(DİNİ ANLAMADA)
KURAN YETER Mİ?
Kashif
Ahmed Shehzada
Çeviren:
Afşin Bilgili
Redaktör:
Mecid Demir
KURAN’IN, DİNİ ANLAMADA YETERLİ OLDUĞU GÖRÜŞÜNE KARŞI
GETİRİLEN İTİRAZLARIN İNCELENMESİ – 6
Yanlış İddia 6: Peygambere Kuran dışında, ona benzer bir vahiy daha
indirilmiştir. Kuran’a benzeyen bu kaynak peygamberin davranışlarını içerir ve
bu kaynak hadis kitaplarında bulunur.
Düzeltme 6
Allah, Kuran’a benzer
ya da denk bir kaynak olduğunu kesin bir şekilde reddetmiştir. Aşağıdaki ayet bu
gerçeği açıkça ortaya koyuyor:
“De ki: Andolsun, bu Kuran'ın bir benzerini ortaya koymak
üzere insan ve cin toplulukları bir araya gelseler, birbirlerine destek de
olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler.” (17:88)
Peki
Kuran bu ayette gördüğümüz gibi, kendisinin bir benzeri olmadığını söylerken,
“Allah’ın elçisine Kuran’ın benzeri bir kaynak verildi” diyebilir miyiz?
Tur
Suresi’nin aşağıdaki ayeti durumu daha da netleştirecektir. Tur Suresi’nde
inanmayanlara şu şekilde meydan okunuyor:
“Yahut ‘Onu kendisi uydurdu!’ mu diyorlar? Hayır, onlar
inanmazlar. Eğer doğru iseler onun benzeri bir ‘hadis’ (söz) getirsinler.” (52:33-34)
Allah, kendisine inanmayanlara
Kuran’a benzer bir “hadis”, yani “söz” getirmeleri konusunda bu ayetle meydan
okuyor. Allah “Eğer doğru sözlü iseler onun benzeri bir
‘hadis’ getirsinler” diyerek hiçbir hadisin, hiçbir sözün Allah’ın
Kitap’ına benzer ya da denk olamayacağını vurguluyor.
Bakara
Suresi’nde de hiç kimsenin Allah’ın Kitap’ına denk ya da benzer bir şey ortaya
koyamayacağı söyleniyor:
“Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye
düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sure getirin, eğer iddianızda doğru iseniz
Allah’tan başka şahitlerinizi de çağırın. Bunu yapamazsanız -ki elbette yapamayacaksınız-
yakıtı, insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden sakının. Çünkü o ateş,
inkârcılar için hazırlanmıştır.” (2:23-24)
Yukarıdaki ayetler Kuran’a benzer ya
da denk bir sözün olamayacağını açıkça gösteriyor.
KURAN EN GÜZEL
HADİSTİR
Kuran’dan, daha önce de değindiğimiz gibi 69:40’ta elçinin sözü olarak bahsedilmiştir. Başka bir ayette de, Kuran, “ahsen-ül-hadis”, yani “en güzel hadis, en güzel söz” olarak tanımlanmıştır.
Şimdi sözü geçen bu ayeti alıntılıyoruz:
“Allah, hadisin (sözün) en güzelini, birbirine benzer iç
içe ikili mânalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden
korkanların, bu Kitap'ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve
hem de gönülleri Allah’ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitap, Allah’ın,
dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de
saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz.” (39:23)
Kuran kendisini en güzel hadis (söz)
olarak nitelendirirken, Allah’ın elçilerinin gerekli olan hadislerini
(sözlerini) de içerdiğini anlatır. (Bakınız 20:9, 51:24, 79:15)
Allah
birçok ayette Kuran’dan hadis (söz) diye bahsetmektedir:
“Şimdi sen, bu hadise (söze) inanmazlarsa, belki de
arkalarından kendini eritircesine üzüleceksin.” (18:6)
“Bu da ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır. Yaklaşmakta
olan yaklaştı. Onu Allah’tan başka açığa çıkaracak yoktur. Şimdi siz bu hadise
(söze) mi şaşıyorsunuz?” (53:56-59).
“Hayır! Yıldızların yerlerine yemin ederim -ki bilirseniz,
gerçekten bu, büyük bir yemindir- şüphesiz bu, onurlu bir Kuran'dır, korunmuş
bir kitaptır. Onu ancak temizler kavrayabilir. Evrenlerin Rabbinden
indirilmiştir. Siz bu hadisi (sözü) mü küçümsüyorsunuz? Allah’ın verdiği rızka
karşı şükrü, onu yalanlamakla mı yerine getiriyorsunuz?” (56:75-82)
“Bu hadisi (sözü) yalanlayanla beni baş başa bırak.
Onları, bilmedikleri yerden yakalayacağız.” (68:44)
Allah
bir yandan Kitap’ını, elçisinin sözü olarak nitelendirirken, bir yandan da
bizleri en güzel hadis olan Kuran dışında bir hadisi kabul etmememiz konusunda
uyarıyor.
Aşağıdaki ayetler Allah’ın Kitap’ı olan Kuran’ın, elçiye verilen hadis olarak yeterli olduğunu ispatlıyor:
Aşağıdaki ayetler Allah’ın Kitap’ı olan Kuran’ın, elçiye verilen hadis olarak yeterli olduğunu ispatlıyor:
“Onlar artık bundan sonra hangi hadise (söze)
inanacaklar.” (77:50)
“Göklerin ve yerin egemenliğine, Allah’ın yarattığı her şeye
ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O halde Kuran'dan sonra
hangi hadise (söze) inanacaklar?” (7:185)
“Hadis (söz) bakımından Allah’tan daha doğru kim vardır!”
(4:87)
Görüldüğü
gibi Allah kendi Kitap’ı dışında bir hadisi (sözü) takip etmememiz konusunda
bizi kesin olarak uyarmıştır.
Ayetlerde de görüldüğü gibi Kuran, Allah’ın onay verdiği tek hadistir:
Ayetlerde de görüldüğü gibi Kuran, Allah’ın onay verdiği tek hadistir:
“İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir; sana bunları hak olmak
üzere okuyoruz. Öyleyse onlar, Allah’tan ve O'nun ayetlerinden sonra hangi
hadise (söze) inanacaklar? Vay haline, her yalancı ve günahkâr kişinin! O,
Allah’ın kendisine okunan ayetlerini işitir de sonra büyüklük taslayarak sanki
hiç onları duymamış gibi direnir. İşte onu acı bir azap ile müjdele!
Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman onlarla alay eder. Onlar için alçaltıcı
bir azap vardır!” (45:6-9)
Aşağıdaki
ayet göstermektedir ki Kuran uydurulmuş bir hadis ya da bir söz değildir:
“Yemin olsun ki, onların hikâyelerinde, aklını ve gönlünü
çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kuran, uydurulacak bir hadis (söz)
değildir; aksine o, kendisinden öncekileri tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı
kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.” (12:111)
Kuran
böyle bir ifade kullanarak, Kuran’da yer almayan, insanlar tarafından uydurulan
hadislerin varlığına da işaret etmektedir. Lokman Suresindeki ayetler bu
anlamda önemlidir:
“İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce
saptırmak için hadis (söz) eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir. İşte
böylelerine rezil edici bir azap vardır. Ayetlerimiz ona okunduğunda,
böbürlenerek yüzünü çevirir. Sanki onları hiç işitmemiştir, sanki kulaklarında
bir ağırlık vardır. İşte böylesini, korkunç bir azapla muştula.”
(31:6-7)
Ayette bahsedilen bu kişiler inananları
Allah yolundan saptırmak için “lahval hadis” yani “söze dayalı eğlence /
boş söz” kullanmaktadırlar. Yukarıdaki
ayet ayrıca bu insanların Kuran’ın rehberliğini duyduklarında kibirlendiklerini
ve ayetlerden yüz çevirdiklerini söylemektedir.
Bu insanlarla ilgili daha detaylı bilgi Enam Suresinde verilmektedir:
Bu insanlarla ilgili daha detaylı bilgi Enam Suresinde verilmektedir:
“Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını
düşman kıldık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler
fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlardı. Artık onları uydurdukları
şeylerle baş başa bırak. Ki ahirete inanmayanların gönülleri ona ısınsın, ondan
hoşlansınlar ve işledikleri suçu işlemeye devam etsinler.” (6:112-113)
Ve
Allah başka bir surede de şöyle buyuruyor:
“Biz senden önce hiçbir elçi ve peygamber göndermedik ki,
o bir şey tasarladığında / okuduğunda, şeytan onun düşünce ve dileği içine bir
şey atmış olmasın. Ama Allah, şeytanın attığını siler, sonra kendi ayetlerini
sağlamlaştırır. Allah Bilen’dir, Bilge'dir. Bu, Allah’ın; şeytanın attığını,
kalplerinde hastalık olanlara, gönülleri katılaşanlara bir deneme yapması
içindir. Zalimler, geri dönülmez bir ayrılık ve kopuş içindedirler.”
(22:52-53)
Ayetlerin
anlattığı gibi, bu aldatıcı sözleri üretenler İslam’ın düşmanlarıdır. Ne yazık
ki ayette de bahsedildiği gibi insanlar bu uydurmalara yönelebilmekteler.
Şeytani akıllar bu uydurmaları Allah’a isnat etmektedirler:
“O (Şeytan) size ancak kötülüğü, çirkini ve Allah hakkında
bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.” (2:169)
Şeytanın,
Allah’a ve elçisine isnat edilen aldatıcı sözlerini takip edenler kendilerini
doğru yol üzerinde sanmaktadırlar. Bu insanlar Kuran’ın mesajına karşı bilgisiz
ve kördürler:
“Kim Rahman'ın Zikri'ni (Kuran’ı) görmezlikten gelip ondan
uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur. Bu
şeytanlar onları yoldan saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hâlâ doğru yol
üzerinde olduklarını sanırlar.” (43:36-37)
Bizler
bu şeytani uydurmalara karşı tetikte olmalı, Allah’ın Kitap’ında yer alan
gerçek kutsal öğretilere yoğunlaşmalıyız.
Yukarıda değinilen tüm
ayetler göstermektedir ki Kuran’a benzer ya da denk bir şey yoktur. Yine
ayetler göstermektedir ki Kuran, elçinin sözü ve Allah’ın elçisine verdiği
hadistir. Ayrıca Allah insanlara Kuran’dan sonra hangi “hadis”e inanacaklarını
sormuş, şeytani fikirlere sahip insanların yanlış sözler uyduracağını ve
bunları kutsal gerçekler olarak sunacağını bize ayetleriyle bildirmiştir.
Biz
inananlara düşen sadece Allah’ın Kitap’ına tutunmak ve din diye sunulan
uydurmalardan uzak durmaktır.
DİP NOT:
Son Güncelleme: 7 Kasım 2017 / İZMİR
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder