TABİAT (GÖKLER VE YER)
3.
TABİATIN İNSAN
HİZMETİNE VERİLMESİ -5
m)
Hayvanlar
(1)
Hayvanların İnsanlarla Karşılaştırılması, İlişkisi
Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu
cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var
bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler.
Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir
bunlar. 7. sure (A'RAF) 179. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Kendilerine ait bir takım yararlara tanık olsunlar.
Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerinde belirli günlerde
Allah'ın adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de
doyurun. 22. sure (HAC) 28. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Yoksa sen bunların çoğunun işittiğini, akledip düşündüğünü
mü sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca, hayvanlardan da
şaşkındırlar. 25. sure (FURKÂN) 44. ayet (Resmi: 25/İniş:42/ Alfabetik:29)
Ve sizin yaratılışınızda, her yana yaydığı canlılarda,
kesinliği yakalayan bir topluluk için ibretler, işaretler vardır. 45.
sure (CÂSİYE) 4. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
(2)
Hayvanlar, Davarlar ve İnsanlardan Çeşitli Renklerde Olanları
Vardır
Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da
çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler
ürperir. Allah Azîz'dir, Gafûr'dur. 35. sure (FATIR) 28. ayet
(Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
(3)
Hayvanlar, Hz. Süleyman'ın Ölümünü Değneğini Yiyen Dabbetül
Arz/Ağaç Kurtçuğundan Başkası Göstermedi
Sonunda, Süleyman için ölüm hükmünü verdiğimizde, onun
ölümünü, değneğini yiyen dâbbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara
göstermedi. Süleyman yere yığılınca, açıkça anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı
bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap içinde bekleyip durmazlardı. 34.
sure (SEBE') 14. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
(4)
Hayvanlar, Her Türden
İki Çiftin Hz. Nuh'un Gemisine Alınması Vahyedildi
Bunun üzerine biz, Nûh'a şöyle vahyettik: "Gözlerimizin
önünde ve vahyimize uygun olarak gemiyi yap. Emrimiz gelip tandır kaynayınca,
ailenle birlikte her türden iki çifti gemiye sok. İçlerinden, haklarında daha
önce hüküm verilmiş olanları dışta bırak. Zulmetmiş olanlar hakkında bana
yakarıp durma. Onlar kesinlikle boğulacaklardır." 23.
sure (MÜ'MİNÛN) 27. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
(5)
Hayvanlardan Haram Olanlar
Allah size leşi, kanı, domuz etini, Allah'tan başkası adına
kesileni haram kılmıştır. Ama zorda kalanın, sınırı aşmadan, şuna-buna
haksızlık ve tecavüze gitmeden yemesinde kendisi için günah yoktur. Allah çok
affedici, çok merhametlidir. 2. sure (BAKARA) 173. ayet (Resmi:
2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş
hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan başkasının adı anılmış,
boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı üzerineyken yetişip
kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından yırtılmış ve dikili adak
taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet
paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış olanlar bugün
dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün
sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin
için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da var ki, her kim
ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı olmaksızın onlardan
yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafûr ve Rahîm'dir. 5.
sure (MÂİDE) 3. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, bu haram
dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum. Yalnız şunlardan
biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir pisliktir- Allah'tan
başkası adına boğazlanmış bir murdar." Iztırar haline düşen, başkasının
hakkına dokunmamak, zorunluluk sınırını da aşmamak şartıyla bunlardan
yiyebilir. Çünkü senin Rabbin çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. 6.
sure (EN'ÂM) 145. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik: 20)
O size ancak şunları haram kılmıştır: Ölü, kan, domuz eti,
Allah'tan başkası adına kesilen hayvan. Bununla birlikte, zorda kalan,
başkasının hakkına tecavüz etmemek, sınırı da aşmamak şartıyla bunlardan yerse,
Allah bağışlayacak, merhamet edecektir. 16. sure (NAHL) 115. ayet
(Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
(6)
Hayvanlar, Yaratan Besleyen Allah'tır
Şu iğreti hayatın durumu gökten indirdiğimiz bir suya
benzer: İnsanların ve davarların yedikleri yeryüzü bitkisi onunla karışmıştır.
Nihayet toprak, takılarını kuşanmış, süslenmiştir. Toprağın sahipleri onun
üzerinde egemen olduklarını sanmaktadırlar. Tam bu sırada emrimiz ona gece veya
gündüz ulaşmıştır. Ve onu, sanki dün yerinde yokmuş gibi biçip atmışızdır.
Derin derin düşünen bir topluluk için ayetleri böyle ayrıntılı olarak
veriyoruz. 10. sure (YÛNUS) 24. ayet (Resmi: 10/İniş:51/ Alfabetik:109)
Ki onunla ölü bir beldeyi diriltelim ve onunla,
yarattıklarımızdan bir takım hayvanları ve birçok insanları suvaralım. 25.
sure (FURKÂN) 49. ayet (Resmi: 25/İniş:42/ Alfabetik:29)
Gökleri ve yeri ortaya çıkarandır, Fâtır'dır O. Size,
benliklerinizden eşler yapmıştır; davarlardan da çiftler. Bu tarz içinde
üretiyor sizi. O'nun benzeri gibi bir şey yoktur. Gereğince işiten, gereğince
görendir O. 42. sure (ŞÛRÂ) 11. ayet (Resmi: 42/İniş:62/ Alfabetik:95)
Sizin için ve hayvanlarınız için bir geçim aracı olarak. 79.
sure (NÂZİÂT) 33. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)
Sizin ve hayvanlarınızın yararına. 80.
sure (ABESE) 32. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)
(7)
Hayvanlardan Kurbanlar-Kurbanlıklar/Kurban Edilenler:
Mûsa, toplumuna dedi ki: "Allah size, bir inek
kesmenizi emrediyor." Dediler ki: "Sen bizimle alay mı
ediyorsun?" Dedi ki: "Cahillerden biri olmaktan Allah'a
sığınırım." Şöyle konuştular: "Çağır Rabb'ine bizim için, açıklasın
bize neymiş o!" Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim ne yaşlıdır ne
de körpe. İkisi arası bir inektir." Hadi size emredileni yapın! Şöyle
dediler: "Çağır Rabb'ine bizim için, neymiş onun rengi açıklasın bize."
Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim, sarı, rengi parlak bir inektir;
seyredenlere mutluluk verir." Şöyle dediler "Dua et Rabb'ine,
açıklasın bize neymiş o! Çünkü bu inek, bizim gözümüzde başkalarıyla karıştı.
Ve biz, Allah dilerse, doğruya ve güzele elbette kılavuzlanacağız." Cevap
verdi Mûsa: "Allah diyor ki, bahsettiğim, boyunduruk yememiş bir inektir;
toprağı sürmez, ekini sulamaz. Salma hayvandır. Alaca yoktur onda."
Dediler ki: "İşte şimdi gerçeği getirdin." Ve ardından onu
boğazladılar, az kalsın yapmayacaklardı. 2. sure (BAKARA) 67-71. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer
engellenirseniz, kolayınıza gelen kurban yeterlidir. Kurban, yerine varıncaya
kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan yahut başından
rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka vererek veya kurban keserek fidye
yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyen,
kolayına gelen kurban kessin. Bunu bulamayan oruç tutsun. Üç günü hacda, yedi
günü döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu, ailesi Mescid-i Haram'da oturmayan
kişi içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. 2.
sure (BAKARA) 196. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey iman edenler! Allah'ın ibadet, iyilik
ve güzellik alâmeti kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya,
kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek
Mescid-i Haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınız vakit
avlanın. Bir topluluğun, sizi Mescid-i Haram'dan uzak tutmak için sergilediği
kötülük, sizi saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin! Hayırda
erginlik/dürüstlük ve takva üzere yardımlaşın! Kötülük/çirkinlik,
düşmanlık/saldırganlık üzere yardımlaşmayın. Allah'tan sakının! Kuşkunuz olmasın
ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. Şunlar size haram kılınmıştır:
Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan
başkasının adı anılmış, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı
üzerineyken yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından
yırtılmış ve dikili adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal
oklarıyla kısmet paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış
olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden
korkun! Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi
tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da
var ki, her kim ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı
olmaksızın onlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafûr ve Rahîm'dir. 5.
sure (MÂİDE) 2-3. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ey iman sahipleri! İhramda olduğunuz zaman av öldürmeyin.
Sizden kim kasten onu öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana denk
deve-sığır, davar cinsinden, Kâbe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki, içinizden
adalet sahibi iki kişi belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme şeklinde bir
keffâret, yahut buna denk oruç. Ta ki yaptığının vebalini tatsın. Allah,
geçmişi affetmiştir. Kim bir daha yaparsa, Allah ondan öç alacaktır. Allah çok
güçlüdür, öç alıcıdır. 5. sure (MÂİDE) 95. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Biz o büyükbaş hayvanları da sizin için Allah'ın kutsallık
nişanları arasına koyduk. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar sıralanmış
halde ayakları üzerine dururken, üzerlerine Allah'ın ismini anın. Yanları yere
yaslandığı zaman da onlardan yiyin; isteyen yoksulu da istemeyen yoksulu da
doyurun. Allah o hayvanları sizin hizmetinize verdi ki, şükredebilesiniz. 22.
sure (HAC) 36. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. 37.
sure (SÂFFÂT) 107. ayet (Resmi: 37/İniş:56/ Alfabetik:90)
(8)
Hayvanların Her Türü, İnsanlar ve Cinler Gibi Ayrı Bir Ümmettir. Küfre
Sapanlar, Hayvanlardan Daha Şaşkın ve Aşağıdır:
Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir
kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta,
herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri
önünde haşredilirler. 6. sure (EN'ÂM) 38. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu
cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var
bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar
gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar. 7.
sure (A'RAF) 179. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Yoksa sen bunların çoğunun işittiğini, akledip düşündüğünü
mü sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca, hayvanlardan da
şaşkındırlar. 25. sure (FURKÂN) 44. ayet (Resmi: 25/İniş:42/ Alfabetik:29)
Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, 81.
sure (TEKVÎR) 5. ayet (Resmi: 81/İniş:7/ Alfabetik:103)
n)
Bazı Hayvan ve Böcekler
(1)
Arı
Rabbin, balarısına şöyle vahyetti: "Dağlardan evler
edin, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan da..." "Sonra,
meyvaların her türünden ye de boyun bükerek Rabbinin yollarına koyul."
Onun karıncıklarından, renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki, insanlar için
onda şifa vardır. Derin derin düşünen bir topluluk için, bunda kesin bir mucize
var. 16. sure (NAHL) 68-69. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
(2)
Balık
Hem size hem de yolculara bir geçimlik olarak deniz avı
yapmak ve onu yemek size helal kılındı. Fakat ihramlı olduğunuz sürece karada
avlanmak size haram edilmiştir. Huzurunda haşredileceğiniz Allah'tan korkun. 5.
sure (MÂİDE) 96. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Sor onlara o deniz kıyısındaki kentin durumunu. Cumartesi
günü azıp sınır tanımazlık ediyorlardı. Sebt yaptıkları gün balıkları onlara
akın akın gelirdi; sebt yapmadıklarında ise onlara gelmezdi. Yoldan sapmaları
yüzünden onları böyle imtihan ediyorduk. 7. sure (A'RAF) 163. ayet
(Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Bu ikisi, iki denizin birleştiği yere vardıklarında,
balıklarını unuttular. Bunun üzerine balık da denizde bir deliğe doğru yola
koyuldu. 18. sure (KEHF) 61. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Genç adam dedi: "Bak sen şu işe, hani kayaya
sığınmıştık ya, işte o sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana unutturan,
şeytandan başkası değildi. Balık, denizin içinde acaip bir biçimde yolunu
tuttu." 18. sure (KEHF) 63. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Ve Zünnûn. Hani kızarak gitmişti de ona asla güç
yetiremeyeceğimizi/ölçüyü kendisine uygulamayacağımızı sanmıştı. Sonra,
karanlıkların bağrında şöyle yakardı: "Senden başka ilah yok, tespih
ederim seni. Kuşkusuz, ben zalimlerden oldum." 21.
sure (ENBİYÂ) 87. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Derken, kendisini balık yutmuştu. O kendi kendini kınayıp
duruyordu. 37. sure (SÂFFÂT) 142. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Artık Rabbinin hüküm vermesi için sabret! Balığın dostu
Yûnus gibi olma! Hani o, hıçkırıktan boğulur bir halde yakarmıştı. 68.
sure (KALEM) 48. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)
(3)
İnek
Mûsa, toplumuna dedi ki: "Allah size, bir inek
kesmenizi emrediyor." Dediler ki: "Sen bizimle alay mı
ediyorsun?" Dedi ki: "Cahillerden biri olmaktan Allah'a
sığınırım." Şöyle konuştular: "Çağır Rabb'ine bizim için, açıklasın bize
neymiş o!" Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim ne yaşlıdır ne de
körpe. İkisi arası bir inektir." Hadi size emredileni yapın! Şöyle
dediler: "Çağır Rabb'ine bizim için, neymiş onun rengi açıklasın
bize." Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim, sarı, rengi parlak bir
inektir; seyredenlere mutluluk verir." Şöyle dediler "Dua et
Rabb'ine, açıklasın bize neymiş o! Çünkü bu inek, bizim gözümüzde başkalarıyla
karıştı. Ve biz, Allah dilerse, doğruya ve güzele elbette
kılavuzlanacağız." Cevap verdi Mûsa: "Allah diyor ki, bahsettiğim,
boyunduruk yememiş bir inektir; toprağı sürmez, ekini sulamaz. Salma hayvandır.
Alaca yoktur onda." Dediler ki: "İşte şimdi gerçeği getirdin."
Ve ardından onu boğazladılar, az kalsın yapmayacaklardı. 2.
sure (BAKARA) 67-71. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kral dedi ki: "Düşümde yedi semiz
inek görüyorum. Bunları yedi cılız inek yiyor. Ayrıca yedi yeşil başak, yedi de
kuru başak görüyorum. Ey bendelerim! Eğer rüya tabir ediyorsanız, bu rüyam
hakkında bana bir fetva verin." 12. sure (YÛSUF) 43. ayet
(Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
"Yûsuf, ey özü sözü doğru insan! Şu rüyayı yorumla
bize. Yedi semiz inek var, yedi cılız inek bunları yiyor; yedi yeşil başak, bir
yedi tane de kuru başak. Umarım buradan insanların yanına giderim, onlar da
öğrenirler." 12. sure (YÛSUF) 46. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
(4)
Aslan
Arslandan ürkmüşlerdir. 74. sure (MÜDDESSİR) 51. ayet
(Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
(5)
Kuşlar
Hani İbrahim de şöyle yakarmıştı: "Rabb'im, göster
bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?" "İnanmadın mı?" diye sordu.
"İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için..." Allah dedi ki:
"Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındır, alıştır. Sonra her dağın
üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana
geleceklerdir. Bil ki Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 2.
sure (BAKARA) 260. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Onu Beni İsrail'e şöyle konuşan bir resul yapacak: "Şu
bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş
görünümünde bir şey yapar, ona üflerim de Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ben,
körü ve abraşı iyileştirir, ölüleri Allah'ın izniyle diriltirim. Evlerinizde
yemekte ve biriktirmekte olduklarınızı size haber veririm. Eğer inananlarsanız,
bunda sizin için tam bir mucize vardır." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 49.
ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Hani, Allah şöyle demişti: "Ey Meryem'in oğlu İsa!
Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla. Seni Ruhulkudüs'le
desteklemiştim, beşikte iken ve erginlik çağında insanlarla konuşuyordun. Sana
Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş
görünümünde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun da o benim iznimle kuş
oluyordu. Doğuştan körü, abraşı benim iznimle iyileştiriyordun. Benim iznimle
ölüleri çıkarıyordun. İsrailoğullarını senden uzak tutmuştum. Hani, sen onlara
açık-seçik ayetleri getirdiğinde, küfre sapanları şöyle deyivermişti:
"Açık bir büyüden başka bir şey değil bu." 5.
sure (MÂİDE) 110. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir
kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta,
herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri
önünde haşredilirler. 6. sure (EN'ÂM) 38. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Onunla birlikte zindana iki genç daha
girmişti. Bir tanesi dedi ki: "Rüyada gördüm, şarap sıkıyordum."
Öteki de şöyle dedi: "Ben de gördüm ki, başımın üstünde ekmek taşıyorum,
kuşlar ondan yiyor. Bunun yorumunu bize bildir. Biz senin, güzel düşünüp güzel
davrananlardan olduğun kanısındayız." 12. sure (YÛSUF) 36. ayet
(Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
"Ey benim zindan arkadaşlarım!
Rüyanıza gelince: Bir taneniz rab edindiği kişiye şarap sunacak. Ötekiniz ise
asılacak da kuşlar başından yiyecek. Hakkında fetva sorduğunuz iş, böyle hükme
bağlanmıştır." 12. sure (YÛSUF) 41. ayet (Resmi: 12/İniş:53/ Alfabetik:110)
Gök boşluğunda, bir emre boyun eğdirilmiş olan kuşlara
bakmadılar mı? Onları Allah'tan başkası tutmuyor. Bunda, inanan bir topluluk
için elbette ki izler, işaretler vardır. 16. sure (NAHL) 79. ayet
(Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Onu Süleyman'a derhal kavrattık. Herbirine hükümdarlık ve
bilgi verdik. Dâvud'a dağları boyun eğdirdik. Kuşlarla beraber tespih
ediyorlardı. Yapmak isteyince yapanlarız biz. 21.
sure (ENBİYÂ) 79. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Görmedin mi, göklerdeki ve yerdeki şuurlular da bölük bölük
olmuş kuşlar da Allah'ı tespih etmektedir. Her biri kendine özgü duasını,
kendine özgü tespihini bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını çok iyi
bilmektedir. 24. sure (NÛR) 41. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Süleyman, Davûd'a mirasçı oldu ve şöyle dedi: "Ey
insanlar, bize kuşların dili öğretildi ve bize her şeyden biraz verildi.
Kuşkusuz bu, apaçık lütfun ta kendisidir." 27. sure (NEML) 16.
ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
"Şu yazımı götürüp onlara at. Sonra onlardan uzaklaş da
bak bakalım, nasıl davranacaklar." 27.
sure (NEML) 28. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Elçi, Süleyman'a geldiğinde, o dedi ki: "Siz bana bir
mal ile mi destek veriyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha
kıymetlidir. Sizin hediyenizle, benden çok siz ferahlarsınız." "Seni
gönderenlere dön. Vallahi, karşı koyamayacakları ordularla üstlerine gelirim ve
onları oradan, başları eğik, aşağılanmış bir halde sürer çıkarırım." 27.
sure (NEML) 36-37. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Yemin olsun, biz, Dâvud'a katımızdan bir
lütufta bulunduk. "Ey dağlar, onunla birlikte tespih edin ve ey kuşlar siz
de." dedik. Ve onun için demiri yumuşattık.
34. sure (SEBE') 10. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Kuşlar da toplu halde onunla beraberdi.
Hepsi, onun tespih nağmelerine katılırdı. 38. sure (SÂD) 19. ayet
(Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
Ve kuş eti iştahlarınca beğendiklerinden. 56.
sure (VÂKIA) 21. ayet (Resmi: 56/İniş:46/ Alfabetik:107)
Üstlerinde, kanatlarını açıp kapayarak uçun kuşları hiç
görmediler mi? Onları Rahman'dan başkası tutmuyor. Kuşkusuz O, her şeyi
görmektedir. 67. sure (MÜLK) 19. ayet (Resmi: 67/İniş:77/ Alfabetik:68)
Gönderdi üzerlerine sürüler halinde kuş, 105.
sure (FÎL) 3. ayet (Resmi: 105/İniş:19/Alfabetik:28)
(6)
Maymunlar
Yemin olsun, içinizden Cumartesi gününde
azgınlık yapanları siz bilirsiniz. Onlara şöyle dedik: "Aşağılık maymunlar
oluverin." 2. sure (BAKARA) 65. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
De ki: "Allah katında ceza olarak bundan daha kötüsünü
size bildireyim mi? Allah'ın lanetlediği, üzerine gazap indirdiğidir o. Allah
böylelerinden maymunlar, domuzlar ve tağut uşakları yapmıştır. İşte bunlardır
yer bakımından daha kötü, yolun denge noktasını kaybetme bakımından daha şaşkın
olanlar." 5. sure (MÂİDE) 60. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ne zaman ki, yasaklandıkları şeylerden
ötürü öfkelenip başka aşırılıklar yapmaya başladılar, onlara şöyle dedik:
"Aşağılık, maskara maymunlar olun!" 7. sure (A'RAF) 166.
ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)
(7)
Atlar
Kadınlara, oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş
yığınlara, salma atlara, davarlara ve ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar
için süslenip püslenmiştir. Tüm bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah'a
gelince, varılacak yerin en güzeli onun yanındadır. 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 14. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Hem binesiniz diye hem de bir süs olarak atları, katırları,
eşekleri de yarattı. Ve bilemeyeceğiniz daha neler yaratır O... 16.
sure (NAHL) 8. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
"Onlardan güç yetirdiğini sesinle yerinden oynat.
Atlıların ve yayalarınla yaygara çıkarıp üzerlerine çullan. Mallarda,
evlatlarda onlara ortak ol, onlara ha bire vaatte bulun." Şeytan onlara
bir aldanıştan başka ne vaat eder ki?! 17. sure (İSRÂ) 64. ayet
(Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Akşam üstü kendisine, üç ayak üzerine basıp bir ayağını
tırnak üstüne diken safkan koşu atları sunulmuştu. 38.
sure (SÂD) 31. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
Dedi: "Servet sevgisini, Rabbimi anmak için
benimsedim." Nihayet Güneş perde ardına çekildi. "Geri getirin bana
onları!" dedi. Bacaklarını, boyunlarını sıvazlamaya başladı. 38.
sure (SÂD) 32-33. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
(8)
Eşekler
Ya şu kişi gibisini görmedin mı? Çatıları çökmüş,
duvarları-damları yere inmiş bir kente uğramıştı da şöyle demişti: "Allah
şurayı ölümünden sonra nasıl hayata kavuşturacak?" Bunun üzerine Allah, o
kişiyi yüz yıllık bir süre için öldürmüş, sonra diriltmişti. "Ne kadar
bekledin?" demişti, "Bir gün veya günün bir kısmı kadar
bekledim." dedi. "Hayır, dedi, aksine sen, yüz yıl kaldın. Yiyeceğine,
içeceğine bak! Henüz bozulmamış. Eşeğine bak! Seni insanlara bir ibret yapalım
diyedir bu. Kemiklere bak, nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra et
giydiriyoruz onlara." İş kendisi için açıklık kazanınca şöyle dedi o.
"Allah'ın her şeye kadir olduğunu biliyorum." 2.
sure (BAKARA) 259. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Hem binesiniz diye hem de bir süs olarak
atları, katırları, eşekleri de yarattı. Ve bilemeyeceğiniz daha neler yaratır
O... 16. sure (NAHL) 8. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
"Yürüyüşünde doğal ol, sesini alçalt. Şu bir gerçek ki,
seslerin en çirkini eşeklerin sesidir." 31.
sure (LOKMAN) 19. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)
Sırtlarına Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların
durumu, kutsal kitap parçaları taşıyan eşeğin durumuna benzer. Allah'ın
ayetlerini yalanlayan topluluğun vücut verdiği örnek ne kötüdür! Allah, zulme
sapmış bir topluluğu doğruya ve güzele ulaştırmaz. 62.
sure (CUMUA) 5. ayet (Resmi: 62/İniş:96/Alfabetik:17)
(9)
Köpekler
Sana soruyorlar, onlar için helal kılınan ne? Şöyle söyle:
"Sizin için bütün temiz nimetler helal kılınmıştır. Eğittiğiniz avcı
kuşların tuttukları ile eğittiğiniz av köpeklerinin tuttukları da size helal
kılındı. Siz bu hayvanlara, Allah'ın size öğrettiklerinden öğretiyorsunuz. O
halde onların sizin için tuttuklarından da yiyin ve üzerine Allah'ın adını
anın. Allah'tan sakının! Allah gerçekten hesabı çok çabuk görür." 5.
sure (MÂİDE) 4. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Dileseydik onu, o ayetlerle yüceltirdik. Ama o, yere
saplandı, iğreti arzularına uydu. Onun durumu şu köpeğin durumuna benzer:
Üstüne varsan dilini sarkıtarak solur, kendi haline bıraksan dilini sarkıtarak
solur. Ayetlerimizi yalanlayan toplumun örneği işte budur. Bu hikayeyi anlat ki
düşünüp taşınabilsinler. 7. sure (A'RAF) 176. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Sen onları uyanıktırlar sanırsın; oysaki
onlar uykudadırlar. Onları sağ tarafa da sol tarafa da çeviririz. Köpekleri de
iki kolunu girişe uzatıp yaymıştır. Onların durumunu görseydin kesinlikle
onlardan yüz çevirip kaçırdın. Ve onlardan içinde mutlaka korku doldurulurdu. 18.
sure (KEHF) 18. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
"Üç kişiydiler, dördüncüleri köpekleriydi."
diyecekler. Şunu da diyecekler: "Beş kişiydiler, altıncıları
köpekleriydi." Gaybı taşlamaktır/bilinmeyen şey hakkında atıp tutmaktır
bu. Şöyle de derler: "Yedi kişidirler, sekizincileri de
köpekleridir." De ki: "Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onlar
hakkında bilgisi olan, çok azdır." O halde, onlar hakkında yüzeysel bir
tartışma dışında hiçbir çekişmeye girme. Onlar hakkında, konuşup duranlardan
hiç kimseye bir şey sorma. 18. sure (KEHF) 22. ayet (Resmi:
18/İniş:69/Alfabetik:54)
(10)
Çekirgeler
Biz de onlar üzerine, açık mucizeler olarak tufan, çekirge,
haşerat, kurbağalar ve kan gönderdik; yine de kibre saptılar ve günahkar bir
topluluk oluverdiler. 7. sure (A'RAF) 133. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Kaymış olarak gözleri, çıkarlar kabirlerden. Sanki
çekirgelerdir, çıvgın mı çıvgın! 54. sure (KAMER) 7. ayet
(Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)
(11)
Karınca
Karınca vadisine geldiklerinde bir karınca şöyle seslendi:
"Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki, Süleyman ve orduları farkında
olmayarak sizi ezmesinler." Bunun üzerine Süleyman, karıncanın sözüne
güldü ve dedi: "Rabbim, bana ve ebeveynime lütfettiğin nimetine
şükretmeme, hoşnut olacağın hayırlı ve barışçıl bir iş yapmama imkân ver. Ve
rahmetinle beni iyilik ve barışı seven kullarının arasına sok." 27.
sure (NEML) 18-19. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
(12)
Örümcek
Allah'ın berisinden veliler edinenlerin durumu, bir ev
edinen dişi örümceğin durumuna benzer. Ve evlerin en güvensizi/en zayıfı
elbette ki dişi örümceğin evidir. Keşke bilselerdi! 29.
sure (ANKEBÛT) 41. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
(13)
Sivrisinek
Şu bir gerçek ki Allah, bir sivrisineği hatta onun da
üstündeki bir varlığı örnek göstermekten sıkılmaz. Böyle bir durumda, inananlar
bilirler ki o, Rablerinden bir gerçektir. Küfre sapmışlar ise şöyle derler:
"Allah, bunu örnek vermekle ne demek istedi?" Allah onunla birçoğunu
saptırır, birçoğunu da onunla doğruya ve güzele kılavuzlar. Allah onunla
fâsıklardan başkasını saptırmaz. 2. sure (BAKARA) 26. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder