VII. TOPLUMSAL
DÜZEN VE HUKUK
C. İKTİSAT
2. TİCARET- 2
c) Borçlanma
(1) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, Ticaret, Borçlanma
Kim
var Allah'a güzel bir şekilde borç verecek? Ve Allah böyle
birinin verdiğini birçok kez katlayarak artıracaktır. Allah, kabz
haliyle kısar, bast haliyle açıp genişletir. Ve yalnız O'na döndürülürsünüz. 2. sure (BAKARA) 245. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Eğer
borçlu zorluk içinde ise eli genişleyinceye kadar beklenir. Borcunu sadaka
olarak ona bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. 2. sure (BAKARA) 280. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey iman sahipleri! Belirli
bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı
adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan
kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi
de onu kayda geçirtsin ve Rabb'inden korksun da borcundan hiç bir şey
eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf, çaresiz biri ise
yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden
iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz
tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu, kadınlardan biri şaşırırsa /
unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser
davranmasınlar. Küçük veya büyük, borcu, süresine kadar yazmaktan üşenmeyin.
Böyle yapmanız Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam,
kuşkuya düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak
aranızda döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret söz konusu ise onu
yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Karşılıklı alışveriş
yaptığınızda da tanık bulundurun. Yazıcıya da tanığa da zarar verilmesin. Böyle
bir şey yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah'tan korkun. Allah size
öğretiyor. Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir. Eğer
yolculuk halinde olur da yazacak birini bulamazsanız, o takdirde, alınan
rehinler yeter. Birbirinize güvenmişseniz, kendisine güvenilen kişi, emaneti
ödesin; Rabb'i olan Allah'tan korksun. Tanıklığı gizlemeyin. Onu gizleyen,
kalbi günaha batmış / kendi kalbine kötülük etmiş biridir. Allah,
yapmakta olduklarınızı çok iyi bilmektedir. 2. sure (BAKARA) 282-283. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik: 11)
(2) Borç
(a) Genel olarak borç
Eğer borçlu zorluk içinde ise eli genişleyinceye kadar beklenir. Borcunu sadaka olarak ona bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. Korkun o günden ki, onda Allah'a döndürüleceksiniz. Sonra her benliğe kazanmış olduğu tam bir biçimde verilecektir. Onlar hiç bir zulme uğratılmayacaklardır. Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabb'inden korksun da borcundan hiç bir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf, çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu, kadınlardan biri şaşırırsa / unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser davranmasınlar. Küçük veya büyük, borcu, süresine kadar yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak aranızda döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret söz konusu ise onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Karşılıklı alışveriş yaptığınızda da tanık bulundurun. Yazıcıya da tanığa da zarar verilmesin. Böyle bir şey yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah'tan korkun. Allah size öğretiyor. Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir. Eğer yolculuk halinde olur da yazacak birini bulamazsanız, o takdirde, alınan rehinler yeter. Birbirinize güvenmişseniz, kendisine güvenilen kişi, emaneti ödesin; Rabb'i olan Allah'tan korksun. Tanıklığı gizlemeyin. Onu gizleyen, kalbi günaha batmış / kendi kalbine kötülük etmiş biridir. Allah, yapmakta olduklarınızı çok iyi bilmektedir. 2. sure (BAKARA) 280-283. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Allah size çocuklarınızla
ilgili olarak şunu öneriyor: Erkek için, iki dişinin payı kadar. İkiden
fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer çocuk sadece
bir kadınsa, mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından
ana-babanın her biri için altıda bir hisse olacaktır. Ölenin çocuğu yoksa ve
kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu durumda anasına üçte bir düşer. Eğer
kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı vasiyetten ve borcundan arta kalanın
altıda biridir. Babalarınız var, oğullarınız var. Siz bunlardan hangisinin
yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Allah'tan bir buyruğu
önemseyin. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir.
Zevcelerinizin geriye bıraktığının yarısı sizindir, eğer onların çocuğu yoksa.
Eğer onların çocuğu varsa, vasiyet ettikleri ve borçları ödendikten sonra
geriye bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa
bıraktığınızın dörtte biri zevcelerinizindir. Eğer sizin çocuğunuz varsa bu
durumda, yaptığınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra geriye kalanın sekizde
biri zevcelerinizindir. Eğer miras bırakan erkek veya kadının ana-babası ve
çocuğu yok da erkek kardeşi veya kız kardeşi varsa, bu kardeşlerden her birine
altıda bir düşer. Kardeşler bundan fazla ise bu takdirde onlar, yapılmış
bulunan vasiyet ve borç ödendikten sonra üçte bire ortaktırlar.
Kimseye zarar verilmemelidir. Allah'tan bir öneridir bu. Allah Alîm'dir,
Halîm'dir. 4. sure (NİSA) 11-12. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
(b) Borç, verme ve alma
Eğer borçlu zorluk içinde ise eli genişleyinceye kadar beklenir. Borcunu sadaka olarak ona bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. Korkun o günden ki, onda Allah'a döndürüleceksiniz. Sonra her benliğe kazanmış olduğu tam bir biçimde verilecektir. Onlar hiç bir zulme uğratılmayacaklardır. Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabb'inden korksun da borcundan hiç bir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf, çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu, kadınlardan biri şaşırırsa / unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser davranmasınlar. Küçük veya büyük, borcu, süresine kadar yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak aranızda döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret söz konusu ise onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Karşılıklı alışveriş yaptığınızda da tanık bulundurun. Yazıcıya da tanığa da zarar verilmesin. Böyle bir şey yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah'tan korkun. Allah size öğretiyor. Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir. Eğer yolculuk halinde olur da yazacak birini bulamazsanız, o takdirde, alınan rehinler yeter. Birbirinize güvenmişseniz, kendisine güvenilen kişi, emaneti ödesin; Rabb'i olan Allah'tan korksun. Tanıklığı gizlemeyin. Onu gizleyen, kalbi günaha batmış / kendi kalbine kötülük etmiş biridir. Allah, yapmakta olduklarınızı çok iyi bilmektedir. 2. sure (BAKARA) 280-283. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
(c) Borç, Allah'a borç vermek
Kim var Allah'a güzel bir şekilde borç verecek? Ve Allah böyle birinin verdiğini birçok kez katlayarak artıracaktır. Allah, kabz haliyle kısar, bast haliyle açıp genişletir. Ve yalnız O'na döndürülürsünüz. 2. sure (BAKARA) 245. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Yemin olsun
ki, Allah İsrailoğullarının mîsakını almıştı da içlerinden on iki temsilci /
başkan göndermiştik. Allah şöyle demişti: "Ben sizinle beraberim. Namazı
kılarsanız, zekâtı verirseniz, resullerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah'a güzel bir biçimde borç verirseniz,
kötülüklerinizi elbette örteceğim ve sizi, altlarından ırmaklar akan cennetlere
elbette koyacağım. Artık bundan sonra küfre gideniniz yolun denge noktasından
sapmış olur." 5. sure (MÂİDE) 12. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Allah'a
kim güzel bir borç verecek ki, O onun verdiğini kat kat artırsın. Böyle birisi için onur verici
bir ödül de vardır. 57. sure (HADÎD) 11.
ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)
Şu bir
gerçek: Sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, bir
de Allah'a güzelce borç verenler için karşılıklar kat kat yapılır. Onlar
için, onur verici bir ödül de vardır. 57.
sure (HADÎD) 18. ayet (Resmi: 57/ İniş:112/Alfabetik:33)
Eğer
Allah'a gönül hoşluğuyla bir şey borç verirseniz O, onu sizin için katlayarak
artırır ve sizin hatalarınızı bağışlar. Allah Şekûr'dur, şükredenlere karşılık
verir; Halîm'dir, yumuşak ve merhametli davranır. 64. sure (TEĞÂBÜN) 17. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)
Hiç kuşkun
olmasın, Rabbin senin durumunu biliyor. Gecenin üçte ikisinden daha azını,
yarısını, üçte birini ayakta geçiriyorsun. Seninle beraber olanlardan bir grup
da öyle. Allah, geceyi de gündüzü de ölçüye bağlamıştır. Sizin onu
kuşatamayacağınızı bildi de size tövbe nasip etti. O halde Kur'an'dan, kolay
geleni okuyun. Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp
Allah'ın lütfundan bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah
yolunda çarpışacaklarını bildi. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun! Namazı
kılın! Zekâtı verin. Güzel bir ödünçle Allah'a
ödünç verin! Öz benlikleriniz için önden
gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük
olarak bulacaksınız. Allah'tan af dileyin. Hiç kuşkusuz, Allah çok
affedici, çok esirgeyicidir. 73. sure
(MÜZZEMMİL) 20. ayet (Resmi: 73/İniş:3/Alfabetik:74)
(d) Borç, Allah'a Kulluk borcu
Ey insanlar!
Sizi de sizden öncekileri de yaratan Rabb'inize
ibadet edin ki, korunabilesiniz. 2.
sure (BAKARA) 21. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Bunun
üzerine Âdem, Rabb'inden bazı kelimeler öğrenip
belledi de O'na yöneldi. O da onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O,
evet O, Tevvâb'dır, tövbeleri cömertçe kabul eder; Rahîm'dir, rahmetini
cömertçe yayar. 2. sure (BAKARA) 37. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Hani Mûsa, toplumuna demişti ki: "Ey
toplumum, buzağıyı tanrı edinmenizle öz benliklerinize zulmettiniz. Hadi,
yaratıcınıza, Bâri'nize tövbe edin; egolarınızı öldürün. Böyle yapmanız
yaratıcınız katında sizin için daha iyidir; O sizin tövbelerinizi kabul eder.
Hiç kuşkusuz O, evet O, tövbeleri çok kabul edendir, rahmeti sonsuz
olandır." 2. sure (BAKARA) 54. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
"Rabb'imiz!
Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan
müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi
göster, bizim tövbemizi kabul et. Sen, evet sen, Tevvâb'sın, tövbeleri
cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayarsın." 2. sure (BAKARA) 128. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Tövbe
edip hallerini düzeltenlerle gerçeği açıklayanlar müstesna. İşte böylelerinin tövbesini
kabul ederim. Doğrusu ben tövbeleri çok çok kabul edenim, rahmeti sınırsız
olanım. 2. sure (BAKARA) 160. ayet (Resmi:
2/İniş:92/Alfabetik:11)
İş
ve hüküm konusunda sana düşen bir şey yoktur. Allah ya tövbelerini kabul ederek
onları bağışlar yahut da zalim oldukları için onlara azap eder. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 128. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Eşcinselliği içinizden iki erkek
yaparsa onlara eziyet edin. Bu ikisi tövbe eder,
durumlarını düzeltirlerse onlara eziyetten vazgeçin. Allah Tevvâb'dır,
tövbeleri çok kabul eder; Rahîm'dir, merhametine sınır yoktur. 4. sure (NİSA) 16. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Allah sizin
tövbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlarsa sizin büyük bir sapışla
sapmanızı isterler. 4. sure (NİSA) 27. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Biz
hiçbir resulü, Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesi dışında bir amaçla
göndermedik. Eğer onlar, öz benliklerine zulmettiklerinde sana gelip Allah'tan
af dileseler, resul de kendileri için af dileseydi, elbette ki Allah'ı
tövbeleri cömertçe kabul eden bir Rahîm olarak bulacaklardı. 4. sure (NİSA) 64. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Yanlışlık
hali müstesna, bir müminin bir mümini öldürmesi olacak şey değildir.
Yanlışlıkla bir mümini öldürenin, özgürlüğü elinden alınmış bir mümini
özgürlüğüne kavuşturması, ölenin ailesine de üzerinde anlaşmaya varılacak
tatmin edici bir diyet vermesi gerekir. Vârislerin, diyeti bağışlaması hali
müstesna. Eğer öldürülen, mümin olmakla birlikte size düşman bir topluluktan
ise o zaman öldürenin, özgürlüğünden yoksun bir mümini özgürlüğüne kavuşturması
gerekir. Öldürülen, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir toplumdan ise o
durumda, öldürülenin ailesine tatmin edici bir diyet verme yanında,
hürriyetinden yoksun bir mümini hürriyetine kavuşturmak da gerekli olur.
Bunlara imkân bulamayan, Allah'a tövbe olarak iki
ay kesiksiz oruç tutar. Allah, gereğince bilendir, hikmeti sonsuzdur. 4. sure (NİSA) 92. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Kim
zulmünden sonra tövbe eder, halini düzeltirse kuşkusuz Allah onun tövbesini
kabul eder. Allah çok
affedici, çok merhametlidir. 5. sure
(MÂİDE) 39. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Başları avuçları arasına
düşürülüp de sapmış olduklarını fark ettiklerinde şöyle yakardılar: "Rabbimiz bize merhamet etmez, bizi affetmezse
mutlaka hüsrana düşenlerden olacağız." 7. sure (A'RAF) 149. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Biz,
ayetleri işte bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, hakka
dönebilsinler. 7. sure (A'RAF) 174.
ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Bilmediler
mi ki, Allah'tır kullarından o tövbeyi kabul eden, o sadakaları alan. Ve
Allah'tır, O Tevvâb, O Rahîm... 9. sure
(TEVBE) 104. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Geride
bırakılan üç kişinin de tövbesini kabul etmiştir. Bütün genişliğine rağmen
yeryüzü onlara dar gelmiş, öz benlikleri kendilerini sıkıştırmıştı; Allah'ın
öfkesinden kurtulmak için yine Allah'a sığınmaktan başka çare olmadığını fark
etmişlerdi. Sonra onlara tövbe nasip etti ki, eski
hallerine dönsünler. Hiç kuşkusuz, Allah, tövbeleri çok çok kabul eden, rahmeti
sınırsız olandır. 9. sure (TEVBE) 118.
ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Sonra, Rabbi onu
arıtıp temizledi, onun tövbesini kabul edip kendisini iyiye ve doğruya
kılavuzladı. 20. sure (TÂHÂ) 122. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Allah'ın
lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı neylerdiniz! Ve hiç kuşku yok Allah
Tevvâb'dır, Hakîm'dir. 24. sure (NÛR) 10. ayet
(Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Sizin için, dinden, Nûh'a
önerdiğini, sana vahyettiğini, İbrahim'e, Mûsa'ya ve İsa'ya önerdiğimizi şöyle
diyerek kanunlaştırdı: "Dini dosdoğru tutun;
onda bölünüp fırkalara ayrılmayın!" Onları çağırdığın bu tutum,
şirke bulaşanlara çok ağır gelmiştir. Allah,
dilediğini kendisi için seçer ve hakka yönelenleri kendisine iletir.
42. sure (ŞÛRÂ) 13. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
O,
sözünü, kendinden sonra yaşayacak bir mesaj yaptı ki, insanlar hakka
dönebilsinler. 43. sure (ZUHRUF) 28. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Ey iman edenler! Zandan
çok sakının! Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp
aramayın! Gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin! Sizden
biri, ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz. Allah'tan
sakının! Hiç kuşkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden, rahmeti sonsuz olandır. 49. sure (HUCURÂT) 12. ayet (Resmi: 49/İniş:105/ Alfabetik:37)
Benliğini arındıran
/ zekât veren, kurtuluşa gerçekten ermiştir. 87. sure
(A'LÂ) 14. ayet (Resmi: 87/İniş:8/ Alfabetik:5)
Benliği temizleyip
arındıran, gerçekten kurtulmuştur. 91. sure
(ŞEMS) 9. ayet (Resmi: 91/İniş:26/ Alfabetik:93)
Tespih
et Rabbini O'na Hamd ile! Ve O'ndan af
dile! Çünkü O,
Tevvâb'dır, günahları affeder sınırsız bir şekilde 110. sure (NASR) 3. ayet (Resmi: 110/İniş:114/Alfabetik:77)
d) Rehin
Eğer
yolculuk halinde olur da yazacak birini bulamazsanız, o takdirde, alınan
rehinler yeter. Birbirinize güvenmişseniz, kendisine güvenilen kişi, emaneti
ödesin; Rabb'i olan Allah'tan korksun. Tanıklığı
gizlemeyin. Onu gizleyen, kalbi günaha batmış / kendi kalbine kötülük
etmiş biridir. Allah, yapmakta olduklarınızı çok iyi bilmektedir. 2. sure (BAKARA) 283. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder