İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

11 Kasım 2016 Cuma

İNANÇ, TUTUM VE DAVRANIŞA GÖRE AMEL VE KELİME / SÖZ


i) İnanç, Tutum ve Davranışa Göre Amel


Her birinin, yapıp ettiklerinden kaynaklanan dereceleri vardır. Rabbin onların işlediklerinden gafil değildir. 6. sure (EN'ÂM) 132. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Musa, bizimle buluşma vakti için toplumundan yetmiş adam seçti. Şiddetli sarsıntı onları yakalayınca Musa şöyle dedi: "Rabbim, dileseydin, onları da beni de daha önce helak ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helak mı edeceksin? Bu iş senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini şaşırtır, dilediğine yol gösterirsin. Sen bizim Veli'mizsin. O halde affet bizi, acı bize. Sen affedenlerin en hayırlısısın." 7. sure (A'RAF) 155. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Diğer bazıları da günahlarını itiraf ettiler. Bunlar, iyi bir işle kötü olan diğer bir işi birbirine karıştırdılar. Belki Allah tövbelerini kabul eder. Çünkü Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 9. sure (TEVBE) 102. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

O affedici, o rahmet sahibi Rabbin, onları, kazandıkları yüzünden hesaba çekseydi, kendileri için azabı mutlaka çabuklaştırırdı. Böyle olmamıştır, ama onlar için, hiçbir kaçıp kurtulma imkânı bulamayacakları bir hesap sorma zamanı öngörülmüştür. 18. sure (KEHF) 58. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

O Allah'tır ki, rüzgârları gönderir de onlar, bulutu savurur. Sonra Allah o bulutu gökte dilediği gibi yayıp döşer, onu parça parça eder. Nihayet sen onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Sonra onu kullarından dilediğine ulaştırdığında onlar, müjde almış gibi sevinirler. 30. sure (RÛM) 48. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

İşte bunun için sen çağrıda bulun/dua et ve emrolunduğun gibi dosdoğru yürü! Onların boş arzularına uyma ve şöyle de: "Allah'ın Kitap'tan indirdiğine inandım. Aranızda adaleti sağlamakla emrolundum. Allah'tır, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz. Bizim amellerimiz bize, sizin amellerinizin size. Bizimle sizin aranızda delil yok. Allah bizi biraraya toplayacaktır / aramızı bulacaktır. Dönüş O'nadır." 42. sure (ŞÛRÂ) 15. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

j) İnanç, Tutum ve Davranışa Göre Kelime / Söz

(1) Sözü Değiştirme / Tahrif / Çevirme / Döndürme

Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden kaydırırlar; din içinde sövgüler üreterek, dillerini eğip bükerek: "Dinledik, isyan ettik; dinle, dinlenmez olası, davar güder gibi güt bizi" derler. Eğer onlar, "Dinledik, boyun eğdik, dinle, bak bize!" demiş olsalardı, kendileri için daha hayırlı ve daha yerinde olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden onlara lanet etmiştir. Çok az bir kısmı hariç, iman etmezler. 4. sure (NİSA) 46. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

İşte böyle, biz peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Bırak onları, düzdükleri iftiralarla baş başa kalsınlar; 6. sure (EN'ÂM) 112. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Onların ahdine nasıl güvenilebilir! Eğer üzerinizde egemenlik kurarlarsa, sizinle ilgili ne bir antlaşmaya saygı duyarlar ne de bir yemine. Ağızlarıyla size hoşnutluk sunarlar, fakat kalpleri inat eder durur. Ve onların çoğu gerçeğe uzak düşmüş sapıklardır. 9. sure (TEVBE) 8. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Eğer siz ona yardım etmezseniz bilin ki, Allah ona zaten yardım etmişti. Hani küfredenler onu iki kişinin ikincisi olarak yurdundan çıkardıklarında, mağarada bulundukları bir sırada arkadaşına şöyle diyordu: "Tasalanma, Allah bizimle." Bunun üzerine Allah ona sükûnet indirmiş ve kendisini sizin görmediğiniz ordularla desteklemişti de küfre sapanların sözünü sefil kılıp alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise yüce olanın ta kendisidir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 9. sure (TEVBE) 40. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Söylemediklerine ilişkin Allah'a yemin ediyorlar. Yemin olsun ki, o küfür sözünü söylediler. İslam'a girmeleri ardından küfre saptılar. Başaramadıkları bir şeyi tasarladılar. Oysaki intikam almaları için, Allah'ın ve resulünün, Allah'ın lütfuyla kendilerini zengin etmiş olmasından başka bir sebep de yoktu. Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Eğer yan çizerlerse Allah onlara dünyada da âhirette de acıklı bir azapla azap edecektir. Ve yeryüzünde onların ne bir dostu olacaktır ne de bir yardımcısı. 9. sure (TEVBE) 74. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Pis bir söz de gövdesi toprağın üstünde destek bulmuş bir ağaca benzer, dayanağı yoktur onun. 14. sure (İBRÂHİM) 26. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

İnkar edenler bölük bölük cehenneme sevk edilirler. Oraya geldiklerinde onun kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler: "Size, içinizden resuller gelmedi mi ki, Rabbinizin ayetlerini karşınızda okusunlar ve sizi şu gününüze kavuşmanız hususunda uyarsınlar?" Onlar: "Evet, derler, geldiler ama inkarcılar hakkında azap hükmü hak oldu." 39. sure (ZÜMER) 71. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

(2) Kelime, Kalpte Başka-Dilde Başka / Münafık Sözü

Sonunda, verdikleri mîsakı bozdukları için onları lanetledik de kalplerini kaskatı yaptık. Kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar. Öğütlenmek üzere çağırıldıkları şeyden nasiplenmeyi unuttular. İçlerinden çok azı hariç, sen onlardan hep hainlik görürsün. Bununla birlikte onları affet, ellerini tut. Çünkü Allah güzellik sergileyenleri sever. 5. sure (MÂİDE) 13. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Ey resul! Kalpleri inanmamış olduğu halde ağızlarıyla "inandık" diyenlerin küfürde yarışırcasına koşanları seni üzmesin. Yahudilerden bazıları yalancılık etmek için dinlerler; huzuruna çıkmamış olan başka bir topluluk için dinlerler. Yerlerine oturmuş kelimeleri, yapılarını bozup değiştirirler. "Size şu verilirse alın, eğer o verilmezse çekinin." derler. Allah birini fitneye çarptırmak isterse sen onun için Allah karşısında hiçbir şey yapamazsın. Bunlar o kişilerdir ki, Allah kalplerini temizlemek istemiyor. Dünyada bir rezillik vardır onlar için; âhirette de büyük bir azap var onlara. 5. sure (MÂİDE) 41. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

 (3) Kelime, takip edip uygulanacak sözler
(a) Kelime, Allah'ın Sözünü Dinleyip Uygulayanların Sözünü Takip Et

Onlar ki, sözü dinler de en güzeline uyarlar. İşte bunlardır, Allah'ın kılavuzladıkları; işte bunlardır, akıl ve gönül sahipleri. 39. sure (ZÜMER) 18. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

(b) Kelime, Güzel - Hoş Olan Sözü / İmanlıların, Müslümanların,  İyilerin Doğru Sözünü Takip Et

Güzel, yapıcı bir söz, bir bağışlama, ardından bir eziyet gelen sadakadan daha üstündür. Allah Ganî'dir, cömertliğine sınır yoktur; Halîm'dir, hoşgörüsüne sınır yoktur. 2. sure (BAKARA) 263. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Görmedin mi Allah nasıl bir örnekleme yaptı: Güzel söz; kökü yerde, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzer. 14. sure (İBRÂHİM) 24. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Sözün güzeline ve tatlısına ulaştırılmışlardır; Hamîd olan Allah'ın yoluna ulaştırılmışlardır. 22. sure (HAC) 24. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

O gün, konakladıkları yer çok hayırlı, dinlenip eğlendikleri yer çok güzel olanlar, cennet halkıdır. 25. sure (FURKÂN) 24. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Onur ve yücelik isteyen bilsin ki, onur ve yüceliğin tümü Allah'adır. Temiz ve güzel kelime O'na yükselir; hayra ve barışa yönelik amel de o kelimeyi yüceltir. Kötülükleri kuranlara / kötülükleri tuzak yapanlara gelince, onlar için şiddetli bir azap vardır. Ve böylelerinin tuzağı tarumar olur. 35. sure (FATIR) 10. ayet (Resmi: 35/İniş:43/ Alfabetik:24)

Allah'a çağırıp / yakarıp hayra ve barışa yönelik iş yapan ve "Ben, Müslümanlardanım / Allah'a teslim olanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır?! 41. sure (FUSSİLET) 33. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Bunlar, kendilerindeki emanetlere ve ahitlerine sadık kalırlar. 70. sure (MEÂRİC) 32. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)

(c) Kelime,  Allah'tan Korkup Kötülükten Sakındıran Sözü Takip Et

Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz zafer ve mutluluğa ermek değildir. Zafer ve mutluluğa ermek o kişinin hakkıdır ki, Allah'a, âhıret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı kılar, zekatı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. Ve işte bunlardır korunan takva sahipleri. 2. sure (BAKARA) 177. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

(d) Kelime, Allah'ın Kelamını / Sözünü Takip Et

Bunun üzerine Âdem, Rabb'inden bazı kelimeler öğrenip belledi de O'na yöneldi. O da onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O, evet O, Tevvâb'dır, tövbeleri cömertçe kabul eder; Rahîm'dir, rahmetini cömertçe yayar. 2. sure (BAKARA) 37. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Şimdi siz bunların size inanmalarını mı umuyorsunuz? Bunların içlerinden bir fırka vardı ki, Allah'ın kelamını dinliyorlar, sonra onu, kavramalarının ardından, bilip durdukları halde tahrif ediyorlardı. 2. sure (BAKARA) 75. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Zekeriyya mihrapta durmuş namaz kılarken, melekler ona şöyle çağırmıştı: "Allah sana, Allah'tan bir kelimeyi doğrulayıcı bir efendi; nefsine egemen bir benlik, hayır ve barışı sevenlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeliyor." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 39. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Bir de melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah seni, kendisinden bir kelimeyle muştuluyor. Adı, Meryem oğlu İsa Mesih'tir. Dünya ve âhirette yüz akıdır. Allah'a yaklaştırılanlardandır." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 45. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Biz hiçbir resulü, Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesi dışında bir amaçla göndermedik. Eğer onlar, öz benliklerine zulmettiklerinde sana gelip Allah'tan af dileseler, resul de kendileri için af dileseydi, elbette ki Allah'ı tövbeleri cömertçe kabul eden bir Rahîm olarak bulacaklardı. 4. sure (NİSA) 64. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

 Ey Ehlikitap! Dininizde aşırılığa gidip doymazlık etmeyin! Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin! Meryem oğlu İsa Mesih, Allah'ın resulü ve kelimesidir. Onu, kendisinden bir ruhla beraber Meryem'e atmıştır. Artık Allah'a ve resullerine inanın. "Üçtür!" demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah Vâhid'dir, tek ve biricik ilahtır. Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır O. Yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Vekil olarak Allah yeter. 4. sure (NİSA) 171. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Gökleri ve yeri hak olarak yaratan da O'dur. "Ol!" dediği gün, hemen oluverir. Sözü haktır O'nun. Sûra üfleneceği gün de mülk ve yönetim O'nundur. Âlim'dir, görünmeyeni de görüneni de bilen O'dur. O'dur Hakîm, O'dur Habîr. 6. sure (EN'ÂM) 73. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. En iyi işiten, en iyi bilendir O. 6. sure (EN'ÂM) 115. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

De ki: "Ey insanlar! Ben sizin üstünüze Allah'ın resulüyüm. Göklerin ve yerin mülkü o Allah'ındır. İlah yoktur O'ndan başka. O diriltir, O öldürür. O halde Allah'a ve resulüne iman edin; Allah'a ve onun sözlerine inanan o ümmi peygambere iman edip uyun ki, doğruya ve güzele ulaşabilesiniz." 7. sure (A'RAF) 158. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

O sırada Allah, iki gruptan birinin kesinlikle sizin olacağını vaat ediyordu. Ve siz, güçsüz ve silahsız olanın size düşmesini arzu ediyordunuz. Allah ise hakkı kendi kelimeleriyle tam bir biçimde ortaya koymayı ve küfre batmışların ardını, arkasını kesmeyi istiyordu. 8. sure (ENFÂL) 7. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Allah, erkek münafıklara da kadın münafıklara da küfre sapanlara da içinde sürekli kalacakları cehennem ateşini vaat etmiştir. O yeter onlara. Allah lanet etmiştir onlara. Sonu gelmez bir azap var onlar için. 9. sure (TEVBE) 68. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

İnsanlar bir tek ümmetten başka değilken ihtilafa düştüler. Eğer Rabbinden bir söz öne geçmemiş olsaydı, tartışıp durdukları konuda aralarında hüküm verilir / iş mutlaka bitirilirdi. 10. sure (YÛNUS) 19. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

"Ve suçlular hoş görmese de Allah, hakkı, kelimeleriyle ortaya çıkarıp kanıtlayacaktır." 10. sure (YÛNUS) 82. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Allah, inananları dünya hayatında da âhirette de tutarlı sözle sağlamlaştırır. Allah, zalimleri şaşırtır. Allah, dilediğini yapar. 14. sure (İBRÂHİM) 27. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku. O'nun kelimelerini değiştirecek hiçbir kudret yoktur. O'nun dışında bir sığınak / bir dayanak asla bulamazsın. 18. sure (KEHF) 27. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

De ki: "Rabbimin kelimeleri için deniz mürekkep olsa, Rabbimin kelimeleri tükenmeden önce deniz mutlaka biter. Bir o kadarını daha getirsek de yetmez." 18. sure (KEHF) 109. ayet (Resmi: 18/İniş:69/ Alfabetik:54)

Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, deniz de arkasında yedi deniz daha katılarak yardımcı olsa, Allah'ın kelimeleri tükenmez. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 31. sure (LOKMAN) 27. ayet (Resmi: 31/İniş:57/ Alfabetik:59)

 İşte böyle! Rabbinin, nankörlüğe sapanlar hakkındaki, "onlar ateş yâranıdır" sözü tam gerçekleşti. 40. sure (MÜ'MİN) 6. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Yoksa, "yalan düzüp Allah'a iftira etti" mi diyorlar? Allah dilerse senin kalbini mühürler; bâtılı mahveder ve hakkı kendi sözleriyle gerçekleştirir. Kuşkusuz O, göğüslerin özündekini çok iyi bilir. 42. sure (ŞÛRÂ) 24. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Geri bırakılanlar, ganimetleri almak üzere gittiğiniz zaman şöyle diyecekler: "İzin verin, biz de size uyalım!" Onlar Allah'ın kelamını değiştirmek istiyorlar. De ki: "Bize asla uyamazsınız! Allah önceden de böyle buyurmuştu." Bu kez şöyle diyecekler: "Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz." İşin doğrusu şu ki, onlar çok az anlıyorlar / onlar, az bir kısmı hariç, anlamıyorlar. 48. sure (FETİH) 15. ayet (Resmi: 48/ İniş:109 / Alfabetik:27)

Ve Allah, ırzını bir kale gibi koruyan İmran kızı Meryem'i de örnek verdi. Biz onun içine ruhumuzdan üfledik. Ve o, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdikledi de içten bağlananlardan oldu. 66. sure (TAHRÎM) 12. ayet (Resmi: 66/İniş:106/ Alfabetik:97)



RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder