İNSANIN
ALLAH'A KARŞI AHLAKİ SORUMLULUKLARI
1. İYİ VE ÖVÜLEN TUTUM VE DAVRANIŞLAR (ALLAH'A KARŞI SALİH AMELLER)-7
AYRICA BAKINIZ: III. B. 2. a. İNANANLAR (MÜMINLER) VE ÖZELLİKLERİ
f) Allah'ı Yardıma Çağırmak (Dua)
(1) Kavram olarak, Ahlak, İnsanın Allah'a Karşı Ahlaki Sorumlulukları, İyi ve Öğülen Tutum ve Davranışlar, Allah'ı Yardıma Çağırmak (Dua)
Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla... Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'adır. Rahman'dır, Rahîm'dir O. Din gününün Mâlik'i, sultanıdır O... Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Dosdoğru giden yola ilet bizi... Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlık ve şaşkınlığa saplanmamışların yoluna... 1. sure (FÂTİHA) 1-7. ayet (Resmi: 1/İniş:5/Alfabetik:23)
De ki:
"Yarılan
karanlıktan çıkan sabahın Rabbine / yarılışlardan fışkıran oluşun Rabbine
sığınırım! Yarattıklarının şerrinden, Çöktüğü zaman karanlığın /
gelip çattığı zaman göz perdelenmesinin
/ tutulduğu zaman Ay'ın / battığı
zaman Güneş'in / taştığı zaman şehvetin / soktuğu zaman yılanın / ümit kırdığı
zaman musibetin şerrinden! Düğümlere üfleyip tüküren üfürükçülerin şerrinden!
Kıskandığı zaman hasetçinin şerrinden..." 113. sure (FELAK) 1-5. ayet (Resmi: 113/İniş:20/Alfabetik:26)
De ki: "İnsanların Rabbine sığınırım! İnsanların
yöneticisine, yönlendiricisine, İnsanların ilahına; Kıvrılıp
kıvrılıp saklanan, sinip sinip gizlenen vesvesenin / o sinsi, o aldatıcı
şeytanın şerrinden, İnsanların göğüslerine kuşkular, kuruntular sokar o;
Cinlerden de insanlardan da olur o!" 114.
sure (NÂS) 1-6. ayet (Resmi: 114/İniş:21/Alfabetik:76)
Musa,
bizimle buluşma vakti için toplumundan yetmiş adam seçti. Şiddetli sarsıntı
onları yakalayınca Musa şöyle dedi: "Rabbim, dileseydin, onları da beni de
daha önce helak ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi
helak mı edeceksin? Bu iş senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla
dilediğini şaşırtır, dilediğine yol gösterirsin. Sen
bizim Veli'mizsin. O halde affet bizi, acı bize. Sen affedenlerin en
hayırlısısın." "Bize hem bu
dünyada güzellik yaz hem de ahirette. Dönüp dolaşıp sana geldik."
Buyurdu ki: "Azabıma dilediğimi çarptırırım. Rahmetime gelince, o her şeyi
çepeçevre kuşatmıştır. Ben onu; sakınıp korunanlara, zekatı verenlere,
ayetlerimize inananlara yazacağım." 7.
sure (A'RAF) 155-156. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Rabbinize; boyun bükerek,
gizlice / ürpererek yakarın. O, haddi aşanları / azmışları sevmez.
Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Ürpererek ve
ümit ederek dua edin O'na. Hiç kuşkusuz, Allah'ın rahmeti, Güzel
düşünüp güzel iş yapanlara çok yakındır. 7.
sure (A'RAF) 55-56. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Onlar şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, eşlerimizden ve
çocuklarımızdan bize göz aydınlığı bağışla. Bizi takvaya sarılanlara önder
kıl." 25. sure (FURKÂN) 74. ayet
(Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
De ki:
"Duanız
/ davetiniz yoksa, Rabbim sizi ne yapsın? Yalanladınız; bu yüzden
azap kaçınılmaz olacaktır." 25. sure
(FURKÂN) 77. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Onlara
çağırsanız, çağrınızı duymazlar. Duysalar da size cevap veremezler. Kıyamet
günü de sizin onları ortak koştuğunuzu inkâr ederler. Hiç kimse sana, Habîr olan Allah'ın verdiği
gibi haber veremez. 35. sure
(FATIR) 14. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
Şöyle yakar: "Rabbim! Beni, gireceğim
yere doğruluk dürüstlükle sok, çıkacağım yerden doğruluk dürüstlükle çıkar.
Katından bana yardımcı bir güç / kanıt ver." 17. sure (İSRÂ) 80. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
İnsan,
hayra davet eder gibi şerri çağırıyor / insan, hayra duasıyla şerri davet
ediyor. İnsan çok
acelecidir. 17. sure (İSRÂ) 11. ayet (Resmi:
17/İniş:50/Alfabetik:46)
Bu arada Nûh,
Rabbine yakardı da dedi ki: "Rabbim, oğlum benim ailemdendi! Senin
vaadin elbette haktır. Sen hâkimlerin, hükmü en güzel verenisin." Allah buyurdu:
"Ey Nûh! O, senin ailenden değildi. Yaptığı, iyi olmayan bir işti. Hakkında bilgin
olmayan şeyi benden isteme. Cahillerden olmaman hususunda seni
uyarırım." Nûh dedi: "Rabbim! Hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten
sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum."
11. sure (HÛD) 45-47. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Rabbiniz buyurmuştur ki: Dua
edin bana, cevap vereyim size! Kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar,
aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir. 40. sure (MÜ'MİN) 60. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Bekçiler
derler ki: "Resulleriniz size açık seçik mesajlar getirmezler miydi?"
Derler ki: "Elbette getirirlerdi!" Bekçiler: "O halde yalvarın durun; inkârcıların yakarışları çıkmazda kalıp gitmiştir."
diye cevap verirler. 40. sure (MÜ'MİN) 50.
ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Arşı yüklenip taşıyanlar ve
onun çevresindeki şuurlular Rablerinin hamdi ile tespih ederler ve ona
inanırlar. İman
sahipleri için de şöyle af dilerler: "Rabbimiz! Sen her şeyi
rahmet ve ilim halinde kuşattın. Tövbe edip senin yoluna uymuş olanları
bağışla. Ve onları cehennem azabından koru!" "Ey Rabbimiz, onları
kendilerine vaat etmiş olduğun Adn cennetlerine koy! Atalarından, eşlerinden,
zürriyetlerinden barışa yönelenleri de. Azîz ve Hakîm olan, hiç kuşkusuz
sensin, sen!" "Koru onları kötülüklerden! O gün kötülüklerden
koruduğuna mutlaka rahmet etmişsindir sen. İşte budur o en büyük kurtuluş ve
eriş." 40. sure (MÜ'MİN) 7-9. ayet
(Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
İnsan, hayır istemekten / hayır
için dua etmekten bıkıp usanmaz. Kendisine bir şey dokunmaya
görsün; hemen ümidini keser, yıkılır. 41. sure
(FUSSİLET) 49. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
İnsana nimet
verdiğimizde yüz çevirir, yan yatar. Kendisine
şer dokununca, hemen duaya koyulur. 41. sure
(FUSSİLET) 51. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
"İhtiyar yaşımda bana, İsmail ve İshak'ı
bağışlayan Allah'a Hamd olsun! Benim Rabbim, duayı gerçekten çok iyi duyar."
"Rabbim! Beni, namazı özenle yerine getiren bir insan yap. Soyumdan bir kısmını
da. Rabbimiz, duamı kabul et!" "Rabbimiz, hesabın ortaya geleceği
gün; beni, anne babamı ve inananları affet!" 14. sure (İBRÂHİM) 39-41. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Resul şöyle yakardı: "Rabbim, hak ile hükmet!
Bizim Rabbimiz Rahman'dır. Sizin nitelendirmelerinize karşı yardımına
başvurulandır, Müsteân'dır." 21. sure
(ENBİYÂ) 112. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Şöyle yakar: "Rabbim! Affet, merhamet
et! Sen merhametlilerin en hayırlısısın!" 23. sure (MÜ'MİNÛN) 118. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Gerçek dua yalnız O'na / hak
davet yalnız O'nun için yapılır. O'nun dışında yalvarıp davet ettikleri ise
onlara hiçbir şekilde cevap veremezler. Onlar, ağzına ulaşsın diye iki avucunu
suya doğru açan ama suya ulaşamayan birinden başkasına benzemiyorlar. Küfre sapanların dua ve davetleri, şaşkınlığa dalmaktan
başka bir işe yaramaz. 13. sure
(RA'D) 14. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Ey iman
sahipleri! Sabra
ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkunuz olmasın ki,
Allah sabredenlerle beraberdir. 2. sure
(BAKARA) 153. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)
Kullarım
sana benden sorarlarsa ben Karîb'im, gerçekten çok yakınım. Dua edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık
versinler, bana inansınlar ki doğruyu ve iyiyi bulabilsinler. 2. sure (BAKARA) 186. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Onlardan kimi de şöyle yakarır: "Ey Rabb'imiz, bize dünyada
da güzellik ver, âhırette de güzellik ver. Ve bizi ateş azabından koru." 2. sure (BAKARA) 201. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Sabra ve namaza sarılarak yardım
dileyin.
Hiç kuşkusuz bu, kalbi ürperti duyanlardan başkasına çok ağır gelir. O ürperti duyanlar, Rablerine
kavuşacaklarını düşünürler ve bilirler ki onlar, mutlaka O'na döneceklerdir. 2. sure (BAKARA) 45-46. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Aklı
ve gönlü işletenler o kişilerdir ki, ayakta, otururken, yan yatarken hep
Allah'ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin
düşünürler: "Ey
Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Şanın yücedir senin. Ateş azabından koru bizi." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 191. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
"Ey Rabbimiz! Sen birini ateşe soktun mu
onu tam rezil etmişsindir. Zalimlerin, yardımcıları olmayacaktır."
"Ey Rabbimiz! Bir çağırıcının, 'Rabbinize inanın!' diye imana çağırdığını
işittik ve iman ettik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla bizim.
Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et."
"Ey Rabbimiz! Resullerin aracılığıyla bize vaat etmiş olduğunu da bize
ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen, vaadine asla ters düşmezsin." Rableri onlara
cevap verdi: "Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın
ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler,
yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da
öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin
olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan
cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en güzeli. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 192-195. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
"Ey Rabbimiz!
Senin indirdiğine iman ettik, resule uyduk; artık bizi gerçeğin tanıklarıyla
beraber yaz!" 3. sure (ÂLİ
IMRÂN) 53. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Zekeriyya orada Rabbine
yakarmıştı:
"Rabbim, demişti, katından bana tertemiz bir soy bağışla. Sen yakarışı en
iyi duyansın." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 38.
ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ey Rabbimiz! Bizi doğruya ve güzele
yönelttikten sonra kalplerimizi bozup eğriltme ve bize katından bir rahmet
bağışla. Sen, yalnız sen Vahhâb'sın, bol bol bağışta bulunansın. Ey Rabbimiz!
Sen Câmî'sin; insanları varlığında kuşku bulunmayan bir günde mutlaka
toplayacaksın. Allah, sözünü yerine getireceği yer ve zamanı asla şaşırmaz. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 8-9. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Onlardan sonra gelenler de
şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi
affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok
şefkatli, çok merhametlisin!" 59. sure
(HAŞR) 10. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
İster af dile onlar için, ister dileme. Yetmiş kez af dilesen de onlar
için, Allah onları affetmeyecektir. Çünkü onlar Allah'ı da
resulünü de inkâr ettiler. Allah, yoldan çıkmış böyle bir topluluğa
kılavuzluk etmez. 9. sure (TEVBE) 80. ayet
(Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
(2) Dua İle Allah'tan İstemek
Zekeriyya orada Rabbine yakarmıştı: "Rabbim, demişti, katından bana tertemiz bir soy bağışla. Sen yakarışı en iyi duyansın." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 38. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Gerçek
dua yalnız O'na / hak davet yalnız O'nun için yapılır. O'nun dışında yalvarıp
davet ettikleri ise onlara hiçbir şekilde cevap veremezler. Onlar, ağzına ulaşsın diye iki
avucunu suya doğru açan ama suya ulaşamayan birinden başkasına benzemiyorlar.
Küfre sapanların dua ve davetleri, şaşkınlığa dalmaktan başka bir işe yaramaz. 13. sure (RA'D) 14. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Bekçiler
derler ki: "Resulleriniz size açık seçik mesajlar getirmezler miydi?"
Derler ki: "Elbette getirirlerdi!" Bekçiler: "O halde yalvarın
durun; inkârcıların
yakarışları çıkmazda kalıp gitmiştir." diye cevap verirler. 40. sure (MÜ'MİN) 50. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
İnsan, hayır
istemekten / hayır için dua etmekten bıkıp usanmaz. Kendisine bir şey dokunmaya
görsün; hemen ümidini keser, yıkılır. Eğer kendisine dokunan bir zorluktan / zarardan sonra bizden bir
rahmet tattırsak, yemin olsun şöyle diyecektir: "Bu benim hakkım!
Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Rabbime döndürülmüş olsam da şüphesiz,
O'nun katında benim için şaşmaz güzellikler vardır." Yemin olsun, biz o nankörlük edenlere, yapıp ettiklerini
haber vereceğiz. Yemin olsun, o çetin azabı onlara tattıracağız. İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir, yan
yatar. Kendisine şer dokununca, hemen duaya koyulur.
41. sure (FUSSİLET) 49-51. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Onlara
çağırsanız, çağrınızı duymazlar. Duysalar da size cevap veremezler. Kıyamet
günü de sizin onları ortak koştuğunuzu inkâr ederler. Hiç
kimse sana, Habîr olan Allah'ın verdiği gibi haber veremez. 35. sure (FATIR) 14. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
İnsan,
hayra davet eder gibi şerri çağırıyor / insan, hayra duasıyla şerri davet
ediyor. İnsan çok
acelecidir. 17. sure (İSRÂ) 11. ayet
(Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
De ki:
"Duanız/davetiniz yoksa, Rabbim sizi ne
yapsın? Yalanladınız; bu yüzden azap kaçınılmaz olacaktır." 25. sure (FURKÂN) 77. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
(3) Kur'an'ın Öğrettiği Dualar
Dediler ki: "Yücedir şanın senin. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim. Sen, yalnız sen Alîm'sin, her şeyi en iyi şekilde bilirsin; Hakîm'sin, her şeyin bütün hikmetlerine sahipsin." 2. sure (BAKARA) 32. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
İbrahim'in, İsmail'le birlikte, Beytullah'ın
ana duvarlarını yükselterek şöyle
yakardıkları zamanı da an: "Rabb'imiz,
bizden gelen niyazları kabul buyur; sen, evet sen, Semî'sin, her şeyi çok iyi
duyarsın; Alîm'sin, her şeyi çok iyi bilirsin." "Rabb'imiz! Bizi,
sana teslim olmuş iki müslüman kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir
ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et. Sen,
evet sen, Tevvâb'sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini
cömertçe yayarsın." 2. sure
(BAKARA) 127-128. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Onlardan kimi de şöyle yakarır: "Ey
Rabb'imiz, bize dünyada da güzellik ver, âhırette de güzellik ver. Ve bizi ateş
azabından koru." 2. sure
(BAKARA) 201. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Câlût ve ordusuyla karşılaştıklarında şöyle
yakardılar: "Ey Rabb'imiz, üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı yere
sağlam bastır. Ve küfre sapanlara karşı bize yardım et." 2. sure (BAKARA) 250. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah'tan
başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır.
Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde
ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim
şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada
bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği
dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri
çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez.
Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır. 2. sure (BAKARA) 255. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Resul, Rabb'inden kendisine indirilene
inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına,
resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiç birini ötekinden
ayırmayız. Şöyle demişlerdir: "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabb'imiz. Dönüş
yalnız sanadır." Allah hiç bir benliğe, yaratılış kapasitesinin
üstünde bir yük yüklemez / teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı iyilik kendi
lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir / kişinin hem kendisi hem başkaları
için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun
aleyhinedir/kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından
kazandığı aleyhinedir. "Ey Rabb'imiz! Unutur
yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabb'imiz! Bize, bizden öncekilere
yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabb'imiz! Bize, güç yetiremeyeceğimiz
şeyleri de yükleme. Affet bizi, bağışla bizi, acı bize. Sen bizim Mevlâ'mızsın.
Küfre sapanlar topluluğuna karşı yardım et bize!" 2. sure (BAKARA) 285-286. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kullar ki şöyle derler: "Ey
Rabbimiz, kuşkusuz olarak sana inandık. Bağışla günahlarımızı, ateş azabından
koru bizi." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 16.
ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)
Sözleri yalnız şu olmuştur: "Ey
Rabbimiz! Bağışla bizim günahlarımızı, affet işlerimizdeki taşkınlığımızı,
sağlam bastır ayaklarımızı ve yardım et bize küfre sapan topluma karşı!"
3. sure (ÂLİ IMRÂN) 147. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Hamd Allah'adır! O ki gökleri ve yeri yaratmış,
karanlıklara ve nura vücut vermiştir. Sonra, gerçeği örtenler bunları Rablerine
denk tutuyorlar. 6. sure (EN'ÂM) 1. ayet
(Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
"Ey Rabbimiz, dediler, öz benliklerimize zulmettik. Eğer
bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana uğrayanlardan olacağız."
7. sure (A'RAF) 23. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Göğüslerinde
düşmanlıktan ne varsa söküp atmışızdır. Irmaklar akar altlarından. Şöyle derler: "Hamdolsun bizi buraya ulaştıran Allah'a.
Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi, biz buraya ulaşamazdık. Andolsun ki,
Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler." Şöyle seslenilir:
"İşte size, yaptıklarınıza karşılık mirasçı kılındığınız cennet." 7. sure (A'RAF) 43. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
"Allah bizi,
milletimizden kurtardıktan sonra tekrar ona dönersek yalan düzüp Allah'a iftira
etmiş oluruz. Rabbimiz Allah istemediği sürece, sizin milletinize dönmemiz söz
konusu edilemez. Rabbimiz, bilgice her şeyi kuşatmıştır. Allah'a dayanıp güvendik biz. Ey Rabbimiz!
Toplumumuzla bizim aramızda hak ile hükmet. Sen, çözüm getirenlerin en
hayırlısısın." 7. sure
(A'RAF) 89. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
"Sen
bizden, sırf Rabbimizin ayetleri bize gelince, onlara iman ettiğimizden ötürü
intikam alıyorsun. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır
yağdır. Canımızı müslümanlar olarak al." 7. sure (A'RAF) 126. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Musa şöyle yakardı: "Rabbim!
Beni ve kardeşimi bağışla. Rahmetine sok bizi. Sen, rahmet edenlerin en
merhametlisisin." 7. sure (A'RAF)
151. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)
Büyücüler
gelince, Mûsa onlara şöyle dedi: "Ortaya koyma gücünde olduğunuz şeyleri
sergileyin." Onlar hünerlerini ortaya koyunca Mûsa dedi ki:
"Sergilediğiniz şey büyüdür. Allah onu mutlaka hükümsüz kılacaktır. Çünkü
Allah, bozguncuların işini düzgün yürütmez." "Ve suçlular hoş görmese
de Allah, hakkı, kelimeleriyle ortaya çıkarıp kanıtlayacaktır." Firavun ve
kodamanlarının kendilerine kötülük etmelerinden korktukları için, kavmi
arasından bir gençlik grubu dışında hiç kimse Mûsa'ya inanmadı. Çünkü Firavun,
o toprakta gerçekten çok üstündü ve gerçekten sınır tanımaz azgınlardan
biriydi. Mûsa dedi ki: "Ey toplumum! Eğer Allah'a inanmışsanız,
müslümanlarsanız / Allah'a teslim olanlarsanız yalnız Allah'a dayanıp güvenin."
Şöyle yakardılar: "Yalnız Allah'a dayandık. Rabbimiz! Bizleri,
zulmedenler toplumu için bir imtihan aracı yapma!" 10. sure (YÛNUS) 80-85. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
"Rabbim, sen bana mülk ve saltanattan bir nasip verdin.
Olayların ve düşlerin yorumundan bana bir ilim öğrettin. Ey gökleri ve yeri
yaratan! Benim dünyada da âhirette de Velî'm sensin. Beni müslüman / sana
teslim olmuş olarak öldür ve beni barışsever hayırlı kullar arasına kat."
12. sure (YÛSUF) 101. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
Hamd o Allah'a ki, kuluna Kitap'ı, kendisinde
hiçbir eğiklik ve çelişme yapmaksızın indirdi. 18. sure (KEHF) 1. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Hani, o
yiğit gençler o mağaraya sığındılar da şöyle
dediler: "Ey Rabbimiz, katından bir rahmet
ver bize ve bizim için bir çıkış yolu lütfet işimize." 18. sure (KEHF) 10. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Mûsa dedi: "Rabbim,
göğsümü açıp genişlet; İşimi bana kolaylaştır." "Dilimden düğümü çöz,
Ki sözümü iyi anlasınlar." 20.
sure (TÂHÂ) 25-28. ayet (Resmi: 20/İniş:45/ Alfabetik:96)
Ve Zünnûn.
Hani kızarak gitmişti de ona asla güç yetiremeyeceğimizi / ölçüyü kendisine
uygulamayacağımızı sanmıştı. Sonra, karanlıkların bağrında şöyle yakardı: "Senden başka ilah
yok, tespih ederim seni. Kuşkusuz, ben zalimlerden oldum." 21. sure (ENBİYÂ) 87. ayet (Resmi: 21/İniş:73/ Alfabetik:21
Ve
Zekeriyya. Hani Rabbine yakarmıştı: "Rabbim,
beni yapayalnız, bir başıma bırakma. Sen, vârislerin en hayırlısısın."
21. sure (ENBİYÂ) 89. ayet (Resmi: 21/İniş:73/ Alfabetik:21)
Sen, yanındakilerle birlikte geminin üzerine
çıktığında şöyle de: "Zalimler topluluğundan bizi kurtaran Allah'a Hamd
olsun!" Şunu da söyle: "Rabbim, beni bereketli bir yere indir! Sen, konuk
ağırlayanların en hayırlısısın." 23. sure (MÜ'MİNÛN) 28-29. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
“Beni o zalimler topluluğunun içinde tutma Rabbim!" 23. sure (MÜ'MİNÛN) 94. ayet (Resmi: 23/İniş:74/ Alfabetik: 70)
Ve de ki: "Rabbim,
şeytanların dürtüklemelerinden sana sığınırım!" "Onların, başıma üşüşmelerinden
de sana sığınırım Rabbim!" 23.
sure (MÜ'MİNÛN) 97-98. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Derler ki: "Rabbimiz,
bahtsızlığımız bize baskın çıktı. Sapıp gitmiş bir topluluk olduk biz."
23. sure (MÜ'MİNÛN) 106. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Kullarımdan bir zümre "Rabbimiz,
inandık; affet bizi, acı bize, sen merhametlilerin en hayırlısısın"
diyorken, 23. sure (MÜ'MİNÛN) 109. ayet
(Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
"Rabbim, bana hükmetme
gücü / hikmet bağışla, beni hak ve barış seven iyiler arasına kat!"
"Sonradan gelecekler arasında benimle ilgili doğru / isabetli bir dil
oluştur." "Beni, nimetlerle dolu cennetin mirasçılarından kıl." 26. sure (ŞUARA) 83-85. ayet (Resmi: 26/İniş:47/ Alfabetik:94)
"Herkesin diriltileceği
gün beni utandırma." "Bir gündür ki o, ne mal fayda verir ne
oğullar." "Yalnız temiz bir kalple Allah'a varan kurtulur." 26. sure (ŞUARA) 87-89. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Yemin olsun,
biz, Davûd'a da Süleyman'a da bir ilim verdik. Onlar şöyle dediler: "Bizi, mümin
kullarının bir çoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun." 27. sure (NEML) 15. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Bunun
üzerine Süleyman, karıncanın sözüne güldü ve dedi: "Rabbim, bana ve ebeveynime
lütfettiğin nimetine şükretmeme, hoşnut olacağın hayırlı ve barışçıl bir iş
yapmama imkân ver. Ve rahmetinle beni iyilik ve barışı seven kullarının arasına
sok." 27. sure (NEML) 19. ayet
(Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Kendinde
Kitap'tan bir ilim olan kişi de şöyle dedi: "Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya
kadar getiririm." Derken Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: "Rabbimin
lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor.
Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse
bilsin ki, Rabbim Ganî'dir, cömerttir." 27. sure (NEML) 40. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
"Rabbim, öz benliğime zulmettim, beni affet" diye yakardı da Allah onu affetti.
Gafûr O'dur, Rahîm O'dur. Dedi: "Rabbim, bana lütfettiğin nimete yemin
ederim ki, bir daha suçlulara asla arka çıkmayacağım." 28. sure (KASAS) 16-17. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
Lût dedi: "Rabbim, şu
bozguncular topluluğuna karşı bana yardım et." 29. sure (ANKEBÛT) 30. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Hamd, göklerde ve yerde
bulunanlar kendisine ait olan Allah'adır. Ölüm ötesi âlemde de Hamd O'nadır.
Hakîm'dir O, Habîr'dir. Yerin içine gireni, oradan çıkanı, gökten ineni, oraya
yükseleni o bilir. Rahîm'dir O, Gafûr'dur. 34. sure
(SEBE') 1-2. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Hamd,
Fâtır olan Allah'adır; gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder
kanatlı elçiler yapan O'dur. Yaratışta / yaratılmışlarda dilediğini artırır O.
Hiç kuşkusuz, Allah her şeye gücü yetendir. 35. sure
(FATIR) 1. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
Şöyle
derler: "Hamd olsun, üzüntüyü bizden gideren Allah'a! Rabbimiz
mutlak Gafûr, mutlak Şekûr'dur. Lütfuyla bizi durulacak yurda kondurdu. Orada
bize hiçbir yorgunluk dokunmaz. Orada bize hiçbir usanç da dokunmaz."
35. sure (FATIR) 34-35. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
"Rabbim,
bana barış ve iyilik sevenlerden birini lütfet!" 37. sure (SÂFFÂT) 100. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
De ki: "Ey
Allah'ım! Ey gökleri ve yeri yaratan, ey görülemeyeni ve görüleni bilen! Sen
hüküm vereceksin kulların arasında, ihtilaf ettikleri şeyler hakkında."
39. sure (ZÜMER) 46. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Biz insana,
anne babasına çok iyi davranmasını önerdik. Annesi onu zahmetle taşıdı,
zahmetle doğurdu. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır. Nihayet, yiğitlik
çağına gelip kırk yıla erdiğinde şöyle
der: "Rabbim; beni, bana ve ebeveynime
verdiğin nimete şükretmeye, hoşnut olacağın iyi bir iş yapmaya yönelt! Soyum
içinde, benim için barışı gerçekleştir. Sana yöneldim ben, sana teslim
olanlardanım ben!" 46. sure
(AHKAF) 15. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
Öyle Allah ki O,
tanrı yok O'ndan başka. Gaybı da görünen âlemi de bilen O! Rahman O, Rahîm O.
Öyle Allah ki O, ilah yok O'ndan gayrı! Melik, Kuddûs, Selâm, Mümin, Müheymin,
Azîz, Cebbâr, Mütekebbir. Allah, onların ortak koşmalarından yücedir,
arınmıştır. Allah'tır O! Haalik, Bâri', Musavvir'dir O! En güzel isimler /
Esmâül Hüsna O'nundur. Göklerde ne var, yerde ne varsa O'nu tespih eder.
Azîz'dir O, Hakîm'dir. 59. sure (HAŞR) 22-24. ayet
(Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
İbrahim'le, beraberinde olanlarda sizin için çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar toplumlarına şöyle demişlerdi: "Biz sizden de Allah dışındaki kulluk ettiklerinizden de uzağız. Sizi tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz Allah'a, yalnız Allah'a inanıncaya kadar, sürekli düşmanlık ve nefret olacaktır." Ancak İbrahim babasına şöyle demişti: "Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır!" "Ey Rabbimiz! Bizi, küfre sapanlar için bir fitne / imtihan aracı yapma! Bağışla bizi ey Rabbimiz! Sen, yalnız sen sonsuz kudretin, sonsuz hikmetin sahibisin." 60. sure (MÜMTEHİNE) 4-5. ayet (Resmi: 60/İniş:111/ Alfabetik:71)
Ey iman
edenler! Etkili öğüt veren bir tövbe ile Allah'a yönelin. Umulur ki Rabbiniz,
çirkinliklerinizi ve günahlarınızı örter ve sizi altlarından ırmaklar akan
cennetlere yerleştirir. O gün Allah, peygamberi ve onunla birlikte inananları
utandırmayacaktır. Onların ışığı önlerinden ve sağ yanlarından koşup gelir. Şöyle derler: "Ey
Rabbimiz! Işığımızı tamamla ve bizi bağışla! Sen her şeye Kadîr'sin, her şeye
gücün yeter." 66. sure
(TAHRÎM) 8. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)
"Rabbim!
Beni, anne babamı, inanmış olarak evime gireni, tüm inanmış erkekleri ve
inanmış kadınları affet! Zalimlerin de sadece helâk ve perişanlığını
artır!" 71. sure (NÛH) 28. ayet (Resmi: 71/İniş:71 / Alfabetik:83)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder