(1) Beklemek
(a) Genel anlamda bir şey için beklemek
Onlar, Allah'ın ve meleklerin buluttan gölgeler içinde kendilerine gelmesini ve işin bitirilmesini mi bekliyorlar? Bütün iş ve oluşlar sonunda Allah'a döndürülür. 2. sure (BAKARA) 210. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
İnanmış hür
kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç,
mümin köle kızlarından biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir.
Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli
dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla
onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir
fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı
uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten
korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha
hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 4. sure (NİSA) 25. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Neyi
bekliyorlar? Kendilerine meleklerin gelmesini mi, Rabbinin gelmesini mi, yoksa
Rabbinin bazı mucizelerinin gelmesini mi? Rabbinin bazı mucizeleri geldiği gün, daha
önce iman etmemiş yahut imanında bir hayır sahibi olamamış kişiye imanı hiçbir
yarar sağlamayacaktır. De ki: "Bekleyin! Doğrusu biz de bekliyoruz." 6. sure (EN'ÂM) 158. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Onun
yalnız tevilini gözetirler. Onun tevili geldiği gün, daha önce onu
unutanlar şöyle derler: "İnan olsun, Rabbimizin resulleri gerçeği
getirmişler. Acaba bizim için şefaatçılar var mı ki, bize şefaat etsinler;
yahut daha önce yaptıklarımızdan başkasını yapalım diye geri gönderilebilir
miyiz?" Öz benliklerini hüsrana ittiler. İftiralarına alet ettikleri,
onlardan uzaklaşıp kayboldu. 7. sure
(A'RAF) 53. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Hud dedi:
"Rabbinizden bir azap ve gazap indi ya! Haklarında Allah'ın hiçbir kanıt
indirmediği, sadece atalarınızın ve sizin uydurduğunuz birtakım isimler
hakkında mı benimle çekişiyorsunuz? Bekleyin
bakalım, sizinle beraber ben de bekleyenlerdenim." 7. sure (A'RAF) 71. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
(b) İnanmayanların / inkârcıların Hakk ı/ Gerçeği görmeyerek, hakikatin gerçekleştirilmesini / uyarı ve azabın / cezanın kendilerine gelmesini beklemeleri
Şöyle derler: "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Gayb, Allah'ın tekelinde. Hadi bekleyin; sizinle birlikte ben de bekleyenlerdenim." 10. sure (YÛNUS) 20. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Onlar, sırf kendilerinden önce gelip geçenlerin günleri gibisini
bekliyorlar. De ki: "Bekleyin! Sizinle beraber
ben de bekleyenlerdenim." 10.
sure (YÛNUS) 102. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
"Ey
toplumum! Elinizden geleni yapın, ben görevimi yapıyorum. Yakında bileceksiniz
rezil edici bir azabın kime geleceğini, yalancının kim olduğunu! Gözetleyin, ben de sizinle beraber gözetliyorum."
11. sure (HÛD) 93. ayet (Resmi: 11/İniş:52/ Alfabetik:38)
"Bekleyin, biz de bekliyoruz!" 11. sure (HÛD) 122. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Neyi
bekliyorlar? Kendilerine meleklerin gelmesini mi, yoksa Allah'ın emrinin
gelmesini mi? Onlardan
öncekiler de aynen böyle yapmışlardı. Allah onlara zulüm etmemişti. Tam aksine,
onlar kendi kendilerine zulüm ediyorlardı. 16. sure (NAHL) 33. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
De ki:
"Herkes bekleyip gözetlemede; hadi siz de
bekleyip gözetleyin! Yakında bileceksiniz dosdoğru yolu izleyenler kimlermiş,
hidayete eren kimmiş!" 20. sure
(TÂHÂ) 135. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Artık
onlardan yüz çevir ve bekle! Zaten onlar da bekliyorlar. 32. sure (SECDE) 30. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)
Hiç
farkında olmadıkları bir sırada o saatin birdenbire kendilerine gelmesinden
başka neyi bekliyorlar? 43. sure (ZUHRUF) 66. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Artık, beklemeye geç! Çünkü
onlar da beklemekteler. 44. sure (DUHÂN) 59. ayet
(Resmi: 44/İniş:64/ Alfabetik:19)
Kıyametin
ansızın tepelerine inmesinden başka neyi bekliyorlar? Onun belirtileri zaten gelmiştir. O onlara gelip çatınca, ibret
almaları neye yarar?! 47. sure (MUHAMMED) 18.
ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik: 64)
De ki:
"Bekleyin! Doğrusu sizinle beraber ben de
bekleyenlerdenim." 52. sure
(TÛR) 31. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)
(2) Hayal (Aldanma)
Her benlik ölümü tadacaktır. Hak ettiğiniz karşılıklar size, kıyamet günü, eksiksiz bir biçimde mutlaka verilecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kesinlikle kurtulmuş olacaktır. İğreti-sefil hayat aldatıcı bir yararlanmadan başka şey değildir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 185. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Şeytan,
onlara söz verir, ümit verip hayal
kurdurur, hurafeye/anlamını bilmeden okumaya iter. Ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez. 4. sure (NİSA) 120. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Şu iğreti, basit hayat bir oyun ve eğlenceden başka şey
değildir. Sakınıp
korunanlar için âhiret yurdu elbette ki daha iyidir. Hâlâ aklınızı
işletemeyecek misiniz? 6. sure (EN'ÂM) 32. ayet
(Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20)
"Onlardan
güç yetirdiğini sesinle yerinden oynat. Atlıların ve yayalarınla yaygara
çıkarıp üzerlerine çullan. Mallarda, evlatlarda onlara ortak ol, onlara ha bire
vaatte bulun." Şeytan onlara bir aldanıştan başka ne vaat eder ki?!
17. sure (İSRÂ) 64. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Ey insanlar!
Rabbinizden korkun! Herhangi bir şeyde babanın, evladı; evladın da babası
yerine karşılık ödemeyeceği günden ürperin! Allah'ın vaadi haktır; dünya hayatı
sizi sakın aldatmasın. O yaman aldatıcı, sakın sizi Allah ile aldatmasın!
31. sure (LOKMAN) 33. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)
Münafıklarla,
kalplerinde maraz olanlar şöyle diyorlardı: "Allah ve resulü bize, bir aldanışdan başka bir şey vaat etmemiş." 33. sure (AHZÂB) 12. ayet (Resmi: 33/İniş:97 /Alfabetik:4)
Ey insanlar,
Allah'ın vaadi haktır! O halde iğreti dünya hayatı sizi sakın aldatmasın! O yaman aldatıcı,
o çok gururlu, sizi sakın Allah ile aldatmasın. 35. sure (FATIR) 5. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
De ki:
"Allah'ın berisinden yakardığınız şu ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin
bana topraktan neyi yarattı onlar!" Yoksa göklerde bir ortaklıkları mı
var? Yoksa onlara bir kitap verdik de kendileri o kitaptan bir kanıt üzerinde
midirler? Hayır, zalimler birbirlerine aldanıştan / aldatıştan başka hiçbir
şey vaat etmezler. 35. sure
(FATIR) 40. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
"Ey
toplumum, şu iğreti dünya hayatı, geçici bir
nimetlenmeden ibarettir. Âhiretse sürekli durulacak yurdun ta
kendisidir." 40. sure (MÜ'MİN) 39. ayet
(Resmi: 40/İniş:60/ Alfabetik:69)
Onlara
seslenirler: "Biz sizinle değil miydik?" Derler ki: "Evet, bizimleydiniz. Ancak siz kendinizi
yaktınız, bekleyip durdunuz, şüphe ettiniz, hayal ve kuruntular / hurafeler /
anlamını bilmeden okuyuşlar sizi aldattı;
nihayet Allah'ın emri geldi. O yaman aldatıcı, sizi Allah ile aldattı." 57. sure (HADÎD) 14. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)
Bilin
ki, şu iğreti dünya hayatı bir oyun ve
eğlenceden, bir süsten, aranızda bir övünmeden, mallarda ve evlatlarda
çoğalma yarışından başka şey değildir. Bir yağmur misali ki, çıkardığı bitkiler
çiftçilerin hoşuna gider. Ama biraz sonra o ot kurur, sapsarı kesildiğini
görürsün. Nihayet bir ot ufantısı haline gelir. Âhirette şiddetli bir azap var,
Allah'tan bir af ve hoşnutluk da var. Dünya hayatı bir aldanış/gurur aracından
başka şey değildir. 57. sure (HADÎD) 20.
ayet (Resmi: 57/İniş:112/ Alfabetik:33)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder