İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

20 Eylül 2016 Salı

İNSANIN ZAAFLARI



İNSAN  


2. İNSANIN DONANIMI -5


b)  İnsanın Zaafları


(1) Kavram Olarak, İnsanın Zaafları:

Yemin olsun soluyuşlarıyla ses çıkararak koşanlara/nefes nefese saldıranlara, Çakıp çakıp ateş çıkaranlara, Sabahleyin akın edenlere/baskın yapıp toprak fethedenlere, Derken, onunla toz duman çıkaranlara, Derken, onunla bir topluluğun ortasına dalanlara ki, İnsan, Rabbine karşı gerçekten çok nankördür! Ve kendisi de buna iyiden iyiye tanıktır. O, mal ve servet arzusu yüzünden alabildiğine katıdır. 100. sure (ÂDİYÂT) 1-8. ayet (Resmi: 100/İniş:14/Alfabetik:2)
Kahrolası insan, ne kadar da nankördür! 80. sure (ABESE) 17. ayet (Resmi: 80/İniş:24/ Alfabetik:1)

Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene. Ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ki, Benliği temizleyip arındıran, gerçekten kurtulmuştur. Onu kirletip örtense kayba uğramıştır. 91. sure (ŞEMS) 7-10. ayet (Resmi: 91/İniş:26/Alfabetik:93)
İnsan, kendisinin kemiklerini asla bir araya toplamayacağımızı mı sanıyor? 75. sure (KIYÂMET) 3. ayet (Resmi: 75/İniş:31/Alfabetik:56)

Fakat insan kendi önünde rezillik sergilemeyi ister. 75. sure (KIYÂMET) 5. ayet (Resmi: 75/İniş:31/ Alfabetik:56)

Hayır, hayır! Siz hemencecik geleni seversiniz. Ve sonradan geleceği terk edersiniz. 75. sure (KIYÂMET) 20-21. ayet (Resmi: 75/İniş:31/ Alfabetik:56)
 
İnsan, başıboş bırakılacağını mı sanıyor? 75. sure (KIYÂMET) 36. ayet (Resmi: 75/İniş:31/ Alfabetik:56)

De ki: "Eğer Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o zaman da harcanır biter korkusuyla cimri davranırdınız." İnsan çok cimridir. 17. sure (İSRÂ) 100. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

İnsan, hayra davet eder gibi şerri çağırıyor/insan, hayra duasıyla şerri davet ediyor. İnsan çok acelecidir. 17. sure (İSRÂ) 11. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Denizde size bir zorluk dokunduğunda, O'nun dışındaki tüm yalvardıklarınız ortadan kaybolur. Fakat O, sizi kurtarıp karaya çıkarınca yüz çevirirsiniz. İnsan çok nankördür. 17. sure (İSRÂ) 67. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirip yan çizer. Kendisine şer dokununca da hemen ümitsiz oluverir. 17. sure (İSRÂ) 83. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

İnsanlara zorluk dokunduğu zaman; yan yatarken, otururken, ayaktayken bize yalvarır. Ama sıkıntısını çözdüğümüzde, kendisine dokunan bir zorluk yüzünden bize hiç yalvarmamış gibi çekip gider. Haksızlığa/aşırılığa sapanlara, yapmakta oldukları, işte böyle süslü gösterilmiştir. 10. sure (YÛNUS) 12. ayet (Resmi: 10/İniş:51/ Alfabetik:109)

İnsanlara, kendilerine dokunan bir darlıktan sonra bir rahat tattırdığımızda, ayetlerimiz hakkında hemen bir tuzak sergilerler. De ki: "Tuzak kurma bakımından Allah daha hızlıdır." Zaten, resullerimiz, kurmakta oldukları tuzakları kaydediyorlar. O yürütüyor sizi karada ve denizde. Diyelim, gemidesiniz: Gemiler, içindekileri latîf bir rüzgârla götürüyorlar. İçerdekiler ferah ve sevinç duymaktalar. Birden korkunç bir kasırga geliverdi. Her taraftan dalgalar üzerlerine çullandı. Çepeçevre kuşatıldıklarını düşünüp dini yalnız Allah'a özgüleyerek duaya koyuldular: "Eğer bizi şu durumdan kurtarırsan, yemin olsun, sana şükredenlerden olacağız." Ama Allah onları kurtarınca, hiç vakit geçirmeden yeryüzünde haksızlığa sapıp azgınlaşırlar. Ey insanlar! Şu iğreti hayatın menfaati için yaptığınız azgınlık ve taşkınlık yalnız sizin aleyhinizedir. Bir süre sonra bize döndürüleceksiniz ve yapmakta olduklarınızı size haber vereceğiz. 10. sure (YÛNUS) 21-23. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
İnsana bizden bir rahmet tattırıp sonra onu ondan çekip alsak, insan elbette çok ümitsiz, çok nankör bir hale düşer. 11. sure (HÛD) 9. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

"Nefsimi ak pak gösteremem. Çünkü nefs, Rabbimin merhamet ettiği durumlar hariç, olanca gücüyle kötülüğü emreder. Ama Rabbim çok affedici, çok esirgeyicidir. 12. sure (YÛSUF) 53. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
Kullarından O'na bir pay çıkardılar/bir parça isnat ettiler. Hiç kuşkusuz, insan apaçık bir nankördür. 43. sure (ZUHRUF) 15. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

İnsanı bir spermden yarattı. Bir de bakmışsın insan, açıkça kafa tutan bir hasım oluvermiştir. 16. sure (NAHL) 4. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

İnsan, aceleden yaratılmıştır. Ayetlerimi size göstereceğim. Benden acele istemeyin! 21. sure (ENBİYÂ) 37. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
 
İnsanlara bir zorluk dokunduğunda, Rablerine yönelerek O'na yakarırlar. Sonra onlara bir rahmet tattırınca bakarsın ki, içlerinden bir grup Rablerine ortak koşuyor. Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler diye. Haydi, yararlanın/zevklenin! Yakında bileceksiniz... 30. sure (RÛM) 33-34. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda, onunla ferahlar, şımarırlar. Kendi ellerinin hazırladıkları yüzünden kendilerine bir kötülük gelip çatsa, hemencecik ümitsizliğe düşerler. 30. sure (RÛM) 36. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım." demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysaki bizler, seni hamd ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz." Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim." 2. sure (BAKARA) 30. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Tıpkı Firavun hanedanı ve onlardan öncekilerin durumu gibi. Ayetlerimizi yalanlamışlardı da Allah, onları günahları yüzünden yakalamıştı. Allah, cezayı çok şiddetli vermektedir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 11. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Allah size hafiflik getirmek istiyor. Çünkü insan çok zayıf yaratılmıştır. 4. sure (NİSA) 28. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Bunlar, hemen gelecek olanı seviyorlar da ötelerindeki zorlu bir günü ihmal ediyorlar. 76. sure (İNSÂN) 27. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)

Size hayat veren O'dur. Sonra sizi öldürüyor; sonra diriltecektir sizi. Gerçek olan şu ki, insan tam bir nankördür. 22. sure (HAC) 66. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Yemin olsun, biz, bu Kur'an'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır. 18. sure (KEHF) 54. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi. 33. sure (AHZÂB) 72. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler ürperir. Allah Azîz'dir, Gafûr'dur. 35. sure (FATIR) 28. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

İnsan, hayır istemekten/hayır için dua etmekten bıkıp usanmaz. Kendisine bir şey dokunmaya görsün; hemen ümidini keser, yıkılır. 41. sure (FUSSİLET) 49. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

İşin gereği şu ki insan; aceleci, hırslı, sabırsız, tahammülsüz yaratılmıştır. Kendisine kötülük/hoşnutsuzluk dokununca basar bağırır. Kendisine hayır ve nimet ulaşınca ondan başkalarının yararlanmasına engel olur. 70. sure (MEÂRİC) 19-21. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)


(2) İnsanlar, Beşerdir, Noksan Sıfatları/Eksik-Kötü Tarafları, Zaafları Vardır


Allah size hafiflik getirmek istiyor. Çünkü insan çok zayıf yaratılmıştır. 4. sure (NİSA) 28. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Eğer bir kadın kocasının sadakatsizliğinden, yahut kendisine sırt çevirmesinden endişe ederse aralarını bir barış girişimiyle düzeltmelerinde kendileri için bir sakınca yoktur. Ve barış hep hayırdır. Nefisler, cimrilik ve doymazlığa hazır hale getirilmiştir. Güzel davranır, sakınıp korunursanız Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdar olacaktır. 4. sure (NİSA) 128. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
 
Yahudiler ve Hıristiyanlar dediler ki, biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz. De ki: "O halde niçin size günahlarınız yüzünden azap ediyor?" Hayır, siz de O'nun yarattıklarından birer insansınız. Dilediğini affeder O, dilediğine azap eder. Hem göklerin hem yerin hem de bunlar arasındakilerin mülk ve yönetimi Allah'ındır. Dönüş de O'nadır. 5. sure (MÂİDE) 18. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

İnsanlara zorluk dokunduğu zaman; yan yatarken, otururken, ayaktayken bize yalvarır. Ama sıkıntısını çözdüğümüzde, kendisine dokunan bir zorluk yüzünden bize hiç yalvarmamış gibi çekip gider. Haksızlığa/aşırılığa sapanlara, yapmakta oldukları, işte böyle süslü gösterilmiştir. 10. sure (YÛNUS) 12. ayet (Resmi: 10/İniş:51/ Alfabetik:109)

İnsana bizden bir rahmet tattırıp sonra onu ondan çekip alsak, insan elbette çok ümitsiz, çok nankör bir hale düşer. 11. sure (HÛD) 9. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Kendisinden istediğiniz her şeyden size bir parça verdi. Allah'ın nimetini saymaya kalksanız, sayıp bitiremezsiniz. Doğrusu şu ki insan, gerçekten çok zalim, çok nankördür. 14. sure (İBRÂHİM) 34. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

İnsan, hayra davet eder gibi şerri çağırıyor/insan, hayra duasıyla şerri davet ediyor. İnsan çok acelecidir. 17. sure (İSRÂ) 11. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirip yan çizer. Kendisine şer dokununca da hemen ümitsiz oluverir. 17. sure (İSRÂ) 83. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

De ki: "Eğer Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o zaman da harcanır biter korkusuyla cimri davranırdınız." İnsan çok cimridir. 17. sure (İSRÂ) 100. ayet (Resmi: 17/İniş:50/ Alfabetik:46)
 
Yemin olsun, biz, bu Kur'an'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır. 18. sure (KEHF) 54. ayet (Resmi: 18/ İniş:69/Alfabetik:54)

İnsan, aceleden yaratılmıştır. Ayetlerimi size göstereceğim. Benden acele istemeyin!
21. sure (ENBİYÂ) 37. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi. 33. sure (AHZÂB) 72. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

İnsan, hayır istemekten/hayır için dua etmekten bıkıp usanmaz. Kendisine bir şey dokunmaya görsün; hemen ümidini keser, yıkılır. 41. sure (FUSSİLET) 49. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

İşin gereği şu ki insan; aceleci, hırslı, sabırsız, tahammülsüz yaratılmıştır. 70. sure (MEÂRİC) 19. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)

Fakat insan kendi önünde rezillik sergilemeyi ister. 75. sure (KIYÂMET) 5. ayet (Resmi: 75/İniş:31/Alfabetik:56)

Kahrolası insan, ne kadar da nankördür! 80. sure (ABESE) 17. ayet (Resmi: 80/İniş:24/ Alfabetik:1)

İnsan böyledir; Rabbi kendisini deneyip de ona cömert davranır, nimet yağdırırsa: "Rabbim bana ikramda bulundu!" der.   89. sure (FECR) 15. ayet (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)

İş, sanıldığı gibi değil! İnsan gerçekten azar: 96. sure (ALAK) 6. ayet (Resmi: 96/İniş:1/Alfabetik:6)

(3) Sağırlık

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler. 2. sure (BAKARA) 18. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Cevap verdi Mûsa: "Allah diyor ki, bahsettiğim, boyunduruk yememiş bir inektir; toprağı sürmez, ekini sulamaz. Salma hayvandır. Alaca yoktur onda." Dediler ki: "İşte şimdi gerçeği getirdin." Ve ardından onu boğazladılar, az kalsın yapmayacaklardı. 2. sure (BAKARA) 71. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden kaydırırlar; din içinde sövgüler üreterek, dillerini eğip bükerek: "Dinledik, isyan ettik; dinle, dinlenmez olası, davar güder gibi güt bizi" derler. Eğer onlar, "Dinledik, boyun eğdik, dinle, bak bize!" demiş olsalardı, kendileri için daha hayırlı ve daha yerinde olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden onlara lanet etmiştir. Çok az bir kısmı hariç, iman etmezler. 4. sure (NİSA) 46. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Bir fitne kopmayacak sandılar. Kör oldular, sağır kesildiler. Derken Allah tövbelerini kabul etti. Sonra yine birçokları körleştiler, sağırlaştılar. Allah, onların yaptıklarını ayan-beyan görür. 5. sure (MÂİDE) 71. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

İçlerinden sana kulak verenler vardır; ama biz onu gereğince anlamamaları için kalplerine kılıflar geçirmiş, kulaklarına bir ağırlık koymuşuzdur. Tüm mucizeleri görseler de onlara inanmazlar. Nihayet sana gelip seninle çekişerek söyle derler küfre sapanlar: "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir." 6. sure (EN'ÂM) 25. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Bizim ayetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklara gömülmüş sağır ve dilsizlerdir. Allah, dilediği / dileyen kişiyi şaşırtır, dilediğini/dileyeni de dosdoğru yol üzerine koyar. 6. sure (EN'ÂM) 39. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Tüm bu olanlar, eski sahiplerinden sonra yeryüzüne mirasçı olanlara şunu göstermedi mi: Dilersek onları günahları yüzünden belaya çarptırırız, kalpleri üzerine mühür basarız da artık söz dinleyemez olurlar. 7. sure (A'RAF) 100. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Çünkü yeryüzünde debelenenlerin Allah katında en kötüsü, akıllarını işletmeyen sağır dilsizlerdir. 8. sure (ENFÂL) 22. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

İçlerinde sana kulak verenler de vardır. Peki, sağırlara sen mi işittireceksin? Hele bir de akıllarını kullanmıyorlarsa! 10. sure (YÛNUS) 42. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Bu iki topluluğun durumu körle sağır, görenle işiten farkına benzer. Örnek olarak bu ikisi bir olur mu? Hâlâ düşünüp taşınıyor musunuz? 11. sure (HÛD) 24. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Kalpleri üzerine, onu anlamamaları için kabuklar geçiririz, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Rabbini yalnız Kur'an'da andığın zaman, nefretle geriye dönüp kaçarlar. 17. sure (İSRÂ) 46. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Allah kime hidayet verirse doğru olan yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, böyleleri için O'nun dışında dostlar bulamazsın. Kıyamet günü böylelerini kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzleri üstüne sürerek haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir ki, alevi dindikçe kızgın ateşini körükleyiveririz. 17. sure (İSRÂ) 97. ayet (Resmi: 17/İniş:50/ Alfabetik:46)

Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldığı halde, onlardan yüz çeviren ve iki elinin hazırlayıp önden gönderdiği şeyleri unutandan daha zalim kim olabilir? Şu bir gerçek ki, biz onların kalpleri üzerine onu anlamamaları için kabuklar geçirdik, kulakları içine de ağırlıklar koyduk. Onları hidayete çağırsan da bu durumda hidayete asla ulaşamazlar. 18. sure (KEHF) 57. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

De ki: "Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum." Ama sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler ki! 21. sure (ENBİYÂ) 45. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Rablerinin ayetleri kendilerine hatırlatıldığında, kör ve sağırlar gibi onlar üzerine kapanmazlar. 25. sure (FURKÂN) 73. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Sen, ölülere işittiremezsin. Eğer dönüp giderlerse, sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. 27. sure (NEML) 80. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Artık sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri takdirde sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. 30. sure (RÛM) 52. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Ayetlerimiz ona okunduğunda, böbürlenerek yüzünü çevir. Sanki onları hiç işitmemiştir, sanki kulaklarında bir ağırlık vardır. İşte böylesini, korkunç bir azapla muştula. 31. sure (LOKMAN) 7. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Dediler ki: "Bizi çağırdığı o şeye karşı kalplerimiz kılıflar içinde; kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde var. O halde, sen işini yap, muhakkak biz de işimizi yapacağız." 41. sure (FUSSİLET) 5. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Sen şimdi sağırlara söz mü duyuracaksın; yoksa körlere, apaçık sapıklığa dalmışlara kılavuzluk mu edeceksin?! 43. sure (ZUHRUF) 40. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet edip kulaklarını sağır, gözlerini de kör ettiği kimseler... 47. sure (MUHAMMED) 23. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

(4) Körlük

(a) Her bakan görmez, gören inanmış gönüller, kalplerdir

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler. 2. sure (BAKARA) 18. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

O küfre sapanların durumu, bağırıp çağırma dışında bir şeyi işitmeyen varlıklara haykıranın durumuna benzer. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu yüzden akıllarını işletemez onlar. 2. sure (BAKARA) 171. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Onu Beni İsrail'e şöyle konuşan bir resul yapacak: "Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş görünümünde bir şey yapar, ona üflerim de Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, ölüleri Allah'ın izniyle diriltirim. Evlerinizde yemekte ve biriktirmekte olduklarınızı size haber veririm. Eğer inananlarsanız, bunda sizin için tam bir mucize vardır." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 49. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Bir fitne kopmayacak sandılar. Kör oldular, sağır kesildiler. Derken Allah tövbelerini kabul etti. Sonra yine birçokları körleştiler, sağırlaştılar. Allah, onların yaptıklarını ayan-beyan görür. 5. sure (MÂİDE) 71. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

De ki: "Pisin çokluğu seni hayrete düşürse de pisle temiz bir olmaz. O halde, ey akıl ve gönül sahipleri! Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz." 5. sure (MÂİDE) 100. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?" 6. sure (EN'ÂM) 50. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim. 6. sure (EN'ÂM) 104. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Onu yalanladılar. Bunun üzerine biz onu beraberindekileri gemi içinde kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanları boğduk. Gözleri görmez bir topluluktu onlar. 7. sure (A'RAF) 64. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Onlardan sana bakanlar da vardır. Peki, körlere sen mi kılavuzluk edeceksin? Hele, kalp gözleriyle de görmüyorlarsa! 10. sure (YÛNUS) 43. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Bu iki topluluğun durumu körle sağır, görenle işiten farkına benzer. Örnek olarak bu ikisi bir olur mu? Hâlâ düşünüp taşınıyor musunuz? 11. sure (HÛD) 24. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kim?" De ki: "Allah." De ki: "O'nun yanında başka evliya mı/destekçiler mi edindiniz? Bunlar kendilerine bile yarar sağlayıp zarar verme gücünde değiller." De ki: "Körle gören yahut karanlıklarla ışık bir olur mu? Yoksa Allah'a, tıpkı O'nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da yaratış/yaratılanlar kendileri için benzeşir hale mi geldi?" De ki: "Allah'tır her şeyi yaratan, O'dur Vâhid ve Kahhâr olan." 13. sure (RA'D) 16. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kişi, kör olan biriyle aynı mıdır? Sadece aklı ve gönlü işleyenler düşünüp ibret alır. 13. sure (RA'D) 19. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Dedi: "Kuru bir çamurdan, değişken, cıvık bir balçıktan yarattığın bir insana secde etmek için var olmadım." 15. sure (HİCR) 33. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

Bu dünyada kör olan, âhirette de kördür. Yolca da daha sapıktır o. 17. sure (İSRÂ) 72. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Allah kime hidayet verirse doğru olan yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, böyleleri için O'nun dışında dostlar bulamazsın. Kıyamet günü böylelerini kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzleri üstüne sürerek haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir ki, alevi dindikçe kızgın ateşini körükleyiveririz. 17. sure (İSRÂ) 97. ayet (Resmi: 17/İniş:50/ Alfabetik:46)

Kim benim zikrimden/Kur'an’ımdan yüz çevirirse onun için zor, sıkıcı bir hayat şekli/dar bir geçim vardır; kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. 20. sure (TÂHÂ) 124. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

O der ki: "Rabbim, beni neden kör haşrettin, ben gören biri idim?" 20. sure (TÂHÂ) 125. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kalpleri olsun da onunla akıllarını çalıştırsınlar, kulakları olsun da onlarla duysunlar. Şu bir gerçek ki, kafadaki gözler kör olmaz ama göğüslerin içindeki gönüller körleşir. 22. sure (HAC) 46. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Görmedin mi, Allah, bulutları sürüyor, sonra onları kaynaştırıp iç içe sokuyor, sonra onları birbiri üstüne yığıyor. Nihayet, onların arasından yağmurun çıktığını görüyorsun. Gökten, ondaki dağlardan bir dolu indiriyor da onunla dilediğini çarpıyor, dilediğinden de onu yan geçiriyor. Onun şimşeğinin parıltısı, neredeyse gözleri alıp götürecek. 24. sure (NÛR) 43. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

Köre güçlük yoktur; topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden gerekse şu kişilerin evlerinden yemek yemenizde bir sakınca yoktur: Babalarınızın evleri yahut annelerinizin evleri yahut kardeşlerinizin evleri yahut kız kardeşlerinizin evleri yahut amcalarınızın evleri yahut halalarınızın evleri yahut teyzelerinizin evleri yahut anahtarı size teslim edilmiş olan evler yahut arkadaşlarınızın evleri. Hep birlikte yahut ayrı ayrı yemenizde sizin için hiçbir sakınca yoktur. Evlere girdiğinizde, Allah katından bir esenlik, bir bereketlilik, bir temizlik dileği olarak kendinize de selam verin. Allah size ayetleri işte böyle ayan beyan bildiriyor ki, aklınızı çalıştırabilesiniz. 24. sure (NÛR) 61. ayet (Resmi: 24/İniş:102/ Alfabetik:84)

Rablerinin ayetleri kendilerine hatırlatıldığında, kör ve sağırlar gibi onlar üzerine kapanmazlar. 25. sure (FURKÂN) 73. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Ve sen, düştükleri sapıklıktan körleri de çıkaramazsın. Teslim olmuş kişiler halinde ayetlerimize inananlardan başkasına sesini duyuramazsın. 27. sure (NEML) 81. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Ve sen körleri de sapıklıklarından aydınlığa çıkaramazsın. Sen ancak, ayetlerimize iman edenlere dinletirsin de onlar müslüman oluverirler. 30. sure (RÛM) 53. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Körle, gören bir olmaz! 35. sure (FATIR) 19. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Körle gören, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarla kötülük üretenler bir olmaz. Ne kadar da az düşünüyorsunuz! 40. sure (MÜ'MİN) 58. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Semûd'a gelince, biz onlara kılavuzluk ettik ama onlar körlüğü hidayete tercih ettiler. Bunun üzerine, kazandıkları yüzünden, alçaltıcı azabın yıldırımı onları yakaladı. 41. sure (FUSSİLET) 17. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Eğer biz onu yabancı dilde bir Kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: "Ayetleri ayrıntılı kılınmalı değil miydi?/Arap'a yabancı dil mi?/ister yabancı dilde, ister Arapça!" De ki: "O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an, onlar için bir körlüktür. Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir." 41. sure (FUSSİLET) 44. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Sen şimdi sağırlara söz mü duyuracaksın; yoksa körlere, apaçık sapıklığa dalmışlara kılavuzluk mu edeceksin?! 43. sure (ZUHRUF) 40. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet edip kulaklarını sağır, gözlerini de kör ettiği kimseler... 47. sure (MUHAMMED) 23. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Köre zorlama yoktur, topala zorlama yoktur, hastaya da zorlama yoktur. Kim Allah'a ve resulüne itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, Allah onu acıklı bir azapla cezalandırır. 48. sure (FETİH) 17. ayet (Resmi: 48/ İniş:109/ Alfabetik:27)

Göz ne kayıp şaştı ne azıp haddi aştı. 53. sure (NECM) 17. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)

Yemin olsun, Lût'un misafirlerinden nefislerini tatmin etmek istemişlerdi de onların gözlerini silme kör etmiştik. Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı? 54. sure (KAMER) 37. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

Yanına kör adam geldi diye. 80. sure (ABESE) 2. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)

(b) Dünya’da gönül gözü kör olan Ahirette de kördür

Bu dünyada kör olan, âhirette de kördür. Yolca da daha sapıktır o. 17. sure (İSRÂ) 72. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Allah kime hidayet verirse doğru olan yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, böyleleri için O'nun dışında dostlar bulamazsın. Kıyamet günü böylelerini kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzleri üstüne sürerek haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir ki, alevi dindikçe kızgın ateşini körükleyiveririz. 17. sure (İSRÂ) 97. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Kim benim zikrimden / Kur'an’ımdan yüz çevirirse onun için zor, sıkıcı bir hayat şekli / dar bir geçim vardır; kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. 20. sure (TÂHÂ) 124. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

O der ki: "Rabbim, beni neden kör haşrettin, ben gören biri idim?" 20. sure (TÂHÂ) 125. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)


(5) Korku

(a) Kıyametten Ahiretten korkmak

Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Herhangi bir şeyde babanın, evladı; evladın da babası yerine karşılık ödemeyeceği günden ürperin! Allah'ın vaadi haktır; dünya hayatı sizi sakın aldatmasın. O yaman aldatıcı, sakın sizi Allah ile aldatmasın! 31. sure (LOKMAN) 33. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Hayır, öyle şey olmaz! Doğrusu şu ki, âhiretten korkmuyorlar. 74. sure (MÜDDESSİR) 53. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)

(b) Her hangi bir şeyden korkmak

Allah'ın mescitlerini, içlerinde O'nun adı anılıyor diye engelleyen ve onların yıkımı için uğraşan kişiden daha zalim kim olabilir!.. Böylelerinin, o mescitlere girmeleri ancak korka korka olacaktır. Böyleleri için dünyada bir rezillik vardır. Âhırette ise bunlara çok büyük bir azap öngörülmüştür. 2. sure (BAKARA) 114. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Kalplerinde hastalık olanların, "Başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz." diyerek onların içine daldıklarını görürsün. Olabilir ki Allah, bir fetih yahut katından bir buyruk getirir de bunu yapanlar, benliklerinde sakladıkları şeye pişmanlık duyar hale gelirler. 5. sure (MÂİDE) 52. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

"Hem siz, hakkında size hiçbir kanıt indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştuğunuz halde korkmuyorsunuz da ben, ortak tuttuğunuz şeylerden nasıl korkarım!" Şimdi, eğer biliyorsanız, iki gruptan hangisi güvende olmaya/güvenilmeye daha layıktır? 6. sure (EN'ÂM) 81. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Size karşı cimrilik/kıskançlık ederler. Korku geldiğinde onları sana bakar halde görürsün. Korku gittiğinde ise hayra karşı kıskançlık yüzünden sizi keskin dillerle yaralarlar. Ölümden üzerine baygınlık çökmüş biri gibidirler. Bunlar iman etmemişlerdir. Bu yüzden de Allah, amellerini boşa çıkarmıştır. Bunu yapmak Allah için çok kolaydır. 33. sure (AHZÂB) 19. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Ehlikitap'tan küfre sapanları, ilk toplanma gününde yurtlarından O çıkardı. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız; onlarsa kalelerinin kendilerini Allah'tan koruyacağını zannetmişlerdi. Ama Allah onlara hiç ummadıkları yerden geldi, yüreklerine korku saldı; kendi evlerini kendi elleriyle ve iman sahiplerinin elleriyle tahrip ediyorlardı. Artık ibret alın, ey gözleri olanlar! 59. sure (HAŞR) 2. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)

 (c) Allah’tan korkmak

Nereden çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram'a çevir. Nerede olursanız olun, yüzünüzü ona doğru çevirin ki, insanların elinde sizin aleyhinize bir delil bulunmasın. Onların zulme sapanları müstesna. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Yüzünüzü Mescid-i Haram'a dönün ki, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Ve bu sayede güzeli ve iyiyi bulmanız da umulmaktadır. 2. sure (BAKARA) 150. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Müminler, müminleri bırakıp da küfre sapanları gönül dostu edinmesinler. Kim bunu yaparsa Allah'la ilişiği kesilir. Ancak bir sakınma ile onlardan korunmanız müstesna. Allah sizi kendisinden sakınmaya çağırır. Ve dönüş yalnız Allah'adır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 28. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Gün gelecek, her benlik, hayırdan işlediğini önünde bulacaktır. Kötülükten işlediğini de... İsteyecektir ki, önüne getirilenle kendisi arasında uzun bir mesafe olsun. Allah sizi, kendisinden sakınmaya çağırır. Allah, kullarına karşı Raûf'tur, çok şefkatlidir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 30. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

İşte size şeytan. O yalnız kendi dostlarını korkutur. Eğer inananlarsanız onlardan korkmayın, benden korkun. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 175. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Kendilerine, "Ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin!" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir grup, insanlardan Allah'tan korkmuş gibi, hatta daha şiddetli bir korkuyla korkar oldu. Ve şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Ne diye yazdın üzerimize savaşı; yakın bir süreye kadar bizi erteleseydin ya!" De ki: "Dünya nimeti çok azdır. Kötülükten sakınan için âhiret daha hayırlıdır. Bir kıl kadar bile zulme uğratılmazsınız." 4. sure (NİSA) 77. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan başkasının adı anılmış, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı üzerineyken yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından yırtılmış ve dikili adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da var ki, her kim ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı olmaksızın onlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafûr ve Rahîm'dir. 5. sure (MÂİDE) 3. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)

Beni öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatmayacağım. Şu bir gerçek ki ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım." 5. sure (MÂİDE) 28. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Biz indirdik Tevrat'ı, biz. İyiye ve güzele kılavuz var onda, ışık var. Allah'a teslim olmuş peygamberler, Yahudilere onunla hakemlik yaparlardı. Kendini Rabb'e adayanlarla ilim ve hikmette derinleşmiş olanlar da Allah'ın Kitabı'ndan korumakla görevli olduklarıyla hükmederlerdi. Zaten onlar Allah'ın Kitabı'na tanıklardı. Artık insanlardan korkmayın, benden korkun da ayetlerimi basit bir ücret karşılığı satmayın. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir. 5. sure (MÂİDE) 44. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Şunu da söyle: "Rabbime isyan edersem büyük bir günün azabından korkarım ben." 6. sure (EN'ÂM) 15. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye kalkıştı. O dedi ki: "Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru yola O iletti. O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz. Rabbim bilgice herşeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ öğüt almayacak mısınız?" 6. sure (EN'ÂM) 80. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Şeytan onlara, yaptıklarını süslü gösterip şöyle demişti: "Bugün size galip gelecek kimse yok, ben yanınızdayım." Fakat iki topluluk yanyana gelince iki topuğu üstüne çark edip şöyle dedi: "Ben sizden uzağım. Ben sizin görmediklerinizi görüyorum, ben Allah'tan korkarım. Allah'ın cezası çok şiddetlidir." 8. sure (ENFÂL) 48. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Gördün mü! Ya şu yalanlamış, sırt dönmüşse! 96. sure (ALAK) 13. ayet (Resmi: 96/İniş:1/Alfabetik:6)

Biz de çağıracağız zebanileri! 96. sure (ALAK) 18. ayet (Resmi: 96/İniş:1/Alfabetik:6)

(d) İnananların korkusu

Ayetlerimiz onlara açık seçik parçalar halinde okunduğu zaman, bize ulaşmayı ummayanlar şöyle dediler: "Bundan başka bir Kur'an getir yahut bunu değiştir." De ki: "Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkuya düşerim." 10. sure (YÛNUS) 15. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Onlar, Allah'ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi ulaştırırlar, Rablerinden korkarlar ve hesabın kötüsünden ürperti duyarlar. 13. sure (RA'D) 21. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Hani sen Allah'ın nimetlendirdiği, senin de lütufta bulunduğun kişiye "Eşini yanında tut, Allah'tan kork!" diyordun ama, Allah'ın açıklayacağı birşeyi de içinde saklıyordun; insanlardan çekiniyordun. Oysaki kendisinden korkmana Allah daha layıktır. Zeyd o kadından ilişiğini kesince onu sana nikâhladık ki, evlatlıkları eşleriyle ilişkilerini kestiklerinde, müminler için o kadınlarla evlenmede bir güçlük olmasın. Zaten Allah'ın emri yerine getirilmiştir. 33. sure (AHZÂB) 37. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Onlar ki Allah'ın mesajlarını tebliğ edip O'ndan korkarlar, Allah'tan gayrı hiç kimseden korkmazlar. Hesap sorucu olarak Allah yeter. 33. sure (AHZÂB) 39. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

De ki: "Eğer Rabbime isyan edersem büyük bir günün azabından korkarım." 39. sure (ZÜMER) 13. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Onların üstlerinde ateşten gölgeler, altlarında da gölgeler vardır. İşte Allah, kullarını bundan korkmaya çağırıyor. "Ey kullarım, benden korkun!" 39. sure (ZÜMER) 16. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Onların gönüllerinde, korku bakımından siz, Allah'tan daha zorlusunuz. Bu böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur. 59. sure (HAŞR) 13. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)

Durumları, şeytanın durumuna benziyor. Hani, şeytan insana, "Küfret/inkâr et!" der, insan küfür ve inkâra sapınca da şöyle konuşur: "Vallahi ben senden uzağım; ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım!" 59. sure (HAŞR) 16. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)

Çünkü biz, asık suratlı, sert bir gün yüzünden Rabbimizden korkarız." derler. 76. sure (İNSÂN) 10. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)

(e) Allah’tan başkası ile korkutmak

Allah, kuluna Kafi değil mi, yetmiyor mu? Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah kimi saptırırsa artık ona kılavuzluk edecek yoktur. 39. sure (ZÜMER) 36. ayet (Resmi: 39/İniş:59/ Alfabetik:114)


(f) Korku ile dua etmek

Kendisine hemen cevap vermiş. Yahya'yı ona hediye etmiş, karısını kendisi için doğurmaya elverişli hale getirmiştik. Onlar, hayırlarda yarışırlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı. Onlar, bize ürpererek saygı gösterirlerdi. 21. sure (ENBİYÂ) 90. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

(g) Korku, içinde-için

Size, hem korku hem ümit olsun diye şimşeği gösteren O'dur. Yüklü yüklü bulutları da O oluşturuyor. 13. sure (RA'D) 12. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Yine O'nun ayetlerindendir ki O size, korku ve ümit olmak üzere şimşeği gösteriyor; gökten bir su indiriyor da ölümünden sonra toprağı onunla canlandırıyor. Bunda, aklını işleten bir topluluk için elbette mucizeler vardır. 30. sure (RÛM) 24. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

(h) Şeytanın verdiği korku

İşte size şeytan. O yalnız kendi dostlarını korkutur. Eğer inananlarsanız onlardan korkmayın, benden korkun. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 175. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Mûsa birdenbire içinde bir korku duydu. 20. sure (TÂHÂ) 67. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

(i) İmtihan-deneme korkusu

Yemin olsun ki sizi korku, açlık; mallardan-canlardan-meyvalardan eksiltme türünden bir şeyle mutlaka imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele. 2. sure (BAKARA) 155. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

O müminler ki, insanlar kendilerine, "Halk size karşı bir araya gelmiş, korkun onlardan!" dediklerinde, bu onların imanını artırdı da şöyle söylediler: "Allah bize yeter. Ne güzel Vekîl'dir O!" 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 173. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Onlar, Allah'ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi ulaştırırlar, Rablerinden korkarlar ve hesabın kötüsünden ürperti duyarlar. 13. sure (RA'D) 21. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da sizi de biz rızıklandırıyoruz. Kuşkusuz, onları öldürmek büyük bir günahtır. 17. sure (İSRÂ) 31. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

(6) Merdiven, Acele ve Aciz

 (a) Merdiven



Eğer yüz çevirip gitmeleri sana ağır geldiyse, haydi gücün yetiyorsa, yerin içinde bir delik yahut gökte bir merdiven ara da onlara bir mucize getir. Allah dileseydi onları doğru ve güzelde birleştirirdi. Artık cahillerden olma. 6. sure (EN'ÂM) 35. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yoksa onlara özgü bir merdiven var da onun üzerinde mi dinliyorlar? Eğer böyleyse, dinleyenleri açık bir kanıt getirsin. 52. sure (TÛR) 38. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)



(II) Evlere merdiven


İnsanlar bir tek ümmet haline gelmeyecek olsalardı, o Rahman'a nankörlük edenlerin evlerine gümüşten tavanlar çatar, sırtlarına binip yükselecekleri merdivenler/asansörler yapardık. 43. sure (ZUHRUF) 33. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

(b) Acele

İnsan, aceleden yaratılmıştır. Ayetlerimi size göstereceğim. Benden acele istemeyin! 21. sure (ENBİYÂ) 37. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Artık, resullerin azim sahibi olanlarının sabrettiği gibi sabret! O inkârcılar için acele etme! Tehdit edildikleri azabı gördükleri gün, gündüzün sadece bir saati kadar yaşamış gibi olurlar. Bir duyurudur bu. Sapmışlar topluluğundan başka kim helâk edilir! 46. sure (AHKAF) 35. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

Sonra, sırtını döndü; koşuyordu. 79. sure (NÂZİÂT) 22. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)

(c) Âciz

Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabb'inden korksun da borcundan hiç bir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf, çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu, kadınlardan biri şaşırırsa / unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser davranmasınlar. Küçük veya büyük, borcu, süresine kadar yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak aranızda döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret söz konusu ise onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Karşılıklı alışveriş yaptığınızda da tanık bulundurun. Yazıcıya da tanığa da zarar verilmesin. Böyle bir şey yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah'tan korkun. Allah size öğretiyor. Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir. 2. sure (BAKARA) 282. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Allah şöyle bir örnekleme de yaptı: İki adam; birisi dilsiz; hiçbir şeye gücü yetmez, efendisi/yöneticisi üstüne sadece bir yük. Efendi onu nereye gönderse hiçbir hayır getiremez. Şimdi bu adam, dosdoğru bir yol üzerinde bulunup adaletle emreden kişi ile aynı olur mu? 16. sure (NAHL) 76. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Onları, yaklaşan felaket günü hakkında uyar! Yürekler gırtlaklara dayanmıştır; habire yutkunurlar. Zalimlerin ne bir dostu vardır ne de sözü dinlenir bir şefaatçıları. 40. sure (MÜ'MİN) 18. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Onları kendilerinden daha üstün olanlarla değiştirmeye... Ve biz önüne geçilebilecekler değiliz. 70. sure (MEÂRİC) 41. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)

Mirası derleyip toplayıp yiyorsunuz. 89. sure (FECR) 19. ayet (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)


RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 


google.com/+MKemalAdal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder