VI.
AHLAK
A. İNSAN
DAVRANIŞLARININ OLUŞMASI
3. AHLAKİ DAVRANIŞIN OLUŞMASINDA ÇEVRENİN ROLÜ - 6
(f) Örf
(1) 'Affetmeyi esas al. İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir'
Affetmeyi esas al. İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir. 7. sure (A'RAF) 199. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
(2) Kısas, vasiyet, evlenme ve boşanmada âdet / gelenek
Ey
iman edenler! Öldürülenler hakkında üzerinize kısas yazılmıştır. Hür kişiye karşılık hür, köleye
karşılık köle, dişiye karşılık dişi... Kim kardeşi
tarafından herhangi bir şekilde affa uğrarsa, bu durumda örfü izlemek ve affedene
en güzel biçimde bir ödeme yapmak gerekir. İşte bu, Rabb'inizden size
bir hafifletme ve bir rahmettir. Kim bundan sonra azgınlık ve düşmanlık ederse
onun için korkunç bir azap vardır. 2. sure
(BAKARA) 178. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
İçinizden birine
ölüm geldiğinde, eğer bir hayır bırakacaksa, üzerinize yazılan şudur:
Ana-babaya, akrabaya, örfe uygun vasiyette bulunmak. Takva sahipleri üstüne bir
hak olarak... 2. sure (BAKARA) 180. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Boşanmış
kadınlar kendi başlarına üç âdet ve temizlenme süresi beklerler. Eğer Allah'a ve âhıret gününe
inanmakta iseler, Allah'ın onların rahimlerinde yarattığını saklamaları
kendilerine helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde herhangi bir şekilde barışmak
isterlerse eşlerini geri almaya herkesten daha çok hak sahibidirler. Kadınların, örfe uygun biçimde, sorumluluklarına benzer
hakları da vardır. Erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır.
Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. Boşama iki kezdir. Bunun ardından ya iyilikle tutmak
ya da güzelce serbest bırakmak gerekir. Onlara verdiğinizden bir şeyi geri
almanız size helal olmaz. Erkekle kadının Allah'ın sınırlarını korumada endişe
etmeleri hali başka. Erkek ve kadının Allah'ın sınırlarında duramayacaklarından
endişe ederseniz, o zaman kadının verdiği fidyede ikisine de bir günah yoktur. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Bunları aşmayın.
Allah'ın sınırlarını aşanlar, işte onlar, zalimlerin ta kendileridirler.
2. sure (BAKARA) 228-229. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kadınları boşadığınızda,
bekleme sürelerini tamamladılar mı ya onları örfe uygun olarak tutun yahut da
örfe uygun olarak serbest bırakın. Onları, zulmetmeniz için, zararlarına bir
biçimde, tutmayın. Bunu yapan, öz benliğine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini
eğlence aracı yapmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve kendisiyle size öğüt
vermek için indirdiği Kitap'ı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun ve bilin
ki, Allah her şeyi çok iyi bilmektedir. Kadınları
boşadığınız zaman bekleme sürelerini tamamladıklarında, kendi aralarında örfe
uygun olarak anlaşmışlarsa eski kocalarıyla nikahlanmaları hususunda onlara
engel çıkarmayın. Bu, sizin Allah'a ve âhıret gününe inanmış olanınıza
verilen öğüttür. Bu sizin için daha isabetli ve daha temizdir, Allah bilir ama
siz bilmezsiniz. Anneler çocuklarını - emzirmeyi tamamlamak isteyen kimseler
için - tam iki yıl emzirirler. Annelerin yiyeceklerini ve giyeceklerini örfe
uygun biçimde hazırlamak çocuğun babasına aittir. Hiç bir benlik yaratılış
kapasitesi dışında bir şeyle yükümlü tutulamaz. Anne çocuğu yüzünden, çocuğun
babası da kendi çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. Mirasçı için de aynı ilke
uygulanır. Eğer anne-baba karşılıklı anlaşma ve danışma sonucu çocuğu sütten
kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur. Çocuklarınızı
sütanneye emzirtmek isterseniz, örfe uygun olarak belirlediğiniz ücreti güzelce
teslim etmek şartıyla, bunu yapmanızda bir günah yoktur. Allah'tan
korkun ve bilin ki Allah, yapmakta olduklarınızı en iyi biçimde görmektedir.
İçinizden ölüp de geriye zevceler bırakanların bu eşleri, dört ay on gün kendi
başlarına beklerler. Sürelerini tamamladıklarında kendilerince uygun
gördüklerini örfe uygun biçimde yapmalarında sizin için bir sakınca yoktur.
Allah, yapmakta olduklarınızdan gereğince haberdardır. İddet bekleyen kadınlara
evlenme isteğinizi dolaylı yoldan anlatmanızda veya böyle bir şeyi içinizde
saklamanızda sizin için hiç bir günah yoktur. Allah bilmiştir ki, siz onları
mutlaka anacaksınız, unutmayacaksınız. Bu sırada
onlarla, örfün normal göreceği sözlerle konuşma dışında gizli bir buluşma için
anlaşmayın. Ve zorunlu olan süre doluncaya kadar nikahı bağlamaya
girişmeyin. Bilin ki Allah, benliklerinizin içindekini bilir. O'ndan sakının.
Ve bilin ki Allah çok affedicidir, çok yumuşak davranışlıdır. Kendilerine
dokunmadan veya onlar için herhangi bir mehr belirlemeden kadınları boşamanızda
sizin için günah yoktur. Ancak onları
nimetlendirin. İmkânları geniş olan kendi gücünce yapar bunu, imkânları sınırlı
olan da kendi gücünce yapar. Örfe uygun bir nimetlendirme... Güzel düşünüp
güzel davrananlar üzerine bir borç... Bir mehr belirlemişseniz ve
kadınları hiç dokunmadan boşamışsanız, kestiğiniz mehrin yarısını verin. Ancak
kadınların vazgeçmesi ile, nikah bağı elinde bulunan erkeğin durumu müstesna.
Erkekler olarak sizin vazgeçmeniz takvaya daha yakındır. Aranızdaki lütufkârlık
farkını unutmayın. Allah, yapmakta olduklarınızı en iyi şekilde görmektedir.
Namazları ve orta namazı koruyun. Tam bir saygıyla Allah'ın huzurunda kıyam
edin. Bir korku ve endişe duyarsanız yürüyerek veya binit üzerinde kılın.
Güvene kavuştuğunuzda bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah'ı
zikredin. İçinizden ölüp de geriye eşler bırakan erkekler, eşlerinin evden
çıkarılmaksızın bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Eğer
kendileri çıkarlarsa, onların kendileri için yararlı gördüklerini yapmaları
yüzünden size bir günah yoktur. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. Boşanmış kadınlar için örfe uygun bir geçim imkânı
sağlanması Allah'tan korkanlar üzerine bir borçtur. 2. sure (BAKARA) 231-241. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Eğer
karı-kocanın aralarının açılmasından endişe ederseniz, bir hakem erkek
tarafından, bir hakem de kadın tarafından gönderin. Bunlar, barıştırmak
isterlerse Allah, kadınla erkeğin aralarını düzeltmede onları başarılı
kılacaktır. Allah
Alîm'dir, her şeyi bilir; Habîr'dir, her şeyden haberdardır. 4. sure (NİSA) 35. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
(7) Aşiret ve Vesile
(1) Aşiret
De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz / menfaat çevreniz, elde ettiğiniz mallar, kesadından korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden konutlar sizin için Allah'tan, resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise artık Allah, emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah, yoldan ayrılmış bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz." 9. sure (TEVBE) 24. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
En yakın akraba ve hısımlarını
uyar. 26. sure (ŞUARA) 214. ayet (Resmi:
26/İniş:47/Alfabetik:94)
Allah'a
ve âhiret gününe inanan bir topluluğun, Allah'a ve resulüne karşı çıkanlarla sevgiye dayalı bir dostluk
kurduğunu göremezsin. Bunlar onların ister babaları olsun, ister çocukları
olsun, ister kardeşleri olsun, ister akrabaları olsun. Allah onların kalplerine
imanı yazmış ve onları kendisinden bir ruhla desteklemiştir. Onları,
altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; sürekli kalacaklardır orada.
Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. Allah'ın hizbi işte bunlardır. Dikkat edin, Allah'ın hizbi, başarıya ulaşanların ta
kendileridir! 58. sure (MÜCÂDİLE) 22. ayet
(Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)
(2)Vesile
Ey iman edenler! Allah'ın buyruğuna ters düşmekten sakının; O'na varmaya vesîle arayın. O'nun yolunda gayret gösterin ki, kurtuluşa erebilesiniz. 5. sure (MÂİDE) 35. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
O yakarıp
durduklarının kendileri, en çok yakınlık kazanmışları da dahil, Rablerine varmaya vesîle ararlar; O'nun rahmetini
umarlar, O'nun azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı gerçekten korkulasıdır.
17. sure (İSRÂ) 57. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder