İNSANIN
KENDİSİNE VE ÇEVRESİNE KARŞI AHLAKİ SORUMLULUKLARI
1. İYİ VE ÖVÜLEN TUTUM VE DAVRANIŞLAR (SALİH AMELLER) - 1
AYRICA
BAKINIZ: III. B. 2.a. İNANANLAR (MÜMİNLER) VE ÖZELLİKLERİ
a) Genel Olarak İyilik ve Doğruluk -4
(4) Sevgi
(a) Allah'ın ayetlerinden biri de sizin için, kendilerine ısınasınız ve aranıza sevgi ve rahmet koysun diye nefislerinizden eşler yaratmasıdır
Onun
ayetlerinden biri de sizin için, kendilerine ısınasınız ve aranızda sevgi ve
rahmet koysun diye nefislerinizden eşler yaratmasıdır. Bunda, iyice düşünen bir toplum
için elbette ayetler vardır. 30. sure
(RÛM) 21. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
(b) İnananların sevgisi Küfre şartlanmışı yolundan çevirmez, Allah'ın düşmanları sevilmez
Şu bir gerçek ki, sen istediğin kişiyi doğru yola iletemezsin. Ama Allah, dilediğine kılavuzluk eder. Hidayete erecekleri O daha iyi bilir. 28. sure (KASAS) 56. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
Ey
iman sahipleri! Düşmanımı ve düşmanınızı dostlar yerine tutmayın! Onlar, size Hak'tan geleni inkâr
ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınız için Peygamber'i ve sizi yurdunuzdan
çıkardıkları halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Benim
yolumda gayret sarf etmek, benim hoşnutluğumu kazanmak için seferber olduğunuz
halde, içinizde onlara sevgi gizliyorsunuz. Sizin gizlediğinizi de açığa
vurduğunuzu da en iyi ben bilirim. Sizden kim bunu
yaparsa denge yolundan sapmış olur. 60. sure (MÜMTEHİNE) 1. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
(c) Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe zafer ve mutluluğa asla ulaşamazsınız
Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe hayırda erginliğe/dürüstlüğe asla ulaşamazsınız. İnfak etmekte olduğunuz her şeyi, Allah çok iyi bilmektedir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 92. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
(d) İnananlar/Müminler Hakkı/Doğruyu sever Allah'ın sevdikleri
(1) Allah'ın
Sevdikleri
“İş öyle değil! Kim
ahdine vefa eder, takvaya sarılırsa hiç kuşkusuz, Allah takvaya sarılanları
sever.” (3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 76. ayet)
“Antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size
karşı bir eksiklik sergilemeyen ve aleyhinizde başka birine yardım etmeyenler
müstesnadır. Artık, onlara verdiğiniz sözü
belirlenen süreye kadar tam bir şekilde koruyun. Şu bir gerçek ki Allah,
sakınanları sever.” (9. sure (TEVBE) 4. ayet)
“Müşriklerin Allah katında, onun
resulü katında ahitleri nasıl olabilir! Mescid-i Haram yanında antlaşma
yaptıklarınız müstesna. Bu şekilde antlaşması
olanlara, onlar size doğru dürüst davrandıkça, siz de doğru dürüst davranın.
Allah, sakınanları sever.” (9. sure (TEVBE) 7. ayet)
“Allah yolunda
harcama yapın / nimetleri paylaşın; kendi ellerinizle kendinizi
tehlikeye atmayın. Güzel düşünüp güzel işler yapın.
Çünkü Allah, güzellik sergileyenleri sever.” (2. sure (BAKARA) 195. ayet)
“Onlar bollukta
ve darlıkta infak ederler. Öfkelerini yutanlardır onlar, insanları
affedenlerdir. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 134. ayet)
“Allah da onlara (Allah yolunda cihad
edenlere), hem dünya nimetini verdi hem de âhiret sevabının en güzelini. Allah, güzel düşünüp güzellik sergileyenleri sever.”
(3. sure
(ÂLİ IMRÂN) 148. ayet)
“Sonunda, verdikleri mîsakı
bozdukları için onları lanetledik de kalplerini kaskatı yaptık. Kelimeleri
yerlerinden kaydırıyorlar. Öğütlenmek üzere çağırıldıkları şeyden nasiplenmeyi
unuttular. İçlerinden çok azı hariç, sen onlardan hep hainlik görürsün. Bununla birlikte onları affet, ellerini tut. Çünkü Allah
güzellik sergileyenleri sever.” (5. sure (MÂİDE) 13. ayet)
“İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara; bundan
böyle korunup iman ederek iyi işler yaptıkları, sonra takvaya sarılıp imanda
kemale erdikleri, sonra bir mertebe daha korunup güzellikler sergiledikleri
takdirde, daha önce tatmış olduklarından ötürü hiçbir günah yoktur. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever.” (5. sure (MÂİDE) 93. ayet)
“Sana adet halini de sorarlar. De ki:
"O, insana rahatsızlık veren bir haldir. Hayızlı oldukları sırada
kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın.
İyice temizlendiklerinde, Allah'ın emrettiği yerden onlara gidin." Şu bir gerçek ki Allah, çok tövbe edenleri sever, iyice temizlenenleri de sever.” (2. sure (BAKARA) 222. ayet)
“Bir de şunlar var: Tutup bir mescit yapmışlardır: Zarar
vermek için, nankörlük için, inananları fırkalara bölmek için, daha önceden
Allah ve resulüyle savaşmış kişiye gözetleme yeri kurmak için. "İyilik ve
güzellikten başka bir şey istemiş değiliz!" diye gerile gerile yemin de
edecekler. Allah şahittir ki, onlar kesinlikle yalancıdırlar.Böyle bir mescitte sakın namaza
durma! Daha ilk gününde takva üzerine kurulan bir
mescit, içinde namaz kılman için çok daha uygundur. Temizlenmek arzusu taşıyan erler vardır o mescitte.
Allah, temizlenenleri sever.” (9. sure (TEVBE)
107-108. ayet)
“Yalana
iyice kulak verirler, haramı tıka-basa yerler. Sana geldiklerinde ister
aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen
sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama
aralarında hükmedersen, adaletle hükmet. Allah, adaletle hükmedenleri / adaleti
ayakta tutanları sever.” (5. sure (MÂİDE) 42. ayet)
“Müminlerden iki zümre çarpışırlarsa, onların
aralarında hemen barışı kurun! Eğer onlardan biri öteki aleyhine sınır
tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle,
Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine ikisi arasını
adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz, Allah adalette titiz davrananları
sever.” (49.
sure (HUCURÂT) 9. ayet)
“Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi
yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli
davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever.” (60. sure (MÜMTEHİNE) 8. ayet)
“Sana adet halini de sorarlar. De ki:
"O, insana rahatsızlık veren bir haldir. Hayızlı oldukları sırada
kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın.
İyice temizlendiklerinde, Allah'ın emrettiği yerden onlara gidin." Şu bir gerçek ki Allah, çok
tövbe edenleri sever, iyice
temizlenenleri de sever.” (2. sure (BAKARA) 222. ayet)
“Nice
peygamber, beraberinde kendisini Rabb'e adayan birçok kişi bulunduğu halde
savaşmıştır. Onlar, Allah yolunda kendilerine gelip
çatan zorluklar yüzünden gevşememiş, zayıflık göstermemiş, susup
pusmamışlardır. Allah sabredenleri sever.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 146. ayet)
“Allah'tan
bir rahmet sayesindedir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı
yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için; iş ve yönetim
konusunda da onlarla şûraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah'a güvenip
dayan. Allah, tevekkül edenleri sever.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 159. ayet)
“Allah kendi yolunda, duvarları bir bine perçinlenmiş bir
bina gibi, saf bağlayarak çarpışanları sever.” (61. sure (SAFF) 4. ayet)
(e) Hakkı/Doğruyu sevmeyip örtmek zulümdür,
küfürdür. Allah'ın sevmedikleri
"Küfre
sapanlar var ya, işte onlara dünyada ve âhirette şiddetle azap edeceğim.
Hiçbir yardımcıları olmayacaktır onların. İman edip hayra ve barışa yönelik
işler yapanlara gelince, Allah onlara ödüllerini tam olarak verecektir. Allah zalimleri sevmez.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 56- 57.
ayet)
“Size bir yara değiyorsa, o topluma da benzeri bir yara mutlaka değmiştir. Bak işte günler! Biz onları insanlar arasında dolandırır dururuz. Allah bu sayede iman edenleri bilecek, sizden tanıklar / şehitler edinecektir. Allah zulme sapanları sevmez.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 140. ayet)
“Bir kötülüğün cezası, tıpkısı bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın ücretini bizzat Allah verir. O, zalimleri hiç sevmez.” (42. sure (ŞÛRÂ) 40. ayet)
“Size bir yara değiyorsa, o topluma da benzeri bir yara mutlaka değmiştir. Bak işte günler! Biz onları insanlar arasında dolandırır dururuz. Allah bu sayede iman edenleri bilecek, sizden tanıklar / şehitler edinecektir. Allah zulme sapanları sevmez.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 140. ayet)
“Bir kötülüğün cezası, tıpkısı bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın ücretini bizzat Allah verir. O, zalimleri hiç sevmez.” (42. sure (ŞÛRÂ) 40. ayet)
“Sizinle çarpışmaya girenlerle
Allah yolunda siz de çarpışın. Ama haksız yere
saldırmayın / çarpışmada zulme sapmayın. Çünkü Allah, sınır tanımaz azgınları
sevmiyor.” 2.
sure (BAKARA) 190. ayet”
“Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.” (5. sure (MÂİDE) 87. ayet
“Rabbinize; boyun bükerek, gizlice / ürpererek yakarın. O, haddi aşanları / azmışları sevmez.” (7. sure (A'RAF) 55. ayet)
“Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.” (5. sure (MÂİDE) 87. ayet
“Rabbinize; boyun bükerek, gizlice / ürpererek yakarın. O, haddi aşanları / azmışları sevmez.” (7. sure (A'RAF) 55. ayet)
“Allah,
ribadan beklenen artışı mahveder, sadakalar karşılığında artışlar
getirir. Allah, nankörlüğe batmış günahkârların hiç
birini sevmez.” (2.
sure (BAKARA) 276. ayet)
“Şunu da söyle: "Allah'a ve resule itaat edin." Eğer yüz çevirirlerse, Allah küfre sapanları sevmez.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 32. ayet)
“Allah, iman edenleri savunur. Şu da kuşkusuz ki, Allah hiçbir haini, hiçbir nankörü sevmez.” (22. sure (HAC) 38. ayet)
“Kim küfre saparsa inkârı kendisi aleyhinedir. Barışa ve hayra yönelik bir iş yapanlarsa, kendi benlikleri için yer hazırlarlar. Çünkü Allah, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, öz lütfundan ödüllendirecektir. O, nankörlükleri sevmez.” (30. sure (RÛM) 44-45. ayet)
“Şunu da söyle: "Allah'a ve resule itaat edin." Eğer yüz çevirirlerse, Allah küfre sapanları sevmez.” (3. sure (ÂLİ IMRÂN) 32. ayet)
“Allah, iman edenleri savunur. Şu da kuşkusuz ki, Allah hiçbir haini, hiçbir nankörü sevmez.” (22. sure (HAC) 38. ayet)
“Kim küfre saparsa inkârı kendisi aleyhinedir. Barışa ve hayra yönelik bir iş yapanlarsa, kendi benlikleri için yer hazırlarlar. Çünkü Allah, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, öz lütfundan ödüllendirecektir. O, nankörlükleri sevmez.” (30. sure (RÛM) 44-45. ayet)
“Çardaklı ve çardaksız bahçeleri,
ürünleri çeşit çeşit hurmaları, sebzeleri, zeytinleri, narları, birbirine
benzer ve benzemez biçimde oluşturan O'dur. Her
birinin meyvesinden, olgunlaştığı zaman yiyin ve hasat gününde onun hakkını da
verin. İsraf etmeyin, Allah israf edenleri sevmez.” (6. sure (EN'ÂM) 141. ayet)
“Ey ademoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez.” (7. sure (A'RAF) 31. ayet)
“Ey ademoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez.” (7. sure (A'RAF) 31. ayet)
“İnsanlardan
öylesi vardır ki, onun dünya hayatına ilişkin sözü senin hoşuna gider ve o,
kalbindekine Allah'ı tanık tutar. Oysa ki o, düşmanların en yamanıdır. Yanından ayrıldığında / işbaşına geçtiğinde yeryüzünde
fesat çıkarmak, ekini ve nesli yok etmek için işe koyulur. Oysaki Allah, fesadı
sevmez.” (2.
sure (BAKARA) 204-205. ayet)
“Yahudiler dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." Kendi elleri bağlandı / elleri bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar yeryüzünde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları sevmez.” (5. sure (MÂİDE) 64. ayet)
"Allah'ın sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran / Allah'ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez." (28. sure (KASAS) 77. ayet)
“Yahudiler dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." Kendi elleri bağlandı / elleri bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar yeryüzünde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları sevmez.” (5. sure (MÂİDE) 64. ayet)
"Allah'ın sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran / Allah'ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez." (28. sure (KASAS) 77. ayet)
“Allah'a kulluk edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya,
yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki
arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah,
kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez.” (4. sure (NİSA) 36. ayet)
“Tanrınız bir tek tanrıdır. Böyle iken, âhirete inanmayanlar, kibre saplandıkları için kalpleri inkârcı olmuştur. Hiç kuşkusuz Allah, onların sakladıklarını da açığa vurduklarını da biliyor. Hiç kuşkusuz O, büyüklük taslayanları sevmiyor.” (16. sure (NAHL) 22-23. ayet)
"Kibirlenerek insanlardan yüzünü çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah, kurula kurula kendini övenlerin hiçbirini sevmez." (31. sure (LOKMAN) 18. ayet)
“Yeryüzünde ve kendi benliklerinizde meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir Kitap'ta belirlenmiş olmasın. Bu, Allah için çok kolaydır. Böyle yapılmıştır ki, elinizden çıkana üzülüp ümitsizliğe düşmeyesiniz ve Allah'ın size verdiğiyle sevinip şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip övünenlerin hiçbirini sevmez.” (57. sure (HADÎD) 22-23. ayet)
“Tanrınız bir tek tanrıdır. Böyle iken, âhirete inanmayanlar, kibre saplandıkları için kalpleri inkârcı olmuştur. Hiç kuşkusuz Allah, onların sakladıklarını da açığa vurduklarını da biliyor. Hiç kuşkusuz O, büyüklük taslayanları sevmiyor.” (16. sure (NAHL) 22-23. ayet)
"Kibirlenerek insanlardan yüzünü çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah, kurula kurula kendini övenlerin hiçbirini sevmez." (31. sure (LOKMAN) 18. ayet)
“Yeryüzünde ve kendi benliklerinizde meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir Kitap'ta belirlenmiş olmasın. Bu, Allah için çok kolaydır. Böyle yapılmıştır ki, elinizden çıkana üzülüp ümitsizliğe düşmeyesiniz ve Allah'ın size verdiğiyle sevinip şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip övünenlerin hiçbirini sevmez.” (57. sure (HADÎD) 22-23. ayet)
“Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı
sana, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarak
indirdik. Sakın hainlere yardakçı olma! Allah'tan
af dile; Allah çok affedici, çok merhametlidir. Öz
benliklerine hainlik edenler için didinip durma. Çünkü Allah, sürekli hainlik
eden günahkârı sevmez.” (4. sure (NİSA) 105-107. ayet)
“Eğer bir topluluktan hıyanet kuşkusu duyarsan, antlaşmaya bağlı kalmayacağını aynı şekilde sen de onlara bildir. Allah, hainlik edenleri sevmez.” (8. sure (ENFÂL) 58. ayet)
“Allah, iman edenleri savunur. Şu da kuşkusuz ki, Allah hiçbir haini, hiçbir nankörü sevmez.” (22. sure (HAC) 38. ayet)
“Eğer bir topluluktan hıyanet kuşkusu duyarsan, antlaşmaya bağlı kalmayacağını aynı şekilde sen de onlara bildir. Allah, hainlik edenleri sevmez.” (8. sure (ENFÂL) 58. ayet)
“Allah, iman edenleri savunur. Şu da kuşkusuz ki, Allah hiçbir haini, hiçbir nankörü sevmez.” (22. sure (HAC) 38. ayet)
“Allah,
ribadan beklenen artışı mahveder, sadakalar karşılığında artışlar
getirir. Allah, nankörlüğe batmış günahkârların hiç
birini sevmez.” (2.
sure (BAKARA) 276. ayet)
“Şu
da bir gerçek ki Karun, Mûsa kavmindendi. Onlara karşı şımarıklık / azgınlık
yaptı. Ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını taşımak, kuvvetli
bir grubu bile zorluyordu. Kavmi ona şöyle demişti:
"Şımarma, çünkü Allah, şımaranları sevmez." (28. sure (KASAS) 76. ayet)
(j) Allah, Çirkin
Sözün Açıklanmasını Sevmez
Allah çirkin sözün
açıklanmasını sevmez. Zulme uğratılan kişi müstesna. Allah Semî'dir, Alîm'dir.” (4. sure (NİSA) 148. ayet)
(f) Allah'ı sevenler Allah'tan başkasını Allah'ı sevdiği gibi sevmez ve resulüne uyar (iman edip salih amel işler)
İnsanlar
içinde öyleleri vardır ki, Allah dışında bazılarını Allah'a eş tutarlar da
onları Allah'ı sevmiş gibi severler. İman sahipleri ise Allah'a sevgide çok
kararlı ve taşkındırlar. Zulme saplananlar, azabı gördüklerinde tüm kuvvetin Allah'ta
bulunduğunu, Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu fark edeceklerini
anlayabilseler! 2. sure (BAKARA) 165. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
De ki: "Eğer Allah'ı
seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok
merhametlidir." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 31.
ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ey
inananlar! İçinizden kim dininden dönerse şunu bilsin: Allah, yakında,
kendilerini sevdiği ve kendisini seven, müminlere karşı boynu bükük, kâfirlere
karşı başı dik bir topluluk getirecektir. Bunlar Allah yolunda savaşırlar, hiçbir
kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın, dilediğine yönelttiği bir lütuftur.
Allah, yaratılışı ve yarattıklarını genişletir, her şeyi bilir. 5. sure (MÂİDE) 54. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
İman
edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, Rahman onlar için bir
sevgi oluşturacaktır. 19. sure (MERYEM) 96. ayet
(Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
"Onu
tabuta koyup ırmağa bırak! Irmak onu sahile götürsün ki, benim de düşmanım,
onun da düşmanı olan biri onu alsın. Üzerine
kendimden bir sevgi bıraktım ki, gözümün önünde yetiştirilesin." 20. sure (TÂHÂ) 39. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
(g) Dünyayı ahirete tercih edenler Allah'a eş koştuklarını Allah'ı sevmiş gibi severler
İnsanlar içinde öyleleri vardır ki, Allah dışında bazılarını Allah'a eş tutarlar da onları Allah'ı sevmiş gibi severler. İman sahipleri ise Allah'a sevgide çok kararlı ve taşkındırlar. Zulme saplananlar, azabı gördüklerinde tüm kuvvetin Allah'ta bulunduğunu, Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu fark edeceklerini anlayabilseler! 2. sure (BAKARA) 165. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Hayır,
hayır! Siz hemencecik geleni seversiniz. 75. sure (KIYÂMET) 20. ayet (Resmi: 75/İniş:31/Alfabetik:56)
(h) Dünya ve ahiret sevgisi
Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz zafer ve mutluluğa ermek değildir. Zafer ve mutluluğa ermek o kişinin hakkıdır ki, Allah'a, âhıret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı kılar, zekatı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. Ve işte bunlardır korunan takva sahipleri. 2. sure (BAKARA) 177. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kadınlara,
oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş yığınlara, salma atlara, davarlara ve
ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar için süslenip püslenmiştir. Tüm
bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah'a gelince, varılacak yerin en güzeli
onun yanındadır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 14. ayet
(Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)
De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz,
eşleriniz, kabileniz/menfaat çevreniz, elde ettiğiniz mallar, kesadından
korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden konutlar sizin için Allah'tan, resulünden
ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise artık Allah, emrini getirinceye
kadar bekleyin. Allah, yoldan ayrılmış bir topluluğu doğruya ve güzele
kılavuzlamaz." 9. sure (TEVBE) 24. ayet
(Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)
Hayır,
hayır! Siz hemencecik geleni seversiniz. 75. sure (KIYÂMET) 20. ayet (Resmi: 75/İniş:31/Alfabetik:56)
Yoksula,
yetime ve esire, yemeği severek yedirirler. 76. sure
(İNSÂN) 8. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)
Bunlar,
hemen gelecek olanı seviyorlar da ötelerindeki zorlu bir günü ihmal ediyorlar. 76. sure (İNSÂN) 27. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)
Malı,
devşirip depolatacak bir sevgiyle seviyorsunuz. 89. sure
(FECR) 20. ayet (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)
O,
mal ve servet arzusu yüzünden alabildiğine katıdır. 100. sure (ÂDİYÂT) 8. ayet (Resmi: 100/İniş:14/Alfabetik:2)
(i) Allah kimin neyi sevdiğini bilir
Siz
öyle kişilersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz. Ve Kitap'ın tümüne inanırsınız.
Onlar ise sizinle karşılaştıklarında "İnandık!" derler; baş başa
kaldıklarında size öfkelerinden parmak uçlarını ısırırlar. De ki onlara: "Öfkenizle geberin!" Allah,
göğüslerin içindekini çok iyi bilmektedir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 119. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ey
inananlar! İçinizden kim dininden dönerse şunu bilsin: Allah,
yakında, kendilerini sevdiği ve kendisini seven, müminlere karşı boynu bükük,
kâfirlere karşı başı dik bir topluluk getirecektir. Bunlar Allah yolunda
savaşırlar, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın, dilediğine
yönelttiği bir lütuftur. Allah, yaratılışı ve
yarattıklarını genişletir, her şeyi bilir. 5. sure (MÂİDE) 54. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Şehirde bazı
kadınlar şöyle konuştular: "Azîz'in karısı genç uşağının nefsinden gönlünü
eğlendirmek istemiş. Aşktan yüreğinin zarı delinmiş. Öyle anlıyoruz ki, kadın
tam bir çılgınlığa düşmüş." 12. sure
(YÛSUF) 30. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
Kadın dedi
ki: "İşte budur o, hakkında beni kınadığınız. Vallahi, ben onunla gönlümü
eğlendirmek istedim de o masum bir tavırla bundan çekindi. Ama, eğer kendisine
emrettiğimi yapmazsa yemin ediyorum hapse tıkılacak ve horlananlardan
olacaktır." 12. sure (YÛSUF) 32. ayet
(Resmi: 12/İniş:53/ Alfabetik:110)
Onlardan
önce yurda konmuş ve imana sarılmış olanlar, kendilerine hicret edenleri
severler. Onlara
verilenlerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerinin
ihtiyaçları olsa bile, ötekileri kendi nefslerine tercih ederler. Nefsinin cimriliğinden/doymazlığından korunanlar,
kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. 59. sure (HAŞR) 9. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder