İNSAN
2.
İNSANIN DONANIMI -2
a) İnsanın Yetenekleri
(4)
Ağız
(a)
Diliyle söylediği, kalbindeki ve hak / gerçek olmayan, bir dil iki
dudak ağızlar
Onların ahdine nasıl güvenilebilir! Eğer üzerinizde
egemenlik kurarlarsa, sizinle ilgili ne bir antlaşmaya saygı duyarlar ne de bir
yemine. Ağızlarıyla size hoşnutluk sunarlar, fakat kalpleri inat eder durur. Ve
onların çoğu gerçeğe uzak düşmüş sapıklardır. 9. sure (TEVBE) 8. ayet
(Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Yahudiler: "Uzeyr, Allah'ın oğludur." dediler;
Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah'ın oğludur." dediler. Kendi
ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce inkâr edenlerin sözlerine benzetme
yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz geri çevriliyorlar! 9.
sure (TEVBE) 30. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Bir dil, iki dudak? 90.
sure (BELED) 9. ayet (Resmi: 90/İniş:35/Alfabetik:12)
(b)
Kâfir ve münafık ağızlar
Ey iman sahipleri! Kendi dışınızdakilerden/seviyenizin
altındakilerden bir kimseyi sırdaş edinmeyin. Sizi sarpa sardırıp perişan
etmekten çekinmezler. Size sıkıntı verecek şeyi pek severler. Ağızlarından
nefret ve öfke taşmaktadır. Göğüslerinin saklamakta olduğu ise daha büyüktür.
Eğer aklınızı işletirseniz Allah size ayetlerini açık-seçik göstermiştir. 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 118. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ve ikiyüzlülük yapan münafıkları bilsin diye. Onlara,
"Hadi gelin, Allah yolunda çarpışın yahut savunma yapın!" dendiğinde:
"Savaştan haberimiz olsaydı sizi elbette izlerdik." dediler. O gün
onlar, imandan çok küfre yakın idiler. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla
söylüyorlar. Allah, onların gizlemekte oldukları şeyi çok iyi bilmektedir. 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 167. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ey resul! Kalpleri inanmamış olduğu halde ağızlarıyla
"inandık" diyenlerin küfürde yarışırcasına koşanları seni üzmesin.
Yahudilerden bazıları yalancılık etmek için dinlerler; huzuruna çıkmamış olan
başka bir topluluk için dinlerler. Yerlerine oturmuş kelimeleri, yapılarını
bozup değiştirirler. "Size şu verilirse alın, eğer o verilmezse
çekinin." derler. Allah birini fitneye çarptırmak isterse sen onun için
Allah karşısında hiçbir şey yapamazsın. Bunlar o kişilerdir ki, Allah
kalplerini temizlemek istemiyor. Dünyada bir rezillik vardır onlar için;
âhirette de büyük bir azap var onlara. 5. sure (MÂİDE) 41. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Yahudiler: "Uzeyr, Allah'ın oğludur." dediler;
Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah'ın oğludur." dediler. Kendi
ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce inkâr edenlerin sözlerine benzetme
yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz geri çevriliyorlar! 9.
sure (TEVBE) 30. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Allah ise
kâfirler hoşlanmasa da nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemiyor. 9.
sure (TEVBE) 32. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Gerçek dua yalnız O'na/hak davet yalnız
O'nun için yapılır. O'nun dışında yalvarıp davet ettikleri ise onlara hiçbir
şekilde cevap veremezler. Onlar, ağzına ulaşsın diye iki avucunu suya doğru
açan ama suya ulaşamayan birinden başkasına benzemiyorlar. Küfre sapanların dua
ve davetleri, şaşkınlığa dalmaktan başka bir işe yaramaz. 13.
sure (RA'D) 14. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Sizden öncekilerin, Nûh kavminin, Âd'ın, Semûd'un ve
onlardan sonrakilerin haberleri ulaşmadı mı size? Allah'tan başkası bilmez
onları. Peygamberleri onlara açık deliller getirmişti de onlar ellerini
ağızlarına itip şöyle demişlerdi: "Biz size gönderileni kesinlikle
tanımıyoruz ve biz sizin çağırdığınız şey konusunda karmaşa ve çıkmaza iten bir
kuşku içindeyiz." 14. sure (İBRÂHİM) 9. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Ona ilişkin ne kendilerinin bir ilmi vardır ne de
atalarının. Söz olarak ne büyüktür ağızlarından çıkıveren! Onlar bir yalandan
başka şey söylemiyorlar. 18. sure (KEHF) 5. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
O zaman siz, onu dillerinizle birbirinize yetiştiriyordunuz
ve ağızlarınızla, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi söylüyor, üstelik bunu
önemsiz sanıyordunuz. Oysaki Allah katında o, çok büyük bir günahtı. 24.
sure (NÛR) 15. ayet (Resmi: 24/İniş:102/ Alfabetik:84)
O gün, ağızlarını mühürleyeceğiz. Bize elleri konuşacak,
ayakları da kazanmış olduklarına tanıklık edecek. 36.
sure (YÂSÎN) 65. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
İstiyorlar ki, ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürsünler. Ama
Allah, küfre batanlar hoş görmeseler de nurunu tamamlayacaktır. 61.
sure (SAFF) 8. ayet (Resmi: 61/İniş:108/Alfabetik:89)
(5)
Akıl
(a)
İman veya küfrü seçmek üzere, hak veya batıl /iyi veya kötü için
çalıştırılan, kısas doğuran akıl
Şu bir gerçek ki göklerin ve yerin
yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanların yararı
için denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'ın gökten suyu indirip onunla,
ölümünden sonra toprağı dirilterek üzerine tüm canlılardan yaymasında,
rüzgarların bir düzen içinde yönden yöne çevrilmesinde, gök ve yer arasında bir
hizmete memur edilen bulutlarda, aklını işleten bir topluluk için sayısız
izler-işaretler-ibretler vardır. 2. sure (BAKARA) 164. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey aklı ve gönlü işleyenler, kısasta
sizin için hayat vardır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır. 2.
sure (BAKARA) 179. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine
gerekli kılarsa hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe sapmak, kavga ve çekişmeye
girmek yoktur. İyilik olarak yaptığınızı Allah bilir. Azık edinin. Hiç kuşkusuz
azığın en güzeli takvadır. Ey akıl ve gönül sahipleri, benden korkun. 2.
sure (BAKARA) 197. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
O, hikmeti dilediğine verir. Ve kendisine
hikmet verilmiş olana çok büyük bir hayır verilmiş demektir. Gönlünü ve aklını
çalıştıranlardan başkası düşünüp anlayamaz. 2. sure (BAKARA) 269. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kitap'ı sana indiren O'dur: Onun ayetlerinden bir kısmı
muhkemlerdir ki; onlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir. Şu
var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun
yorumuna öncelik tanımak için Kitap'ın sadece müteşâbih kısmının ardına
düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar.
Bunlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır." derler. Gönül ve
akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez. 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 7. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Şu bir gerçek ki, göklerin ve yerin yaratılışında, geceyle
gündüzün birbiri ardınca gelişinde, aklını ve gönlünü işletenler için çok
ibretler vardır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 190. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
De ki: "Pisin çokluğu seni hayrete düşürse de pisle
temiz bir olmaz. O halde, ey akıl ve gönül sahipleri! Allah'tan korkun ki
kurtuluşa erebilesiniz." 5. sure (MÂİDE) 100. ayet (Resmi:
5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Sizden önceki kuşakların söz ve eser sahibi olanları,
yeryüzünde bozgunculuktan alıkoymalı değiller miydi? Ama içlerinden kurtarmış
olduklarımızın az bir kısmı dışında hiçbiri bunu yapmadı. Zulme sapanlar ise
içine gömüldükleri servet şımarıklığının ardına düşüp suçlular haline geldiler.
11. sure (HÛD) 116. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
(b)
Hayal ve kuruntu üreten akıl
"Yahudi yahut Hıristiyan olandan başkası cennete asla
giremeyecek." dediler. Bu, onların hayalleri, kuruntularıdır. De ki
onlara: "Eğer doğru sözlü iseniz hadi getirin susturucu kanıtınızı!" 2.
sure (BAKARA) 111. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
(c)
Hakkı / gerçeği tanıyan bilen, öğüt ve ibret alan, doğruyu bulan akıl
Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kişi, kör olan
biriyle aynı mıdır? Sadece aklı ve gönlü işleyenler düşünüp ibret alır. 13.
sure (RA'D) 19. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'tan başka ilah
olmadığını bilsinler, aklı ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye,
insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir. 14. sure (İBRÂHİM) 52. ayet
(Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Hiç kuşkusuz, bunda, işaretlerden anlam çıkaranlar için
ibretler vardır. 15. sure (HİCR) 75. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Yiyin, hayvanlarınızı yayıp otlatın.
Kuşkusuz bunda, aklı başında insanlar için ibretler vardır. 20.
sure (TÂHÂ) 54. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Kendilerinden önceki nesillerden
nicelerini helâk etmemiz onları yola getirmedi mi? Onların
yurtlarında/barınaklarında dolaşıp duruyorlar. Akıl sahipleri için bunda
elbette ibretler vardır! 20.
sure (TÂHÂ) 128. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Yemin olsun, şeytan, içinizden birçok
nesli saptırmıştı. Aklınızı hiç işletmiyor muydunuz? 36.
sure (YÂSÎN) 62. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
Kutsal / bereketli bir Kitap bu; sana indirdik ki onu,
ayetlerini derin derin düşünsünler ve öğüt alabilsin temiz özlüler. 38.
sure (SÂD) 29. ayet (Resmi: 38/İniş:38/ Alfabetik:88)
Ona bizden bir rahmet ve özü temizlere bir hatırlatma
olarak, ailesini ve beraberlerinde, benzerlerini bağışladık. 38.
sure (SÂD) 43. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
Böyle birisi; gece saatlerinde secde
ederek, ayakta durarak ibadet eden, ahiretten korkan, Rabbinin rahmetini uman
biri gibi midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Ancak
gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır." 39.
sure (ZÜMER) 9. ayet (Resmi: 39/İniş:59 /Alfabetik:114)
Onlar ki, sözü dinler de en güzeline uyarlar. İşte
bunlardır, Allah'ın kılavuzladıkları; işte bunlardır, akıl ve gönül sahipleri. 39.
sure (ZÜMER) 18. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Görmedin mi, Allah gökten bir su indirdi
de onu toprak içindeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla çeşitli renklerde
ekinler çıkarıyor. Sonra ekin kurur da sen onu sararmış görürsün. Sonra da onu
kuru ufantı haline getirir. İşte bunda, akıl ve gönül sahipleri için mutlak bir
ibret var. 39. sure (ZÜMER) 21. ayet (Resmi: 39/İniş:59/ Alfabetik:114)
Akıl ve gönül sahipleri için bir yol gösterici, bir
hatırlatıcıdır o. 40. sure (MÜ'MİN) 54. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Allah onlar
için şiddetli bir azap hazırladı. Artık Allah'tan korkun, ey iman etmiş akıl ve
gönül sahipleri! Allah size bir Zikir/bir uyarıcı/bir düşündürücü indirmiştir. 65.
sure (TALÂK) 10. ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)
Nasıl, bunlarda akıl sahibi için bir yemin var mı? 89.
sure (FECR) 5. ayet (Resmi: 89/İniş:10/ Alfabetik:25)
(d)
Küfrü seçen,
kalbi mühürlenen, hakkı/gerçeği anlamayan, batıla uyan akıl
Allah onların kalpleri,
kulakları üzerine mühür basmıştır. Onların kafa gözleri üstünde de bir perde
vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür. 2.
sure (BAKARA) 7. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
"Kalplerimiz kabuk tutmuştur."
dediler. Hayır öyle değil. Küfürleri yüzünden Allah onları lanetlemiştir de çok
az bir kısmı iman eder. 2. sure (BAKARA) 88. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Bilgiden yoksun olanlar dedi ki: "Allah bizimle
konuşsaydı yahut bize bir mucize gelseydi ya!..." Onlardan öncekiler de
aynen onların dediği gibi demişti. Kalpleri birbirine benzemiştir. Biz
ayetleri, gerçeği apaçık bilmek isteyenler için iyiden iyiye açıklamışızdır. 2.
sure (BAKARA) 118. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Peygamberleri onlara dedi ki: "Allah, Tâlût'u size kral
gönderdi." Şöyle konuştular: "O bizim üzerimizde nasıl saltanat
kurabilir? Yönetimde biz ondan daha çok hak sahibiyiz. Ona bir mal genişliği de
verilmemiştir." Peygamber dedi ki: "Allah onu seçip size üst olarak
gönderdi. Onu bilgi ve beden gücü yönünden üstün kıldı." Allah, mülkünü
dilediğine verir. Allah, mülkü genişletendir, her şeyi bilendir. 2.
sure (BAKARA) 247. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah'ın
ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve
"kalplerimiz kılıflıdır" demeleri yüzündendir. Doğrusu, Allah
küfürleri yüzünden kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna, iman
etmezler. 4. sure (NİSA) 155. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
De ki: "Düşünün bakalım; Allah, işitme gücünüzü,
gözlerinizi alsa, kalpleriniz üzerine mühür bassa, Allah'tan başka hangi ilah
onları size geri verecek?" Bak nasıl türlü türlü açıklıyoruz ayetleri,
yine de yüz çeviriyorlar! 6. sure (EN'ÂM) 46. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Biz onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz, ilk
seferinde buna iman etmedikleri gibi bırakırız kendilerini de azgınlıkları
içinde körü körüne bocalar dururlar. 6. sure (EN'ÂM) 110. ayet
(Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Ki âhirete inanmayanların gönülleri ona ısınsın, ondan
hoşlansınlar, elde ettikleri şeylere sahip olmaya devam etsinler. 6.
sure (EN'ÂM) 113. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Yemin olsun ki biz, insanlardan ve
cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla
anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların,
onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin
ta kendileridir bunlar. 7. sure (A'RAF) 179. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Başlarını dikerek koşuşurlar. Bakışları kendilerine dönmez.
Yürekleri tamamen boşalmıştır. 14. sure (İBRÂHİM) 43. ayet (Resmi:
14/İniş:72/Alfabetik:40)
Allah sizi annelerinizin karınlarından
çıkardı, hiçbir şey bilmiyordunuz; şükredebilesiniz diye size işitme gücü,
gözler ve gönüller verdi. 16. sure (NAHL) 78. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz
ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır. 17. sure (İSRÂ) 36.
ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Kalpleri üzerine, onu anlamamaları için kabuklar geçiririz,
kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Rabbini yalnız Kur'an'da andığın zaman,
nefretle geriye dönüp kaçarlar. 17. sure (İSRÂ) 46. ayet (Resmi:
17/İniş:50/Alfabetik:46)
Sâmirî dedi: "Onların görmediklerini gördüm. Resulün
izinden bir avuç avuçladım da onu attım. Nefsim bana böylesini hoş gösterdi."
20. sure (TÂHÂ) 96. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Kalpleri hep oyun ve oyalanmada. O zulüm sergileyenler, şu
yolda bir fısıldaşmayı iyice koyulaştırdılar: "Bu adam, sizin gibi bir
insandan başkası değil. Gözünüz baka baka büyüye mi gidiyorsunuz!" 21.
sure (ENBİYÂ) 3. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Zalim olduğu için helâk ettiğimiz nice kent/medeniyet var
ki, duvarları, tavanları üzerine çökmüş halde. Nice kullanılmaz halde
bırakılmış su kuyusu, nice görkemli/süslü/bakımlı köşk var. 22.
sure (HAC) 45. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Fakat onların kalpleri bundan gaflet
içindedir. Onların bundan başka da işleri vardır ki, hep o işler için
çalışmaktadırlar. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 63. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Öyle erler vardır ki, bir ticaret de bir
alışveriş de onları Allah'ın zikrinden/Kur'an'ından, namaz kılmaktan, zekât
vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerle gözlerin döneceği/yer değiştireceği
günden korkarlar. 24. sure (NÛR) 37. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Mûsa'nın annesinin kalbi ise bomboş bir
halde sabahladı. Eğer inananlardan olması için kalbine bir bağ vermeseydik, onu
açığa vuracak bir durumdaydı. 28. sure (KASAS) 10. ayet (Resmi:
28/İniş:49/Alfabetik:53)
Sonra ona bir biçim verdi ve onun içine kendi ruhundan
üfledi. Sizin için, işitme gücü, gözler ve gönüller vücuda getirdi. Ne kadar da
az şükredersiniz! 32. sure (SECDE) 9. ayet (Resmi: 32/İniş:75/ Alfabetik:92)
O'nun katında, bizzat kendisinin izin verdiği kimseden
başkasının şefaatı/kendisinin izin verdiği kimseden başkası için şefaat yarar
sağlamaz. Sonunda, kalplerinden korku giderilince: "Rabbimiz ne
dedi?" derler. "Hakkı söyledi, O'dur Aliyy, O'dur Kebîr." 34.
sure (SEBE') 23. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
O bilir gözlerin hain bakışını ve
göğüslerin sakladığını. 40. sure (MÜ'MİN) 19. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Dediler ki: "Bizi çağırdığı o şeye
karşı kalplerimiz kılıflar içinde; kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim
aramızda da bir perde var. O halde, sen işini yap, muhakkak biz de işimizi
yapacağız." 41. sure (FUSSİLET) 5. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve
arzusunu almış kişiyi gördün mü? Allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı
ve kalbi üzerine mühür basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. Allah'tan
sonra ona kim kılavuzluk edecektir. Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz? 45.
sure (CÂSİYE) 23. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Yemin olsun, onlara, size vermediğimiz
imkân ve kudreti vermiştik. Onlar için işitme gücü, gözler ve gönüller
oluşturmuştuk. Fakat, işitme güçleri de gözleri de gönülleri de kendilerine
hiçbir yarar sağlamadı/kendilerinden hiçbir şeyi uzaklaştıramadı; çünkü
ayetlerimize karşı direniyorlardı. Ve alaya aldıkları şey, onları kuşatıp
sardı. 46. sure (AHKAF) 26. ayet (Resmi: 46/ İniş:66/Alfabetik:3)
Peki bunlar, Kur'an'ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar
mı? Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var? 47. sure (MUHAMMED) 24.
ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
Hiç kuşkusuz, bunda, kalbi olan yahut tam bir tanık olarak
kulak veren için mutlak bir öğüt vardır. 50. sure (KAF) 37. ayet
(Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Kalp yalanlamadı gördüğünü. 53.
sure (NECM) 11. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)
Bu durumun sebebi şudur: Onlar iman ettiler, sonra küfre
saptılar da kalpleri üzerine mühür basıldı. Artık onlar incelikleri anlamazlar.
63. sure (MÜNÂFİKÛN) 3. ayet (Resmi: 63/İniş:103/Alfabetik:72)
Bazı kalpler o gün kaygıdan
titreyecektir. 79. sure (NÂZİÂT) 8. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)
(e)
Hakkı / Gerçeği
Büyü Sanan Akıl
Şöyle dedi: "Bu, rivayet edilerek gelen bir büyüden
başka şey değil." 74. sure (MÜDDESSİR) 24. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder