PEYGAMBERLİK - 3
Ayrıca Bakınız: Bu konu,
VIII.C. HZ. MUHAMMED'İN PEYGAMBERLİĞİ YETKİ VE SORUMLULUKLARI konusu ile
doğrudan ilişkilidir.
1.
GENEL OLARAK PEYGAMBERLİK – 3
(1)
Elçi Melekler
Zekeriyya mihrapta durmuş namaz kılarken,
melekler ona şöyle çağırmıştı: "Allah sana, Allah'tan bir kelimeyi
doğrulayıcı bir efendi; nefsine egemen bir benlik, hayır ve barışı sevenlerden
bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeliyor." 3. sure (ÂLİ
IMRÂN) 39. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Bir de melekler şöyle demişti: "Ey
Meryem! Allah seni, kendisinden bir kelimeyle muştuluyor. Adı, Meryem oğlu İsa
Mesih'tir. Dünya ve âhirette yüz akıdır. Allah'a yaklaştırılanlardandır." 3. sure (ÂLİ
IMRÂN) 45. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Kulları üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir
O. Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet ölüm birinize geldiğinde,
elçilerimiz onu vefat ettirirler. Ne vaktinden önce iş yaparlar onlar ne de
vaktinden sonra. 6. sure (EN'ÂM) 61. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Yalan düzerek Allah'a iftira eden yahut O'nun
ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kim vardır? İşte bunların Kitap'tan
nasipleri kendilerine ulaşır, nihayet elçilerimiz onlara gelip canlarını
alırken şöyle derler: "Allah dışındaki yakardıklarınız nerede?" Şu
cevabı verirler: "Bizden uzaklaşıp kayboldular." Böylece, öz
benlikleri aleyhine kendilerinin kafir olduğuna tanıklık ettiler. 7. sure (A'RAF)
37. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
İnsanlara, kendilerine dokunan bir darlıktan
sonra bir rahat tattırdığımızda, ayetlerimiz hakkında hemen bir tuzak
sergilerler. De ki: "Tuzak kurma bakımından Allah daha hızlıdır."
Zaten, resullerimiz, kurmakta oldukları tuzakları kaydediyorlar. 10. sure
(YÛNUS) 21. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Yemin olsun, resullerimiz İbrahim'e muştu
getirip "Selam!" demişlerdi. O da "Selam!" demiş, fazla
beklemeden kızartılmış bir buzağı getirmişti. Ellerinin ona ulaşmadığını
görünce onlardan işkillendi. Ve kendilerinden ürpermeye başladı. "Korkma,
dediler, biz Lût kavmine gönderildik." Orada dikilmekte olan karısı güldü.
Bunun üzerine ona İshak'ı müjdeledik, İshak'ın arkasından da Yakub'u. "Vay
başıma, dedi. Doğuracak mıyım ben? Kendim bir kocakarı, kocam bir ihtiyar.
Gerçekten şaşılacak şey bu." Dediler ki: "Allah'ın emrine mi
şaşıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerinizdedir ey ev halkı! O
Hamîd'dir, Mecîd'dir." İbrahim'den korku gidip yerine müjde gelince, Lût
kavmi hakkında bizimle tartışır oldu. İbrahim, gerçekten yufka yürekli bir
insandı; herkes için ah eder, içini çekerdi, yalvarıp yakarırdı. "Ey
İbrahim! Bu halinden vazgeç. Rabbinin emri gelmiştir. Geri çevrilemez bir azap
onların enselerine binecektir." Elçilerimiz Lût'a geldiğinde onlar için
kaygılanmış, göğsü daralmış da şöyle demişti: "Bu, zorlu bir gün!"
Lût'un kavmi koşarak onun yanına geldi. Bunlar daha önce de kötülükler
yapmışlardı. Lût dedi ki: "Ey toplumum! İşte şunlar kızlarım. Onlar sizin
için daha temiz. Allah'tan korkun da misafirlerim önünde beni rezil etmeyin.
İçinizde olgun bir adam yok mu?" Dediler ki: "Senin kızlarında
hakkımız olmadığını çok iyi biliyorsun. Ne istediğimizi de çok iyi
biliyorsun." Dedi: "Ah, size karşı koyacak bir gücüm olsaydı yahut
sağlam bir kaleye sığınabilseydim." Melekler dediler: "Biz senin
Rabbinin elçileriyiz. Sana asla el süremezler. Gecenin bir yerinde aileni
götür. İçinizden hiç kimse geri kalmasın; karın müstesna. O, ötekilere çatan
belaya çarptırılacaktır. Onların azap vakti, sabah vaktidir. Sabah da ne kadar
yakın, değil mi?" Nihayet emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik.
Ve üzerlerine, pişirilmiş çamurdan yapılıp istif edilmiş taş yağdırdık. Rabbin
katında damgalanmış taşlar. Zalimlerden çok uzak değildir bu. 11. sure (HÛD)
69-83. ayet (Resmi: 11/İniş:52/ Alfabetik: 38)
Kullarından dilediğine melekleri, emrinden
olan ruh ile şöyle diyerek indirir: "Gerçek şu: Benden başka ilah yok, o
halde benden sakının!" 16. sure (NAHL) 2. ayet (Resmi: 16/İniş:70/
Alfabetik:75)
De ki: "Eğer yeryüzünde doygunluğa
ulaşmış melekler dolaşır olsaydı, elbette gökten onlara bir melek resul
gönderirdik." 17. sure (İSRÂ) 95. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Allah, meleklerden de resuller seçer,
insanlardan da. Şüphesiz ki, Allah Semî' ve Basîr'dir. 22. sure (HAC) 75. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Hamd, Fâtır olan Allah'adır; gökleri ve yeri
yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan O'dur.
Yaratışta/yaratılmışlarda dilediğini artırır O. Hiç kuşkusuz, Allah her şeye
gücü yetendir. 35. sure (FATIR) 1. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
Yoksa onların sırlarını, fısıltılarını
duymadığımızı mı sanıyorlar? Hayır, öyle değil; elçilerimiz yanlarında yazıp
duruyorlar. 43. sure (ZUHRUF) 80. ayet (Resmi:
43/İniş:63/Alfabetik:113)
Geldi mi sana İbrahim'in ikram edilen
konuklarının haberi? Hani, İbrahim'in yanına girmişlerdi de "Selam!"
demişlerdi. İbrahim: "Selam! Tanınmayan bir topluluk bu." demişti.
Hemen ailesinin yanına gitti; semiz bir dana getirdi. Danayı misafirlerin önüne
sürdü. "Yemez misiniz?" dedi. O arada, içine bunlardan bir kuşku
düştü. "Korkma!" dediler. Ve ona bilgin bir oğlan müjdelediler.
Derken, karısı bir çığlık içinde döndü; yüzüne vurarak şöyle dedi: "Ben,
doğurma yaşını geçmiş bir kocakarıyım!" Dediler ki: "Rabbin öyle
buyurmuştur. Hüküm ve hikmet sahibi O'dur, en iyisini bilen de O'dur."
İbrahim sordu: "Amacınız ne, ey elçiler?" Dediler: "Biz,
suçlulardan oluşan bir topluma gönderildik." "Üzerlerine çamurdan taş
atalım diye." "Rabbin katında, sınır tanımazlar için işaretlenmiş
taşlar." Orada, müminlerden kim varsa çıkardık. Artık orada, bir ev
dışında, müslümanlardan / Allah'a teslim olanlardan hiç kimse bulamıyorduk.
Acıklı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık; 51. sure
(ZÂRİYÂT) 24-37. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)
(2)
Müttefik, Dost Olarak Elçiler
Sizin gönül dostunuz Allah'tır, O'nun
resulüdür, bir de rükû eder bir halde namazı kılıp zekâtı vererek iman
edenlerdir. Allah'ı, O'nun resulünü ve iman edenleri dost edinen/Allah'tan,
O'nun resulünden ve iman edenlerden yüz çeviren bilsin ki, galip gelecek
olanlar Allah'ın taraftarlarıdır. 5. sure (MÂİDE) 55-56. ayet (Resmi:
5/İniş:110/Alfabetik:60)
(3)
Örnek Olarak Elçiler
Yemin olsun, Allah resulünde sizin için,
Allah'ı ve âhiret gününü arzu edenlerle Allah'ı çok ananlara güzel bir örnek
vardır. 33. sure (AHZÂB) 21. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Bilin ki, Allah'ın resulü içinizdedir. Eğer o
çoğu işte size uysaydı, gerçekten zorlukla karşılaşır, sıkıntıya düşerdiniz.
Ama Allah, imanı size sevdirmiş ve onu gönüllerinizde süslemiştir. Ve size
küfrü, öz söz bozukluğunu, isyanı çirkin göstermiştir. Rüşte ermiş olanlar işte
bunlardır; 49. sure (HUCURÂT) 7. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)
(4)
Elçiler İle Tavır, Davranış
Ey iman edenler! Allah'ın ve resulünün önüne
geçmeyin! Allah'tan korkun! Allah gerçekten çok iyi duyan ve gereğince
bilendir. Ey iman edenler! Seslerinizi o Peygamber'in sesinin üstüne
yükseltmeyin! Kiminizin kiminize bağırarak konuştuğu gibi, onun huzurunda sözü
yükseltmeyin! Yoksa siz hiç farkında olmadan amelleriniz eriyip gider. Allah
resulünün huzurunda seslerini alçaltanlar var ya, onlar Allah'ın, gönüllerini
takva için imtihan ettiği kişilerdir. Bir bağışlanma vardır onlar için, bir
büyük ödül vardır. Hücrelerin arkasından sana seslenenlere gelince, onların
çoğu aklını çalıştırmamaktadır. Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya dek
sabretmiş olsalardı, kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. Allah
Gafûr'dur, Rahîm'dir. 49. sure (HUCURÂT) 1-5. ayet (Resmi:
49/İniş:105/Alfabetik:37)
(5)
Elçiler, İnanmak
Yemin olsun ki, Allah İsrailoğullarının
mîsakını almıştı da içlerinden on iki temsilci/başkan göndermiştik. Allah şöyle
demişti: "Ben sizinle beraberim. Namazı kılarsanız, zekâtı verirseniz,
resullerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah'a güzel bir biçimde borç
verirseniz, kötülüklerinizi elbette örteceğim ve sizi, altlarından ırmaklar
akan cennetlere elbette koyacağım. Artık bundan sonra küfre gideniniz yolun
denge noktasından sapmış olur." 5. sure (MÂİDE) 12. ayet (Resmi:
5/İniş:110/Alfabetik:60)
Havarilere şunu vahyetmiştim: "Bana ve
resulüme iman edin." Şöyle demişlerdi: "İman ettik, sen de tanık ol
ki biz, müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız!" 5. sure (MÂİDE)
111. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
(6)
Elçiler, İhanet Etmek
Ey inananlar! Allah'a ve resule hıyanet
etmeyin! Bilip durduğunuz halde, öz emanetlerinize hıyanet mi ediyorsunuz? 8. sure (ENFÂL)
27. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
(7)
Elçiler, Gerçeği Getirdiler
Göğüslerinde düşmanlıktan ne varsa söküp
atmışızdır. Irmaklar akar altlarından. Şöyle derler: "Hamdolsun bizi
buraya ulaştıran Allah'a. Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi, biz buraya
ulaşamazdık. Andolsun ki, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler." Şöyle
seslenilir: "İşte size, yaptıklarınıza karşılık mirasçı kılındığınız
cennet." 7. sure (A'RAF) 43. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)
Onun yalnız tevilini gözetirler. Onun tevili
geldiği gün, daha önce onu unutanlar şöyle derler: "İnan olsun, Rabbimizin
resulleri gerçeği getirmişler. Acaba bizim için şefaatçılar var mı ki, bize
şefaat etsinler; yahut daha önce yaptıklarımızdan başkasını yapalım diye geri
gönderilebilir miyiz?" Öz benliklerini hüsrana ittiler. İftiralarına alet
ettikleri, onlardan uzaklaşıp kayboldu. 7. sure (A'RAF) 53. ayet (Resmi:
7/İniş:39/Alfabetik:9)
Müminler, düşman hizipleri gördüklerinde
şöyle demişlerdir: "Allah'ın ve resulünün bize vaat ettiği işte budur. Ve
Allah da resulü de doğru sözlüdür." Bu onların sadece iman ve
teslimiyetlerini artırdı. 33. sure (AHZÂB) 22. ayet (Resmi:
33/İniş:97/Alfabetik:4)
Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene!
Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler
doğru söylemişler." 36. sure (YÂSÎN) 52. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:
108)
(8)
Elçilerin Hiç Gönderilmediğini Söyleyemezler
Eğer biz onları, ondan önce bir azapla helâk
etseydik mutlaka şöyle diyeceklerdi: "Rabbimiz, ne olurdu bize bir resul
gönderseydin de zelil ve rezil olmadan önce senin ayetlerine uysaydık!" 20. sure (TÂHÂ)
134. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Kendi ellerinin önden hazırladıkları yüzünden
başlarına bir musibet geldiğinde hemen şöyle diyorlar: "Rabbimiz, bize bir
resul gönderseydin de senin ayetlerine uyup müminlerden olsaydık ne
olurdu!" 28. sure (KASAS) 47. ayet (Resmi:
28/İniş:49/Alfabetik:53)
(9)
Elçiler İle Görüşme / Danışmak
Ey iman edenler! Resulle gizlice
konuşacağınız zaman, bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin! Bu, sizin
için daha hayırlı ve daha temizdir. Eğer bu imkânı bulamazsanız bilin ki, Allah
Gafûr'dur, Rahîm'dir. Gizli konuşmanızdan önce, sadakalar vermekten ürperdiniz
mi? Çünkü yapmadınız. Allah size tövbe nasip etti. Artık namazı kılın, zekâtı
verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. 58. sure
(MÜCÂDİLE) 12-13. ayet (Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)
(10)
Elçiler, İçin Ölçüt
Onlara o kent halkını örnek ver. Hani,
elçiler gelmişti oraya. Hani, biz onlara iki kişi göndermiştik, onları
yalanlamışlardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyle destek vermiştik. Şöyle
demişlerdi: "Biz, size gönderilen elçileriz!" Kent halkı dedi ki:
"Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değilsiniz. Rahman hiçbir şey
indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz." Dediler: "Rabbimiz
biliyor ki, biz size gönderilmiş elçileriz." "Bize düşen, açık bir
tebliğden başka şey değildir." Dediler: "Sizin yüzünüzden
uğursuzlukla karşılaştık/biz sizi uğursuzluk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe
son vermezseniz, sizi mutlaka taşlayacağız. Ve bizden size acıklı bir azap
kesinlikle dokunacaktır." Dediler: "Uğursuzluk kuşunuz sizinle
beraberdir. Size öğüt verildi diye mi bütün bunlar? Hayır, siz savurganlığa,
aşırılığa sapmış bir topluluksunuz." Kentin öbür ucundan bir adam koşarak
gelip şöyle dedi: "Ey topluluk, bu elçilere uyun!" "Sizden
herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli
bulanlar." "Beni yaratana ne diye kulluk etmeyecek mişim ben? Ve
sizler de O'na döndürüleceksiniz." "O'ndan başka tanrılar mı edineyim
ben? Eğer Rahman bana bir zorluk/zarar dilerse onların şefaati benden hiçbir şeyi
savamaz; beni kurtaramazlar." "Bu durumda ben elbette ki açık bir
sapıklığın içine düşerim." "Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık
dinleyin beni!" "Gir cennete!" denildi. Dedi: "Kavmim bir
bilebilseydi? Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram edilenlerden kıldı." 36. sure (YÂSÎN)
13-27. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
(11)
Elçiler İle Melek İsterler
Şunu da söylemişlerdir: "Ne biçim
resuldür bu; yemek yiyor, sokaklarda yürüyor. Üzerine bir melek indirilmeli,
beraberinde özel bir uyarıcı olmalı değil miydi?" 25. sure (FURKÂN)
7. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
(12)
Elçilerden Mucize İsterler
"Sen de bizim gibi bir insansın. Eğer
doğru sözlülerden isen, hadi bir mucize getir." 26. sure
(ŞUARA) 154. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
(13)
Elçilerin Dileğine Şeytan Mâni Olur
Biz senden önce hiçbir resul ve nebi
göndermedik ki, o bir şey dilediğinde, şeytan onun düşünce ve dileği içine bir
şey atmış olmasın. Ama Allah, şeytanın attığını siler, sonra kendi ayetlerini
muhkemleştirir. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. 22. sure (HAC)
52. ayet (Resmi: 22/İniş:88/ Alfabetik:32)
(14)
Elçiler, Her Topluma Gelir
Her ümmet için bir resul öngörülmüştür.
Resulleri gelince, aralarında adaletle hüküm verilir. Hiçbir zulme
uğratılmazlar. 10. sure (YÛNUS) 47. ayet (Resmi: 10/İniş:51/ Alfabetik:109)
Kim yola gelirse kendisi için yola gelmiş
olur. Sapıtan da kendi aleyhine sapıtmış olur. Hiçbir günahkâr, bir başka
günahkârın yükünü taşımaz. Ve biz, bir resul göndermedikçe azap edici değiliz. 17. sure (İSRÂ)
15. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
(15)
Elçilerini Tanımadılar mı?
Yoksa resullerini tanımadılar da bu yüzden mi
onu inkâr ediyorlar? 23. sure (MÜ'MİNÛN) 69. ayet (Resmi:
23/İniş:74/Alfabetik:70)
(16)
Elçilere Uymak
"Ey Rabbimiz! Senin indirdiğine iman
ettik, resule uyduk; artık bizi gerçeğin tanıklarıyla beraber yaz!" 3. sure (ÂLİ
IMRÂN) 53. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
O müminler ki, kendilerine yara isabet
ettikten sonra bile Allah'ın ve resulün çağrısına cevap verdiler. Onlar
içinden, güzel işler yapıp takvaya sarılanlara büyük bir ödül vardır. 3. sure (ÂLİ
IMRÂN) 172. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Allah'a ve resule itaat eden kişilere
gelince, bunlar, Allah'ın kendilerine nimet verdikleriyle beraberdirler.
Peygamberlerle, hak dostlarıyla, şehitlerle, hayır ve barışı sevenlerle. Ne
güzel dosttur bunlar! 4. sure (NİSA) 69. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Kim Allah yolunda hicret ederse yeryüzünde,
varıp sığınarak karşı harekete girişecek çok yer bulur; geniş bir imkân da
bulur. Ve her kim, evinden Allah'a ve resulüne hicret niyetiyle çıkar da
kendisine ölüm yetişirse onun ödülünü vermek Allah'a düşer. Allah Gafûr'dur,
Rahîm'dir. 4. sure (NİSA) 100. ayet (Resmi:
4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey iman edenler! Allah'a, onun resulüne,
resulüne indirmiş olduğu Kitap'a, daha önce indirmiş olduğu Kitap'a inanın. Kim
Allah'ı, O'nun meleklerini, kitaplarını, resullerini ve âhiret gününü inkâr
ederse geri dönüşü olmayan bir sapıklığa gömülmüş olur. 4. sure (NİSA)
136. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Allah'ı, O'nun resulünü ve iman edenleri dost
edinen/Allah'tan, O'nun resulünden ve iman edenlerden yüz çeviren bilsin ki,
galip gelecek olanlar Allah'ın taraftarlarıdır. 5. sure (MÂİDE)
56. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Onlara, Allah'ın indirdiğine ve resule gelin
dendiğinde şöyle derler: "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize
yeter." Peki, ataları hiçbir şey bilmiyor, doğru yolu bulamıyor idiyseler
de mi? 5. sure (MÂİDE) 104. ayet (Resmi:
5/İniş:110/Alfabetik:60)
Onlar ki,
yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları ümmi peygambere uyarlar; o
onlara iyiliği emreder, kötü ve çirkinden onları alıkoyar. Güzel şeyleri onlara
helal kılar, pis şeyleri onlara yasaklar. Sırtlarından ağırlıklarını indirir,
üzerlerindeki zincirleri, bağları söküp atar. Ona inanan, onu destekleyen, ona
yardım eden, onunla indirilen ışığa uyan kişiler, kurtuluşa erenlerin ta
kendileridir. De ki: "Ey insanlar! Ben sizin üstünüze Allah'ın resulüyüm.
Göklerin ve yerin mülkü o Allah'ındır. İlah yoktur O'ndan başka. O diriltir, O
öldürür. O halde Allah'a ve resulüne iman edin; Allah'a ve onun sözlerine
inanan o ümmi peygambere iman edip uyun ki, doğruya ve güzele ulaşabilesiniz."
7. sure (A'RAF) 157-158. ayet (Resmi:
7/İniş:39/Alfabetik:9)
Allah; içinizden cihat edenleri, Allah'tan,
resulünden ve müminlerden başkasını kendisine sırdaş edinmeyenleri
belirlemedikçe, bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, yapmakta olduklarınızdan
haberdardır. 9. sure (TEVBE) 16. ayet (Resmi:
9/İniş:113/Alfabetik:104)
"Allah'a ve o resule inandık, boyun
eğdik." diyorlar, sonra da içlerinden bir fırka bunun hemen ardından yüz
çeviriyor. Bunlar, inanmış insanlar değiller. 24. sure (NÛR)
47. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Müminler o insanlardır ki, Allah'a ve O'nun
resulüne inanırlar. Resulle beraber, ortaklaşa bir iş üzerinde bulundukları
zaman, ondan izin almadan çekip gitmezler. O senden izin isteyenler var ya,
onlar Allah'a ve O'nun resulüne iman edenlerdir. Bazı uğraşları için senden
izin istediklerinde, onlardan dilediğine izin ver ve kendileri için af dile.
Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 24. sure (NÛR) 62. ayet (Resmi:
24/İniş:102/Alfabetik:84)
Allah'a ve resulüne inanasınız, O'nu
destekleyesiniz, O'nu yüce bilesiniz ve sabah akşam O'nu tespih edesiniz diye. 48. sure
(FETİH) 9. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)
Allah
resulünün huzurunda seslerini alçaltanlar var ya, onlar Allah'ın, gönüllerini
takva için imtihan ettiği kişilerdir. Bir bağışlanma vardır onlar için, bir
büyük ödül vardır. 49. sure (HUCURÂT) 3. ayet (Resmi:
49/İniş:105/Alfabetik:37)
Müminler ancak şu kimselerdir ki, Allah'a ve
resulüne iman ederler; sonra hiçbir kuşkuya düşmezler ve mallarıyla, canlarıyla
Allah yolunda didinirler. İşte bunlardır, özü sözü birbirine uyanlar. 49. sure
(HUCURÂT) 15. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)
Sözü edilen o mallar, göçmen yoksullar
içindir. Onlar ki, yurtlarından çıkarılıp mallarından yoksun bırakılmışlardır;
Allah'tan bir lütuf ve bir hoşnutluk peşindedirler; Allah'a ve resulüne yardım
ederler. İşte onlardır, özü sözü doğru olanlar. 59. sure (HAŞR)
8. ayet (Resmi: 59/İniş:95/ Alfabetik:35)
RESUL
KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal
Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder