YAŞAR NURİ ÖZTÜRK’ÜN YORUMUYLA
ŞİRK-1
Yaşar Nuri ÖZTÜRK’ün “İslam Nasıl Yozlaştırıldı”
isimli kitabından alıntıdır.
www.hanifdostlar.net
www.kuranmuslumani.com
ŞİRK NEDİR? NEDEN EN BÜYÜK GÜNAHTIR?
Şirk ve şirket, ortaklık
demektir. Aynı kökten gelen şerik ise ortak demektir. Kur’an bu şerik sözcüğünün çoğulu olan şüreka kelimesini Allah’a ortak koşulanlar anlamında defalarca
kullanmaktadır. Şirke bulaşana müşrik denir. Çoğulu müşrikun veya müşrikin sözcükleridir.
Kur’anın bir numaralı
düşmanı, hatta tek düşmanı şirktir.
“Şirk gerçekten çok büyük bir zulümdür.” (Lukman, 13)
Şirk bütün
zulümlerin anasıdır. Allah’a karşı en büyük ihanet ve kahpelik de şirktir. Bunun
içindir ki Allah, günahları affedeceğini yüzlerce kez tekrarlamakta, şirk dışındaki
sürçmelerin (küfür de dâhil) affedilebileceğini söyleyerek İslam Dini dışında
kalanlara da ümit ve ufuk açmaktadır ama söz şirke geldiğinde, tavrını birden
değiştirip şirke batık olarak ölenlerin
ebediyen kurtulamayacağını hükme bağlamaktadır. (bk. Nisa,48, 116)
Bu böyle olduğu içindir ki biz “Kur’an Mümini” sıfatıyla şunu duyurmak borcunda olduğumuzu
düşünüyoruz: İslam’ın yozlaştırılmasında
temel olumsuzluk, tevhidin bilinmemesi değil
şirkin bilinmemesi oldu.
İslam’ın bir numaralı yozlaştırıcıları olan Emeviler, tevhidin öğretilip öğrenilmesini engellemediler; şirkin doğru tanınmasını engellediler. Bu da Müslüman kitleler için en büyük
felaket oldu.
Kur’an, Allah da dâhil her şeyi zıtlık
esası üzere tanıtır. Varlık ve oluşu tanımada temel ilke zıtlıktır. Din de
zıtlık ilkesiyle tanınır. Dinde bu ilke tevhit-şirk (birlik-panteon veya
şirket) polaritesi halinde işler.
Bunun en çarpıcı
görünümü tevhidin formül cümlesi olan Kelimei tevhit’te
dikkat çeker: “Lailahe İllallah:
Allah’tan başka ilah yok!” Bu formülün kelime kelime çevirisi şudur: Hiçbir İlah yok, sadece Allah var. Dikkat edilirse formülde öncelikle sahte ilahlar siliniyor., onun ardından gerçek tanrı öne çıkarılıyor. Yani “var”ı göstermeden önce “yok” tanıtılıyor.
Kelimei Tevhit, Kur’an dininin temel kabullerinden en küçük ayrıntılara kadar tüm
alanlarda işler. Dinin adı İslam konmuştur… İslam, teslimiyet demektir. Tevhit formülünü uyguladığımızda
karşımıza şu çıkıyor: Hiçbir teslimiyet yok, sadece Allah’a teslimiyet var.
İslam, Allah’a
teslimiyettir demek işin yarısıdır. Diğer yarısını yakalamak içinşöyle deriz: İslam, Allah’tan başka hiçbir kudrete teslim olmamaktır.
Şimdi de buyruklardan birisi olan namazı alalım. Formül cümle, namazın üzerine oturtulmadan gerçek namazı
anlamanız mümkün olmaz.
Şöyle demeliyiz: Hiçbir namaz yok, sadece Allah
için namaz var.
Devam ettirelim: Hiçbir
secde yok, sadece Allah’a secde var. Hiçbir oruç yok, sadece Allah için oruç
var.
Tevhit böylece hayatı yaşayan
insanla, hayatı veren kudret arasında
sürekli bir beraberlik kurar. Buna Kur’an dilinde “ihsan”
denir. Her an
Allah’ı görüyormuşsun gibi davranmak. Sen O’nu görmüyorsan da O seni
görüyor…
Şirk, işte bu ihsan
bilinç ve yaşayışını zedeleyen veya parçalayan illettir. Bunun içindir ki dini gönderen
kudretin en büyük düşman hedefi şirktir.
Kur’an ne ateizmden söz eder ne de dinsizlikten. Esasında
felsefi-kozmik
anlamda ateist insan yoktur. Böyle olunca da dinsiz insan
yoktur.
Kur’an,sahte ilah ve
sahte dinden şikayetçidir; ateizm ve dinsizlikten değil. Çünkü ateizm ve
dinsizlik yoktur. İnsanoğlu kendi anladığı
Tanrı’ya inanmayana ateist, kendi anladığı dine
inanmayana dinsiz demektedir. Gerçekte
ne ateist vardır, ne de dinsiz; sahte ilahlara kul olanlar, sahte dine teslim
olanlar vardır. Yani müşrikler vardır…
Kelimei tevhit’le formüllendirilen polaritede kutuplardan
herhangi birini gereğince tanımadığınızda ötekini tanımanız mümkün olmaktan
çıkar. Bu da sizi, o kutupla ilgili tüm tespit, tavır ve eylemlerinizde yanlış
yapmaya mahkum eder.
İslam dünyası bugün
de şirki tanımıyor. Böyle olunca tevhidi yani dinini tanıması mümkün olmaz. Tevhit
tanınmayınca tevhit dininin vaatleri insan hayatına giremez. Tevhitten beklenen
bereket, barış, nimet, esenlik, mutluluk sürekli uzaklarda, göklerde kalır.
Bugün dünya şirkin
pençesindedir. İnsanlığın büyük çoğunluğunun
şirke
bulaşmamış bir imandan yoksun olduğu ve olacağı Kur’anın açık beyanları arasındadır. (bk. Yusuf, 106) Rabbin bu beyanı,
elbetteki haktır ve tecelli edecektir. Etmiştir. İnsanlık Dünyası, şirkin onlarca türüyle yara bere içinde kıvranmaktadır.
Dünyayı şirke karşı uyaran ve
donatan kaynak Kur’an idi. Kur’anın iman
çocuklarının şirki tanımaz hale
gelmeleri, bir talihsizlik olmuştur. İslam dünyası da
şirkin pençesinde kıvranmaktadır. Belini doğrultamamasının sebebi budur. Allah hiçbir kitleyi günahları, eksikleri yüzünden perişanetmez;
perişanlık ve hüsran sadece şirkin sonucudur.
İslam dünyasının en
büyük felaketinin şirk olacağını ve bu şirkin gizli-maskeli bir yapıda
olacağını, Hz. Resul asırlar önceden haber vermiştir. Ve bunun, ümmeti adına
kendisini korkutan bir numaralı musibet olduğunu da söylemiştir.
(3 YAZININ 1.YAZISIDIR)
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder