UYDURULAN DİN KUR’ANDAKİ DİN. XXXVI. BÖLÜM - 14: KURAN'DA İNANÇ KONULARI, NAMAZ, ZEKÂT, ORUÇ,
HAC -14
T. KURAN'DAKİ ORUÇ
Kuran-ı
Kerim'in Bakara Suresi'nin 183,184,185 ve 187 numaralı dört ayetinde oruçla
ilgili tüm bilgiler verilir.
Bu dört ayeti inceleyen kişi oruçla ilgili bilmesi gereken her
noktayı öğrenir. Bu ayetler şöyledir:
183-
Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi, sizin de üzerinize yazıldı. Umulur ki sakınırsınız.
Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi, sizin de üzerinize yazıldı. Umulur ki sakınırsınız.
184- Sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta veya yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Zorlukla dayananlar, fidye olarak bir yoksulu doyurmalıdır. Kim gönülden bir hayır yaparsa, bu da kendisi için hayırlıdır. Oruç tutmanız bilirseniz sizin için daha hayırlıdır.
185-
Ramazan ayı ki;
insanları doğru yola ileten, apaçık ve ayırt edici olan Kuran onda
indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya tanık olursa, onda oruç tutsun. Hasta
ya da yolculukta olanlar tutamadığı gün sayısınca diğer günlerde. Allah sizin
için kolaylık ister, zorluk istemez. Bu, sayıyı tamamlamanız, sizi doğru yola
ilettiğinden dolayı Allah'ı yüceltmeniz içindir. Umulur ki şükredersiniz.
2-
Bakara Suresi 183, 184, 185, 187
Arka arkaya gelen bu dört ayetten orucu öğreniyoruz. Bu ayetleri
incelersek oruç hakkındaki tüm bilgiyi öğrenmiş oluruz. Bu ayetlerin de
ışığında orucu şöyle değerlendirebiliriz:
1-
Oruç
Kuran'ın emrettiği, üzerimize yazılmış bir farzdır.
(2-Bakara Suresi 183)
2-
Oruç
Ramazan ayında tutulur. (2-Bakara
Suresi 185) Ramazan Kuran'ın indirildiği aydır ve
oruç bu ayın günlerinde tutulur.
Ramazan,
Ay takviminin bir ayıdır. Ay'ın hareketlerine göre belirlenir. Ay'ın
görünmesiyle başlayan bu ayın başlangıcını astrolojik hesaplarla aylar, hatta
seneler önce bilebiliriz. Günümüzde bu ayın başlangıcını takvimlerle çok
önceden ve çok rahat bir biçimde bildiğimiz için Ay'ı gözetlememize gerek
kalmamıştır. Günümüzde Ay ve Güneş tutulması gibi çok daha kritik gök olayları
bile senelerce önceden, hem de nereden en iyi gözlemlenebileceğiyle beraber
bilinmektedir.
Bazıları
"Biz takvimlere itibar etmeyiz, Ay'ı gözetleriz, gök yüzünde Ay'ı
gördüğümüz zaman, Ramazan ayı başlar" demişlerdir. Üstelik Ay'ı ilk
görene ödüller de vaat edilince, ne hikmetse her sene takvimden bir gün önce
Ay'ı gördüğünü iddia edenler çıkmış ve Müslümanlar'ın kimi Ramazan ayına bir
gün önceden başlamışlardır.
Son
zamanlarda bu hatanın düzeltildiğini ve astronomiye dayalı hesabın geç de olsa
bazılarınca da kabullenildiğini görüp seviniyoruz. Yoksa her sene Ay'ın
görülmesinin mümkün olmadığı bir gecede Ay'ı, ödül için bir gün önceden
gördüğünü iddia eden birinin çıkması yine devam edecekti. İnşallah artık bu
komediye son verilir ve bilimden yararlanmanın Allah'ın bir rahmeti olduğu
anlaşılır.
3- Hastalık, ya da yolculuk sebebiyle oruç tutamayanlar tutamadıkları
günlerin sayısı kadar başka günlerde oruç tutarlar.(2-Bakara
Suresi 184)
Buna
karşılık orucunu kasten bozanın arka arkaya 61 gün oruç tutması gerektiği
uydurma hadis ve mezheplerin bir izahıdır, Kuran'da böyle bir izah geçmez.
Kuran'da,
Hacla
ilgili bazı eksikliklerde orucun fidye olarak tutulması (2-Bakara Suresi 196),
Yanlışlıkla
ölüme sebebiyet verip, köle affetme cezasını yerine getiremeyenlerin iki ay
kesintisiz oruç tutması (4-Nisa Suresi 92),
Yemin
bozanların kefaret olarak oruç tutması (5-Maide Suresi 89),
Hacda
avlanma yasağını çiğneyenin kefaret olarak oruç tutması (5-Maide Suresi 95),
Hanımlarını
cahiliye adetlerinde olduğu gibi anası, kız kardeşi gibi yakın akrabası ilan
edip, boşanmaya kalkmanın cezası olan köle azadını yerine getiremeyenlerin,
kesintisiz iki ay oruç tutması geçer (58-Mücadele Suresi 4).
Görüldüğü
gibi Kuran, bazı suçların cezasında orucun, suçun dünyevi bir karşılığı olarak
tutulmasını söyler. Tüm bu detayları veren Allah, orucun kasten bozulmasının
iki ay kesintisiz oruç tutma gibi bir cezası olsaydı, bunu da açıklardı. Madem
ki açıklamamıştır; böyle bir ceza yoktur.
Yukarıdaki
suçları incelersek, bu suçlardan kiminin oluşma ihtimali binde birden bile az
bir ihtimaldir. İnsan hayatında olma ihtimali bu kadar az olan şeyleri
açıklayan Allah'ın, kişilerin kasten oruç bozması gibi olma ihtimali çok daha
yüksek olan bir olayın özel bir cezası olması gerekseydi, bunu açıklamamış
olması hiç mümkün müdür?
4- Oruca zorlukla dayananlar bir yoksulu doyuracak kadar fidye
verirler. (2-Bakara Suresi 184)
Bazı
mezhepçiler "zorlukla dayanma" ifadesini yaşlılık, iyileşmeyen hastalık
gibi ifadelerle sınırlamaya çalışmışlardır. Bu şekildeki yorumlar, Allah'ın
ifadesini şahsi görüşle sınırlamaya çalışmanın bir ürünüdür.
Eğer gerekseydi Allah kendisi bu sınırlamayı yapardı. Allah oruca zorlukla dayananların, bir yoksulu doyuracak şekilde fidye vermelerini öngörmüş ve zorlukla dayanmaya bir kayıt getirmemiştir.
5- Orucun vakti tan yerinin
ağarmasıyla başlar.
Bu vakitte (tan yerinde) siyah ipliğin
beyaz iplikten ayrılması ifadesi açıklanırken; tan yerinde beyazlığın, ufukta yatay
uzanan bir ip gibi görülmesinden dolayı, tan yeri ağarmasına ip dendiği
söylenir.
Ayrıca kimileri Arapça'daki "hayt (ip)"
kelimesinin mecazen renk anlamında kullanıldığını söylerler. Bu açıklamalarla
ve "sizce" ifadesiyle, orucun başlangıç vaktinin tan yerinin hemen
başı değil, aydınlık ve karanlığın birbirinden seçilebildiği zaman olduğu
söylenmiştir.
Şimdiki takvimlerde orucun başlangıcı
tedbiren tan yerinin hemen başı olan ilk ışık belirtileriyle başlamaktadır.
Yani bu izahlara göre orucun başlangıcında bir miktar daha esneklik olduğu
düşünülebilir.
Orucun süresi geceye dek devam eder.
Kuran'da günün gece ve gündüz diye iki kısım olduğunu görüyoruz. Orucun bitiş zamanı gecenin başı yani gündüzün sonudur. (2-Bakara
Suresi 187)
6-Oruç gecesi kadınlara yaklaşabileceğimiz söylenir.
(2-Bakara Suresi 187)
Yaklaşma
kelimesi mecazi anlatımlı bir kelimedir. Kadın erkek cinselliği için aynı
şekilde de "beraber olma" gibi deyimler kullanılmakta, bu
deyimle cinsel ilişki kastedilmektedir.
Yine
2-Bakara Suresi 187. ayette orucun başlangıç vaktine kadar yiyebileceğimiz ve
içebileceğimiz söylenir.
Böylece
orucu oluşturan üç unsur olan: 1- Yememe 2- İçmeme 3- Cinsel ilişkiye girmemenin,
oruç vaktinde yerine getirilmesi anlaşılır.
Belirtilen
zaman dilimi içinde bu üçünün yapılmamasıyla oruç gerçekleşir. Orucun bitiş
vakti olan gecenin başlangıcından sonra bunlar serbesttir.
Kan
vermenin, kusmanın, küfretmenin, kavga etmenin orucu bozduğu şeklindeki
izahlar uydurmadır. Orucu oluşturan unsurlar bellidir. Yeme, içme ve cinsel
ilişki dışında hiçbir şey orucu bozmaz.
Görüldüğü gibi Kuran'ın anlattığı oruç, Kuran'ın bu dört ayetinde
açıklanmıştır. Bu ayetler dışında oruçla ilgili izahlar gereksizdir. Oruç
adına ne anlaşılacaksa bu dört ayetten anlaşılmalıdır.
UYDURULAN DİN VE KUR'AN'DAKİ DİN E- KİTAPTAN ALINTILANMIŞTIR.
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder