KUR'AN’IN IŞIĞINDA AHİRET HAYATI – 22 (SON)
6. SONUÇ:
a. AHİRET HAYATI GAYBDIR, GAYBA İNANIRIZ, GERÇEĞİ ALLAH BİLİR
(1) Gayba inanırız, Gerçeği Allah bilir
De ki: "Göklerde ve yerde, Allah'tan başka hiç kimse gaybı bilmez. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler." 27. sure (NEML) 65. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Yerde ve gökte hiçbir gayb yoktur ki, açıklayıcı bir Kitap'ta olmasın. 27. sure (NEML) 75. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
(2) Ahiret Âlemi
(a) Ahiret inancı / Ahirete iman
Hem sana vahyedilene hem de senden önce vahyedilene inananlardır onlar. Âhıreti gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır. 2. sure (BAKARA) 4. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Bu da bizim, kentlerin/medeniyetlerin anasını uyarman için indirdiğimiz bir Kitap. Kutsal-bereketli, kendinden öncekini doğrulayıcı. Âhirete inananlar, ona da inanırlar ve onlar namazlarına devam ederler. 6. sure (EN'ÂM) 92. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Ki âhirete inanmayanların gönülleri ona ısınsın, ondan hoşlansınlar, elde ettikleri şeylere sahip olmaya devam etsinler. 6. sure (EN'ÂM) 113. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Şunu
da söyle: "Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi
getirin." Eğer tanıklık ederlerse sakın onlarla birlikte tanıklık etme! Ayetlerimizi yalanlayanlarla âhirete inanmayanların
keyifleri ardınca gitme! Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk
tutuyorlar. 6. sure (EN'ÂM) 150. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Onlar, Allah'ın yolundan geri çevirip yolun eğri büğrüsünü isterler. Onlar ahireti de inkar edenlerdir. 7. sure (A'RAF) 45. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Ayetlerimizi ve ahirete varılacağını yalan sayanların tüm yaptıkları boşa gitmiştir. Bulacakları karşılık, yapıp ürettiklerinden başkası olmayacaktır. 7. sure (A'RAF) 147. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)
O zalimler ki, Allah'ın yolundan alıkoyar, o yolu
yamultmak isterler. Onlar, âhireti de inkâr ederler.
11. sure (HÛD) 19. ayet
(Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Âhiret azabından korkan için bunda elbette ki bir
ibret vardır. O, insanları bir araya getiren bir gündür. Görülesi bir gündür o!
11. sure (HÛD) 103. ayet
(Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Yûsuf dedi ki: "Rızıklanacağınız herhangi bir yemek size gelmeden önce onun yorumunu ikinize mutlaka bildiririm." Bu, Rabbimin bana öğrettiği şeylerdendir. Ben, Allah'a inanmayan ve âhireti de tamamen inkâr eden bir toplumun milletini terk ettim." 12. sure (YÛSUF) 37. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
Eğer şaşıyorsan, esas şaşılacak olan onların şu sözüdür:
"Biz toprak olunca mı ve gerçekten mi yeni bir yaratılış içinde
bulunacağız?" Bunlar Rablerini inkâr edenlerdir. Ve bunlar
boyunlarına bukağılar vurulanlardır. Bunlar ateşe dost olanların ta
kendileridir; orada sürekli kalacaklardır. 13. sure (RA'D) 5. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Tanrınız
bir tek tanrıdır. Böyle iken, âhirete inanmayanlar,
kibre saplandıkları için kalpleri inkârcı olmuştur. 16. sure (NAHL) 22. ayet (Resmi:
16/İniş:70/Alfabetik:75)
Âhirete inanmayanlar için kötülük örneği var. En
yüce örnekse Allah içindir. O'dur Azîz, O'dur Hakîm. 16. sure (NAHL) 60. ayet (Resmi:
16/İniş:70/Alfabetik:75)
Âhirete inanmayanlar var ya, onlar için biz korkunç bir
azap hazırlamışızdır. 17.
sure (İSRÂ) 10. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Kim de âhireti ister ve inanmış olarak ona yaraşır bir
gayretle çalışırsa, böylelerinin gayretleri teşekkürle karşılanır. 17. sure (İSRÂ) 19. ayet (Resmi:
17/İniş:50/ Alfabetik:46)
Kur'an
okuduğunda, seninle, âhirete inanmayanlar arasına
gizli bir perde çekeriz. 17.
sure (İSRÂ) 45. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
O korunanlar ki, hiç görmeden Rablerinden korkarlar. Kıyamet saatinden de ürperirler onlar. 21. sure (ENBİYÂ) 49. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Kim Allah'ın dünyada ve âhirette kendisine yardım etmeyeceğini sanıyorsa; bir sebeple göğe uzansın, sonra öteki ilişkilerini kessin de bakıversin: Oyunu, öfkelendirdiği şeyleri gerçekten giderecek mi? 22. sure (HAC) 15. ayet (Resmi: 22/İniş:88/ Alfabetik:32)
Toplumunun, dünya hayatında servet ve refaha ulaştırdığımız halde inkâra sapıp âhiretteki buluşmayı yalanlayan kodaman takımı şöyle dedi: "Bu adam, sadece sizin gibi bir insan; yemekte olduğunuzdan yiyor, içmekte olduğunuzdan içiyor." 23. sure (MÜ'MİNÛN) 33. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Ama
âhirete inanmayanlar, o yoldan hep yan
çiziyorlar. 23.
sure (MÜ'MİNÛN) 74. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
O müminler ki,
namazı kılar, zekâtı verirler. Ve âhirete tam bir
biçimde inananlar da onlardır. Şu bir gerçek ki, âhirete inanmayanların amellerini biz, kendileri için süsleyip
püsledik. Bu yüzden onlar kalpleri körelmiş olarak şaşkınlık içinde
bocalar dururlar. İşte bunlardır kendilerine azabın korkuncu öngörülen. Âhirette hüsrana uğrayacaklar da onlardır. 27. sure (NEML) 3-5. ayet (Resmi:
27/İniş:48/Alfabetik:81)
Hayır, onların
bilgileri âhiret konusunda yetersiz kalmıştı. Daha doğrusu onlar ondan
kuşku duymaktadırlar. Hayır, hayır! Onlar, onu göremeyecek kadar kördürler. İnkârcılar dediler ki: "Biz ve atalarımız toprak
olduktan sonra, gerçekten biz bundan sonra ortaya mı çıkarılacağız?"
27. sure (NEML) 66-67. ayet
(Resmi: 27/İniş:48/ Alfabetik:81)
Ki
onlar namazı kılarlar, zekâtı verirler. Ve onlar
âhirete de gözle görmüşçesine inanırlar. 31. sure (LOKMAN) 4. ayet
(Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)
Yemin olsun, Allah resulünde sizin için, Allah'ı ve âhiret gününü arzu edenlerle Allah'ı çok ananlara güzel bir örnek vardır. 33. sure (AHZÂB) 21. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Oysaki onun, onlar üzerinde hiçbir sultası yoktu. Sadece biz; âhirete inananı, onun hakkında kuşkuya düşenden ayırmak için böyle yapıyorduk. Rabbin her şey üzerinde Hafiz'dir, kollar, korur, gözetir. 34. sure (SEBE') 21. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Allah yalnız başına anıldığında, ahirete inanmayanların kalpleri nefretle ürperir; O'nun dışındakiler anıldığında ise hemen müjdelenmiş gibi sevinirler. 39. sure (ZÜMER) 45. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Onlar zekâtı vermezler. Ölüm sonrası hayatı inkâr edenler de onlardır. 41. sure (FUSSİLET) 7. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Dediler ki: "Şu dünya hayatımızdan başkası yok. Ölüyoruz, diriliyoruz. Bizi zamandan başkası helâk etmiyor." Onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Sadece sanıda bulunuyorlar. 45. sure (CÂSİYE) 24. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
O âhirete inanmayanlar, meleklere mutlaka dişilerin
adlarını takarlar. 53.
sure (NECM) 27. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)
(b) Ahiret, Bir başka âlemdir. Ahirete iman ederek Dünya'daki yaşamını ona göre düzenleyenlerle Ahirete inanmadan yaşayanlar bir değildir
Biz onları, yurdu düşünme özellikleriyle yücelen tertemiz kullar yaptık. 38. sure (SÂD) 46. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
Böyle birisi; gece saatlerinde secde ederek, ayakta durarak ibadet eden, ahiretten korkan, Rabbinin rahmetini uman biri gibi midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır." 39. sure (ZÜMER) 9. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
(c) Bu Dünya'da her şeyin bir sonu vardır, Kıyamet mutlaka gelecektir
Her ümmet için belirlenmiş bir süre vardır. Süreleri dolunca ne bir saat geri kalırlar ne de öne geçerler. 7. sure (A'RAF) 34. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Biz gökleri, yeri ve bunların arasındakileri hak olarak yarattık. O saat elbette gelecektir. Şimdi sen, uzanan elleri tut, güzel davran. 15. sure (HİCR) 85. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Göklerin ve yerin gaybı Allah'ındır. O saate/dünyanın sonuna ilişkin emirse bir göz açıp yummak gibi, hatta ondan da yakındır. Allah her şeye kadirdir. 16. sure (NAHL) 77. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Böylece
insanları onlar hakkında bilgilendirdik ki, Allah'ın vaadinin hak, kıyamet
saatinin de kuşkusuz olduğunu bilsinler. Çünkü onlar, aralarında mağara
yaranının durumunu tartışıyorlardı. "Onların üstüne bir bina kurun."
dediler. Rableri onları daha iyi bilir. Onlar hakkında görüşleri galip
gelenlerse şöyle dediler: "Üzerlerine mutlaka bir mescit edineceğiz." 18. sure (KEHF) 21. ayet
(Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Ve saat mutlaka gelecektir. Kuşku yok onda. Ve Allah kabirlerdeki şuurlu varlıkları diriltecektir. 22. sure (HAC) 7. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Yoktur onun oluşunu yalanlayacak. 56. sure (VÂKIA) 2. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)
(d) Bu Dünya'da nasıl yaşarsan Ahirette onların karşılığını alırsın
İşte bunlar, âhıret karşılığında dünyayı satın alan kişilerdir. Azap, hafifletilmeyecektir onlardan. Hiç bir şekilde yardım da edilmeyecektir onlara. 2. sure (BAKARA) 86. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Süleyman'ın
mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular.
Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara
büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Hârût ve Mârût adlı iki melek üzerine
indirileni öğretiyorlardı. Oysa ki o iki melek, "Biz bir imtihan aracıyız,
sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı.
İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını açacakları şeyi öğreniyorlardı. Ne var
ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar
kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu
satın alanın âhırette hiç bir nasibi olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz
benliklerini sattıkları şey ne kötüdür! Bir bilebilselerdi... 2. sure (BAKARA) 102. ayet (Resmi:
2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah'ın mescitlerini, içlerinde O'nun adı anılıyor diye engelleyen ve onların yıkımı için uğraşan kişiden daha zalim kim olabilir!.. Böylelerinin, o mescitlere girmeleri ancak korka korka olacaktır. Böyleleri için dünyada bir rezillik vardır. Âhırette ise bunlara çok büyük bir azap öngörülmüştür. 2. sure (BAKARA) 114. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Gerekli
ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine Allah'ı anın. Tıpkı atalarınızı andığınız
gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla. İnsanlardan bazısı şöyle der: "Ey
Rabb'imiz, bize dünyada ver." Böylesi için âhırette bir nasip yoktur. 2. sure (BAKARA) 200. ayet (Resmi:
2/İniş:92/Alfabetik:11)
Sana
haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar, De ki: "O ayda savaş büyük bir
günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O'na ve Mescid-i Haram'a nankörlük
etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir
günahtır." Fitne/baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük bir
kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle
savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidâd edip dininden dönerse kâfir olarak
ölür. Böylelerinin amelleri dünyada da âhırette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir
onlar. Sürekli kalacaklardır orada. 2. sure (BAKARA) 217. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kim İslam'dan / Allah'a teslim olmaktan gayrı bir din ararsa artık o, ondan asla kabul edilmeyecektir. Ve o, âhirette hüsrana düşenlerdendir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 85. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Küfür içinde koşuşanlar sana üzüntü vermesin. Şu bir gerçek ki, onlar Allah'a hiçbir şekilde zarar veremezler. Allah, onlara âhirette bir nasip vermemeyi istemektedir. Onlar için çok büyük bir azap öngörülmüştür. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 176. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Bugün size bütün temiz nimetler helal kılındı. Kendilerine kitap verilmiş olanların yemekleri size helaldir. Sizin yemekleriniz de onlara helaldir. Mümin kadınların iffetlileriyle, sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanların iffetli hanımları da mehirlerini verdiğiniz takdirde; iffetinizi korumanız, zinadan uzak kalmanız ve şunu-bunu dost tutmamanız şartıyla size helaldir. İmanı tanımayıp nankörlük edenin ameli boşa gitmiştir. Ve o, âhirette de hüsrana
Allah ve resulüyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası şudur: Öldürülürler yahut asılırlar yahut elleriyle ayakları çaprazlamasına kesilir yahut bulundukları yerden sürülürler. Bu onlar için dünyada bir rezilliktir. Âhirette de onlara büyük bir azap vardır. 5. sure (MÂİDE) 33. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ey resul! Kalpleri inanmamış olduğu halde ağızlarıyla "inandık" diyenlerin küfürde yarışırcasına koşanları seni üzmesin. Yahudilerden bazıları yalancılık etmek için dinlerler; huzuruna çıkmamış olan başka bir topluluk için dinlerler. Yerlerine oturmuş kelimeleri, yapılarını bozup değiştirirler. "Size şu verilirse alın, eğer o verilmezse çekinin." derler. Allah birini fitneye çarptırmak isterse sen onun için Allah karşısında hiçbir şey yapamazsın. Bunlar o kişilerdir ki, Allah kalplerini temizlemek istemiyor. Dünyada bir rezillik vardır onlar için; âhirette de büyük bir azap var onlara. 5. sure (MÂİDE) 41. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Tıpkı sizden öncekiler gibi. Onlar kuvvetçe sizden daha zorlu, mallar ve çocuklar bakımından daha zengindiler. Kendi nasipleriyle zevk sürdüler. Siz de kendi payınıza düşenle zevk sürdünüz. Tıpkı sizden öncekilerin kendi nasipleriyle zevklendikleri gibi. Tıpkı onların dalıp gittiği gibi siz de dalıp gittiniz. İşte böylelerinin amelleri dünyada da âhirette de boşa çıkmıştır. İşte böyleleri hüsrana batmıştır. 9. sure (TEVBE) 69. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Öyleleridir ki bunlar, âhirette kendileri için ateşten başkası yoktur. Sanayi olarak ürettikleri, orada işe yaramaz olmuştur. Yapıp ettikleri de bâtıl hale gelmiştir. 11. sure (HÛD) 16. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Hiç kuşku yok ki bunlar, âhirette de hüsranın en beterine uğrayanlar olacaklardır. 11. sure (HÛD) 22. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Bu böyledir, çünkü, onlar şu iğreti hayatı âhirete tercih etmişlerdir. Ve Allah, küfre sapanlar topluluğunu doğruya kılavuzlamaz. 16. sure (NAHL) 107. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Hiç kuşkusuz, âhirette hüsrana uğrayacaklar da bunlardır. 16. sure (NAHL) 109. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Bu dünyada kör olan, âhirette de kördür. Yolca da daha sapıktır o. 17. sure (İSRÂ) 72. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
İnsanlardan bazısı da Allah'a kıyıdan kıyıya ibadet eder. Kendisine bir hayır isabet ettiğinde, onunla tatmin bulup yatışır; kendisine bir fitne, bir deneme gelip çattığında yüzüstü geri dönüverir. Dünyada da kayba uğramıştır böylesi, âhirette de. Apaçık hüsranın ta kendisi işte budur. 22. sure (HAC) 11. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
İman edenler içinde edepsizliğin yayılmasını arzu edenler var ya, onlar için dünyada da âhirette de korkunç bir azap öngörülmüştür. Allah bilir ama siz bilmezsiniz. 24. sure (NÛR) 19. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
O bir şeyden habersiz iffetli mümin kadınlara iftira atanlar, dünyada da âhirette de lanete çarptırılmışlardır. Büyük bir azap vardır onlar için. 24. sure (NÛR) 23. ayet (Resmi: 24/İniş:102/ Alfabetik:84)
Allah'ı ve resulünü incitenleri Allah dünyada da âhirette de lanetlemiştir. Onlar için, alçaltıcı bir azap da hazırlanmıştır. 33. sure (AHZÂB) 57. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Biz
de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o uğursuz günlerde
üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Âhiretin azabı elbette ki daha rezil
edicidir. Üstelik onlar hiçbir yardım da görmeyeceklerdir. 41. sure (FUSSİLET) 16. ayet (Resmi:
41/İniş:61/Alfabetik:30)
Ey
iman edenler! Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir toplulukla dostluk
kurmayın! Çünkü bunlar âhiretten ümitlerini kesmişlerdir. Tıpkı, kabir
halkından olan inkârcıların, ümitlerini kestikleri gibi... 60. sure (MÜMTEHİNE) 13. ayet (Resmi:
60/İniş:111/Alfabetik:71)
(e) Ahiretten gafil olma, Ahireti tanı-bil
Onlar basit ve iğreti hayattan, bir dış görünüşü bilirler. Ama âhiretten tam bir gaflet içindedirler onlar! 30. sure (RÛM) 7. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
"Yok
eğer Allah'ı, resulünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah sizin
güzel düşünüp güzel hareket edenlerinize büyük bir ödül hazırlamıştır." 33. sure (AHZÂB) 29. ayet (Resmi:
33/İniş:97/Alfabetik:4)
(f) Ahiret, inananlar / müminler için daha hayırlı daha güzeldir
İğreti / sefil hayat küfre sapanlara süslü gösterilmiştir; onlar, iman sahipleriyle alay ederler. Takvaya sarılanlar, kıyamet günü onların tepelerinde olacaktır. Allah, dilediğini hesapsız bir biçimde rızıklandırır. 2. sure (BAKARA) 212. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kendilerine, "Ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin!" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir grup, insanlardan Allah'tan korkmuş gibi, hatta daha şiddetli bir korkuyla korkar oldu. Ve şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Ne diye yazdın üzerimize savaşı; yakın bir süreye kadar bizi erteleseydin ya!" De ki: "Dünya nimeti çok azdır. Kötülükten sakınan için âhiret daha hayırlıdır. Bir kıl kadar bile zulme uğratılmazsınız." 4. sure (NİSA) 77. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Şu iğreti, basit hayat bir oyun ve eğlenceden başka şey değildir. Sakınıp korunanlar için âhiret yurdu elbette ki daha iyidir. Hâlâ aklınızı işletemeyecek misiniz? 6. sure (EN'ÂM) 32. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Hiçbir
peygamber için, yeryüzünde ağır basmadıkça, esirlere sahip olmak uygun
değildir. Siz şu iğreti dünyanın nimetini istiyorsunuz; Allah ise âhireti
istiyor. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 8. sure (ENFÂL) 67. ayet
(Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Ey
iman sahipleri! Size ne oldu ki, "Allah yolunda seferber olun"
denilince yere çakılıp kaldınız. Âhiretten vazgeçip iğreti hayata mı razı
oldunuz? O iğeti hayatın nimeti âhiret yanında pek azdır. 9. sure (TEVBE) 38. ayet (Resmi:
9/İniş:113/Alfabetik:104)
Senden önce gönderdiklerimiz de kentler halkından kendilerine vahyettiğimiz bazı erlerden başkası değildi. Yeryüzünde dolaşmadılar mı ki, onlardan öncekilerin akıbeti nice oldu görsünler. Elbette ki âhiret yurdu sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllarınızı kullanmayacak mısınız?" 12. sure (YÛSUF) 109. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
Allah, dilediği kimse için rızkı alabildiğine açar da sınırlayıp kısar da. İğreti dünya hayatıyla sevinip şımardılar. Oysaki dünya hayatı, âhirete oranla sadece küçük bir nimetlenme. 13. sure (RA'D) 26. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Bak nasıl, kimini kimine üstün kıldık! Ama âhiret, dereceler bakımından elbette daha büyük, lütuflandırma bakımından daha yücedir. 17. sure (İSRÂ) 21. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Şu iğreti dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan başka şey değil. Âhiret yurduna gelince, asıl hayat işte odur. Ah, bilebilselerdi! 29. sure (ANKEBÛT) 64. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Sonrası,
senin için öncesinden elbette ki daha mutlu ve kutlu olacaktır. 93. sure (DUHÂ) 4. ayet (Resmi:
93/İniş:11/Alfabetik:18)
(g) Zamanını yalnız Allah'ın bildiği kıyametle herkes ne kazandığını bilecek
"Kuşku duyma ki o saat gelecektir. Onu neredeyse gizleyeceğim ki, her benlik gayretinin karşılığını elde etsin." 20. sure (TÂHÂ) 15. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
O
kıyamet saatine ilişkin bilgi Allah katındadır. Yağmuru O yağdırır. O,
rahimlerde olanı da bilir. Hiçbir benlik yarın ne kazanacağını bilmez. Ve
hiçbir kimse hangi yerde öleceğini bilmez. Allah Alîm'dir, Habîr'dir. 31. sure (LOKMAN) 34. ayet (Resmi:
31/İniş:57/Alfabetik:59)
İnsanlar
sana kıyametin saatinden soruyorlar. De ki: "Ona ilişkin bilgi Allah
katındadır." Ne bilirsin, belki de o saat yakındır! 33. sure (AHZÂB) 63. ayet (Resmi:
33/İniş:97/Alfabetik:4)
Göklerin,
yerin ve bunlar arasındakilerin mülkü/yönetimi kendine ait olan o Allah'ın şanı
yücedir. Kıyamet saatine ilişkin bilgi O'nun katındadır. Siz de O'na
döndürüleceksiniz. 43.
sure (ZUHRUF) 85. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
(h) Her toplumun/milletin/ümmetin bir sonu/eceli vardır, Dünya yaşamı Ahiret yaşamına göre çok-çok kısadır
Her ümmet için belirlenmiş bir süre vardır. Süreleri dolunca ne bir saat geri kalırlar ne de öne geçerler. 7. sure (A'RAF) 34. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Onları huzuruna toplayacağı gün, gündüzün bir saatinden başka, dünyada durmamış gibidirler; aralarında tanışırlar. Allah'a kavuşmayı yalanlayıp da doğru yolu tutmamış bulunanlar, hüsrana uğramışlardır. 10. sure (YÛNUS) 45. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
De ki: "Ben kendime bile Allah'ın istediği dışında bir zarar verme yahut yarar sağlama gücünde değilim. Her ümmetin bir eceli var. Ecelleri geldiğinde bir saat geri de kalamazlar, ileri de gidemezler." 10. sure (YÛNUS) 49. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Eğer Allah, insanları zulümlerine karşı cezalandırsaydı, yeryüzünde debelenen bir şey bırakmazdı. Ama öyle yapmıyor, onları belirli bir süreye kadar erteliyor. Süreleri geldiğinde ise ne bir saat geri kalırlar ne de öne geçebilirler. 16. sure (NAHL) 61. ayet (Resmi: 16/İniş:70/ Alfabetik: 75)
Saat
gelip kıyamet koptuğu gün, günahkârlar dünyada bir saatten başka kalmadıklarına
yemin ederler. Onlar işte böyle çevriliyorlardı. 30. sure (RÛM) 55. ayet (Resmi:
30/İniş:84/Alfabetik:87)
(i) Dünya ve Ahiret güzelliklerini birlikte iste. Yalnız dünyayı seçme. Ahiret, Dünya'dan iyi / üstündür
Öz benliğini beyinsizliğe itenden başka kim, İbrahim'in milletinden yüz çevirir? Yemin olsun ki biz onu dünyada seçip yüceltmiştik. Ve o, âhırette de barış ve iyilik sevenlerden biri olacaktır elbette... 2. sure (BAKARA) 130. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Onlardan
kimi de şöyle yakarır: "Ey Rabb'imiz, bize dünyada da güzellik ver,
âhırette de güzellik ver. Ve bizi ateş azabından koru." 2. sure (BAKARA) 201. ayet (Resmi:
2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah
da onlara, hem dünya nimetini verdi hem de âhiret sevabının en güzelini. Allah,
güzel düşünüp güzellik sergileyenleri sever. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 148. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
İğreti hayatı âhiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda çarpışsınlar. Allah yolunda çarpışıp da öldürülen yahut galip gelene biz, yakında, büyük bir ödül vereceğiz. 4. sure (NİSA) 74. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Şu
iğreti, basit hayat bir oyun ve eğlenceden başka şey değildir. Sakınıp
korunanlar için âhiret yurdu elbette ki daha iyidir. Hâlâ aklınızı
işletemeyecek misiniz? 6.
sure (EN'ÂM) 32. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Arkalarından,
yerlerini alan halefler geldi. Bunlar, Kitap'a varis olmuşlardı. Şu basit
dünyanın geçici menfaatini esas alıyorlar ve şöyle diyorlardı: "Biz zaten
bağışlanacağız!" Kendilerine, bir menfaat daha gelse onu da alıyorlardı.
Bunlardan, Allah hakkında, gerçek dışında birşey söylememelerine ilişkin Kitap
misakı alınmamış mıydı? O Kitap'ın içindekileri okuyup incelemediler mi? Ahiret
yurdu, takvaya sarılanlar için daha hayırlıdır. Hala aklınızı işletmeyecek
misiniz? 7.
sure (A'RAF) 169. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yaparak Rablerine içten bir bağlılıkla boyun eğenlere gelince, onlar cennet halkıdırlar. Sürekli kalacaklardır orada. 11. sure (HÛD) 23. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
İman
edip takvaya sarılanlar için âhiretteki ödül elbette daha değerlidir. 12. sure (YÛSUF) 57. ayet (Resmi:
12/İniş:53/Alfabetik:110)
Senden önce gönderdiklerimiz de kentler halkından kendilerine vahyettiğimiz bazı erlerden başkası değildi. Yeryüzünde dolaşmadılar mı ki, onlardan öncekilerin akıbeti nice oldu görsünler. Elbette ki âhiret yurdu sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllarınızı kullanmayacak mısınız?" 12. sure (YÛSUF) 109. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
Allah, inananları dünya hayatında da âhirette de tutarlı sözle sağlamlaştırır. Allah, zalimleri şaşırtır. Allah, dilediğini yapar. 14. sure (İBRÂHİM) 27. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Zulme
uğratıldıktan sonra Allah uğrunda hicret edenlere biz, dünyada elbette güzelce
mekân tutturacağız. Âhiretin ödülü mutlaka daha büyüktür. Bir bilselerdi! 16. sure (NAHL) 41. ayet (Resmi:
16/İniş:70/Alfabetik:75)
Dünyada
ona güzellik verdik, âhirette de o mutlaka barışsever iyiler arasında yer
alacaktır. 16. sure (NAHL) 122. ayet
(Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Âhiret
ekini isteyenin o ekinini artırırız; dünya ekini isteyene de ondan veririz. Ama
böylesi için âhirette bir nasip yoktur. 42. sure (ŞÛRÂ) 20. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
Benim anladığım ahiret
hayatındaki cennet ve cehennem tasvirleri temsilidir, mecazdır.
(2/Bakara/24-26; 13/Rad/35; 47/Muhammed/15)
b. SONUÇ:
Cennet kapısının
anahtarını ve cehennemin yakıtını insan,
bu dünyada seçim, tercih ve eylemleriyle hazırlayıp beraberinde Ahirete
götürür.
“Korunup sakınanları Allah, kendi başarıları yüzünden
kurtarır. Ne kötülük dokunur onlara ne de kederlenirler.” (39/Zümer/61)
“Ey iman sahipleri! Eğer Allah'tan korkarsanız, Allah size
hakla bâtılı/iyiyle kötüyü ayırma gücü verir, kötülüklerinizi örter. Allah, o
büyük lütfun sahibidir” (8/Enfal/29)
“Erkek yahut kadın, her kim inanmış olarak hayra ve barışa
yönelik bir iş yaparsa, onu tertemiz bir hayatla yaşatırız. Ve böylelerinin
ücretlerini, işleyip ürettiklerinin en güzelleriyle karşılarız.”
(16/Nahl/97)
“Onun katında hiç kimsenin, karşılığı verilecek bir nimeti
yoktur / hiç kimsenin ona, karşılık olarak verilecek bir nimeti yoktur.Yüceler
yücesi Rabbinin yüzünü özleyip istemek için veren hariç. Yakında mutlaka hoşnut
olacaktır.” (92/Leyl/19-21)
Allah’ın tertemiz bir hayat yaşatıp da Ahirette
hoşnut olan kullarından oluruz İnşallah.
DİP NOT:
“Kur’an'a nispet ettiğimiz sınırlı anlayışımız veya Kur’an’dan anladığımız, Kur’an’ın mutlak manası ve mutlak hükmü olarak gösterilemez.”
DİP NOT:
“Kur’an'a nispet ettiğimiz sınırlı anlayışımız veya Kur’an’dan anladığımız, Kur’an’ın mutlak manası ve mutlak hükmü olarak gösterilemez.”
ve
“Kuran’ın Bütününü bilmeden
bir kısmını; Bir ayetini ihmal ederek de diğer ayetlerini doğru anlayamayız.”
"Kim güzel bir işe aracı olursa ondan ona
bir pay vardır. Kim kötü bir şeye aracı olursa ondan da ona bir pay vardır.
Allah her şeye, herkese gıda ulaştırır, Mukît'tir." 4. sure (NİSA) 85. ayet
RESUL
KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C.
/ M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder