VII. TOPLUMSAL DÜZEN
VE HUKUK
D. SİYASET
2. YÖNETİM İLKELERİ - 1
a) Danışma, Şûra
(1) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, Siyaset, Yönetim İlkeleri, Danışma (Şura)
Size verilen şeyler, şu iğreti hayatın
nimetidir. İnanıp Rablerine tevekkül edenler için Allah katında bulunan ise
daha hayırlı, daha kalıcıdır. Onlar, günahın büyüklerinden ve tüm
iğrençliklerinden uzak dururlar. Öfkelendikleri zamansa, affedenler onlar olur.
Rablerinin çağrısına cevap verirler, namazı kılarlar. İşleri/yönetimleri,
aralarında bir şûra'dır. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak
ederler. 42. sure (ŞÛRÂ) 36-38. ayet
(Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
Allah'tan
bir rahmet sayesindedir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı
yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla
onları, af dile onlar için; iş ve yönetim konusunda
da onlarla şûraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah'a güvenip dayan.
Allah, tevekkül edenleri sever. 3. sure (ÂLİ
IMRÂN) 159. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
(2) Şûra
(a) Peygamberin, önderin Şûrası:
Allah'tan
bir rahmet sayesindedir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı
yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla
onları, af dile onlar için; iş ve yönetim konusunda
da onlarla şûraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah'a güvenip dayan.
Allah, tevekkül edenleri sever. 3. sure (ÂLİ
IMRÂN) 159. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Rablerinin
çağrısına cevap verirler, namazı kılarlar. İşleri/yönetimleri,
aralarında bir şûra'dır. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak
ederler. 42. sure (ŞÛRÂ) 38. ayet
(Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
(b) Anne-Baba arasında, aile içinde Şûra
Anneler
çocuklarını - emzirmeyi tamamlamak isteyen kimseler için - tam iki yıl emzirirler.
Annelerin yiyeceklerini ve giyeceklerini örfe uygun biçimde hazırlamak çocuğun
babasına aittir. Hiç bir benlik yaratılış kapasitesi dışında bir şeyle yükümlü
tutulamaz. Anne çocuğu yüzünden, çocuğun babası da kendi çocuğu yüzünden zarara
sokulmasın. Mirasçı için de aynı ilke uygulanır. Eğer
anne-baba karşılıklı anlaşma ve danışma sonucu çocuğu sütten kesmek
isterlerse, kendilerine günah yoktur. Çocuklarınızı sütanneye emzirtmek
isterseniz, örfe uygun olarak belirlediğiniz ücreti güzelce teslim etmek şartıyla,
bunu yapmanızda bir günah yoktur. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah, yapmakta
olduklarınızı en iyi biçimde görmektedir. 2.
sure (BAKARA) 233. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
b) Adaleti Sağlamak
(1) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, Siyaset, Yönetim İlkeleri, Adaleti sağlamak
Ey
Davûd, seni yeryüzünde bir halife yaptık. Artık insanlar arasında hakla hükmet;
geçici hevese uyma ki, seni Allah yolundan saptırmasın. Allah yolundan sapanlar için,
hesap gününü unutmuş olmaları yüzünden şiddetli bir azap vardır. 38. sure (SÂD) 26. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
Eğer
ceza ile karşılık verecekseniz, ancak size yapılan kötülüğün türü ve miktarı
ile karşılık verin. Eğer sabrederseniz, elbette ki bu, sabredenler için daha
hayırlıdır. 16. sure (NAHL) 126. ayet
(Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Allah
sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan
kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah,
adaleti ayakta tutanları sever. 60. sure
(MÜMTEHİNE) 8. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
Kuşku yok ki, biz
bu Kitap'ı sana, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye
hak olarak indirdik. Sakın hainlere yardakçı olma! Allah'tan af dile;
Allah çok affedici, çok merhametlidir. Öz benliklerine hainlik edenler için
didinip durma. Çünkü Allah, sürekli hainlik eden günahkârı sevmez. İnsanlardan
gizleniyorlar / gizliyorlar da Allah'tan gizlenmiyorlar / gizlemiyorlar. Oysaki
O, O'nun hoşlanmadığı sözü gece boyu sarf ederlerken onlarla beraberdir. Allah,
onların yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır. Diyelim, siz onlar için
dünya hayatında mücadele verdiniz. Peki, kıyamet günü Allah'a karşı onlar için
kim mücadele verir, onlar hakkında kim vekillik yapar? 4. sure (NİSA) 105-109. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey
iman edenler! Öz benliğiniz, anne-babanız, yakınlarınız aleyhine de olsa,
zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için tanıklık
edenler olun. Allah,
ikisine de sizden daha yakındır. O halde nefsinizin arzusuna uyarak adaletten
sapmayın. Eğer dilinizi eğip büker yahut çekimser kalırsanız, Allah yapmakta
olduklarınızdan haberdardır. 4. sure
(NİSA) 135. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Şu bir
gerçek ki, Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara
vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor.
Allah size bu şekilde ne güzel öğüt veriyor. Allah Semî'dir, çok iyi duyar;
Basîr'dir, çok iyi görür. 4. sure
(NİSA) 58. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey iman edenler!
Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için
kollayıp gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü sizi
adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya/korunup
sakınmaya daha uygundur. Allah'tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan
haberdardır. 5. sure (MÂİDE) 8. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
(2) Bu Konu, VI. C. 1. h) Adil Olmak Konusu İle Doğrudan İlişkilidir
(a) Kavram olarak, Ahlak, İnsanın Kendisine ve Çevresine Karşı Ahlaki Sorumlulukları, İyi ve Öğülen Tutum ve Davranışlar, Adil Olmak
Şunu da
söyle: "Rabbim bana adaleti emretti.
Her mescitte yüzlerinizi O'na doğrultun. Dini yalnız O'na özgüleyerek O'na
yakarın. Tıpkı sizi ilk yarattığı gibi O'na döneceksiniz." 7. sure (A'RAF) 29. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Allah şöyle
bir örnekleme de yaptı: İki adam; birisi dilsiz; hiçbir şeye gücü yetmez,
efendisi / yöneticisi üstüne sadece bir yük. Efendi onu nereye gönderse hiçbir
hayır getiremez. Şimdi bu adam, dosdoğru bir yol
üzerinde bulunup adaletle emreden kişi ile aynı olur mu? 16. sure (NAHL) 76. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Şu bir
gerçek ki Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı,
akrabaya vermeyi emreder. Tüm pisliklerden / edepsizliklerden,
kötülükten, azgınlık, doymazlık ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret
alırsınız ümidiyle size öğüt veriyor. 16.
sure (NAHL) 90. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan
çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara
adaletli davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever. 60. sure (MÜMTEHİNE) 8. ayet (Resmi:
60/İniş:111/Alfabetik:71)
Şu bir gerçek ki, Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah size bu şekilde ne güzel öğüt veriyor. Allah Semî'dir, çok iyi duyar; Basîr'dir, çok iyi görür. 4. sure (NİSA) 58. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Yemin olsun,
biz, resullerimizi açık seçik delillerle gönderdik
ve onlarla birlikte Kitap'ı ve ölçüyü de indirdik ki, insanlar adaleti ayakta
tutsunlar / adaletle doğrulsunlar. Ve demiri de indirdik. Onda zorlu bir
kuvvet ve insanlar için birçok yarar vardır. Allah bu sayede, kendisine ve
resullerine, gayba inanarak kimin yardım edeceğini bilecektir. Allah Kavî'dir,
Azîz'dir. 57. sure (HADÎD) 25. ayet
(Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)
Müminlerden
iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun! Eğer onlardan
biri öteki aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle, Allah'ın
emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine ikisi arasını adalet ve
dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz, Allah adalette
titiz davrananları sever. 49. sure
(HUCURÂT) 9. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)
Yalana iyice
kulak verirler, haramı tıka-basa yerler. Sana geldiklerinde ister aralarında
hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir
şekilde zarar veremezler. Ama aralarında hükmedersen, adaletle hükmet. Allah, adaletle hükmedenleri / adaleti ayakta tutanları
sever. 5. sure (MÂİDE) 42. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ey
iman edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp
gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü sizi adaletsiz
davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya / korunup sakınmaya daha
uygundur. Allah'tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır. 5. sure (MÂİDE) 8. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
(b) İnananlar / Müminler Adil Olmalıdır
Ey iman edenler! Öz benliğiniz, anne-babanız, yakınlarınız aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için tanıklık edenler olun. Allah, ikisine de sizden daha yakındır. O halde nefsinizin arzusuna uyarak adaletten sapmayın. Eğer dilinizi eğip büker yahut çekimser kalırsanız, Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır. 4. sure (NİSA) 135. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
"Yetimin malına yaklaşmayın! Ancak rüştüne
erişinceye kadar en güzel yolla ilgilenme hali müstesna. Ölçme ve tartmayı tam bir dürüstlükle yerine getirin.
Hiç kimseye yaratılış kapasitesinin üstünde yükümlülük getirmiyoruz. Konuştuğunuz zaman, yakınlarınız / aleyhine de olsa,
adaleti gözetin. Ve Allah'a verdiğiniz söze sadık kalın. Düşünüp öğüt
alasınız diye O size bunları önerdi. 6. sure (EN'ÂM)
152. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Eğer
ceza ile karşılık verecekseniz, ancak size yapılan kötülüğün türü ve miktarı
ile karşılık verin. Eğer sabrederseniz, elbette ki bu, sabredenler için daha
hayırlıdır. 16. sure (NAHL) 126. ayet
(Resmi: 16/İniş:70 /Alfabetik:75)
Ey Davûd, seni
yeryüzünde bir halife yaptık. Artık insanlar arasında hakla hükmet; geçici
hevese uyma ki, seni
Allah yolundan saptırmasın. Allah yolundan sapanlar için, hesap gününü unutmuş
olmaları yüzünden şiddetli bir azap vardır. 38. sure (SÂD) 26. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
Ölçüyü
titizlikle, adaletle koruyun ve hüsrana araç yapmayın mizanı. 55. sure (RAHMÂN) 9. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)
(c) Adalet
Kim vasiyet edenin haksızlığa sapmış veya günah işlemiş olmasından endişelenip de ilgililerin arasını bulursa ona günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhamet edicidir. 2. sure (BAKARA) 182. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah'ın ayetlerini
inkâr edip haksız yere peygamberleri öldürenler ve insanlar içinden adaletle
emredenlerin canına kıyanlar var ya, işte onlara korkunç bir azabı muştula. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 21. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Rabbinin sözü hem
doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. En iyi işiten,
en iyi bilendir O. 6. sure (EN'ÂM) 115. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
De ki onlara: "Hadi gelin,
Rabbinizin size neleri haram kıldığını yüzünüze karşı okuyayım: Hiçbir şeyi
O'na ortak koşmayın. Ana-babaya çok iyi davranın. Yoksulluk endişesiyle
çocuklarınızı öldürmeyin; biz sizi de onları da rızıklandırırız. Kötülüklerin
görünenine de gizli kalanına da yaklaşmayın. Allah'ın saygın ve aziz kıldığı
cana, bir hakkı savunmak dışında kıymayın. Allah size bunları önerdi ki,
aklınızı işletebilesiniz." "Yetimin malına yaklaşmayın! Ancak rüştüne
erişinceye kadar en güzel yolla ilgilenme hali müstesna. Ölçme ve tartmayı tam
bir dürüstlükle yerine getirin. Hiç kimseye yaratılış kapasitesinin üstünde
yükümlülük getirmiyoruz. Konuştuğunuz zaman,
yakınlarınız / aleyhine de olsa, adaleti gözetin. Ve Allah'a verdiğiniz söze
sadık kalın. Düşünüp öğüt alasınız diye O size bunları önerdi. 6. sure (EN'ÂM) 151-152.
ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Şunu da söyle: "Rabbim bana adaleti emretti. Her mescitte yüzlerinizi
O'na doğrultun. Dini yalnız O'na özgüleyerek O'na yakarın. Tıpkı sizi
ilk yarattığı gibi O'na döneceksiniz." 7. sure (A'RAF) 29. ayet
(Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Allah şöyle bir örnekleme de
yaptı: İki adam; birisi dilsiz; hiçbir şeye gücü yetmez, efendisi/yöneticisi
üstüne sadece bir yük. Efendi onu nereye gönderse hiçbir hayır getiremez. Şimdi bu adam, dosdoğru bir yol üzerinde bulunup adaletle
emreden kişi ile aynı olur mu? 16. sure (NAHL) 76. ayet
(Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Şu bir gerçek ki Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya vermeyi
emreder. Tüm pisliklerden / edepsizliklerden, kötülükten, azgınlık, doymazlık
ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız ümidiyle size öğüt
veriyor. 16. sure (NAHL) 90. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Allah'ın saygıya
layık kıldığı cana haklı bir sebep yokken kıymayın. Kim haksızlıkla
öldürülürse, onun velisine yetki / söz hakkı vermişizdir. Ama o da öldürmede
sınır tanımazlık etmesin. Çünkü kendisine yardım edilmiştir. 17. sure (İSRÂ) 33. ayet
(Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Kıyamet günü için
adalet terazilerini kuracağız / adaleti terazilere koyacağız. Hiç kimseye zerre
kadar zulüm
edilmeyecek. Hardal tanesi kadar bir şey olsa onu ortaya getiririz.
Hesapçılar olarak biz yeteriz! 21. sure (ENBİYÂ) 47.
ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Resul şöyle yakardı: "Rabbim, hak ile hükmet! Bizim Rabbimiz Rahman'dır.
Sizin nitelendirmelerinize karşı yardımına başvurulandır, Müsteân'dır." 21. sure (ENBİYÂ) 112.
ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Ve şüphesiz, senin
Rabbindir O mutlak Azîz, mutlak Rahîm. 26. sure (ŞUARA) 68. ayet (Resmi: 26/İniş:47/ Alfabetik:94)
Âd toplumu yeryüzünde haksız bir biçimde büyüklük tasladı da şöyle
dediler: "Bizden daha güçlü kim var?" Onlar, kendilerini yaratan
Allah'ın, evet O'nun, onlardan daha kuvvetli olduğunu görmediler mi? Bunlar,
bizim ayetlerimize de karşı çıkıyorlardı. 41. sure (FUSSİLET) 15.
ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Müminlerden iki zümre
çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun! Eğer onlardan biri öteki
aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle, Allah'ın emrine
dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine
ikisi arasını adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz, Allah adalette titiz
davrananları sever. 49. sure (HUCURÂT) 9.
ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)
Ölçüyü titizlikle,
adaletle koruyun ve hüsrana araç yapmayın mizanı. 55. sure (RAHMÂN) 9. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)
Yemin olsun, biz,
resullerimizi açık seçik delillerle gönderdik ve onlarla birlikte Kitap'ı ve
ölçüyü de indirdik ki, insanlar adaleti ayakta tutsunlar / adaletle
doğrulsunlar. Ve demiri de indirdik. Onda
zorlu bir kuvvet ve insanlar için birçok yarar vardır. Allah bu sayede,
kendisine ve resullerine, gayba inanarak kimin yardım edeceğini bilecektir.
Allah Kavî'dir, Azîz'dir. 57. sure (HADÎD) 25.
ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)
Çok uygun bir karşılık olarak. 78. sure (NEBE) 26. ayet
(Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)
(d) Adaletsizlik
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, Allah onlara ödüllerini tam olarak verecektir. Allah zalimleri sevmez. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 57. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Size bir
yara değiyorsa, o topluma da benzeri bir yara mutlaka değmiştir. Bak işte
günler! Biz onları insanlar arasında dolandırır dururuz. Allah bu sayede iman
edenleri bilecek, sizden tanıklar / şehitler edinecektir. Allah zulme sapanları sevmez. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 140. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Bir
kötülüğün cezası, tıpkısı bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın
ücretini bizzat Allah verir. O, zalimleri hiç
sevmez. 42. sure (ŞÛRÂ) 40. ayet
(Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
(II) Adaletsizlik, Allah'ın bildirdiği Hak / Doğru yolu inkâr ve Batılı /
eğriyi tercih etmek ve uygulamak, Hakkın yerine haksızlığı koymak, zulüm
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, Allah onlara ödüllerini tam olarak verecektir. Allah zalimleri sevmez. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 57. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Size bir yara değiyorsa, o topluma da benzeri bir yara mutlaka
değmiştir. Bak işte günler! Biz onları insanlar arasında dolandırır dururuz.
Allah bu sayede iman edenleri bilecek, sizden tanıklar/şehitler edinecektir. Allah zulme sapanları sevmez. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 140. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Bu, kendi, ellerinizin üretip önden gönderdiği yüzündendir. Allah, kullara asla zulmedici değildir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 182. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Sebep şudur: Rabbin, halkı habersiz
bir haldeyken kentleri helâk edici değildir. 6. sure (EN'ÂM) 131. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
"İşte bu, ellerinizin önden gönderdiği şeyler yüzündendir.
Allah, kullara asla zulmetmez." 8. sure (ENFÂL) 51. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Ama insanlar öz benliklerine
zulmediyorlar. 10. sure (YÛNUS) 44. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Böyleleri şu kimse gibi olur mu: Rabbinden bir beyyine üzerinedir,
O'ndan bir tanık da kendisini izler. Tanıktan önce de bir kılavuz ve rahmet
olarak Mûsa'nın kitabı var. Onlar ona inanırlar. Hiziplerden onu inkâr edenin
varış yeri ateştir. Ondan asla kuşkuya düşme; o
Rabbinden bir haktır ama insanların çokları inanmıyorlar. 11. sure (HÛD) 17. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Kitap ortaya konulmuştur. Günahkârların, onun içindekilerden
korkup ürpererek şöyle dediklerini görürsün: "Vay başımıza! Ne biçim kitap
bu! Ne küçük bırakmış ne büyük. Hepsini sayıp dökmüş!" Yapıp ettiklerini hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye
zulmetmiyor. 18. sure (KEHF) 49. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
"Al, işte bu, iki elinin önden gönderdiğidir. Şu bir gerçek
ki, Allah, kullara asla zulmedici değildir."
22. sure (HAC) 10. ayet
(Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Kalplerinde maraz mı var bunların, yoksa kuşkuya mı düştüler, yoksa Allah'ın ve resulünün kendilerine haksızlık
yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, hayır! Bunlar zalimlerin ta kendileri...
24. sure (NÛR) 50. ayet
(Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Uyarı / hatırlatma olacak! Biz zalimler değiliz. 26. sure (ŞUARA) 209. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Kim hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara asla
zulmetmez. 41. sure (FUSSİLET) 46. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Bir kötülüğün cezası, tıpkısı bir
kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın
ücretini bizzat Allah verir. O, zalimleri hiç sevmez. 42. sure (ŞÛRÂ) 40. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
"Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben
kullara asla zulmetmem." 50. sure (KAF) 29. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
(III) Adaletsizlik, Allah'ın koyduğu sınırları aşmak,
zulüm
Boşama iki kezdir. Bunun ardından ya iyilikle tutmak ya da güzelce serbest bırakmak gerekir. Onlara verdiğinizden bir şeyi geri almanız size helal olmaz. Erkekle kadının Allah'ın sınırlarını korumada endişe etmeleri hali başka. Erkek ve kadının Allah'ın sınırlarında duramayacaklarından endişe ederseniz, o zaman kadının verdiği fidyede ikisine de bir günah yoktur. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Bunları aşmayın. Allah'ın sınırlarını aşanlar, işte onlar, zalimlerin ta kendileridirler. 2. sure (BAKARA) 229. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey iman edenler! Alış-verişin,
dostluğun, şefaatin olmadığı o gün gelmeden önce size verdiğimiz rızktan infak
edip dağıtın. Küfre sapanlar zalimlerin ta
kendileridir. 2. sure (BAKARA) 254.
ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
O Kitap'ta
onlar üzerine şöyle yazmıştık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak,
dişe diş... Yaralamalar karşılığında da kısas. Kim kısası bağışlarsa, bu
bağışlaması kendisi için günahlara bir perde olur. Allah'ın
indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir. 5. sure (MÂİDE) 45. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ey
Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman iddetlerine doğru boşayın ve iddeti iyi
sayın! Rabbiniz olan Allah'tan korkun! Onları evlerinden çıkarmayın; onlar da
çıkmasınlar. Apaçık ve belgeli bir yüzsüzlük yapmaları durumu müstesna. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Allah'ın sınırlarını
çiğneyen kendi benliğine zulmetmiş olur. Bilemezsin, belki Allah bundan
sonra yeni bir iş / oluş ortaya çıkarır. 65.
sure (TALÂK) 1. ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98))
(IV) Adaletsizlik, Bir haberi araştırıp incelemeden suç isnat etmek ve
haksız karar verip uygulamak, zulüm
Ey iman sahipleri! Özü sözü bozuk birisi size bir haber getirdiğinde, hemen araştırıp inceleyin / delil arayın! Yoksa bilgisizlikle bir topluluğu suçlar da yapmış olduğunuza pişmanlık duyar hale gelirsiniz. 49. sure (HUCURÂT) 6. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)
(V) Adaletsizlik, Hak ile Batılı / Doğru ile Eğriyi / İyi ile Kötüyü / Güzel
ile Çirkini kısacası Allah ile Putları (Allah'a eş koşulanları) ayırmamak, aynı
saymak, zulüm
Size bir yara değiyorsa, o topluma da benzeri bir yara mutlaka değmiştir. Bak işte günler! Biz onları insanlar arasında dolandırır dururuz. Allah bu sayede iman edenleri bilecek, sizden tanıklar / şehitler edinecektir. Allah zulme sapanları sevmez. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 140. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Hani, Lukman, oğluna öğüt vererek
şöyle demişti: "Oğulcuğum, Allah'a ortak
koşma! Çünkü Allah'a ortak koşmak, gerçekten büyük bir zulümdür." 31. sure (LOKMAN) 13. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59
(VI) Adaletsizlik, Hakkını hak sahibine vermemek,
Hakkın karşılığını kazanana vermemek, haksızlık yapmak, zulüm
Onların iyiyi ve güzeli bulmaları, senin üzerine bir borç değildir. Tam aksine, dilediğini / dileyeni iyiye ve güzele kılavuzlayan Allah'tır. Nimet ve imkândan başkalarına bağışladığınız, esasında sizin öz benlikleriniz lehinedir. Allah'ın yüzünü arzulama dışında bir şey için infak etmiyorsunuz. İnfak ettiğiniz her nimet size tam bir biçimde geri verilir. Ve siz, asla zulme uğratılmazsınız. 2. sure (BAKARA) 272. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Korkun o
günden ki, onda Allah'a döndürüleceksiniz. Sonra
her benliğe kazanmış olduğu tam bir biçimde verilecektir. Onlar hiç bir zulme
uğratılmayacaklardır. 2. sure
(BAKARA) 281. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Peki, o
kendisinde kuşku bulunmayan günde, onları bir araya topladığımız vakit halleri
nice olacak! O gün her benlik, kazandığının
karşılığını tam almıştır. Onlar, hiçbir zulme uğratılmazlar. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 25. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Allah
zerre kadar zulüm yapmaz. Küçücük bir iyilik olsa onu kat kat artırır
ve kendi katından da büyük bir ödül verir. 4. sure (NİSA) 40. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Bakmaz mısın,
şu benliklerini ak, berrak gösterip duranlara! Hayır!
İş, sandıkları gibi değil. Ancak Allah, dilediğini temizleyip aklar. Ve bir
hurma lifi kadar zulme uğratılmazlar. 4. sure (NİSA) 49. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Kendilerine,
"Ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin!" denilenleri görmedin
mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir grup, insanlardan Allah'tan
korkmuş gibi, hatta daha şiddetli bir korkuyla korkar oldu. Ve şöyle dediler:
"Ey Rabbimiz! Ne diye yazdın üzerimize savaşı; yakın bir süreye kadar bizi
erteleseydin ya!" De ki: "Dünya nimeti
çok azdır. Kötülükten sakınan için âhiret daha hayırlıdır. Bir kıl kadar bile
zulme uğratılmazsınız." 4. sure
(NİSA) 77. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Erkek
veya kadın, inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işler yapanlar cennete
gireceklerdir. Ve zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır. 4. sure (NİSA) 124. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Kim
bir güzellikle gelirse ona, getirdiğinin on katı var. Kötülükle gelene ise
yaptığının kadarından fazla ceza verilmez. Onlar, haksızlığa
uğratılmayacaklardır. 6. sure (EN'ÂM) 160. ayet
(Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Onlara
karşı, gücünüz yettiğince kuvvet hazırlayın. Ordugâhlarda atlar besleyin.
Böylece hem Allah'ın düşmanını hem kendi düşmanınızı hem de bunlardan
başkalarını korkutabilirsiniz. Siz onları bilmezsiniz ama Allah hepsini bilir. Allah yolunda harcadığınız herşey size tam olarak
ödenir; hiçbir haksızlığa uğratılmazsınız. 8. sure (ENFÂL) 60. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Her ümmet için bir
resul öngörülmüştür. Resulleri gelince, aralarında adaletle hüküm verilir.
Hiçbir zulme uğratılmazlar. 10. sure
(YÛNUS) 47. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Zulmetmiş
her benlik, yeryüzündekiler kendinin olsa, kurtulmak için tümünü fidye
verecektir. Azabı gördüklerinde pişmanlığı ta içlerinde duyarlar. Aralarında adaletle hükmedilmiştir. Asla zulme
uğratılmazlar! 10. sure (YÛNUS) 54.
ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Gün olur, herkes kendi nefsi için mücadele eder ve herkese, yaptığının
karşılığı tam tamına ödenir; onlar asla zulme uğratılmazlar. 16. sure (NAHL) 111. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Tövbe eden,
iman edip hayra ve barışa yönelik iyi iş yapan müstesna. Böyleleri cennete
girecekler ve hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklar. 19. sure (MERYEM) 60. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Mümin
olarak hayra ve barışa yönelik iyilikler yapan ise ne haksızlığa uğratılmaktan
korkar ne de ezilip horlanmaktan. 20. sure
(TÂHÂ) 112. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Kıyamet
günü için adalet terazilerini kuracağız / adaleti terazilere koyacağız. Hiç
kimseye zerre kadar zulüm edilmeyecek. Hardal tanesi kadar birşey olsa onu
ortaya getiririz. Hesapçılar olarak biz yeteriz! 21. sure (ENBİYÂ) 47. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Yeryüzü, Rabbinin nuruyla
parıldamış, Kitap ortaya konmuş, peygamberler,
tanıklar getirilip aralarında hakla hüküm verilmiştir. Onlar asla haksızlığa
uğratılmazlar. 39. sure (ZÜMER) 69.
ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Bugün
her benlik kazandığıyla cezalandırılır. Zulüm yok bugün! Allah, hesabı çabucak
görür. 40. sure (MÜ'MİN) 17. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Nûh
kavminin, Âd'ın, Semûd'un ve onların ardından gelenlerin serüvenleri gibi. Allah, kulları için zulüm istemiyor." 40. sure (MÜ'MİN) 31. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Kim hayra ve
barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi
aleyhinedir. Rabbin, kullara asla zulmetmez. 41. sure (FUSSİLET) 46. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Ve Allah,
gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Ta ki her
benlik, kazancının karşılığıyla, hiç kimse zulme uğratılmaksızın, yüz yüze
getirilsin. 45. sure (CÂSİYE) 22. ayet
(Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Her
birinin, yapıp ettiklerinden dereceleri vardır. Amellerinin karşılığı eksiksiz
verilecektir, hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. 46. sure (AHKAF) 19. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
"Biz,
doğruya ve güzele kılavuzlayanı dinleyince, ona inandık. Rabbine inanan kişi ne hakkının eksik verilmesinden
korkar ne de tecavüze uğrayıp kuşatılmaktan." 72. sure (CİN) 13. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)
Kim vasiyet edenin haksızlığa sapmış veya günah işlemiş olmasından endişelenip de ilgililerin arasını bulursa ona günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhamet edicidir. 2. sure (BAKARA) 182. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah çirkin sözün açıklanmasını sevmez. Zulme
uğratılan kişi müstesna. Allah Semî'dir, Alîm'dir. 4. sure (NİSA) 148. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Kendilerine savaş açılanlara savaşma izni
verilmiştir. Çünkü onlar zulme uğratıldılar. Allah onlara yardıma elbette
kadirdir. 22.
sure (HAC) 39. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
İşte böyle. Kim uğratıldığı cezanın
aynısıyla ceza edip de zulüm ve saldırganlığa uğrarsa, Allah ona mutlaka yardım
edecektir. Allah, elbette ki Afüvv'dür, Gafûr'dur. 22. sure (HAC) 60. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Kendilerine zulüm ve haksızlık gelip çattığında, yardımlaşırlar.
Bir kötülüğün cezası, tıpkısı bir kötülüktür. Fakat
affedip barışmayı esas alanın ücretini bizzat Allah verir. O, zalimleri
hiç sevmez. Zulme uğratılışı ardından kendini
savunana gelince, böyleleri aleyhine yol aranamaz. Aleyhlerine yol
aranacak olan şu kişilerdir ki, insanlara zulmederler ve yeryüzünde haksız yere
taşkınlıklar sergilerler / saldırılarda bulunurlar. İşte böyleleri için acıklı
bir azap vardır. 42. sure (ŞÛRÂ) 39-42. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
(VIII) Adaletsizlik, Yetimlerin mallarını kendi mallarına katarak yemek, zulüm
Yetimlere mallarını verin. Temizi pise değişmeyin. Yetimlerin mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Bunu yapmak gerçekten büyük bir vebaldir. 4. sure (NİSA) 2. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder