I. YARATILIŞ VE VARLIKLAR
E. MELEKLER -2
2. MELEKLERLE İLGİLİ VAHİY HABERLERİ-DOĞRU BİLGİLER
a) Meleklere İman
Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz zafer ve mutluluğa ermek değildir. Zafer ve mutluluğa ermek o kişinin hakkıdır ki, Allah'a, âhıret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı kılar, zekatı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. Ve işte bunlardır korunan takva sahipleri. 2. sure (BAKARA) 177. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Resul, Rabb'inden kendisine indirilene
inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına,
resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiç birini ötekinden ayırmayız.
Şöyle demişlerdir: "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabb'imiz. Dönüş
yalnız sanadır." 2. sure (BAKARA) 285. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey iman edenler! Allah'a, onun resulüne, resulüne indirmiş olduğu Kitap'a, daha önce indirmiş olduğu Kitap'a inanın. Kim Allah'ı, O'nun meleklerini, kitaplarını, resullerini ve âhiret gününü inkâr ederse geri dönüşü olmayan bir sapıklığa gömülmüş olur. 4. sure (NİSA) 136. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
b) Allah’ın İzin Vermediği Melekler Şefaat Edemezler
Göklerde nice melekler var ki, şefaatler hiçbir işe yaramaz. Allah'ın, dilediği ve hoşnut olduğu kimseler için izin vermesinden sonraki durum müstesna. 53. sure (NECM) 26. ayet (Resmi: 53/İniş:23/ Alfabetik:80)
c) Allah’ın İzin Verdiği Melekler Şefaatçidir
"Rahman çocuk edindi" dediler. Hâşâ, bundan arınmıştır O! Onlar, lütuflandırılmış kullardır. Onlar O'nun sözünün önüne geçmezler; onlar yalnız O'nun emriyle iş yaparlar. O, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlar, O'nun hoşnutluk verdiklerinden başkasına da şefaat etmezler. Ve onlar O'nun korkusundan titrerler. 21. sure (ENBİYÂ) 26-28. ayet (Resmi:
O, odur ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye size acıyor/destek veriyor. Melekleri de öyle yapıyor. Zaten O, inananlara karşı çok merhametlidir. 33. sure (AHZÂB) 43. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Arşı yüklenip taşıyanlar ve onun çevresindeki şuurlular Rablerinin hamdi ile tespih ederler ve ona inanırlar. İman sahipleri için de şöyle af dilerler: "Rabbimiz! Sen her şeyi rahmet ve ilim halinde kuşattın. Tövbe edip senin yoluna uymuş olanları bağışla. Ve onları cehennem azabından koru!" "Ey Rabbimiz, onları kendilerine vaat etmiş olduğun Adn cennetlerine koy! Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden barışa yönelenleri de. Azîz ve Hakîm olan, hiç kuşkusuz sensin, sen!" "Koru onları kötülüklerden! O gün kötülüklerden koruduğuna mutlaka rahmet etmişsindir sen. İşte budur o en büyük kurtuluş ve eriş." 40. sure (MÜ'MİN) 7-9. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Gökler, üstlerinden çatlayacak gibi
titreşiyor. Melekler de Rablerinin hamdiyle tespih ediyorlar ve yeryüzündekiler
için af diliyorlar. Gözünüzü açıp kendinize gelin! Allah'tır ancak hep affeden,
hep merhamet eden. 42. sure (ŞÛRÂ) 5. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
e) Melekler ve İnsanlığın Yaratılışı
Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım." demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysaki bizler, seni hamd ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz." Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim." Ve Âdem'e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz." Dediler ki: "Yücedir şanın senin. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim. Sen, yalnız sen Alîm'sin, her şeyi en iyi şekilde bilirsin; Hakîm'sin, her şeyin bütün hikmetlerine sahipsin." Allah buyurdu: "Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını." Adem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu: "Dememiş miydim ben size! Ki ben, göklerin ve yerin gaybını en iyi bilenim. Ve ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim." O vakit biz meleklere, "Âdem'e secde edin" demiştik de İblis dışında tümü secde etmişti. İblis yan çizmiş, kibre sapmış ve nankörlerden olmuştu. 2. sure (BAKARA) 30-34. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Andolsun ki sizi yarattık, sonra sizi biçimlendirdik, sonra da meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. Onlar da secde ettiler. Ama İblis etmedi, secde edenlerden olmadı o. 7. sure (A'RAF) 11. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Hatırla o zamanı ki Rabbin meleklere,
"Ben, kupkuru bir çamurdan, değişken, cıvık balçıktan bir insan
yaratacağım." demişti. "Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp öz
ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın." Meleklerin
tümü, toplu halde secde ettiler. 15. sure (HİCR) 28-30. ayet
(Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Hani, meleklere: "Âdem'e secde
edin!" demiştik; onlar da secde etmişlerdi. Ama İblis secde etmemiş, şöyle
demişti: "Çamur olarak yarattığın kişiye secde mi ederim?" 17.
sure (İSRÂ) 61. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Hani, biz meleklere "Âdem'e secde
edin" demiştik de İblis dışında hepsi secde etmişti. İblis, cinlerdendi.
Kendi Rabbinin emrine ters düştü. Şimdi siz, benim beri yanımdan, onu ve onun
soyunu dostlar mı ediniyorsunuz? Hem de onlar sizin düşmanınızken. Zalimler
için ne kötü bir değiştirmedir bu! 18. sure (KEHF) 50. ayet
(Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Hani meleklere "Âdem'e secde edin" demiştik de İblis müstesna hepsi secde etmişti. İblis dayatmıştı. 20. sure (TÂHÂ) 116. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti:
"Ben çamurdan bir insan yaratacağım." "Onu kıvama erdirip içine
ruhumdan üflediğimde, önünde secde ederek eğilin!" Bunun üzerine
meleklerin hepsi toptan secde etmişlerdi. 38. sure (SÂD) 71-73. ayet
(Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
f) İnkâr Edenler Melekleri Görmek İsterler
Onlar, Allah'ın ve meleklerin buluttan gölgeler içinde kendilerine gelmesini ve işin bitirilmesini mi bekliyorlar? Bütün iş ve oluşlar sonunda Allah'a döndürülür. 2. sure (BAKARA) 210. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Şunu da söylediler: "Bu peygambere bir melek indirilseydi ya!" Eğer böyle bir melek indirmiş olsaydık iş mutlaka bitirilmiş olurdu da kendilerine göz bile açtırılmazdı. Eğer o peygamberi bir melek kılsaydık kuşkusuz onu bir er kişi yapacaktık ve içine yuvalandıkları kuşku ve karmaşayı onların üzerlerine giydirmiş olacaktık. 6. sure (EN'ÂM) 8-9. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Eğer biz onlara melekleri indirseydik,
ölüler kendileriyle konuşsaydı ve herşeyi toplayıp karşılarına dikseydik,
Allah'ın dilemesi dışında, yine de inanmazlardı. Ne var ki, çokları cehalet
sergiliyorlar. 6. sure (EN'ÂM) 111. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Neyi bekliyorlar? Kendilerine meleklerin
gelmesini mi, Rabbinin gelmesini mi, yoksa Rabbinin bazı mucizelerinin
gelmesini mi? Rabbinin bazı mucizeleri geldiği gün, daha önce iman etmemiş
yahut imanında bir hayır sahibi olamamış kişiye imanı hiçbir yarar
sağlamayacaktır. De ki: "Bekleyin! Doğrusu biz de bekliyoruz." 6. sure
(EN'ÂM) 158. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Belki de sen; onlar, "Ona bir hazine indirilseydi, yahut beraberinde bir melek gelseydi ya!" diyorlar diye göğsün sıkışıp daralarak, sana vahyedilmekte olanının bir kısmını terk etmeye kalkarsın. Gerçek olan şu ki, sen sadece bir uyarıcısın. Allah ise her şey üzerinde bir Vekîl'dir. 11. sure (HÛD) 12. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
"Hadi
getirsene bize o melekleri, eğer doğru sözlülerdensen!" Biz o melekleri
ancak ve ancak hak üzere, hak bir yolla indiririz. Ve o zaman inkârcılara göz
açtırılmaz. 15. sure (HİCR) 7-8. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
"Yahut iddia ettiğin gibi göğü,
parçalar halinde üzerimize düşürmelisin, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza
dikmelisin." 17. sure (İSRÂ) 92. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Toplumu içinden inkârcı kodaman grup şöyle dedi: "Bu adam, sizin gibi bir insandan başka şey değil; size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi, melekler indirirdi. Biz ilk atalarımız arasında böyle bir şey duymadık." 23. sure (MÜ'MİNÛN) 24. ayet (Resmi: 23/İniş:74/ Alfabetik: 70)
Şunu da söylemişlerdir: "Ne biçim resuldür bu; yemek yiyor, sokaklarda yürüyor. Üzerine bir melek indirilmeli, beraberinde özel bir uyarıcı olmalı değil miydi?" 25. sure (FURKÂN) 7. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Eğer, yerde gökte Allah'tan başka
tanrılar olsaydı, o ikisi de mutlaka fesada uğrardı. Arşın Rabbi o Allah,
onların nitelendirmelerinden yücedir, uzaktır. 21. sure (ENBİYÂ) 22.
ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Hani, resuller onlara önlerinden, arkalarından gelerek şöyle demişlerdi: "Allah'tan başkasına ibadet/kulluk etmeyin!" Şöyle cevap vermişlerdi: "Eğer Rabbimiz isteseydi, kesinlikle melekler indirirdi. Bu yüzden biz sizinle gönderileni tanımıyoruz." 41. sure (FUSSİLET) 14. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
"Ona
altın bilezikler atılmalı, yanında / hizmetinde melekler bulunmalı değil
miydi?" İşte toplumunu böyle küçümsedi, onlar da ona itaat ettiler. Çünkü
onlar yoldan sapmış bir toplum idiler. Onlar bizi bu şekilde öfkelendirince,
biz de onlardan öç aldık; hepsini suya gömüverdik. Onları, sonra gelecekler
için eski bir örnek yaptık. Meryem'in oğlu, bir örnek olarak ortaya konunca,
senin toplumun buna karşı hemen bağırıp çağırmaya başladı. Dediler ki:
"Bizim tanrılarımız mı hayırlı, o mu?" Bunu sana sadece çekişme olsun
diye örnek verdiler. Çekişmeyi seven bir toplumdur onlar. Meryem'in oğlu,
kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek yaptığımız bir kuldu. Eğer
dileseydik, içinizden, yeryüzünde size halef olacak melekler vücuda getirirdik. 43.
sure (ZUHRUF) 53-60. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
g) Melekler İnerler
Gün olur, gök, bulutlarla yarılır ve melekler ardarda indirilir. 25. sure (FURKÂN) 25. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Melekler ve Rûh, Rablerinin izniyle o gecede her iş için iner de iner! 97. sure (KADİR) 4. ayet (Resmi: 97/İniş:25/Alfabetik:48)
h) Rüzgârları Estiren Melekler
Yemin olsun, o art arda gönderilenlere / meleklere / rüzgârlara / vahyin bölümlerine / kalplere inen doğuşlara, Esip de büküp devirenlere, Dağıtıp yayanlara / diriltip harekete getirenlere, Gerektiği şekilde ayıranlara, 77. sure (MÜRSELÂT) 1-4. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)
i) Karşı Gelenlere Düşman Melekler
Kim Allah'a, O'nun meleklerine, resullerine, Cebrail'e, Mikâil'e düşman kesilirse, Allah da bu tür inkârcılara düşman kesilir. 2. sure (BAKARA) 98. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ayetlerimizi inkar etmiş ve küfre batmış
halde ölenlere gelince; Allah'ın, meleklerin ve tüm insanların ilenci onlar
üstünedir. 2. sure (BAKARA) 161. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
İşte böylelerinin cezası: Allah'ın,
meleklerin ve tüm insanların laneti üzerlerine! 3. sure (ÂLİ IMRÂN)
87. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
j) Koruyucular, Gözeten Melekler
Kulları üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet ölüm birinize geldiğinde, elçilerimiz onu vefat ettirirler. Ne vaktinden önce iş yaparlar onlar ne de vaktinden sonra. 6. sure (EN'ÂM) 61. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Her biri için onu önünden ve arkasından izleyen gözcüler vardır ki, kendisini Allah'ın emrine bağlı olarak koruyup denetlerler. Gerçek şu ki Allah, bir toplumun mâruz kaldığı şeyleri, onlar, birey olarak içlerindekini/birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmez. Allah bir topluma bir perişanlık dileyince de artık onu geri çevirecek bir güç yoktur. Ve onlar için Allah'ın berisinden koruyucu bir dost da olamaz. 13. sure (RA'D) 11. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
"Biz göğe gerçekten dokunduk da onu
titiz ve güçlü bekçilerle ve kayıp giden ışınlarla/alevlerle doldurulmuş
bulduk." 72. sure (CİN) 8. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)
Ve şu kuşkusuz ki, sizin üzerinizde koruyucular, bekçiler var. 82. sure (İNFİTÂR) 10. ayet (Resmi: 82/İniş:82/Alfabetik:42)
Hiçbir benlik yoktur ki, üzerinde bir
koruyucu / bir bekçi bulunmasın. 86. sure (TÂRIK) 4. ayet (Resmi:
86/İniş:36/Alfabetik:99)
k) Ahirette Melekler
Adn cennetleri bunlar içindir. Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden hayra ve barışa hizmet etmiş olanlarla birlikte girerler oraya. Meleklerse her kapıdan yanlarına sokulurlar. 13. sure (RA'D) 23. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
O en büyük korku onları tasalandırmaz.
Melekler onları şöyle karşılarlar: "Bu size o vaat edilen
gününüzdür!" 21. sure (ENBİYÂ) 103. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Melekleri
görecekleri günde, o günahkârlara hiçbir müjde yoktur. Şöyle diyecekler:
"Yasaktır, yasaklanmıştır!" Yaptıkları her işin önüne geçmiş, onu un
ufak hale getirip silmişizdir. O gün, konakladıkları yer çok hayırlı, dinlenip
eğlendikleri yer çok güzel olanlar, cennet halkıdır. Gün olur, gök, bulutlarla
yarılır ve melekler ardarda indirilir. 25. sure (FURKÂN) 22-25. ayet
(Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Gün olur,
onların hepsini bir yere toplar, sonra meleklere sorar: "Şunlar, sadece
size mi kulluk/ibadet ediyorlardı?" Melekler derler ki: "Tespih
ederiz seni! Bizim Velî'miz sendin, onlar değil. Doğrusu şu ki, onlar cinlere
tapıyorlardı. Onların çoğu cinlere iman etmekteydi." 34.
sure (SEBE') 40-41. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Yemin olsun o saf bağlayıp dizilenlere/o
saflar tutturup sıraya dizilenlere/o kanatlarını açıp toplayarak uçanlara, 37.
sure (SÂFFÂT) 1. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Melekleri de arşın çevresini kuşatarak
Rablerinin hamdiyle tespih eder halde görürsün. Aralarında hakla hüküm
verilmiştir. Nihayet şöyle denir: "Hamd alemlerin Rabbi'ne özgüdür!" 39.
sure (ZÜMER) 75. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Ey iman sahipleri! Kendilerinizi ve
ailelerinizi öyle bir ateşten koruyun ki, yakıtı insanlarla taşlardır. O ateşin
başında çok katı, çok sert melekler vardır. Onlar, kendilerine emir verdiği
konuda Allah'a isyan etmezler ve emredildikleri şeyi yaparlar. 66.
sure (TAHRÎM) 6. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)
Melek de onun kenarlarındadır. Rabbinin arşını, o gün onların üstündeki sekiz taşır. 69. sure (HÂKKA) 17. ayet (Resmi: 69/İniş:78/Alfabetik:34)
Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir. 74. sure (MÜDDESSİR) 31. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
O gün, Rûh ve melekler saf bağlayıp kıyama geçerler. Rahman'ın izin verdiği dışındakiler konuşamazlar. O izin verilen, doğruyu söyler. 78. sure (NEBE) 38. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)
Rabbin gelip melekler saf saf dizildiğinde, 89. sure (FECR) 22. ayet (Resmi: 89/İniş:10/ Alfabetik:25)
l) Melekleri Putlaştırmak ve Onları Allah'ın Kızları Saymak
Ve size melekleri ve peygamberleri rabler
edinmenizi de emretmez. Siz, müslümanlar haline geldikten sonra inkârı mı
emreder size? 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 80. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Rabbiniz, oğulları seçip size özgüledi de kendisi meleklerden kızlar mı edindi? Gerçekten siz çok dehşet verici bir söz söylüyorsunuz! 17. sure (İSRÂ) 40. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Gün olur, onların hepsini bir yere
toplar, sonra meleklere sorar: "Şunlar, sadece size mi kulluk/ibadet
ediyorlardı?" Melekler derler ki: "Tespih ederiz seni! Bizim Velî'miz
sendin, onlar değil. Doğrusu şu ki, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu
cinlere iman etmekteydi." 34. sure (SEBE') 40-41. ayet (Resmi:
34/İniş:58/Alfabetik:91)
Yoksa biz, melekleri, bunların tanıklık
ettikleri bir sırada, dişiler olarak mı yarattık? 37.
sure (SÂFFÂT) 150. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Rahman'ın kulları olan melekleri, dişiler
saydılar. Onların yaratılışına tanık mıydılar? Tanıklıkları yazılacak ve
sorguya çekilecekler. 43. sure (ZUHRUF) 19. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
O âhirete inanmayanlar, meleklere mutlaka
dişilerin adlarını takarlar. 53. sure (NECM) 27. ayet (Resmi:
53/İniş:23/Alfabetik:80)
m) Elçi Melekler
Allah kendisine mülk ve saltanat verdiği için, Rabb'i hakkında İbrahim'le çekişeni görmedin mi? İbrahim şöyle demişti: "Benim Rabb'im odur ki, hayat verir ve öldürür." O da şöyle demişti: "Ben de hayat veririm, hem de öldürürüm." İbrahim, "Allah, güneşi doğudan getiriyor, hadi sen onu batıdan getir" deyince, küfre sapan o adam apışıp kalmıştı. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. 2. sure (BAKARA) 258. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Zekeriyya
mihrapta durmuş namaz kılarken, melekler ona şöyle çağırmıştı: "Allah
sana, Allah'tan bir kelimeyi doğrulayıcı bir efendi; nefsine egemen bir benlik,
hayır ve barışı sevenlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeliyor." 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 39. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Bir de melekler şöyle demişlerdi:
"Ey Meryem, Allah seni seçti. Seni tertemiz kıldı ve seni âlemlerin
kadınları üstüne yüceltti." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 42. ayet
(Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
"Ey Meryem, Rabbinin huzurunda saygıyla el bağla. Secdeye kapan ve rükû edenlerle birlikte rükû et." Bu, gayb haberlerindendir ki, sana vahyediyoruz. Onlar, Meryem'in bakımını kimin üstleneceğini belirlemek için kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin. Çekiştikleri sırada da yanlarında değildin. Bir de melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah seni, kendisinden bir kelimeyle muştuluyor. Adı, Meryem oğlu İsa Mesih'tir. Dünya ve âhirette yüz akıdır. Allah'a yaklaştırılanlardandır." "Beşikte ve yetişkin çağında insanlarla konuşacaktır. Barışa ve hayra yönelik iş yapanlardandır." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 43-46. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Kulları
üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet
ölüm birinize geldiğinde, elçilerimiz onu vefat ettirirler. Ne vaktinden önce
iş yaparlar onlar ne de vaktinden sonra. 6. sure (EN'ÂM) 61. ayet
(Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Yalan düzerek Allah'a iftira eden yahut
O'nun ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kim vardır? İşte bunların
Kitap'tan nasipleri kendilerine ulaşır, nihayet elçilerimiz onlara gelip
canlarını alırken şöyle derler: "Allah dışındaki yakardıklarınız nerede?"
Şu cevabı verirler: "Bizden uzaklaşıp kayboldular." Böylece, öz
benlikleri aleyhine kendilerinin kafir olduğuna tanıklık ettiler. 7.
sure (A'RAF) 37. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Melekler dediler: "Biz senin
Rabbinin elçileriyiz. Sana asla el süremezler. Gecenin bir yerinde aileni
götür. İçinizden hiç kimse geri kalmasın; karın müstesna. O, ötekilere çatan
belaya çarptırılacaktır. Onların azap vakti, sabah vaktidir. Sabah da ne kadar
yakın, değil mi?" 11. sure (HÛD) 81. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Onlara
İbrahim'in misafirlerinden bahset. Hani onun yanına girmişlerdi de
"Selam!" demişlerdi. O da "Biz sizden korkuyoruz." diye
konuşmuştu. "Korkma! Biz sana bilgin bir oğlan müjdeliyoruz."
dediler. Dedi: "İhtiyarlık yakama yapıştıktan sonra mı bana müjde
veriyorsunuz! Neye dayanarak müjde veriyorsunuz?" Dediler: "Hakk'a
dayanarak müjdeledik sana, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma." Dedi:
"Sapıtmışlardan başka kim ümit keser Rabbin rahmetinden!" "Amacınız
nedir ey elçiler?" diye sordu. Dediler: "Biz günahkâr bir topluluğa
gönderildik." "Yalnız Lût'un ailesi suçlu değildir. Biz onların
hepsini kurtaracağız." "Lût'un karısı hariç. O günahkârlarla geriye
kalacaktır. Öyle takdir ettik." Elçiler Lût ailesine geldiklerinde, Lût:
"Siz tanınmayan kimlersiniz." dedi. Dediler: "Gerçek şu ki biz,
günahkârların, hakkında kuşku edip durdukları şeyi sana getirdik."
"Sana gerçeği getirdik. Biz, özü, sözü doğru olanlarız."
"Gecenin bir yerinde aileni yola çıkar. Sen de arkalarından onları izle.
Hiçbiriniz geri dönüp bakmasın. Emredildiğiniz yere kadar gidin." Ona şu
emri bir hüküm olarak ilettik: Şunlar, kökleri kesilmiş olarak
sabahlayacaklardır. 15. sure (HİCR) 51-66. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Kullarından dilediğine melekleri,
emrinden olan ruh ile şöyle diyerek indirir: "Gerçek şu: Benden başka ilah
yok, o halde benden sakının!" 16. sure (NAHL) 2. ayet
(Resmi: 16/İniş:70/ Alfabetik: 75)
De ki: "Eğer yeryüzünde doygunluğa ulaşmış melekler dolaşır olsaydı, elbette gökten onlara bir melek resul gönderirdik." 17. sure (İSRÂ) 95. ayet (Resmi: 17/İniş:50/ Alfabetik:46)
Onlarla arasına bir perde çekmişti. Biz de ruhumuzu ona göndermiştik de o kendisine sapasağlam bir insan şeklinde görünmüştü. Meryem demişti: "Ben senden, Rahman'a sığınıyorum. Takva sahibi biriysen dikkatli ol." Ruh dedi: "Ben, sadece Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir oğlan bağışlamak için buradayım." Dedi: "Benim nasıl oğlum olur; bana herhangi bir insan dokunmadı. Ben bir kahpe de değilim." Dedi: "İşte böyle! Rabbin buyurdu ki: 'O benim için çok kolaydır. Böyle olması onu, insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir. Hükme bağlanmış bir iştir bu." 19. sure (MERYEM) 17-21. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Allah,
meleklerden de resuller seçer, insanlardan da. Şüphesiz ki, Allah Semî' ve
Basîr'dir. 22.
sure (HAC) 75. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Elçilerimiz,
İbrahim'e müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: "Biz şu kentin halkını
helâk edeceğiz. Çünkü ora halkı zalim oldular." İbrahim dedi: "Ama orada
Lût var." Dediler: "Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz.
Elbette ki onu ve ailesini kurtaracağız. Karısı hariç. O, geride kalanlardan
olacak." Elçilerimiz Lût'a gelince, onlar yüzünden fenalaştı, eli kolu
birbirine dolandı. "Korkma, tasalanma dediler, biz seni de aileni de
kurtaracağız. Ama karın, azaba terk edilenlerden olacaktır." "Şu kent
halkı üstüne, yaptıkları fenalıklardan ötürü gökten bir felaket
indireceğiz." 29. sure (ANKEBÛT) 31-34. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Hamd, Fâtır olan Allah'adır; gökleri ve
yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan O'dur.
Yaratışta/yaratılmışlarda dilediğini artırır O. Hiç kuşkusuz, Allah her şeye
gücü yetendir. 35. sure (FATIR) 1. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
Yoksa onların sırlarını, fısıltılarını
duymadığımızı mı sanıyorlar? Hayır, öyle değil; elçilerimiz yanlarında yazıp
duruyorlar. 43. sure (ZUHRUF) 80. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Geldi mi
sana İbrahim'in ikram edilen konuklarının haberi? Hani, İbrahim'in yanına
girmişlerdi de "Selam!" demişlerdi. İbrahim: "Selam! Tanınmayan
bir topluluk bu." demişti. Hemen ailesinin yanına gitti; semiz bir dana
getirdi. Danayı misafirlerin önüne sürdü. "Yemez misiniz?" dedi. O
arada, içine bunlardan bir kuşku düştü. "Korkma!" dediler. Ve ona
bilgin bir oğlan müjdelediler. Derken, karısı bir çığlık içinde döndü; yüzüne
vurarak şöyle dedi: "Ben, doğurma yaşını geçmiş bir kocakarıyım!"
Dediler ki: "Rabbin öyle buyurmuştur. Hüküm ve hikmet sahibi O'dur, en
iyisini bilen de O'dur." İbrahim sordu: "Amacınız ne, ey
elçiler?" Dediler: "Biz, suçlulardan oluşan bir topluma
gönderildik." "Üzerlerine çamurdan taş atalım diye."
"Rabbin katında, sınır tanımazlar için işaretlenmiş taşlar." Orada,
müminlerden kim varsa çıkardık. Artık orada, bir ev dışında,
müslümanlardan/Allah'a teslim olanlardan hiç kimse bulamıyorduk. Acıklı azaptan
korkanlar için orada bir işaret bıraktık; 51. sure (ZÂRİYÂT) 24-37.
ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)
Yemin olsun, o art arda gönderilenlere/meleklere/rüzgârlara/vahyin
bölümlerine/kalplere inen doğuşlara, 77. sure (MÜRSELÂT) 1. ayet
(Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)
Yemin olsun,
boşlukta yahut suda yüzüp gidenlere, Derken öne geçip yarışı kazananlara, Bir
iş ve oluşu çekip çevirenlere, 79. sure (NÂZİÂT) 3-5. ayet (Resmi:
79/İniş:81/ Alfabetik:78)
Melekler ve Rûh, Rablerinin izniyle o
gecede her iş için iner de iner! 97. sure (KADİR) 4. ayet
(Resmi: 97/İniş:25/Alfabetik:48)
n) Allah’ın Emirlerini Yerine Getiren Melekler
Ey iman sahipleri! Kendilerinizi ve ailelerinizi öyle bir ateşten koruyun ki, yakıtı insanlarla taşlardır. O ateşin başında çok katı, çok sert melekler vardır. Onlar, kendilerine emir verdiği konuda Allah'a isyan etmezler ve emredildikleri şeyi yaparlar. 66. sure (TAHRÎM) 6. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)
Yemin olsun, boşlukta yahut suda yüzüp gidenlere, Derken öne geçip yarışı kazananlara, Bir iş ve oluşu çekip çevirenlere, 79. sure (NÂZİÂT) 3-5. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)
o) Meleklerin İşe Katılması
Böylece onları, iki günde yedi gök halinde takdir edip her göğe kendi iş ve oluşunu vahyetti. Ve biz, arza en yakın göğü kandillerle ve bir korumayla donattık. İşler bunlar Azîz ve Alîm olanın takdiridir. 41. sure (FUSSİLET) 12. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
p) Azap Getiren Melekler
Geldi mi
sana İbrahim'in ikram edilen konuklarının haberi? Hani, İbrahim'in yanına
girmişlerdi de "Selam!" demişlerdi. İbrahim: "Selam! Tanınmayan
bir topluluk bu." demişti. Hemen ailesinin yanına gitti; semiz bir dana
getirdi. Danayı misafirlerin önüne sürdü. "Yemez misiniz?" dedi. O
arada, içine bunlardan bir kuşku düştü. "Korkma!" dediler. Ve ona
bilgin bir oğlan müjdelediler. Derken, karısı bir çığlık içinde döndü; yüzüne
vurarak şöyle dedi: "Ben, doğurma yaşını geçmiş bir kocakarıyım!"
Dediler ki: "Rabbin öyle buyurmuştur. Hüküm ve hikmet sahibi O'dur, en
iyisini bilen de O'dur." İbrahim sordu: "Amacınız ne, ey
elçiler?" Dediler: "Biz, suçlulardan oluşan bir topluma
gönderildik." "Üzerlerine çamurdan taş atalım diye." "Rabbin
katında, sınır tanımazlar için işaretlenmiş taşlar." Orada, müminlerden
kim varsa çıkardık. Artık orada, bir ev dışında, müslümanlardan/Allah'a teslim
olanlardan hiç kimse bulamıyorduk. Acıklı azaptan korkanlar için orada bir
işaret bıraktık; 51. sure (ZÂRİYÂT) 24-37. ayet (Resmi: 51/İniş:67/ Alfabetik:111)
q) Vahiy Getiren Melekler
Kullarından dilediğine melekleri, emrinden olan ruh ile şöyle diyerek indirir: "Gerçek şu: Benden başka ilah yok, o halde benden sakının!" 16. sure (NAHL) 2. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
De ki: "İman edenleri güçlendirip
kökleştirmek için ve Müslümanlara bir müjde ve kılavuz olarak, Ruhulkudüs onu,
senin Rabbinden indirdi. 16. sure (NAHL) 102. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
r) Büyü, Sihir Öğreten Melekler
Süleyman'ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Hârût ve Mârût adlı iki melek üzerine indirileni öğretiyorlardı. Oysa ki o iki melek, "Biz bir imtihan aracıyız, sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını açacakları şeyi öğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın âhırette hiç bir nasibi olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz benliklerini sattıkları şey ne kötüdür! Bir bilebilselerdi... 2. sure (BAKARA) 102. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
s) Yardımcı, Destek Melekler
O sırada sen, müminlere şöyle diyordun: "Rabbinizin, indirilmiş üçbin melekle destek vermesi, size yetmiyor mu?" İş, sanıldığı gibi değildir. Onlar, hemen şu anda üstünüze gelseler bile, eğer siz sabreder ve korunursanız, Rabbiniz sizi, üzerlerine nişan vurulmuş beş bin melekle destekler. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 124-125. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Hani siz,
Rabbinizden yardım ve destek diliyordunuz; O, sizin dileğinize şöyle cevap
vermişti: "Hiç kuşkunuz olmasın, ben size, meleklerden birbiri ardınca bin
tanesiyle yardım ulaştıracağım." Allah bunu, sadece bir müjde olsun ve o
sayede kalpleriniz huzur ve rahatlık bulsun diye yaptı. Yardım yalnız ve yalnız
Allah katındandır. Hiç şüphesiz Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. O zaman sizi,
Allah'tan bir güven olmak üzere hafif bir uyku bürüyordu; sizi onunla
temizlemek, şeytanın pisliğini sizden gidermek, kalplerinizi birbirine
bağlamak, ayaklarınızı sağlam bastırmak için üzerinize gökten bir su
indiriyordu. Rabbin, meleklere şöyle vahyediyordu: "Ben sizinle beraberim.
İmanı olanları sağlamlaştırın. İnkâr edenlerin kalpleri içine korku salacağım;
vurun boyunların üstüne, vurun onların her parmağına." 8.
sure (ENFÂL) 9-12. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Sonra Allah, resulünün üzerine de
müminlerin üzerine de sükûnetini indirmiş, ayrıca sizin görmediğiniz orduları
göndermiş de küfre sapanlara azap etmişti. Kâfirlerin cezası işte budur. 9.
sure (TEVBE) 26. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Eğer siz ona yardım etmezseniz bilin ki, Allah ona zaten yardım etmişti. Hani küfredenler onu iki kişinin ikincisi olarak yurdundan çıkardıklarında, mağarada bulundukları bir sırada arkadaşına şöyle diyordu: "Tasalanma, Allah bizimle." Bunun üzerine Allah ona sükûnet indirmiş ve kendisini sizin görmediğiniz ordularla desteklemişti de küfre sapanların sözünü sefil kılıp alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise yüce olanın ta kendisidir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 9. sure (TEVBE) 40. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Ey iman edenler, Allah'ın üzerinizdeki
nimetini hatırlayın! Hani, üstünüze ordular gelmişti de biz onların üzerine bir
rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular salmıştık. Allah, yapmakta olduklarınızı
iyice görmektedir. 33. sure (AHZÂB) 9. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
O, odur ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye size acıyor/destek veriyor. Melekleri de öyle yapıyor. Zaten O, inananlara karşı çok merhametlidir. 33. sure (AHZÂB) 43. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Şu bir gerçek ki, Allah ve melekleri, o Peygamber'e destek verirler/onun şanını yüceltirler. Ey inananlar! Siz de ona destek olun/onun şanını yüceltin ve ona içtenlikle selam verin. 33. sure (AHZÂB) 56. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Şu bir gerçek ki, "Rabbimiz Allah'tır!" deyip sonra hiç şaşmadan yol alanlar üzerine, melekler ha bire iner de şöyle derler: "Korkmayın, üzülmeyin! Size vaat edilen cennetle sevinin." 41. sure (FUSSİLET) 30. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Allah'ın onlardan resulüne aktardığı ganimetlere gelince, siz onun için ne at bindiniz ne deve sürdünüz; ama Allah, resullerini dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeyi yapmakta sonsuz kudret sahibidir. 59. sure (HAŞR) 6. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
Eğer ikiniz, ey hanımlar, Allah'a tövbe
ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz kaydı; yok eğer Peygamber'e karşı
dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz bizzat Allah, onun destekçisidir.
Cebrail'le iman sahiplerinin barışçıları da. Bütün bunlardan sonra melekler de
ona arka çıkarlar. 66. sure (TAHRÎM) 4. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)
t) Can Alan Melekler
Melekler, öz benliklerine zulmetmiş olanların canlarını alırken, onlara şöyle dediler: "Neredeydiniz siz?" Cevap verdiler: "Yeryüzünde ezilip horlananlardandık biz." Melekler dediler ki: "Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi ki orada bir yerden bir yere göçesiniz?" İşte böylelerinin varacağı yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir o! 4. sure (NİSA) 97. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Kulları üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet ölüm birinize geldiğinde, elçilerimiz onu vefat ettirirler. Ne vaktinden önce iş yaparlar onlar ne de vaktinden sonra. 6. sure (EN'ÂM) 61. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Yalan düzüp Allah'a iftira eden veya kendine bir şey vahyedilmediği halde "Bana vahyedildi" diyen kişi ile, "Allah'ın ayet indirdiği gibi ben de indireceğim" diyen kimseden daha zalim kim vardır? Bir görsen o zalimleri ölüm dalgaları içindeyken. Melekler ellerini uzatmış, "Çıkarın canlarınızı!" diye! "Bugün zillet azabıyla cezalandırılacaksınız; çünkü Allah'a karşı gerçek dışı şeyler söylüyorsunuz ve çünkü O'nun ayetlerine karşı büyüklük taslıyordunuz." 6. sure (EN'ÂM) 93. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Yalan düzerek Allah'a iftira eden yahut O'nun ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kim vardır? İşte bunların Kitap'tan nasipleri kendilerine ulaşır, nihayet elçilerimiz onlara gelip canlarını alırken şöyle derler: "Allah dışındaki yakardıklarınız nerede?" Şu cevabı verirler: "Bizden uzaklaşıp kayboldular." Böylece, öz benlikleri aleyhine kendilerinin kafir olduğuna tanıklık ettiler. 7. sure (A'RAF) 37. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Bir görseydin o küfre sapanları! Melekler canlarını alırken onların yüzlerine ve arkalarına vuruyorlardı: "Yangın azabını tadın." 8. sure (ENFÂL) 50. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Öz benliklerine zulmedip durdukları bir sırada, meleklerin vefat ettirdikleri kişiler şöyle diyerek teslim bayrağını çekerler: "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk." İş hiç de öyle değil. Allah, sizin yapmakta olduklarınızı çok iyi bilmektedir. Hadi girin cehennem kapılarından; sürekli kalacaksınız orada. Gerçekten kötü yermiş kibre sapanların barınağı. Korunup sakınanlara, "Rabbiniz ne indirdi" dendiğinde şöyle dediler: "Hayır indirdi." Bu dünyada güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik vardır. Sonsuzluk yurdu elbette ki daha hayırlıdır. Gerçekten ne güzelmiş takva sahiplerinin yurdu! Adn cennetleri... Girecekler içlerine. Altlarından ırmaklar akacak. Orada diledikleri şey kendilerinin olacak. Allah, korunup sakınanları işte böyle ödüllendirir. Melekler, canlarını temiz insanlar olarak aldıklarına şöyle derler: "Selam size, yapıp ettiklerinize karşılık olarak girin cennete." Neyi bekliyorlar? Kendilerine meleklerin gelmesini mi, yoksa Allah'ın emrinin gelmesini mi? Onlardan öncekiler de aynen böyle yapmışlardı. Allah onlara zulüm etmemişti. Tam aksine, onlar kendi kendilerine zulüm ediyorlardı. 16. sure (NAHL) 28-33. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Söyle onlara: "Size vekil edilen ölüm meleği canınızı alır, sonra doğrudan doğruya Rabbinize döndürülürsünüz." 32. sure (SECDE) 11. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)
Melekler onların yüzlerine ve sırtlarına
vurarak canlarını alacakları zaman, bakalım nasıl olacak?! 47.
sure (MUHAMMED) 27. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
Yemin olsun, çekip koparanlara/yay çekenlere/kuyudan su çekenlere/bağsız-bekçisiz koşan atlara/ayrılık yüzünden hasret çekenlere/daldırıp daldırıp çıkaranlara, Yemin olsun, rahatça, incitmeden çekenlere/düğümü hünerle çözenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç çekenlere, 79. sure (NÂZİÂT) 1-2. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)
u) Şahitler ve Yazıcılar, Kaydedici Melekler
Allah, kendisinden başka tanrı olmadığına tanıktır. Meleklerle ilim sahipleri de adalet ölçüsüne sarılarak tanıklık etmişlerdir ki, o Azîz ve Hakîm olandan başka hiçbir ilah yoktur. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 18. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Şu da var ki, Allah sana indirdiğini, kendi ilmiyle indirdiğine tanıklık eder. Melekler de tanıklık ediyorlar. Zaten tanık olarak Allah yeter. 4. sure (NİSA) 166. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)
Gün olur, onların hepsini bir yere toplar, sonra meleklere sorar: "Şunlar, sadece size mi kulluk/ibadet ediyorlardı?" Melekler derler ki: "Tespih ederiz seni! Bizim Velî'miz sendin, onlar değil. Doğrusu şu ki, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu cinlere iman etmekteydi." 34. sure (SEBE') 40-41. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Yoksa onların sırlarını, fısıltılarını
duymadığımızı mı sanıyorlar? Hayır, öyle değil; elçilerimiz yanlarında yazıp
duruyorlar. 43. sure (ZUHRUF) 80. ayet (Resmi: 43/İniş:63/ Alfabetik:113)
Sağında ve solunda oturmuş iki görevli,
kayıt yapmaktadır. 50. sure (KAF) 17. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Melekler ve Rûh, miktarı elli bin yıl olan bir günde yükselirler O'na. 70. sure (MEÂRİC) 4. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)
Ve şu
kuşkusuz ki, sizin üzerinizde koruyucular, bekçiler var. Çok değerli yazıcılar,
Bilirler yapmakta olduğunuzu. 82. sure (İNFİTÂR) 10-12. ayet (Resmi:
82/İniş:82/Alfabetik:42)
İnkar edenler bölük bölük cehenneme sevk edilirler. Oraya geldiklerinde onun kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler: "Size, içinizden resuller gelmedi mi ki, Rabbinizin ayetlerini karşınızda okusunlar ve sizi şu gününüze kavuşmanız hususunda uyarsınlar?" Onlar: "Evet, derler, geldiler ama inkarcılar hakkında azap hükmü hak oldu." 39. sure (ZÜMER) 71. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Rablerinden korkanlar da bölükler halinde
cennete sevk edilirler. Oraya geldiklerinde, cennet kapıları da kendilerine
açıldığında, oranın bekçileri onlara şöyle derler: "Selam size!
Tertemizsiniz. Hadi girin şuraya, sürekli kalıcılar olarak!" 39.
sure (ZÜMER) 73. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Ateştekiler, cehennem bekçilerine şöyle
der: "Rabbinize yakarın da azabı bizden bir gün olsun hafifletsin!" 40.
sure (MÜ'MİN) 49. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Şöyle seslenecekler: "Ey Mâlik!
Rabbin işimizi bitiriversin." O şöyle diyecek: "Hep böyle
kalacaksınız!" 43. sure (ZUHRUF) 77. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Öfkesinden çatlayacak hale gelir. İçine
bir güruh atıldıkça, onun bekçileri bunlara sorarlar: "Size hiçbir uyarıcı
gelmedi mi?" 67. sure (MÜLK) 8. ayet (Resmi: 67/İniş:77/ Alfabetik:68)
Biz, cehennem yârânını hep melekler
yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka
şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler.
İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman
sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış
bulunanlar da; "Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?" desinler.
İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya
ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir
öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir. 74. sure (MÜDDESSİR)
31. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
Biz de çağıracağız zebanileri! 96. sure (ALAK) 18. ayet (Resmi: 96/İniş:1/Alfabetik:6)
w) Melekler Allah’a İbadet Ederler
Allah, kendisinden başka tanrı olmadığına
tanıktır. Meleklerle ilim sahipleri de adalet ölçüsüne sarılarak tanıklık
etmişlerdir ki, o Azîz ve Hakîm olandan başka hiçbir ilah yoktur. 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 18. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ne Mesih Allah'ın bir kulu olmaktan çekinir ne de Allah'a yakınlaştırılmış melekler. Allah'a kulluk ve ibadetten çekinerek kibre saplanan bilsin ki, Allah onların tümünü huzurunda haşredecekir. 4. sure (NİSA) 172. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Rabbinin katında olanlar, büyüklük
taslayıp O'na kulluktan yüz çevirmezler; O'nu tespih ederler ve yalnız O'na
secde ederler. 7. sure (A'RAF) 206. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Gök gürültüsü O'nu hamd ile tespih eder;
melekler de O'ndan ürpererek... Yıldırımlar gönderir de onlarla dilediğini
çarpar. Allah, tuzak kuranların hilelerini başlarına geçirmede çok güçlü olduğu
halde, onlar O'na karşı mücadele edip duruyorlar. 13.
sure (RA'D) 13. ayet (Resmi: 13/İniş:87/ Alfabetik:85)
Göklerdeki ve yerdeki canlı şeyler de
melekler de yalnız Allah'a secde ederler ve hiç de büyüklük taslamazlar. Üstlerinde egemen olan Rablerinden ürperirler ve emredildikleri
şeyi yaparlar. 16. sure (NAHL) 49-50. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Göklerde ve
yerde kim varsa O'na aittir. Ve O'nun katındakiler, O'na ibadet etmekten ne
çekinirler ne de yorulurlar. Gece ve gündüz tespih ederler, bıkıp usanmazlar. 21.
sure (ENBİYÂ) 19-20. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Arşı yüklenip taşıyanlar ve onun
çevresindeki şuurlular Rablerinin hamdi ile tespih ederler ve ona inanırlar.
İman sahipleri için de şöyle af dilerler: "Rabbimiz! Sen her şeyi rahmet
ve ilim halinde kuşattın. Tövbe edip senin yoluna uymuş olanları bağışla. Ve
onları cehennem azabından koru!" "Ey Rabbimiz, onları kendilerine
vaat etmiş olduğun Adn cennetlerine koy! Atalarından, eşlerinden,
zürriyetlerinden barışa yönelenleri de. Azîz ve Hakîm olan, hiç kuşkusuz
sensin, sen!" "Koru onları kötülüklerden! O gün kötülüklerden
koruduğuna mutlaka rahmet etmişsindir sen. İşte budur o en büyük kurtuluş ve
eriş." 40. sure (MÜ'MİN) 7-9. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Eğer büyüklük taslarlarsa bilsinler ki, Rabbin katındakiler hiç usanmadan, gece ve gündüz O'nu tespih ederler. 41. sure (FUSSİLET) 38. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Gökler, üstlerinden çatlayacak gibi titreşiyor. Melekler de Rablerinin hamdiyle tespih ediyorlar ve yeryüzündekiler için af diliyorlar. Gözünüzü açıp kendinize gelin! Allah'tır ancak hep affeden, hep merhamet eden. 42. sure (ŞÛRÂ) 5. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
3. BAZI MELEKLER
a) Ruhulkudüs
Yemin olsun ki, Mûsa'ya Kitap'ı verdik. Ve arkasından da resuller gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da açık-seçik deliller verdik ve kendisini Ruhulkudüs'le güçlendirdik. Bir resulün size, nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiği her seferinde büyüklük taslamadınız mı? Bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürüyorsunuz. 2. sure (BAKARA) 87. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
İşte resuller! Biz onların bazısını
bazısına üstün kılmışızdır. Allah, onlardan bazısıyla konuşmuştur. Bazılarını
da derecelerle yüceltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık ayetler verdik ve onu
Ruhulkudüs'le güçlendirdik. Allah dileseydi, onların ardından gelenler,
açık-seçik mesajlar kendilerine ulaştıktan sonra birbirlerini öldürmezlerdi.
Ancak tartışmaya girdiler de içlerinden bazısı iman etti, bazısı küfre saptı.
Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ne var ki, Allah dilediğini
yapıyor. 2. sure (BAKARA) 253. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Hani, Allah şöyle demişti: "Ey
Meryem'in oğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla. Seni Ruhulkudüs'le
desteklemiştim, beşikte iken ve erginlik çağında insanlarla konuşuyordun. Sana
Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş
görünümünde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun da o benim iznimle kuş
oluyordu. Doğuştan körü, abraşı benim iznimle iyileştiriyordun. Benim iznimle
ölüleri çıkarıyordun. İsrailoğullarını senden uzak tutmuştum. Hani, sen onlara
açık-seçik ayetleri getirdiğinde, küfre sapanları şöyle deyivermişti:
"Açık bir büyüden başka bir şey değil bu." 5. sure
(MÂİDE) 110. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
De ki: "İman edenleri güçlendirip
kökleştirmek için ve Müslümanlara bir müjde ve kılavuz olarak, Ruhulkudüs onu,
senin Rabbinden indirdi. 16. sure (NAHL) 102. ayet (Resmi: 16/İniş:70/ Alfabetik:75)
Melekler ve Rûh, Rablerinin izniyle o
gecede her iş için iner de iner! 97. sure (KADİR) 4. ayet
(Resmi: 97/İniş:25/Alfabetik:48)
b) Cebrail
De ki:
"Kim Cebrail'e - ki o, Allah'ın izniyle Kur'an'ı kendinden öncekini
doğrulayıcı, insanlara yol gösterici ve müjde olarak senin kalbine indirmiştir
- düşman kesilirse, Kim Allah'a, O'nun meleklerine, resullerine, Cebrail'e,
Mikâil'e düşman kesilirse, Allah da bu tür inkârcılara düşman kesilir. 2.
sure (BAKARA) 97-98. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Onlarla arasına bir perde çekmişti. Biz
de ruhumuzu ona göndermiştik de o kendisine sapasağlam bir insan şeklinde
görünmüştü. 19. sure (MERYEM) 17. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
O güvenilir Rûh indirdi onu, 26.
sure (ŞUARA) 193. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Eğer ikiniz, ey hanımlar, Allah'a tövbe
ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz kaydı; yok eğer Peygamber'e karşı
dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz bizzat Allah, onun destekçisidir.
Cebrail'le iman sahiplerinin barışçıları da. Bütün bunlardan sonra melekler de
ona arka çıkarlar. 66. sure (TAHRÎM) 4. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)
c) Mikâil
Kim Allah'a, O'nun meleklerine, resullerine, Cebrail'e, Mikâil'e düşman kesilirse, Allah da bu tür inkârcılara düşman kesilir.2. sure (BAKARA) 98. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
d) Hârût ve Mârût
Süleyman'ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Hârût ve Mârût adlı iki melek üzerine indirileni öğretiyorlardı. Oysa ki o iki melek, "Biz bir imtihan aracıyız, sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını açacakları şeyi öğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın âhırette hiç bir nasibi olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz benliklerini sattıkları şey ne kötüdür! Bir bilebilselerdi... 2. sure (BAKARA) 102. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder