TABİAT (GÖKLER VE YER)
2.
TABİATIN DÜZENİ - 3
d)
Dağlar
(1)
Dağlar, Üzerine Kur’an İndirilseydi Çatlayıp Yarılırdı
Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her
halde sen onu huşû ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz bu
örnekleri insanlara hep veriyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler. 59.
sure (HAŞR) 21. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35
(2)
Dağlar,
Allah Tecelli Edince Paramparça Oldular,
Musa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi
de kendisiyle konuşunca şöyle konuştu: "Rabbim, göster bana kendini,
göreyim seni." Dedi: "Asla göremezsin beni. Ama şu dağa bak. Eğer o
yerinde durabilirse, sen de beni görebileceksin." Rabbi dağa tecelli
edince onu parça parça etti. Ve Musa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince
şöyle yakardı: "Tespih ederim o yüce varlığını, tövbe edip sana yöneldim.
İman edenlerin ilkiyim ben." 7. sure (A'RAF) 143. ayet
(Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif
ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim
ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi. 33. sure (AHZÂB) 72. ayet
(Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
(3)
Dağlar,
Kıyamette Yürütülecek, Paramparça Edilecek,
Gün olur, dağları yürütürüz de yeryüzünü çırılçıplak
görürsün. İnsanları huzurumuzda toplamış, içlerinden hiçbirisini hesap dışı
bırakmamışızdır. 18. sure (KEHF) 47. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Sana dağlardan soruyorlar. De ki:
"Rabbim onları un ufak edecektir." 20. sure (TÂHÂ) 105.
ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Ve dağlar bir yürüyüşle yürür. 52.
sure (TÛR) 10. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)
Dağlar bir serpilişle serpildiğinde, 56.
sure (VÂKIA) 5. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)
Yer ve dağlar yükletilip birbirine bir çarpılışla parça
parça edildiğinde, 69. sure (HÂKKA) 14. ayet (Resmi: 69/İniş:78/Alfabetik:34)
Dağlar, atılmış, renkli yün gibi olur. 70.
sure (MEÂRİC) 9. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)
O günde ki yer ve dağlar sarsılır ve dağlar eriyip akan bir
kum yığınına dönüşür. 73. sure (MÜZZEMMİL) 14. ayet (Resmi: 73/İniş:3/Alfabetik:74)
Dağlar un ufak edilip savrulduğunda, 77.
sure (MÜRSELÂT) 10. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)
Dağlar yürütülmüş, bir serap
oluvermiştir. 78. sure (NEBE) 20. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)
Dağlar yürütüldüğünde, 81.
sure (TEKVÎR) 3. ayet (Resmi: 81/İniş:7/Alfabetik:103)
Dağlar, didilmiş renkli yün gibi olur. 101.
sure (KAARİA) 5. ayet (Resmi: 101/İniş:30/Alfabetik:47)
(4)
Dağları
Yerinden Oynatacak Tuzaklar
Tuzaklarını kurmuşlardı ama Allah katında da onlar için
tuzak var. Zaten onların tuzakları dağları yerinden oynatacak türden olsa neye
yarar! 14. sure (İBRÂHİM) 46. ayet (Resmi: 14/İniş:72/ Alfabetik:40)
(5)
Dağların
Üzerinde-İçlerinde, Ev-Barınak Yapmak
"Hatırlayın ki, Allah sizi Ad'dan sonra halefler yaptı
ve yeryüzünde sizi yerleştirdi. O'nun düzlüklerinde saraylar kuruyorsunuz,
dağlarını yontup ev yapıyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini anın da fesat
çıkararak yeryüzünü berbat etmeyin." 7. sure (A'RAF) 74. ayet (Resmi:
7/İniş:39/Alfabetik:9)
Dağlardan güvenli güvenli evler
yontuyorlardı. 15. sure (HİCR) 82. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Rabbin, balarısına şöyle vahyetti:
"Dağlardan evler edin, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan
da..." 16. sure (NAHL) 68. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler oluşturdu.
Dağlardan sizin için sığınak evler yaptı. Sizin için, sıcaktan koruyacak
elbiselerle savaşta koruyacak elbiseler de yaptı. İşte nimetini üzerinizde
böyle tamamlıyor ki, O'na teslim olup esenliğe ulaşabilesiniz. 16.
sure (NAHL) 81. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
"Keyif içinde, dağlardan evler
yontuyorsunuz." 26. sure (ŞUARA) 149. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik: 94)
6)
Dağlarda Deliller, İzler, İşaretler, İbretler Vardır
Yeri uzatıp döşeyen ve onda oturaklı dağlar ve nehirler
vücuda getiren O'dur. Bütün meyvalardan kendi içlerinde ikişer çift yaratmıştır
O. Geceyi gündüze sarıp bürümektedir O. Bütün bunlarda derin derin düşünecek
bir topluluk için elbette ayetler vardır. 13. sure (RA'D) 3. ayet
(Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Kendisiyle, dağların yürütüldüğü yahut
yerkürenin parçalandığı yahut ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an mı olsaydı!
Hayır, iş ve oluşun tümü Allah'ındır. İman edenler hâlâ ümidi kesip anlamadılar
mı ki, Allah dileseydi elbette insanlara tümden hidayet verirdi. O küfre
sapanlara gelince, sanayi olarak ürettiklerinin sonucu halinde başlarına gülle,
tokmak türünden belalar inmeye devam edecek yahut o belalar onların yurtlarının
yakınına konacak. Ta, Allah'ın vaadi gelinceye değin. Allah, vaadine asla ters
düşmez. 13. sure (RA'D) 31. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Yeryüzünde kasılıp kabararak yürüme!
Çünkü sen, yeri asla yırtamazsın, uzunlukça da dağlara ulaşamazsın. 17.
sure (İSRÂ) 37. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Bu söz yüzünden neredeyse gökler çatlayacak, yer
parçalanacak, dağlar yıkılıp çökecek; 19. sure (MERYEM) 90. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Yoksa yeri bir karargâh yapıp şurasına
burasına nehirler serpiştiren, üzerine dayanaklı dağlar konduran ve iki deniz
arasına bir engel yerleştiren mi hayırlı? İlah mı var Allah'ın yanında!? Hayır!
Ama onların çokları ilimden nasipsizliği sürdürüyorlar. 27.
sure (NEML) 61. ayet (Resmi: 27/ İniş:48/Alfabetik:81)
Sen dağlara bakar da onları donuk, durgun görürsün. Oysaki
onlar, bulutların dolaştığı gibi dolaşmaktadır. Her şeyi güzel ve mükemmel
yapan Allah'ın sanatıdır bu. Yaptıklarınızdan gereğince haberdardır O. 27.
sure (NEML) 88. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Görmedin mi, Allah, gökten bir su
indirdi. Onunla, renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan da yollar
var; beyaz, kırmızı, değişik renklerde. Ve simsiyah yollar da var. 35.
sure (FATIR) 27. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
Yeryüzünü de biz uzatıp yaydık; denge noktaları yerleştirdik
ona ve bitirdik onda, bakanları hayran bırakan her türlü çifti. 50.
sure (KAF) 7. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Orada oturaklı, başını yücelere kaldırmış
dağlar oluşturduk. Ve size tatlı bir su içirdik. 77. sure (MÜRSELÂT)
27. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)
Dağları birer kazık yapmadık mı? 78.
sure (NEBE) 7. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)
Dağları, demir atmış gibi oturttu; 79.
sure (NÂZİÂT) 32. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)
Ve dağlara ki, nasıl dikildi! 88.
sure (ĞÂŞİYE) 19. ayet (Resmi: 88/İniş:68/Alfabetik:31)
7)
Dağlar Hz.Davud’un Emrine Verildi
Onu Süleyman'a derhal kavrattık. Her birine hükümdarlık ve
bilgi verdik. Dâvud'a dağları boyun eğdirdik. Kuşlarla beraber tespih
ediyorlardı. Yapmak isteyince yapanlarız biz. 21. sure (ENBİYÂ) 79.
ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Yemin olsun, biz, Dâvud'a katımızdan bir
lütufta bulunduk. "Ey dağlar, onunla birlikte tespih edin ve ey kuşlar siz
de." dedik. Ve onun için demiri yumuşattık. 34. sure (SEBE') 10.
ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Dağları onunla birlikte buyruk altına
almıştık: Akşam sabah birlikte tespih ederlerdi. 38. sure (SÂD) 18.
ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
(8)
Dağlar Allaha Secde Eder, Emaneti Yüklenmek İstemediler
Görmedin mi göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, Güneş,
Ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a
secde ediyor. Birçoğunun da üzerine azap hak olmuştur. Allah'ın hakir kıldığına
ikramda bulunan olmaz. Allah, dilediğini yapar. 22. sure (HAC) 18. ayet
(Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar onu
yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil
olduğu halde onu yüklendi. 33. sure (AHZÂB) 72. ayet (Resmi:
33/İniş:97/Alfabetik:4)
e)
Kayalar
Eğer yapamazsanız - ki asla yapamayacaksınız - korkun o
ateşten ki yakıtı insanlarla taşlardır. Küfre sapanlar için hazırlanmıştır o. 2.
sure (BAKARA) 24. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Bir zamanlar Mûsa, toplumu için su
istemişti de biz, "Değneğinle şu taşa vur!" demiştik. Taştan hemen on
iki göze fışkırmıştı. Her bölük insan kendilerine özgü su kaynağını bilmişti.
"Allah'ın rızkından yiyin, için; yeryüzünde bozgunculuk yaparak şuna buna
saldırmayın." demiştik. 2. sure (BAKARA) 60. ayet (Resmi:
2/İniş:92/Alfabetik:11)
Sonra bunun ardından kalpleriniz yine kaskatı kesildi. Taş
gibidir o. Belki daha da katıdır. Taşların bazıları var ki, ondan ırmaklar
fışkırır. Bazıları var ki, çatır çatır yarılır da içinden su çıkar. Öylesi var
ki, Allah korkusundan aşağılara düşer. Allah, yapıp durduklarınızdan gafil
değildir. 2. sure (BAKARA) 74. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey iman sahipleri! Allah'a ve âhıret gününe inanmadığı
halde, insanlara riya için malını infak eden kişi gibi, sadakalarınızı başa
kakmak ve eza etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde
biraz toprak varken tepesine şiddetli bir yağmur inip kendisini cascavlak bırakmış
yalçın bir kayanın haline benzer. Böyleleri, kazandıklarından hiç bir şey elde
edemezler. Allah, küfre sapan bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. 2.
sure (BAKARA) 264. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Biz onları, on iki torun kabileye ayırdık. Toplumu
kendisinden su istediğinde de Musa'ya, "asanı taşa vur" diye
vahyettik. Taştan, on iki göze fışkırdı. Her oymak, su içeceği yeri belledi.
Onların üzerlerine bulutları gölgelik yaptık, kendilerine kudret helvası ve
bıldırcın indirdik. "Yiyiniz size verdiğimiz rızıkların
temizlerinden!" onlar bize zulmetmediler, ama öz benliklerine
zulmediyorlardı. 7. sure (A'RAF) 160. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Şunu da söylemişlerdi: "Allah’ımız! Eğer bu, senin
katından gelmiş gerçeğin kendisiyse, gökten üstümüze taş yağdır. Yahut bize
korkunç bir azap musallat et." 8. sure (ENFÂL) 32. ayet
(Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Nihayet emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik. Ve
üzerlerine, pişirilmiş çamurdan yapılıp istif edilmiş taş yağdırdık. 11.
sure (HÛD) 82. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Rabbin katında damgalanmış taşlar. Zalimlerden çok uzak
değildir bu. 11. sure (HÛD) 83. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
O kentin üstünü altına getirdik/üst düzeydekileri alt düzeye
indirdik. Ve üzerlerine pişmiş çamurdan taşlar yağdırdık. 15.
sure (HİCR) 74. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
De ki: "İster taş olun ister
demir!" 17. sure (İSRÂ) 50. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Genç adam dedi: "Bak sen şu işe, hani kayaya sığınmıştık
ya, işte o sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana unutturan, şeytandan
başkası değildi. Balık, denizin içinde acaip bir biçimde yolunu tuttu." 18.
sure (KEHF) 63. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
"Oğulcuğum, şu bir gerçek ki, yaptığın, bir hardal
dânesi ağırlığında olsa, bir kayanın bağrına veya göklere, yahut yerin bağrına
konsa, Allah onu yine de ortaya getirir. Çünkü Allah Latif'tir, lütfu
sınırsızdır; Habîr'dir, her şeyden haberdardır." 31.
sure (LOKMAN) 16. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)
Erimiş maden misali, karınlarda kaynar. 44.
sure (DUHÂN) 45. ayet (Resmi: 44/İniş:64/ Alfabetik:19)
"Üzerlerine çamurdan taş atalım diye." 51.
sure (ZÂRİYÂT) 33. ayet (Resmi: 51/İniş:67/ Alfabetik:111)
Biz de üzerlerine çakıl taşları fırlatan bir rüzgâr
gönderdik. Sadece Lût'un ailesini, seher vakti kurtarmıştık, 54.
sure (KAMER) 34. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)
Ey iman sahipleri! Kendilerinizi ve
ailelerinizi öyle bir ateşten koruyun ki, yakıtı insanlarla taşlardır. O ateşin
başında çok katı, çok sert melekler vardır. Onlar, kendilerine emir verdiği
konuda Allah'a isyan etmezler ve emredildikleri şeyi yaparlar. 66.
sure (TAHRÎM) 6. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)
O gün gök, erimiş bir maden gibi olur. 70.
sure (MEÂRİC) 8. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)
Ve ne yaptı vadide kayaları oyan Semûd
kavmine? 89. sure (FECR) 9. ayet (Resmi: 89/İniş:10/ Alfabetik:25)
Atıyorlardı onlara kurumuş çamurdan damgalı taş. 105.
sure (FÎL) 4. ayet (Resmi: 105/İniş:19/ Alfabetik:28)
f)
Toprak
(1)
Toprak, Genel
Ey iman sahipleri! Allah'a ve âhıret gününe inanmadığı
halde, insanlara riya için malını infak eden kişi gibi, sadakalarınızı başa
kakmak ve eza etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde
biraz toprak varken tepesine şiddetli bir yağmur inip kendisini cascavlak
bırakmış yalçın bir kayanın haline benzer. Böyleleri, kazandıklarından hiç bir
şey elde edemezler. Allah, küfre sapan bir topluluğu doğruya ve güzele
kılavuzlamaz. 2. sure (BAKARA) 264. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak ve öz
benliklerindekini kökleştirmek için infakta bulunanlara gelince, onların durumu
kendisine bol yağmur isabet edip de ürününü iki kat veren bir bahçenin durumuna
benzer. Böyle bir bahçeye bol yağmur düşmese de bir çisenti, bir nem bile
yetişir. Allah, yapmakta olduklarınızı tam bir biçimde görmektedir. 2.
sure (BAKARA) 265. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye
kadar, cünüpken de -yolculuk halinde olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya
kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hastalanırsanız yahut yolculuk halinde
bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız,
bütün bu durumlarda su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin.
Yani yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah Afüvv'dür, günahları affeder,
Gafûr'dur, hataları bağışlar. 4. sure (NİSA) 43. ayet (Resmi:
4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey iman sahipleri! Namaza duracağınız zaman yüzlerinizi ve
dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar
ayaklarınızı meshedin/yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta
yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara
dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve
ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi
temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz. 5.
sure (MÂİDE) 6. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Derken, Allah, kardeşinin cesedini nasıl saklayacağını ona
göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. O dedi ki: "Vay be! Şu
karga kadar bile olamıyor muyum ki, kardeşimin cesedini saklayayım." Bu
arada, pişmanlık duyanlardan olmuştu. 5. sure (MÂİDE) 31. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Gaybın anahtarları O'nun yanındadır; onları O'ndan başkası
bilmez. O, karada ve denizde olanı da bilir. O'nun bilgisi dışında bir yaprak
bile düşmez. Toprağın karanlıklarındaki bir dâne, yaş ve kuru her şey apaçık
bir Kitap'ın içindedir. 6. sure (EN'ÂM) 59. ayet (Resmi: 6/İniş:55/
Güzel ve temiz beldenin bitkisi Rabbinin izniyle çıkar. Pis
ve çorak beldeden ise zararlı bitkiden başkası çıkmaz. Şükreden bir topluluk
için ayetleri işte böyle çeşitli şekillerde sergiliyoruz. 7.
sure (A'RAF) 58. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Pis bir söz de gövdesi toprağın üstünde destek bulmuş bir
ağaca benzer, dayanağı yoktur onun. 14. sure (İBRÂHİM) 26. ayet
(Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Göklerde, yerde, onların arasında, toprağın bağrında ne
varsa O'nundur. 20. sure (TÂHÂ) 6. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Şöyle dediler: "Toprakta kaybolup
gittiğimiz zaman mı, o zaman mı yeni bir yaratılış içinde olacağız!"
Gerçek şu ki, onlar her şeyden önce, Rablerinin huzuruna varmayı inkâr
ediyorlar. 32.
sure (SECDE) 10. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)
Allah odur ki, rüzgârları gönderdi. Rüzgârlar bir bulut
kaldırır. Derken onu ölü bir beldeye sevk ettik de ölümünden sonra toprağa
onunla hayat verdik. İşte ölümünden sonra dirilme de böyledir. 35.
sure (FATIR) 9. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
Sonra yeryüzünü yardık da yardık. 80.
sure (ABESE) 26. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)
(2)
Allah
İnsanı İlk Olarak Topraktan Yarattı
Allah katında İsa'nın durumu, Âdem'in
durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "Ol!" dedi. Artık o,
olur. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 59. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Kendisiyle konuşan arkadaşı ona dedi ki: "Sen, seni
topraktan, sonra meniden yaratıp sonra da bir adam olarak biçimlendiren kudrete
nankörlük mü ettin?" 18. sure (KEHF) 37. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Ey insanlar! Ölümden sonra dirilme konusunda kuşku içinde
olabilirsiniz. Ama şu bir gerçek ki, biz sizi bir topraktan, sonra bir
spermden, sonra bir embriyodan/döllenmiş bir karışımdan, sonra ne olduğu kısmen
belirli, kısmen belirsiz bir et parçasından yarattık ki, size açık seçik
beyanda bulunalım. Ve sizi rahimlerde, belirlenen bir süreye kadar dilediğimiz
şekilde bekletiyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz. Daha sonra da
tam kuvvetinize ulaşmanızı sağlıyoruz. Bununla birlikte içinizden bir kısmı
öldürülüyor, yine içinizden bir kısmı ilimden sonra bir şey bilmesin diye ömrün
en basit ve düşük noktasına geri gönderiliyor. Yeryüzünü de sönmüş kül halinde
görürsün. Nihayet onun üzerine suyu indirdiğimizde titrer, kabarır ve her
güzel/bereketli çiftten bir şeyler bitirir. 22. sure (HAC) 5. ayet
(Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Onun ayetlerinden biri de sizi, topraktan yaratmış olmasıdır.
Sonra siz bir insan türü oldunuz, her tarafa yayılıyorsunuz. 30.
sure (RÛM) 20. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
Allah sizi bir topraktan, sonra bir spermden yarattı; sonra
sizi çiftler haline getirdi. O'nun ilmi dışında, bir dişi ne hamile olur ne de
doğurur. Yaşayan bir varlığa daha çok ömür verilmesi de onun ömründen biraz
azaltılması da mutlaka bir Kitap'ta yazılıdır. Bu, Allah için gerçekten çok
kolaydır. 35. sure (FATIR) 11. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
O, O'dur ki; sizi önce topraktan, sonra bir spermden, sonra
bir embriyodan yarattı. Sonra sizi bebek olarak annelerinizin karnından
çıkarıyor, sonra güçlü çağınıza ulaşasınız ve nihayet ihtiyarlar olasınız diye
sizi yaşatıyor. İçinizden bir kısmı daha önce vefat ettiriliyor. Tüm bunlar,
belirlenen bir süreye ulaşasınız ve aklınızı işletesiniz diyedir. 40.
sure (MÜ'MİN) 67. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
(3)
İnsan
Ölünce Bedeni Tekrar Toprak Olacak ve Ahirette oradan haşrolunacak
Eğer şaşıyorsan, esas şaşılacak olan onların şu sözüdür:
"Biz toprak olunca mı ve gerçekten mi yeni bir yaratılış içinde
bulunacağız?" Bunlar Rablerini inkâr edenlerdir. Ve bunlar boyunlarına
bukağılar vurulanlardır. Bunlar ateşe dost olanların ta kendileridir; orada
sürekli kalacaklardır. 13. sure (RA'D) 5. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
"Size, ölüp toprak ve kemik haline
geldikten sonra tekrar meydana çıkarılacağınızı mı vaat ediyor?" 23.
sure (MÜ'MİNÛN) 35. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Dediler ki: "Ölüp, toprak ve kemik
haline geldiğimiz zaman mı, gerçekten o zaman mı diriltileceğiz?" 23.
sure (MÜ'MİNÛN) 82. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
İnkârcılar dediler ki: "Biz ve atalarımız toprak
olduktan sonra, gerçekten biz bundan sonra ortaya mı çıkarılacağız?" 27.
sure (NEML) 67. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
"Öldüğümüz, toprak ve kemik haline
geldiğimiz zaman mı? Biz gerçekten diriltilecek miyiz?" 37.
sure (SÂFFÂT) 16. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
"Biz, ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra,
gerçekten cezalandırılacak mıyız?" 37.
sure (SÂFFÂT) 53. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Ölünce mi, biz toprak olunca mı? Çok uzak
bir dönüştür bu." 50. sure (KAF) 3. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Ve şöyle derlerdi: "Ölünce mi, toprak ve kemik haline
gelince mi, sahi o zaman mı yeniden diriltileceğiz?" 56.
sure (VÂKIA) 47. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)
Biz sizi
yakın bir azap ile uyardık. Bir gündedir ki o, kişi kendi ellerinin önden
gönderdiğine bakar ve küfre sapan şöyle der: "Keşke toprak olsaydım!"
78. sure (NEBE) 40. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder