PEYGAMBERLİK - 6
Ayrıca Bakınız: Bu konu, VIII.C. HZ.
MUHAMMED'İN PEYGAMBERLİĞİ YETKİ VE SORUMLULUKLARI konusu ile doğrudan
ilişkilidir.
1.
GENEL OLARAK PEYGAMBERLİK – 6
d)
Elçiler (Resuller)- 4
(36)
Elçi Olarak Kur'an
Allah'ın ayetleri size okunuyor, Resulü de
aranızda; peki, nasıl küfre sapıyorsunuz? Kim Allah'a sarılırsa dosdoğru yola
iletilmiştir o... 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 101. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ey Ehlikitap! Resulümüz size geldi. Kitap'tan
saklamış olduklarınızın çoğunu size ayan-beyan açıklıyor; çoğundan da geçiyor.
Şu bir gerçek ki, size Allah'tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir. 5. sure (MÂİDE)
15. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Elif, Lâm,
Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem kılınmış,
sonra ayrıntılı hale getirilmiştir. Ki başkasına değil, yalnız Allah'a ibadet
edesiniz! Kuşkusuz, ben size O'ndan gelen bir uyarıcı ve müjdeciyim. Af dileyin
Rabbinizden; sonra da tövbe ile O'na yönelin ki, belirlenmiş bir süreye kadar
sizi güzel bir nimetle nimetlendirsin ve her farklı derece sahibine hak ettiği
ödülü versin. Eğer yüz çevirirseniz, o takdirde sizi büyük bir günün azabıyla
korkuturum. 11. sure (HÛD) 1-3. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Bir elçi indirmiştir ki, iman edip hayra ve
barışa yönelik işler sergileyenleri, karanlıklardan nura çıkarmak için Allah'ın
ayetlerini açık seçik okur. Allah'a inanıp hayra ve barışa yönelik işler
yapanları Allah, altlarından ırmaklar akan cennetlere/bahçelere koyacaktır. Onlar
orada sonsuza dek kalıcıdır. Allah böylesi için rızkı gerçekten
güzelleştirmiştir. 65. sure (TALÂK) 11. ayet (Resmi:
65/İniş:100/Alfabetik:98)
(37)
Elçiler, Bir Kısmı Bir Kısmına Üstün Kılındı
İşte resuller! Biz onların bazısını bazısına
üstün kılmışızdır. Allah, onlardan bazısıyla konuşmuştur. Bazılarını da
derecelerle yüceltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık ayetler verdik ve onu
Ruhulkudüs'le güçlendirdik. Allah dileseydi, onların ardından gelenler,
açık-seçik mesajlar kendilerine ulaştıktan sonra birbirlerini öldürmezlerdi.
Ancak tartışmaya girdiler de içlerinden bazısı iman etti, bazısı küfre saptı.
Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ne var ki, Allah dilediğini
yapıyor. 2. sure (BAKARA) 253. ayet (Resmi:
2/İniş:92/Alfabetik:11)
(38)
Elçiler, Kaydediciler
İnsanlara, kendilerine dokunan bir darlıktan
sonra bir rahat tattırdığımızda, ayetlerimiz hakkında hemen bir tuzak
sergilerler. De ki: "Tuzak kurma bakımından Allah daha hızlıdır."
Zaten, resullerimiz, kurmakta oldukları tuzakları kaydediyorlar. 10. sure
(YÛNUS) 21. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
(39)
Problemleri Elçilere Danışmak
Onlara, güven yahut korkuya ilişkin bir haber
ulaştığında onu hemen yaydılar. Oysaki, onu resule ve içlerindeki sorumluluk
sahiplerine götürmüş olsalardı, aralarındaki okuyup araştırarak hüküm
çıkaranlar, onu elbette bileceklerdi. Eğer Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde
olmasaydı, pek azınız/pek az işiniz hariç şeytanın ardı sıra giderdiniz. 4. sure (NİSA)
83. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
(40)
Elçilerden Rica
Aranızda peygamberi çağırmayı, sizin
birbirinizi çağırmanıza eş tutmayın. Allah sizin, birbirini siper ederek
sıvışıp gidenlerinizi bilir. Resulün emrine aykırı davrananlar, kendilerine bir
fitnenin gelip çatmasından yahut acıklı bir azabın yakalarına yapışmasından
çekinsinler. 24. sure (NÛR) 63. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
(41)
Elçilere Ne Cevap Aldıkları Sorulacak
Allah, resulleri bir araya getireceği gün
şöyle der: "Size ne cevap verildi?" Şöyle derler: "Hiçbir
bilgimiz yok. Gaybları en iyi biçimde bilen sensin, sen!" 5. sure (MÂİDE)
109. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Allah o gün onlara seslenir de şöyle der:
"Hak elçilerine ne cevap verdiniz?" Artık o gün onlara karşı tüm
haberler kör olmuştur. Birbirlerine de bir şey soramazlar. 28. sure
(KASAS) 65-66. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
(42)
Elçilerle Eğlenildi, Gülündü/Alay Edildi
Yemin olsun ki, senden önceki resullerle de
alay edildi; fakat eğlence konusu yaptıkları şey, o maskaralığı sergileyenleri
kıskıvrak sarıverdi. 6. sure (EN'ÂM) 10. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Onlara sorarsan elbette şöyle diyeceklerdir:
"Lakırdıya dalmış, şakalaşıyorduk, hepsi bu!" De ki: "Allah ile,
O'nun ayetleriyle, O'nun resulüyle mi eğleniyordunuz?" 9. sure (TEVBE)
65. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Yemin olsun, senden önceki resullerle de alay
edildi. İnkâr edenlere biraz süre verdim ama sonunda hepsini yakaladım.
Gördüler nasılmış azap! 13. sure (RA'D) 32. ayet (Resmi: 13/İniş:87/
Alfabetik:85)
Onlara bir Tanrı elçisi gelir gelmez, onunla
mutlaka alay ederlerdi. 15. sure (HİCR) 11. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
İşte böyle! Cezaları cehennemdir. Çünkü
nankörlük ettiler; ayetlerimi ve resullerini eğlence aracı yaptılar. 18. sure (KEHF)
106. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
O küfredenler seni gördüklerinde, seni şu
şekilde alaya almaktan başka birşey yapmazlar: "İlahlarınızı diline
dolayan bu mu?" Ama Rahman'ın zikrini/Kur'an'ı bizzat onlar örtüp inkâr
ediyorlar. 21. sure (ENBİYÂ) 36. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Yemin olsun, senden önceki resullerle de alay
edilmiştir. Sonunda, onlarla eğlenenleri, alay konusu yaptıkları şey
kuşatıverdi. 21. sure (ENBİYÂ) 41. ayet (Resmi:
21/İniş:73/Alfabetik:21)
Seni gördüklerinde, şu şekilde alaya almaktan
başka şey yapmazlar: "Allah'ın, resul olarak gönderdiği şu mu?" 25. sure
(FURKÂN) 41. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Y
azık şu kullara! Kendilerine gelen her
resulle mutlaka alay ederlerdi. 36. sure (YÂSÎN) 30. ayet (Resmi:
36/İniş:41/Alfabetik:108)
Onlara, "Hadi gelin, Allah resulü sizin
için af dilesin!" dendiğinde kafalarını öteye çevirirler. Ve sen onların
böbürlenmiş bir halde dönüp gittiklerini görürsün. 63. sure
(MÜNÂFİKÛN) 5. ayet (Resmi: 63/İniş:103/Alfabetik:72)
(43)
Elçiler,
Aynı Mesajı-Haberi Getirdiler
De ki: "Ben, resuller içinden bir türedi
değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahyedilenden
başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim."
46. sure (AHKAF) 9. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
(44)
Elçilerden Bazısı Anlatıldı/Bazısı Anlatılmadı
Resuller var, hayat ve hatıralarını daha önce
sana anlattık; resuller var, hayat ve hatıralarını sana anlatmadık. Allah,
Mûsa'ya kelime kelime söz söylemişti. 4. sure (NİSA) 164. ayet (Resmi:
4/İniş:98/Alfabetik:82)
Yemin olsun, biz senden önce de resuller
gönderdik. Onların bir kısmının hayat ve hatırasını sana anlattık, bir kısmının
hayat ve hatırasından sana bahsetmedik. Hiçbir resulün, Allah'ın izni
olmaksızın herhangi bir mucize getirmesi söz konusu olamaz. Allah'ın emri
geldiğinde, hakla hükmedilir ve gerçeği hükümsüz kılmaya çalışanlar orada
hüsrana uğrarlar. 40. sure (MÜ'MİN) 78. ayet (Resmi:
40/İniş:60/Alfabetik:69)
(45)
Elçiler ve Savaş Ganimetleri
Allah'ın, kentler halkından resulüne
zahmetsizce aktardığı mal ve nimetler şunlar içindir: Allah, Peygamber,
yakınlar, yetimler, yoksullar, yolda kalmışlar. Bu böyle düzenlenmiştir ki, o
mal ve nimetler sizden yalnız zengin olanlar arasında dönüp duran bir kudret
aracı olmasın. Resul size ne verdiyse onu alın; sizi neden yasakladıysa ona son
verin ve Allah'tan korkun. Hiç kuşkusuz, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. 59. sure (HAŞR)
7. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
(46)
Elçileri Allah Destekler
Sonra Allah, resulünün üzerine de müminlerin
üzerine de sükûnetini indirmiş, ayrıca sizin görmediğiniz orduları göndermiş de
küfre sapanlara azap etmişti. Kâfirlerin cezası işte budur. 9. sure (TEVBE) 26. ayet (Resmi:
9/İniş:113/Alfabetik:104)
Eğer siz ona yardım etmezseniz bilin ki,
Allah ona zaten yardım etmişti. Hani küfredenler onu iki kişinin ikincisi
olarak yurdundan çıkardıklarında, mağarada bulundukları bir sırada arkadaşına
şöyle diyordu: "Tasalanma, Allah bizimle." Bunun üzerine Allah ona
sükûnet indirmiş ve kendisini sizin görmediğiniz ordularla desteklemişti de
küfre sapanların sözünü sefil kılıp alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise yüce olanın
ta kendisidir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 9. sure (TEVBE) 40. ayet (Resmi:
9/İniş:113/ Alfabetik:104)
Sonunda biz, resullerimizi ve iman edenleri
kurtarıyoruz. İşte böyledir. Üzerimize bir borç olarak, inananları kurtarırız. 10. sure
(YÛNUS) 103. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Şu bir gerçek ki, biz, resullerimize ve iman
edenlere, hem dünya hayatında hem de tanıkların ayağa kalkacakları gün mutlaka
yardım edeceğiz. 40. sure (MÜ'MİN) 51. ayet (Resmi: 40/İniş:60/
Alfabetik:69)
İnkâr edenler, kalplerine öfkeli taassubu, o
cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah ise huzur ve mutluluğunu
resulünün, inananların üstüne indirmişti. Onları, takva kelimesine bağlı
tutmuştu. Zaten onlar buna layık ve ehil idiler. Allah her şeyi çok iyi
bilmektedir. Yemin olsun ki Allah, resulüne o rüyayı hak olarak doğru
çıkarmıştır. Allah dilerse, başlarınızı tıraş etmiş, saçlarınızı kısaltmış
olarak güven içinde, korku duymadan Mescid-i Haram'a mutlaka gireceksiniz.
Allah, sizin bilmediğinizi bildi de bundan önce size yakın bir fetih nasip
etti. 48. sure (FETİH) 26-27. ayet (Resmi:
48/İniş:109/Alfabetik:27)
Yemin olsun, daha önce Yûsuf da size açık
seçik mesajlar getirmişti de onun size getirdikleri hakkında hep kuşku
duymuştunuz. Daha sonra o ölünce de şöyle demiştiniz: "Allah ondan sonra
bir daha asla resul göndermez." Allah, sınır tanımaz kuşkucuları işte
böyle saptırır. 40. sure (MÜ'MİN) 34. ayet (Resmi:
40/İniş:60/Alfabetik:69)
"Onlar, tıpkı sizin sandığınız gibi,
Allah'ın hiç kimseyi asla diriltmeyeceğini / peygamber göndermeyeceğini
sanmışlardı." 72. sure (CİN) 7. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)
İnkar edenler bölük bölük cehenneme sevk
edilirler. Oraya geldiklerinde onun kapıları açılır ve cehennem bekçileri
onlara şöyle derler: "Size, içinizden resuller gelmedi mi ki, Rabbinizin
ayetlerini karşınızda okusunlar ve sizi şu gününüze kavuşmanız hususunda
uyarsınlar?" Onlar: "Evet, derler, geldiler ama inkarcılar hakkında
azap hükmü hak oldu." 39. sure (ZÜMER) 71. ayet (Resmi:
39/İniş:59/Alfabetik:114)
(49)
Elçiler, İnsandır
Yoksa siz, sizden önce gelip geçmiş olanların
karşılaştıklarının benzeri başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?
Onlara şiddetler, belalar ve zorluklar gelip çattı; sarsıldılar. Öyle ki, resul
ve onunla birlikte inananlar, "Allah'ın yardımı ne zaman?" diye
yakarıyordu. Haberiniz olsun ki, Allah'ın yardımı çok yakındır. 2. sure
(BAKARA) 214. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Muhammed bir resulden başkası değildir. Ondan
önce de resuller gelip geçmiştir. Şimdi o ölse yahut öldürülse ökçeleriniz
üzerine gerisin geri mi döneceksiniz! İki ökçesi üzerine geri dönen, Allah'a
hiçbir şekilde zarar veremez. Allah, şükredenleri ödüllendirecektir. 3. sure (ÂLİ
IMRÂN) 144. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Meryem'in oğlu Mesih, bir resulden başkası
değildir. Ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Onun annesi de özü-sözü doğru
biriydi. İkisi de yemek yerlerdi. Bak nasıl açıklıyoruz onlara ayetleri! Sonra
bak, nasıl gerisin geri çevriliyorlar! 5. sure (MÂİDE) 75. ayet (Resmi:
5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Ey ademoğulları! İçinizden size ayetlerimi
yüzünüze karşı anlatan resuller geldiğinde, korunup hallerini düzeltenlere
hiçbir korku dokunmayacaktır. Onlar tasalanmayacaklardır da. 7. sure (A'RAF) 35. ayet (Resmi:
7/İniş:39/Alfabetik:9)
"Korunmanız, rahmet bulmanız için sizi
uyarmak üzere bir adam aracılığıyla Rabbinizden bir öğüt gelmesine şaştınız
mı?" 7. sure (A'RAF) 63. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)
"Sizi uyarmak için içinizden bir adam
aracılığıyla size Rabbinizden bir ihtar gelmesine şaştınız mı? Hatırlayın ki, O
sizi Nuh toplumundan sonra halefler yaptı ve yaratılışta size daha fazla bir
boy-bos verdi. Allah'ın nimetlerini anın ki kurtulabilesiniz." 7. sure (A'RAF)
69. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
"İnsanları uyar, iman edenlere de
kendileri için Allah katında yüksek bir doğruluk derecesi bulunduğunu
müjdele" diye içlerinden bir er kişiye vahiy göndermemiz, insanlara
şaşırtıcı mı geldi? Küfre batanlar: "Bu adam açık bir büyücüdür."
dediler. 10. sure (YÛNUS) 2. ayet (Resmi:
10/İniş:51/Alfabetik:109)
Şayet sen, sana indirdiğimizden kuşkulanmakta
isen, senden önce Kitap'ı okuyanlara sor. Yemin olsun, hak sana Rabbinden
gelmiştir. O halde, sakın kuşkulananlardan olma! 10. sure
(YÛNUS) 94. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Toplumunun küfre sapanlarından bir grup
kodaman şöyle konuşmuştu: "Bize göre sen, bizim gibi bir insandan başkası
değilsin. Bakıyoruz sana, ayak takımımızın basit görüşlü insanlarından başkası
ardına düşmüyor. Sizin bize hiçbir üstünlüğünüzün olduğuna inanmıyoruz. Aksine,
sizi yalancılar sayıyoruz." 11. sure (HÛD) 27. ayet (Resmi:
11/İniş:52/Alfabetik:38)
Yemin olsun, biz senden önce de resuller
gönderdik, onlara da eşler ve evlatlar verdik. Hiçbir resul, Allah'ın izni
olmadıkça herhangi bir mucize getiremez. Her süre için bir yazı vardır. 13. sure (RA'D)
38. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Resulleri dediler ki: "Gökleri ve yeri
yaratan Allah hakkında mı kuşku? O sizi, günahlarınızı afftetsin, belirli bir
süreye kadar size zaman tanısın diye çağırıyor." Şöyle cevap verdiler:
"Siz de bizim gibi birer insandan başka şey değilsiniz. Atalarımızın
kulluk ettiklerinden bizi yüz geri çevirmek istiyorsunuz. Hadi açık bir kanıt
getirin bize!" Resulleri onlara dediler ki: "Biz de sadece sizin gibi
birer insanız, fakat Allah, kullarından dilediğine lütufta bulunur. Allah'ın
izni olmadan bizim size bir kanıt getirmemiz haddimize değil. İnananlar yalnız
Allah'a dayanıp güvensinler." 14. sure (İBRÂHİM) 10-11. ayet (Resmi:
14/İniş:72/Alfabetik:40)
Biz senden önce de elçi olarak kendilerine
vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız,
zikir/Kur'an ehline sorun. 16. sure (NAHL) 43. ayet (Resmi:
16/İniş:70/Alfabetik:75)
"Yahut altından bir evin olmalı, yahut
göğe yükselmelisin. Ancak senin göğe çıktığına, okuyacağımız bir kitabı bize
indireceğin zamana kadar, asla inanmayız!" De ki: "Rabbimin şanı
yücedir. Ben, insan bir resulden başka neyim ki?" 17. sure (İSRÂ)
93. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Kendilerine hak kılavuzcusu geldiğinde,
insanların iman etmelerine, şöyle demelerinden başka bir şey engel olmadı:
"Allah, bir insan mı resul gönderdi?" 17. sure (İSRÂ)
94. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
De ki: "Ben de sizin gibi bir insanım.
Ancak, tanrınızın bir tek tanrı olduğu bana vahyediliyor. O halde, Rabbine
kavuşmayı uman, hayra ve barışa yönelik iş yapsın ve Rabbine ibadette hiç
kimseyi O'na ortak koşmasın." 18. sure (KEHF) 110. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Kalpleri hep oyun ve oyalanmada. O zulüm
sergileyenler, şu yolda bir fısıldaşmayı iyice koyulaştırdılar: "Bu adam,
sizin gibi bir insandan başkası değil. Gözünüz baka baka büyüye mi
gidiyorsunuz!" 21. sure (ENBİYÂ) 3. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Toplumu içinden inkârcı kodaman grup şöyle
dedi: "Bu adam, sizin gibi bir insandan başka şey değil; size üstünlük
taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi, melekler indirirdi. Biz ilk atalarımız
arasında böyle bir şey duymadık." 23. sure (MÜ'MİNÛN) 24. ayet (Resmi:
23/İniş:74/ Alfabetik:70)
Onlara da içlerinden şu yolda tebliğde
bulunan bir resul gönderdik: Allah'a kulluk/ibadet edin. O'ndan başka tanrınız
yok sizin. Hâlâ ürpermiyor musunuz? Toplumunun, dünya hayatında servet ve refaha
ulaştırdığımız halde inkâra sapıp âhiretteki buluşmayı yalanlayan kodaman
takımı şöyle dedi: "Bu adam, sadece sizin gibi bir insan; yemekte
olduğunuzdan yiyor, içmekte olduğunuzdan içiyor." 23. sure
(MÜ'MİNÛN) 32-33. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Ey resuller! Güzel ve temiz şeylerden yiyin
ve barışa, hayra yönelik iş yapın! Çünkü ben, yapmakta olduklarınızı çok iyi
bilmekteyim. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 51. ayet (Resmi:
23/İniş:74/Alfabetik: 70)
Şunu da söylemişlerdir: "Ne biçim
resuldür bu; yemek yiyor, sokaklarda yürüyor. Üzerine bir melek indirilmeli,
beraberinde özel bir uyarıcı olmalı değil miydi?" 25. sure
(FURKÂN) 7. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de
mutlaka yemek yiyorlar, sokaklarda yürüyorlardı. Biz sizi birbiriniz için
imtihan aracı yaptık. Sabrediyor musunuz? Rabbin her şeyi görmektedir. 25. sure
(FURKÂN) 20. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
"Sen de bizim gibi bir insansın. Eğer
doğru sözlülerden isen, hadi bir mucize getir." 26. sure
(ŞUARA) 154. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
"Sen bizim gibi bir insandan başka şey
değilsin. Biz senin yalancılardan olduğunu düşünüyoruz." 26. sure
(ŞUARA) 186. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Kent halkı dedi ki: "Siz, bizim gibi birer
insandan başka şey değilsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece
yalan söylüyorsunuz." 36. sure (YÂSÎN) 15. ayet (Resmi:
36/İniş:41/Alfabetik: 108)
De ki: "Ben sadece sizin gibi bir
insanım. İlahınızın bir tek ilah olduğu bana vahyediliyor. O halde şaşıp
sendelemeden O'na yönelin ve O'ndan af dileyin. Vay haline ortak koşanların! 41. sure
(FUSSİLET) 6. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
(50)
Elçiler, Şahitlerdir
İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık
olasınız, resul de sizin üstünüze tanık olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet
yaptık. Biz, eskiden üzerinde olduğunu kıble haline getirdik ki resule uyanı,
ökçesi üstüne gerisin geri dönenden ayıralım. Bu, Allah'ın kılavuzluk ettikleri
dışındakilere gerçekten zor gelecektir. Ama Allah imanınızı işe yaramaz hale
getirmeyecektir. Şu da bir gerçek ki, Allah öncelikle insanlara karşı çok
acıyıcı, çok merhametlidir. 2. sure (BAKARA) 143. ayet (Resmi:
2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle
didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız
İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da
"Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin
üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde
namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel
Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O! 22. sure (HAC) 78. ayet (Resmi:
22/İniş:88/Alfabetik:32)
Biz size, üstünüze tanık olan bir resul
gönderdik. Tıpkı Firavun'a bir resul gönderdiğimiz gibi. 73. sure
(MÜZZEMMİL) 15. ayet (Resmi: 73/İniş:3/Alfabetik:74)
(51)
Elçiler, Hanımları, Eşleri
O peygamber,
müminlere öz benliklerinden daha dost, daha yakındır. Onun eşleri de o
müminlerin anneleridir. Anne tarafından akraba olanlar da Allah'ın Kitabı'nda,
birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak yakın
dostlarınız için örfe uygun bir vasiyette bulunmanız müstesnadır. Bu, Kitap'ta
satırlara geçirilmiştir. 33. sure (AHZÂB) 6. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Ey Peygamber, eşlerine şöyle söyle:
"Eğer şu iğreti dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, haydi gelin
size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım."
"Yok eğer Allah'ı, resulünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah
sizin güzel düşünüp güzel hareket edenlerinize büyük bir ödül
hazırlamıştır." Ey peygamber hanımları! Sizden kim açık/kanıtlanmış bir
edepsizlik yaparsa, kendisi için azap iki katına çıkarılır. Ve bu, Allah için
çok kolaydır. Sizden kim, Allah'a ve resulüne itaat eder, iyilik yaparsa, ona
da ücretini iki kat olarak veririz. Kendisi için bol ve bereketli bir rızık da
hazırlamışızdır. Ey peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi
değilsiniz. Eğer korunup takvaya sarılıyorsanız sözü kırıtarak söylemeyin ki,
kalbinde maraz bulunan biri ümide kapılmasın. Örfe uygun söz söyleyin.
Evlerinizde de vakarlı oturun. İlk cahiliye teşhirciliği gibi kendinizi teşhir
etmeyin. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah
sizden kiri/lekeyi gidermek istiyor ey Ehlibeyt, sizi tam bir biçimde
temizlemek istiyor. Evlerinizde Allah'ın ayetlerinden ve hikmetten okunanları
hatırlayın. Kuşkusuz, Allah Latîf'tir, Habîr'dir. 33. sure
(AHZÂB) 28-34. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Ey Peygamber! Biz sana şu
hanımları helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerin, Allah'ın sana ganimet
olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının, dayılarının,
teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle
evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber'e hibe eden mümin bir kadını da öteki
müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara eşleri ve
elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz. Sana bir
zorluk olmasın diyedir bu... Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
Onlardan dilediğini geriye bırakırsın,
dilediğini yanına alırsın. Bir süre için uzaklaştığın hanımlarından dilediğini
yanına almanda bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanmasında,
tasalanmalarında ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmasında bu daha
uygun bir yoldur. Allah sizin kalplerinizde olanı bilir. Allah Alîm'dir,
Halîm'dir. Bundan sonra sana artık başka kadınlar helal olmaz. Bunları, başka
eşlerle değiştirmek de -onların güzellikleri hoşuna gitse bile- helal olmaz.
Elinin sahip olabilecekleri müstesna. Allah her şey üzerinde bir Rakîb'dir, her
şeyi gözetlemektedir. Ey iman edenler! Size bir yemek için izin verilmedikçe
Peygamber'in evlerine girmeyin. Vaktini bekleyip durmaksızın çağırıldığınızda
girin, ancak yemeği yiyince hemen dağılın. Söze dalıp lafı koyulaştırmayın.
Çünkü böyle davranmanız Peygamber'i rahatsız eder. Fakat o size bir şey
söylemekten utanır. Allah ise hakkı dile getirmekten çekinmez. Peygamber'in
eşlerinden bir şey istediğinizde, onlardan perde arkasından isteyin. Bu, hem
sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha temiz bir yoldur. Allah'ın
resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra onun eşleriyle
nikâhlanmanız, size helal kılınmamıştır. Böyle bir şey Allah katında büyük bir
vebaldir. 33. sure (AHZÂB) 50-53. ayet (Resmi:
33/İniş:97/Alfabetik:4)
RESUL
KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal
Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder