(DİNİ ANLAMADA)
KURAN YETER Mİ?
Kashif
Ahmed Shehzada
Çeviren:
Afşin Bilgili
Redaktör:
Mecid Demir
KURAN’IN, DİNİ ANLAMADA YETERLİ OLDUĞU GÖRÜŞÜNE KARŞI
GETİRİLEN İTİRAZLARIN İNCELENMESİ – 11
Yanlış İddia 11: Kuran, bazı ayetlerinde elçinin, Kitap’ın ve
“hikmet”in (yani bilgeliğin) bilgisini vermekle görevli olduğunu belirtir.
Kitap ile Kuran kastedilirken, hikmet ile Kuran dışında, okunmayan, peygambere
verilmiş ve gelenek kitaplarında bulunan gizli bir vahiy kastedilir.
Düzeltme 11
Daha önce de
belirttiğimiz gibi, Kuran bir kavram verdiği zaman onu havada bırakmaz, açıklar.
Bazı Kuran ayetlerinde Allah’ın elçisinin, Kitap’ın ve hikmetin bilgisini vermekle görevli olduğu söylenir.
Bazı Kuran ayetlerinde Allah’ın elçisinin, Kitap’ın ve hikmetin bilgisini vermekle görevli olduğu söylenir.
İşte
bu noktada, Kuran bizlere Kitap’ın ve hikmetin ne olduğunu açıklamaktadır:
“‘Rabbimiz! İçlerinden onlara, senin ayetlerini okuyacak,
kendilerine Kitap'ı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyip arındıracak bir
elçi gönder. Sen, evet sen, Yücesin, Bilgesin.’” (2:129)
“Yemin olsun ki, Allah müminlere lütufta bulunup onları
minnettar bırakmıştır: Kendi içlerinde onlara öyle bir elçi gönderdi ki, onlara
Allah’ın ayetlerini okuyor, onları temizleyip arındırıyor, onlara Kitap'ı ve
hikmeti öğretiyor. Oysaki onlar, bundan önce açık bir sapıklığın tam
içindeydiler.” (3:164)
Yukarıdaki
ayetlerde ve birçok benzerlerinde elçinin Kitap’ı ve bilgeliği vermekle görevli
olduğu söyleniyor.
Kitap ile kastedilenin Kuran olduğunu aşağıdaki ayetler
göstermektedir:
“Elif. Lâm. Mîm. İşte sana o Kitap! Kuşku yok onda. Bir
kılavuzdur o, sakınanlar için.” (2:1-2)
“Rabbinin Kitapı'ndan sana vahiy edileni oku. Onun
kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O'ndan başka bir sığınak da bulamazsın.”
(18:27)
Ancak
gelenekselciler, hikmet yani bilgelik ile kastedilenin Kitap dışında bir kaynak
olduğunu ve bu kaynağın elçiye indirilen başka tür bir vahiy olduğunu iddia
etmektedirler. Onlara göre hikmet olarak tanımlanan, okunmayan, bu gizli vahiy
Kuran’da yer almaz. Bu kişilerin iddiasına göre hikmet olarak tanımlanan vahiy
ancak onların mezhepleri tarafından onaylanmış geleneksel kaynaklarda yer alır.
Ne
var ki geleneksel kaynakları hikmet yani bilgelik olarak tanımlamak çok
hatalıdır. Zira, aşağıda da şahit olacağımız gibi Kuran kendisinden hikmet olarak bahsetmektedir.
Kuran’daki kutsal değerleri sıraladıktan sonra Allah şöyle buyurmaktadır:
Kuran’daki kutsal değerleri sıraladıktan sonra Allah şöyle buyurmaktadır:
“İşte bunlar, Rabbinin sana vahiy ettiği hikmetlerdir. Allah ile
birlikte başka ilah edinme; sonra kınanmış ve uzaklaştırılmış olarak cehenneme
atılırsın.”
(17:39)
Bu
ayet Kuran’ın kendisinin hikmet olduğunu göstermektedir.Hikmet, yani bilgelik,
Allah’ın Kitap’ının niteliklerinden birisidir.
Kamer
Suresi’nde bu gerçek tekrar edilmiştir:
“Andolsun onlara, kötülüklerini engelleyecek nice önemli
haberler gelmiştir. Bu, büyük bir hikmettir. Fakat uyarılar yarar sağlamıyor.” (54:4-5)
Son
olarak, hikmetin Kuran dışında, okunmayan bir vahye karşılık geldiğini iddia
edenlerin yanıldıklarını aşağıdaki ayet de göstermektedir. Ayet, hikmetin
okunan bir vahiy olduğunu anlatıyor. Ayette
peygamberin eşlerine şu hatırlatma yapılıyor:
“Evlerinizde Allah’ın ayetlerinden ve hikmetten okunanları
hatırlayın. Kuşkusuz, Allah Latîf'tir, Haberdar’dır.” (33:34)
Yukarıdaki
ayet açıkça ortaya koymaktadır ki, hikmet de okunmaktadır, dolayısı ile bu ayet
hikmetin okunmayan bir vahiy türü olduğu iddiasını geçersiz kılmaktadır.
Daha
önce gördüğümüz gibi Kuran, hikmetin Kuran dışında bir vahiy olmadığını, ancak
Kuran’ın niteliklerinden birisi olduğunu ortaya koymaktadır. Allah tüm elçilerine
“Kitap”ı, yani toplum için gerekli olan yasa ve emirleri, vermiştir. Bunun
yanında Allah insanlara o yasaların ardındaki bilgeliği ve gerekçeyi de
vermiştir. Böylece bizi, o kutsal yasayı toplumumuzda uygulamakla elde
edeceğimiz faydaları düşünmeye çağırmıştır.
Bu
konuda bir örnek verelim. Örneğin, Kuran bir ayetinde inanan kadınlara iffetli
giyinmelerini öğütledikten sonra bu yasanın arkasındaki bilgeliği -yani
hikmeti- şöyle açıklıyor:
“Bu (giyim tarzı), onların tanınmaları ve incitilmemeleri için çok
daha uygun bir yoldur. Allah Bağışlayan’dır, Esirgeyen’dir.” (33:59)
Birçok
ayet Kuran’dan bilgeliklerle -hikmetlerle- dolu kitap olarak bahseder.
Aşağıdaki iki ayet gibi:
“Yâ. Sîn. Yemin olsun o hikmetlerle (bilgeliklerle) dolu
Kuran'a ki, hiç kuşkusuz, sen, gönderilen elçilerdensin.” (36:1-3)
“Elif. Lâm. Mîm. İşte sana, o hikmetlerle (bilgeliklerle)
dolu Kitap'ın ayetleri. İyilik ve güzellik sergileyenlere bir merhamet ve bir
kılavuz olarak.” (31:1-3)
Ayetlerin de gösterdiği gibi, hikmet Kuran’ın dışında,
okunmayan bir vahiy türü değildir. Tersine hikmet, Allah’ın Kitap’ının bir
ismidir ve kutsal yasaların arkasındaki akıl ve mantığa karşılık gelir.
Hikmet kavramı ile kastedilenin mezheplerin geleneksel kitapları
olduğunu iddia edenlere şu sorulmalıdır: Allah, Kuran boyunca Davut
Peygamber’e (2:215), İsa Peygamber’e (3:48), İbrahim Peygamber’in takipçilerine
(4:54) ve Lokman Peygamber’e de (31:12) hikmet verdiğini söylemektedir. Eğer Allah gerçekten de hikmet
ile geleneksel mezhep kitaplarını kastediyorsa, bu peygamberlere de geleneksel
mezhep kitapları mı verilmiştir?
DİP NOT:
Son Güncelleme: 12 Kasım 2017 / İZMİR
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder