VII. TOPLUMSAL
DÜZEN VE HUKUK
D. SİYASET
4. BAŞKA TOPLUMLARLA İLİŞKİLER -1
a) Barışın Esas Oluşu
(1) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, Siyaset, Başka Topluluklarla İlişkiler, Barışın Esas Oluşu
İman edenlere söyle: "Allah'ın günlerini ummayanları affetsinler ki, O, bir toplumu kazandıklarıyla cezalandırsın." 45. sure (CÂSİYE) 14. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Ey iman sahipleri! Hepiniz toptan barış içine girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, sizin için
apaçık bir düşmandır. 2. sure (BAKARA) 208.
ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Eğer
barışa eğilim gösterirlerse sen de buna yanaş ve Allah'a tevekkül
et. Çünkü O, en
iyi işitenin, en iyi bilenin ta kendisidir. Eğer sana
hile-oyun yapmak isterlerse Allah sana yeter. Yardımıyla ve müminlerle seni
destekleyen O'dur. 8. sure
(ENFÂL) 61-62. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Olabilir ki Allah sizinle, onlardan
düşman olduklarınız arasına bir sevgi koyar. Allah'ın gücü her şeye yeter. Allah çok
bağışlayan, çok esirgeyendir. Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi
yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli
davranmaktan men etmez. Allah,
adaleti ayakta tutanları sever. 60.
sure (MÜMTEHİNE) 7-8. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
Kendilerine,
"Ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin!" denilenleri görmedin
mi? Üzerlerine savaş yazılınca,
içlerinden bir grup, insanlardan Allah'tan korkmuş gibi, hatta daha şiddetli
bir korkuyla korkar oldu. Ve şöyle
dediler: "Ey Rabbimiz! Ne diye yazdın
üzerimize savaşı; yakın bir süreye kadar bizi erteleseydin ya!" De ki: "Dünya
nimeti çok azdır. Kötülükten sakınan için âhiret daha hayırlıdır. Bir kıl kadar
bile zulme uğratılmazsınız." 4.
sure (NİSA) 77. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey iman edenler! Allah
yolunda gaza için dolaştığınızda, iyice anlayıp dinleyin de size selam verene /
barış teklifi sunana "Sen mümin değilsin!" demeyin. İğreti
hayatın menfaatine göz dikiyorsunuz ama Allah katında çok ganimetler vardır. Önceden siz de öyle idiniz ama Allah size
lütufta bulundu. O halde, iyice araştırın, anlayın
dinleyin. Çünkü Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır. 4. sure (NİSA) 94. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Müminlerden
iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun! Eğer
onlardan biri öteki aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle,
Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine ikisi arasını adalet ve
dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz,
Allah adalette titiz davrananları sever. Şu bir gerçek ki, müminler sadece kardeştirler. O halde
kardeşleriniz arasında barışı sağlayın ve
Allah'tan sakının ki, size merhamet edilebilsin. 49. sure (HUCURÂT) 9-10. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)
(2) Müttefikler
(a) Müttefikler, Allah Resulleri ve iman edenler
Allah sizin düşmanlarınızı
daha iyi bilir. Dost olarak, Allah yeter. Yardımcı olarak da Allah yeter. 4. sure (NİSA) 45. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Sizin gönül dostunuz Allah'tır, O'nun
resulüdür, bir de rükû eder bir halde namazı kılıp zekâtı vererek iman
edenlerdir. Allah'ı,
O'nun resulünü ve iman edenleri dost edinen / Allah'tan, O'nun resulünden ve
iman edenlerden yüz çeviren bilsin ki, galip gelecek olanlar Allah'ın
taraftarlarıdır. 5. sure (MÂİDE) 55-56. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Onlar ki inanıp
hicret ettiler, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda savaştılar ve onlar ki
hicret edenleri barındırdılar, onlara yardım ettiler, işte onlar birbirlerinin dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince,
hicret edecekleri vakte kadar size onların yönetiminden
bir şey düşmüyor. Ama sizden
dinde yardım isterlerse, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluluk
aleyhinde olmamak üzere, kendilerine yardım etmeniz
gerekir. Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir. 8. sure (ENFÂL) 72. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene
özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Namazı
kılarlar, zekâtı verirler. Allah'a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara rahmet edecektir. Allah Azîz'dir,
Hakîm'dir. 9. sure (TEVBE) 71. ayet
(Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Gözünüzü
açın! Allah'ın
velîleri için hiçbir korku yoktur. Tasaya da düşmezler onlar. 10. sure (YÛNUS) 62. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Kuşkun
olmasın ki onlar, Allah karşısında sana hiçbir yarar
sağlayamazlar / Allah'tan gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar. Zalimler birbirlerinin dostlarıdır;
Allah ise takvaya sarılanların Velî'sidir. 45. sure (CÂSİYE) 19. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Allah
sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve
sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli
davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever. 60. sure (MÜMTEHİNE) 8. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
Eğer ikiniz,
ey hanımlar, Allah'a tövbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz kaydı; yok eğer Peygamber'e
karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz
bizzat Allah, onun destekçisidir.
Cebrail'le iman sahiplerinin barışçıları da. Bütün bunlardan sonra melekler de
ona arka çıkarlar. 66. sure (TAHRÎM) 4. ayet
(Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)
(b) İnkârcıların da Allah'tan başka kendilerini kurtaracak dostu/velisi yoktur
Onların Allah'tan başka kendilerine
yardım edecek velileri yoktur. Allah'ın
saptırdığı kimse için artık hiçbir yol yoktur. 42. sure (ŞÛRÂ) 46. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
(c) Müminlerin dostu müminlerdir, mümin olmayandan mümine dost olmaz
Sen onların öz
milletlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da senden asla hoşnut
olmazlar. De ki:
"Allah'ın kılavuzluğu erdirici kılavuzluğun ta kendisidir." İlimden sana ulaşan nasipten sonra bunların boş ve iğreti
arzularına uyarsan, Allah katından ne bir Velî'n olur ne de bir yardımcın.
2. sure (BAKARA) 120. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Müminler, müminleri bırakıp
da küfre sapanları gönül dostu
edinmesinler. Kim bunu yaparsa Allah'la
ilişiği kesilir. Ancak bir sakınma ile onlardan korunmanız müstesna. Allah sizi kendisinden
sakınmaya çağırır. Ve dönüş yalnız Allah'adır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 28. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ey iman sahipleri! Kendi dışınızdakilerden / seviyenizin altındakilerden bir
kimseyi sırdaş edinmeyin. Sizi sarpa
sardırıp perişan etmekten çekinmezler. Size sıkıntı verecek şeyi pek severler.
Ağızlarından nefret ve öfke taşmaktadır. Göğüslerinin saklamakta olduğu ise
daha büyüktür. Eğer aklınızı işletirseniz Allah size ayetlerini
açık-seçik göstermiştir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 118.
ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
İman edenler Allah yolunda
savaşırlar; küfre sapanlarsa tağut yolunda savaşırlar. O halde, şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç kuşkusuz, şeytanın tuzağı çok
zayıftır. 4. sure (NİSA) 76. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)
Onlarla eşitlenesiniz diye kendilerinin küfre
saptığı gibi küfre sapmanızı istediler. O halde, Allah yolunda
göç edecekleri vakte kadar onlardan dostlar edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse
onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Bir daha da onlardan ne dost
edinin ne de yardımcı. 4. sure (NİSA) 89. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Öyle kişiler ki onlar, müminleri bırakıp da
küfre sapanları dostlar ediniyorlar. Onların yanında onur ve yücelik
mi arıyorlar? Onur ve yüceliğin tümü Allah'ındır. 4. sure (NİSA) 139. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey iman sahipleri! Müminleri bırakıp da küfre sapanları dostlar
edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah'a açık bir
kanıt mı vermek istiyorsunuz? 4. sure
(NİSA) 144. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları gönül dostları
edinmeyin. Onlar birbirlerinin gönül
dostlarıdır. Sizden kim onları gönül dostu edinirse o, onlardandır.
Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. 5. sure (MÂİDE) 51. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ey iman edenler! Sizden
önce kitap verilenlerden ve küfre sapanlardan, dininizi oyun ve eğlence edinenleri dost
tutmayın. Eğer inanıyorsanız Allah'tan sakının. 5. sure (MÂİDE) 57. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Onlardan
birçoğunun, küfre sapanlarla dostluk
kurduklarını görürsün. Öz
benliklerinin onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok kötü! Allah, üzerlerine gazap
indirmiştir. Azap içinde de onlar sürekli kalacaklardır. 5. sure (MÂİDE) 80. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Üzerine
Allah'ın adı anılmayanlardan yemeyin. Böyle bir şey tam bir yoldan çıkıştır. Şeytanlar kendi
evliyasına / dost ve destekçilerine sizinle
mücadele etmeleri için elbette ki vahiy gönderirler. O şeytan evliyasına boyun eğerseniz
kesinlikle müşrikler oldunuz demektir. 6. sure (EN'ÂM) 121. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Küfre sapanlar da birbirlerinin
dostlarıdır. Eğer şu
dikkat çekilenleri yapmazsanız yeryüzünde bir fitne, büyük bir bozgun çıkar. 8. sure (ENFÂL) 73. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Ey iman edenler! Babalarınız
ve kardeşleriniz, eğer imana karşı
inkârı seviyorlarsa, onları dostlar edinmeyin. İçinizden onları dost
edinenler zalimlerin ta kendileridirler. 9. sure (TEVBE) 23. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Zulmedenlere eğilim göstermeyin!
Yoksa ateş sizi sarmalar. Allah'tan başka
dostlarınız kalmaz, size yardım de edilmez. 11. sure (HÛD) 113. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Boş lakırdıyı duyduklarında, ondan yüz çevirir şöyle derler: "Bizim
amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Selam olsun hepinize. Biz cahilleri
önemsemeyiz." 28. sure
(KASAS) 55. ayet (Resmi: 28/İniş:49/ Alfabetik:53)
Allah, Ehlikitap'tan onlara arka
çıkanları, kulelerinden / kalelerinden indirdi, kalplerine korku saldı: Bir grubunu öldürüyordunuz, bir
grubunu da esir ediyordunuz. 33. sure
(AHZÂB) 26. ayet (Resmi: 33/İniş:97/ Alfabetik:4)
(d) Zalimin dostu zalimdir
Kuşkun
olmasın ki onlar, Allah karşısında sana hiçbir yarar sağlayamazlar / Allah'tan
gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar. Zalimler birbirlerinin dostlarıdır; Allah ise takvaya sarılanların Velî'sidir.
45. sure (CÂSİYE) 19. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Allah'a ve âhiret gününe inanan bir
topluluğun, Allah'a ve resulüne karşı çıkanlarla sevgiye dayalı bir
dostluk kurduğunu göremezsin. Bunlar onların ister babaları
olsun, ister çocukları olsun, ister kardeşleri olsun, ister akrabaları olsun.
Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendisinden bir ruhla
desteklemiştir. Onları,
altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; sürekli kalacaklardır orada.
Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. Allah'ın
hizbi işte bunlardır. Dikkat edin, Allah'ın hizbi, başarıya ulaşanların ta
kendileridir! 58. sure (MÜCÂDİLE) 22. ayet
(Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)
Ey iman sahipleri! Düşmanımı ve düşmanınızı dostlar yerine
tutmayın! Onlar, size
Hak'tan geleni inkâr ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınız için Peygamber'i
ve sizi yurdunuzdan çıkardıkları halde, siz onlara
sevgi sunuyorsunuz. Benim yolumda gayret sarf etmek, benim hoşnutluğumu
kazanmak için seferber olduğunuz halde, içinizde onlara
sevgi gizliyorsunuz. Sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da en iyi
ben bilirim. Sizden kim bunu yaparsa denge yolundan sapmış olur. 60. sure (MÜMTEHİNE) 1. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
Allah
sizi; ancak din hakkında sizinle
savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran, çıkarılmanıza yardım eden kimselerle dost
olmaktan yasaklar. Böyleleriyle dost olanlar, zalimlerin ta
kendileridir. 60. sure (MÜMTEHİNE) 9. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
(3) Emniyet
(a) Emniyet, Allah'ın verdiği güvenlik, güvenlikte olma
Açık-seçik
deliller, İbrahim'in makamı vardır orada. Oraya giren,
güvene ermiş olur. Yoluna gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, insanlar
üzerinde Allah'ın bir hakkıdır. Kim nankörlük ederse hiç kuşkusuz, Allah
bütün âlemlere muhtaç olmayacak bir Ganî'dir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 97. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Eğer
müşriklerden biri senden güvence dilerse / senin yanına gelmek, sana komşu
olmak isterse, ona güvence verip yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah'ın
kelamını dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür. Böyle yapmanın
gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir topluluktur. 9. sure (TEVBE) 6. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
"Güvene kavuşmuş olarak selamla girin oraya." 15. sure (HİCR) 46. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Biz de şöyle
dedik: "Ey ateş, İbrahim'e bir serinlik ol, bir selam ol!"
21. sure (ENBİYÂ) 69. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Tam o sırada
kadınlardan biri, utangaç bir tavırla yürüyerek ona geldi. Dedi: "Babam,
bizim için yaptığın sulamaya karşılık sana bir şeyler vermek üzere seni
çağırıyor." Mûsa gelip ihtiyara hikâyeyi anlatınca, o dedi ki: "Korkma, artık zalimler topluluğundan kurtuldun."
28. sure (KASAS) 25. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
"Asanı at!"
Asanın çevik bir yılan gibi titreyip kıvrıldığını görünce gerisin geri döndü;
arkaya bile bakmadı. "Geri dön ey Mûsa, korkma!
Güven içinde olanlardansın." 28.
sure (KASAS) 31. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
Görmediler
mi ki, çevrelerinde insanlar çarpılıp götürülürken Harem'i güven içinde tuttuk. Hâlâ bâtıla inanıp Allah'ın
nimetine nankörlük mü ediyorlar? 29. sure
(ANKEBÛT) 67. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
(b) Emniyet, Ahirette emin olma / güvenlik
Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da her birine ölüm geldiğinde, "işte şimdi tövbe ettim" diyenler için tövbe yoktur. Küfre batmış olarak ölenlere de tövbe yoktur. Böylelerine biz korkunç bir azap hazırladık. 4. sure (NİSA) 18. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Orada,
güvenli bir biçimde her türlü meyveyi isterler. 44. sure
(DUHÂN) 55. ayet (Resmi: 44/İniş:64/ Alfabetik:19)
(c) Emniyet, kimlerin güvende olduğu / nasıl emniyette olunacağı
Onlara, güven yahut korkuya ilişkin bir haber ulaştığında onu hemen yaydılar. Oysaki onu resule ve içlerindeki sorumluluk sahiplerine götürmüş olsalardı, aralarındaki okuyup araştırarak hüküm çıkaranlar, onu elbette bileceklerdi. Eğer Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız / pek az işiniz hariç şeytanın ardı sıra giderdiniz. 4. sure (NİSA) 83. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
"Hem
siz, hakkında size hiçbir kanıt indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştuğunuz
halde korkmuyorsunuz da ben, ortak tuttuğunuz şeylerden nasıl korkarım!" Şimdi, eğer biliyorsanız, iki gruptan hangisi güvende olmaya
/ güvenilmeye daha layıktır İman edip de imanlarını
herhangi bir zulümle kirletmeyenler var ya, güvende olma / güvenilir olma işte
onların hakkıdır; doğruyu ve güzeli yakalayanlar da onlardır. ? 6. sure (EN'ÂM) 81-82. ayet (Resmi: 6/İniş:55 /Alfabetik:20)
Eğer
müşriklerden biri senden güvence dilerse / senin yanına gelmek, sana komşu
olmak isterse, ona güvence verip yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah'ın
kelamını dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür. Böyle yapmanın
gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir topluluktur. 9. sure (TEVBE) 6. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Sonra
Allah, resulünün üzerine de müminlerin üzerine de sükûnetini indirmiş, ayrıca sizin görmediğiniz
orduları göndermiş de küfre sapanlara azap etmişti. Kâfirlerin cezası işte
budur. 9. sure (TEVBE) 26. ayet (Resmi:
9/İniş:113/Alfabetik:104)
Eğer siz ona
yardım etmezseniz bilin ki, Allah ona zaten yardım etmişti. Hani küfredenler
onu iki kişinin ikincisi olarak yurdundan çıkardıklarında, mağarada
bulundukları bir sırada arkadaşına şöyle diyordu: "Tasalanma, Allah bizimle." Bunun üzerine Allah ona sükûnet indirmiş
ve kendisini sizin görmediğiniz ordularla desteklemişti de küfre sapanların
sözünü sefil kılıp alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise yüce olanın ta
kendisidir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 9.
sure (TEVBE) 40. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Allah, şu
ülkeyi / medeniyeti de örnek vermiştir: Güvenli, mutlu,
huzurlu idi; rızkı her yandan bol bol gelirdi. Sonra onlar Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler de Allah kendilerine, sanayi olarak
ürettikleri şeyler yüzünden açlık ve korku elbisesini / birlikteliğini /
karmaşasını tattırdı. 16. sure
(NAHL) 112. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Allah; sizin, iman edip hayra ve barışa
yönelik iyilikler yapanlarınıza şu vaatte bulunmuştur: Onlardan öncekileri halef
kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halef kılacak. Onlar için beğenip
seçtiği dinlerini yine onlar için güç kaynağı yapacak, onları
korkularının arkasından mutlaka güvene ulaştıracak. Bana kulluk / ibadet
edecekler, hiçbir şeyi bana ortak koşmayacaklar. Bundan sonra nankörlük
edenlerse, yoldan sapanların ta kendileridir. 24. sure (NÛR) 55. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Biz onlarla,
içini bereketle doldurduğumuz kentler arasında, sırt sırta vermiş
kasabalar oluşturduk; bunlar arasında gidiş gelişler belirledik. "Geceleri ve gündüzleri, güven içinde gezip
dolaşın oralarda." dedik. 34.
sure (SEBE') 18. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
O ki, onları
doyurup kurtardı açlıktan ve kendilerini güvene çıkardı
korkudan. 106. sure (KUREYŞ) 4. ayet
(Resmi: 106/İniş:29/Alfabetik:57)
(4) Evler, Hane / Yurt, Barınılan - Yaşanılan Yerler
Sizden
şu sözü de almıştık: Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz. Birbirlerinizi
yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız. Bunu kabul etmiştiniz. Hâlâ da buna
tanıklarsınız. 2. sure (BAKARA) 84. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Boşama iki kezdir. Bunun ardından ya
iyilikle tutmak ya da güzelce serbest bırakmak gerekir. Onlara verdiğinizden bir şeyi
geri almanız size helal olmaz. Erkekle kadının Allah'ın sınırlarını korumada
endişe etmeleri hali başka. Erkek ve kadının Allah'ın sınırlarında
duramayacaklarından endişe ederseniz, o zaman kadının verdiği fidyede ikisine
de bir günah yoktur. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Bunları aşmayın.
Allah'ın sınırlarını aşanlar, işte onlar, zalimlerin ta kendileridirler. 2. sure (BAKARA) 229. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kadınları
boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamladılar mı ya onları örfe uygun olarak
tutun yahut da örfe uygun olarak serbest bırakın. Onları, zulmetmeniz için, zararlarına bir biçimde, tutmayın. Bunu yapan, öz
benliğine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini eğlence aracı yapmayın. Allah'ın
üzerinizdeki nimetini ve kendisiyle size öğüt vermek için indirdiği Kitap'ı ve
hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah her şeyi çok iyi
bilmektedir. 2. sure (BAKARA) 231. ayet
(Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ölüm
korkusuyla binlerce kişi halinde yurtlarından çıkanları görmedin mi? Allah onlara "Ölün!"
dedi de sonra onları diriltti. Şu bir gerçek ki Allah, insanlara karşı çok
lütufkârdır. Fakat insanların çokları şükretmezler. 2. sure (BAKARA) 243. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Sonra bu
kederin ardından üzerinize, içinizden bir grubu sarıp kuşatan, güven verici bir
uyku indirdi. Bir grup da -gerçekten onlar kendi canlarının derdine düşmüştü-
Allah hakkında gerçek dışı sanılara, cahiliye düşüncelerine kapılıyordu.
"Şu işten bize bir şey var mı?" diyorlardı. De ki: "Emir / iş ve
oluş tümüyle Allah'ındır." Öz benliklerinde, sana açıklamaz oldukları
şeyler saklıyorlar. Diyorlar ki: "Bu işten bizim lehimize bir şey olsaydı,
şuracıkta öldürülmezdik." Söyle
onlara: "Evlerinizde kalsaydınız bile,
üzerlerine ölüm yazılmış olanlar, uzanacakları yerleri muhakkak
boylayacaklardı." Bu, Allah, göğüslerinizdekini denesin,
kalplerinizdekini ortaya çıkarsın diyedir. Allah, göğüslerin özünü çok iyi
bilir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 154. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Rableri onlara cevap verdi: "Ben
sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep
birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından
çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim.
Ve yemin olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından
ırmaklar akan cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en
güzeli. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 195. ayet (Resmi:
3/İniş:94/Alfabetik:7)
Kadınlarınızdan
eşcinsellik / sevicilik yapanlara karşı içinizden dört
tanık getirin; eğer tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya
da Allah kendileri için bir yol açıncaya kadar evlerde tutun. 4. sure (NİSA) 15. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Eğer onlar
üzerine, "Kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan
çıkın!" diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu
yapmazlardı. Ama onlar kendilerine öğütleneni
yapsalardı, onlar için hem daha hayırlı olurdu hem de ömürlü olmaları
bakımından daha yarayışlı. 4. sure
(NİSA) 66. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)
Kim
Allah yolunda hicret ederse yeryüzünde, varıp sığınarak karşı harekete
girişecek çok yer bulur; geniş bir imkân da bulur. Ve her kim, evinden Allah'a
ve resulüne hicret niyetiyle çıkar da kendisine ölüm yetişirse onun ödülünü
vermek Allah'a düşer. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 4.
sure (NİSA) 100. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
"Hatırlayın
ki, Allah sizi Ad'dan sonra halefler yaptı ve yeryüzünde sizi yerleştirdi. O'nun düzlüklerinde saraylar kuruyorsunuz, dağlarını yontup ev yapıyorsunuz. Artık Allah'ın
nimetlerini anın da fesat çıkararak yeryüzünü berbat etmeyin." 7. sure (A'RAF) 74. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Bunun
üzerine onları, o şiddetli sarsıntı / o korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında yere çökmüş bir hale geldiler. 7. sure (A'RAF) 78. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Bildiğin
gibi, Rabbin seni hak uğruna, öz yurdundan çıkarmıştı.
Ve müminlerden bir grup tamamen isteksizdi. 8. sure (ENFÂL) 5. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
İnsanlara
çalım satarak, gösteriş yaparak yurtlarından çıkan ve Allah yolundan
alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, onların yapmakta olduklarını
çepeçevre kuşatmıştır. 8. sure (ENFÂL) 47. ayet
(Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Onlar
ki inanıp hicret ettiler, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda
savaştılar ve onlar ki hicret edenleri barındırdılar,
onlara yardım ettiler, işte onlar birbirlerinin dostlarıdır. İman
edip de hicret etmeyenlere gelince, hicret edecekleri vakte kader size onların
yönetiminden bir şey düşmüyor. Ama sizden dinde
yardım isterlerse, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluluk aleyhinde
olmamak üzere, kendilerine yardım etmeniz gerekir. Allah, yapmakta
olduklarınızı iyice görmektedir. 8. sure
(ENFÂL) 72. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
De ki:
"Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz /
menfaat çevreniz, elde ettiğiniz mallar, kesadından korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden konutlar sizin için Allah'tan,
resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise artık Allah, emrini
getirinceye kadar bekleyin. Allah, yoldan ayrılmış bir topluluğu doğruya ve
güzele kılavuzlamaz." 9. sure
(TEVBE) 24. ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)
Allah, mümin
erkeklerle mümin kadınlara, altından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir.
Sürekli kalacaklardır orada. Adn cennetlerinde de
tertemiz barınaklar vaat etmiştir. Allah'ın bir hoşnutluğu ise hepsinden
büyüktür. İşte budur o büyük başarı / o büyük kurtuluş. 9. sure (TEVBE) 72. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Mûsa'ya ve
kardeşine şunu vahyettik: Kavminiz için kendilerini
yerleştirmek üzere Mısır'da evler hazırlayın. Evlerinizi kıble yapın / karşılıklı
yapın ve namaz kılın. İnananlara müjde ver. 10. sure (YÛNUS) 87. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Kazanıp
durdukları şeylerin kendilerine hiçbir yararı olmadı. 15. sure (HİCR) 84. ayet (Resmi: 15/İniş:54/ Alfabetik:36)
Zulme
uğratıldıktan sonra Allah uğrunda hicret edenlere biz,
dünyada elbette güzelce mekân tutturacağız. Âhiretin ödülü mutlaka daha
büyüktür. Bir bilselerdi! 16. sure
(NAHL) 41. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Rabbin, balarısına şöyle
vahyetti: "Dağlardan evler edin, ağaçlardan ve
insanların kurdukları çardaklardan da..." 16. sure (NAHL) 68. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Allah
size, evlerinizden huzur ve sükûn yeri yaptı. Hayvan derilerinden size, gerek göç
gününüzde gerek konduğunuz sırada rahatça taşıyacağınız
evler yaptı. Ayrıca, hayvanların; yünlerinden, yapağılarından ve
kıllarından belli bir süreye kadar kullanabileceğiniz giyimlikler, döşemelikler
ve kullanım eşyası verdi. 16. sure
(NAHL) 80. ayet (Resmi: 16/İniş:70/ Alfabetik:75)
Nihayet, o
ikiden birincinin vadesi geldiğinde, üzerinize aşılmaz bir güce sahip
kullarımızı gönderdik de onlar, barınakların aralarına
girip araştırdılar. Ve bu, yerine getirilmiş bir vaat idi. 17. sure (İSRÂ) 5. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Onlar
sırf, "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah'ın, insanların bir
kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah'ın adı çokça anılan
manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler her halde yerle bir edilirdi.
Allah, kendisine yardım edene elbette yardım eder. Allah elbette Kavî,
Azîz'dir. 22. sure (HAC) 40. ayet
(Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Allah yolunda hicret edip sonra da öldürülen yahut ölenleri,
Allah güzel bir rızıkla mutlaka rızıklandıracaktır. Allah, rızık verenlerin
elbette ki en hayırlısıdır. 22. sure
(HAC) 58. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Ey iman edenler! Kendi
evleriniz dışındaki evlere, sahipleriyle kaynaşıp izin almadan, bir de ev
sakinlerine selam vermeden girmeyin. Düşünüp taşınmanızı sağlamada bu
sizin için daha hayırlıdır. 24. sure
(NÛR) 27. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Oturanı
bulunmayan ve içinde size ait eşya olan evlere girmenizde bir sakınca yoktur. Allah, sizin açıkladıklarınızı
da sakladıklarınızı da bilir. 24. sure
(NÛR) 29. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Köre güçlük
yoktur; topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden gerekse şu kişilerin evlerinden yemek
yemenizde bir sakınca yoktur: Babalarınızın evleri yahut
annelerinizin evleri yahut kardeşlerinizin evleri yahut kız kardeşlerinizin
evleri yahut amcalarınızın evleri yahut halalarınızın evleri yahut
teyzelerinizin evleri yahut anahtarı size teslim edilmiş olan evler yahut
arkadaşlarınızın evleri. Hep birlikte yahut ayrı ayrı yemenizde sizin için
hiçbir sakınca yoktur. Evlere girdiğinizde, Allah
katından bir esenlik, bir bereketlilik, bir temizlik dileği olarak kendinize de
selam verin. Allah size ayetleri işte böyle ayan beyan bildiriyor ki,
aklınızı çalıştırabilesiniz. 24. sure
(NÛR) 61. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Karınca
vadisine geldiklerinde bir karınca şöyle seslendi: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki, Süleyman ve orduları
farkında olmayarak sizi ezmesinler." 27. sure (NEML) 18. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Allah'ın
berisinden veliler edinenlerin durumu, bir ev edinen
dişi örümceğin durumuna benzer. Ve evlerin en
güvensizi / en zayıfı elbette ki dişi örümceğin evidir. Keşke
bilselerdi! 29. sure (ANKEBÛT) 41. ayet
(Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Evlerinizde de vakarlı oturun. İlk cahiliye teşhirciliği gibi
kendinizi teşhir etmeyin. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat
edin. Allah sizden kiri / lekeyi gidermek istiyor ey Ehlibeyt, sizi tam bir
biçimde temizlemek istiyor. Evlerinizde Allah'ın
ayetlerinden ve hikmetten okunanları hatırlayın. Kuşkusuz, Allah
Latîf'tir, Habîr'dir. 33. sure (AHZÂB) 33-34.
ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Ey iman edenler! Size bir
yemek için izin verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin. Vaktini
bekleyip durmaksızın çağırıldığınızda girin, ancak yemeği yiyince hemen
dağılın. Söze dalıp lafı koyulaştırmayın. Çünkü böyle davranmanız Peygamber'i
rahatsız eder. Fakat o size bir şey söylemekten utanır. Allah ise hakkı dile getirmekten çekinmez. Peygamber'in eşlerinden
bir şey istediğinizde, onlardan perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin
kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha temiz bir yoldur. Allah'ın
resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra onun eşleriyle
nikâhlanmanız, size helal kılınmamıştır. Böyle bir şey Allah katında büyük bir
vebaldir. 33. sure (AHZÂB) 53. ayet
(Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Rabbinin
emriyle her şeyi yerle bir edecek. Sonunda o hale geldiler
ki, konutlarından başka hiçbir şey görünmüyordu. Suçlular topluluğunu
işte böyle cezalandırırız biz. 46. sure
(AHKAF) 25. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
Ehlikitap'tan
küfre sapanları, ilk toplanma gününde yurtlarından O çıkardı. Siz onların çıkacaklarını
sanmamıştınız; onlarsa kalelerinin kendilerini
Allah'tan koruyacağını zannetmişlerdi. Ama Allah onlara hiç ummadıkları
yerden geldi, yüreklerine korku saldı; kendi evlerini
kendi elleriyle ve iman sahiplerinin elleriyle tahrip ediyorlardı. Artık
ibret alın, ey gözleri olanlar! 59. sure
(HAŞR) 2. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
Sözü edilen
o mallar, göçmen yoksullar içindir. Onlar ki,
yurtlarından çıkarılıp mallarından yoksun bırakılmışlardır; Allah'tan bir lütuf
ve bir hoşnutluk peşindedirler; Allah'a ve resulüne yardım ederler. İşte
onlardır, özü sözü doğru olanlar. 59. sure
(HAŞR) 8. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
Onlardan
önce yurda konmuş ve imana sarılmış olanlar, kendilerine hicret edenleri
severler. Onlara
verilenlerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerinin
ihtiyaçları olsa bile, ötekileri kendi nefslerine tercih ederler. Nefsinin
cimriliğinden / doymazlığından korunanlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
59. sure (HAŞR) 9. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman
iddetlerine doğru boşayın ve iddeti iyi sayın! Rabbiniz olan Allah'tan korkun! Onları evlerinden çıkarmayın; onlar da çıkmasınlar. Apaçık ve
belgeli bir yüzsüzlük yapmaları durumu müstesna. İşte bunlar Allah'ın
sınırlarıdır. Allah'ın sınırlarını çiğneyen kendi benliğine zulmetmiş olur.
Bilemezsin, belki Allah bundan sonra yeni bir iş / oluş ortaya çıkarır. 65. sure (TALÂK) 1. ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)
O
kadınları, imkânlarınız ölçüsünde, barındığınız yerin bir kısmında barındırın. Onları baskı altında tutmak için
onlara zarar verme yönüne gitmeyin. Eğer hamile iseler yüklerini bırakıncaya
kadar onlara nafaka verin. Eğer sizin için çocuk emziriyorlarsa, ücretlerini de
verin. Aranızda örfe uygun biçimde konuşup tartışın. Eğer anlaşmakta zorluk
çekerseniz o zaman, doğmuş olan çocuğu baba hesabına başka bir kadın
emzirecektir. 65. sure (TALÂK) 6. ayet
(Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)
"Rabbim!
Beni, anne babamı, inanmış olarak evime gireni,
tüm inanmış erkekleri ve inanmış kadınları affet! Zalimlerin de sadece helâk ve
perişanlığını artır!" 71. sure
(NÛH) 28. ayet (Resmi: 71/İniş:71/ Alfabetik:83)
O seni bir
yetim olarak bulup da barınağa kavuşturmadı mı? 93. sure (DUHÂ) 6. ayet (Resmi: 93/İniş:11/ Alfabetik:18)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder