VII. TOPLUMSAL
DÜZEN VE HUKUK
D. SİYASET
4. BAŞKA TOPLUMLARLA İLİŞKİLER- 5
c) Savaş (Cihat)-3
(2) Gerektiğinde Savaşmaya Teşvik
(a) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, Siyaset, Başka Topluluklarla İlişkiler, Savaş, Gerektiğinde Savaşmaya Teşvik
Hoşunuza gitmemekle birlikte,
savaş üzerinize yazılmıştır.
Bir şey sizin için hayırlı olduğu halde siz ondan tiksinebilirsiniz. Ve bir şey
sizin için şer olduğu halde siz onu sevebilirsiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz. 2. sure (BAKARA) 216. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Fitne
kalmayıncaya ve din tümüyle Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaş.
Vazgeçerlerse kuşkusuz ki Allah, ne yaptıklarını iyice görecektir. 8. sure (ENFÂL) 39. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Ey inananlar! Bir
düşman topluluğu ile karşılaştığınızda sebat edin. Allah'ı çok anın ki
zafere ulaşabilesiniz. 8. sure (ENFÂL) 45. ayet
(Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Ey
Peygamber! Müminleri çarpışmaya teşvik et! Sizden sabırlı yirmi kişi olsa, küfre sapanların iki yüzüne galip
gelir; sizden yüz kişi olsa, onların binine galebe çalar. Çünkü onlar
gereğince anlamayan bir topluluktur. Şimdi Allah
yükünüzü hafifletti. Bilmiştir ki sizde bir
zaaf var. İçinizden sabırlı yüz kişi olsa, iki yüz
kişiye galip gelir; sizden bin kişi olsa, Allah'ın izniyle iki bin kişiye
galebe çalar. Allah, sabredenlerle beraberdir! 8. sure (ENFÂL) 65-66. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Gevşemeyin,
tasalanmayın. Eğer inanıyorsanız üstün olan sizsiniz.
3. sure (ÂLİ IMRÂN) 139. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Yoksa
siz, Allah içinizden uğraşıp didinenleri seçmeden, sabredenleri seçmeden
cennete gireceğinizi mi sandınız? Yemin olsun ki siz, onunla karşılaşmadan
önce ölümü arzuluyordunuz. İşte gördünüz onu ve bakıp duruyorsunuz. Muhammed bir resulden başkası değildir.
Ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Şimdi o ölse yahut öldürülse
ökçeleriniz üzerine gerisin geri mi döneceksiniz! İki ökçesi üzerine geri
dönen, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez. Allah, şükredenleri
ödüllendirecektir. Allah'ın izni
olmadıkça hiçbir kişi ölmez. Vakti belirlenmiş bir yazıdır o. Dünya çıkarını gözetene ondan veririz; âhiret yararını
gözetene de ondan veririz. Şükredenleri ödüllendireceğiz biz. Nice
peygamber, beraberinde kendisini Rabb'e adayan birçok kişi bulunduğu halde
savaşmıştır. Onlar, Allah yolunda kendilerine gelip çatan zorluklar yüzünden
gevşememiş, zayıflık göstermemiş, susup pusmamışlardır. Allah sabredenleri
sever. Sözleri yalnız şu olmuştur: "Ey Rabbimiz!
Bağışla bizim günahlarımızı, affet işlerimizdeki taşkınlığımızı, sağlam bastır
ayaklarımızı ve yardım et bize küfre sapan topluma karşı!" Allah da onlara, hem dünya nimetini verdi
hem de âhiret sevabının en güzelini. Allah, güzel düşünüp güzellik
sergileyenleri sever. 3. sure (ÂLİ IMRÂN)
142-148. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ölür
yahut öldürülürseniz elbette ki Allah'a götürüleceksiniz. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 158. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Düşman
topluluğu izlemekte gevşeklik göstermeyin. Siz
sıkıntıya düşüyorsanız, hiç kuşkusuz tıpkı sizin gibi onlar da sıkıntıya
düşüyorlar; ama siz, Allah'tan onların umamayacağı
şeyleri umuyorsunuz. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. 4. sure (NİSA) 104. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
İğreti
hayatı âhiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda çarpışsınlar. Allah
yolunda çarpışıp da öldürülen yahut galip gelene biz, yakında, büyük bir ödül
vereceğiz. 4. sure (NİSA) 74. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
İman edenler Allah yolunda savaşırlar;
küfre sapanlarsa tağut yolunda savaşırlar. O halde, şeytanın dostlarıyla
savaşın. Hiç
kuşkusuz, şeytanın tuzağı çok zayıftır. Kendilerine, "Ellerinizi çekin,
namazı kılın, zekâtı verin!" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir grup, insanlardan
Allah'tan korkmuş gibi, hatta daha şiddetli bir korkuyla korkar oldu. Ve şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Ne
diye yazdın üzerimize savaşı; yakın bir süreye kadar bizi erteleseydin
ya!" De ki: "Dünya nimeti
çok azdır. Kötülükten sakınan için âhiret daha hayırlıdır. Bir kıl kadar bile
zulme uğratılmazsınız." Nerede olursanız olun ölüm
sizi yakalayacaktır. Titizlikle korunan muhteşem kulelerde olsanız bile.
Onlara bir iyilik isabet ettiğinde,
"Bu, Allah katındandır!" derler. Ama kendilerine bir kötülük
dokunduğunda, "Bu senin yüzündendir." derler. De ki: "Hepsi, Allah katındandır."
Şu topluluğa ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar! 4. sure (NİSA) 76-78. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Allah
yolunda savaş. Kendinden başkasından sorumlu değilsin. İnananları da teşvik et. Umulur ki Allah, küfre
sapanların gücünü kırar. Allah, kuvvetçe daha üstün, cezalandırmada daha
güçlüdür. 4. sure (NİSA) 84. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
İnananların; özür sahibi olmaksızın
oturanlarıyla, Allah yolunda malları ve canlarıyla didinip gayret gösterenleri
aynı değildir. Allah, malları ve
canlarıyla gayret gösterenleri oturanlara derece bakımından üstün kılmıştır.
Allah hepsine güzellik vaat etmiştir ama
cihat edenleri, çok büyük bir ödülle, oturanlardan üstün kılmıştır. Allah
katından dereceler, bir bağışlanma, bir rahmet... Allah çok affedici çok
merhametlidir. 4. sure (NİSA) 95-96. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Gevşemeyin,
üstün durumda olduğunuz halde antlaşmaya davet etmeyin! Allah sizinledir; amellerinizi
asla yitirmeyecektir. 47. sure (MUHAMMED) 35.
ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
Küfre batmışlarla burun buruna
geldiğinizde, boyunlar vurulur. Nihayet onları bastırıp sindirdiğinizde,
antlaşma bağını sıkı bağlayın. Artık bundan sonrası ya bir bağışlama ya bir
fidyedir. Nihayet, harp, ağırlıklarını yere bırakır. İşte böyle! Eğer Allah dileseydi, onlardan öç alırdı. Ama kiminizi
kiminizle denemek için böyledir. Allah yolunda öldürülenlerin amelleri asla göz ardı edilmeyecektir.
Onları doğruya ve güzele kılavuzlayacak ve kalplerini barışa yöneltecektir. Ve
onları, kendilerine tanımlamış olduğu o cennete koyacaktır. 47. sure (MUHAMMED) 4-6. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
Allah
uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da
"Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin
üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız.
O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız.
Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O! 22. sure (HAC) 78. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Ey Peygamber! Küfre
sapanlarla ve münafıklarla mücadele et ve onlara karşı sert davran!
Varacakları yer cehennemdir onların. Ne kötü dönüş yeridir o! 66. sure (TAHRÎM) 9. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik: 97)
Ey iman
sahipleri!
Dikkatlerinizi, sizi korkunç bir azaptan kurtaracak bir ticarete çekeyim mi: Allah'a ve onun resulüne inanır, Allah yolunda mallarınız ve
canlarınızla didinirsiniz. İşte bu, sizin için en hayırlısıdır; eğer bilirseniz.
Günahlarınızı affeder ve sizi, altından nehirler akan bahçelere, sürekli
cennetlerdeki temiz, bereketli barınaklara yerleştirir. İşte bu en büyük
başarıdır. Seveceğiniz daha başka şeyler de var: Allah'tan bir yardım, çok
yakın bir fetih... İman sahiplerine müjde ver! Ey iman sahipleri! Allah'ın yardımcıları olun! Hani, Meryem oğlu İsa,
havarilere: "Allah'a gidişte benim yardımcılarım kimdir?" demişti de,
havariler: "Biz, Allah'ın yardımcılarıyız!" cevabını vermişlerdi.
Bunun ardından, İsrailoğullarından bir zümre iman etmiş, bir zümre de küfre
sapmıştı. Nihayet biz, iman sahiplerini düşmanlarına
karşı güçlendirdik de onlar üstün geldiler. 61. sure (SAFF) 10-14. ayet (Resmi: 61/İniş:108/Alfabetik:89)
Allah
kendi yolunda, duvarları birbirine perçinlenmiş bir bina gibi, saf bağlayarak
çarpışanları sever. 61. sure (SAFF) 4. ayet
(Resmi: 61/İniş:108/Alfabetik:89)
Ey iman edenler! Allah'ın
buyruğuna ters düşmekten sakının; O'na varmaya vesîle arayın. O'nun yolunda
gayret gösterin ki, kurtuluşa erebilesiniz. 5. sure (MÂİDE) 35. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Allah,
müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere
satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da
kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattır bu. Ahdine, Allah'tan daha vefalı
kim var? Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte
budur o büyük başarının ta kendisi. 9. sure
(TEVBE) 111. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Ey iman sahipleri! Küfre
sapanların yakınınızda bulunanlarıyla savaşın. Sizde bir sertlik bulsunlar.
Şunu bilin ki Allah, sakınanlarla beraberdir. 9. sure (TEVBE) 123. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Savaşın onlarla ki, sizin
elinizle Allah onlara azap etsin, onları rezil etsin. Onlara
karşı size yardım etsin. Ve inananlar toplumunun
göğüslerine şifa ulaştırsın. Ve yüreklerinin öfkesini gidersin. Allah
dilediğine tövbe nasip eder. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. Allah; içinizden cihat edenleri, Allah'tan,
resulünden ve müminlerden başkasını kendisine sırdaş edinmeyenleri
belirlemedikçe, bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır. 9. sure (TEVBE) 14-16. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Siz;
hacı sakalığını, Mescid-i Haram tamirciliğini, Allah'a ve âhiret gününe inanıp
Allah yolunda didinen kişinin yaptığıyla bir mi tuttunuz? Allah katında bir
olmazlar bunlar. Allah,
zulüm sergileyenler topluluğuna kılavuzluk etmez. İman edip hicret eden, Allah yolunda
mallarıyla, canlarıyla didinenler derece bakımından Allah katında daha
yücedirler. Kurtuluşa erenler de işte bunlardır. Rableri onlara
kendisinden bir rahmet, bir hoşnutluk ve içinde ölümsüz nimetlerin bulunduğu
cennetler müjdeliyor. Onlara orada sonsuza dek kalacaklardır. Hiç kuşkusuz,
Allah'ın katında büyük bir ödül daha vardır. 9. sure (TEVBE) 19-22. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Ey iman
sahipleri! Size ne oldu ki, "Allah yolunda seferber olun"
denilince yere çakılıp kaldınız. Âhiretten vazgeçip iğreti hayata mı razı
oldunuz? O iğreti hayatın nimeti âhiret yanında pek azdır. Eğer seferber
olmazsanız Allah size korkunç bir azapla azap eder ve yerinize sizden başka bir
topluluk getirir. Allah'a hiçbir şekilde zarar veremezsiniz. Allah her şeye
Kadîr'dir. Eğer siz ona yardım etmezseniz bilin ki,
Allah ona zaten yardım etmişti. Hani küfredenler onu iki kişinin
ikincisi olarak yurdundan çıkardıklarında, mağarada bulundukları bir sırada
arkadaşına şöyle diyordu: "Tasalanma, Allah bizimle." Bunun üzerine
Allah ona sükûnet indirmiş ve kendisini sizin görmediğiniz ordularla
desteklemişti de küfre sapanların sözünü sefil kılıp alçaltmıştı. Allah'ın sözü
ise yüce olanın ta kendisidir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. Gerek hafif, gerek ağırlıklı olarak mutlaka
seferber olun ve Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihat edin. Eğer
bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. 9. sure (TEVBE) 38-41. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
De ki: "Bizim için iki
güzelliğin birinden başkasını mı bekliyorsunuz? Biz de size
Allah'ın, kendi katından veya bizim ellerimizle bir azap çarptırmasını
bekliyoruz. Artık bekleyin, sizinle beraber biz de bekliyoruz." 9. sure (TEVBE) 52. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Ey Peygamber! Küfre
sapanlarla, ikiyüzlülerle cihat et! Onlara sert davran! Onların
varacakları yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir o! 9. sure (TEVBE) 73. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
(3) Ordu Kurma ve Askeri Donanım
(a) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, Siyaset, Başka Topluluklarla İlişkiler, Savaş, Ordu Kurma ve Askeri Donanım
Onlara
karşı, gücünüz yettiğince kuvvet hazırlayın. Ordugâhlarda atlar besleyin. Böylece hem Allah'ın düşmanını hem kendi düşmanınızı hem de bunlardan
başkalarını korkutabilirsiniz. Siz onları bilmezsiniz ama Allah hepsini
bilir. Allah yolunda harcadığınız her şey size tam olarak ödenir; hiçbir
haksızlığa uğratılmazsınız. 8. sure
(ENFÂL) 60. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Ey inananlar! Savunma
tedbirlerinizi alın. Gerektiğinde de bölükler halinde hareket geçin yahut toplu
halde savaşa çıkın. 4. sure
(NİSA) 71. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
(b) Askerler, şeytanın, Süleyman'ın, putların, orduları
İblis
orduları toplu haldedir. 26. sure (ŞUARA) 95. ayet
(Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Cinlerden,
insanlardan ve kuşlardan orduları, Süleyman'ın huzurunda bir araya getirildi. Onlar, düzenli bir biçimde sevk
ediliyorlardı. Karınca vadisine geldiklerinde bir karınca şöyle seslendi:
"Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki, Süleyman ve
orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler." 27. sure (NEML) 17-18. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Oysaki o
ilahlar bunlara yardım edemezler. Tam aksine, bunlar, o
ilahlara hizmet eden ordular durumundadır. 36. sure (YÂSÎN) 75. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
Rahman'a
karşı / Rahman'dan başka size yardım edecek ordunuz kimdir? İnkârcılar bir aldanış / gurur
içindeler; hepsi bu! 67. sure (MÜLK) 20. ayet
(Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)
(c) Askerler, Allah'ın Göklerde ve yerdeki orduları
Sonra Allah,
resulünün üzerine de müminlerin üzerine de sükûnetini indirmiş, ayrıca sizin görmediğiniz orduları göndermiş de küfre
sapanlara azap etmişti. Kâfirlerin cezası işte budur. 9. sure (TEVBE) 26. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Eğer siz ona
yardım etmezseniz bilin ki, Allah ona zaten yardım etmişti. Hani küfredenler
onu iki kişinin ikincisi olarak yurdundan çıkardıklarında, mağarada bulundukları
bir sırada arkadaşına şöyle diyordu: "Tasalanma, Allah bizimle."
Bunun üzerine Allah ona sükûnet indirmiş ve kendisini
sizin görmediğiniz ordularla desteklemişti de küfre sapanların sözünü
sefil kılıp alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise yüce olanın ta kendisidir. Allah
Azîz'dir, Hakîm'dir. 9. sure (TEVBE) 40. ayet
(Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Ordularımız,
galip gelenlerin ta kendileri olacaklar. 37. sure
(SÂFFÂT) 173. ayet (Resmi: 37/İniş:56/ Alfabetik: 90)
O odur ki,
müminlerin gönüllerine, imanları beraberinde iman geliştirsinler diye, mutluluk
ve huzur indirdi. Yalnız Allah'ındır göklerin ve yerin
orduları. Alîm'dir Allah, Hakîm'dir. 48. sure (FETİH) 4. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)
Yalnız
Allah'ındır göklerin ve yerin orduları. Azîz'dir Allah, Hakîm'dir. 48. sure (FETİH) 7. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)
Biz,
cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre
sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap
verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın.
Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin.
Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla
neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini /
dileyeni saptırır, dilediğini / dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için
bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir. 74. sure (MÜDDESSİR) 31. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
(4) Savaş Esirleri
(a) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, Siyaset, Başka Topluluklarla İlişkiler, Savaş, Savaş Esirleri
Hiçbir peygamber için, yeryüzünde ağır basmadıkça, esirlere sahip olmak uygun değildir. Siz şu iğreti dünyanın nimetini istiyorsunuz; Allah ise âhireti istiyor. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. Eğer Allah'tan bir yazı önden gelmemiş olsaydı, aldığınız fidyeden ötürü size büyük bir azap dokunurdu. Artık elde ettiğiniz ganimetlerden helal ve temiz olarak yiyin; Allah'tan sakının! Allah çok affedici, çok merhametlidir. Ey Peygamber! Elinizde esir olarak bulunanlara de ki: "Eğer Allah, kalplerinizde bir hayır olduğunu bilirse size, sizden alınandan daha değerlisini verir ve sizi affeder. Allah çok affedici, çok esirgeyicidir." Sana hıyanet etmek isterlerse kesin olan şu ki, daha önce Allah'a hıyanet ettiler de Allah, aleyhlerine bir imkân yarattı. Allah her şeyi bilen, her hikmete sahip olandır. 8. sure (ENFÂL) 67-71. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Harpte
elinize geçmiş kadınlar hariç olmak üzere, nikâhlı kadınlarla evlenmeniz de
haram kılınmıştır. Bu, üzerinize Allah'ın yazdığıdır. Bunlar dışındakileri,
mallarınızı vererek almanız; şunu bunu dost tutmayarak iffetli yaşamanız, zina
etmemeniz şartıyla size helal kılınmıştır. Kendilerinden nimetlendiğiniz
kadınların mehirlerini onlara bir hak olarak verin. Mehir kesişmeden sonra
karşılıklı hoşnutluğa bağlı hallerde üzerinize günah yoktur. Allah, her şeyi
bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. 4. sure
(NİSA) 24. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Küfre
batmışlarla burun buruna geldiğinizde, boyunlar vurulur. Nihayet onları
bastırıp sindirdiğinizde, antlaşma bağını sıkı bağlayın. Artık bundan sonrası ya bir bağışlama ya bir
fidyedir. Nihayet, harp, ağırlıklarını yere bırakır. İşte böyle!
Eğer Allah dileseydi, onlardan öç alırdı. Ama kiminizi kiminizle denemek için
böyledir. Allah yolunda öldürülenlerin amelleri asla göz ardı edilmeyecektir. 47. sure (MUHAMMED) 4. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
(b) Esirler
Bütün
bunlardan sonra siz şu insanlarsınız: Birbirinizi öldürüyorsunuz. İçinizden bir
zümreyi yurtlarından çıkarıyorsunuz. Onlar aleyhine kötülük ve düşmanlık
hususunda dayanışmaya giriyorsunuz. Esasında onları
yurtlarından çıkarmak size haram edildiği halde, esir olarak size geldiklerinde
fidyelerini veriyorsunuz. Şimdi siz Kitap'ın bir kısmına inanıp bir
kısmını inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında
rezillikten başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise böyleleri azabın en şiddetlisine
itilir. Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir. 2. sure (BAKARA) 85. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Harpte
elinize geçmiş kadınlar hariç olmak üzere, nikâhlı kadınlarla evlenmeniz de
haram kılınmıştır. Bu, üzerinize Allah'ın yazdığıdır. Bunlar dışındakileri,
mallarınızı vererek almanız; şunu bunu dost tutmayarak iffetli yaşamanız, zina
etmemeniz şartıyla size helal kılınmıştır. Kendilerinden nimetlendiğiniz
kadınların mehirlerini onlara bir hak olarak verin. Mehir kesişmeden sonra
karşılıklı hoşnutluğa bağlı hallerde üzerinize günah yoktur. Allah, her şeyi
bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. 4. sure
(NİSA) 24. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Hiçbir peygamber için, yeryüzünde
ağır basmadıkça, esirlere sahip olmak uygun değildir. Siz şu iğreti dünyanın nimetini
istiyorsunuz; Allah ise âhireti istiyor. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 8. sure (ENFÂL) 67. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Ey Peygamber! Elinizde
esir olarak bulunanlara de ki:
"Eğer Allah, kalplerinizde bir hayır olduğunu
bilirse size, sizden alınandan daha değerlisini verir ve sizi affeder.
Allah çok affedici, çok esirgeyicidir." 8. sure (ENFÂL) 70. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Allah,
Ehlikitap'tan onlara arka çıkanları, kulelerinden / kalelerinden indirdi,
kalplerine korku saldı: Bir grubunu öldürüyordunuz, bir
grubunu da esir ediyordunuz. 33. sure
(AHZÂB) 26. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Küfre
batmışlarla burun buruna geldiğinizde, boyunlar vurulur. Nihayet onları
bastırıp sindirdiğinizde, antlaşma bağını sıkı bağlayın. Artık bundan sonrası ya bir bağışlama ya bir fidyedir.
Nihayet, harp, ağırlıklarını yere bırakır. İşte böyle! Eğer Allah dileseydi,
onlardan öç alırdı. Ama kiminizi kiminizle denemek için böyledir. Allah yolunda
öldürülenlerin amelleri asla göz ardı edilmeyecektir. 47. sure (MUHAMMED) 4. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
Ey iman sahipleri! Mümin kadınlar hicret ederek
size geldiklerinde onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir
ya! Eğer onların mümin hanımlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere
döndürmeyin. Ne bu mümin kadınlar o kâfirlere helaldir
ne de o kâfirler bunlara helaldir. Bu kadınlar için harcadıklarını o kâfirlere
geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz takdirde, bu kadınları
nikâhlamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Kâfirlerin iffet ve nikâhlarına
yapışmayın. Kâfirlere gitmeyi yeğleyen kadınlar için harcadıklarınızı onlardan
geri isteyin; onlar da size gelen mümin kadınlar için harcadıklarını geri
istesinler. Bu, Allah'ın hepinize buyruğudur. Aranızda hüküm veriyor.
Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. 60. sure
(MÜMTEHİNE) 10. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
Yoksula,
yetime ve esire,
yemeği severek yedirirler. 76. sure
(İNSÂN) 8. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)
"Biz size yalnız ve yalnız Allah rızası için yediriyoruz.
Sizden bir karşılık da bir teşekkür de istemiyoruz; 76. sure (İNSÂN) 9. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)
(5) Fey ve Ganimet ile Cizye
(a) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, Siyaset, Başka Topluluklarla İlişkiler, Savaş, Fey ve Ganimet
Sana harp ganimetlerini sorarlar. De ki: "Onlar Allah ve Resul içindir. O halde Allah'tan korkun ve aranızda barış ve esenliği kurun. Ve eğer müminler iseniz Allah'a ve O'nun Resulü'ne itaat edin!" 8. sure (ENFÂL) 1. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Doğru ile
yanlışın ayrılış günü, iki topluluğun karşılaştığı gün, kulumuza indirmiş
olduğumuza inanıyorsanız şunu bilin:
Ganimet / kazanç olarak elde ettiğiniz şeylerin beşte
biri Allah'a, resule, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışa aittir.
Allah her şeye kadirdir. 8. sure (ENFÂL) 41. ayet
(Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Artık
elde ettiğiniz ganimetlerden helal ve temiz olarak yiyin; Allah'tan sakının! Allah çok affedici, çok
merhametlidir. 8. sure (ENFÂL) 69. ayet
(Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Allah'ın, kentler halkından
resulüne zahmetsizce aktardığı mal ve nimetler şunlar içindir: Allah,
Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar, yolda kalmışlar. Bu böyle düzenlenmiştir ki, o mal ve
nimetler sizden yalnız zengin olanlar arasında dönüp duran bir kudret aracı
olmasın. Resul size ne verdiyse onu alın; sizi
neden yasakladıysa ona son verin ve Allah'tan korkun. Hiç kuşkusuz,
Allah'ın azabı çok şiddetlidir. Sözü edilen o mallar, göçmen yoksullar içindir.
Onlar ki, yurtlarından çıkarılıp mallarından yoksun bırakılmışlardır; Allah'tan
bir lütuf ve bir hoşnutluk peşindedirler; Allah'a ve resulüne yardım ederler.
İşte onlardır, özü sözü doğru olanlar. 59.
sure (HAŞR) 7-8. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
(b) Fey ve Ganimet ile ilgili hususlar
Andolsun ki,
siz onları Allah'ın izniyle öldürmekteyken, Allah size vaadini doğrulamıştı. Nihayet
siz korkuya kapıldınız, yapılacak iş hususunda çekiştiniz. Ve Allah, sevdiğiniz şeyi size gösterdikten sonra isyan
ettiniz. İçinizden bir kısmı dünyayı istiyordu, bir kısmınız ise âhireti
istiyordu. Sonra sizi imtihan etmek için onlardan uzaklaştırdı. Yemin
olsun, sizi affetmişti. Allah, müminlere karşı lütuf sahibidir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 152. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Bir
peygamberin emanete hıyanet etmesi /
kamu malından aşırması olacak şey değildir. Her kim hıyanet eder, kamu malından bir şey aşırırsa, aşırdığını
kıyamet günü yüklenip getirir. Sonra her benliğe; kazandığı tam olarak
ödenir. Hiç birine
zulmedilmez. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 161. ayet
(Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ey iman
edenler! Allah yolunda gaza için dolaştığınızda, iyice anlayıp dinleyin de size
selam verene / barış teklifi sunana "Sen mümin değilsin!" demeyin. İğreti hayatın menfaatine göz dikiyorsunuz ama Allah
katında çok ganimetler vardır. Önceden siz de öyle idiniz ama Allah size
lütufta bulundu. O halde, iyice araştırın, anlayın dinleyin. Çünkü Allah,
yapmakta olduklarınızdan haberdardır. 4.
sure (NİSA) 94. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Sana harp ganimetlerini sorarlar. De ki: "Onlar
Allah ve Resul içindir. O halde Allah'tan korkun ve aranızda barış ve
esenliği kurun. Ve eğer müminler iseniz Allah'a ve O'nun Resulü'ne itaat
edin!" 8. sure (ENFÂL) 1. ayet
(Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Doğru ile
yanlışın ayrılış günü, iki topluluğun karşılaştığı gün, kulumuza indirmiş
olduğumuza inanıyorsanız şunu bilin: Ganimet / kazanç olarak elde ettiğiniz şeylerin beşte biri
Allah'a, resule, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışa aittir.
Allah her şeye kadirdir. 8. sure (ENFÂL) 41. ayet
(Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Eğer
Allah'tan bir yazı önden gelmemiş olsaydı, aldığınız fidyeden ötürü size büyük
bir azap dokunurdu. Artık elde ettiğiniz ganimetlerden helal ve temiz
olarak yiyin; Allah'tan
sakının! Allah çok affedici, çok merhametlidir. 8. sure (ENFÂL) 68-69. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Geri bırakılanlar,
ganimetleri almak üzere gittiğiniz zaman şöyle
diyecekler: "İzin verin, biz de size uyalım!" Onlar Allah'ın kelamını değiştirmek istiyorlar. De ki:
"Bize asla uyamazsınız! Allah önceden de böyle buyurmuştu." Bu kez şöyle diyecekler:
"Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz." İşin
doğrusu şu ki, onlar çok az anlıyorlar / onlar, az bir kısmı hariç,
anlamıyorlar. Bedevilerden, geri bırakılmış olanlara de ki:
"Siz yakında çok zorlu savaş veren bir kavimle çarpışmaya çağrılacaksınız.
Ya onlarla çarpışırsınız yahut onlar Müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz,
Allah size güzel bir ödül verecektir. Yok, eğer önceden döndüğünüz gibi yüz
çevirirseniz, Allah sizi acıklı bir azapla cezalandırır." Köre zorlama
yoktur, topala zorlama yoktur, hastaya da zorlama yoktur. Kim Allah'a ve
resulüne itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim
de yüz çevirirse, Allah onu acıklı bir azapla cezalandırır. Yemin olsun, Allah
müminlerden, o ağacın altında sana bey'at ettikleri sırada hoşnut olmuştur.
Onların gönüllerindekini bilmiş, üzerlerine huzur ve sükûn indirmiş ve
kendilerine yakın bir fetih nasip etmiştir. Alacakları birçok ganimetler de nasip etmiştir.
Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaat etti.
Şunu da size aceleden verdi ve insanların ellerini de sizden uzak tuttu ki bu,
inananlara bir ibret olsun ve Allah sizi dosdoğru yola kılavuzlasın. 48. sure (FETİH) 15-20. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)
Allah'ın
onlardan resulüne aktardığı ganimetlere gelince, siz onun için ne at bindiniz ne deve sürdünüz; ama Allah,
resullerini dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeyi yapmakta sonsuz kudret
sahibidir. Allah'ın,
kentler halkından resulüne zahmetsizce aktardığı mal ve nimetler şunlar
içindir: Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar, yolda kalmışlar.
Bu böyle düzenlenmiştir ki, o mal ve
nimetler sizden yalnız zengin olanlar arasında dönüp duran bir kudret aracı
olmasın. Resul size
ne verdiyse onu alın; sizi neden yasakladıysa ona son verin ve Allah'tan
korkun. Hiç kuşkusuz, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. Sözü edilen o mallar, göçmen yoksullar
içindir. Onlar ki, yurtlarından çıkarılıp mallarından yoksun
bırakılmışlardır; Allah'tan bir lütuf ve bir hoşnutluk peşindedirler; Allah'a
ve resulüne yardım ederler. İşte onlardır, özü sözü doğru olanlar. 59. sure (HAŞR) 6-8. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
(c) Cizye
Kendilerine
kitap verilenlerden Allah'a ve âhiret gününe inanmayan, Allah'ın ve resulünün
yasakladığını haram saymayan ve hak dini din edinmeyenlerle, boyun eğerek kendi
elleriyle cizye verecekleri zamana kadar
savaşın. 9. sure (TEVBE) 29. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder