İNSANIN
KENDİSİNE VE ÇEVRESİNE KARŞI AHLAKİ SORUMLULUKLARI
2. KÖTÜ VE YERİLEN TUTUM VE DAVRANIŞLAR (BATIL AMELLER) - 6
AYRICA
BAKINIZ: III. B. 2. b. İNANMAYANLAR
(KÂFİRLER) VE ÖZELLİKLERİ
g) Bozgunculuk (İfsad)
(1) Kavram olarak, Ahlak, İnsanın Kendisine ve Çevresine Karşı Ahlaki Sorumlulukları, Kötü ve Yerilen Tutum ve Davranışlar, Bozgunculuk (İfsad)
Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Ürpererek ve ümit ederek dua edin O'na. Hiç kuşkusuz, Allah'ın rahmeti, Güzel düşünüp güzel iş yapanlara çok yakındır. 7. sure (A'RAF) 56. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
"Hatırlayın
ki, Allah sizi Ad'dan sonra halefler yaptı ve yeryüzünde sizi yerleştirdi.
O'nun düzlüklerinde saraylar kuruyorsunuz, dağlarını yontup ev yapıyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini anın da fesat çıkararak
yeryüzünü berbat etmeyin." 7.
sure (A'RAF) 74. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
"Allah'ın
sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran
/ Allah'ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat
isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez." 28. sure (KASAS) 77. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
İnsanların ellerinin kazanmış
oldukları yüzünden denizde ve karada bozgun çıktı. Allah onlara, yaptıklarının
bir kısmını tattırıyor ki geri dönebilsinler. 30. sure (RÛM) 41. ayet (Resmi: 30/İniş:84/ Alfabetik:87)
Ey
iman edenler! Aranızda fısıldaştığınız zaman, günah, düşmanlık ve resule isyan
hususlarında fısıldaşmayın; hayırda erginlik / dürüstlük ve takva konusunda
fısıldaşın. Huzurunda
haşredileceğiniz Allah'tan sakının! 58.
sure (MÜCÂDİLE) 9. ayet (Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)
Yahudiler
dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." Kendi elleri bağlandı / elleri
bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin
aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta
bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden
onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık
ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar yeryüzünde yine bozgunculuğa
koşarlar. Ama Allah, bozguncuları
sevmez. 5. sure (MÂİDE) 64. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
(2) Fesat (bozgunculuk)
(a) Genel olarak Fesat (bozgunculuk)
Dikkat edin, gerçekte onlar, bozgun getirenlerin ta kendileridir de bunun bilincinde olmuyorlar. 2. sure (BAKARA) 12. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Bir zamanlar
Mûsa, toplumu için su istemişti de biz, "Değneğinle şu taşa vur!"
demiştik. Taştan hemen on iki göze fışkırmıştı. Her bölük insan kendilerine
özgü su kaynağını bilmişti. "Allah'ın
rızkından yiyin, için; yeryüzünde bozgunculuk yaparak şuna buna
saldırmayın." demiştik. 2. sure
(BAKARA) 60. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Mallarınızı aranızda haksız ve
uydurma yollara baş vurarak yemeyin; bilip durduğunuz halde insanların
mallarından bir kısmını günaha saparak yemek için onları yargıçlara aktarmayın. 2. sure (BAKARA) 188. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Yanından
ayrıldığında / işbaşına geçtiğinde yeryüzünde fesat çıkarmak, ekini ve nesli
yok etmek için işe koyulur. Oysaki
Allah, fesadı sevmez. 2. sure (BAKARA) 205. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Nihayet
Allah'ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Ve Dâvud Câlût'u öldürdü. Ve Allah,
Dâvud'a mülk / saltanat ve hikmet verdi. Ve ona dilediği şeylerden öğretti. Eğer Allah'ın, bazı insanları diğer bazılarıyla savması
olmasaydı, yeryüzü bozguna uğrardı. Ama Allah âlemlere karşı çok
lütufkardır. 2. sure (BAKARA) 251. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah
ve resulüyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası
şudur:
Öldürülürler yahut asılırlar yahut elleriyle ayakları çaprazlamasına kesilir
yahut bulundukları yerden sürülürler. Bu onlar için dünyada bir rezilliktir.
Âhirette de onlara büyük bir azap vardır. 5.
sure (MÂİDE) 33. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Yahudiler
dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." Kendi elleri bağlandı / elleri
bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin
aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta
bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden
onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık
ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar yeryüzünde yine bozgunculuğa
koşarlar. Ama Allah, bozguncuları
sevmez. 5. sure (MÂİDE) 64. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Yeryüzünde,
orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Ürpererek ve ümit ederek dua
edin O'na. Hiç kuşkusuz, Allah'ın rahmeti, Güzel düşünüp güzel iş yapanlara çok
yakındır. 7. sure (A'RAF) 56. ayet
(Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
"Hatırlayın
ki, Allah sizi Ad'dan sonra halefler yaptı ve yeryüzünde sizi yerleştirdi.
O'nun düzlüklerinde saraylar kuruyorsunuz, dağlarını yontup ev yapıyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini anın da fesat çıkararak
yeryüzünü berbat etmeyin." 7.
sure (A'RAF) 74. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Medyen'e de
kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Şöyle dedi: "Ey toplumum! Allah'a kulluk
edin. Size O'ndan başka ilah yok! Size Rabbinizden açık bir kanıt gelmiştir.
Ölçü ve tartı da dürüst davranın. İnsanların eşyasına el koymaya tenezzül
etmeyin. Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra
bozgun çıkarmayın. Eğer inanan insanlarsanız bu sizin için daha hayırlıdır."
7. sure (A'RAF) 85. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Firavun
kavminin kodamanları dediler ki: "Musa'yı ve toplumunu, yeryüzünü fesada
verip seni ve ilahlarını terk etsinler diye mi bırakıyorsun?" Dedi ki Firavun: "Biz
onların oğullarını öldürüp kadınlarını diri bırakacağız / kadınlarının
rahimlerini yoklayıp çocuk alacağız / kadınlarına utanç duyulacak şeyler
yapacağız. Üstlerine sürekli kahır yağdıracağız." 7. sure (A'RAF) 127. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Onlar ki inanıp hicret ettiler, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda
savaştılar ve onlar ki hicret edenleri barındırdılar, onlara yardım ettiler, işte onlar birbirlerinin dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, hicret
edecekleri vakte kader size onların yönetiminden bir şey düşmüyor. Ama sizden
dinde yardım isterlerse, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluluk
aleyhinde olmamak üzere, kendilerine yardım etmeniz gerekir. Allah,
yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir. Küfre
sapanlar da birbirlerinin dostlarıdır. Eğer şu dikkat çekilenleri
yapmazsanız yeryüzünde bir fitne, büyük bir bozgun çıkar. 8.
sure (ENFÂL) 72-73. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Onlar
hünerlerini ortaya koyunca Mûsa dedi ki: "Sergilediğiniz
şey büyüdür. Allah onu mutlaka hükümsüz kılacaktır. Çünkü Allah, bozguncuların işini düzgün yürütmez." 10. sure (YÛNUS) 81. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
"Ey
toplumum! Ölçüyü ve tartıyı tam bir dürüstlükle yapın. İnsanların eşyalarını
tırtıklamayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak dolaşmayın." 11. sure (HÛD) 85. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Biz
bir ülkeyi / medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun servet ve nimetle
şımarmış elebaşlarına emirler yöneltiriz / onları
yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler sergilerler. Böylece o ülke
/ medeniyet aleyhine hüküm hak olur; biz de onun altını üstüne getiririz. 17. sure (İSRÂ) 16. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Küfre
sapanlar, Allah'ın yolundan alıkoyarlar. Hem sürekli içinde kalan hem dışarıdan
gelen tüm insanlar için oluşturduğumuz Mescid-i Haram'dan da geri çeviriyorlar. Kim
orada zulmederek haktan sapmak isterse, biz ona acıklı bir azabı
tattıracağız. 22. sure (HAC) 25. ayet
(Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Eğer
hak onların keyiflerine uysaydı, gökler de yer de bunların içindekiler de
kesinlikle fesada uğrardı. Hayır, biz onlara zikirlerini /
Kur'an’larını getirdik ama onlar zikirlerinden / Kur'an’larından yüz
çeviriyorlar. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 71. ayet
(Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
"Halkın eşyasını, değerlerini düşürerek almayın.
Yeryüzünde, bozguncular olarak fesat çıkarmayın!"
26. sure (ŞUARA) 183. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
26. sure (ŞUARA) 183. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Melike dedi:
"Şu bir gerçek ki krallar bir kente / bir
memlekete girdiler mi, orada bozgun çıkarırlar; oranın onurlu insanlarını
zelil, sefil ederler. İşte böyle yaparlar." 27. sure (NEML) 34. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
"Allah'ın
sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran /
Allah'ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde
fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez."
28. sure (KASAS) 77. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
İşte
âhiret yurdu! Biz onu, yeryüzünde
üstünlük taslamayanlarla bozgunculuk peşinde koşmayanlara veririz. Sonuç, takva sahiplerinindir. 28. sure (KASAS) 83. ayet (Resmi: 28 / İniş:49 / Alfabetik:53)
İnsanların
ellerinin kazanmış oldukları yüzünden denizde ve karada bozgun
çıktı. Allah onlara, yaptıklarının bir kısmını tattırıyor ki geri
dönebilsinler. 30. sure (RÛM) 41. ayet (Resmi: 30/İniş:84/ Alfabetik:87)
Nûh dedi ki:
"Rabbim! Onlar bana isyan ettiler de malı ve
çocuğu kendisine hüsrandan başka bir artış getirmeyen kişiye uydular." 71. sure (NÛH) 21. ayet (Resmi: 71/İniş:71/Alfabetik:83)
Bunlar, ülkelerde azıp zulmetmişlerdi. Ve oralarda bozgunu
çoğaltmışlardı. 89.
sure (FECR) 11-12. ayet (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)
(b) Eğer yerde-gökte Allah'tan başka tanrılar olsaydı, o ikisi de mutlaka fesada uğrarlardı
Eğer,
yerde gökte Allah'tan başka tanrılar olsaydı, o ikisi de mutlaka fesada uğrardı. Arşın Rabbi o Allah, onların
nitelendirmelerinden yücedir, uzaktır. 21.
sure (ENBİYÂ) 22. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Süleyman'ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Hârût ve Mârût adlı iki melek üzerine indirileni öğretiyorlardı. Oysa ki o iki melek, "Biz bir imtihan aracıyız, sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını açacakları şeyi öğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın âhırette hiç bir nasibi olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz benliklerini sattıkları şey ne kötüdür! Bir bilebilselerdi... 2. sure (BAKARA) 102. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Onları
yakaladığınız yerde öldürün; onların sizi çıkardıkları yerden siz de onları
çıkarın. Fitne / baskı ve bozgunculuk, öldürmekten
daha kötüdür. Mescid-i Haram'da, onlar sizinle çarpışmaya girinceye
kadar siz de onlarla çarpışmaya girmeyin. Eğer sizinle çarpışmaya girerlerse
siz de onları öldürün. İşte böyle verilir küfre sapanların cezası! 2. sure (BAKARA) 191. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Fitne
kalmayıncaya ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla çarpışın. Eğer çarpışmaktan vazgeçerlerse
artık zulme sapanlardan başkasına düşmanlık edilmez. 2. sure (BAKARA) 193. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar, De ki: "O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah
yolundan alıkoymak, O'na ve Mescid-i Haram'a nankörlük etmek, ora halkını
oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır." Fitne / baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük
bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar
sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidâd edip dininden dönerse
kâfir olarak ölür. Böylelerinin amelleri dünyada da âhırette de boşa gitmiştir.
Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada. 2. sure (BAKARA) 217. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Kitap'ı sana indiren O'dur: Onun ayetlerinden
bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetlerse
müteşâbihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik
ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun yorumuna öncelik tanımak için
Kitap'ın sadece müteşâbih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise
bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, "Ona inandık,
hepsi Rabbimizin katındandır." derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası
gereğince düşünemez. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 7.
ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Diğer
bazılarını da bulacaksınız ki, hem sizden emin olmak hem de kendi
toplumlarından emin olmak isterler. Ama fitneyle yüz yüze getirildiklerinde baş
aşağı içine dalarlar. Bunlar sizden uzak
durmazlar, sizinle barışa gitmezler ve ellerini sizden çekmezlerse onları
yakalayın, tuttuğunuz yerde öldürün. İşte
böylelerinin üstüne gitmeniz için size açık bir izin ve kuvvet verilmiştir.
4. sure (NİSA) 91. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Bir
fitne kopmayacak sandılar. Kör oldular, sağır kesildiler. Derken Allah tövbelerini kabul
etti. Sonra yine birçokları körleştiler,
sağırlaştılar. Allah, onların yaptıklarını ayan-beyan görür. 5. sure (MÂİDE) 71. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Sonunda
şunu söylemekten başka bahaneleri kalmaz: "Rabbimiz Allah'a yemin olsun ki, biz, ortak koşanlar değildik." 6. sure (EN'ÂM) 23. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
İçinizden
sadece zulmedenlere çatmakla kalmayacak bir fitneden korkun. Bilin ki Allah'ın gazabı çok
şiddetlidir. 8. sure (ENFÂL) 25. ayet
(Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihan
aracıdır. Allah'a gelince, büyük ödül O'nun katındadır. 8. sure (ENFÂL) 28. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Fitne
kalmayıncaya ve din tümüyle Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaş. Vazgeçerlerse kuşkusuz ki Allah,
ne yaptıklarını iyice görecektir. 8. sure
(ENFÂL) 39. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Onlar ki inanıp
hicret ettiler, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda savaştılar ve onlar ki
hicret edenleri barındırdılar, onlara
yardım ettiler, işte onlar birbirlerinin dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, hicret
edecekleri vakte kader size onların yönetiminden bir şey düşmüyor. Ama sizden
dinde yardım isterlerse, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluluk
aleyhinde olmamak üzere, kendilerine yardım etmeniz gerekir. Allah,
yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir. Küfre
sapanlar da birbirlerinin dostlarıdır. Eğer şu dikkat çekilenleri
yapmazsanız yeryüzünde bir fitne, büyük bir bozgun çıkar. 8. sure (ENFÂL) 72-73. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Aranızda
sefere çıkmış olsalardı, size bozgunculuktan başka bir katkıları olmayacaktı;
sizi fitneye uğratmak isteğiyle aranıza sokulacaklardı. İçinizde onlara gerçekten kulak
verecekler de vardı. Allah, zalimleri iyice biliyor. 9. sure (TEVBE) 47. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
İçlerinden
bazısı: "Bana izin ver, beni fitneye düşürme." der. Dikkat edin,
fitnenin ta içine kendileri düşmüşlerdir. Ve cehennem o nankörleri elbette çepeçevre
kuşatacaktır. 9. sure (TEVBE) 49. ayet
(Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Şöyle
yakardılar: "Yalnız Allah'a dayandık.
Rabbimiz! Bizleri, zulmedenler toplumu için bir imtihan aracı yapma!"
10. sure (YÛNUS) 85. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Hani, sana: "Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır."
demiştik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı da Kur'an'da lanetlenmiş bulunan o ağacı
/ soyu da insanları sınamak dışında bir sebeple göndermedik. Biz onları
korkutuyoruz ama bu onların kudurganlığını artırmaktan başka bir katkı
sağlamıyor. 17. sure (İSRÂ) 60. ayet
(Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
İnsanlardan
bazısı da Allah'a kıyıdan kıyıya ibadet eder. Kendisine bir hayır isabet
ettiğinde, onunla tatmin bulup yatışır; kendisine
bir fitne, bir deneme gelip çattığında yüzüstü geri dönüverir. Dünyada
da kayba uğramıştır böylesi, âhirette de. Apaçık hüsranın ta kendisi işte
budur. 22. sure (HAC) 11. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Biz senden önce hiçbir resul ve nebi göndermedik ki,
o bir şey dilediğinde, şeytan onun düşünce ve dileği içine bir şey atmış
olmasın. Ama Allah, şeytanın attığını siler, sonra kendi ayetlerini
muhkemleştirir. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. Bu,
Allah'ın; şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlara, gönülleri
katılaşanlara bir fitne yapması içindir. Zalimler, geri dönülmez bir ayrılık ve kopuş
içindedirler. 22. sure (HAC) 52-53. ayet (Resmi: 22/İniş:88/ Alfabetik:32)
Senden önce
gönderdiğimiz peygamberler de mutlaka yemek yiyorlar, sokaklarda yürüyorlardı. Biz sizi
birbiriniz için imtihan aracı yaptık. Sabrediyor musunuz? Rabbin her
şeyi görmektedir. 25. sure (FURKÂN) 20. ayet
(Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
İnsanlar
içinden öylesi vardır ki, "Allah'a inandık" der fakat Allah uğrunda
bir eziyete uğratılınca, insanlardan gelen fitneyi Allah'ın azabı gibi tutar. Ve eğer Rabbinden bir yardım
gelirse kesinlikle şöyle diyeceklerdir: "Biz sizinle beraberdik."
Allah, âlemlerin göğüslerindekini en iyi şekilde bilmiyor mu? 29. sure (ANKEBÛT) 10. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Ödül ve ikram olarak, bu mu daha hayırlı
yoksa zakkum ağacı mı? O ağaç ki, zalimler için onu bir fitne yaptık. 37.
sure (SÂFFÂT) 62-63. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
İnsana bir
zorluk / zarar dokunduğunda bize yalvarır yakarır; sonra ona bizden bir nimet
lütfettiğimizde şöyle der: "Bu bir ilim
sayesinde verildi bana!". Hayır, öyle değil; o bir fitnedir ama onların
çokları bilmiyorlar. 39. sure
(ZÜMER) 49. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Bir
imtihan aracı olarak kendilerine dişi deveyi göndereceğiz. Artık gözetle onları ve sabret! 54. sure (KAMER) 27. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)
"Ey
Rabbimiz! Bizi, küfre sapanlar için bir fitne / imtihan aracı yapma! Bağışla bizi ey Rabbimiz! Sen,
yalnız sen sonsuz kudretin, sonsuz hikmetin sahibisin." 60. sure (MÜMTEHİNE) 5. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
Şu
da bir gerçek ki, mallarınız ve çocuklarınız bir imtihan aracıdır. Allah'a gelince, onun katında
büyük bir ödül vardır. 64. sure (TEĞÂBÜN) 15.
ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)
Biz,
cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre
sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap
verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın.
Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin.
Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla
neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini / dileyeni saptırır, dilediğini /
dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O
bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir. 74. sure (MÜDDESSİR) 31. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder