 2. sure (BAKARA) 182. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm gelip çattığında, vasiyet zamanı aranızdaki tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızdan iki kişi. Bunları namazdan sonra alıkoyarsınız; kuşkulanırsanız şöyle yemin ederler: "Vallahi, yakınlarımız da olsa yeminimizi hiçbir ücret karşılığı satmayacağız, Allah'ın tanıklığını saklamayacağız. Çünkü böyle yaparsak mutlaka günahkârlardan oluruz." 5. sure (MÂİDE) 106. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin sonu nice olmuş diye bakmıyorlar mı? Öncekiler bunlardan sayıca daha çok, kuvvetçe daha zorlu ve yeryüzündeki eserler bakımından daha üstün idiler. Ama kazanmış oldukları şeyler, kendilerine hiçbir yarar sağlamadı. 40. sure (MÜ'MİN) 82. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
(b) Vasiyet ve miras esasları
 
İçinizden birine ölüm geldiğinde, eğer bir hayır bırakacaksa, üzerinize yazılan şudur: Ana-babaya, akrabaya, örfe uygun vasiyette bulunmak. Takva sahipleri üstüne bir hak olarak... Kim işittikten sonra vasiyeti değiştirirse hiç kuşkusuz bunun günahı onu değiştirenler üzerinedir. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir. Kim vasiyet edenin haksızlığa sapmış veya günah işlemiş olmasından endişelenip de ilgililerin arasını bulursa ona günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhamet edicidir. 2. sure (BAKARA) 180-182. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)


Allah size çocuklarınızla ilgili olarak şunu öneriyor: Erkek için, iki dişinin payı kadar. İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer çocuk sadece bir kadınsa, mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babanın her biri için altıda bir hisse olacaktır. Ölenin çocuğu yoksa ve kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu durumda anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı vasiyetten ve borcundan arta kalanın altıda biridir. Babalarınız var, oğullarınız var. Siz bunlardan hangisinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Allah'tan bir buyruğu önemseyin. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. Zevcelerinizin geriye bıraktığının yarısı sizindir, eğer onların çocuğu yoksa. Eğer onların çocuğu varsa, vasiyet ettikleri ve borçları ödendikten sonra geriye bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa bıraktığınızın dörtte biri zevcelerinizindir. Eğer sizin çocuğunuz varsa bu durumda, yaptığınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra geriye kalanın sekizde biri zevcelerinizindir. Eğer miras bırakan erkek veya kadının ana-babası ve çocuğu yok da erkek kardeşi veya kız kardeşi varsa, bu kardeşlerden her birine altıda bir düşer. Kardeşler bundan fazla ise bu takdirde onlar, yapılmış bulunan vasiyet ve borç ödendikten sonra üçte bire ortaktırlar. Kimseye zarar verilmemelidir. Allah'tan bir öneridir bu. Allah Alîm'dir, Halîm'dir. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve onun resulüne itaat ederse Allah onu, altından nehirler akan cennetlere, orada sürekli kalıcılar halinde, sokar. İşte bu, en büyük başarıdır. 4. sure (NİSA) 11-14. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82) 


RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal