VII.
TOPLUMSAL DÜZEN VE HUKUK
A. AİLE HAYATI – 8
5. AKRABALIK VE AKRABALAR
a) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, Aile Hayatı, Akrabalık ve Akrabalar
Şu bir gerçek ki
Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya vermeyi emreder. Tüm pisliklerden / edepsizliklerden, kötülükten, azgınlık, doymazlık ve
kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız ümidiyle size öğüt veriyor.
16. sure (NAHL) 90. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
O fâsıklar
ki Allah'a verdikleri ahdi, onunla anlaşıp bağlandıktan sonra bozar, Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi keser ve
yeryüzünde bozgun çıkarırlar. İşte bunlardır hüsrana uğrayanlar. 2. sure (BAKARA) 27. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kıyamet
gününde ne hısımlarınızın ne de çocuklarınızın size hiçbir yararı olmaz. O, sizi birbirinizden
ayıracaktır. Allah, işleyip ürettiklerinizi açık açık görmektedir. 60. sure (MÜMTEHİNE) 3. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
Allah'a
kulluk edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya,
uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen
şımarıkları sevmez. 4. sure (NİSA) 36. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Onlar, Allah'ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi ulaştırırlar,
Rablerinden korkarlar ve hesabın kötüsünden ürperti duyarlar. 13. sure (RA'D) 21. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Adn
cennetleri bunlar içindir. Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden hayra ve barışa hizmet etmiş olanlarla birlikte
girerler oraya. Meleklerse her kapıdan yanlarına sokulurlar. 13. sure (RA'D) 23. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Köre güçlük
yoktur; topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur.
Sizin için de gerek kendi evlerinizden gerekse şu kişilerin evlerinden yemek
yemenizde bir sakınca yoktur: Babalarınızın
evleri yahut annelerinizin evleri yahut kardeşlerinizin evleri yahut kız
kardeşlerinizin evleri yahut amcalarınızın evleri yahut halalarınızın evleri
yahut teyzelerinizin evleri yahut anahtarı size teslim edilmiş olan evler
yahut arkadaşlarınızın evleri. Hep birlikte yahut ayrı ayrı yemenizde
sizin için hiçbir sakınca yoktur. Evlere girdiğinizde, Allah katından bir
esenlik, bir bereketlilik, bir temizlik dileği olarak kendinize de selam verin.
Allah size ayetleri işte böyle ayan beyan bildiriyor ki, aklınızı
çalıştırabilesiniz. 24. sure (NÛR) 61. ayet
(Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Akraba
bile olsalar,
cehennem halkı oldukları açıkça belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek
ne peygambere yakışır ne de iman edenlere. 9. sure
(TEVBE) 113. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
b) Genel Olarak Akrabalar (Hısımlar)
(1) Akrabalar (hısımlar), mal üzerinde hakkı olanlar
Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne
çevirmeniz zafer ve mutluluğa ermek değildir. Zafer ve mutluluğa ermek o
kişinin hakkıdır ki, Allah'a, âhıret gününe, meleklere, kitaplara,
peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere,
çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde
olanlara malı seve seve verir, namazı kılar, zekatı öder. Böyleleri söz
verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk,
sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir
olanlar. Ve işte bunlardır korunan takva sahipleri. 2. sure (BAKARA) 177. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Sana, neyi infak edip
vereceklerini soruyorlar. De ki: "İnfak
ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar,
yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır. Hayır
olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir." 2. sure (BAKARA) 215. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Doğru ile
yanlışın ayrılış günü, iki topluluğun karşılaştığı gün, kulumuza indirmiş
olduğumuza inanıyorsanız şunu bilin: Ganimet /
kazanç olarak elde ettiğiniz şeylerin beşte biri Allah'a, resule, yakınlara, yetimlere, yoksullara
ve yolda kalmışa aittir. Allah her şeye kadirdir. 8. sure (ENFÂL) 41. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Akrabaya hakkını ver. Çaresize, yolda
kalana da. Fakat saçıp
savurma. 17. sure (İSRÂ) 26. ayet
(Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
O halde, akrabaya hakkını ver. Yoksula, yolda kalmışa da. Allah'ın yüzünü isteyenler için
bu daha hayırlıdır. İşte böyleleridir, kurtuluşa erenler. 30. sure (RÛM) 38. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
Allah'ın,
kentler halkından resulüne zahmetsizce aktardığı mal ve nimetler şunlar
içindir: Allah, Peygamber, yakınlar,
yetimler, yoksullar, yolda kalmışlar. Bu böyle düzenlenmiştir ki, o mal ve
nimetler sizden yalnız zengin olanlar arasında dönüp duran bir kudret aracı
olmasın. Resul size ne verdiyse onu alın; sizi neden yasakladıysa ona son verin
ve Allah'tan korkun. Hiç kuşkusuz, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. 59. sure (HAŞR) 7. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
Yakındaki
bir yetimi, 90. sure (BELED) 15. ayet (Resmi: 90/İniş:35/Alfabetik:12)
(2) Akrabalar (hısımlar), Kan / soy bağına göre yakınlık
Sizin
lütuf ve imkân sahibi olanlarınız; akrabaya,
çaresizlere, Allah yolunda hicret edenlere bir şey vermemeye yemin etmesinler,
affetsinler, hoş görsünler. Allah'ın sizi affetmesini istemez misiniz?
Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 24. sure
(NÛR) 22. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
O
peygamber, müminlere öz benliklerinden daha dost, daha yakındır. Onun eşleri de
o müminlerin anneleridir. Anne tarafından akraba olanlar da Allah'ın Kitabı'nda, birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar.
Ancak yakın dostlarınız için örfe uygun bir vasiyette bulunmanız müstesnadır.
Bu, Kitap'ta satırlara geçirilmiştir. 33.
sure (AHZÂB) 6. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
(3) Akrabalar (hısımlar), vasiyet ve miras
İçinizden birine ölüm geldiğinde, eğer bir hayır bırakacaksa, üzerinize yazılan şudur: Ana-babaya, akrabaya, örfe uygun vasiyette bulunmak. Takva sahipleri üstüne bir hak olarak... 2. sure (BAKARA) 180. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ana-baba
ve akrabanın geriye bıraktığından erkeklere bir pay vardır. Ana-baba ve
akrabanın geriye bıraktığından -onun azından da çoğundan da- farz kılınmış bir
nasip olarak kadınlara da bir pay vardır. Mirasın paylaştırılmasında hısım-akraba, yetimler, yoksul
ve çaresizler de hazır bulunurlarsa, ondan onları da rızıklandırın ve onlara
güzel ve hoş bir söz de söyleyin. 4. sure
(NİSA) 7-8. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)
Ana-babanın
ve akrabanın geriye bıraktıkları
malların hepsi için mirasçılar belirledik. Yeminlerinizin / anlaşmalarınızın
akde bağladığı kimselere gelince, onların paylarını da kendilerine verin! Allah her şeyi dikkatli bir
tanık olarak gözetlemektedir. 4. sure
(NİSA) 33. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
(4) Akrabalar (hısımlar) ve günahların yüklenilmesi
Hiçbir
günahkâr, bir başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır gelen, onu taşımaya
çağırsa bile, kendisinden hiçbir şey yüklenilmez. Akraba bile olsa... Sen ancak Rablerinden için için korkanları
ve namaz kılanları uyarırsın. Arınıp temizlenen, kendi benliği için arınıp
temizlenir. Dönüş Allah'adır. 35. sure
(FATIR) 18. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
Kıyamet
gününde ne hısımlarınızın ne
de çocuklarınızın size hiçbir yararı olmaz. O, sizi birbirinizden ayıracaktır. Allah,
işleyip ürettiklerinizi açık açık görmektedir. 60. sure (MÜMTEHİNE) 3. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)
(5) Akrabalar (hısımlar)a karşı sorumluluklar
İsrailoğulları'ndan
şöyle bir söz de almıştık: Allah'tan başkasına ibadet etmeyin, anne-babaya, akrabaya,
yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle
davranın. İnsanlara güzeli ve güzelliği söyleyin. Namazı kılın, zekâtı verin. Bütün bunlardan sonra siz, pek
azınız müstesna, sırt çevirdiniz. Hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz. 2. sure (BAKARA) 83. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey insanlar!
Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan eşini vücuda getiren ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize
karşı gelmekten sakının. Adını anarak birbirinizden dilekler dilediğiniz
Allah'tan korkun. Rahimlerin haklarına
saygısızlıktan da sakının. Şu bir gerçek ki Allah, Rakîb'dir, sizin
üzerinizde sürekli ve titiz bir gözetleyicidir. 4. sure (NİSA) 1. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Allah'a
kulluk edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya,
akrabaya, yetim ve öksüzlere,
çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa,
size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın.
Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez. 4. sure (NİSA) 36. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Şu bir
gerçek ki Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya
vermeyi emreder. Tüm pisliklerden / edepsizliklerden, kötülükten,
azgınlık, doymazlık ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız ümidiyle
size öğüt veriyor. 16. sure (NAHL) 90. ayet
(Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Akrabaya
hakkını ver. Çaresize,
yolda kalana da. Fakat saçıp savurma. 17. sure
(İSRÂ) 26. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
O halde, akrabaya hakkını ver. Yoksula, yolda kalmışa da.
Allah'ın yüzünü isteyenler için bu daha hayırlıdır. İşte böyleleridir,
kurtuluşa erenler. 30. sure (RÛM) 38. ayet
(Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
Allah'ın,
iman edip hayra ve barışa yönelik iyi işler yapanlara müjdelediği, işte budur.
De ki: "Ben, buna karşılık sizden, yakın
akrabamı / Ehlibeytimi sevmeniz dışında bir ücret istemiyorum." Kim
bir iyilik / güzellik üretirse onun için, o ürettiğine bir güzellik daha
ekleriz. Çünkü Allah Gafûr'dur, çok affeder; Şekûr'dur, iyiliğe karşılık verir
/ teşekkür eder. 42. sure (ŞÛRÂ) 23. ayet
(Resmi: 42/İniş:62/ Alfabetik:95)
(6) Akrabalar (hısımlar) ve adalet
Ey iman edenler! Öz benliğiniz, anne-babanız, yakınlarınız aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için tanıklık edenler olun. Allah, ikisine de sizden daha yakındır. O halde nefsinizin arzusuna uyarak adaletten sapmayın. Eğer dilinizi eğip büker yahut çekimser kalırsanız, Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır. 4. sure (NİSA) 135. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
"Yetimin
malına yaklaşmayın! Ancak rüştüne erişinceye kadar en güzel yolla ilgilenme
hali müstesna. Ölçme ve tartmayı tam bir dürüstlükle yerine getirin. Hiç
kimseye yaratılış kapasitesinin üstünde yükümlülük getirmiyoruz. Konuştuğunuz
zaman, yakınlarınız
/ aleyhine de olsa, adaleti gözetin. Ve Allah'a verdiğiniz söze
sadık kalın. Düşünüp öğüt alasınız diye O size bunları önerdi. 6. sure (EN'ÂM) 152. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Onların
ahdine nasıl güvenilebilir! Eğer üzerinizde egemenlik kurarlarsa, sizinle
ilgili ne bir antlaşmaya saygı duyarlar ne de bir yemine. Ağızlarıyla size
hoşnutluk sunarlar, fakat kalpleri inat eder durur. Ve onların çoğu gerçeğe uzak
düşmüş sapıklardır. 9. sure (TEVBE) 8. ayet
(Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Bir
mümin hakkında onlar ne bir yemine saygı gösterirler ne de bir antlaşma
şartına. Onlar
düşmanlık dolu, azmış kişilerin ta kendileridir. 9. sure (TEVBE) 10. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Onlar
ki, Rablerine saygıdan titrerler, 23. sure
(MÜ'MİNÛN) 57. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Sûra
üfürüldüğünde, aralarında artık soy sop / şuna buna mensup olmalar söz konusu
edilemez.
Birbirlerini soruşturamazlar da. 23. sure
(MÜ'MİNÛN) 101. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Evlatlıklarınızı
öz babalarına nispet ederek çağırın! Böyle yapmanız Allah katında adalete daha
uygundur. Eğer onların babalarını bilmiyorsanız, o takdirde onlar
sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Yanılarak işlediğiniz şeyde,
üzerinize günah yoktur; fakat kalplerinizin kastetmiş oldukları müstesna. Ve
Allah Gafûr ve Rahîm'dir. 33. sure
(AHZÂB) 5. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Allah'la
cinler arasında bir nesep oluşturdular. Yemin olsun, cinler de bilmiştir
kendilerinin Allah huzuruna mutlaka getirileceklerini / cinler de bilmiştir,
bunların Allah'ın huzuruna mutlaka çıkarılacaklarını. 37. sure (SÂFFÂT) 158. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
O
kadınları, imkânlarınız ölçüsünde, barındığınız yerin bir kısmında barındırın. Onları
baskı altında tutmak için onlara zarar verme yönüne gitmeyin. Eğer hamile
iseler yüklerini bırakıncaya kadar onlara nafaka verin. Eğer sizin için çocuk
emziriyorlarsa, ücretlerini de verin. Aranızda örfe uygun biçimde konuşup
tartışın. Eğer anlaşmakta zorluk çekerseniz o zaman, doğmuş olan çocuğu baba
hesabına başka bir kadın emzirecektir. 65. sure (TALÂK) 6. ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)
c ) Kardeşler
(1) Kardeşler, İnançta / Dinde
Yoldaşları ise onları sürekli azgınlığa iterler, sonra da yakalarını bırakmazlar. 7. sure (A'RAF) 202. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Onlar ki inanıp hicret ettiler, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda savaştılar ve onlar ki hicret edenleri barındırdılar, onlara yardım ettiler, işte onlar birbirlerinin dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, hicret edecekleri vakte kader size onların yönetiminden bir şey düşmüyor. Ama sizden dinde yardım isterlerse, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluluk aleyhinde olmamak üzere, kendilerine yardım etmeniz gerekir. Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir. 8. sure (ENFÂL) 72. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Bununla
birlikte tövbe eder, namazı kılar, zekâtı
verirlerse, artık sizin, dinde kardeşlerinizdirler. Biz ayetlerimizi,
bilen bir topluluk için böyle açık seçik ortaya koyarız. 9. sure (TEVBE) 11. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
De ki:
"Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz /
menfaat çevreniz, elde ettiğiniz mallar, kesadından korktuğunuz ticaret,
hoşunuza giden konutlar sizin için Allah'tan,
resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise artık Allah,
emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah, yoldan ayrılmış bir topluluğu doğruya
ve güzele kılavuzlamaz." 9. sure
(TEVBE) 24. ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)
Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleri olurlar.
Ve şeytan, kendi Rabbine nankörlük etmiştir. 17. sure (İSRÂ) 27. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Evlatlıklarınızı
öz babalarına nispet ederek çağırın! Böyle yapmanız Allah katında adalete daha
uygundur. Eğer onların babalarını bilmiyorsanız, o takdirde onlar sizin din
kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Yanılarak işlediğiniz şeyde, üzerinize günah
yoktur; fakat kalplerinizin kastetmiş oldukları müstesna. Ve Allah Gafûr ve
Rahîm'dir. 33. sure (AHZÂB) 5. ayet
(Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Âd,
Firavun ve Lût'un halkı da... 50.
sure (KAF) 13. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Onlardan
sonra gelenler de şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi
ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara
karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok
merhametlisin!" 59. sure (HAŞR) 10. ayet
(Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
(2) Kardeşler, Nesepte/Soyda
Allah size çocuklarınızla ilgili olarak şunu öneriyor: Erkek için, iki dişinin payı kadar. İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer çocuk sadece bir kadınsa, mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babanın her biri için altıda bir hisse olacaktır. Ölenin çocuğu yoksa ve kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu durumda anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı vasiyetten ve borcundan arta kalanın altıda biridir. Babalarınız var, oğullarınız var. Siz bunlardan hangisinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Allah'tan bir buyruğu önemseyin. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. Zevcelerinizin geriye bıraktığının yarısı sizindir, eğer onların çocuğu yoksa. Eğer onların çocuğu varsa, vasiyet ettikleri ve borçları ödendikten sonra geriye bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa bıraktığınızın dörtte biri zevcelerinizindir. Eğer sizin çocuğunuz varsa bu durumda, yaptığınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra geriye kalanın sekizde biri zevcelerinizindir. Eğer miras bırakan erkek veya kadının ana-babası ve çocuğu yok da erkek kardeşi veya kız kardeşi varsa, bu kardeşlerden her birine altıda bir düşer. Kardeşler bundan fazla ise bu takdirde onlar, yapılmış bulunan vasiyet ve borç ödendikten sonra üçte bire ortaktırlar. Kimseye zarar verilmemelidir. Allah'tan bir öneridir bu. Allah Alîm'dir, Halîm'dir. 4. sure (NİSA) 11-12. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Fetva
istiyorlar senden. De ki: "Allah size, ana-babasız
ve çocuksuz kişi hakkında şöyle fetva veriyor: 'Çocuğu
olmayan, bir kız kardeşi bulunan kişi öldüğünde, onun terekesinin
yarısı kız kardeşindir. Böyle bir kişi, çocuğu
olmayan kız kardeşi öldüğünde, onun terekesinin tamamına mirasçı
olur. Eğer ölenin iki kız kardeşi varsa terekenin üçte ikisi onlarındır. Eğer
mirasçılar, kadın-erkek, birçok kardeşlerse bu
durumda erkek kardeşe, iki kız kardeşin payı kadar verilir.' Allah size
açık-seçik bildiriyor ki sapmayasınız. Allah, her şeyi gereğince bilmektedir. 4. sure (NİSA) 176. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Atalarından,
soylarından, kardeşlerinden bir kısmını da... Onları seçtik ve onları dosdoğru
bir yola kılavuzladık. 6. sure (EN'ÂM) 87. ayet
(Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Allah'a
ve âhiret gününe inanan bir topluluğun, Allah'a ve resulüne karşı çıkanlarla
sevgiye dayalı bir dostluk kurduğunu göremezsin. Bunlar onların ister babaları
olsun, ister çocukları olsun, ister kardeşleri olsun, ister akrabaları olsun. Allah onların kalplerine imanı
yazmış ve onları kendisinden bir ruhla desteklemiştir. Onları, altlarından
ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; sürekli kalacaklardır orada. Allah
onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. Allah'ın hizbi
işte bunlardır. Dikkat edin, Allah'ın hizbi, başarıya ulaşanların ta kendileridir!
58. sure (MÜCÂDİLE) 22. ayet (Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)
Eşini,
kardeşini, 70. sure (MEÂRİC) 12. ayet (Resmi:
70/İniş:79/Alfabetik:62)
d) Kız Kardeşler
Allah size çocuklarınızla ilgili olarak
şunu öneriyor: Erkek için, iki
dişinin payı kadar. İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte
ikisi onlarındır. Eğer çocuk sadece bir kadınsa, mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babanın her biri için altıda
bir hisse olacaktır. Ölenin çocuğu yoksa ve
kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu durumda anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı
vasiyetten ve borcundan arta kalanın altıda biridir. Babalarınız var,
oğullarınız var. Siz bunlardan hangisinin yarar bakımından size daha yakın
olduğunu bilemezsiniz. Allah'tan bir buyruğu önemseyin. Hiç kuşkusuz Allah her
şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. Zevcelerinizin
geriye bıraktığının yarısı sizindir, eğer onların çocuğu
yoksa. Eğer onların çocuğu varsa,
vasiyet ettikleri ve borçları ödendikten sonra geriye bıraktıklarının dörtte
biri sizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa
bıraktığınızın dörtte biri zevcelerinizindir. Eğer sizin
çocuğunuz varsa bu durumda, yaptığınız vasiyet ve borcunuz ödendikten
sonra geriye kalanın sekizde biri zevcelerinizindir. Eğer miras bırakan erkek veya kadının ana-babası ve çocuğu yok da erkek kardeşi veya kız kardeşi varsa, bu kardeşlerden her birine altıda bir düşer. Kardeşler
bundan fazla ise bu takdirde onlar, yapılmış bulunan vasiyet ve borç ödendikten
sonra üçte bire ortaktırlar. Kimseye zarar verilmemelidir. Allah'tan bir
öneridir bu. Allah Alîm'dir, Halîm'dir. 4.
sure (NİSA) 11-12. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Size,
şu kadınlarla evlenmek haram kılınmıştır: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz,
erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları,
sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz,
karılarınızın anneleri, kendileriyle birleştiğiniz hanımlarınızdan doğmuş olup
evlerinizde oturan üvey kızlarınız -eğer anneleriyle birleşmemişseniz o
takdirde sizin için bir günah yoktur- ve sulbünüzden gelen oğullarınızın
karıları. İki kız kardeşi birlikte almanız da haram kılınmıştır. Eskide
kalanlar müstesna. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 4. sure (NİSA) 23. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Fetva
istiyorlar senden. De ki: "Allah size, ana-babasız
ve çocuksuz kişi hakkında şöyle fetva veriyor: 'Çocuğu
olmayan, bir kız kardeşi bulunan kişi öldüğünde, onun terekesinin
yarısı kız kardeşindir. Böyle bir kişi, çocuğu
olmayan kız kardeşi öldüğünde, onun terekesinin tamamına mirasçı
olur. Eğer ölenin iki kız kardeşi varsa terekenin üçte ikisi onlarındır. Eğer
mirasçılar, kadın-erkek, birçok kardeşlerse bu
durumda erkek kardeşe, iki kız kardeşin payı kadar verilir.' Allah size açık-seçik
bildiriyor ki sapmayasınız. Allah, her şeyi gereğince bilmektedir. 4. sure (NİSA) 176. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
"Ey Harun'un kız kardeşi! Baban kötü bir adam değildi.
Annen de bir kahpe değildi." 19. sure
(MERYEM) 28. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
"Hani, kız kardeşin gidiyor, şöyle diyordu: 'Onun
bakımını üstlenecek kişiyi size göstereyim mi?' Nihayet, seni annene geri
döndürdük ki, gözü aydın olsun, tasalanmasın. Sen bir de adam öldürmüştün. O
zaman seni gamdan kurtarmıştık. Seni iyice bir imtihana çekmiştik. Bunun
ardından sen Medyen halkı arasında yıllarca kaldın. Sonra, belirlenen bir
vakitte / bir kadere göre geliverdin, ey Mûsa!" 20. sure (TÂHÂ) 40. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Mümin
kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını / ırzlarını
korusunlar. Süslerini / ziynetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar.
Örtülerini / başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler:
Kocaları yahut babaları yahut kocalarının babaları yahut oğulları yahut
kocalarının oğulları yahut kardeşleri yahut
kardeşlerinin oğulları yahut kendi kadınları yahut ellerinin altında bulunanlar
yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar
yahut kadınların kaygı duyulacak yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş
çocuklar. Süslerinden, gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere
vurmasınlar. Ey müminler, Allah'a topluca tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz!
24. sure (NÛR) 31. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Köre güçlük
yoktur; topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. Sizin
için de gerek kendi evlerinizden gerekse şu kişilerin evlerinden yemek
yemenizde bir sakınca yoktur: Babalarınızın evleri yahut annelerinizin
evleri yahut kardeşlerinizin evleri yahut kız
kardeşlerinizin evleri yahut amcalarınızın evleri yahut halalarınızın
evleri yahut teyzelerinizin evleri yahut anahtarı size teslim edilmiş olan
evler yahut arkadaşlarınızın evleri. Hep birlikte
yahut ayrı ayrı yemenizde sizin için hiçbir sakınca yoktur. Evlere
girdiğinizde, Allah katından bir esenlik, bir bereketlilik, bir temizlik dileği
olarak kendinize de selam verin. Allah size ayetleri işte böyle ayan beyan
bildiriyor ki, aklınızı çalıştırabilesiniz. 24. sure (NÛR) 61. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Biz daha
önce ona, süt emziren kadınları haram kılmıştık. Bu
sırada kız kardeşi dedi ki: "Onun bakımını sizin için üstlenecek,
onu eğitip öğretmeyi yüklenecek bir ev halkını size tanıtayım mı?" 28. sure (KASAS) 12. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
Peygamber'in
hanımlarına; babaları, oğulları, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, hizmetindeki kadınlar
ve anlaşmalarıyla sahip olduklarından ötürü hiçbir günah yoktur. Allah'tan
korkun, ey Peygamber hanımları! Kuşkusuz, Allah her şeye tanıklık etmektedir. 33. sure (AHZÂB) 55. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder