İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

6 Nisan 2016 Çarşamba

İŞLER (ÇALIŞMALAR) - AMELLERDE SÜNNETULLAH


İŞLERDE / AMELLERDE VE İMTİHANDA SÜNNETULLAH-1

A.      İŞLER (ÇALIŞMALAR) - AMELLERDE SÜNNETULLAH

1.       Süslü gösterilen İşler (çalışmalar)

2.       İyi veya kötü olarak Dünyada yapılan her işin Ahirette tam olarak karşılığı vardır

3.       İşler (çalışmalar),  Kötülüğü iyilikle/güzellikle savanlar kârdadır

4.       İşler (çalışmalar),  Dünyada kötülük üretenin öz kazancı sebebiyle Ahirette bulacağı karşılık azaptır

5.       Kim hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kötülük yapan da kendi aleyhine yapmış olur

6.       İşler (çalışmalar),  yapıp ettiklerinizi Allah hakkıyla bilir

7.       İşler (çalışmalar), 'Onlar yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bir bakmıyorlar mı? Allah onları yerle bir etmiştir. Şu inkâr edenlere de onlara yapılanın aynısı yapılacaktır’ Sünnetullah Değişmez.

8.       İyilikler kötülükleri giderir, iyi işler Allah'ın bağışlamasına / Affına vesiledir

9.       "Herkes, kendi varlık yapısına uygun iş görür. Yolca daha doğru gidenin kim olduğunu Rabbiniz daha iyi bilir."

10.        İşler (çalışmalar),  Dünya'da yaptıkları boşa gidenler

11.        İman edenin, Allah'a teslim olanın hiçbir iyi işi-eksik, dağınık ve parça parça olsa bile- boşa çıkmaz

12.        Dünya'da tövbe edip düzeltilmeden ahirete getirilen amellerin, zulme uğramadan karşılığını alırken duyulan pişmanlık faydasızdır

13.        İşler (çalışmalar), herkesin kazandığı kendinedir, herkes kendi yaptığından sorumludur

14.        'İyilik/güzellik getirene ondan daha hayırlısı var. Kötülük getirenlere gelince, kötülükleri yapanlar yapmış olduklarından fazlasıyla cezalandırılmayacaklardır'

15.        İşler (çalışmalar), Allah iman edip yapılanlara daha güzeli ile karşılık verir

16.        İşler (çalışmalar),  Allah iman edip yapılanlara daha hayırlısı ve fazlasıyla ile karşılık verir

17.        İşler (çalışmalar), iman edip Allah'ın rızasına uygun işler yapanlara mükâfat, kötülük üretene ceza vardır. Hayırlarda Yarışın

18.        İşler (çalışmalar), kadın veya erkek olsun inanan ve inanmayan bir değildir; Yapılan iyilik, kişinin kendi yararına, yapılan kötülük de zararınadır:

19.        'O kimselerdir ki, dünya hayatındaki çabaları boşa gitmiştir de onlar hala işi güzel yaptıklarını sanırlar'



 

İŞLERDE / AMELLERDE VE İMTİHANDA SÜNNETULLAH-1


I.                    İŞLERDE / AMELLERDE VE İMTİHANDA SÜNNETULLAH


A.                 İŞLER (ÇALIŞMALAR) - AMELLERDE SÜNNETULLAH


1.                  Süslü gösterilen İşler (çalışmalar)


İğreti / sefil hayat küfre sapanlara süslü gösterilmiştir; onlar, iman sahipleriyle alay ederler. Takvaya sarılanlar, kıyamet günü onların tepelerinde olacaktır. Allah, dilediğini hesapsız bir biçimde rızıklandırır. 2. sure (BAKARA) 212. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Kadınlara, oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş yığınlara, salma atlara, davarlara ve ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar için süslenip püslenmiştir. Tüm bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah'a gelince, varılacak yerin en güzeli onun yanındadır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 14. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Zorluğumuz kendilerine gelip çattığında bir sığınabilselerdi! Ne yazık ki kalpleri katılaştı; şeytan, yapmakta olduklarını onlara süslü-püslü gösterdi
. 6. sure (EN'ÂM) 43. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20)

Onların Allah dışında dua ettiklerine / çağrıda bulunduklarına sövmeyin. Yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah'a söverler. Biz her ümmete yaptığı işi bu şekilde süslü gösterdik. Sonra hepsinin dönüşü Rablerinedir. O, onlara, yapmakta olduklarını haber verecektir
. 6. sure (EN'ÂM) 108. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Bir ölü iken kendisine hayat verdiğimiz, insanlar içinde yürümesi için kendisine bir ışık tuttuğumuz kişinin durumu, karanlıklar içinde kalmış, bir türlü ondan çıkamayan kişininki gibi olur mu? İşte böyle! Küfre sapanlara, yapmakta oldukları süslü-püslü gösterilmiştir.
6. sure (EN'ÂM) 122. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Şeytan onlara, yaptıklarını süslü gösterip şöyle demişti: "Bugün size galip gelecek kimse yok, ben yanınızdayım." Fakat iki topluluk yan yana gelince iki topuğu üstüne çark edip şöyle dedi: "Ben sizden uzağım. Ben sizin görmediklerinizi görüyorum, ben Allah'tan korkarım. Allah'ın cezası çok şiddetlidir."
8. sure (ENFÂL) 48. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Haram ayları ertelemek, küfürde bir artırmadır ki, onunla inkâr edenler saptırılır. Onu bir yıl helal sayarlar, bir yıl haramlaştırırlar ki, Allah'ın yasakladığının sayısını denkleştirip Allah'ın haram kıldığını helalleştirsinler. Amellerinin kötülüğü kendilerine süslü gösterilmiştir. Allah, küfre batan bir topluluğu iyiye ve güzele kılavuzlamaz.
9. sure (TEVBE) 37. ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)

İnsanlara zorluk dokunduğu zaman; yan yatarken, otururken, ayaktayken bize yalvarır. Ama sıkıntısını çözdüğümüzde, kendisine dokunan bir zorluk yüzünden bize hiç yalvarmamış gibi çekip gider. Haksızlığa /aşırılığa sapanlara, yapmakta oldukları, işte böyle süslü gösterilmiştir.  10. sure (YÛNUS) 12. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Allah'a ortaklar tanıdılar. Peki, her benliğin yaptığı işin başında duranla bunlar bir mi? De ki: "Onları isimlendirin. Yoksa siz Allah'a, yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? Yoksa, anlamsız bir laf mı ediyorsunuz?" Hayır, küfre sapanlara, tuzakları süslü gösterildi de yoldan döndürüldüler. Allah'ın şaşırttığına kılavuzluk edecek yok.
13. sure (RA'D) 33. ayet (Resmi: 13/ İniş:87/Alfabetik:85)

Yemin olsun Allah'a ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik de şeytan onlara amellerini süslü gösterdi. O, bugün de onların dostudur / o gün de onların dostu idi. Onlar için acıklı bir azap var.
16. sure (NAHL) 63. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Şu bir gerçek ki, âhirete inanmayanların amellerini biz, kendileri için süsleyip püsledik. Bu yüzden onlar kalpleri körelmiş olarak şaşkınlık içinde bocalar dururlar.
27. sure (NEML) 4. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

"Onu ve toplumunu, Allah'ı bırakıp güneş'e secde eder buldum. Şeytan onlara, yapıp ettiklerini süslü gösterip onları yoldan saptırmış. Artık doğruyu bulamazlar
." 27. sure (NEML) 24. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Âd'ı, Semûd'u da böyle yaptık. Bu, onların yurtlarından / meskenlerinden açıkça belli olmaktadır. Şeytan onlara amellerini süsleyip püslemişti de kendilerini yoldan çıkarmıştı. Oysaki, bakıp görebilen insanlardı. 29. sure (ANKEBÛT) 38. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Ya o kişi? Yaptıklarının kötülüğü kendisine allanıp pullanmış da onu güzel görüvermiş. Doğrusu şu: Allah dilediğini / dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. O halde canın onlar için üzüntülere dalmasın. Hiç kuşkusuz, Allah onların ürettiklerini / ortaya koydukları oyunları çok iyi bilmektedir. 35. sure (FATIR) 8. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Firavun dedi ki: "Ey Hâmân, sebeplere ulaşabilmem için bana yüksek bir kule yap!" "Göklerin sebeplerine ulaşırsam, Mûsa'nın tanrısına, da ulaşırım. Ben onun yalancı biri olduğunu düşünüyorum." Firavun'a, yaptığı işin kötülüğü bu şekilde süslü gösterildi de yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı hep kayıptadır.
40. sure (MÜ'MİN) 36.-37 ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik: 69)
Rabbinden açık bir kanıt üzere olan, amelinin çirkinliği kendisine süslü gösterilip de boş arzularına uyanlara benzer mi? 47. sure (MUHAMMED) 14. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64) 

2.                İyi veya kötü olarak Dünyada yapılan her işin Ahirette tam olarak karşılığı vardır

 

İzleyenler şöyle demiştir: "Ne olurdu bir kez daha imkân verilse de şunların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsak." Böylece Allah onlara, yapıp ettiklerini, kendilerine yönelmiş özleyişler olarak gösterir. Ama artık ateşten çıkamazlar. 2. sure (BAKARA) 167. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İşte böyle diyenlere kazandıklarından bir nasip vardır. Allah, hesabı çok çabuk görür.
2. sure (BAKARA) 202. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Peki, o kendisinde kuşku bulunmayan günde, onları bir araya topladığımız vakit halleri nice olacak! O gün her benlik, kazandığının karşılığını tam almıştır. Onlar, hiçbir zulme uğratılmazlar
. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 25. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Ey Ehl-i Kitap! İbrahim hakkında neden çekişiyorsunuz? Tevrat da İncil de ondan sonra indirildi. Hâlâ aklınızı işletmeyecek misiniz?
3. sure (ÂLİ IMRÂN) 65. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Tüm bunlardan sonra yüz çevirenler, sapıkların ta kendileridir.
3. sure (ÂLİ IMRÂN) 82. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Kim güzel bir işe aracı olursa ondan ona bir pay vardır. Kim kötü bir şeye aracı olursa ondan da ona bir pay vardır. Allah her şeye, herkese gıda ulaştırır, Mukît'tir.
4. sure (NİSA) 85. ayet (Resmi: 4/ İniş:98 /Alfabetik:82)

Size ne oluyor da münafıklar hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? Allah onları kazandıkları yüzünden baş aşağı etmişken, Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah'ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın. 4. sure (NİSA) 88. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Her birinin, yapıp ettiklerinden kaynaklanan dereceleri vardır. Rabbin onların işlediklerinden gafil değildir.
6. sure (EN'ÂM) 132. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Öncekiler de sonrakiler için şöyle konuşurlar: "Artık sizin, bizim üzerimizde bir üstünlüğünüz yok. O halde kazandıklarınıza karşılık azabı tadın." 7. sure (A'RAF) 39. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik: 9)

Göğüslerinde düşmanlıktan ne varsa söküp atmışızdır. Irmaklar akar altlarından. Şöyle derler: "Hamdolsun bizi buraya ulaştıran Allah'a. Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi, biz buraya ulaşamazdık. Andolsun ki, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler." Şöyle seslenilir: "İşte size, yaptıklarınıza karşılık mirasçı kılındığınız cennet."
7. sure (A'RAF) 43. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)

Kim de âhireti ister ve inanmış olarak ona yaraşır bir gayretle çalışırsa, böylelerinin gayretleri teşekkürle karşılanır. 17. sure (İSRÂ) 19. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

"Kuşku duyma ki o saat gelecektir. Onu neredeyse gizleyeceğim ki, her benlik gayretinin karşılığını elde etsin."
20. sure (TÂHÂ) 15. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

O gün Allah, onlara hak ettikleri cezayı tam verecek ve Allah'ın apaçık Hak olduğunu bilecekler.
24. sure (NÛR) 25. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

İman edip hayra ve barışa yönelik hareketler sergileyenlere gelince, biz onların çirkinliklerini elbette ki örteceğiz. Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz.
29. sure (ANKEBÛT) 7. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Gün olur, azap onları tepelerinden, ayaklarının altından sarıverir ve der: "Tadın bakalım, yapıp ettiklerinizi." 29. sure (ANKEBÛT) 55. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
                                                                                                                                          
İnsanların ellerinin kazanmış oldukları yüzünden denizde ve karada bozgun çıktı. Allah onlara, yaptıklarının bir kısmını tattırıyor ki geri dönebilsinler.
30. sure (RÛM) 41. ayet (Resmi: 30/ İniş:84/Alfabetik:87)

"Bu gününüzü unutmuş olmanın karşılığını tadın. Kuşkusuz, biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık sonsuzluk azabını tadın."
32. sure (SECDE) 14. ayet (Resmi: 32/İniş:75/ Alfabetik:92)

İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar için, yaptıklarına karşılık olarak barınacakları cennet konakları vardır. 32. sure (SECDE) 19. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)

Zalimlere, "kazanmış olduğunuzu tadın!" denildiğinde, kıyamet günü o kötü azaptan yüzünü kim koruyabilir?
39. sure (ZÜMER) 24. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Herkesin yapıp ettiğinin karşılığı tam verilir. O, onların neler yaptıklarını daha iyi bilmektedir.
39. sure (ZÜMER) 70. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Yemin olsun, o inkârcılara şiddetli bir azabı tattıracağız ve elbette ki onları, yapıp-ettiklerinin en kötüsüyle cezalandıracağız.
41. sure (FUSSİLET) 27. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
 
Eğer kendisine dokunan bir zorluktan / zarardan sonra bizden bir rahmet tattırsak, yemin olsun şöyle diyecektir: "Bu benim hakkım! Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Rabbime döndürülmüş olsam da şüphesiz, O'nun katında benim için şaşmaz güzellikler vardır." Yemin olsun, biz o nankörlük edenlere, yapıp ettiklerini haber vereceğiz. Yemin olsun, o çetin azabı onlara tattıracağız. 41. sure (FUSSİLET) 50. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Yahut onları, içindekilerin kazançları yüzünden mahveder. Ama birçoğunu affediyor; 42. sure (ŞÛRÂ) 34. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

İşte size, yapıp ettiklerinize karşılık mirasçı kılındığınız cennet
! 43. sure (ZUHRUF) 72. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

Cennet halkıdır onlar. Yapıp ettiklerine karşılık olarak sürekli kalacaklardır orada.
46. sure (AHKAF) 14. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

Her birinin, yapıp ettiklerinden dereceleri vardır. Amellerinin karşılığı eksiksiz verilecektir, hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. 46. sure (AHKAF) 19. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

Rablerinin kendilerine verdiğini almış kişiler olarak. Doğrusu, onlar bundan önce de iyilik ve güzellik sergilemekteydiler. 51. sure (ZÂRİYÂT) 16. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)

"Yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak afiyetle yiyin, için! 52. sure (TÛR) 19. ayet (Resmi: 52/İniş:76/ Alfabetik:106)

İman edip zürriyetleri de imanda kendilerine uyanların, soy soplarını da kendilerine katmışızdır. Ve kendi amellerinden kendilerinin hiçbir şeyini eksiltmemişizdir. Her kişi, kazandığı karşılığında bir rehindir. 52. sure (TÛR) 21. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)

Sonra karşılığı kendisine hiç eksiksiz verilecektir.
53. sure (NECM) 41. ayet (Resmi: 53/İniş:23/ Alfabetik:80)

Yaptıklarına karşılık olarak. 56. sure (VÂKIA) 24. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

Kendilerinden biraz önce günahlarının vebalini tadanlara benziyorlar. Acı bir azap var onlara... 59. sure (HAŞR) 15. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)

Geçmiş günlerde sunduklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyin, için.
69. sure (HÂKKA) 24. ayet (Resmi: 69/İniş:78/Alfabetik:34)

İşte bu size bir ödüldür. Ve sizin gayretiniz şükranla karşılanmıştır. 76. sure (İNSÂN) 22. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)

"Yapıp ürettiklerinize karşılık olarak afiyetle yiyip için."
77. sure (MÜRSELÂT) 43. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)

Emek ve gayreti yüzünden hoşnuttur
. 88. sure (ĞÂŞİYE) 9. ayet (Resmi: 88/İniş:68/Alfabetik:31)

İş, sanıldığı gibi değil! İnsan gerçekten azar: 96. sure (ALAK) 6. ayet (Resmi: 96/İniş:1/Alfabetik:6)


3.                 İşler (çalışmalar),  Kötülüğü iyilikle/güzellikle savanlar kârdadır



Onlar, Rablerinin yüzünü arzulayarak sabrederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık dağıtırlar ve kötülüğü güzellikle savarlar. İşte bunlar içindir ölümsüz yurt.
13. sure (RA'D) 22. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

En güzel olan neyse onunla sav kötülüğü. Onların nasıl nitelendirme yaptıklarını biz daha iyi biliriz.
23. sure (MÜ'MİNÛN) 96. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

İşte böylelerine ödülleri, sabrettikleri için iki kez verilir. Onlar, kötülüğü güzellikle karşılayıp savarlar. Ve onlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler.
28. sure (KASAS) 54. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)


4.                  İşler (çalışmalar),  Dünyada kötülük üretenin öz kazancı sebebiyle Ahirette bulacağı karşılık azaptır



İş onların sandığı gibi değil. Kötülük ve çirkinlik kazanan, suçu kendisini kuşatmış olan kişiler, ateşin dostudurlar. Sürekli kalacaklardır orada.
2. sure (BAKARA) 81. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Şeytan sizi fakirlikle korkutur, sizi görünür görünmez çirkinliklere sürükler. Allah ise size kendisinden bir bağışlanma ve lütuf vaat eder. Allah, Vâsi'dir, Alîm'dir. 2. sure (BAKARA) 268. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Gün gelecek, her benlik, hayırdan işlediğini önünde bulacaktır. Kötülükten işlediğini de... İsteyecektir ki, önüne getirilenle kendisi arasında uzun bir mesafe olsun. Allah sizi, kendisinden sakınmaya çağırır. Allah, kullarına karşı Raûf'tur, çok şefkatlidir.
3. sure (ÂLİ IMRÂN) 30. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Dinlerini oyun ve eğlence haline getirmiş, dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak da o Kur'an ile şunu hatırlat: Bir kişi, kendi elinin üretip kazandığına teslim edilirse onun, Allah dışında ne bir dostu kalır ne de şefaatçısı. Her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte bunlar, kazandıklarına teslim edilmişlerdir. Nankörlük ettiklerinden ötürü onlar için kaynar sudan bir içki ve korkunç bir azap vardır.
6. sure (EN'ÂM) 70. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Günahın açığını da bırakın, gizlisini de. Günah kazananlar yapıp ettiklerinin karşılığını yakında göreceklerdir.
6. sure (EN'ÂM) 120. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Haram ayları ertelemek, küfürde bir artırmadır ki, onunla inkâr edenler saptırılır. Onu bir yıl helal sayarlar, bir yıl haramlaştırırlar ki, Allah'ın yasakladığının sayısını denkleştirip Allah'ın haram kıldığını helalleştirsinler. Amellerinin kötülüğü kendilerine süslü gösterilmiştir. Allah, küfre batan bir topluluğu iyiye ve güzele kılavuzlamaz.
9. sure (TEVBE) 37. ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)
 
Sonunda, yapıp ettiklerinin kötülükleri başlarına musibet olmuş, alay edip durdukları şey kendilerini sarıvermişti. 16. sure (NAHL) 34. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Biz hiçbir benliğe yaratılış kapasitesinin üstünde görev yüklemeyiz. Bizim katımızda, hakkı söyleyen bir kitap vardır. Onlara haksızlık edilmez.
23. sure (MÜ'MİNÛN) 62. ayet (Resmi: 23/İniş:74/ Alfabetik:70)

En güzel olan neyse onunla sav kötülüğü. Onların nasıl nitelendirme yaptıklarını biz daha iyi biliriz.
23. sure (MÜ'MİNÛN) 96. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

"Rabbim, beni ve ailemi bunların yaptıklarından koru."
26. sure (ŞUARA) 169. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Kötülük getirenlerin ise yüzleri ateşte sürtülür. Sadece yapıp ettiklerinizle cezalandırılırsınız.
27. sure (NEML) 90. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

İşte böylelerine ödülleri, sabrettikleri için iki kez verilir. Onlar, kötülüğü güzellikle karşılayıp savarlar. Ve onlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler.
28. sure (KASAS) 54. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Kazanmış olduklarının çirkinlikleri, önlerinde belirmiş; alay edegeldikleri şey kendilerini sarıvermiştir.
39. sure (ZÜMER) 48. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Sonunda, kazanmış olduklarının çirkinlikleri yakalarına yapışmıştı. Şunların zulmedenlerine de kazandıklarının kötülükleri gelip çatacaktır. Ve onlar kimseyi aciz de bırakamayacaklar / onlar bunu etkisiz de bırakamazlar.
39. sure (ZÜMER) 51. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

"Göklerin sebeplerine ulaşırsam, Mûsa'ın tanrısına, da ulaşırım. Ben onun yalancı biri olduğunu düşünüyorum." Firavun'a, yaptığı işin kötülüğü bu şekilde süslü gösterildi de yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı hep kayıptadır
. 40. sure (MÜ'MİN) 37. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Yemin olsun, o inkârcılara şiddetli bir azabı tattıracağız ve elbette ki onları, yapıp-ettiklerinin en kötüsüyle cezalandıracağız. 41. sure (FUSSİLET) 27. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Kim hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara asla zulmetmez.
41. sure (FUSSİLET) 46. ayet (Resmi: 41/İniş:61/ Alfabetik:30)

Kötülüklere cesaretle dalanlar sanıyorlar mı ki, biz kendilerini, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarla aynı tutacağız. Hayatları ve ölümleri onlarla aynı mı olacak?! Ne kötü hüküm veriyorlar bunlar!
45. sure (CÂSİYE) 21. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Yaptıklarının kötülükleri karşılarına dikilmiş, alay edip durdukları şey kendilerini kuşatıvermiştir.
45. sure (CÂSİYE) 33. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Gün olur, inkâr edenler ateşe arz edilirler. Onlara denir ki: "İyiliklerinizi / nimetlerinizi, o iğreti dünya hayatınızda silip süpürdünüz, onlarla zevklenip eğlendiniz. Bugünse alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız. Çünkü siz, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladınız ve gerçeğe ters düştünüz." 46. sure (AHKAF) 20. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

Göklerde ne var yerde ne varsa Allah'ındır. Bu, Allah'ın; yaptıklarıyla kötülük sergileyenleri cezalandırması, güzel davranıp güzel düşünenleri de güzellikle ödüllendirmesi içindir.
53. sure (NECM) 31. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)

Allah, iman edenlerle ilgili olarak da Firavun'un karısını örnek verdi. Hani, o şöyle demişti: "Ey Rabbim! Benim için katında, cennette bir barınak yap; beni, Firavun'dan, onun yapıp ettiğinden kurtar; beni zulme sapmış topluluktan da kurtar."
66. sure (TAHRÎM) 11. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)

Elleri kurusun Ebru Leheb'in; zaten kurudu ya! 111. sure (TEBBET) 1. ayet (Resmi: 111/İniş:6/ Alfabetik:100)

5.                 Kim hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kötülük yapan da kendi aleyhine yapmış olur


Kim hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kötülük yapan da kendi aleyhine yapmış olur. Sonunda Rabbinize döndürülürsünüz.
45. sure (CÂSİYE) 15. ayet (Resmi: 45/İniş:65/ Alfabetik: 15)

6.                 İşler (çalışmalar),  yapıp ettiklerinizi Allah hakkıyla bilir


Sana, neyi infak edip vereceklerini soruyorlar. De ki: "İnfak ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır. Hayır olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir." 2. sure (BAKARA) 215. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Dönüp yanlarına geldiğinizde sizden özür dilerler. De ki: "Özür dilemeyin. Size asla inanmayacağız. Allah bize sizin hallerinizden birçoğunu haber vermiştir. Yapıp ettiğinizi Allah da resulü de görecektir. Sonra görünmeyen ve görünen âlemleri bilenin huzuruna çıkarılacaksınız da O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir
. 9. sure (TEVBE) 94. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Medine halkına ve çevrelerindeki Bedevî Araplara, Allah resulünden geri kalmaları ve onu bırakıp da kendi canlarının derdine düşmeleri yakışmaz. Çünkü Allah yolunda uğrayacakları bir susuzluk, bir yorgunluk, bir açlık, kâfirleri öfkelendirmek üzere bir yere ayak basmaları, düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları durumunda kendileri için, barışa yönelik iyi bir amel mutlaka yazılacaktır. Allah, güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez.
9. sure (TEVBE) 120. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Hiç kuşkusuz, Rabbin hepsinin amellerinin karşılığını tam tamına kendilerine verecektir. O, onların yapmakta olduklarından haberdardır.
11. sure (HÛD) 111. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Ya o kişi? Yaptıklarının kötülüğü kendisine allanıp pullanmış da onu güzel görüvermiş. Doğrusu şu: Allah dilediğini / dileyeni saptırır, dilediğini / dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. O halde canın onlar için üzüntülere dalmasın. Hiç kuşkusuz, Allah onların ürettiklerini / ortaya koydukları oyunları çok iyi bilmektedir.
35. sure (FATIR) 8. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Onur ve yücelik isteyen bilsin ki, onur ve yüceliğin tümü Allah'adır. Temiz ve güzel kelime O'na yükselir; hayra ve barışa yönelik amel de o kelimeyi yüceltir. Kötülükleri kuranlara / kötülükleri tuzak yapanlara gelince, onlar için şiddetli bir azap vardır. Ve böylelerinin tuzağı tarumar olur.
35. sure (FATIR) 10. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
 
Küfre batmışlarla burun buruna geldiğinizde, boyunlar vurulur. Nihayet onları bastırıp sindirdiğinizde, antlaşma bağını sıkı bağlayın. Artık bundan sonrası ya bir bağışlama ya bir fidyedir. Nihayet, harp, ağırlıklarını yere bırakır. İşte böyle! Eğer Allah dileseydi, onlardan öç alırdı. Ama kiminizi kiminizle denemek için böyledir. Allah yolunda öldürülenlerin amelleri asla göz ardı edilmeyecektir. 47. sure (MUHAMMED) 4. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Dileseydik onları sana mutlaka gösterirdik de sen onları yüzlerinden kesinlikle tanırdın. Zaten sen onları, sözlerinin tarzından da tanırsın. Allah tüm yaptıklarınızı biliyor. 47. sure (MUHAMMED) 30. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Gevşemeyin, üstün durumda olduğunuz halde antlaşmaya davet etmeyin! Allah sizinledir; amellerinizi asla yitirmeyecektir. 47. sure (MUHAMMED) 35. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
                                                                                                                                                                       
Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir.
53. sure (NECM) 40. ayet (Resmi: 53/İniş:23/ Alfabetik:80)

7.                 İşler (çalışmalar), 'Onlar yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bir bakmıyorlar mı? Allah onları yerle bir etmiştir. Şu inkâr edenlere de onlara yapılanın aynısı yapılacaktır Sünnetullah Değişmez.



Onlar yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bir bakmıyorlar mı? Allah onları yerle bir etmiştir. Şu inkâr edenlere de onlara yapılanın aynısı yapılacaktır
. 47. sure (MUHAMMED) 10. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

8.                 İyilikler kötülükleri giderir, iyi işler Allah'ın bağışlamasına / Affına vesiledir



Gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde namaz kıl! Güzellikler kötülükleri silip süpürür. İşte bu, Allah'ı ananlara bir öğüttür.
11. sure (HÛD) 114. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Ki Allah amellerinizi hayra ve barışa yarayışlı kılsın, günahlarınızı affetsin. Allah'a ve O'nun resulüne itaat eden, büyük bir başarıyı elde etmiştir. 33. sure (AHZÂB) 71. ayet (Resmi: 33/İniş:97/ Alfabetik:4)

Böylece, Allah onların yaptıklarının en kötülerini örtecek, ödüllerini, yaptıklarının en güzeliyle verecek.
39. sure (ZÜMER) 35. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Biz insanı gerçekten bir sıkıntı ve zorluk içinde yarattık.
90. sure (BELED) 4. ayet (Resmi: 90/İniş:35/Alfabetik:12)

9.                 "Herkes, kendi varlık yapısına uygun iş görür. Yolca daha doğru gidenin kim olduğunu Rabbiniz daha iyi bilir."



De ki: "Herkes, kendi varlık yapısına uygun iş görür. Yolca daha doğru gidenin kim olduğunu Rabbiniz daha iyi bilir."
17. sure (İSRÂ) 84. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

10.               İşler (çalışmalar),  Dünya'da yaptıkları boşa gidenler



Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar, De ki: "O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O'na ve Mescid-i Haram'a nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır." Fitne / baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidâd edip dininden dönerse kâfir olarak ölür. Böylelerinin amelleri dünyada da âhırette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada.
2. sure (BAKARA) 217. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Çalışıp ürettikleri hem dünyada hem de âhirette boşa çıkmıştır. Hiçbir yardımcıları da yoktur onların. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 22. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Bugün size bütün temiz nimetler helal kılındı. Kendilerine kitap verilmiş olanların yemekleri size helaldir. Sizin yemekleriniz de onlara helaldir. Mümin kadınların iffetlileriyle, sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanların iffetli hanımları da mehirlerini verdiğiniz takdirde; iffetinizi korumanız, zinadan uzak kalmanız ve şunu-bunu dost tutmamanız şartıyla size helaldir. İmanı tanımayıp nankörlük edenin ameli boşa gitmiştir. Ve o, âhirette de hüsrana uğrayanlardandır. 5. sure (MÂİDE) 5. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

İman edenler derler ki: "Şunlar mıdır o tüm güçleriyle sizinle beraber olduklarına yemin edenler?" Bütün amelleri boşa çıkmıştır da hüsrana uğrayanlardan oluvermişlerdir.
5. sure (MÂİDE) 53. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Allah'ın yol göstermesidir bu. Kullarından dilediğini bununla iletir iyiye ve güzele. Eğer onlar şirke bulaşsalardı yapıp ettikleri kendilerine yararsız hale gelirdi. 6. sure (EN'ÂM) 88. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Ezilip itilmekte olan topluluğu da içine bereketler doldurduğumuz toprağın doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Rabbinin, İsrailoğullarına verdiği güzel söz, sabretmeleri yüzünden hedefine vardı. Firavun ve toplumunun sanayi olarak meydana getirdiklerini de dikip yükselttikleri sarayları da yere geçirdik.
7. sure (A'RAF) 137. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Ayetlerimizi ve ahirete varılacağını yalan sayanların tüm yaptıkları boşa gitmiştir. Bulacakları karşılık, yapıp ürettiklerinden başkası olmayacaktır.
7. sure (A'RAF) 147. ayet (Resmi: 7/İniş:39 /Alfabetik:9)

Müşrikler, öz benliklerinin küfre sapışına tanık olup dururlarken, Allah'ın mescitlerini onarmaya girişemezler. Tüm amelleri boşa çıkmıştır onların. Ateşte sürekli kalacaklardır onlar.
9. sure (TEVBE) 17. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Tıpkı sizden öncekiler gibi. Onlar kuvvetçe sizden daha zorlu, mallar ve çocuklar bakımından daha zengindiler. Kendi nasipleriyle zevk sürdüler. Siz de kendi payınıza düşenle zevk sürdünüz. Tıpkı sizden öncekilerin kendi nasipleriyle zevklendikleri gibi. Tıpkı onların dalıp gittiği gibi siz de dalıp gittiniz. İşte böylelerinin amelleri dünyada da âhirette de boşa çıkmıştır. İşte böyleleri hüsrana batmıştır.
9. sure (TEVBE) 69. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Öyleleridir ki bunlar, âhirette kendileri için ateşten başkası yoktur. Sanayi olarak ürettikleri, orada işe yaramaz olmuştur. Yapıp ettikleri de bâtıl hale gelmiştir.
11. sure (HÛD) 16. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Rablerine nankörlük edenlerin amelleri, fırtınalı bir günde rüzgârın tarumar ettiği küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, dönüşü olmayan sapıklığın ta kendisidir.
14. sure (İBRÂHİM) 18. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Bunlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na ulaşmayı inkâr etmişler de bütün amelleri boşa çıkmıştır. Bu yüzden kıyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız / onlara hiçbir değer vermeyiz
. 18. sure (KEHF) 105. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Küfre sapanlara gelince, onların amelleri çöldeki serap gibidir ki, susuzluktan bunalan onu su sanır. Ama ona yaklaşınca hiçbir şey bulamaz; yanında Allah'ı bulur; O da onun hesabını eksiksiz bir biçimde görür. Allah, hesabı çok çabuk görendir. 24. sure (NÛR) 39. ayet (Resmi: 24/İniş:102/ Alfabetik:84)

Yaptıkları her işin önüne geçmiş, onu un ufak hale getirip silmişizdir.
25. sure (FURKÂN) 23. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Size karşı cimrilik / kıskançlık ederler. Korku geldiğinde onları sana bakar halde görürsün. Korku gittiğinde ise hayra karşı kıskançlık yüzünden sizi keskin dillerle yaralarlar. Ölümden üzerine baygınlık çökmüş biri gibidirler. Bunlar iman etmemişlerdir. Bu yüzden de Allah, amellerini boşa çıkarmıştır. Bunu yapmak Allah için çok kolaydır.
33. sure (AHZÂB) 19. ayet (Resmi: 33/İniş:97/ Alfabetik:4)

Andolsun, sana da senden öncekilere de şu vahyedilmiştir: Eğer şirke saparsan amelin kesinlikle boşa çıkar ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun.
39. sure (ZÜMER) 65. ayet (Resmi: 39/İniş:59/ Alfabetik:114)

Küfre saplanıp Allah'ın yolundan alıkoyanların yapıp ettiklerini O, boşa çıkarmıştır
. 47. sure (MUHAMMED) 1. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Küfre sapanlara gelince, kayıp ve yıkım onlara! Yapıp ettiklerini boşa çıkardı onların
. 47. sure (MUHAMMED) 8. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
 
Bu böyledir; çünkü onlar Allah'ın indirdiğini tiksindirici bulmuşlardır, Allah da onların tüm amellerini boşa çıkarmıştır. 47. sure (MUHAMMED) 9. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Olacak olan budur! Çünkü onlar, Allah'ı öfkelendiren şeylerin peşine düştüler, O'nun hoşnutluğundan tiksindiler; sonunda Allah bütün amellerini boşa çıkardı.
47. sure (MUHAMMED) 28. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Nankörlüğe sapıp Allah yolundan alıkoyanlar ve hidayet kendilerine tam bir şekilde belli olduktan sonra resule kafa tutanlar, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremezler. O, onların amellerini işe yaramaz hale getirecektir. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin; resule de itaat edin! Amellerinizi işe yaramaz hale getirmeyin.
47. sure (MUHAMMED) 32-33. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Ey iman edenler! Seslerinizi o Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin! Kiminizin kiminize bağırarak konuştuğu gibi, onun huzurunda sözü yükseltmeyin! Yoksa siz hiç farkında olmadan amelleriniz eriyip gider. 49. sure (HUCURÂT) 2. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)


11.              İman edenin, Allah'a teslim olanın hiçbir iyi işi-eksik, dağınık ve parça parça olsa bile- boşa çıkmaz



Kim inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işlerden bir şey yaparsa, onun gayretine nankörlük edilmez. Biz böylesi lehine kâtiplik ederiz.
21. sure (ENBİYÂ) 94. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Bedeviler: "İman ettik." dediler. De ki: "Siz iman etmediniz. Ancak 'Müslüman' olduk deyin. İman sizin kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve resulüne itaat ederseniz Allah, yapıp ettiklerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir." 49. sure (HUCURÂT) 14. ayet (Resmi: 49/İniş:105/ Alfabetik:37)

12.               Dünya'da tövbe edip düzeltilmeden ahirete getirilen amellerin, zulme uğramadan karşılığını alırken duyulan pişmanlık faydasızdır



Kim bir güzellikle gelirse ona, getirdiğinin on katı var. Kötülükle gelene ise yaptığının kadarından fazla ceza verilmez. Onlar, haksızlığa uğratılmayacaklardır
. 6. sure (EN'ÂM) 160. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Halkının habersiz olduğu bir sırada kente girdi. Orada iki adam buldu, dövüşüyorlardı. Bu, Mûsa'nın halkından, şu da düşmanlarındandı. Kendi halkından olan, düşmanından olana karşı Mûsa'dan yardım istedi. Mûsa ona bir yumruk indirip işini bitirdi. Dedi: "Bu yaptığım, şeytanın amellerindendir. İnsanı saptıran açık bir düşmandır o." 28. sure (KASAS) 15. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Feryat edip dururlar orada: "Rabbimiz, çıkar bizi de önceden yaptığımızdan başka şey yapalım. Barışa ve hayra yönelik iyi bir iş yapalım." Sizi biz, öğüt alanın öğüt alacağı bir süre ömürlendirmedik mi? Uyarıcı da geldi size. Hadi, tadın bakalım azabı! Zalimler için hiçbir yardımcı yok artık.
35. sure (FATIR) 37. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Azabı gördüğünde şöyle de konuşacaktır: "Bana bir kez daha imkan verilseydi de güzel düşünüp güzel davrananlardan olsaydım!"
39. sure (ZÜMER) 58. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

13.               İşler (çalışmalar), herkesin kazandığı kendinedir, herkes kendi yaptığından sorumludur



İşte bunlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Kazandıkları kendilerinindir. Sizin kazandıklarınız da sizin olacaktır. Siz onların yapıp ettiklerinden sorguya çekilmeyeceksiniz.
2. sure (BAKARA) 134. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

De ki onlara: "Allah hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Oysaki Allah hem bizim Rabb'imizdir hem sizin Rabb'inizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Biz yalnız O'na / Allah'a gönül verenleriz." 2. sure (BAKARA) 139. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İşte bunlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Kazandıkları kendilerine. Sizin kazandığınız da size. Onların yapıp ettiklerinden siz sorumlu olmayacaksınız.
2. sure (BAKARA) 141. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

İyilik ve güzellikten sana her ne ererse Allah'tandır. Kötülük ve çirkinlikten sana ulaşan şeyse kendi nefsindendir. Biz seni insanlara bir resul olarak gönderdik. Tanık olarak Allah yeter.  4. sure (NİSA) 79. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Seni yalanladılarsa şöyle söyle: "Benim yaptığım bana, sizin yaptığınız size. Siz benim yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptığınızdan uzağım."
10. sure (YÛNUS) 41. ayet (Resmi: 10/İniş:51/ Alfabetik:109)

Boş lakırdıyı duyduklarında, ondan yüz çevirir şöyle derler: "Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Selam olsun hepinize. Biz cahilleri önemsemeyiz."
28. sure (KASAS) 55. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Size gelip çatan her musibet ellerinizin kazandığı yüzündendir. Allah birçoklarını da affediyor. 42. sure (ŞÛRÂ) 30. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur. 53. sure (NECM) 39. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)

14.               'İyilik/güzellik getirene ondan daha hayırlısı var. Kötülük getirenlere gelince, kötülükleri yapanlar yapmış olduklarından fazlasıyla cezalandırılmayacaklardır'

                                                                                                    

İyilik / güzellik getirene ondan daha hayırlısı var. Kötülük getirenlere gelince, kötülükleri yapanlar yapmış olduklarından fazlasıyla cezalandırılmayacaklardır
. 28. sure (KASAS) 84. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

15.              İşler (çalışmalar), Allah iman edip yapılanlara daha güzeli ile karşılık verir



Rableri katındaki huzur ve esenlik yurdu onlarındır. İşler oldukları ameller yüzünden O, onların Velî'si oluvermiştir
. 6. sure (EN'ÂM) 127. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Küçük büyük bir infakta bulunmaları, bir vadiyi geçmeleri, kendileri lehine mutlaka yazılır ki, Allah onlara yapıp ettiklerinden daha güzeliyle karşılık versin.
9. sure (TEVBE) 121. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Ki Allah kendilerine, yapıp işlediklerinin en güzelini versin ve lütfundan onlara artışlar sağlasın. Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır.
24. sure (NÛR) 38. ayet (Resmi: 24/İniş:102/ Alfabetik:84)

İman edip hayra ve barışa yönelik hareketler sergileyenlere gelince, biz onların çirkinliklerini elbette ki örteceğiz. Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz. 29. sure (ANKEBÛT) 7. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetin görkemli odalarına yerleştireceğiz. Sürekli kalacaklardır orada. Ne güzeldir iş yapıp değer üretenlerin ödülü!
29. sure (ANKEBÛT) 58. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)


16.             İşler (çalışmalar),  Allah iman edip yapılanlara daha hayırlısı ve fazlasıyla ile karşılık verir



İyilik / güzellik getirene ondan daha hayırlısı var. Kötülük getirenlere gelince, kötülükleri yapanlar yapmış olduklarından fazlasıyla cezalandırılmayacaklardır.
28. sure (KASAS) 84. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Sizi bize yaklaştırıp, katımızda size yakınlık sağlayacak olan, ne mallarınızdır ne de çocuklarınız. İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapanlar müstesna. Onlara, yaptıklarının kat kat fazlası ödül vardır. Onlar, seçkin odalarda güven içindedirler. 34. sure (SEBE') 37. ayet (Resmi: 34/İniş:58/ Alfabetik:91)

Böylece, Allah onların yaptıklarının en kötülerini örtecek, ödüllerini, yaptıklarının en güzeliyle verecek.
39. sure (ZÜMER) 35. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Onlar da şöyle derler: "Hamd olsun o Allah'a ki bize vaadini yerine getirdi, bizi yeryüzüne mirasçılar yaptı. İşte cennetten istediğimiz yerde konaklıyoruz. İş yapıp değer üretenlerin ödülü ne de güzelmiş!"
39. sure (ZÜMER) 74. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Cennet halkıdır onlar. Yapıp ettiklerine karşılık olarak sürekli kalacaklardır orada.
46. sure (AHKAF) 14. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

17.              İşler (çalışmalar), iman edip Allah'ın rızasına uygun işler yapanlara mükâfat, kötülük üretene ceza vardır. Hayırlarda Yarışın



Herkesin bir yönü vardır, ona döner. O halde hayırlarda yarışın. Nerede olursanız olun Allah sizi bir araya getirecektir. Allah her şeye güç yetirendir.
2. sure (BAKARA) 148. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

Safa ile Merve Allah'ın belliklerindendir. Beytullah'ı hac veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim içinden gelerek bir hayır işlerse Allah Şâkir'dir, teşekkür eder, Alîm'dir, en iyi biçimde bilir
. 2. sure (BAKARA) 158. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

Allah hiç bir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez / teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir / kişinin hem kendisi hem başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun aleyhinedir / kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından kazandığı aleyhinedir. "Ey Rabb'imiz! Unutur yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabb'imiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabb'imiz! Bize, güç yetiremeyeceğimiz şeyleri de yükleme. Affet bizi, bağışla bizi, acı bize. Sen bizim Mevlâ'mızsın. Küfre sapanlar topluluğuna karşı yardım et bize!"
2. sure (BAKARA) 286. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

O müminler ki, kendilerine yara isabet ettikten sonra bile Allah'ın ve resulün çağrısına cevap verdiler. Onlar içinden, güzel işler yapıp takvaya sarılanlara büyük bir ödül vardır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 172. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Allah zerre kadar zulüm yapmaz. Küçücük bir iyilik olsa onu kat kat artırır ve kendi katından da büyük bir ödül verir. 4. sure (NİSA) 40. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Onların fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak, bir sadakaya, bir iyiliğe ve insanlar arasında bir barıştırmaya özendiren başka. Kim böyle bir şeyi Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak niyetiyle yaparsa biz ona yakında çok büyük bir ödül vereceğiz.
4. sure (NİSA) 114. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)

Bir hayrı açıklar yahut gizlerseniz, bir kötülüğü affederseniz, Allah da çok affedicidir, her şeye güç yetirendir. 4. sure (NİSA) 149. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Bunun ardından da inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanların ödüllerini tam verecek ve lütfundan onlara fazlalıklar da bağışlayacaktır. Kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara gelince, onlara korkunç bir azapla azap edecektir. Böyleleri, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost bulacaklardır ne de bir yardımcı. 4. sure (NİSA) 173. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Sana da Kitap'ı hak olarak indirdik. Kitap'tan onun yanında bulunanı tasdikleyici ve onu denetleyip güvenilirliğini sağlayıcı olarak... O halde onlar arasında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, Hak'tan sana gelenden uzaklaşıp onların keyiflerine uyma. Sizden her biri için bir yol / şerîat ve bir yöntem belirledik. Allah dileseydi sizi elbette bir tek ümmet yapardı. Ama size vermiş olduklarıyla sizi imtihana çeksin diye öyle yapmamıştır. O halde hayırlarda yarışın. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size, tartışmış olduğunuz şeylerin esasını bildirecektir.
5. sure (MÂİDE) 48. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)

Kim bir güzellikle gelirse ona, getirdiğinin on katı var. Kötülükle gelene ise yaptığının kadarından fazla ceza verilmez. Onlar, haksızlığa uğratılmayacaklardır.
6. sure (EN'ÂM) 160. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

De ki: "İş yapıp değer üretin; yapıp ürettiğinizi Allah da resulü de müminler de görecektir. Ve siz, görülmeyen âlemi de görülen âlemi de bilenin huzuruna döndürüleceksiniz, O size, yapıp ettiklerinizi bir bir haber verecektir."
9. sure (TEVBE) 105. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Medine halkına ve çevrelerindeki Bedevî Araplara, Allah resulünden geri kalmaları ve onu bırakıp da kendi canlarının derdine düşmeleri yakışmaz. Çünkü Allah yolunda uğrayacakları bir susuzluk, bir yorgunluk, bir açlık, kâfirleri öfkelendirmek üzere bir yere ayak basmaları, düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları durumunda kendileri için, barışa yönelik iyi bir amel mutlaka yazılacaktır. Allah, güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez.
9. sure (TEVBE) 120. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde namaz kıl! Güzellikler kötülükleri silip süpürür. İşte bu, Allah'ı ananlara bir öğüttür.
11. sure (HÛD) 114. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Melekler, canlarını temiz insanlar olarak aldıklarına şöyle derler: "Selam size, yapıp ettiklerinize karşılık olarak girin cennete." 16. sure (NAHL) 32. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Sizin yanınızdaki tükenir ama Allah'ın yanındaki sonsuza dek kalıcıdır. Sabredenlere ödüllerini biz, işleyip ürettiklerinin en güzeliyle mutlaka vereceğiz. Erkek yahut kadın, her kim inanmış olarak hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa, onu tertemiz bir hayatla yaşatırız. Ve böylelerinin ücretlerini, işleyip ürettiklerinin en güzelleriyle karşılarız.
16. sure (NAHL) 96-97. ayet (Resmi: 16/İniş:70/ Alfabetik:75)
Eğer güzel davranırsanız, kendi benlikleriniz için güzellik sergilemiş olursunuz. Ve eğer kötülük yaparsanız o da benlikleriniz aleyhine olur. Bu sırada, yüzlerinizi çirkinleştirsinler, ilk kez girdikleri gibi mabede girsinler ve egemenlik altına aldıklarını yerle bir etsinler diye ikinci vaat geldi. 17. sure (İSRÂ) 7. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Kim de âhireti ister ve inanmış olarak ona yaraşır bir gayretle çalışırsa, böylelerinin gayretleri teşekkürle karşılanır. 17. sure (İSRÂ) 19. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

İman edip hayra ve barışa yönelik ameller sergileyenlere gelince, kuşkusuz ki biz, güzel iş yapanların ödülünü yitirmeyeceğiz. 18. sure (KEHF) 30. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Mal ve oğullar, şu iğreti dünya hayatının süsüdür. Barışa ve hayra yönelik kalıcı eylemlerse, Rabbin katında sevapça da üstündür, beklenti bakımından da. 18. sure (KEHF) 46. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

De ki: "Ben de sizin gibi bir insanım. Ancak, tanrınızın bir tek tanrı olduğu bana vahyediliyor. O halde, Rabbine kavuşmayı uman, hayra ve barışa yönelik iş yapsın ve Rabbine ibadette hiç kimseyi O'na ortak koşmasın." 18. sure (KEHF) 110. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Allah, doğru yolda olanların hidayetini artırır. Barışa ve hayra yönelik kalıcı işler, Rabbin katında sevapça daha üstün, sonuç bakımından daha hayırlıdır. 19. sure (MERYEM) 76. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Mümin olarak hayra ve barışa yönelik iyilikler yapan ise ne haksızlığa uğratılmaktan korkar ne de ezilip horlanmaktan. 20. sure (TÂHÂ) 112. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Kendisine hemen cevap vermiş. Yahya'yı ona hediye etmiş, karısını kendisi için doğurmaya elverişli hale getirmiştik. Onlar, hayırlarda yarışırlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı. Onlar, bize ürpererek saygı gösterirlerdi. 21. sure (ENBİYÂ) 90. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Kim inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işlerden bir şey yaparsa, onun gayretine nankörlük edilmez. Biz böylesi lehine kâtiplik ederiz.
21. sure (ENBİYÂ) 94. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Ey iman edenler! Rükû edin, secde edin; Rabbinize ibadet edin, hayır işleyin ki kurtulabilesiniz. 22. sure (HAC) 77. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

İşte bunlar, hayırlarda yarışırlar. Ve hayırlarda önde gidenler de onlardır. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 61. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Ki Allah kendilerine, yapıp işlediklerinin en güzelini versin ve lütfundan onlara artışlar sağlasın. Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır.
24. sure (NÛR) 38. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

İyilik / güzellik getirene ondan daha hayırlısı var. Kötülük getirenlere gelince, kötülükleri yapanlar yapmış olduklarından fazlasıyla cezalandırılmayacaklardır.
28. sure (KASAS) 84. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Hiç kimse, yaptıklarına karşılık onlar için hangi göz aydınlığının saklandığını bilmez. 32. sure (SECDE) 17. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)

Sizden kim, Allah'a ve resulüne itaat eder, iyilik yaparsa, ona da ücretini iki kat olarak veririz. Kendisi için bol ve bereketli bir rızık da hazırlamışızdır.
33. sure (AHZÂB) 31. ayet (Resmi: 33/İniş:97/ Alfabetik:4)

Sonra, kullarımız arasından seçtiklerimizi Kitap'a mirasçı kıldık. İçlerinden öz nefsine zulmeden var. Orta yolda gideni var. Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçeni var. İşte bu, büyük lütfun ta kendisidir.
35. sure (FATIR) 32. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Onlara, "Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet edilebilsin!" denildiğinde, hiç aldırmazlar. 36. sure (YÂSÎN) 45. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Tarafımdan söyle: "Ey iman eden kullarım, Rabbinizden korkun! Bu dünya hayatında güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik vardır. Allah'ın toprağı / yeryüzü geniştir. Sadece sabredenlere, ücretleri hesapsız ödenecektir." 39. sure (ZÜMER) 10. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik: 114)

18.              İşler (çalışmalar), kadın veya erkek olsun inanan ve inanmayan bir değildir; Yapılan iyilik, kişinin kendi yararına, yapılan kötülük de zararınadır:



"Kötü bir iş yapan, sadece yaptığı kadarıyla cezalandırılır. Erkek ve kadından mümin olarak iyi bir iş yapana gelince, işte böyleleri cennete girerler ve orada hesapsız bir biçimde rızıklandırılırlar."
40. sure (MÜ'MİN) 40. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Körle gören, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarla kötülük üretenler bir olmaz. Ne kadar da az düşünüyorsunuz! 40. sure (MÜ'MİN) 58. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Kim hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara asla zulmetmez.
41. sure (FUSSİLET) 46. ayet (Resmi: 41/İniş:61/ Alfabetik:30)

Kim hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kötülük yapan da kendi aleyhine yapmış olur. Sonunda Rabbinize döndürülürsünüz.
45. sure (CÂSİYE) 15. ayet (Resmi: 45/İniş:65/ Alfabetik: 15)

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanların durumu şu: Rableri onları rahmetine sokacaktır. İşte açık zafer budur. 45. sure (CÂSİYE) 30. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Biz insana, anne babasına çok iyi davranmasını önerdik. Annesi onu zahmetle taşıdı, zahmetle doğurdu. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır. Nihayet, yiğitlik çağına gelip kırk yıla erdiğinde şöyle der: "Rabbim; beni, bana ve ebeveynime verdiğin nimete şükretmeye, hoşnut olacağın iyi bir iş yapmaya yönelt! Soyum içinde, benim için barışı gerçekleştir. Sana yöneldim ben, sana teslim olanlardanım ben!"
46. sure (AHKAF) 15. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

Bunlar, cennet halkı arasında o kimselerdir ki, yaptıklarının en güzelini kabul ederiz, çirkinliklerini görmezlikten geliriz. Bu onlara verilmiş olan şaşmaz vaattir.
46. sure (AHKAF) 16. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

Bir elçi indirmiştir ki, iman edip hayra ve barışa yönelik işler sergileyenleri, karanlıklardan nura çıkarmak için Allah'ın ayetlerini açık seçik okur. Allah'a inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanları Allah, altlarından ırmaklar akan cennetlere / bahçelere koyacaktır. Onlar orada sonsuza dek kalıcıdır. Allah böylesi için rızkı gerçekten güzelleştirmiştir.
65. sure (TALÂK) 11. ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)

19.               'O kimselerdir ki, dünya hayatındaki çabaları boşa gitmiştir de onlar hala işi güzel yaptıklarını sanırlar'

 
O kimselerdir ki, dünya hayatındaki çabaları boşa gitmiştir de onlar sanayileşmeyi / işi hâlâ güzel yaptıklarını sanırlar.
18. sure (KEHF) 104. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)



SÜNNETULLAH E KİTAP (MKA) DAN ALINTIDIR - M. Kemal Adal

İMTİHANLARDA SÜNNETULLAH



İŞLERDE / AMELLERDE VE İMTİHANDA SÜNNETULLAH-2



B.       İMTİHANLARDA SÜNNETULLAH:

1.       Rabbin kelimeleri / sözleri / emirleri apaçık bir sınavdır

2.       Davranış özgürlüğü ve sorumluluğu verilen şuurlu varlıklar, sonucunu Dünya ve Ahirette görecek şekilde,  bu Dünya'da her şeyde,  yaptıkları seçim ve eylemleriyle sınanırlar ve Dünya ile Ahiret yaşamlarını belirlerler. İman ederek iyi işler yapanlar sınavı kazananlardır.

3.       Dünya hayatı ve dünyada verilen her şey sınavdır, Dünya sınav yeri, Dünyadakiler sınananlar ve sınav araçlarıdır. Küfre sapıp kötü işler yapanlar sınavı kaybederler.



İŞLERDE / AMELLERDE VE İMTİHANDA SÜNNETULLAH-2


B.      İMTİHANLARDA SÜNNETULLAH:


1.                 Rabbin kelimeleri / sözleri / emirleri apaçık bir sınavdır



Hani Rabb'i, İbrahim'i bazı kelimelerle imtihana çekmiş, o da onların hakkını vermişti de Rab şöyle demişti: "Seni insanlara önder yapacağım." İbrahim, "soyumdan birilerini de" deyince Allah: "Benim ahdime zalimler eremezler." buyurdu
. 2. sure (BAKARA) 124. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

"Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi." 37. sure (SÂFFÂT) 106. ayet (Resmi: 37/İniş:56/ Alfabetik:90)

2.                 Davranış özgürlüğü ve sorumluluğu verilen şuurlu varlıklar, sonucunu Dünya ve Ahirette görecek şekilde,  bu Dünya'da her şeyde,  yaptıkları seçim ve eylemleriyle sınanırlar ve Dünya ile Ahiret yaşamlarını belirlerler. İman ederek iyi işler yapanlar sınavı kazananlardır.



Sizi Firavun hanedanından kurtardığımızı da hatırlayın. Hani onlar size azabın en çirkiniyle kötülük ediyorlardı: Erkek çocuklarınızı boğazlıyorlar, kadınlarınızı diri bırakıyorlar / kadınlarınızın rahimlerini yoklayıp çocuk alıyorlar / kadınlarınıza utanç duyulacak şeyler yapıyorlardı. İşte bunda sizin için, Rabb'inizden gelen büyük bir ıstırap ve imtihan vardı.
 2. sure (BAKARA) 49. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Yemin olsun ki sizi korku, açlık; mallardan-canlardan-meyvelerden eksiltme türünden bir şeyle mutlaka imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele. 2. sure (BAKARA) 155. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

Yoksa siz, sizden önce gelip geçmiş olanların karşılaştıklarının benzeri başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara şiddetler, belalar ve zorluklar gelip çattı; sarsıldılar. Öyle ki, resul ve onunla birlikte inananlar, "Allah'ın yardımı ne zaman?" diye yakarıyordu. Haberiniz olsun ki, Allah'ın yardımı çok yakındır.
2. sure (BAKARA) 214. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

Tâlût, askerleriyle yola çıkınca dedi ki: "Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. O halde, ondan içen benden değildir. Ama onu tatmayan bendendir. Eliyle bir avuç alan kişi başka." Bunun ardından, pek azı müstesna olmak üzere ondan içtiler. Nihayet o ve onunla beraber iman edenler ırmağı geçtiklerinde şöyle dediler: "Bugün bizim Câlût'a ve ordusuna karşı hiç bir gücümüz yoktur." Allah'a kavuşacaklarını düşünenler ise şöyle konuştular: "Sayıca az nice topluluk vardır ki, sayıca çok nice topluluğa Allah'ın izniyle galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir." 2. sure (BAKARA) 249. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Yoksa siz, Allah içinizden uğraşıp didinenleri seçmeden, sabredenleri seçmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 142. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Sonra bu kederin ardından üzerinize, içinizden bir grubu sarıp kuşatan, güven verici bir uyku indirdi. Bir grup da -gerçekten onlar kendi canlarının derdine düşmüştü- Allah hakkında gerçek dışı sanılara, cahiliye düşüncelerine kapılıyordu. "Şu işten bize bir şey var mı?" diyorlardı. De ki: "Emir/iş ve oluş tümüyle Allah'ındır." Öz benliklerinde, sana açıklamaz oldukları şeyler saklıyorlar. Diyorlar ki: "Bu işten bizim lehimize bir şey olsaydı, şuracıkta öldürülmezdik." Söyle onlara: "Evlerinizde kalsaydınız bile, üzerlerine ölüm yazılmış olanlar, uzanacakları yerleri muhakkak boylayacaklardı." Bu, Allah, göğüslerinizdekini denesin, kalplerinizdekini ortaya çıkarsın diyedir. Allah, göğüslerin özünü çok iyi bilir
. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 154. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Allah, müminleri şu üzerinde bulunduğunuz halde bırakmayacaktır. Sonuçta pisi temizden ayıracaktır. Allah sizi gaybı bilir duruma da getirmeyecektir. Şu var ki Allah, resullerinden dilediğini seçer. O halde Allah'a ve resullerine inanın. Eğer inanır, korunursanız sizin için büyük bir ödül vardır.
3. sure (ÂLİ IMRÂN) 179. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Eğer onlar üzerine, "Kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın!" diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Ama onlar kendilerine öğütleneni yapsalardı, onlar için hem daha hayırlı olurdu hem de ömürlü olmaları bakımından daha yarayışlı
. 4. sure (NİSA) 66. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Sana da Kitap'ı hak olarak indirdik. Kitap'tan onun yanında bulunanı tasdikleyici ve onu denetleyip güvenilirliğini sağlayıcı olarak... O halde onlar arasında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, Hak'tan sana gelenden uzaklaşıp onların keyiflerine uyma. Sizden her biri için bir yol / şerîat ve bir yöntem belirledik. Allah dileseydi sizi elbette bir tek ümmet yapardı. Ama size vermiş olduklarıyla sizi imtihana çeksin diye öyle yapmamıştır. O halde hayırlarda yarışın. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size, tartışmış olduğunuz şeylerin esasını bildirecektir. 5. sure (MÂİDE) 48. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)

Ey iman sahipleri! Allah sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği av türünden bir şeyle mutlaka deneyecektir ki, gözün fark edemediği alanlarda O'ndan kim korkuyor bilsin. Bundan sonra azıp sınırı çiğneyen için korkunç bir azap olacaktır
. 5. sure (MÂİDE) 94. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)

Andolsun ki, senden önce de ümmetlere elçiler göndermiştik. O ümmetleri, bize yaklaşıp sığınsınlar diye zorluklar ve darlıklarla yakalamıştık 6. sure (EN'ÂM) 43. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Zorluğumuz kendilerine gelip çattığında bir sığınabilselerdi! Ne yazık ki kalpleri katılaştı; şeytan, yapmakta olduklarını onlara süslü-püslü gösterdi. Öğütlenmeye çağırıldıkları şeyi unutunca, her şeyin kapılarını üzerlerine açıverdik. Nihayet, kendilerine verilenle sevinç şımarıklığına daldıkları bir sırada, ansızın onları yakaladık. Tüm ümitlerini bir anda yitirdiler. Böylece, zulme saplanan topluluğun kökü kesilmişti; hamd olsun âlemlerin Rabbi'ne!
. 6. sure (EN'ÂM) 42-45. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20)
Biz böylece onların bir kısmını diğer bir kısmıyla imtihana çektik ki, şunu söylesinler: "Allah aramızdan şunlara mı lütufta bulundu?" Allah şükredenleri daha iyi bilmiyor mu? 6. sure (EN'ÂM) 53. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

İşte böyle, biz peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Bırak onları, düzdükleri iftiralarla baş başa kalsınlar Ki âhirete inanmayanların gönülleri ona ısınsın, ondan hoşlansınlar, elde ettikleri şeylere sahip olmaya devam etsinler. Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya düşenlerden olma. Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. En iyi işiten, en iyi bilendir O
. 6. sure (EN'ÂM) 112-115. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Sizi yeryüzünde öncekilere halefler yapan O'dur. Verdiği nimetlerle sizi denemek için kiminizi kiminiz üzerine derecelerle yükseltmiştir. Rabbin ceza verdiğinde çok süratli verir. Ama O, gerçekten çok affedici, çok merhametlidir. 6. sure (EN'ÂM) 165. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20)

Biz bir ülkeye bir peygamber gönderdiğimizde, onun halkını zorluk ve darlıkla mutlaka sıktık ki, sığınıp yakarsınlar. Sonra zorluk ve sıkıntının yerine mutluluk ve güzelliği getirmişiz de çoğalmışlar ve şöyle demişlerdir: "Atalarımız da zorluk ve sevinçle yüz yüze gelmişlerdi." Nihayet biz onları farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakalayıverdik.
7. sure (A'RAF) 94-95. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)

Musa, bizimle buluşma vakti için toplumundan yetmiş adam seçti. Şiddetli sarsıntı onları yakalayınca Musa şöyle dedi: "Rabbim, dileseydin, onları da beni de daha önce helak ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helak mi edeceksin? Bu iş senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini şaşırtır, dilediğine yol gösterirsin. Sen bizim Veli'mizsin. O halde affet bizi, acı bize. Sen affedenlerin en hayırlısısın."
7. sure (A'RAF) 155. ayet (Resmi: 7/İniş:39 /Alfabetik:9)

Siz öldürmediniz onları, Allah öldürdü onları. Attığın zaman da sen atmadın, Allah attı. İnananları kendisinden güzel bir imtihanla denemek için yaptı bunu. Allah; işitendir, bilendir.  
8. sure (ENFÂL) 17. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Allah; içinizden cihat edenleri, Allah'tan, resulünden ve müminlerden başkasını kendisine sırdaş edinmeyenleri belirlemedikçe, bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
9. sure (TEVBE) 16. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Ey iman sahipleri! Size ne oldu ki, "Allah yolunda seferber olun" denilince yere çakılıp kaldınız. Âhiretten vazgeçip iğreti hayata mı razı oldunuz? O iğreti hayatın nimeti âhiret yanında pek azdır. Eğer seferber olmazsanız Allah size korkunç bir azapla azap eder ve yerinize sizden başka bir topluluk getirir. Allah'a hiçbir şekilde zarar veremezsiniz. Allah her şeye Kadîr'dir
. 9. sure (TEVBE) 38-39. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi. Böyle yapması, iş ve davranış yönünden hanginizin daha güzel olduğunu belirlemek için sizi denemeye yöneliktir. Sen, "Kuşkusuz, sizler ölümden sonra diriltileceksiniz!" dediğinde, küfre batanlar hemen ve kesinlikle şöyle derler: "Bu apaçık bir büyüden başka şey değildir."  11. sure (HÛD) 7. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Yeminleri bozmada, ipliğini kuvvetle büktükten sonra bozup parçalayan karı gibi olmayın. Bir topluluk ötekinden daha zengin ve kalabalık çıktığı için yeminlerinizi aranızda bir hile aracı yapıyorsunuz. Allah sizi bununla imtihan ediyor; ihtilafa düştüğünüz şeyleri kıyamet günü size açık bir biçimde elbette gösterecektir.
16. sure (NAHL) 92. ayet (Resmi: 16/İniş:70/ Alfabetik:75)

Hani, sana: "Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır." demiştik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı da Kur'an'da lanetlenmiş bulunan o ağacı / soyu da insanları sınamak dışında bir sebeple göndermedik. Biz onları korkutuyoruz ama bu onların kudurganlığını artırmaktan başka bir katkı sağlamıyor. 17. sure (İSRÂ) 60. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Biz, yeryüzündeki şeyleri ona bir süs yaptık ki, insanları, içlerinden hangisi amel yönünden daha güzeldir diye imtihan edelim.
18. sure (KEHF) 7. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Buyurdu: "Biz senden sonra toplumunu tam bir biçimde imtihan ettik. Sâmirî onları saptırdı
." 20. sure (TÂHÂ) 85. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Yemin olsun, Hârun daha önce onlara şunu söylemişti: "Ey kavmim, siz bununla imtihan edildiniz. Sizin Rabbiniz o Rahman'dır. Artık bana uyun, emrime itaat edin!"
20. sure (TÂHÂ) 90. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Yemin olsun, biz daha önce Âdem'e ahit verdik de unuttu; biz onda bir kararlılık bulamadık.
20. sure (TÂHÂ) 115. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Biz onları imtihan ediyor idiysek de bunda elbette ibretler vardır!
23. sure (MÜ'MİNÛN) 30. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de mutlaka yemek yiyorlar, sokaklarda yürüyorlardı. Biz sizi birbiriniz için imtihan aracı yaptık. Sabrediyor musunuz? Rabbin her şeyi görmektedir.
25. sure (FURKÂN) 20. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Dediler: "Sen ve beraberindekiler yüzünden başımıza uğursuzluk geldi / sen ve beraberindekileri uğursuzluk belirtisi sayıyoruz." Dedi: "Uğursuzluk kuşunuz Allah katındadır. Daha doğrusu siz, imtihana çekilen bir topluluksunuz.
27. sure (NEML) 47. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

İnsanlar, inandık demeleriyle kendi hallerine bırakılacaklarını ve hiçbir imtihana çekilmeyeceklerini mi sandılar! Yemin olsun ki biz, onlardan öncekileri de fitne yoluyla denemişizdir. Allah, özüyle sözü bir olanları elbette bilecektir. Ve O, yalancıları da elbette bilecektir. 29. sure (ANKEBÛT) 2-3. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
İşte orada müminler belaya uğratılarak imtihan edilmişler ve şiddetli bir zelzeleyle sarsılmışlardı. 33. sure (AHZÂB) 11. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Kudretimize yemin olsun ki, onlardan önce Firavun'un kavmini de ince bir imtihana çektik de, asil ve onurlu bir resul geldi onlara.
44. sure (DUHÂN) 17. ayet (Resmi: 44/İniş:64/Alfabetik:19)

Küfre batmışlarla burun buruna geldiğinizde, boyunlar vurulur. Nihayet onları bastırıp sindirdiğinizde, antlaşma bağını sıkı bağlayın. Artık bundan sonrası ya bir bağışlama ya bir fidyedir. Nihayet, harp, ağırlıklarını yere bırakır. İşte böyle! Eğer Allah dileseydi, onlardan öç alırdı. Ama kiminizi kiminizle denemek için böyledir. Allah yolunda öldürülenlerin amelleri asla göz ardı edilmeyecektir
. 47. sure (MUHAMMED) 4. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Yemin olsun, içinizden gayret gösterip didinenlerle sabredenleri bilinceye kadar, sizi belalarla imtihan edeceğiz. Haberlerinizi de eleyip tarayacağız.
47. sure (MUHAMMED) 31. ayet (Resmi: 47/ İniş:99/Alfabetik:64)

Ey iman sahipleri! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiklerinde onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir ya! Eğer onların mümin hanımlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere döndürmeyin. Ne bu mümin kadınlar o kâfirlere helaldir ne de o kâfirler bunlara helaldir. Bu kadınlar için harcadıklarını o kâfirlere geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz takdirde, bu kadınları nikâhlamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Kâfirlerin iffet ve nikâhlarına yapışmayın. Kâfirlere gitmeyi yeğleyen kadınlar için harcadıklarınızı onlardan geri isteyin; onlar da size gelen mümin kadınlar için harcadıklarını geri istesinler. Bu, Allah'ın hepinize buyruğudur. Aranızda hüküm veriyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.
60. sure (MÜMTEHİNE) 10. ayet (Resmi: 60/İniş:111/ Alfabetik:71)

Biz onları, o bahçe sahiplerini belalandırdığımız gibi belalandırdık. Hani, onlar sabaha çıktıklarında, bahçeyi mutlaka kesip biçeceklerine yemin etmişlerdi.
68. sure (KALEM) 17. ayet (Resmi: 68/İniş:2/ Alfabetik:51)

Ki onları, onun içinde imtihan edelim. Kim Rabbinin zikrinden / Kur'an'dan yüz çevirirse Rabbi onu, gittikçe yükselen bir azaba sokar.
72. sure (CİN) 17. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)

Doğrusu, biz insanı karışım olan bir spermden yarattık. Halden hale geçiririz onu. Sonunda onu işitici, görücü yaptık.
76. sure (İNSÂN) 2. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)

İnsan böyledir; Rabbi kendisini deneyip de ona cömert davranır, nimet yağdırırsa: "Rabbim bana ikramda bulundu!" der. Ama Rabbi onu sıkıntıya uğratıp rızkını ölçüye bağlarsa: "Rabbim bana ihanet etti!" der
. 89. sure (FECR) 15. ayet (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)


3.                 Dünya hayatı ve dünyada verilen her şey sınavdır, Dünya sınav yeri, Dünyadakiler sınananlar ve sınav araçlarıdır. Küfre sapıp kötü işler yapanlar sınavı kaybederler.



Süleyman'ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Hârût ve Mârût adlı iki melek üzerine indirileni öğretiyorlardı. Oysa ki o iki melek, "Biz bir imtihan aracıyız, sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını açacakları şeyi öğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın âhırette hiç bir nasibi olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz benliklerini sattıkları şey ne kötüdür! Bir bilebilselerdi...
2. sure (BAKARA) 102. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık olasınız, resul de sizin üstünüze tanık olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet yaptık. Biz, eskiden üzerinde olduğunu kıble haline getirdik ki resule uyanı, ökçesi üstüne gerisin geri dönenden ayıralım. Bu, Allah'ın kılavuzluk ettikleri dışındakilere gerçekten zor gelecektir. Ama Allah imanınızı işe yaramaz hale getirmeyecektir. Şu da bir gerçek ki, Allah öncelikle insanlara karşı çok acıyıcı, çok merhametlidir
. 2. sure (BAKARA) 143. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Kadınlara, oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş yığınlara, salma atlara, davarlara ve ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar için süslenip püslenmiştir. Tüm bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah'a gelince, varılacak yerin en güzeli onun yanındadır.
3. sure (ÂLİ IMRÂN) 14. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Andolsun ki, siz onları Allah'ın izniyle öldürmekteyken, Allah size vaadini doğrulamıştı. Nihayet siz korkuya kapıldınız, yapılacak iş hususunda çekiştiniz. Ve Allah, sevdiğiniz şeyi size gösterdikten sonra isyan ettiniz. İçinizden bir kısmı dünyayı istiyordu, bir kısmınız ise âhireti istiyordu. Sonra sizi imtihan etmek için onlardan uzaklaştırdı. Yemin olsun, sizi affetmişti. Allah, müminlere karşı lütuf sahibidir.
3. sure (ÂLİ IMRÂN) 152. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)
 
Yemin olsun ki, mallarınızda da canlarınızda da imtihan edileceksiniz. Ve yemin olsun ki, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden de şirke batanlardan da incitici çok şey dinleyeceksiniz. Sabreder, takvaya sarılırsanız işte bu, iş ve oluşların en zorlularındandır.  3. sure (ÂLİ IMRÂN) 186. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Sor onlara o deniz kıyısındaki kentin durumunu. Cumartesi günü azıp sınır tanımazlık ediyorlardı. Sebt yaptıkları gün balıkları onlara akın akın gelirdi; sebt yapmadıklarında ise onlara gelmezdi. Yoldan sapmaları yüzünden onları böyle imtihan ediyorduk.
7. sure (A'RAF) 163. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Ve onları yeryüzünde birçok ümmetlere böldük. İçlerinde barışsever iyiler vardı ama böyle olmayan aşağılıklar da vardı. Belki dönerler ümidiyle onları güzelliklerle de kötülüklerle de imtihana çektik.
7. sure (A'RAF) 168. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihan aracıdır. Allah'a gelince, büyük ödül O'nun katındadır.
8. sure (ENFÂL) 28. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Onların malları da evlatları da seni imrendirmesin. İş sadece şudur: Allah onlara şu iğreti hayatta azap etmeyi ve canlarının küfre sapmış bir halde çıkmasını istiyor.
9. sure (TEVBE) 55. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Malları da evlatları da seni imrendirmesin. Allah bunlarla, dünyada onlara azap etmek istiyor. Kâfir olarak çıkaracaktır canları.
9. sure (TEVBE) 85. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

"Hani, kız kardeşin gidiyor, şöyle diyordu: 'Onun bakımını üstlenecek kişiyi size göstereyim mi?' Nihayet, seni annene geri döndürdük ki, gözü aydın olsun, tasalanmasın. Sen bir de adam öldürmüştün. O zaman seni gamdan kurtarmıştık. Seni iyice bir imtihana çekmiştik. Bunun ardından sen Medyen halkı arasında yıllarca kaldın. Sonra, belirlenen bir vakitte/bir kadere göre geliverdin, ey Mûsa!" 20. sure (TÂHÂ) 40. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Onlardan bazı çiftlere, kendilerini imtihan etmek için iğreti hayatın süsü olarak verdiğimiz nimetlere gözlerini dikme! Rabbinin rızkı hem daha hayırlı hem daha süreklidir.
20. sure (TÂHÂ) 131. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Her canlı, ölümü tadacaktır. Biz bir imtihan olarak sizi şer ile de hayır ile de deniyoruz. Sonunda bize döndürüleceksiniz.
21. sure (ENBİYÂ) 35. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Bu, Allah'ın; şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlara, gönülleri katılaşanlara bir fitne yapması içindir. Zalimler, geri dönülmez bir ayrılık ve kopuş içindedirler.
22. sure (HAC) 53. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Kendinde Kitap'tan bir ilim olan kişi de şöyle dedi: "Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm." Derken Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: "Rabbimin lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor. Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Rabbim Ganî'dir, cömerttir."
27. sure (NEML) 40. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Davûd dedi ki: "Vallahi, senin bir tek koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana zulmetmiş. Zaten ortaklardan birçoğu birbiri aleyhine haksızlık ve zulme sapar. İman edip hakka ve barışa yönelik işler yapanlar böyle değildir. Ama onlar da pek azdır." Davûd, kendisini imtihan ettiğimizi düşündü; hemen Rabbinden af diledi; rükû ederek yerlere eğildi ve Allah'a yöneldi.
38. sure (SÂD) 24. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

İnsana bir zorluk / zarar dokunduğunda bize yalvarır yakarır; sonra ona bizden bir nimet lütfettiğimizde şöyle der: "Bu bir ilim sayesinde verildi bana!". Hayır, öyle değil; o bir fitnedir ama onların çokları bilmiyorlar.
39. sure (ZÜMER) 49. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan ayetler vermiştik.
44. sure (DUHÂN) 33. ayet (Resmi: 44/İniş:64/Alfabetik:19)

Bir imtihan aracı olarak kendilerine dişi deveyi göndereceğiz. Artık gözetle onları ve sabret!  
54. sure (KAMER) 27. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

Ey iman edenler! Şu bir gerçek ki, eşlerinizin ve evlatlarınızın içinden size bir düşman vardır; onlara karşı dikkatli olun! Eğer affeder, ellerini tutar, hatalarını görmezden gelirseniz, kuşkusuz, Allah da affedici, merhamet edici olur. Şu da bir gerçek ki, mallarınız ve çocuklarınız bir imtihan aracıdır. Allah'a gelince, onun katında büyük bir ödül vardır.
64. sure (TEĞÂBÜN) 14. ayet (Resmi: 64/İniş:107 / Alfabetik:101)

Hanginizin daha güzel iş yapacağını belirlemek için sizi imtihana çekmek üzere ölümü ve hayatı yaratan O'dur. Azîz'dir O, Gafûr'dur
. 67. sure (MÜLK) 2. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)

O, mal ve servet arzusu yüzünden alabildiğine katıdır.
100. sure (ÂDİYÂT) 8. ayet (Resmi: 100/İniş:14/Alfabetik:2)

Yazıklar olsun arkadan çekiştirenlerin, kaş göz işareti yapıp alay edenlerin tümüne! O ki, mal biriktirdi, onu saydı da saydı, Sanır ki, malı sonsuzlaştıracaktır kendisini. Hayır, iş, sandığı gibi değil! Yemin olsun ki fırlatılıp atılacaktır o kırıp geçirene, yalayıp yutana / Hutame'ye.
104. sure (HÜMEZE) 1-4. ayet (Resmi: 104/İniş:32/Alfabetik:39)

ALLAH, DİLEYENİ SÜNNETULLAH’I ANLAYIP İMANI SEÇEN VE DOĞRU YOLDA İYİLİK VE GÜZELLİK ÜRETEN, HAKKI HAK BİLİP DE HAK İÇİN HAKKA VE HALKA HİZMET EDEN KULLARINDAN EYLESİN İNŞALLAH.


SÜNNETULLAH E KİTAP (MKA) DAN ALINTIDIR - M. Kemal Adal