TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN TEMEL TAŞLARI

|
||||

LAİKLİK
VE
MİLLİ BİRLİK
VE
MİLLİ BİRLİK

Biri; “Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir” diye söylenen “LAİKLİK”.
Diğeri, “Ne Mutlu Türküm Diyene” özdeyişinde ifadesini bulan “MİLLİ BİRLİK” idi.



*****
ÖZÜ SÖZÜNE UYMAK VE LAİKLİK
M. Kemal Adal

İlaveten:

















Dinde zorlama yoktur:
Dinde baskı -
zorlama - tiksindirme yoktur. Doğru ve güzel olan, çirkinlik ve sapıklıktan açık bir biçimde
ayrılmıştır. Her kim tâğuta sırt dönüp Allah'a inanırsa hiç kuşkusuz
sapasağlam bir kulpa yapışmış olur. Kopup parçalanması yoktur o kulpun. Allah,
hakkıyla işiten, en iyi biçimde bilendir. 2. sure (BAKARA) 256. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Onların iyiyi
ve güzeli bulmaları, senin üzerine bir borç değildir. Tam aksine, dilediğini / dileyeni iyiye ve güzele kılavuzlayan
Allah'tır. Nimet ve imkândan başkalarına bağışladığınız, esasında
sizin öz benlikleriniz lehinedir. Allah'ın yüzünü arzulama dışında bir şey için
infak etmiyorsunuz. İnfak ettiğiniz her nimet size tam bir biçimde geri
verilir. Ve siz, asla zulme uğratılmazsınız. 2. sure (BAKARA) 272. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ancak sizinle
aralarında antlaşma olan bir topluma sığınanlarla, kendi toplumlarıyla yahut
sizinle savaşma konusunda yürekleri yetersiz kalıp da size gelenlere dokunmayın. Allah dileseydi onları elbette sizin üstünüze salardı,
onlar da sizinle mutlaka savaşırlardı. O halde, sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış
eli uzatırlarsa, artık Allah size, üzerlerine gitmek için bir yol vermemiştir. 4. sure (NİSA) 90. ayet (Resmi:
4/İniş:98/Alfabetik:82)
Gerçek şu ki,
size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi
zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim. 6. sure (EN'ÂM) 104. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Eğer Rabbin
dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi toptan iman ederdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi
zorlayacaksın! 10. sure (YÛNUS) 99. ayet (Resmi:
10/İniş:51/ Alfabetik:109)
Ve de ki:
"Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin." Biz, zalimler için öyle bir ateş hazırladık ki, çadırı /
duvarı / dumanı onları çepeçevre kuşatmıştır. Eğer yardım dileseler, erimiş
maden gibi yüzleri pişiren bir su ile yardımlarına koşulur. O ne kötü içecek, o
ne kötü sığınak / dayanak! 18. sure (KEHF) 29. ayet (Resmi:
18/İniş:69/Alfabetik:54)





Biz onların neler
söylediklerini çok iyi biliyoruz. Sen onların üstüne bir zorba
değilsin. O halde, benim tehdidimden korkanlara sadece Kur'an'la
öğüt ver. 50. sure (KAF) 45. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
















VE








M. Kemal Adal
29 Nisan 2016 / İZMİR
*****
Lâiklik, aslında “adam olmak” ve “adam gibi yaşamak” tır ama, bizim “adam” anlayamamış.
Anayasa’dan çıkarılsın, böylece “dindar” lık olsun istiyor.
Diyelim ki onu çıkarıp, yerine dindarlığı yerleştirdin.Sahiden dindar mı olacaksın?
Dindarlık anayasa işi midir ki değiştirince olasın.
İman etmek için hukuk metni mi gerekir ki iman etmiş sayılasın.
Anayasadan lâikliği çıkardığında, misal;
Hırsızlık mı olmayacak?
Adam kayırma?
Rüşvet?
Yalan, riya?
İftira?
Emanetin ehline verilmesi?
Gıybet?
Yani, bunlar için lâiklik sana “olmaz” mı diyor?
Ya da bütün bunlar hakkındır, içinden ne geçiyorsa öyle yap mı demek istiyor?
Laiklik, inananın da, inanmayanın da inanıp inanmama özgürlüğünü sağlıyor.
Hangi dine inanıyorsan inan, ya da inanma; sana eşit vatandaşlık hakkı tanıyor.
Bilimi, çağdaşlığı öngörüyor.
İtirazın bunlara ise, lâikliği yok etmene gerek yok.
Önce adam ol!
Ha, dindarlık mı dedin?
Öyle çirkin, öyle ipe sapa gelmez örnekler yaşattın ki, din ve dindarlık, sayende sorgulanır hale geldi.
Masum çocuklara tecavüzü, “bir defalıkla bir şey olmaz” vicdansızlığına terk ederek…
Hırsızlığı, “hazineden çalmayınca sayılmaz” kalıbına oturtarak…
Ananın diz kapağından tahrik olduğunu söyleyerek…
Kaynananın elinin öpülmesini, 6 yaşındaki öz çocuğunun kucağa alınıp sevilmesini…
Hangi kitapta bulduysan, bunları günah sayarak…
Yetmedi;
Kilise papazlarının cennetin anahtarını sattığı gibi,
Sen de 130 dolara yanmaz kefen pazarlamaya kalkıştın.
Görüldüğü gibi,
Anayasa ile ne lâik, ne dindar olunabiliyor.
Önce insan olmak gerekiyor.
From: ARZU TÜRK
Sent: Wednesday, April 27, 2016 3:11 AM
To: kirmizigunluk@googlegroups.com
Laikliğin yalnızca din ve devlet işlerinin birbirinden
ayrılması demek olduğunu düşünenler yanılıyorlar. Laiklik müslümanın da
hristiyanın da musevinin de budistin de ateistin de inanma ya da inanmama
özgürlüğüdür. Başka bir dinin egemen olmamasıdır. Devletin her dine eşit
mesafede yaklaşmasıdır.
Bize laikliği yanlış bir şey gibi göstermeye
çalışanlar amaçlarına ulaşamayacaklardır. Çünkü ardımıza dönüp baktığımızda ne
yapmamız gerektiğini satır satır anlatan bir Gençliğe Hitabe'miz ve bunu
öğütleyen ulu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk vardır.
İşte; "Ulu Önder Atatürk'ün, Laiklik ile İlgili Her Zaman Hatırlanması
Gereken 15 Sözü".

#3
#4
#5
#6

#7

#8

#9
Türkiye Cumhuriyetinde, her yetişkin dinini seçmekte hür olduğu gibi, belirli bir dinin merasimi de serbesttir. Yani, ibadet hürriyeti vardır. Tabiatı ile ibadetler, güvenlik ve genel adaba aykırı olamaz; siyasi gösteri şeklinde de yapılamaz. Geçmişte çok görülmüş olan bu gibi durumlara artık Türkiye Cumhuriyeti asla katlanamaz.
#10
Laik hükumet kavramından dinsizlik manası çıkarmaya çalışan fesatçılara fırsat vermeyiniz.
#11
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.
#12

#13

#14

#15
Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar.
Bu yazının bir cümlede özü ve özeti: MÜSLÜMAN, KUR'AN'IN IŞIĞINDA MÜMİN (İNANMIŞ)
İSE, LAİK OLMALIDIR.
*****
ANLAYAMAMIŞ

Mehmet Necati Güngör


















İtirazın bunlara ise, lâikliği yok etmene gerek yok.














| ![]() | ![]() ![]() | ||
ATATÜRK'ÜN, LAİKLİK İLE İLGİLİ HER ZAMAN HATIRLANMASI
GEREKEN 15 SÖZÜ
To: kirmizigunluk@googlegroups.com



#1

Din
bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine
saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sade din işlerini,
millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan
tutucu hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.
#2

Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin
ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de
demektir.
#3

Din ve mezhep herkesin vicdanına kalmış
bir iştir. Hiç kimse hiçbir kimseyi, ne bir din, ne de bir mezhebi kabul etmeye
zorlayabilir. Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz.
#4

Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi,
sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek
dindarlığın gelişmesi imkânını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak
isteyenler, İlerleme ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış
doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.
#5
Softa sınıfının din simsarlığına izin
verilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler. İğrenç kimselerdir. İşte bu
duruma karşıyız ve buna müsaade etmiyoruz
#6

Bunun
gibi bağlı bulunmakla inanmış ve mutlu olduğumuz İslam dinini, yüzyıllardan
beri alışılmış olduğu üzere, bir politika aracı durumundan kurtarmak ve yükseltmek
gerektiği gerçeğini görüyoruz. Kutsal ve tanrısal olan inanç ve vicdanlarımızı
karışık ve türlü renkte bulunan ve her türlü çıkarlar ve tutkuların alanı olan
siyasetten ve siyasetin bütün ögelerinden bir an önce kesinlikle kurtarmak,
milletin dünya ve ahiret mutluluğunun emrettiği bir zorunluluktur. Ancak
böylece İslam dininin yüceliği gerçekleşir.
#7

Vatandaşları içinde çeşitli dinlere
mensup unsurlar bulunan ve her din mensubu hakkında adil ve tarafsız tutum ve
davranışta bulunmaya ve mahkemelerinde vatandaşları ve yabancılar hakkında eşit
adalet uygulamakla vazifeli olan bir hükümet, fikir ve vicdan hürriyetlerine
uymaya mecburdur.
#8

Bizim
dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir.
Allah'ın emrettiği şeyi, kadın ve erkek beraber olarak ilim ve kültür
edinmeleridir. Kadın ve erkek, bu ilim ve kültürü aramak ve nerede olursa oraya
gitmek ve onunla dolu olma zorundadır. İslam ve Türk tarihi tetkik edilirse
görülür ki bugün kendimizi bir türlü kayıtları bağlı zannettiğimiz şeyler
yoktur. Türk sosyal hayatında kadınlar ilim, kültür ve diğer hususlarda
erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileriye gitmişlerdir.
#9
Türkiye Cumhuriyetinde, her yetişkin dinini seçmekte hür olduğu gibi, belirli bir dinin merasimi de serbesttir. Yani, ibadet hürriyeti vardır. Tabiatı ile ibadetler, güvenlik ve genel adaba aykırı olamaz; siyasi gösteri şeklinde de yapılamaz. Geçmişte çok görülmüş olan bu gibi durumlara artık Türkiye Cumhuriyeti asla katlanamaz.
#10

Laik hükumet kavramından dinsizlik manası çıkarmaya çalışan fesatçılara fırsat vermeyiniz.
#11
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.
#12

Büyük
dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler
çağdaş olmayı kafir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış
tefsiri yapanların maksadı İslam'ın kafirlere esir olmasını istemek değil de nedir?
Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.
#13

Bizim
dinimiz en makul ve en tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din
olmuştur. Bir dinin tabi olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması
lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur.
#14

Bizi
yanlış yola sevk eden soysuzlar bilirsiniz ki, çok kere din perdesine
bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep din kuralları sözleriyle aldata
gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz... Görürsünüz ki milleti mahveden,
esir eden, harabeden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülükten
gelmiştir.
#15
Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar.
DİP NOT.

M. Kemal Adal
29. Nisan. 2016 /İzmir.