VII. TOPLUMSAL DÜZEN VE HUKUK
B. HUKUK
2. KAMU
HUKUKU
b) Muhakeme Usulü
(1) Yargıçlık
Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı
sana, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarak
indirdik. Sakın hainlere yardakçı olma! Allah'tan af dile;
Allah çok affedici, çok merhametlidir. Öz benliklerine hainlik edenler için
didinip durma. Çünkü Allah, sürekli hainlik eden günahkârı sevmez. 4. sure (NİSA) 105-107. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey iman
edenler! Öz benliğiniz, anne-babanız, yakınlarınız
aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak
Allah için tanıklık edenler olun. Allah, ikisine de sizden daha
yakındır. O halde nefsinizin arzusuna uyarak
adaletten sapmayın. Eğer dilinizi eğip büker yahut çekimser kalırsanız,
Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır. 4. sure (NİSA) 135. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Hayır,
Rabbine yemin olsun ki iş, onların sandığı gibi değil. Onlar,
aralarında çıkan karmaşık işlerde seni hakem yapıp verdiğin hükümle ilgili
olarak, içlerinde hiçbir burukluk duymadan tam bir teslimiyete ulaşmadıkça iman
etmiş olamazlar. 4. sure (NİSA) 65. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey iman
sahipleri! Özü sözü bozuk birisi size bir haber
getirdiğinde, hemen araştırıp inceleyin / delil arayın! Yoksa bilgisizlikle bir
topluluğu suçlar da yapmış olduğunuza pişmanlık duyar hale gelirsiniz. 49. sure (HUCURÂT) 6. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)
Ey iman
edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak
Allah için kollayıp gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü
sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya / korunup
sakınmaya daha uygundur. Allah'tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan
haberdardır. 5. sure (MÂİDE) 8. ayet
(Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
(2) Tanıklık
(a) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, Hukuk, Kamu Hukuku, Muhakeme Usulü, Tanıklık
Bunlar, tanıklıklarını tam yaparlar. 70. sure (MEÂRİC) 33. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)
Ey iman sahipleri! Belirli bir
süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle
yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın,
yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabb'inden korksun da
borcundan hiç bir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf,
çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek
yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir.
Bu, kadınlardan biri şaşırırsa / unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir.
Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser davranmasınlar. Küçük veya büyük,
borcu, süresine kadar yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında adalete
daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşmemeniz için daha
elverişlidir. Ancak aranızda döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret söz
konusu ise onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Karşılıklı alışveriş
yaptığınızda da tanık bulundurun. Yazıcıya da
tanığa da zarar verilmesin. Böyle bir şey
yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah'tan korkun. Allah size
öğretiyor. Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir. Eğer yolculuk halinde olur
da yazacak birini bulamazsanız, o takdirde, alınan rehinler yeter. Birbirinize
güvenmişseniz, kendisine güvenilen kişi, emaneti ödesin; Rabb'i olan Allah'tan
korksun. Tanıklığı gizlemeyin.
Onu gizleyen, kalbi günaha batmış / kendi kalbine kötülük etmiş biridir.
Allah, yapmakta olduklarınızı çok iyi bilmektedir. 2. sure (BAKARA) 282-283. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ey iman
edenler! Öz benliğiniz, anne-babanız, yakınlarınız
aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak
Allah için tanıklık edenler olun. Allah, ikisine de sizden daha
yakındır. O halde nefsinizin arzusuna uyarak adaletten sapmayın. Eğer dilinizi
eğip büker yahut çekimser kalırsanız, Allah yapmakta olduklarınızdan
haberdardır. 4. sure (NİSA) 135. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Kadınlarınızdan
eşcinsellik / sevicilik yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin; eğer
tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah kendileri için
bir yol açıncaya kadar evlerde tutun. 4.
sure (NİSA) 15. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ona
dört tanık getirselerdi ya! Mademki, tanıkları getiremediler, o halde Allah
katında onlar yalancılardır. 24. sure
(NÛR) 13. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
İffetli kadınlara iftira atıp
da dört tanık getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen vuruş vurun. Ve
onların tanıklıklarını ebediyen kabul etmeyin. Onlar, sapmışların ta
kendileridir. Bu suçtan sonra tövbe edip iyi hal sergileyenler
müstesna. Şu bir gerçek ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. Kendi eşlerine bir zina isnat edip de kendilerinden
başka tanıkları olmayanların her birinin tanıklığı, kendisinin kesinlikle doğru
sözlülerden olduğu hususunda Allah'a yeminden ibaret dört kez tanıklık
ikrarıdır. Beşincide, eğer
yalancılardansa, Allah'ın laneti üzerine olsun diye söz söyler. İtham edilen
eşin, itham eden kocanın kesinlikle yalancılardan olduğuna ilişkin, Allah adına
dört kez yemin şeklindeki tanıklığı, ondan cezayı düşürür. Bu durumda kadının
beşinci sözü, suçlayan erkek doğru söyleyenlerdense, "Allah'ın gazabının
kendisi üzerine olması"nı söylemekten ibarettir. Allah'ın lütuf ve rahmeti
üzerinizde olmasaydı neylerdiniz! Ve hiç kuşku yok Allah Tevvâb'dır, Hakîm'dir.
24. sure (NÛR) 4-10. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Ey iman edenler! Herhangi birinize
ölüm gelip çattığında, vasiyet zamanı aranızdaki tanıklık şöyle olsun:
Kendinizden adalet sahibi iki kişi yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti
başınıza geldiyse sizin dışınızdan iki kişi. Bunları namazdan sonra alıkoyarsınız; kuşkulanırsanız şöyle yemin ederler:
"Vallahi, yakınlarımız da olsa yeminimizi hiçbir ücret karşılığı
satmayacağız, Allah'ın tanıklığını saklamayacağız. Çünkü böyle yaparsak mutlaka
günahkârlardan oluruz." Eğer onların bir günah işledikleri kesinlikle
anlaşılırsa o zaman, tercih edilmiş olan bu ikisinin yerine bunların aleyhinde
bulundukları taraftan iki kişi geçerek şöyle yemin ederler: "Allah şahit
olsun ki bizim tanıklığımız, onların tanıklığından daha doğrudur. Biz hiçbir
haksızlık yapmadık. Aksi halde mutlaka zalimlerden olurduk." İşte bu yol,
tanıklığı gereğince yerine getirmelerine, yemin etmelerinden sonra yeminlerinin
reddedileceğinden korkmalarına en yarayışlı olandır. Allah'tan korkun ve
söylenene kulak verin. Allah, sapıklar topluluğunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.
5. sure (MÂİDE) 106-107. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Sürelerini
doldurma noktasına geldiklerinde o kadınları ya örfün gerektirdiği biçimde
tutun yahut da yine örfün gerektirdiği şartlarla onlardan ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de tanık tutun.
Tanıklığı Allah için tam bir biçimde yapın. Allah'a ve âhiret gününe
inanan kişiye işte bu şekilde öğüt verilmektedir. Kim Allah'tan korkarsa, Allah
ona bir çıkış yolu nasip eder. 65. sure
(TALÂK) 2. ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)
(b) Şahit (tanık)
Kadınlarınızdan
eşcinsellik / sevicilik yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin; eğer
tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah kendileri için
bir yol açıncaya kadar evlerde tutun. 4.
sure (NİSA) 15. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Zina eden
kadınla zina eden erkek... Yüz vuruş vurun her birinin ciltlerine... Allah'a ve
âhiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi
yakalamasın. Müminlerden bir grup da bunların
cezalarına tanık olsun. 24. sure
(NÛR) 2. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
İffetli
kadınlara iftira atıp da dört tanık getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen
vuruş vurun. Ve onların tanıklıklarını ebediyen kabul etmeyin. Onlar,
sapmışların ta kendileridir. 24. sure
(NÛR) 4. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Kendi
eşlerine bir zina isnat edip de kendilerinden başka tanıkları olmayanların
herbirinin tanıklığı, kendisinin kesinlikle doğru sözlülerden olduğu hususunda
Allah'a yeminden ibaret dört kez tanıklık ikrarıdır. 24. sure (NÛR) 6. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık olasınız, resul de
sizin üstünüze tanık olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet yaptık.
Biz, eskiden üzerinde olduğunu kıble haline getirdik ki resule uyanı, ökçesi
üstüne gerisin geri dönenden ayıralım. Bu, Allah'ın kılavuzluk ettikleri
dışındakilere gerçekten zor gelecektir. Ama Allah imanınızı işe yaramaz hale
getirmeyecektir. Şu da bir gerçek ki, Allah öncelikle insanlara karşı çok
acıyıcı, çok merhametlidir. 2. sure
(BAKARA) 143. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah
uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir
güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi,
önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar / Allah'a teslim olanlar" diye
adlandırdı ki, resul
sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız.
O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız.
Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O! 22. sure (HAC) 78. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Sizden şu
sözü de almıştık: Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz. Birbirlerinizi
yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız. Bunu kabul etmiştiniz. Hâlâ da buna tanıklarsınız. 2. sure (BAKARA) 84. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah,
kendisinden başka tanrı olmadığına tanıktır.
Meleklerle ilim sahipleri de adalet
ölçüsüne sarılarak tanıklık etmişlerdir ki, o Azîz ve Hakîm olandan başka
hiçbir ilah yoktur. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 18. ayet
(Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
İsa onlardan
inkârı sezince şöyle konuştu: "Allah'a gidişte benim yardımcılarım
kim?" Havâriler dediler ki: "Biz Allah'ın yardımcılarıyız. Allah'a
iman ettik biz. Tanık ol, biz müslümanlarız / Allah'a
teslim olanlarız." 3. sure (ÂLİ
IMRÂN) 52. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
De ki:
"Ey Ehlikitap! Sizin ve bizim aramızda aynı olan şu söze gelin:
"Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım.
Allah'ı bırakıp da birbirimizi rabler edinmeyelim." Eğer yüz çevirirlerse
şöyle söyle: "Tanık olun, biz müslümanlarız / Allah'a
teslim olanlarız." 3. sure (ÂLİ
IMRÂN) 64. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ey Ehlikitap! Gerçeğe tanık
olup durduğunuz halde, Allah'ın ayetlerini neden
inkâr ediyorsunuz? 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 70. ayet
(Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ve unutma ki
Allah, peygamberlerden mîsaklarını almış, şöyle demişti: "Size Kitap'tan
ve hikmetten nasip verdim. Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul
geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz. Kabul
ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?". "Kabul ettik."
dediler. "O halde tanık olun, sizinle beraber
ben de tanıklardanım." dedi. 3.
sure (ÂLİ IMRÂN) 81. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
İmanlarından,
resulün hak olduğuna tanıklık ettikten ve
kendilerine ayan-beyan deliller geldikten sonra küfre sapmış bir topluluğa
Allah nasıl kılavuzluk eder? Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 86. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Resule
indirileni dinlediklerinde farkına vardıkları gerçekten dolayı gözlerinin yaşla
dolup taştığını görürsün. Şöyle derler: "Ey
Rabbimiz, iman ettik. Artık bizi
de gerçeğin tanıklarıyla birlikte kaydet."
5. sure (MÂİDE) 83. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
5. sure (MÂİDE) 83. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Havarilere
şunu vahyetmiştim: "Bana ve resulüme iman edin." Şöyle demişlerdi:
"İman
ettik, sen de tanık ol ki biz, müslümanlarız / Allah'a teslim olanlarız!"
5. sure (MÂİDE) 111. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Sor: "Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?"
De ki: "Benimle sizin aranızda Allah tanıktır.
Bu Kur'an bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım. Siz gerçekten Allah'ın yanında başka ilahların
bulunduğuna tanıklık ediyor musunuz?" De ki: "Ben buna tanıklık
etmiyorum." De ki: "O, sadece tek bir tanrıdır! Ve ben, sizin
ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım!" 6.
sure (EN'ÂM) 19. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Ey cinler ve insanlar topluluğu! İçinizden, size
ayetlerimi anlatan ve şu gününüzle yüz yüze geleceğiniz hususunda sizi uyaran
resuller gelmedi mi? "Kendi aleyhimize
tanıklık ettik." dediler. İğreti hayat onları aldattı da küfre saptıklarına ilişkin, öz benlikleri aleyhinde
tanıklık ettiler. 6. sure (EN'ÂM) 130.
ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
"Yetimin
malına yaklaşmayın! Ancak rüştüne erişinceye kadar en güzel yolla ilgilenme
hali müstesna. Ölçme ve tartmayı tam bir dürüstlükle yerine getirin. Hiç
kimseye yaratılış kapasitesinin üstünde yükümlülük getirmiyoruz. Konuştuğunuz zaman, yakınlarınız / aleyhine de olsa,
adaleti gözetin. Ve Allah'a verdiğiniz söze sadık kalın. Düşünüp öğüt
alasınız diye O size bunları önerdi. 6. sure
(EN'ÂM) 152. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Yalan
düzerek Allah'a iftira eden yahut O'nun ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim
kim vardır? İşte bunların Kitap'tan nasipleri kendilerine ulaşır, nihayet
elçilerimiz onlara gelip canlarını alırken şöyle derler: "Allah dışındaki
yakardıklarınız nerede?" Şu cevabı verirler: "Bizden uzaklaşıp
kayboldular." Böylece, öz benlikleri aleyhine
kendilerinin kafir olduğuna tanıklık ettiler. 7. sure (A'RAF) 37. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Hani Rabbin,
ademoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: "Rabbiniz değil
miyim?" Onlar: "Rabbimizsin,
buna tanıklık ederiz." demişlerdi. Kıyamet günü, "biz
bundan habersizdik" demeyesiniz. 7.
sure (A'RAF) 172. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
"Sadece
şunu söylüyoruz: 'İlahlarımızdan biri seni kötü çarpmış." Hûd dedi: "Ben Allah'ı tanık tutuyorum, siz de tanık olun
ki, ben sizin Allah'a ortak yaptıklarınızdan uzağım." 11. sure (HÛD) 54. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
"Rahman çocuk edindi" dediler. Hâşâ, bundan
arınmıştır O! Onlar, lütuflandırılmış kullardır. 21. sure (ENBİYÂ) 26. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Gün
gelecek onların kendi dilleri, kendi elleri, kendi ayakları, yapıp ettikleri işler
hakkında kendi aleyhlerine tanıklık edecektir. 24. sure
(NÛR) 24. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
O gün,
ağızlarını mühürleyeceğiz. Bize elleri konuşacak,
ayakları da kazanmış olduklarına tanıklık edecek. 36. sure (YÂSÎN) 65. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
Nihayet,
oraya geldiklerinde kulakları, gözleri, derileri, yapıp-ettikleri hakkında
onlar aleyhine tanıklık edecektir. Derilerine:
"Aleyhimizde neden tanıklık ettiniz?" derler. Derileri derler
ki: "O her şeyi konuşturan Allah konuşturdu bizi. Hani, sizi ilk seferinde
de O yaratmıştı ya! Ve siz O'na döndürüleceksiniz." 41. sure (FUSSİLET) 20-21. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Ve kendisi de buna
iyiden iyiye tanıktır. 100. sure (ÂDİYÂT) 7. ayet
(Resmi: 100/İniş:14/Alfabetik:2)
(IV) Şahit (tanık), Allah için
doğru yap
Sürelerini doldurma noktasına geldiklerinde o kadınları ya örfün gerektirdiği biçimde tutun yahut da yine örfün gerektirdiği şartlarla onlardan ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de tanık tutun. Tanıklığı Allah için tam bir biçimde yapın. Allah'a ve âhiret gününe inanan kişiye işte bu şekilde öğüt verilmektedir. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu nasip eder. 65. sure (TALÂK) 2. ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)
Her
benlik, yanında bir güdücü, bir de tanık olduğu halde gelir. 50. sure (KAF) 21. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Ey iman
edenler! Öz benliğiniz, anne-babanız, yakınlarınız
aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak
Allah için tanıklık edenler olun. Allah, ikisine de sizden daha
yakındır. O halde nefsinizin arzusuna uyarak adaletten sapmayın. Eğer dilinizi
eğip büker yahut çekimser kalırsanız, Allah yapmakta olduklarınızdan
haberdardır. 4. sure (NİSA) 135. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey iman
edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak
Allah için kollayıp gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve
kötülüğü sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu,
takvaya/korunup sakınmaya daha uygundur. Allah'tan sakının. Allah, yapmakta
olduklarınızdan haberdardır. 5. sure
(MÂİDE) 8. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
İşte
bu yol, tanıklığı gereğince yerine getirmelerine, yemin etmelerinden sonra
yeminlerinin reddedileceğinden korkmalarına en yarayışlı olandır. Allah'tan korkun ve söylenene
kulak verin. Allah, sapıklar topluluğunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. 5. sure (MÂİDE) 108. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
Şunu da
söyle: "Allah şunu haram etmiştir diye
tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin." Eğer tanıklık ederlerse sakın
onlarla birlikte tanıklık etme! Ayetlerimizi yalanlayanlarla âhirete
inanmayanların keyifleri ardınca gitme! Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk
tutuyorlar. 6. sure (EN'ÂM) 150. ayet
(Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
İşte böyle.
Kim Allah'ın yasaklarına saygılı olursa bu, Rabbi katında kendisi için çok
hayırlı olur. Karşınızda okunarak açıklananlar hariç, tüm hayvanlar size helal
kılınmıştır. Artık putların pisliğinden, yalan
sözden uzak durun. 22. sure
(HAC) 30. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Onlar
yalana tanıklık etmezler / yalan söze kulak vermezler. Boş lakırdıya rastladıklarında
soylu bir tavırla geçip giderler. 25. sure
(FURKÂN) 72. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Münafıklar
sana geldiklerinde: "Senin kesinlikle Allah'ın elçisi olduğuna tanıklık
ederiz." derler. Senin kesinlikle O'nun elçisi olduğunu Allah zaten biliyor. Ve Allah tanıklık eder ki, münafıklar kesinlikle
yalancıdırlar. 63. sure (MÜNÂFİKÛN) 1.
ayet (Resmi: 63/İniş:103/Alfabetik:72)
(VII) Şahit (tanık), Allah her
şeyi bilir, her şeye şahittir
Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabb'inden korksun da borcundan hiç bir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf, çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu, kadınlardan biri şaşırırsa / unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser davranmasınlar. Küçük veya büyük, borcu, süresine kadar yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak aranızda döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret söz konusu ise onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Karşılıklı alışveriş yaptığınızda da tanık bulundurun. Yazıcıya da tanığa da zarar verilmesin. Böyle bir şey yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah'tan korkun. Allah size öğretiyor. Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir. Eğer yolculuk halinde olur da yazacak birini bulamazsanız, o takdirde, alınan rehinler yeter. Birbirinize güvenmişseniz, kendisine güvenilen kişi, emaneti ödesin; Rabb'i olan Allah'tan korksun. Tanıklığı gizlemeyin. Onu gizleyen, kalbi günaha batmış / kendi kalbine kötülük etmiş biridir. Allah, yapmakta olduklarınızı çok iyi bilmektedir. 2. sure (BAKARA) 282-283. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Ve
unutma ki Allah, peygamberlerden mîsaklarını almış, şöyle demişti: "Size Kitap'tan ve
hikmetten nasip verdim. Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul
geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz. Kabul ettiniz
ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?". "Kabul ettik." dediler.
"O halde tanık olun, sizinle beraber ben de
tanıklardanım." dedi. 3. sure (ÂLİ
IMRÂN) 81. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
De ki:
"Ey Ehlikitap! Allah, yaptıklarınıza tanıklık
ederken, Allah'ın ayetlerini neden inkâr ediyorsunuz?" 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 98. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ana-babanın
ve akrabanın geriye bıraktıkları malların hepsi için mirasçılar belirledik.
Yeminlerinizin / anlaşmalarınızın akde bağladığı kimselere gelince, onların
paylarını da kendilerine verin! Allah her şeyi
dikkatli bir tanık olarak gözetlemektedir. 4. sure (NİSA) 33. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
İyilik ve
güzellikten sana her ne ererse Allah'tandır. Kötülük ve çirkinlikten sana
ulaşan şeyse kendi nefsindendir. Biz seni insanlara bir resul olarak gönderdik.
Tanık olarak Allah yeter. 4. sure (NİSA) 79. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Şu da var
ki, Allah sana indirdiğini, kendi ilmiyle
indirdiğine tanıklık eder. Melekler
de tanıklık ediyorlar. Zaten tanık olarak Allah
yeter. 4. sure (NİSA) 166. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
"Onlara,
senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve
sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' İçlerinde
olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat ettirince üzerlerine yalnız
sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten her şey üzerinde bir Şehîdsin, bir tanıksın."
5. sure (MÂİDE) 117. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Sor: "Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki:
"Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Bu Kur'an bana vahyolundu
ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım. Siz gerçekten Allah'ın yanında
başka ilahların bulunduğuna tanıklık ediyor musunuz?" De ki: "Ben
buna tanıklık etmiyorum." De ki: "O, sadece tek bir tanrıdır! Ve ben,
sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım!" 6. sure (EN'ÂM) 19. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Bir de
şunlar var: Tutup bir mescit yapmışlardır: Zarar vermek için, nankörlük için,
inananları fırkalara bölmek için, daha önceden Allah ve resulüyle savaşmış
kişiye gözetleme yeri kurmak için. "İyilik ve güzellikten başka bir şey
istemiş değiliz!" diye gerile gerile yemin de edecekler. Allah şahittir ki, onlar kesinlikle yalancıdırlar.
9. sure (TEVBE) 107. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
"Sizinle bizim aramızda tanık olarak Allah yeter.
Doğrusu, biz sizin ibadetinizden tamamen habersizdik." 10. sure (YÛNUS) 29. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Onların vaat
ettiğimizin bazısını sana göstersek de seni vefat ettirsek de dönüşleri
bizedir. Sonunda Allah, işlemiş olduklarına
tanıklık edecektir. 10. sure
(YÛNUS) 46. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Bir
iş ve oluşta bulunsan, Kur'an'dan bir şey okusan; herhangi bir iş yapsanız, siz
ona dalıp gitmişken biz üstünüzde mutlaka tanıklarız. Ne yerde ne gökte zerre
ağırlığınca bir şey, ondan daha küçüğü de daha büyüğü de Rabbinden uzakta /
gizli kalmaz; tümü apaçık bir Kitap'tadır. 10. sure (YÛNUS) 61. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
"Sadece
şunu söylüyoruz: 'İlahlarımızdan biri seni kötü çarpmış." Hûd dedi: "Ben Allah'ı tanık tutuyorum, siz de tanık
olun ki, ben sizin Allah'a ortak yaptıklarınızdan uzağım." 11. sure (HÛD) 54. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
İşte böyle! Rabbin seni seçip yüceltecek, olayların ve sözlerin
tevilinden, sana bir şeyler öğretecek, hem senin hem Yakub soyunun üzerinde
nimetini tamamlayacaktır. Tıpkı bundan önce ataların İbrahim ve İshak üzerine o
nimeti tamamladığı gibi. Şu kesin ki, senin Rabbin Alîm'dir, Hakîm'dir. 12. sure (YÛSUF) 6. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
İşte böylece
biz Yûsuf'a yeryüzünde imkân ve mevki verdik. Ülkede, istediği yerde
konaklayabiliyordu. Biz dilediğimiz kimseye
rahmetimizi ulaştırırız; güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü
yitirmeyiz. 12. sure (YÛSUF) 56. ayet
(Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
Küfre
sapanlar: "Sen gönderilmiş bir elçi değilsin." diyorlar. De ki:
"Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah,
bir de yanında kitap bilgisi bulunanlar yeter." 13. sure (RA'D) 43. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
De ki:
"Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah
yeter. O, kullarından haberdardır, onları görmektedir." 17. sure (İSRÂ) 96. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
İman
edenler, Yahudiler, Sâbiîler, Hıristiyanlar, Mecusîler ve şirke sapanlar
arasında Allah, kıyamet günü ayrım yapacaktır. Allah,
her şey üzerine Şehîd'dir, tanıktır. 22. sure (HAC) 17. ayet (Resmi: 22/İniş:88/ Alfabetik:32)
De ki:
"Sizinle benim aramda tanık olarak Allah
yeter. Göklerde ne var, yerde ne var biliyor O. Bâtıla iman edip Allah'ı
inkâr edenlere gelince, işte onlar hüsrana uğramışların ta kendileridir." 29. sure (ANKEBÛT) 52. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Peygamber'in
hanımlarına; babaları, oğulları, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kız
kardeşlerinin oğulları, hizmetindeki kadınlar ve anlaşmalarıyla sahip
olduklarından ötürü hiçbir günah yoktur. Allah'tan korkun, ey Peygamber
hanımları! Kuşkusuz, Allah her şeye tanıklık
etmektedir. 33. sure (AHZÂB) 55. ayet
(Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
De ki:
"Ben sizden herhangi bir ücret istemedim; o sizin olsun. Benim ödülüm
yalnız Allah'tandır. Ve O, her şey üzerinde bir
Şehîd, gerçek bir tanık..." 34.
sure (SEBE') 47. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Onlara
ayetlerimizi ufuklarda ve öz benliklerinin içinde göstereceğiz. Ta ki, onun hak
olduğu kendilerine ayan beyan belli olsun. Kendisinin
her şey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez mi? 41. sure (FUSSİLET) 53. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Yahut da
şöyle diyorlar: "Uyduruyor onu!" De ki: "Eğer uydursaydım onu,
hiçbir şeye sahip olamazdınız Allah'tan kurtarmak için beni. İçine gömüldüğünüz yaygarayı en iyi bilen O'dur.
Benimle sizin aranızda tanık olarak O yeter. Çok affedici, çok
merhametlidir O." 46. sure (AHKAF) 8. ayet
(Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
O, resulünü
hidayet ve hak dinle gönderdi ki, o dini tüm dinlere üstün kılsın. Tanık olarak Allah yeter. 48. sure (FETİH) 28. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)
Gün olur,
Allah onların hepsini diriltir ve yapıp ettiklerini onlara haber verir. Allah onu iyice sayıp zaptetmiştir, onlarsa
unutmuşlardır. Allah, her şey üzerinde tam bir tanıktır. 58. sure (MÜCÂDİLE) 6. ayet (Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)
Görmedin mi
o ikiyüzlülüğe sapanları ki, Ehlikitap'tan inkâra giden dostlarına şöyle
diyorlar: "Eğer toprağınızdan çıkarılırsanız, yemin olsun sizinle birlikte
biz de çıkacağız. Sizinle ilgili olarak hiçbir zaman kimseye boyun eğmeyeceğiz.
Eğer sizinle savaşılırsa mutlaka size yardım edeceğiz." Allah tanıktır ki onlar kesinlikle yalancıdırlar. 59. sure (HAŞR) 11. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
Münafıklar
sana geldiklerinde: "Senin kesinlikle Allah'ın elçisi olduğuna tanıklık
ederiz." derler. Senin kesinlikle O'nun elçisi olduğunu Allah zaten
biliyor. Ve Allah tanıklık eder ki, münafıklar
kesinlikle yalancıdırlar. 63. sure
(MÜNÂFİKÛN) 1. ayet (Resmi: 63/İniş:103/Alfabetik:72)
O Allah ki,
göklerin ve yerin mülkü kendisinindir. Allah her
şeye tanıktır. 85. sure (BÜRÛC) 9. ayet
(Resmi: 85/İniş:27/Alfabetik:14)
(VIII) Şahit (tanık), Allah her
zaman, ezelden ebede, her yerde, herkesi gözetir / izler
"Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' İçlerinde olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat ettirince üzerlerine yalnız sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten her şey üzerinde bir Şehîdsin, bir tanıksın." 5. sure (MÂİDE) 117. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Böyleleri şu
kimse gibi olur mu: Rabbinden bir beyyine üzerinedir, O'ndan
bir tanık da kendisini izler. Tanıktan önce de bir kılavuz ve rahmet
olarak Mûsa'nın kitabı var. Onlar ona inanırlar. Hiziplerden onu inkâr edenin
varış yeri ateştir. Ondan asla kuşkuya düşme; o Rabbinden bir haktır ama
insanların çokları inanmıyorlar. 11. sure (HÛD)
17. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Ey Peygamber! Hiç
kuşkusuz, biz seni bir tanık bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. 33. sure (AHZÂB) 45. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Yeryüzü,
Rabbinin nuruyla parıldamış, Kitap ortaya konmuş,
peygamberler, tanıklar getirilip aralarında hakla hüküm verilmiştir.
Onlar asla haksızlığa uğratılmazlar. 39. sure
(ZÜMER) 69. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Her ümmetten
bir tanık getirip seni de şunlar üzerine bir tanık olarak diktiğimizde iş nice
olacak?! 4. sure (NİSA) 41. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ehlikitap'tan
her biri ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. Kıyamet
günü de o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır. 4. sure (NİSA) 159. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Yalan
düzerek Allah'a iftira edenden daha zalim kim var? Onlar
Rablerine arz edilecekler. Tanıklar diyecekler ki: "İşte bunlardır Rableri
hakkında yalan uyduranlar." Herkes duysun ki, Allah'ın laneti
zalimler üstünedir. 11. sure (HÛD) 18. ayet
(Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Her
ümmetten bir tanığı ortaya sürdüğümüz gün, küfre sapanlara ne izin verilir ne
de özür dilemelerine imkân sağlanır. 16. sure
(NAHL) 84. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Gün
olur, her ümmet için kendi aleyhlerine kendi içlerinden bir tanık çıkarırız.
Seni de şu insanlar hakkında tanık olarak getireceğiz. Sana bu Kitap'ı indirdik ki her
şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir
müjde olsun. 16. sure (NAHL) 89. ayet
(Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
O
gün, ağızlarını mühürleyeceğiz. Bize elleri konuşacak, ayakları da kazanmış
olduklarına tanıklık edecek. 36. sure
(YÂSÎN) 65. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
Yeryüzü,
Rabbinin nuruyla parıldamış, Kitap ortaya konmuş,
peygamberler, tanıklar getirilip aralarında hakla hüküm verilmiştir.
Onlar asla haksızlığa uğratılmazlar. 39. sure
(ZÜMER) 69. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Şu
bir gerçek ki, biz, resullerimize ve iman edenlere, hem dünya hayatında hem de
tanıkların ayağa kalkacakları gün mutlaka yardım edeceğiz. 40. sure (MÜ'MİN) 51. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Tanıklık
edene, tanıklık edilene / seyredene, seyredilene, 85.
sure (BÜRÛC) 3. ayet (Resmi: 85/İniş:27/Alfabetik:14)
Biz indirdik Tevrat'ı, biz. İyiye ve güzele
kılavuz var onda, ışık var. Allah'a teslim olmuş peygamberler, Yahudilere
onunla hakemlik yaparlardı. Kendini Rabb'e adayanlarla ilim ve hikmette derinleşmiş
olanlar da Allah'ın Kitabı'ndan korumakla görevli olduklarıyla hükmederlerdi. Zaten onlar Allah'ın Kitabı'na tanıklardı. Artık
insanlardan korkmayın, benden korkun da ayetlerimi basit bir ücret karşılığı
satmayın. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir. 5. sure (MÂİDE) 44. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Bir
söz sarfetmeye dursun, yanındaki gözcü hemen zaptediverir. 50. sure (KAF) 18. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Ey iman edenler! Herhangi
birinize ölüm gelip çattığında, vasiyet zamanı aranızdaki tanıklık şöyle olsun:
Kendinizden
adalet sahibi iki kişi yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza
geldiyse sizin dışınızdan iki kişi. Bunları namazdan sonra alıkoyarsınız;
kuşkulanırsanız şöyle yemin ederler: "Vallahi, yakınlarımız da olsa
yeminimizi hiçbir ücret karşılığı satmayacağız, Allah'ın tanıklığını
saklamayacağız. Çünkü böyle yaparsak mutlaka günahkârlardan oluruz." Eğer
onların bir günah işledikleri kesinlikle anlaşılırsa o zaman, tercih edilmiş
olan bu ikisinin yerine bunların aleyhinde bulundukları taraftan iki kişi
geçerek şöyle yemin ederler: "Allah şahit olsun ki bizim tanıklığımız,
onların tanıklığından daha doğrudur. Biz hiçbir haksızlık yapmadık. Aksi halde
mutlaka zalimlerden olurduk." İşte bu yol, tanıklığı gereğince yerine
getirmelerine, yemin etmelerinden sonra yeminlerinin reddedileceğinden
korkmalarına en yarayışlı olandır. Allah'tan korkun ve söylenene kulak verin.
Allah, sapıklar topluluğunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. 5. sure (MÂİDE) 106-108. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder