İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

11 Aralık 2017 Pazartesi

KUDÜS VE MESCİD-İ AKSA KONUSUNDAKİ GERÇEKLER

KONUK YAZAR
HALUK GÜMÜŞTABAK

KUDÜS VE MESCİD-İ AKSA KONUSUNDAKİ GERÇEKLER
2017-12-08 10:37:00
İslam a öyle yanlış inançlar girmiş ki, bizler bunu araştırma ve Kur’an ile sorgulama gereği hiç duymayız. Hurafe ve batıl inançların neredeyse hepsi, Yahudi kaynaklıdır. Bu makalemin konusu KUDÜS, biz Müslümanlar için kutsal mıdır, ya da KUDÜS ün bizlerin inancında, çok önemli bir yerimi vardır? Kudüs ile bizlerin bağı nedir? Gelin bu konu üzerinde birlikte düşünelim, tabi hakemimiz, delilimiz yalnız Kur’an olsun. 
 
BİZLER İÇİN KUDÜS ÜN ÖNEMLİ OLUŞUNUN NEDENİ, BU BÖLGEDE YAŞAYAN FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN TOPRAKLARININ, YAHUDİLER TARAFINDAN İŞKÂL EDİLİP GADDARCA, ZALİMCE YOK EDİLMEYE ÇALIŞILAN, MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZİN OLDUĞU GERÇEĞİDİR. Bildiğiniz gibi KUDÜS Yahudiler, Müslümanlar ve Hıristiyanlar için çok önemli bir yer olduğu söylenir ve bu konuda birçok rivayetler anlatılır. Gerçekten biz Müslümanlar için, Mescidi Haram gibi çok önemli midir KUDÜS? 
 
Kudüs ün, biz Müslümanların ilk kıblesi olduğu söylenir ve bunun içinde önemli olduğu anlatılır. Gerçekten böyle bir bilgi Kur’an da var mıdır? Şöyle anlatılır, Müslümanlar namazlarını ilk önceleri Mescidi Aksaya dönerek kılarlardı, daha sonra Bakara 144. ayet indirildi ve namazlar Mescidi Harama dönerek kılınmaya başlandı diye, rivayet hadislerle ayet anlatılır. Ayet gerçekten namazlarınızı, bundan sonra Mescidi Harama dönerek kılın mı diyor? Gelin önce ayete bakalım, anlamaya çalışalım.
 
Bakara 144: Biz, yüzünü göğe doğru çevirdiğini görüyoruz. İşte şimdi, SENİ MEMNUN OLACAĞIN BİR KIBLEYE DÖNDÜRÜYORUZ. ARTIK YÜZÜNÜ MESCİD-İ HARÂM'A DOĞRU ÇEVİR. Siz de hepiniz, nerede olursanız olunuz, yüzlerinizi o tarafa doğru çeviriniz. Şüphesiz KİTAP EHLİ, PEYGAMBERİN, RABLERİNDEN GELEN GERÇEK OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİR. Allah onların yapmakta olduklarından habersiz değildir. (Bayraktar Bayraklı meali)
 
DİKKAT ETTİYSENİZ AYETTE, TEK KELİME BİLE SALÂT/YANİ NAMAZ KELİMESİ GEÇMİYOR. KUR’AN IN HİÇBİR AYETİNDE, DAHA ÖNCE MESCİDİ AKSA YA DÖNEREK NAMAZ KILINIYORDU, ONU DEĞİŞTİRDİM, NESH ETTİM, ARTIK MESCİD-İ HARAMA DÖNEREK NAMAZ KILIN DİYE BİR EMİR GÖREMEZSİNİZ. Peki, bu ayette ne anlatılıyor, artık yüzünüzü Mescidi harama dönün derken ne kast ediliyor? Gelin şimdide onu anlamaya çalışalım.
 
Peygamberimiz bildiğiniz gibi ÜMMİYDİ, yani hiçbir Ehli kitaba tabi değildi, ama gerçeklerin arayışı içindeydi. Yoldan çıkmış Kitap ehline bakarak, Allah ın böyle bir dini olamaz diye, sürekli yüzünü gökyüzüne çevirip, Allah a dua ettiğini anlıyoruz ayetten. Allah, seni memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz derken, burada kıble kelimesi EN DOĞRU YOL ANLAMINDA, yani seni memnun olacağın bir inanca yönlendiriyoruz diyor. ARTIK YÜZÜNÜ MESCİDİ HARAM A DOĞRU ÇEVİR DERKEN, LÜTFEN DİKKAT BURADA NAMAZ KILARKEN DEMİYOR, İMAN VE İNANÇ ADINA YÜZÜNÜ İBRAHİM İ DİNİN MERKEZİ VE SEMBOLÜ OLAN MESCİDİ HARAM A YANİ İSLAM A DÖN DİYOR. Devamında da Allah bizleri kast ederek, sizlerde hangi inancın takipçisi olursa olun, hepiniz İbrahim in arı, duru dinine İSLAM A yüzlerinizi çevirin diyor. 
 
BAKIN NAMAZDAN/SALÂTTAN BAHSEDİLİYOR MU? BAZI MEALLERDE, SANKİ HÂŞÂ ALLAH SÖYLEMEYİ UNUTMUŞÇASINA, PARANTEZ İÇİNDE NAMAZ KILARKEN DÖNÜN, DİYE İLAVE EDİYORLAR. Ayetin sonunda kitap ehlinin, elçilerine gönderdiği gerçekleri çok iyi bilirler diyor. Yani kitap ehli İbrahim in inancını çok iyi bilir diyor. Bakın Burada namazlarınızda, daha önce Mescidi Aksaya dönüyordunuz, artık bu ayetle Mescidi Harama dönerek namazlarınızı kılın emri var mı? Kesinlikle yok, Kur’an ın hiçbir ayetinde de göremezsiniz, ama Kur’an ın hiç bahsetmediği rivayetlere inanmakta bir sakınca görmüyoruz. Hurafe ve batıl inançlar, işte böyle ayetlere ilave edilmeye çalışılıyor. 
 
Allah namaz kılarken, bizlerin Kur’an da herhangi yöne dönerek, namaz kılmamızı asla istememiştir. Allah daha önce verdiği emri değiştirmiş olsaydı, bunu bizlere açıklar ve izah ederdi. Rivayetlerde, peygamberimizin, ehli kitabın namaz kılarken döndüğü bölgeye dönmek istemediği ve Allah ın elçisinin isteği doğrultusunda bunu değiştirdiği anlatılır. Buna nasıl inanırız, anlamak mümkün değil. Kur’an Bakara suresi 115. ayette bakın ne söyler bizlere. “DOĞU DA BATI DA ALLAH'INDIR, NEREYE DÖNERSENİZ ALLAH'IN YÖNÜ ORASIDIR. “
 
Gelelim Mescidi Aksa konusuna. İsra suresi 1. ayet örnek gösterilerek, bu ayetin devamında Peygamberimiz KÜDÜS ten MİRACA çıkmıştır diye inanılır. Her ne hikmetse bahsettikleri ayet Kur’an da geçiyor da, neden devamı yani MİRAÇ Kur’an da geçmiyor diye, hiç kimse sorma gereği duymuyor. Allah Kur’an ın sınırlarını aşmayın, kâfirlerden olursunuz demesine rağmen, nedense Allah ın uyarısını hiç dikkate almıyoruz ve Kur’an ın özüne tamamen ters düşen MİRAÇ konusunu, sorgulamadan kabul edip iman ediyoruz. İsra suresi 1. ayeti yazalım, üzerinde birlikte düşünelim. 
 
İsra 1: Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece MESCİD-İ HARAM’DAN ÇEVRESİNİ BEREKETLENDİRDİĞİMİZ MESCİD-İ AKSA’YA GÖTÜREN Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. (Diyanet meali)
 
Bu ayet örnek gösterilip, Allah ın elçisinin buradan sonra, MİRACA çıktığı rivayet edilir. Tabi Kur’an da asla geçmez, tek bir örneği dahi verilmez. Ama bizlerin rivayetlere karşı coşkun sevgimizden olsa gerek, buna inanmışız. Tabi söylenenleri sorgulamadan. İLGİNÇTİR, BUGÜN KUDÜSTE Kİ, MESCİD-İ AKSA ADIYLA GEÇEN MESCİDİN, KUR’AN DA GEÇEN MESCİT OLDUĞUNA İNANILIR. BUNUN OLMASININ MÜMKÜN OLMADIĞINI, KÜÇÜK BİR ARAŞTIRMAYLA ANLAYABİLİRSİNİZ. BU MESCİT PEYGAMBERİMİZİN VEFATINDAN, YILLAR SONRA YAPILMIŞ, ÖZELLİKLE KUR’AN DA GEÇEN İSİM MAKSATLI OLARAK VERİLMİŞTİR. 
 
AYETTE GEÇEN MESCİD-İ AKSA, BİR YERİN, MESCİDİN İSMİ DEĞİLDİR. BU KELİMENİN ANLAMI EN UZAK MESCİT ANLAMINDADIR, KESİNLİKLE HERHANGİ BİR YERDEN BAHSEDİLMEMEKTEDİR. Bahsetmiş olsaydı, bizler herhalde bu yeri de Kutsallaştırır, kim bilir neler yapardık, gerçi bahsetmediği halde yapıyoruzda. Ayette Allah elçisini, Mescidi Haram dan, yani İslam ın, İbrahimi dinin merkezi kabul edilen yerden, bereketli topraklardan geçerek,EN UZAK MESCİDE KADAR GÖTÜRMÜŞTÜR. Bunun nereleri kapsadığını, detayını Allah Kur’an da, asla bildirmemiştir.  Elbette bunun sebebi de vardır, Allah bilir bizler bilemeyiz. Belki bizler bu yerlerin neresi olduğuna dair, tahminde bulunabiliriz ama bunun bizlere bir getirisi, faydası yoktur. Olsaydı Allah bu konuda da detaylı bilgi verirdi. Önemli olan Allah elçisini, bahsettiği bölgeleri gezdirip, onun bazı gerçeklerle yüzleşmesini, dersler almasını sağlamıştır. Bu gezdirmenin, götürmenin nasıl olduğunu da tam bilemiyoruz. 
 
BURADAN DA ANLIYORUZ Kİ, KUDÜS BİZLERİN İNANCIMIZ ADINA KUTSAL BİR MEKÂNIMIZ DEĞİLDİR. AMA KUDÜS BUGÜN, MÜSLÜMANLARIN EZA VE CEFA GÖRDÜĞÜ, ADETA MÜSLÜMANLARIN YOK EDİLMEYE ÇALIŞILDIĞI, YAHUDİLERİN İŞKALİNDE BİR YERDİR. Yahudiler bu bölgeyi, yalnız biz Müslümanlar için değil, Hıristiyanlar içinde önemli bir bölge yapmayı başarmışlardır. Hıristiyanlar için adeta burası Hac bölgesidir. Hz. İsa nın,  bu şehirde çarmıha gerildiğine inanırlar. Çok daha ilginci Yahudiler, Hıristiyanlar arasında, özellikle Amerika da, Evanjelist mezhebinin kurulmasını sağlayarak, bu mezhep inananlarının da, devletin yönetim kadrosuna gelmesini sağlayıp, bakın nelere inandırmışlar.
 
“ YAHUDİLER, ALLAH IN VAAT ETTİĞİ KUTSAL TOPRAKLARA YERLEŞTİRİLMEDİĞİ SÜRECE, İSA MESİH DÜNYAYA GELMEYECEKTİR.”
 
Yahudiler yalnız bizim inançlarımıza değil, Hıristiyan inançlarına da işte böyle girmişler ve onları böyle yönetiyorlar. Amerika nın, Yahudilere devlet kurmalarının ve onları savunmalarının tek nedeni, bu düşünceye inanmalarından kaynaklanıyor. Allah ile aldatmak, demek ki her inancın başına bela.
 
Yahudiler, diğer Ehlikitabın içine soktukları yanlış bilgilerle, kendi topraklarının kutsallığını sağlamış VE ADETA İŞKÂL ETTİĞİ TOPRAKLARI, BAŞKALARININ KORUMASINI, DEĞER VERMESİNİ SAĞLAMIŞLARDIR. Bizlerde KUDÜS Ü din adına öyle kutsallaştırdık ki, bazı Hac turları önce Kudüs ü ziyaret ediyor, daha sonra Mekke ye geçiyorlar. Allah bizlere akıl fikir versin. ORAYA GİTTİĞİMİZDE, YAHUDİLERE KAZANDIRDIĞIMIZ PARAYI BİR DÜŞÜNÜN. BU KAZANDIRDIĞIMIZ PARALAR, MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZE KARŞI MERMİ, SİLAH OLARAK GERİ DÖNÜYOR. 
 
Değerli din kardeşlerim, bizlerin inancına girmiş batıl ve hurafe inançlarımızı, lütfen Kur’an süzgecinden geçirelim. Allah sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim diyorsa, Kur’an ın sınırlarını aşan, onun bahsetmediği, hiçbir bilginin lütfen ardı sıra gitmeyelim ve inanmayalım. İnanın çok pişman oluruz.
 
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
 

9 Aralık 2017 Cumartesi

BİR CUMA VAAZI HAKKINDA





BU YAZI DAHA ÖNCEDEN İLGİLİ KİŞİ VE KURUMLARIN ÖZELİNE, E- POSTA OLARAK TARAFIMDAN GÖNDERİLMİŞ OLDUĞUNDAN, HERKESE AÇIK OLARAK YAPTIĞIM AŞAĞIDAKİ  PAYLAŞIMDA,TARİH, YER, KİŞİ VE KURUM İSİMLERİ (....) İLE VURGULANMIŞ; ÖZELE GÖNDERİLMİŞ YAZI EKLERİNİN DE BLOKTAKİ LİNKLERİ VERİLMİŞTİR.

M. Kemal Adal


Sayın Vaiz Efendi,

(.....) günü (......) camisinde verdiğiniz, Cuma vaazınızı dinledim. Cuma namazı sonrası cenaze namazlarının bitimini müteakip yüz yüze görüşebilmek maksadıyla sizi araştırdığımda (.....)ü olduğunuzu ve o an itibariyle camide olmadığınızı öğrendim. (Eğer vaazı veren (.....)ü değilse, (.....)den aleni helallik diliyorum.)

Vaazınızın sonlarına doğru “vahy-i metluv”  “ ve “vahy-i gayri metluv” den bahsederek “Peygamberimizin hadis kitaplarındaki hadisleri de vahiydir. Kur’an ayetleri, “vahy-i metluv / okunan vahiy”; Hadisler, “vahy-i gayri metluv / okunmayan vahiydir”  dediniz. 

Hâşâ Kur’an’ı eksik; Hadis kitaplarını da Kur’an’ın eksiklerini tamamlayıcı ve açıklayıcıymış gibi, ikinci tür vahiy olarak “vahy-i gayri metluv” hakkında açıklamalar yaptınız.

Sayın vaiz, İtikadi olan bu konuda ne sizin ne de bir başka Allah kulunun hakkında “hüküm vermek” hakkım da değildir, haddim de değildir.  Ama Allah’ın koruması altındaki Kur’an ayetleri ile insan yazması hadis kitaplarındaki bütün “söz”leri bir tutmayı, (Dini Beyyine / delil olarak değer sıralamasını Kur’an, hadis, icma, kısas …olarak yaparak, önceliği Kur’an’a vererek bile olsa) dinin bir hükmü olarak eşdeğer saymayı, kendi nefsim için ŞİRK kabul ederim.

Kur’an’da ayetle bildirilmemiş, serbest bırakılmış hususlarda da Kur’an ayetleri ile verilmiş dini hükümlere ilave ve/ veya eksiltme sayılabilecek her sözü / hadisi de, “Allah’ın dinin gereği”  gibi söylemeyi ALLAH’A VE RESULÜNE YAPILMIŞ İFTİRA bilirim. Geleneği “din” yapmaktan da , “yalnız ve ancak Allah’a özgülenecek dini“  yozlaştırmaktan da Allah’a Sığınırım.

Bu sebeple vaaz konusu ile ilgili olduğunu gördüğüm ve Sayın vaizin sözlerine benzer şekilde ifade edilen, bir incelemeden alıntıladığım aşağıdaki  “Yanlış İddiaları” ve sadece Kur’an ayetleriyle delilendirilerek yapılan “Düzeltmeleri”, ALLAH RIZASI İÇİN HALKI İRŞAD ETMEKTE YARARLANILMASI VE KULLANILMASI İÇİN, bilgi, İnceleme, tetkik ve değerlendirmelerinize sunarım:

***


Yanlış İddia 1: Peygamberin her söylediği vahiydir. 53. Sure’nin 3. ve 4. ayetleri der ki, peygamber arzusuna göre konuşmaz; söyledikleri vahiy edilenden başkası değildir. Bu yüzden peygamberin hayatı boyunca söylediği her söz ve yaptığı her şey Allah’tan gelen vahiydir.

Düzeltme 1: Bakınız: EK-1. PEYGAMBERLERİN HER SÖYLEDİĞİ VAHİY MİDİR?

BAKINIZ:


https://kemaladal.blogspot.com.tr/2017/11/peygamberlerin-her-soyledigi-vahiy-midir.html

***


Yanlış İddia 2: Kuran Allah’a ve O’nun peygamberine itaat etmemizi istemektedir. Bu durumda Allah’a itaat etmek için Kuran’a, peygambere itaat etmek için ise Kuran dışındaki kaynaklara uymalıyız.

Düzeltme 2: Bakınız: EK 2. PEYGAMBERE İTAAT ETMEK İÇİN KURAN DIŞINDAKİ KAYNAKLARA MI UYMALIYIZ?

BAKINIZ:



***


Yanlış İddia 5: Ahzab Suresi 21. ayette şöyle denilmektedir: “Yemin olsun, Allah elçisinde sizin için, Allah’ı ve âhiret gününü arzu edenlerle Allah’ı çok ananlara güzel bir örnek vardır.” (33:21). O halde geleneksel din kaynaklarına ve peygambere isnat edilen hikâyelere bakmalıyız.

Düzeltme 5: Bakınız: EK – 5. PEYGAMBERİ ÖRNEK OLARAK İZLEMEK İÇİN KUR'AN DIŞI GELENEKSEL KAYNAKLAR GEREKİR Mİ?


BAKINIZ:




***


Yanlış İddia 6: Peygambere Kuran dışında, ona benzer bir vahiy daha indirilmiştir. Kuran’a benzeyen bu kaynak peygamberin davranışlarını içerir ve bu kaynak hadis kitaplarında bulunur.

Düzeltme 6: Bakınız: EK - 6. PEYGAMBERE KUR'AN DIŞINDA, HADİS KİTAPLARINDA BULUNAN KUR'AN'A BENZER BAŞKA BİR VAHİY İNDİRİLMİŞ MİDİR?


BAKINIZ:




***


Yanlış İddia 7: Kuran rehberlik için gereken her şeyi içermez. Dinle ilgili konularda kaynak olarak yeterli değildir.

Düzeltme 7: Bakınız: EK - 7. KUR'AN REHBERLİK İÇİN GEREKEN HER ŞEYİ İÇERİR Mİ?


BAKINIZ:



***


Yanlış İddia 8: Haşr Suresi’nde şöyle buyurulmaktadır: “Elçi size ne verdiyse onu alın, sizi neden alıkoyduysa ondan da sakının.” O halde geleneklerin ve hadis külliyatının bize öğreti olarak verdiklerini kabul etmeli, bizden yasakladıklarından kaçınmalıyız. Ayrıca Nisa Suresi 65. ayette belirtildiği gibi insanlar Allah’ın elçisini aralarındaki anlaşmazlıklarda hakem kabul etmedikçe ve onun kararlarına içten bir şekilde uymadıkça inanmış sayılmayacaklardır. Bu ayet de geleneksel kitapların ve hadis kitaplarının önemini vurguluyor.

Düzeltme 8: Bakınız: Ek - 8. PEYGAMBER KUR'AN DIŞINDA BAŞKA BİR DİNİ ÖĞRETİ, HÜKÜM TEBLİĞ EDER Mİ?


BAKINIZ:



***


Yanlış İddia 9: Vahiy iki türlüdür. Birincisi “vahy-i metluv” yani Kuran’da yer alan ve inananlara okunan vahiydir. İkinci tip vahiy ise “vahy-i gayri metluv”dur ki bu tip vahiy Kuran’da yer almaz. Bu ikinci tip vahyi, gelenek ve hadis kitaplarında bulabiliriz.


BAKINIZ:


Düzeltme 9: Bakınız: EK - 9. KUR'AN'IN DIŞINDA, GELENEK VE HADİS KİTAPLARINDA BULUNAN İKİNCİ BİR VAHİY TÜRÜ VAR MIDIR?


***


Yanlış İddia 12: Din ile ilgili konularda “akıl”a yer yoktur. Kutsal mesajı ya da atalarımızın yorumlarını akıl ile anlama teşebbüsünde bulunmamalıyız. Bize düşen onların bizi yönlendirdikleri şeye mütevazı bir şekilde boyun eğmektir. Aklın, Kuran ile ilgili konuları anlamakta kullanılması yasaklanmıştır. Bu yasağa uyarak, atalarımızın bize dinen doğru olarak sunduklarını takip etmeli ve aklımızı devreye sokmamalıyız.

Düzeltme 12: Bakınız: EK -12. AKLIN KUR'AN'I ANLAMAKTA KULLANILMASI YASAKLANMIŞ MIDIR?


BAKINIZ:



***


Yanlış İddia 13: Din adamları (imamlar, mollalar ve benzerleri) dinin muhafızlarıdır. Kutsal mesajın yorumlanmasında onları yegâne otorite olarak görmeli ve alçakgönüllü bir tavırla bize verdikleri bilgileri almalıyız. Din adamlarının doğruladığı hiçbir şeye karşı gelmemeliyiz çünkü onlar Allah’ın elçilerinin soylarından gelmektedirler.

Düzeltme 13: Bakınız: EK - 13. DİN ADAMLARI KUR'AN'I YORUMLAMADA, DOĞRULADIKLARI KARŞI GELİNMEZ OTORİTE MİDİR?


BAKINIZ:



*** 


(Vaazla doğrudan ilgili olmayan iddialar ve düzeltme ekleri yazıya konmamıştır.)

***
ALLAH’IN SELAM, RAHMET VE BEREKETİ İLE HİDAYET VE MAĞFİRETİ DİLEYENLERİN ÜZERİNE OLSUN.


T.C. / M. Kemal Adal 



10 Ek