VII. TOPLUMSAL DÜZEN VE HUKUK
B. HUKUK
2. KAMU
HUKUKU
a) Ceza Hukuku-5
(7) Zina İftirası (Kazif)
Cezası
(a) Kavram olarak, Toplumsal Düzen
ve Hukuk, Hukuk, Kamu Hukuku, Ceza hukuku, Zina İftirası (Kazif) Cezası
İffetli kadınlara iftira atıp da dört tanık getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen vuruş vurun. Ve onların tanıklıklarını ebediyen kabul etmeyin. Onlar, sapmışların ta kendileridir. Bu suçtan sonra tövbe edip iyi hal sergileyenler müstesna. Şu bir gerçek ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 24. sure (NÛR) 4-5. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
O bir şeyden habersiz iffetli
mümin kadınlara iftira atanlar, dünyada da âhirette de lanete
çarptırılmışlardır. Büyük bir azap vardır onlar için. Gün gelecek onların kendi
dilleri, kendi elleri, kendi ayakları, yapıp ettikleri işler hakkında kendi
aleyhlerine tanıklık edecektir. O gün Allah, onlara hak ettikleri cezayı tam
verecek ve Allah'ın apaçık Hak olduğunu bilecekler. 24. sure (NÛR) 23-25. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
(b) Bu konu, VI. C. 2. c. İftira konusu ile doğrudan ilişkilidir: İftira
(I) Kavram olarak, Ahlak, İnsanın Kendisine ve Çevresine Karşı Ahlaki Sorumlulukları, Kötü ve Yerilen Tutum ve Davranışlar, İftira
Mümin erkeklerle mümin kadınları, yapmadıkları bir şeyden dolayı rahatsız edenler, bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir. 33. sure (AHZÂB) 58. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Kim bir hata
yahut günah işler de sonra onunla bir suçsuzu itham
ederse hiç kuşkusuz, büyük bir iftira ve açık bir günah yüklenmiş olur. 4. sure (NİSA) 112. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
O
bir şeyden habersiz iffetli mümin kadınlara iftira atanlar, dünyada da âhirette
de lanete çarptırılmışlardır. Büyük bir azap vardır onlar için. Gün
gelecek onların kendi dilleri, kendi elleri, kendi ayakları, yapıp ettikleri
işler hakkında kendi aleyhlerine tanıklık edecektir. 24. sure (NÛR) 23-24. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
İffetli kadınlara
iftira atıp da dört tanık getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen vuruş
vurun. Ve onların tanıklıklarını ebediyen kabul etmeyin. Onlar, sapmışların ta
kendileridir. 24. sure (NÛR) 4. ayet
(Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
"Allah çocuk edindi." dediler. Haşâ! Böyle bir şeyden arınmıştır O! Tam aksine, göklerdekiler de yerdekiler de O'na aittir. Bunların tümü O'nun önünde boyun bükmektedir. 2. sure (BAKARA) 116. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Şu bir gerçek ki, Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez, bunun
dışında kalanı / bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan, gerçekten büyük bir günah işlemiştir.
4. sure (NİSA) 48. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Kim bir hata yahut günah işler de sonra onunla bir
suçsuzu itham ederse hiç kuşkusuz, büyük bir iftira ve açık bir günah yüklenmiş
olur. 4.
sure (NİSA) 112. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Yemin olsun ki, "Allah Meryem'in oğlu
Mesih'tir" diyenler küfre batmışlardır. De ki: "Allah; Meryem'in
oğlu Mesih'i, annesini ve yeryüzündeki insanların hepsini helâk etmek istese
Allah'a karşı kimin elinde bir güç vardır!" Hem göklerin hem yerin hem de
bunlar arasındakilerin mülk ve yönetimi Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Allah
her şeye Kadîr'dir. Yahudiler ve Hıristiyanlar
dediler ki, biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz. De ki: "O
halde niçin size günahlarınız yüzünden azap ediyor?" Hayır, siz de O'nun
yarattıklarından birer insansınız. Dilediğini affeder O, dilediğine azap eder.
Hem göklerin hem yerin hem de bunlar arasındakilerin mülk ve yönetimi
Allah'ındır. Dönüş de O'nadır. 5. sure (MÂİDE) 17-18. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Yahudiler dediler ki: "Allah'ın eli
bağlıdır." Kendi elleri bağlandı / elleri bağlanasıcalar! Söylemiş
oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin aksine, Allah'ın
iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta bulunur. İnan olsun ki,
Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden onları iyice
azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve nefret
atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar
yeryüzünde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları sevmez. 5. sure (MÂİDE) 64. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Yemin olsun ki, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'in
ta kendisidir!" diyenler küfre batmışlardır. Mesih şöyle demişti: "Ey
İsrailoğulları, hem sizin Rabbiniz hem de benim Rabbim olan Allah'a kulluk /
ibadet edin! Gerçek olan şu ki, Allah'a ortak
koşana Allah, cenneti haram kılmıştır. Varacağı yer ateştir onun.
Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır." Yemin
olsun ki, "Allah, üçün üçüncüsüdür!" diyenler de küfre batmıştır. Bir
tek Tanrı dışında hiçbir ilah yoktur. Bu söyleyegeldiklerine son vermezlerse,
onların küfre sapanlarına korkunç bir azap mutlaka gelip çatacaktır. 5. sure (MÂİDE) 72-73. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Onların Allah dışında dua ettiklerine / çağrıda
bulunduklarına sövmeyin. Yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah'a
söverler. Biz her ümmete yaptığı işi bu şekilde süslü
gösterdik. Sonra hepsinin dönüşü Rablerinedir. O, onlara, yapmakta olduklarını
haber verecektir. 6. sure (EN'ÂM) 108. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Kendi kuruntularına uygun olarak şöyle dediler: "Şunlar,
dokunulmaz hayvanlar ve ekinlerdir. Bizim dilediğimizden başkası yiyemez
bunları." Hayvanlar var, sırtlarına binmek yasaklanmıştır; hayvanlar var, Allah'a iftira yüzünden üzerlerine Allah'ın adını
anmıyorlar. Allah onları üretmekte oldukları iftiralar yüzünden
cezalandıracaktır. 6. sure (EN'ÂM) 138. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
De ki: "Bana vahyolunanlar
içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum.
Yalnız şunlardan biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir
pisliktir- Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar." Iztırar haline
düşen, başkasının hakkına dokunmamak, zorunluluk sınırını da aşmamak şartıyla
bunlardan yiyebilir. Çünkü senin Rabbin çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. 6. sure (EN'ÂM) 145. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
"Allah bizi, milletimizden
kurtardıktan sonra tekrar ona dönersek yalan düzüp Allah'a iftira etmiş oluruz.
Rabbimiz Allah istemediği sürece, sizin milletinize dönmemiz söz konusu
edilemez. Rabbimiz, bilgice her şeyi kuşatmıştır. Allah'a dayanıp güvendik biz.
Ey Rabbimiz! Toplumumuzla bizim aramızda hak ile hükmet. Sen, çözüm
getirenlerin en hayırlısısın." 7. sure (A'RAF) 89. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
"Şu gördüklerinizin, içinde
bulundukları din çökmüştür. Yapmakta oldukları da boşa çıkacaktır."
7. sure (A'RAF) 139.
ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Yahudiler: "Uzeyr, Allah'ın oğludur."
dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah'ın oğludur." dediler. Kendi
ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce inkâr
edenlerin sözlerine benzetme yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz
geri çevriliyorlar! 9. sure (TEVBE) 30. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Haram ayları ertelemek, küfürde bir artırmadır ki,
onunla inkâr edenler saptırılır. Onu bir yıl helal sayarlar, bir yıl
haramlaştırırlar ki, Allah'ın yasakladığının sayısını denkleştirip Allah'ın
haram kıldığını helalleştirsinler. Amellerinin kötülüğü kendilerine
süslü gösterilmiştir. Allah, küfre batan bir topluluğu iyiye ve güzele
kılavuzlamaz. 9.
sure (TEVBE) 37. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
"Allah çocuk edindi!" dediler. Hâşâ! Allah
bundan arınmıştır! O Ganî'dir, hiçbir şeye muhtaç
olmaz! Göklerdekiler de yerdekiler de O'nundur. Elinizde,
söylediğinize ilişkin hiçbir kanıt yok. Allah hakkında bilmediğiniz şeyi mi
söylüyorsunuz? 10. sure (YÛNUS) 68. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Rabbiniz, oğulları seçip size özgüledi de kendisi
meleklerden kızlar mı edindi? Gerçekten siz çok dehşet verici bir söz
söylüyorsunuz! 17. sure (İSRÂ) 40. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Ona ilişkin ne kendilerinin bir ilmi vardır ne de
atalarının. Söz olarak ne büyüktür ağızlarından çıkıveren! Onlar bir yalandan
başka şey söylemiyorlar. 18. sure (KEHF) 5. ayet (Resmi: 18/İniş:69/ Alfabetik: 54)
"Rahman
çocuk edindi." dediler. Yemin olsun ki siz, çok çirkin bir iddiada
bulundunuz. 19. sure (MERYEM) 88-89. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Küfre batanlar
dediler ki: "Bu, onun uydurduğu bir düzmeceden başka şey değildir. Ve bu
düzmecede ona, başka bir topluluk da yardım etmiştir." Yemin olsun ki,
bunu söyleyenler bir zulüm, günah ve iftira sergilemişlerdir. 25. sure (FURKÂN) 4. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki: "Üstümüze
melekler inse, yahut Rabbimizi görsek olmaz mı?" Yemin olsun ki, kendi
benliklerinde büyüklük kuruntusuna düştüler ve korkunç bir biçimde azdılar. 25. sure (FURKÂN) 21. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Mümin erkeklerle mümin kadınları, yapmadıkları bir
şeyden dolayı rahatsız edenler, bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir. 33. sure (AHZÂB) 58. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Şimdi sor şunlara: "Kızlar Rabbinin de oğlanlar onların mı?" Yoksa biz, melekleri, bunların tanıklık ettikleri bir sırada, dişiler olarak mı yarattık? Dikkat edin, onlar, iftiralarının bir eseri olarak mutlaka şöyle diyecekler: "Allah doğurdu!" Vallahi onlar yalancıdırlar. Allah, kızları oğlanlara tercih mi etmiş? Ne oluyor size, o nasıl hüküm veriyorsunuz? Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz? Yoksa apaçık bir kanıtınız mı var? Eğer doğru sözlülerseniz, hadi getirin kitabınızı! Allah'la cinler arasında bir nesep oluşturdular. Yemin olsun, cinler de bilmiştir kendilerinin Allah huzuruna mutlaka getirileceklerini / cinler de bilmiştir, bunların Allah'ın huzuruna mutlaka çıkarılacaklarını. Allah arınmıştır bunların nitelemelerinden. Allah'ın samimi, seçkin kulları, bunların yaptıklarından uzaktır. Siz ve kulluk ettiğiniz şeyler, O'na karşı kimseyi fitneye düşüremezsiniz. Cehenneme salınacak olan müstesna. 37. sure (SÂFFÂT) 149-163. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden
başka şeyler değildir. Onlar hakkında Allah bir kanıt indirmemiştir. Onlar,
sadece sanıya, bir de nefislerin hoşlandığı şeylere uyuyorlar. Yemin olsun, onlara hidayet
Rablerinden gelmiştir. 53. sure (NECM) 23. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)
O büyük günah üzerinde ısrar edip dururlardı. Ve şöyle derlerdi: "Ölünce mi, toprak ve kemik haline gelince mi, sahi
o zaman mı yeniden diriltileceğiz?" 56. sure (VÂKIA) 46 -47. ayet (Resmi: 56/İniş:46 /
Alfabetik:107)
İçinizden, kadınlarına zıhar edenlerin, o kadınlar anneleri
değildir. Onların anneleri ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Böyleleri,
kabul edilemez bir söz ve boş bir lakırdı sarf ediyorlar. Bununla birlikte
Allah, gerçekten çok affedici, çok bağışlayıcıdır. 58. sure (MÜCÂDİLE) 2. ayet (Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)
"Rabbimizin adı / kudreti / işi / gayreti çok
yücedir. O, ne bir dişi dost edinmiştir ne de bir çocuk." "Doğrusu, bizim beyinsiz,
Allah hakkında saçma lakırdı ediyormuş." "Biz sanmıştık ki, ne
insanlar ne de cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler." 72. sure (CİN) 3-5. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)
(b) İftira atanların durumları, konumları ve
halleri
Kim
bir hata yahut günah işler de sonra onunla bir suçsuzu itham ederse hiç
kuşkusuz, büyük bir iftira ve açık bir günah yüklenmiş olur. 4. sure (NİSA) 112. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Küfürleri yüzünden, Meryem aleyhinde büyük bir yalan
söylemeleri yüzünden... 4. sure (NİSA) 156. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
İffetli kadınlara iftira atıp da dört tanık
getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen vuruş vurun. Ve onların
tanıklıklarını ebediyen kabul etmeyin. Onlar, sapmışların ta kendileridir. Bu
suçtan sonra tövbe edip iyi hal sergileyenler müstesna. Şu bir gerçek ki, Allah
Gafûr'dur, Rahîm'dir. Kendi eşlerine bir zina isnat edip de kendilerinden başka
tanıkları olmayanların her birinin tanıklığı, kendisinin kesinlikle doğru
sözlülerden olduğu hususunda Allah'a yeminden ibaret dört kez tanıklık
ikrarıdır. Beşincide, eğer yalancılardansa, Allah'ın laneti üzerine olsun diye
söz söyler. İtham edilen eşin, itham eden kocanın kesinlikle yalancılardan
olduğuna ilişkin, Allah adına dört kez yemin şeklindeki tanıklığı, ondan cezayı
düşürür. Bu durumda kadının beşinci sözü, suçlayan erkek doğru
söyleyenlerdense, "Allah'ın gazabının kendisi üzerine olması"nı
söylemekten ibarettir. 24. sure (NÛR) 4-9. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
O ifki / yalan
haberi / iftirayı getirenler, içinizden bir gruptur. Onu sizin için şer sanmayın.
Aksine o, sizin için bir hayırdır. Onlardan her
kişiye o günahtan kazandığı vardır.
Onların, günahın büyüğünü yönetenine de büyük bir azap vardır. Onu işittiğinizde, erkek ve kadın müminlerin birbirleri
için iyi zanda bulunup, "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez
miydi?" Ona dört tanık getirselerdi ya! Mademki, tanıkları getiremediler,
o halde Allah katında onlar yalancılardır. Eğer dünya ve âhirette
Allah'ın lütfu üzerinizde olmasaydı, içine daldığınız o yaygarada size mutlaka
büyük bir azap dokunurdu. O zaman siz, onu
dillerinizle birbirinize yetiştiriyordunuz ve ağızlarınızla, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi söylüyor, üstelik
bunu önemsiz sanıyordunuz. Oysaki Allah katında o, çok büyük bir günahtı. Onu
duyduğunuzda, "Bu konuda söz söylememiz bize yakışmaz; hâşâ, bu büyük bir
iftiradır" demeniz gerekmez miydi? Eğer iman sahipleri iseniz, Allah sizi
böyle bir şeye bir daha asla dönmemeniz hususunda uyarıyor. Allah size
ayetleri iyice açıklıyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. İman edenler içinde edepsizliğin
yayılmasını arzu edenler var ya, onlar için dünyada da âhirette de korkunç bir
azap öngörülmüştür. Allah bilir ama siz
bilmezsiniz. Ya Allah'ın lütfu ve rahmeti üzerinizde olmasaydı! Allah
Raûf'tur, Rahîm'dir. Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını izlemeyin. Kim
şeytanın adımlarını izlerse, şeytan ona iğrençlikleri ve kötülüğü emreder.
Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, içinizden tek kişi bile sonsuza
dek temize çıkamazdı. Ama Allah dilediğini arındırıp temizliyor. Allah her şeyi
işitiyor, her şeyi biliyor. Sizin lütuf ve imkân sahibi olanlarınız;
akrabaya, çaresizlere, Allah yolunda hicret edenlere bir şey vermemeye yemin
etmesinler, affetsinler, hoş görsünler. Allah'ın sizi affetmesini istemez
misiniz? Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. O bir şeyden habersiz iffetli mümin kadınlara iftira
atanlar, dünyada da âhirette de lanete çarptırılmışlardır. Büyük bir azap
vardır onlar için. Gün gelecek onların
kendi dilleri, kendi elleri, kendi ayakları, yapıp ettikleri işler hakkında
kendi aleyhlerine tanıklık edecektir. O gün Allah, onlara hak ettikleri cezayı
tam verecek ve Allah'ın apaçık Hak olduğunu bilecekler. Murdar karılar
murdar erkeklere, murdar erkekler de murdar karılara... Temiz kadınlar temiz
erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara... Bunlar, ötekilerin
söylediklerinden arınmışlardır. Bunlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık
vardır. 24.
sure (NÛR) 11-26. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
O bir şeyden habersiz iffetli mümin kadınlara iftira
atanlar, dünyada da âhirette de lanete çarptırılmışlardır. Büyük bir azap
vardır onlar için. 24. sure (NÛR) 23. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Alaycı / gammaz,
koğuculuk için dolaşıp duran, 68. sure (KALEM) 11. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)
Yazıklar olsun
arkadan çekiştirenlerin, kaş göz işareti yapıp alay edenlerin tümüne! 104. sure (HÜMEZE) 1. ayet (Resmi: 104/İniş:32/Alfabetik:39)
(III) Kasıtlı /
bilerek ve isteyerek yalan yere yemin, Allah'a iftiradır / küfürdür
Allah sizi, dil sürçmesi sonucu lağv olarak yaptığınız yeminlerinizden sorumlu tutmaz; ama O sizi kalplerinizin kazandığından hesaba çeker. Allah Gafûr'dur, çok affeder; Halîm'dir, çok yumuşak davranır. 2. sure (BAKARA) 225. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah sizi yeminlerinizdeki boş lakırdıdan ötürü
hesaba çekmez, ama bilinçli olarak gerçekleştirdiğiniz yeminlerden sizi sorumlu
tutar. Böyle bir yeminin keffâreti, ailenize yedirmekte olduğunuzun
orta derecesinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek, yahut da
özgürlüğünden yoksun kalmış bir benliği özgürlüğüne kavuşturmaktır. Bunlara
imkân bulamayan üç gün oruç tutar. Yemin ettiğinizde yeminlerinizin keffâreti
işte budur. Yeminlerinizi koruyun. Allah size ayetlerini böyle açıklar ki
şükredebilesiniz. 5. sure (MÂİDE) 89. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Allah ne bahîre yapmıştır ne sâibe ne vasîle ne de
hâm. Ne var ki küfre sapanlar yalan uydurarak Allah'a iftira ediyorlar ve
çokları da akıl erdiremiyorlar. 5. sure (MÂİDE) 103. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
İşte bu yol, tanıklığı gereğince yerine
getirmelerine, yemin etmelerinden sonra yeminlerinin reddedileceğinden
korkmalarına en yarayışlı olandır. Allah'tan korkun ve söylenene kulak verin. Allah, sapıklar
topluluğunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. 5. sure (MÂİDE) 108. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Eğer verdikleri ahitten sonra yeminlerini bozar,
dininize saldırırlarsa, o zaman küfrün elebaşlarını öldürün. Çünkü
onların yeminleri yoktur. Böyle yaparsanız hal ve gidişlerine son verebilirler.
9. sure (TEVBE) 12. ayet
(Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Antlaşma yaptığınızda, Allah'a verdiğiniz söze vefa
gösterin. Bağlayıp pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Çünkü,
kendinize Allah'ı kefil yapmış durumdasınız. Allah, yaptıklarınızı biliyor. Yeminleri bozmada, ipliğini
kuvvetle büktükten sonra bozup parçalayan karı gibi olmayın. Bir topluluk
ötekinden daha zengin ve kalabalık çıktığı için yeminlerinizi aranızda bir hile aracı
yapıyorsunuz. Allah sizi bununla
imtihan ediyor; ihtilafa düştüğünüz şeyleri kıyamet günü size açık bir biçimde
elbette gösterecektir. Allah dileseydi, elbette ki sizi bir tek ümmet yapardı.
Ama O, dilediğini saptırıyor, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzluyor. Yapıp
ettiklerinizden mutlaka sorgu-suale çekileceksiniz. Yeminlerinizi aranızda hile ve aldatma
aracı yapmayın; aksi halde, ayak
sağlam bastıktan sonra kayar ve Allah yolundan alıkoyduğunuz için acıyı
tadarsınız. Üstelik büyük bir azaba da uğrarsınız. Allah'a verdiğiniz sözü
basit bir ücret karşılığı satmayın. Eğer bilirseniz, Allah katında olan,
sizin için daha hayırlıdır. 16. sure (NAHL) 91-95. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Kendi eşlerine bir zina isnat edip de kendilerinden başka
tanıkları olmayanların her birinin tanıklığı, kendisinin kesinlikle doğru
sözlülerden olduğu hususunda Allah'a yeminden ibaret dört kez tanıklık
ikrarıdır. Beşincide, eğer yalancılardansa, Allah'ın laneti üzerine olsun diye
söz söyler. İtham edilen eşin, itham eden kocanın kesinlikle yalancılardan
olduğuna ilişkin, Allah adına dört kez yemin
şeklindeki tanıklığı, ondan cezayı düşürür. Bu durumda kadının beşinci sözü,
suçlayan erkek doğru söyleyenlerdense, "Allah'ın gazabının kendisi üzerine
olması"nı söylemekten ibarettir. 24. sure (NÛR) 6-9. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
İş onların sandığı gibi değil! Yıldızların
doğup batma, kayıp düşme noktalarına yemin ediyorum. Ve eğer bilirseniz,
gerçekten büyük bir yemindir bu. 56.
sure (VÂKIA) 75-76. ayet (Resmi: 56/İniş:46/ Alfabetik: 107)
Yeminlerini kalkan edinip Allah'ın yolundan
alıkoydular. Küçük
düşürücü bir azap var onlar için. 58. sure (MÜCÂDİLE) 16. ayet (Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)
Yeminlerini bir kalkan edinip Allah'ın yolundan
alıkoydular. Onların
yapmakta oldukları ne kötüdür! 63. sure (MÜNÂFİKÛN) 2. ayet (Resmi: 63/İniş:103/Alfabetik:72)
Allah size, yeminlerinizi çözmeyi farz kılmıştır. Ve Allah, sizin Mevlâ'nızdır.
Alîm'dir O, her şeyi bilir; Hakîm'dir O, hikmetleri sonsuzdur. 66. sure (TAHRÎM) 2. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)
Yemin olsun tan yerinin ağarma vaktine, On
geceye, Çifte ve teke, Yola koyulduğu zaman geceye. Nasıl, bunlarda
akıl sahibi için bir yemin var mı? 89.
sure (FECR) 1-5. ayet (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)
(IV) Kamçılama
Zina
eden kadınla zina eden erkek... Yüz vuruş vurun her birinin ciltlerine... Allah'a ve âhiret gününe
inanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın.
Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun. 24. sure (NÛR) 2. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
İffetli
kadınlara iftira atıp da dört tanık getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen
vuruş vurun. Ve onların
tanıklıklarını ebediyen kabul etmeyin. Onlar, sapmışların ta kendileridir. 24. sure (NÛR) 4. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder