İNSAN
2.
İNSANIN DONANIMI
-1
a) İnsanın Yetenekleri
(1)
Kavram Olarak, İnsanın Yetenekleri
Yemin olsun bürüyüp örttüğü zaman geceye, Ve parıldadığı
zaman gündüze, Yemin olsun erkeği de dişiyi de yaratana, Ki sizin emek ve
gayretiniz mutlaka dağınık ve parça parçadır. 92. sure (LEYL) 1-4.
ayet (Resmi: 92/İniş:9/Alfabetik:58)
Yemin olsun
Güneş'e ve ışığının parladığı kuşluk vaktine, Onu izlediğinde Ay'a, Onu iyice
açtığı vakit gündüze, Ve onu sarıp sarmaladığı zaman geceye. Göğe ve onu
kurana, Yere ve onu döşeyene. Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene.
Ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ki, Benliği temizleyip
arındıran, gerçekten kurtulmuştur. 91. sure (ŞEMS) 1-9. ayet
(Resmi: 91/İniş:26/Alfabetik:93)
Yemin olsun
incire, zeytine, Tûr-i Sîna'ya, Ve şu güvenli kente ki, Biz insanı, gerçekten
en güzel bir biçimde yarattık. Sonra da onu düşüklerin en düşüğüne / aşağıların
en aşağısına çevirip attık. İman edip hayra ve barışa yönelik iş üretenler
müstesna. Bunlar için kesintisiz bir ödül vardır. 95. sure (TÎN) 1-6.
ayet (Resmi: 95/İniş:28/ Alfabetik:105)
Yemin ederim
bu kente ki, iş onların sandığı gibi değildir! Sen bu kente mahremsin/bu kente
gireceksin. Ve doğurana ve doğurduğuna da yemin olsun ki, Biz insanı gerçekten
bir sıkıntı ve zorluk içinde yarattık. 90. sure (BELED) 1-4. ayet
(Resmi: 90/İniş:35/Alfabetik:12)
Allah odur ki; sizin için işitme gücü,
gözler ve gönüller oluşturdu. Ne kadar da az şükrediyorsunuz! 23.
sure (MÜ'MİNÛN) 78. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
O, odur ki,
yarattığı her şeyi güzel yarattı. Ve insanın yaratılışına çamurdan başladı.
Sonra onun neslini bir üsareden, hor görülen bir sudan oluşturdu. Sonra ona bir
biçim verdi ve onun içine kendi ruhundan üfledi. Sizin için, işitme gücü,
gözler ve gönüller vücuda getirdi. Ne kadar da az şükredersiniz! 32.
sure (SECDE) 7-9. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)
De ki: "Sizi oluşturan O'dur. O
size, işitme gücü, gözler ve gönüller verdi. Ne kadar da az
şükrediyorsunuz!" 67. sure (MÜLK) 23. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)
Ve Âdem'e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere
göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini,
eğer doğru sözlüler iseniz." 2. sure (BAKARA) 31. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif
ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim
ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi. 33. sure (AHZÂB) 72. ayet
(Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Doğrusu, biz insanı karışım olan bir spermden yarattık.
Halden hale geçiririz onu. Sonunda onu işitici, görücü yaptık. Biz onu yola
kılavuzladık. Artık ya şükredici olur ya nankör. 76. sure (İNSÂN) 2-3.
ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)
(2)
Kulaklar
Yahut gökten boşalan bir yağmur haline benzer ki onda
karanlıklar var, bir gök gürlemesi var, bir şimşek var. Yıldırımlar yüzünden
ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Allah Muhît'dir, küfre
sapanları çepeçevre kuşatmıştır. 2. sure (BAKARA) 19. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden
kaydırırlar; din içinde sövgüler üreterek, dillerini eğip bükerek:
"Dinledik, isyan ettik; dinle, dinlenmez olası, davar güder gibi güt
bizi" derler. Eğer onlar, "Dinledik, boyun eğdik, dinle, bak
bize!" demiş olsalardı, kendileri için daha hayırlı ve daha yerinde
olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden onlara lanet etmiştir. Çok az bir kısmı
hariç, iman etmezler. 4. sure (NİSA) 46. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
"Yemin olsun, onları saptıracağım,
onları kuruntulara/hurafelere/anlamını bilmeden okumaya mutlaka iteceğim.
Onlara mutlaka emir vereceğim de davarların kulaklarını yaracaklar; onlara
muhakkak emredeceğim de Allah'ın yaratışını /yarattıklarını
değiştirecekler." Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı yandaş edinirse açık bir
hüsrana kesinlikle yuvarlanmış olacaktır. 4. sure (NİSA) 119. ayet (Resmi:
4/İniş:98/ Alfabetik:82)
O Kitap'ta onlar üzerine şöyle yazmıştık:
Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş... Yaralamalar
karşılığında da kısas. Kim kısası bağışlarsa, bu bağışlaması kendisi için
günahlara bir perde olur. Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta
kendileridir. 5. sure (MÂİDE) 45. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
İçlerinden sana kulak verenler vardır;
ama biz onu gereğince anlamamaları için kalplerine kılıflar geçirmiş,
kulaklarına bir ağırlık koymuşuzdur. Tüm mucizeleri görseler de onlara
inanmazlar. Nihayet sana gelip seninle çekişerek söyle derler küfre sapanlar:
"Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir." 6.
sure (EN'ÂM) 25. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Yemin olsun ki biz, insanlardan ve
cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla
anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların,
onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin
ta kendileridir bunlar. 7. sure (A'RAF) 179. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Ayakları mı var onların ki, onlarla yürüsünler; elleri mi
var onların ki onlarla tutsunlar; gözleri mi var onların ki, onlarla görsünler;
kulakları mı var onların ki, onlarla işitsinler. De ki: "Ortaklarınızı
çağırıp bana tuzak kurun. Hadi, göz açtırmayın bana!" 7.
sure (A'RAF) 195. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
İçlerinden bazıları da o Peygamber'i incitirler ve şöyle
derler: "O, her şeye kulak kesilir." De ki: "Hayır kulağıdır
sizin için o; Allah'a iman eder, müminlere güvenir. İnananlarınız için de bir
rahmettir o." Allah'ın resulüne eza edenler için korkunç bir azap
öngörülmüştür. 9. sure (TEVBE) 61. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Kalpleri üzerine, onu anlamamaları için kabuklar geçiririz,
kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Rabbini yalnız Kur'an'da andığın zaman,
nefretle geriye dönüp kaçarlar. 17. sure (İSRÂ) 46. ayet (Resmi:
17/İniş:50/Alfabetik:46)
Bunun üzerine birçok yıl boyunca mağarada
onların kulakları üzerine ağırlık vurduk. 18. sure (KEHF) 11. ayet
(Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldığı halde, onlardan
yüz çeviren ve iki elinin hazırlayıp önden gönderdiği şeyleri unutandan daha
zalim kim olabilir? Şu bir gerçek ki, biz onların kalpleri üzerine onu
anlamamaları için kabuklar geçirdik, kulakları içine de ağırlıklar koyduk.
Onları hidayete çağırsan da bu durumda hidayete asla ulaşamazlar. 18.
sure (KEHF) 57. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kalpleri olsun da onunla
akıllarını çalıştırsınlar, kulakları olsun da onlarla duysunlar. Şu bir gerçek
ki, kafadaki gözler kör olmaz ama göğüslerin içindeki gönüller körleşir. 22.
sure (HAC) 46. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Ayetlerimiz ona okunduğunda, böbürlenerek yüzünü çevir.
Sanki onları hiç işitmemiştir, sanki kulaklarında bir ağırlık vardır. İşte
böylesini, korkunç bir azapla muştula. 31. sure (LOKMAN) 7. ayet
(Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)
Dediler ki: "Bizi çağırdığı o şeye karşı kalplerimiz
kılıflar içinde; kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir
perde var. O halde, sen işini yap, muhakkak biz de işimizi yapacağız." 41.
sure (FUSSİLET) 5. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Ki onu size bir hatırlatıcı/düşündürücü yapalım ve
kavrayabilen kulak kavrasın. 69. sure (HÂKKA) 12. ayet (Resmi:
69/İniş:78/Alfabetik:34)
"Ben onları, sen kendilerini affedesin diye çağırdıkça,
parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiseleriyle sarılıp sarmalandılar, inat
ve ısrar ettiler ve kibirlendikçe kibirlendiler." 71.
sure (NÛH) 7. ayet (Resmi: 71/İniş:71/Alfabetik:83)
(3)
Gözler ve
Gözyaşı
(a)
Gözler, tanıktır-şahittir
Nihayet, oraya geldiklerinde kulakları, gözleri, derileri, yapıp-ettikleri
hakkında onlar aleyhine tanıklık edecektir. 41. sure (FUSSİLET) 20. ayet
(Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Siz, işitme gücünüzün, gözlerinizin,
derilerinizin aleyhinize yapacağı tanıklıktan gizlenmiyordunuz. Tam aksine siz,
yaptıklarınızdan birçoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz. 41.
sure (FUSSİLET) 22. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Rabbinin hükmüne sabret! Kuşkusuz, sen
bizim gözlerimizin önündesin. Kalktığında, Rabbinin hamdiyle tespih et! 52.
sure (TÛR) 48. ayet (Resmi: 52/İniş:76/ Alfabetik:106)
(b)
Gözler, O'nun
şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alıp götürecek
Görmedin mi, Allah,
bulutları sürüyor, sonra onları kaynaştırıp iç içe sokuyor, sonra onları
birbiri üstüne yığıyor. Nihayet, onların arasından yağmurun çıktığını
görüyorsun. Gökten, ondaki dağlardan bir dolu indiriyor da onunla dilediğini
çarpıyor, dilediğinden de onu yan geçiriyor. Onun şimşeğinin parıltısı,
neredeyse gözleri alıp götürecek. 24. sure (NÛR) 43. ayet
(Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
(c)
Gözler, kısas, göze-göz, iyiliğe- iyilik, kötülüğe -kötülük, hak ve
batılı görmek için Allah'ın verdiği iki göz:
O Kitap'ta onlar üzerine şöyle yazmıştık: Cana can, göze
göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş... Yaralamalar karşılığında da kısas.
Kim kısası bağışlarsa, bu bağışlaması kendisi için günahlara bir perde olur.
Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir. 5.
sure (MÂİDE) 45. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Biz ona vermedik mi iki göz, 90. sure (BELED) 8.
ayet (Resmi: 90/İniş:35/Alfabetik:12)
(d)
Gözler, ölümde-kıyamette, baygınlaşan, dehşetle bakan, açılıp
donakalan, dikilip kalan Gözler
Sakın, Allah'ı, zalimlerin yapmakta
olduğundan habersiz sanma. O, onları, gözlerin korkudan donup kalacağı bir güne
erteliyor, hepsi bu... 14. sure (İBRÂHİM) 42. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Hak olan vaat yaklaşmıştır. İnkâr edenlerin gözleri birden
donup kalmıştır. "Vay başımıza! Biz bundan gafil bulunuyorduk. Hayır, biz
zalimlerdik." derler. 21. sure (ENBİYÂ) 97. ayet (Resmi:
21/İniş:73/Alfabetik:21)
Öyle erler vardır ki, bir ticaret de bir alışveriş de onları
Allah'ın zikrinden/Kur'an'ından, namaz kılmaktan, zekât vermekten alıkoyamaz.
Onlar, kalplerle gözlerin döneceği/yer değiştireceği günden korkarlar. 24.
sure (NÛR) 37. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Hani, onlar, üst yanınızdan, alt tarafınızdan size
saldırmıştı da gözler kaymış, yürekler gırtlaklara ulaşmıştı. Allah hakkında
türlü zanlarda bulunuyordunuz. 33. sure (AHZÂB) 10. ayet (Resmi:
33/İniş:97/Alfabetik:4)
Size karşı cimrilik / kıskançlık ederler. Korku geldiğinde
onları sana bakar halde görürsün. Korku gittiğinde ise hayra karşı kıskançlık
yüzünden sizi keskin dillerle yaralarlar. Ölümden üzerine baygınlık çökmüş biri
gibidirler. Bunlar iman etmemişlerdir. Bu yüzden de Allah, amellerini boşa
çıkarmıştır. Bunu yapmak Allah için çok kolaydır. 33.
sure (AHZÂB) 19. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Bunun üzerine yakardı Rabbine, "Yenilgiye uğradım işte,
yardım et!" diye... 54. sure (KAMER) 10. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)
Yine yemin olsun, onu gözünüzle apaçık göreceksiniz! 102.
sure (TEKÂSÜR) 7. ayet (Resmi: 102/İniş:16/Alfabetik:102)
(e)
Gözler, inanmayanlara yarar sağlamayan, utanmış yorgun bitkin
düşmüş/aciz-zelil Gözler:
Yemin olsun, onlara, size vermediğimiz imkân ve kudreti
vermiştik. Onlar için işitme gücü, gözler ve gönüller oluşturmuştuk. Fakat,
işitme güçleri de gözleri de gönülleri de kendilerine hiçbir yarar
sağlamadı/kendilerinden hiçbir şeyi uzaklaştıramadı; çünkü ayetlerimize karşı
direniyorlardı. Ve alaya aldıkları şey, onları kuşatıp sardı. 46.
sure (AHKAF) 26. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
Sonra bakışı iki kez daha döndür! Umudunu
kesmiş olarak döner sana göz. Utanmış, bitkin düşmüştür o. 67.
sure (MÜLK) 4. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)
Gözler,
Dünya'da haramdan sakındırıp /korunmayan, kıyamette/Ahirette zillete düşüp yere
eğilen Gözler
Mümin erkeklere söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel
organlarını/ırzlarını korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Kuşkusuz,
Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır. Mümin kadınlara da söyle:
Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar.
Süslerini/ziynetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar.
Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Süslerini şu
kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları yahut babaları yahut kocalarının
babaları yahut oğulları yahut kocalarının oğulları yahut kardeşleri yahut
kardeşlerinin oğulları yahut kendi kadınları yahut ellerinin altında bulunanlar
yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar
yahut kadınların kaygı duyulacak yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş
çocuklar. Süslerinden, gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere
vurmasınlar. Ey müminler, Allah'a topluca tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz!
24. sure (NÛR) 30-31. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Gözleri yere eğilmiş, benliklerini zillet
kaplamıştır. Onlar, sapasağlam oldukları zaman da secde etmeye çağrılıyorlardı.
68. sure (KALEM) 43. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)
Gözleri yere
eğik; bir zillet kuşatmıştır onları. İşte bu gündür onlara vaat edilmiş olan. 70.
sure (MEÂRİC) 44. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)
Onların
gözleri yerlere eğilecektir. 79. sure (NÂZİÂT) 9. ayet (Resmi:
79/İniş:81/Alfabetik:78)
(g) Gözler,
Dünya'da farkına vardıkları gerçekten dolayı yaşla dolan Gözler
Resule indirileni dinlediklerinde farkına vardıkları
gerçekten dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Şöyle derler:
"Ey Rabbimiz, iman ettik. Artık bizi de gerçeğin tanıklarıyla birlikte
kaydet." 5. sure (MÂİDE) 83. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Kendilerini bindirmen için sana
geldiklerinde sen, "sizi bindirecek bir şey bulamam" deyince,
harcayacak bir şey bulamadıklarından, üzüntüyle gözlerinden yaşlar boşalarak
geri dönen kimseler için de herhangi bir günah yoktur. 9.
sure (TEVBE) 92. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
(h) Gözler,
yaptığı / yapılan kötülükleri / çirkinlikleri süslü (güzel) gören, perdeli, Dünya'da
hakkı / gerçeği / güzeli görmeyen, kör Gözler
Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır.
Onların kafa gözleri üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap
öngörülmüştür. 2. sure (BAKARA) 7. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
İğreti / sefil hayat küfre sapanlara süslü
gösterilmiştir; onlar, iman sahipleriyle alay ederler. Takvaya sarılanlar,
kıyamet günü onların tepelerinde olacaktır. Allah, dilediğini hesapsız bir
biçimde rızıklandırır. 2. sure (BAKARA) 212. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Kadınlara, oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş
yığınlara, salma atlara, davarlara ve ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar
için süslenip püslenmiştir. Tüm bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah'a
gelince, varılacak yerin en güzeli onun yanındadır. 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 14. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Zorluğumuz kendilerine gelip çattığında bir
sığınabilselerdi! Ne yazık ki kalpleri katılaştı; şeytan, yapmakta olduklarını
onlara süslü-püslü gösterdi. 6. sure (EN'ÂM) 43. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Onların Allah dışında dua ettiklerine/çağrıda bulunduklarına
sövmeyin. Yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah'a söverler. Biz her
ümmete yaptığı işi bu şekilde süslü gösterdik. Sonra hepsinin dönüşü
Rablerinedir. O, onlara, yapmakta olduklarını haber verecektir. 6.
sure (EN'ÂM) 108. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Bir ölü iken kendisine hayat verdiğimiz, insanlar içinde
yürümesi için kendisine bir ışık tuttuğumuz kişinin durumu, karanlıklar içinde
kalmış, bir türlü ondan çıkamayan kişininki gibi olur mu? İşte böyle! Küfre
sapanlara, yapmakta oldukları süslü-püslü gösterilmiştir. 6.
sure (EN'ÂM) 122. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
"Siz sergileyin." dedi. Hünerlerini ortaya atınca,
halkın gözlerini büyülediler, onları dehşete düşürdüler. Çok büyük bir büyü
sergilediler. 7. sure (A'RAF) 116. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu
cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var
bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler.
Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir
bunlar. 7. sure (A'RAF) 179. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Ayakları mı var onların ki, onlarla yürüsünler; elleri mi
var onların ki onlarla tutsunlar; gözleri mi var onların ki, onlarla görsünler;
kulakları mı var onların ki, onlarla işitsinler. De ki: "Ortaklarınızı
çağırıp bana tuzak kurun. Hadi, göz açtırmayın bana!" 7.
sure (A'RAF) 195. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Karşılaştığınızda onları sizin
gözlerinize az gösteriyordu. Sizi de onların gözünde azaltıyordu ki,
yapılmasına karar verilen işi yürürlüğe koysun. Zaten bütün işler Allah'a
döndürülür. 8. sure (ENFÂL) 44. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Şeytan onlara, yaptıklarını süslü gösterip şöyle demişti:
"Bugün size galip gelecek kimse yok, ben yanınızdayım." Fakat iki
topluluk yanyana gelince iki topuğu üstüne çark edip şöyle dedi: "Ben
sizden uzağım. Ben sizin görmediklerinizi görüyorum, ben Allah'tan korkarım.
Allah'ın cezası çok şiddetlidir." 8. sure (ENFÂL) 48. ayet
(Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Haram ayları ertelemek, küfürde bir artırmadır ki, onunla
inkâr edenler saptırılır. Onu bir yıl helal sayarlar, bir yıl haramlaştırırlar
ki, Allah'ın yasakladığının sayısını denkleştirip Allah'ın haram kıldığını
helalleştirsinler. Amellerinin kötülüğü kendilerine süslü gösterilmiştir.
Allah, küfre batan bir topluluğu iyiye ve güzele kılavuzlamaz. 9.
sure (TEVBE) 37. ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)
İnsanlara zorluk dokunduğu zaman; yan
yatarken, otururken, ayaktayken bize yalvarır. Ama sıkıntısını çözdüğümüzde,
kendisine dokunan bir zorluk yüzünden bize hiç yalvarmamış gibi çekip gider.
Haksızlığa/aşırılığa sapanlara, yapmakta oldukları, işte böyle süslü
gösterilmiştir. 10.
sure (YÛNUS) 12. ayet (Resmi: 10/İniş:51/ Alfabetik:109)
Allah'a ortaklar tanıdılar. Peki, her
benliğin yaptığı işin başında duranla bunlar bir mi? De ki: "Onları
isimlendirin. Yoksa siz Allah'a, yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber
veriyorsunuz? Yoksa, anlamsız bir laf mı ediyorsunuz?" Hayır, küfre
sapanlara, tuzakları süslü gösterildi de yoldan döndürüldüler. Allah'ın
şaşırttığına kılavuzluk edecek yok. 13. sure (RA'D) 33. ayet
(Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Kesinlikle şöyle diyeceklerdi: "Bizim gözlerimiz
döndürüldü, bakışlarımız sarhoş edildi. Belki de biz büyüye çarptırılmış bir
toplumuz." 15. sure (HİCR) 15. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Yemin olsun Allah'a ki, senden önceki
ümmetlere de elçiler gönderdik de şeytan onlara amellerini süslü gösterdi. O,
bugün de onların dostudur/ o gün de onların dostu idi. Onlar için acıklı bir
azap var. 16. sure (NAHL) 63. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Onlar, gözleri benim zikrim/Kur'an’ım karşısında perde
içinde olan insanlardı. Dinlemeye dayanamıyorlardı. 18.
sure (KEHF) 101. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki,
kalpleri olsun da onunla akıllarını çalıştırsınlar, kulakları olsun da onlarla
duysunlar. Şu bir gerçek ki, kafadaki gözler kör olmaz ama göğüslerin içindeki
gönüller körleşir. 22. sure (HAC) 46. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Şu bir gerçek ki, âhirete inanmayanların amellerini biz,
kendileri için süsleyip püsledik. Bu yüzden onlar kalpleri körelmiş olarak
şaşkınlık içinde bocalar dururlar. 27. sure (NEML) 4. ayet
(Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Âd'ı, Semûd'u da böyle yaptık. Bu, onların
yurtlarından/meskenlerinden açıkça belli olmaktadır. Şeytan onlara amellerini
süsleyip püslemişti de kendilerini yoldan çıkarmıştı. Oysaki, bakıp görebilen
insanlardı. 29. sure (ANKEBÛT) 38. ayet (Resmi: 29/İniş:85/ Alfabetik:8)
Dilesek, gözlerini siler, onları elbette kör ederiz. O zaman
yola koyulmak isterler ama nasıl görecekler? 36. sure (YÂSÎN) 66.
ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
O bilir gözlerin hain bakışını ve göğüslerin sakladığını. 40.
sure (MÜ'MİN) 19. ayet (Resmi: 40/İniş:60/ Alfabetik:69)
"Göklerin sebeplerine ulaşırsam, Mûsa'ın tanrısına, da
ulaşırım. Ben onun yalancı biri olduğunu düşünüyorum." Firavun'a, yaptığı
işin kötülüğü bu şekilde süslü gösterildi de yoldan saptırıldı. Firavun'un
tuzağı hep kayıptadır. 40. sure (MÜ'MİN) 37. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve
arzusunu almış kişiyi gördün mü? Allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı
ve kalbi üzerine mühür basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. Allah'tan
sonra ona kim kılavuzluk edecektir. Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz? 45.
sure (CÂSİYE) 23. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Rabbinden açık bir kanıt üzere olan, amelinin çirkinliği
kendisine süslü gösterilip de boş arzularına uyanlara benzer mi? 47.
sure (MUHAMMED) 14. ayet (Resmi: 47/İniş:99/ Alfabetik:64)
İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet edip kulaklarını
sağır, gözlerini de kör ettiği kimseler... 47. sure (MUHAMMED) 23. ayet
(Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
(i) Gözyaşları: Dünya'da farkına vardıkları gerçekten dolayı
akan / Günahtan arındıran gözyaşları
Resule indirileni dinlediklerinde farkına vardıkları
gerçekten dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Şöyle derler:
"Ey Rabbimiz, iman ettik. Artık bizi de gerçeğin tanıklarıyla birlikte
kaydet." 5. sure (MÂİDE) 83. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Kendilerini bindirmen için sana
geldiklerinde sen, "sizi bindirecek bir şey bulamam" deyince,
harcayacak bir şey bulamadıklarından, üzüntüyle gözlerinden yaşlar boşalarak
geri dönen kimseler için de herhangi bir günah yoktur. 9.
sure (TEVBE) 92. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder