İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

10 Mart 2018 Cumartesi

HAYATIN İÇİNE GİREMEYEN DİN


KONUK YAZAR

10 Mart 2018
Hayatın içine giremeyen dinSorun Nurettin Yıldız sorunu değil. Sorun birkaç hocanın verdiği fetva sorunu da değil. Sorun dini anlama ve yaşama sorunudur. Dolayısı ile Nurettin yıldız bu sorunun ortaya çıkmasına neden olan ileri uçlardan sadece biridir o kadar..
             
Eğer sorunu doğru görmezseniz çözümünü de üretemezsiniz. İslam Dünyasının en temel sorunu yaşayan bir din oluşturamamaktır.  Diyeceksiniz ki İslam yaşamıyor mu?

Hayır yaşamıyor.

Onu toplumsal hayatın hiçbir yerinde görmüyoruz. Sizin gördüğünüz ve adına din dediğiniz şey, dini ritüellerden ibaret. Namaz, oruç, umre hac vs.. Bunlar, dinin yaşadığını değil, ritüelleştiğini (törensel niteliğe büründüğünü, şekil haline geldiğini) gösterir.

Peki, yaşayan din hangisidir?

Yaşayan din, hayatımızın her anında davranışlarımıza yansıyan tüm ilişkilerimizde önemsediğimiz ve dikkate aldığımız dindir.

Örneğin dinin en temel değerlerinden biri nedir?

Adalet!

Öyle ise herkesin hayatın her yerinde özen göstereceği, pratiğe dökeceği şey adalettir. Sınav yaparken, işe eleman alırken, arazi bölüştürürken, ihale düzenlerken, arsa alıp satarken, mahkemede şahitlik ederken, alışverişte alıp-satarken adil olursanız İslam hayatın içinde demektir.

Dürüstlük.

Ölçülülük.

Hakka riayet.

Fikri namus.

Cesaret.

Vb..

Erdemlerden bazılarıdır.

Aynı zamanda ahlaktır.

Aynı zamanda namusluluktur.

Çünkü erdemsiz namus ve ahlak olmaz.

Ahlakın konusu nedir?

İyi, doğru güzel olandır.

İyiye, doğruya, güzele uygun davranıyorsan ahlaki kalibren yüksektir. Değilse düşüktür. Bu sebepledir ki adalet iyidir.

Cömertlik iyidir.

Namusluluk iyidir.

Özü sözü bir olmak, tutarlılık iyidir.

Haysiyetli olmak iyidir.

Ama kibir kötüdür..

Yalancılık ve insanları aldatma kötüdür.

Başkalarının hakkını çalma, tecavüz, hakaret kötüdür.

Öyle ise, bütün erdemler ahlakı içerir.

İşte bütün bunlar hem evrensel değerlerdir ve hem de İslam'ın değerleridir.

Eğer bir cemaat, tarikat, siyaset, ideoloji hem dindarım iddiasında ve hem de elinde bir liste ile A, B, C, D bakanlığına gidip, "bunlar bizim adamlarımız. Al bunları işe" diyorsa, İslam'a ait bütün değerler sistemini çiğnemiştir. Bu cümleyi kurduğu anda elindeki listede bulunanlardan çok daha iyi ve başarılı olan bütün ötekilerin hakkını bilerek ve isteyerek çalmak amacındadır. Bu da doğru ahlaki eylemin bilinçli olarak ters yüz edildiğinin göstergesidir.

Siyasetten sanata, hukuktan bürokrasiye tüm ülkede Müslümanlar tarafından değerleri çiğnenen ve katledilen bir din var: İslam!

Evet, hiçbir ülkede erdemler ve ahlaki tüm değerler motamot yaşanmaz. Ama bütün iyi yönetilen ülkelerde hâkim düşünce, erdemsizliği, ahlaksızlığı, cezalandırır, hakkı üstün tutar.

Nurettin Yıldız ve benzerleri, tarihin çeşitli dönemlerinde daima olmuştur. Bundan sonra da olmaya devam edecektir. Önemli olan topyekûn İslam âlemine çekidüzen verecek, Farabîler bulabilmekte. Çünkü büyük aklın ışığına ihtiyacımız var. Aksi halde sığ düşüncelerin elinde yüce bir din her gün göğsüne bir hançer yiyecek ve asla kanayan yarası kurumayacaktır.

O ışık siyaset aklı değildir. Hatta hiç değildir. Siyaset mümkünse, kutsaldan elini çeksin ve kendi işine baksın.

Bize başkası lazım..


Kaynak Yeniçağ: Hayatın içine giremeyen din - Ahmet GÜRSOY

Selam...
​ T.C. / M. Kemal Adal 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder