İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

1 Kasım 2016 Salı

KAHRAMANLIK NEDİR? KİMDİR KAHRAMAN?*



Sadık K. TURAL
Ankara- 1996
                                                                        
Kimdir kahraman? Kime denmeli? Şarlatanlıkta, sahtekârlıkta, hırsızlıkta, yalancılıkta yarışanların arasından, kemirgenlerin içinden kahramanı nasıl seçeceğiz?

İyi, güzel, başarılı, öne çıkan davranışlardan hangisidir kahramanlık?

Kahramanlık, hırsla, şehvetle değil, aşkla, sadakatle bağlanılanın uğrunda, özgürlüğünden, huzurundan, sağlığından, rahatından ve güvenliğinden vazgeçebilmektir. Hem de, kendisini sevenlerin ayak bağı olmasına izin vermeyen bir kararlılıkla…

Kahramanlık, kutsal sayılan, aşkla bağlanılan, vazgeçilmez kabul edilen; uğrunda can verilen değer ve varlığın, bir insanın hücrelerini yıkaması sonucundaki davranış bütünlüğüdür. Kahramanın özgüven duygusu, çalışkanlıkla, tahammülle ve sabırla birleşerek, her hücresine ayrı bir enerji taşımaktadır. Kahramanlık, “Her güçlükten sonra, bir kolaylık vardır.” hükmünün arkasındaki ilâhî müjdeyle donanmışlıktır, enerjisi artmışlıktır.

Kahramanın ilk özelliği, bilinçli korkusuzluğudur… Kahramanlık, akıl hastalarının, cinnet geçirenlerin ve hırsına tapanların korkusuzluğu değil, korkmaktan korkanların korkusuzluğudur… Kahramanlardaki korkusuzluk, Allah’tan başka korkulacak olmadığına inananların korkusuzluğudur.

Kahramanlardaki korkusuzluğun arkasındaki, bilinçli özgüven duygusunu, bilinçli inancı, bilinçli temkini, bilinçli sabır ve tahammülü göremeyenler, kahramanlığı anlayamazlar. Bu ulu ve şerefli rütbeyi kazanmak için, bilinç gerekli.

Kahraman, gözünü, sözünü, kulağını, aklını doğrunun emrine verdiğini saklamayan insan. Kahraman, vücudunun bir organını veya bazı organlarını değil, canını kutsal ve doğru saydığı yolda, ortaya koyan insan…

Malından, gençliğinden, hayallerinden, beklentilerinden, ulaştıklarından, ulaşma ihtimali bulunanlardan vazgeçerek, canıyla bir doğruyu yaşatmaya çalışan insan, kahraman… Cinsiyeti ve yaşı yok kahramanın: Erkek de olur, kadın da, çocuk da olur, yaşlı da. Kahramanların çok azı lider olduğu halde, millî liderler, çoğunlukla kahraman…

Kahraman, Allah’ını bilmeyi, özünü biçimlendirmeyi, doğrular adına yapılması gereken savaşı, bilinç seviyesine çıkarmış insan… Allah doğrudur, doğruyu sever ve doğruluğun yaşaması yönünde can verenler ile kendisi doğrudan görüşür.

Şâhit, bir şeyi gözüyle gören demektir. Şehît, aynı kökten gelen ve sıfatın en yüksek derecesini gösteren kavram. Esmâ-ü’l Hüsnâ’dan biridir, ‘şehît’; anlamı ise, en yakından, en içten gören, bilgisi mutlak olan… Yaratanıyla görüşmek, buluşmak ve doğrudan sohbete katılmak için Allah’ın doğrusunun yolunda can verirken, ölümü yakından gördüğü halde yılgınlık, bezginlik, üzgünlük göstermeyen’, kaçmayan insandır, şehit… Şehitler, kanlı kefenleriyle gömülürler. Allah’ın doğrusuna şahitlik etmek üzere, eceli en yakından görmek için, şehit olanlar, özel sohbetin de, şahidi olacaklardır. Şehitler, peygamberlerle sohbete katılmak açısından velîlere eşit…

“Vatan sevgisi imandandır !” İnsan, topraktan gelen, toprağa dönecek olan bir özel canlı; bütün varlıklar da toprağa dönüşüyorlar. Toprak, ataların vücutlarının tozlaşıp, yağmur yağdıkça da bitkileri canlandıran, bizi barındırıp besleyen, ortak bir coğrafyaya dönüşünce, vatanlaşan yüce madde Kahraman ise, ölümü göze alarak vatan düşmanlarına karşı çıkandır.

Zaman,Allah’ımın beni var kılıp, yaratılış sebebime uygun yaşamak için görevlendirdiği sınav alanıdır.’ diyebilen insan, kahraman…

Mekân, Allah ve atalar tarafından havasına, suyuna, toprağına, bitkisine, hayvanına, güzellik katılarak geçmişten geleceğe emanet bırakılan açık ve kapalı alanlar. Toprağın altındaki ve üstündeki insanlara, açık ve kapalı alanlardaki emanetlere, saygı, sevgi, insaf, merhamet ve sorumluluk duyarak yaklaşmayı benimseyen insandır, kahraman…

Şartlar… Kahramanlık, şartlar olumsuz ise, olumsuzluğa boyun eğmemektir. Kahraman, zamanın, mekânın -çıkmazlar ve çözülmeler yüzünden sıkıntılı, bunaltılı, çözümsüz olan- durum ve şartlarını, Allah’ın ve ataların istediği yönde, değişim ve dönüşümlere kavuşturmak için özgüven duygusuyla, arınmış bilinciyle ve sabırlı çabası ile öne çıkan insandır.

Kahraman, açık düşmanı ve düşmanlıkları, ya büsbütün yok eden, ya da ümitlerini ortadan kaldıran iradeyi, mücadeleyi ortaya koyandır. Sadece kendi şeref, iffet ve namusuyla malını değil, başka insanların can, namus ve mallarını da korumak, ata vücutlarının karıştığı topraklara düşman ayağı bastırmamak için, canını, kanını sebil eden insandır, kahraman…

Bedr’in aslanları, Anafartalar’ın, Dumlupınar’ın, Sakarya’nın, Kıbrıs’ın, şehitleri ve gazileri; Türkiye Cumhuriyetini yıkmak isteyenlere, kış yaz demeden, her yerde ve her zaman “Dur!” diyen, yüreği imanlı askerler, polisler ve onların sivil ve asker komutanları kahraman…

Kahraman, Çanakkale’de, hem yiğitliğine, hem aklına düşmanın saygı gösterdiği, müttefikin hayranlık duyduğu, Büyük Taarruz’da dünyanın alkışladığı Gazi Paşa ile farklılıkları bir yana atıp, onun yanında yer alanlardır.

Allah için, vatan için, millet için, devlet için canıyla can oynayanların ünvanları, alp,  yiğit, alperen, koçak, efe, kızan,zeybek, seymen, Mehmetçik,  şehit,  gazi ve kahraman…

Milletin birliğine, devletin varlığına, bir kültürün tarih içinde devamlılığına karşı çıkan ve bu niyetini, silahla sürdürmeye kalkan yerli ve yabancı eşkıya ile hâinler düşmandır. Düşmanın dinî ve milliyeti önemli değildir; hattâ sizinle akrabalığı bile… Düşman, milleti önce sindirmek, parçalamak, sonra yok etmek isteyendir. Düşman, kurulu hukuk düzenini yerle bir etmek; devletin işlerliğini ve bağımsızlığını ortadan kaldırmak niyetini taşıyan, adı belli, her türlü nifak, fitne ve fesat topluluklarıdır. Düşmandan korkmayan, çekinmeyen; haberleşmeciden, ekmek ve su taşıyıcısından, en iyi nişancılara kadar, çarpışma ve çatışmaya katılan insanlar, gazidir, şehittir, kahramandır.

Kahraman, haram lokma yemeyendir; oğullarından, kızlarından, torunlarından çıkacağını bildiği için, devlet malı, yetim malı, vakıf malı yemeyen insandır. Toplum vicdanı, gizli ve açık hırsızlıkta birinci, yolsuzlukta ünlü, zimmette şâibeli, yetkiyi kötüye kullanmada şanlı insanları,  dışlayarak îdam etmelidir.

Kahramanlık, kıskançlıktan kıvrananların iftira veya iğrenç gıybetlerine rağmen, yolundan dönmezlik gösterebilmektir. Kahraman, düşmanlarının çirkin oyunları, akıl almaz güç ve iş birlikleri karşısında, kızsa da, üzülse de, bezginlik ve yılgınlık göstermeyen insandır… Kahramanlık, yılmamak anlamında sabır, yolundan dönmemek, durmamak anlamında inançlı irade ile donanmışlıktır.

Kahraman, nâdiren saldıran; fakat kendisine saldırıldığında, korkmadan, üzerine düşeni yapıp düşmanlığa ve düşmanına karşı koyan, yenilse de pes etmeyendir… Kahraman, temkin, tedbir, tahammül ve sabır ile bir iç kale oluşturup oraya -çok özel kimseler dışında- girilmesine izin vermeyendir. Kahraman, yalnızlığın, baş eğmezliğin, bağımsızlığın örneği, bükülmezliğin efendisidir…

Kahraman, zor şartlar altında da, nefsine, namusuna sahip çıkabilendir… Kimsenin namusuyla oynamayan; kimseye iftira etmeyen; iradeli ve nefsine mahkûm değil hâkim olan insan, kahraman… İmanına, iffetine ve aklına karşı açılmış savaşlarda, adım adım kazandığı cephelerle, her kadın birer gerçek kahraman… Bebek iken, eli, gözü dili olduğu yavrusunun her gününün ve her haftasının çilesiyle yoğrulan, şefkatin, merhametin, fedakârlığın anıtı olan anneler… Allah’ın, ataların, tarihin, toprağın ruhunun istediği çocuğu yetiştiren anneler, kazandıkları zaferle birer kutsal kahraman

Kahraman, gücün ve güçlünün yanında değil, hakkın ve haklının yanı başında yer alır. Bilinçli her insan gibi kahraman da, hukuk ve adalete ilişkin yanlış uygulamaların, huzur ve istikrarı da, birlik ve bütünlüğü de yok ettiğini bilir. Bilinçli her insan gibi kahraman da, din ve hukuk görevlerinin, muktedirlere yardım ve yataklık etmesini kabul etmez, bu duruma karşı çıkar. Kahraman / cigit / yiğit /alp, Allah’ın da, kulların da, şerefli saydığı varlık.

Kahraman, zamanın, mekânın, şartların elinden tutup Allah’ın ve ata ruhlarının istediği yönde, iyiye, doğruya, huzurluya, şerefliye, onurluya götürmeyi benimseyen, götürülmeyi isteyenlere önderlik veya yoldaşlık eden insan…

Gözünü tan ile; nefsini iman ile; vatanını can ile; bağımsızlığını kan ile yıkadığı için, özgürlüğü helâl olan insan kahraman…

Kahraman, ana-baba-kardeş-yavuklu-evlat ateşi yüreklerini tandırcasına yakan, ecel ile duâ arasından Mevlâ’ya bakan, bir ölümsüz can…

Atların eşek kulunladığı, kurtların sırtlan yavruladığı, aslanın, kaplanın buzağıladığı görülmemiştir. Sırtlanların, anasına veya babasına saldırdığı ve yediği söylenir. Kahraman babaların, anaların, kahraman çocukları olur; kahraman dedelerin ve ninelerin kahraman torunları…

Kahraman, beslenen değil, aklı, yüreği ve eliyle başkalarını besleyendir. Kahraman, şöhret ve dünyalık peşindekiler arasından seçmeye çalıştığımız değil, imanı, iradesi, bilinci, bilgisi ve özgüven duygusuyla ortaya çıkması beklenendir.

Kahraman, bilinçleri arıtandır, özlenendir, özlemle yolu gözlenendir. Dün de, bugün de…

Sadık K. TURAL
Ankara- 1996





* Bu konuşma Gaziler Vakfı’nın toplantısında yapılmıştır (Ankara 1996). Bazı küçük değişikliklerle Mayıs 2004’ten sonra, başta Sadettin Köselerli olmak üzere bazı dostlarımız ile 2011 sonrası da, Merve Can -son hâlini- e-postalarla birçok kişi ile paylaşmışlardır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder