VII. TOPLUMSAL
DÜZEN VE HUKUK
C. İKTİSAT
1. RIZIK - 4
d) Ruhsatlar
(1) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, İktisat, Rızk, Ruhsatlar
Size
ne oluyor da üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yemiyorsunuz? Zorda
kalışınız dışında üzerinize haram kıldığını bizzat kendisi size ayrıntılı
olarak açıklamıştır. Birçokları ilimsiz bir biçimde kendi keyiflerine uyarak
halkı şaşırtıyorlar. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin sınır tanımaz azgınları çok iyi bilmektedir.
6. sure (EN'ÂM) 119. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Allah
size leşi, kanı, domuz etini, Allah'tan başkası adına kesileni haram kılmıştır.
Ama zorda kalanın, sınırı aşmadan, şuna-buna haksızlık ve tecavüze gitmeden
yemesinde kendisi için günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 2. sure (BAKARA) 173. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
(2) Seyahat
(a) Seyahat, Uzun Mesafelere Yolculuk
Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine gerekli kılarsa hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe sapmak, kavga ve çekişmeye girmek yoktur. İyilik olarak yaptığınızı Allah bilir. Azık edinin. Hiç kuşkusuz azığın en güzeli takvadır. Ey akıl ve gönül sahipleri, benden korkun. 2. sure (BAKARA) 197. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Hem
size hem de yolculara bir geçimlik olarak deniz avı yapmak ve onu yemek
size helal kılındı. Fakat ihramlı olduğunuz sürece karada avlanmak size haram
edilmiştir. Huzurunda
haşredileceğiniz Allah'tan korkun. 5. sure
(MÂİDE) 96. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Eğer
o, yakın bir dünya menfaati yahut orta bir yolculuk olsa idi, elbette seni
izleyeceklerdi. Ama o zorluklarla dolu yolculuk kendilerine uzak geldi. "Gücümüz yetseydi
sizinle çıkacaktık" diye Allah'a yemin de ederler. Kendilerini
mahvediyorlar. Allah biliyor ki onlar, kesinlikle yalancıdırlar. 9. sure (TEVBE) 42. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Biz onlarla,
içini bereketle doldurduğumuz kentler arasında, sırt sırta vermiş kasabalar
oluşturduk; bunlar arasında gidiş gelişler
belirledik. "Geceleri ve güdüzleri,
güven içinde gezip dolaşın oralarda." dedik. Ama onlar, tutup şöyle dediler: "Rabbimiz,
seferlerimizin arasını uzaklaştır!" Böylece kendilerine zulmettiler de biz
de onları efsaneler haline getirdik; hepsini darmadağın ettik. İşte
bunda, gereğince sabreden, yeterince şükreden herkes için elbette ibretler
vardır. 34. sure (SEBE') 18-19. ayet (Resmi:
34/İniş:58/Alfabetik:91)
(b) Seyahat, Kışın ve Yazın
Onları kış ve yaz yolculuğuna alıştırdığı için, 106. sure (KUREYŞ) 2. ayet (Resmi: 106/İniş:29/Alfabetik:57)
(c) Seyahat, Yolculukta Ruhsatlar/ Hareket Tarzı / Yapılacaklar
Sayılı günlerdir. Sizden kim hasta olur veya yolculuk halinde bulunursa tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutar. Oruca zorlukla dayananlar üzerine düşen, fidye olarak bir yoksulu doyurmaktır. Kim bir mecburiyeti olmaksızın içinden gelerek iyilik yaparsa bu onun için daha hayırlı olur. Ve oruç tutmanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır. Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır. 2. sure (BAKARA) 184-185. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Eğer
yolculuk halinde olur da yazacak birini bulamazsanız, o takdirde, alınan
rehinler yeter.
Birbirinize güvenmişseniz, kendisine güvenilen kişi, emaneti ödesin; Rabb'i
olan Allah'tan korksun. Tanıklığı gizlemeyin. Onu gizleyen, kalbi günaha batmış
/ kendi kalbine kötülük etmiş biridir. Allah, yapmakta olduklarınızı çok iyi
bilmektedir. 2. sure (BAKARA) 283. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi
bilinceye kadar, cünüpken de -yolculuk halinde
olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer
hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız
yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu
durumlarda su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi
ve ellerinizi meshedin. Allah Afüvv'dür, günahları affeder, Gafûr'dur, hataları
bağışlar. 4. sure (NİSA) 43. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey iman sahipleri! Namaza duracağınız zaman
yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve
topuklara kadar ayaklarınızı meshedin / yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice
temizlenin! Hasta yahut yolculuk halinde iseniz
yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin:
Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor.
Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki,
şükredebilesiniz. 5. sure (MÂİDE) 6. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm gelip
çattığında, vasiyet zamanı aranızdaki tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet
sahibi iki kişi yahut yolculuk etmekte iken ölüm
musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızdan iki kişi. Bunları namazdan
sonra alıkoyarsınız; kuşkulanırsanız şöyle yemin ederler: "Vallahi,
yakınlarımız da olsa yeminimizi hiçbir ücret karşılığı satmayacağız, Allah'ın
tanıklığını saklamayacağız. Çünkü böyle yaparsak mutlaka günahkârlardan
oluruz." 5. sure (MÂİDE) 106. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Eğer
o, yakın bir dünya menfaati yahut orta bir yolculuk olsa idi, elbette seni
izleyeceklerdi. Ama o zorluklarla dolu yolculuk kendilerine uzak geldi. "Gücümüz yetseydi sizinle
çıkacaktık" diye Allah'a yemin de ederler. Kendilerini mahvediyorlar.
Allah biliyor ki onlar, kesinlikle yalancıdırlar. 9. sure (TEVBE) 42. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Allah size,
evlerinizden huzur ve sükûn yeri yaptı. Hayvan derilerinden size, gerek göç gününüzde gerek konduğunuz sırada
rahatça taşıyacağınız evler yaptı. Ayrıca, hayvanların; yünlerinden,
yapağılarından ve kıllarından belli bir süreye kadar kullanabileceğiniz
giyimlikler, döşemelikler ve kullanım eşyası verdi. 16. sure (NAHL) 80. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Biz onlarla,
içini bereketle doldurduğumuz kentler arasında, sırt sırta vermiş kasabalar
oluşturduk; bunlar arasında gidiş gelişler
belirledik. "Geceleri ve güdüzleri, güven içinde gezip dolaşın
oralarda." dedik. 34. sure
(SEBE') 18. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Hiç kuşkun
olmasın, Rabbin senin durumunu biliyor. Gecenin üçte ikisinden daha azını, yarısını,
üçte birini ayakta geçiriyorsun. Seninle beraber olanlardan bir grup da öyle.
Allah, geceyi de gündüzü de ölçüye bağlamıştır. Sizin onu kuşatamayacağınızı
bildi de size tövbe nasip etti. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun. Sizden
hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde
dolaşıp Allah'ın lütfundan bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da
Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. O halde Kur'an'dan, kolay geleni
okuyun! Namazı kılın! Zekâtı verin. Güzel bir ödünçle Allah'a ödünç verin! Öz
benlikleriniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha
çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan af dileyin. Hiç
kuşkusuz, Allah çok affedici, çok esirgeyicidir. 73. sure (MÜZZEMMİL) 20.
ayet (Resmi: 73/İniş:3/Alfabetik:74)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder