(1)
Hiçbir Peygamber için, yeryüzünde ağır basmadıkça, esirlere sahip olmak uygun değildir
Hiçbir peygamber için, yeryüzünde
ağır basmadıkça, esirlere sahip olmak uygun değildir. Siz şu iğreti dünyanın
nimetini istiyorsunuz; Allah ise âhireti istiyor. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 8. sure (ENFÂL) 67. ayet (Resmi:
8/İniş:93/Alfabetik:22)
(2)
Allah'ın, insanlara nimetidir ki
içlerinde peygamberler yaratmıştır
Mûsa, kavmine şöyle demişti:
"Ey toplumum! Allah'ın, üzerinizdeki nimetini hatırlayın. İçinizde
peygamberler vücuda getirdi, sizi krallar yaptı, âlemlerden hiç kimseye
vermediklerini size verdi." 5.
sure (MÂİDE) 20. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
(3)
Peygamberler (nebiler), insanlara müjdeci ve
uyarıcıdırlar, onlara saygılı olunmalıdır
İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra
Allah, peygamberleri müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gönderdi. Onlarla
beraber, anlaşmazlığa düştükleri konularda, insanlar arasında hükmetsinler diye
gerçeği taşıyan Kitap'ı hak olarak indirdi. O Kitap'ta anlaşmazlığa düşenler, o
Kitap'ın bizzat muhataplarından başkası değildi. Bunlar, kendilerine açık
kanıtlar geldikten sonra sırf aralarındaki kıskançlık ve azgınlık yüzünden,
çekişmeye girdiler. Sonra Allah kendi izniyle, inananları, üzerinde tartışmaya
girdikleri gerçeğe tekrar ulaştırdı, Allah, dilediği kişiyi/dileyeni doğru yola
iletir. 2. sure (BAKARA)
213. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey Peygamber! Hiç kuşkusuz, biz
seni bir tanık bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. 33. sure (AHZÂB) 45. ayet (Resmi:
33/İniş:97/Alfabetik:4)
(4)
Müminler / inananlar peygamberlere
iman ederler
Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne
çevirmeniz zafer ve mutluluğa ermek değildir. Zafer ve mutluluğa ermek o
kişinin hakkıdır ki, Allah'a, âhıret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere
inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara,
özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı kılar,
zekatı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve
bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar.
İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. Ve işte bunlardır korunan takva
sahipleri. 2. sure (BAKARA) 177. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Eğer Allah'a, peygambere ve ona
indirilene inanmış olsalardı, küfre sapanları dostlar edinmezlerdi. Ama onların
çokları yoldan sapmışlardır. 5. sure
(MÂİDE) 81. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
O peygamber, müminlere öz
benliklerinden daha dost, daha yakındır. Onun eşleri de o müminlerin
anneleridir. Anne tarafından akraba olanlar da Allah'ın Kitabı'nda,
birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak yakın
dostlarınız için örfe uygun bir vasiyette bulunmanız müstesnadır. Bu, Kitap'ta
satırlara geçirilmiştir. 33. sure
(AHZÂB) 6. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
(5)
Peygamberler (Nebiler)in, Allah
Misaklarını Almıştır
Ve unutma ki Allah,
peygamberlerden mîsaklarını almış, şöyle demişti: "Size Kitap'tan ve
hikmetten nasip verdim. Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde,
ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz. Kabul ettiniz ve ağır
yükümü üzerinize aldınız mı?". "Kabul ettik." dediler. "O
halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım." dedi. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 81. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Biz, peygamberlerden mîsaklarını
almıştık. Senden de mîsak aldık. Nûh'tan, İbrahim'den, Mûsa'dan, Meryem oğlu
İsa'dan, bunların hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle mîsak aldık; 33. sure (AHZÂB) 7. ayet (Resmi:
33/İniş:97/Alfabetik:4)
(6)
Peygamberler (nebiler) i İnkâr
edenler o Kur'an'dan yana kuşku içinde olmaya devam edecekler
Biz senden önce hiçbir resul ve
nebi göndermedik ki, o bir şey dilediğinde, şeytan onun düşünce ve dileği içine
bir şey atmış olmasın. Ama Allah, şeytanın attığını siler, sonra kendi
ayetlerini muhkemleştirir. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. 22. sure (HAC) 52. ayet (Resmi: 22/İniş:88/ Alfabetik:32)
(7)
Peygamberler (nebiler) Allah'ın
sadık/salih kullarıdır, oğlu ve şeriki/ortağı değildir
Ve size melekleri ve
peygamberleri rabler edinmenizi de emretmez. Siz, müslümanlar haline geldikten
sonra inkârı mı emreder size? 3. sure
(ÂLİ IMRÂN) 80. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
"Rahman çocuk edindi"
dediler. Hâşâ, bundan arınmıştır O! Onlar, lütuflandırılmış kullardır. 21. sure (ENBİYÂ) 26. ayet (Resmi:
21/İniş:73/Alfabetik:21)
O, onların önlerindekini de
arkalarındakini de bilir. Onlar, O'nun hoşnutluk verdiklerinden başkasına da
şefaat etmezler. Ve onlar O'nun korkusundan titrerler. 21. sure (ENBİYÂ) 28. ayet (Resmi:
21/İniş:73/Alfabetik:21)
(8)
Allah her peygambere insan ve cin şeytanlarını
düşman yapmıştır, suçlular içinden düşmanlar musallat etmiştir
İşte böyle, biz peygambere insan
ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın
yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Bırak onları,
düzdükleri iftiralarla baş başa kalsınlar; 6. sure (EN'ÂM) 112. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Biz böylece her peygambere,
suçlulardan bir düşman musallat ettik. Kılavuz ve yardımcı olarak Rabbin yeter.
25. sure (FURKÂN) 31. ayet (Resmi:
25/İniş:42/Alfabetik:29)
(9)
Peygamberler (nebiler), Allah
yolunda çalışırlar, kimi kimisine üstündür, Allah ve melekleri peygambere salât
eder
Nice peygamber, beraberinde
kendisini Rabb'e adayan birçok kişi bulunduğu halde savaşmıştır. Onlar, Allah
yolunda kendilerine gelip çatan zorluklar yüzünden gevşememiş, zayıflık
göstermemiş, susup pusmamışlardır. Allah sabredenleri sever. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 146. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ey Peygamber! Allah ve
inananlardan seni izleyenler sana yeter/Allah, sana da seni izleyen müminlere
de yeter! 8. sure (ENFÂL) 64. ayet
(Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Rabbin, göklerdeki ve yerdeki
kimseleri de daha iyi bilir. Yemin olsun biz, peygamberlerin bir kısmını bir
kısmına üstün kılmışızdır. Davûd'a da Zebur'u verdik. 17. sure (İSRÂ) 55. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Şu bir gerçek ki, Allah ve
melekleri, o Peygamber'e destek verirler/onun şanını yüceltirler. Ey inananlar!
Siz de ona destek olun/onun şanını yüceltin ve ona içtenlikle selam verin. 33. sure (AHZÂB) 56. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
(10)
Peygamberler (nebiler) inananlar için bir
rahmettir, incitmeyin
İçlerinden bazıları da o
Peygamber'i incitirler ve şöyle derler: "O, her şeye kulak kesilir."
De ki: "Hayır kulağıdır sizin için o; Allah'a iman eder, müminlere
güvenir. İnananlarınız için de bir rahmettir o." Allah'ın resulüne eza
edenler için korkunç bir azap öngörülmüştür. 9. sure (TEVBE) 61. ayet (Resmi:
9/İniş:113/Alfabetik:104)
Ey iman edenler! Size bir yemek
için izin verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin. Vaktini bekleyip
durmaksızın çağırıldığınızda girin, ancak yemeği yiyince hemen dağılın. Söze
dalıp lafı koyulaştırmayın. Çünkü böyle davranmanız Peygamber'i rahatsız eder.
Fakat o size bir şey söylemekten utanır. Allah ise hakkı dile getirmekten
çekinmez. Peygamber'in eşlerinden bir şey istediğinizde, onlardan perde
arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha
temiz bir yoldur. Allah'ın resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra
onun eşleriyle nikâhlanmanız, size helal kılınmamıştır. Böyle bir şey Allah
katında büyük bir vebaldir. 33. sure
(AHZÂB) 53. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
(11)
Peygamberler (nebiler)e
vahyedilenler ümmeti / toplumu içindir
Ey Peygamber! Allah'tan kork ve
küfre batmışlarla münafıklara boyun eğme! Kuşkusuz, Allah Alîm ve Hakîm'dir.
Rabbinden sana vahyedilene uy! Allah, yapmakta olduklarınızdan en iyi biçimde
haberdardır. Allah'a dayanıp güven! Vekil olarak Allah yeter. 33. sure (AHZÂB) 1-3. ayet (Resmi:
33/İniş:97/Alfabetik:4)
Ey Peygamber! Kadınları
boşadığınız zaman iddetlerine doğru boşayın ve iddeti iyi sayın! Rabbiniz olan
Allah'tan korkun! Onları evlerinden çıkarmayın; onlar da çıkmasınlar. Apaçık ve
belgeli bir yüzsüzlük yapmaları durumu müstesna. İşte bunlar Allah'ın
sınırlarıdır. Allah'ın sınırlarını çiğneyen kendi benliğine zulmetmiş olur.
Bilemezsin, belki Allah bundan sonra yeni bir iş/oluş ortaya çıkarır. 65. sure (TALÂK) 1. ayet (Resmi:
65/İniş:100/Alfabetik:98)
(12)
Müminler / inananlar
peygamberlerden hiç birini diğerinden ayırt etmeden iman ederler
Şöyle deyin: "Allah'a, bize
indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene,
Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından
hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız." 2. sure (BAKARA) 136. ayet (Resmi:
2/İniş:92/Alfabetik:11)
Resul, Rabb'inden kendisine
indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine,
kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiç birini
ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdir: "Dinledik, boyun eğdik. Affet
bizi, ey Rabb'imiz. Dönüş yalnız sanadır." 2. sure (BAKARA) 285. ayet (Resmi:
2/İniş:92/Alfabetik:11)
De ki: "Allah'a, bize
indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına indirilmiş
olana, Mûsa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rablerinden verilmiş bulunana inandık.
Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O'na teslim olanlarız." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 84. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Şuayb onlardan yüzünü döndürdü de
şöyle dedi: "Yemin olsun, ben size Rabbimin mesajlarını ilettim. Size öğüt
verdim. Artık küfre batmış bir topluluğa nasıl acırım?" 7. sure (A'RAF) 93. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
(13)
Allahın ayetlerini inkâr edenler haksız yere
peygamberleri öldürdüler
Siz şöyle demiştiniz: "Ey
Mûsa, biz bir tek yemeğe asla dayanamayız, bizim için Rabb'ine dua et de bize
yerin bitirdiklerinden, baklasından, acurundan, sarmısağından, mercimeğinden,
soğanından çıkarıversin." Mûsa şöyle demişti: "Siz daha aşağı bir
nimeti daha üstün bir nimete mi değişmek istiyorsunuz? İnin bir kasabaya;
istediğiniz sizin olacaktır." Ve üzerlerine zillet, eziklik ve yoksulluk
damgası vuruldu, Allah'tan bir gazaba çarpıldılar. Bu böyle oldu, çünkü onlar
Allah'ın ayetlerini inkâr ediyor ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı.
İsyan ettikleri için böyle oldu. Sınır tanımıyor, azgınlık yapıyorlardı. 2. sure (BAKARA) 61. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Onlara, "Allah'ın indirmiş
olduğuna inanın" denildiğinde şöyle konuşurlar: "Biz, bize indirilene
inanırız." Ve ondan ötesini inkâr ederler. Oysaki o, kendilerinin
yanındakini doğrulayıcı bir gerçektir. Söyle onlara: "Madem iman sahibiydiniz,
daha önce Allah'ın peygamberlerini niye öldürüyordunuz?" 2. sure (BAKARA) 91. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah'ın ayetlerini inkâr edip
haksız yere peygamberleri öldürenler ve insanlar içinden adaletle emredenlerin
canına kıyanlar var ya, işte onlara korkunç bir azabı muştula. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 21. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Allah'tan bir ipe ve insanlardan
bir ipe tutunmaları dışında, nerede bulunsalar üzerlerine zillet damgası
vurulur. Allah'ın hışmına uğramışlardır. Üzerlerine miskinlik damgası
vurulmuştur. Bu böyledir. Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerine küfrediyor, haksız
yere peygamberleri öldürüyorlardı; isyan etmişlerdi, zulüm ve azgınlık
sergiliyorlardı. 3. sure (ÂLİ IMRÂN)
112. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Andolsun ki Allah, "Allah
yoksuldur, bizler zenginleriz!" diyenlerin sözünü işitti. Dediklerini de
yazacağız, haksız yere peygamberleri öldürmelerini de. Ve şöyle diyeceğiz:
"Tadın, yakıp pişiren azabı!" 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 181. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Onlar şöyle demişlerdi:
"Allah bize ant verdi, kendisi bize ateşin yiyeceği bir kurban
getirmedikçe hiçbir resule inanmayacağız." Söyle onlara: "Size benden
önce o dediğinizle birlikte açık deliller getiren resuller gelmişti. Peki,
madem doğru sözlülerdiniz neden onları katlettiniz?" 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 183. ayet (Resmi:
3/İniş:94/ Alfabetik:7)
Başlarına gelenler; ahitlerini
bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri
öldürmeleri ve "kalplerimiz kılıflıdır" demeleri yüzündendir. Doğrusu,
Allah küfürleri yüzünden kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna,
iman etmezler. 4. sure (NİSA) 155. ayet (Resmi:
4/İniş:98/Alfabetik:82)
Küfre sapanlar, seni tutup
bağlamaları yahut öldürmeleri ya da yurdundan çıkarmaları için sana tuzak
kuruyorlardı. Onlar tuzak kurarlar, Allah da tuzak kurar. Ama Allah, tuzak
kuranların en hayırlısıdır. 8. sure
(ENFÂL) 30. ayet (Resmi: 8/İniş:93/ Alfabetik:22)
(14)
Peygamberler (nebiler),
Hakka/hakikate bir tanık, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderilmişlerdir
İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra
Allah, peygamberleri müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gönderdi. Onlarla
beraber, anlaşmazlığa düştükleri konularda, insanlar arasında hükmetsinler diye
gerçeği taşıyan Kitap'ı hak olarak indirdi. O Kitap'ta anlaşmazlığa düşenler, o
Kitap'ın bizzat muhataplarından başkası değildi. Bunlar, kendilerine açık
kanıtlar geldikten sonra sırf aralarındaki kıskançlık ve azgınlık yüzünden,
çekişmeye girdiler. Sonra Allah kendi izniyle, inananları, üzerinde tartışmaya
girdikleri gerçeğe tekrar ulaştırdı, Allah, dilediği kişiyi/dileyeni doğru yola
iletir. 2. sure (BAKARA) 213. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey Peygamber! Hiç kuşkusuz, biz
seni bir tanık bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. 33. sure (AHZÂB) 45. ayet (Resmi:
33/İniş:97/Alfabetik:4)
(15)
Peygamberler (nebiler) in
Hanımları
O peygamber, müminlere öz
benliklerinden daha dost, daha yakındır. Onun eşleri de o müminlerin
anneleridir. Anne tarafından akraba olanlar da Allah'ın Kitabı'nda, birbirlerine
diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak yakın dostlarınız
için örfe uygun bir vasiyette bulunmanız müstesnadır. Bu, Kitap'ta satırlara
geçirilmiştir. 33. sure (AHZÂB) 6.
ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Ey Peygamber, eşlerine şöyle
söyle: "Eğer şu iğreti dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, haydi
gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest
bırakayım." "Yok eğer Allah'ı, resulünü ve âhiret yurdunu
istiyorsanız bilin ki, Allah sizin güzel düşünüp güzel hareket edenlerinize
büyük bir ödül hazırlamıştır." Ey peygamber hanımları! Sizden kim
açık / kanıtlanmış bir edepsizlik yaparsa, kendisi için azap iki katına
çıkarılır. Ve bu, Allah için çok kolaydır. Sizden kim, Allah'a ve resulüne
itaat eder, iyilik yaparsa, ona da ücretini iki kat olarak veririz. Kendisi
için bol ve bereketli bir rızık da hazırlamışızdır. Ey peygamber hanımları!
Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer korunup takvaya
sarılıyorsanız sözü kırıtarak söylemeyin ki, kalbinde maraz bulunan biri ümide
kapılmasın. Örfe uygun söz söyleyin. Evlerinizde de vakarlı oturun. İlk
cahiliye teşhirciliği gibi kendinizi teşhir etmeyin. Namazı kılın, zekâtı
verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah sizden kiri/lekeyi gidermek istiyor
ey Ehlibeyt, sizi tam bir biçimde temizlemek istiyor. Evlerinizde Allah'ın
ayetlerinden ve hikmetten okunanları hatırlayın. Kuşkusuz, Allah Latîf'tir,
Habîr'dir. 33. sure (AHZÂB) 28-34.
ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Ey Peygamber! Biz sana şu hanımları helal
kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerin, Allah'ın sana ganimet olarak
verdiklerinden elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının,
dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler.
Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber'e hibe eden
mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal
kıldık. Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı
biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu... Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
Onlardan dilediğini geriye
bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Bir süre için uzaklaştığın hanımlarından
dilediğini yanına almanda bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin
aydınlanmasında, tasalanmalarında ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut
olmasında bu daha uygun bir yoldur. Allah sizin kalplerinizde olanı bilir.
Allah Alîm'dir, Halîm'dir. Bundan sonra sana artık başka kadınlar helal olmaz.
Bunları, başka eşlerle değiştirmek de -onların güzellikleri hoşuna gitse bile-
helal olmaz. Elinin sahip olabilecekleri müstesna. Allah her şey üzerinde bir
Rakîb'dir, her şeyi gözetlemektedir. Ey iman edenler! Size bir yemek için izin
verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin. Vaktini bekleyip durmaksızın
çağırıldığınızda girin, ancak yemeği yiyince hemen dağılın. Söze dalıp lafı
koyulaştırmayın. Çünkü böyle davranmanız Peygamber'i rahatsız eder. Fakat o
size bir şey söylemekten utanır. Allah ise hakkı dile getirmekten çekinmez.
Peygamber'in eşlerinden bir şey istediğinizde, onlardan perde arkasından
isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha temiz bir
yoldur. Allah'ın resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra onun
eşleriyle nikâhlanmanız, size helal kılınmamıştır. Böyle bir şey Allah katında
büyük bir vebaldir. 33. sure (AHZÂB)
50-53. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
(16)
Kadın
Peygamber Yoktur. Allah Resul / Elçi Olarak Kadın Göndermemiştir
Senden önce gönderdiklerimiz de
kentler halkından kendilerine vahyettiğimiz bazı erlerden başkası değildi.
Yeryüzünde dolaşmadılar mı ki, onlardan öncekilerin akıbeti nice oldu
görsünler. Elbette ki âhiret yurdu sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ
akıllarınızı kullanmayacak mısınız?" 12. sure (YÛSUF) 109. ayet (Resmi:
12/İniş:53/ Alfabetik:110)
Biz senden önce de elçi olarak
kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer
bilmiyorsanız, zikir/Kur'an ehline sorun. 16. sure (NAHL) 43. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Senden önce de ancak kendilerine
vahyettiğimiz erler gönderdik. Hadi, sorun zikir/Kur'an ehline, eğer
bilmiyorsanız... 21. sure (ENBİYÂ) 7.
ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
(17)
Resul ve Nebiler Aynı Soydan Gelirler
Birbirinden gelen soylar halinde.
Allah, hakkıyla işiten, gereğince bilendir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 34. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Biz ona İshak'ı ve Yakub'u hediye
ettik. Hepsini doğruya ve güzele kılavuzladık. Daha önce Nûh'a ve onun soyundan
olan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e, Yûsuf'a, Mûsa'ya, Hârun'a da kılavuzluk
etmiştik. Güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz biz. 6. sure (EN'ÂM) 84. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Atalarından, soylarından,
kardeşlerinden bir kısmını da... Onları seçtik ve onları dosdoğru bir yola
kılavuzladık. 6. sure (EN'ÂM)
87. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
İşte bunlar, Allah'ın kendilerine
nimet lütfettiği peygamberlerdendir: Âdem'in soyundan, Nûh'la birlikte
taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail'in soyundan, kılavuzluk edip seçtiğimiz
kimselerden. Kendilerine Rahman'ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdelere
kapanırlardı. 19. sure (MERYEM) 58. ayet (Resmi:
19/İniş:44 /Alfabetik:63)
Yemin olsun, Nûh'u ve İbrahim'i
de resul olarak gönderdik. Peygamberliği ve Kitap'ı bunların soyları arasına
koyduk. O soylardan bir kısmı hidayete ermiştir. Ama onlardan çoğu, yoldan
çıkmış olanlardır. 57. sure (HADÎD)
26. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)
Hiçbir insana yakışmaz ki, Allah
kendisine kitap, hüküm-hikmet ve peygamberlik versin de sonra o, insanlara
"Allah'ı bırakıp bana kullar olun" desin. O ancak şöyle der:
"Öğrettiğiniz şu Kitap'a ve okuyup araştırdıklarınıza dayanarak
benliklerini Allah'a adamış kullar / Rabbânîler olun!" 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 79. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
İşte bunlardır kendilerine kitap,
hükmetme gücü ve peygamberlik verdiklerimiz. Şimdi şu insanlar bütün bunları
inkâr ederlerse biz, bunları inkâr etmeyecek bir topluluğu onlara vekil ederiz.
6. sure (EN'ÂM) 89. ayet (Resmi:
6/İniş:55/Alfabetik:20)
Sabi dedi: "Ben Allah'ın
kuluyum. O bana kitap verdi, beni peygamber yaptı." 19. sure (MERYEM) 30. ayet (Resmi:
19/İniş:44/Alfabetik:63)
Biz, İbrahim'e İshak'ı ve Yakub'u
armağan ettik. Onun soyu içine peygamberliği ve Kitap'ı yerleştirdik ve onun ödülünü
dünyada verdik. Âhirette de o, elbette ki iyilik ve barış sevenler arasında
olacaktır. 29. sure (ANKEBÛT)
27. ayet (Resmi: 29/İniş:85/ Alfabetik:8)
Yemin olsun, biz,
İsrailoğullarına Kitap'ı, hükmetme gücünü, peygamberliği verdik, onları temiz
yiyeceklerden rızıklandırdık ve kendilerini âlemler üzerine imtiyazlı kıldık. 45. sure (CÂSİYE) 16. ayet (Resmi:
45/İniş:65/Alfabetik:15)
Yemin olsun, Nûh'u ve İbrahim'i
de resul olarak gönderdik. Peygamberliği ve Kitap'ı bunların soyları arasına
koyduk. O soylardan bir kısmı hidayete ermiştir. Ama onlardan çoğu, yoldan
çıkmış olanlardır. 57. sure (HADÎD)
26. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder