İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

6 Nisan 2017 Perşembe

HZ. MUHAMMED HÜKÜM KOYAR MI?



Hz Muhammed as Hüküm Koyar mı?

Bu makalemizde “İslami konularda hüküm koyma yetkisi Allah’ın dışında Hz.Muhammed (as)'ada verildi mi?” sorusunun cevabını Kur'an dan almaya gayret edeceğiz. 

Bu soru asırlardır tartışılan, fakat alimler tarafından bir türlü fikir birlikteliği sağlanamamış konulardan birisidir. Öncelikle konu ile alakalı “Hz.Muhammed (as) hüküm koyabilir” iddiasında bulunanların delillerini kısaca paylaşalım isterseniz. 


“Hz.Muhammed (as) da hüküm koyabilir” iddiasında olan kesim, aşağıda mealen verilmiş ayetleri delil göstererek onun da hüküm koyabileceği kanaatine varmışlar. Bu ayetler; 

4 Nisa 13-14 Bu (hükümler) Allah'ın koyduğu sınırlarıdır. Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere sokar. İşte bu büyük başarıdır. Kim de Allah'a ve Peygamberine isyan eder ve O'nun koyduğu sınırları aşarsa, Allah onu ebedî kalacağı cehennem ateşine sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.

33 Ahzab 36 Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır. 

9 Tevbe 29 Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah'ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslâm'ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın. 

3 Aliimran 31-32 De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. De ki: "Allah'a ve Resulüne itaat edin." Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez."

7 Araf 157 - Onlar, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları Resûle, o ümmî nebiye uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. 

7 Araf 158 - De ki: "Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah'ın hepinize gönderdiği resulüm. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, diriltir ve öldürür. O hâlde, Allah'a ve O'nun sözlerine iman eden Resûlüne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız."
 

Peki bu ayetleri nasıl anlamalıyız? Bu soruyu 5 başlık altında inceleyelim;


1-
Yukarıda ki ayetlere aynı yaklaşım tarzı ile başka bir ayete bakalım.

33 Ahzab 57 - Şüphesiz Allah ve Resûlünü incitenlere, Allah dünya ve ahirette lânet etmiş ve onlara aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.

 Görüldüğü gibi ayette “Allahı ve Resulünü incitenler” ibaresi üstteki ayetlerde geçen formatın aynısı gibidir. Bu benzerlik bize şunu anlatır. Eğer yukarıda geçen ayetlerdeki “Allah ve Resulü” ibaresindeki Allahı cc ayrı, Resulü ayrı, birbirinden bağımsız düşünmek zorundaysak, 33/57 de ki ayeti de birbirinden bağımsız, Allah cc ayrı, Resulü ayrı düşünmek zorunda kalırız. Böyle bir durumda da Allahı incitenler ve Resulü incitenler dememiz lazım ki, bunu düşünmek olacak iş değildir. Çünkü müşrikler Resulü incitebilir fakat hiçbir kuvvet Allahı incitemez. 

Bu ayette anlatılmak istenen, tabiri caizse Allah cc , “Resule yapılan bana yapılmıştır” mesajını vermiştir. 

O nedenle Yukarıdaki “Allaha ve Resulüne” ibarelerini ayrı ayrı değil, tek Allah (cc) olarak düşünmemiz gerekir. 


2-
Allah cc Nebilerden, Resule tabi olacaklarına dair söz almıştı. 

Ali-imran 81 Hani, Allah Nebilerden, "Andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir Resul geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz" diye söz almış ve, "Bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?" demişti. Onlar, "Kabul ettik" demişlerdi. Allah da, "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım" demişti. 

4 Nisa 69- Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği Nebilerle, sıddîklarla, şehidlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır. 

Ali-imran 81 inci ayette açık ve net bir şekilde Nebilerden, Resule itaat istenmiştir. Demekki Nebinin manası ayrı, Resulün manası ayrıdır. Öncelikle her peygamber hem Nebidir, hem Resuldür. Peygamber önce Nebi ünvanını alır, sonra Resul olur. Biraz daha açalım isterseniz.

Nebe, haber demektir. Nebi, haberi alan demektir. 

Resul, haberi ilgilisine ulaştırandır.

Yani Hz.Muhammed (as), Allah cc tarafından seçilip Vahiyle haberdar edildiğinde Nebi unvanını alır. 

Sonra haberdar edildiği Vahyi muhataplarına ulaştırarak Resul unvanı alır.

 Ahzab suresi 40. Ayette Hz.Muhammed (as) ile ilgili 3 kimlikten bahsedilir,

1-
 
Mekkeli, Abdullah’ın oğlu Hz.Muhammed (as). Bu kimliği onun doğumundan ölümüne kadar sürekli var olan bir kimliğidir.

2-
 
40 Yaşında, Vahiy kendisine verildiği andan itibaren ise Nebidir. 40 yaşından, ölümüne kadarki ikinci kimliği Nebi olur.

3-
 
Kuranı tebliğ ederken ki aldığı unvan ise Resul olur. Allah dan kendisine gelen Vahyi insanlara ulaştırdığı esnada ise Resul kimliği devreye girer.

 Doç.Dr. Zeki Bayraktar’ın yukarıdaki anlatımla alakalı bir şema hazırlamış. Biz de sizlerin İstifadenize sunmak amacıyla aşağıda benzerini hazırladık.





3-
Nisa suresi 13-14 üncü ayetleri inceleyelim şimdi

Nisa suresini 1. Ayetten itibaren okumaya başlar ve 13. Ayete kadar gelirseniz göreceksiniz ki, Allah cc kendisine asi olunmaması gerektiği, akrabalık bağları, yetimlerin malları, Evlilik mevzu, Evlenen kadınların mehirleri, Miras hukuku ile alakalı bir çok konuda hükmünü açıklıyor. 13. Ve 14. Ayetler de “işte bunlar Allahın cc hudutlarıdır. Kim Allaha ve Resulüne itaat ederse, Allah onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere koyar. Kim de Allaha cc ve Resulüne isyan eder, hudutlarını aşarsa, Allah onu ebedi kalacakları cehenneme sokar ” diye bildiriyor.

 Bu ayetlerin üzerinde birazcık tefekkür edersek, mevzu gün yüzü gibi açığa çıkıyor aslında. Rabbimiz 1. Ayetten, 13. Ayete kadar hudutlarını Resulü aracılığıyla bize bildirdi. Devamında ise; kaynağı Allah olan ve Resul (Hz.Muhammed as) tarafından bize tebliğ edilen hudutların çiğnenmemesi halinde, yani Allah'a ve Resulüne itaat edilmesi halinde mükafat alınacağını, asi olunduğu taktirde cezalandırılacağı bize net bir biçimde bildirilmiştir. 

 Ayetlerin öncesine ve sonrasına bakıldığı zaman görülüyor ki, sayılan hükümlerin sonunda belirlenen hudutlarda kalmanın “Allaha ve Resulüne itaate” bağlandığını görüyoruz. 

4-
Yani Resule (sav) itaat, Allah'a (cc) itaattir. 

4 Nisa 80- Kim resule itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, biz seni onlara bekçi göndermedik.

 Resul = Haberi getirendir. 

 Kişinin resul olabilmesi için başka bir kaynaktan haber alması ve bu haberi eksiksiz iletmesi gerekir. 

 Resul Hz.Muhammed as da Allah'tan aldığı haberi eksiksiz olarak iletmekle yükümlüdür ve Resul, Allah'ın vahyi dışında bir şey söyleyemez (69 Hakka 44-47).

 Resul kendinden bir şey katmadığı içinde “Allaha ve Resulüne” ibaresindeki Resul direk Allaha gider.(5 Maide 67) 

 Bu bağlamda, (Nebi Muhammet as.'ın ağzından çıkan her söz değil sadece Kur'an mesajının tebliği olan - MKA) Resul Muhammet as ın hadisi (sözü) Kurandır  ve Her mü’min bu hadise (yani, Resul Muhammet as ın Kur'an'daki mesajın / haberin tebliği olan bu sözüne- MKA) tabi olmak zorundadır. 

 Çünkü En güzel söz, Allah’ın cc sözüdür.(39 Zümer 23)

Çünkü;

5-
Hüküm Koyucu Yalnız Allah'tır 

[6 Enam 114] «Allah size Kitap'ı açık açık indirmişken O'ndan başka bir hakem mi isteyeyim?» Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun gerçekten Rableri katından indirilmiş olduğunu bilirler. Öyleyse, sen şüpheye düşenlerden olma!

[18 Kefh 026] De ki: «Onların ne kadar kaldıklarını en iyi Allah bilir. Göklerin ve yerin gaybı O'na aittir. O, ne mükemmel görendir! O ne mükemmel işitendir! İnsanların O'ndan başka dostu yoktur. O, hiç kimseyi hükmüne ortak kılmaz.» 
[018.027] [DI] Rabbinin Kitap'ından sana vahyolunanı uy; O'nun sözlerini değiştirecek yoktur. O'ndan başka bir sığınılacak da bulamazsın.

Net bir şekilde görüyoruz ki Allah cc hükmünde ortak tanımamaktadır. Hüküm koymak yalnızca Allahın cc tekelindedir.

Doğrusunu Allah bilir...

"Rabbim sözlerimizdeki hatalarımızdan ötürü affet"


Yazan :
Serdar ÇAPAR - 11/03/2015
Hata ve eklemeler için : kuranbilinci@gmail.com
Not : Çalışmaları hazırlarken yararlandığımız kişileri ve kaynakları zikretmeye çalıştık. Unuttuklarımız varsa haklarını helal etsin. Hepsine teşekkür ederiz.


Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder