VII.
TOPLUMSAL DÜZEN VE HUKUK
A. AİLE HAYATI – 11
9. YETİMLER VE VESAYET
a) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, Aile Hayatı, Yetimler ve Vesayet
Dünya ve âhıret hakkında... Sana yetimlerden de soruyorlar. De ki: "Onları, işe yarar hale getirmek kendileri için daha hayırlıdır. Eğer onlarla bir arada yaşarsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir." Allah, bozguncuyu barışseverden ayırmasını bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi zora sürerdi. Allah, tüm onurların sahibi, tüm hikmetlerin sahibidir. 2. sure (BAKARA) 220. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Yetimlere
mallarını verin. Temizi pise değişmeyin. Yetimlerin mallarını kendi mallarınıza
katarak yemeyin. Bunu yapmak gerçekten büyük bir vebaldir. Yetimler konusunda
adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan
ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden
korkarsanız, bir tek kadınla yahut yeminlerinizin / sağ ellerinizin sahip
olduklarıyla yetinin. İşte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur. Kadınlara mehirlerini nazik ve
cömert bir şekilde örf ve çevrenin kabullerine uygun olarak verin. Eğer ondan
birazını kendileri kişisel istekleriyle size sunmuşlarsa artık onu içinize sine
sine yiyin. Allah'ın sizin için ayakta durma aracı yaptığı mallarınızı kendini
bilmez beyinsizlere vermeyin, o mallar içinden onlara rızık ayırın, onları
giydirin ve onlara tatlı ve işe yarar bir söz söyleyin. Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman
onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara
geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin.
Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda
yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar
bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter. 4. sure (NİSA) 2-6. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ürperip titresin o kimseler ki, kendi
arkalarında zayıf ve çaresiz aile fertleri bırakmış olsalardı, onlar için korku
ve endişe duyacaklardı. O halde, Allah'tan korksunlar ve haksızlığı önleyici
sağlam bir söz söylesinler. Şunda kuşkunuz olmasın
ki, zulme başvurarak yetimlerin mallarını yiyenler karınlarına doldurmak üzere
bir ateş yemekten başka bir şey yapmazlar. Ve onlar yakın bir zamanda,
korkunç acılar veren bir azaba dalacaklardır. 4. sure (NİSA) 9-10. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
b) Vâris
(1) Genel olarak, soydan / kandan vâris
"Ben, arkamdan gelecek yakınlarımdan endişe ediyorum. Karımsa kısır. O halde, katından bana bir dost bağışla; Ki hem bana mirasçı olsun hem de Yakub hanedanına mirasçı olsun. Ve onu hoşnutluğunu kazanmış bir kul eyle, Rabbim." 19. sure (MERYEM) 5-6. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Ve
Zekeriyya. Hani Rabbine yakarmıştı: "Rabbim, beni yapayalnız, bir başıma
bırakma. Sen, vârislerin en hayırlısısın."
21. sure (ENBİYÂ) 89. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Süleyman,
Davûd'a mirasçı oldu ve şöyle dedi: "Ey insanlar, bize kuşların dili öğretildi ve
bize her şeyden biraz verildi. Kuşkusuz bu, apaçık lütfun ta kendisidir." 27. sure (NEML) 16. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
(2) Halef olarak, sonradan varis
"Sizi uyarmak için içinizden
bir adam aracılığıyla size Rabbinizden bir ihtar gelmesine şaştınız mı?
Hatırlayın ki, O sizi Nuh toplumundan sonra
halefler yaptı ve yaratılışta size daha fazla bir boy-bos verdi.
Allah'ın nimetlerini anın ki kurtulabilesiniz." 7. sure (A'RAF) 69. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
"Hatırlayın
ki, Allah sizi Ad'dan sonra halefler yaptı ve
yeryüzünde sizi yerleştirdi. O'nun düzlüklerinde saraylar kuruyorsunuz,
dağlarını yontup ev yapıyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini anın da fesat
çıkararak yeryüzünü berbat etmeyin." 7.
sure (A'RAF) 74. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
"Ben,
arkamdan gelecek yakınlarımdan endişe ediyorum. Karımsa kısır. O halde, katından bana bir dost bağışla; 19. sure (MERYEM) 5. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
c) Yetimler
(1) Yetimler, mal üzerinde hakkı olanlar
Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz zafer ve mutluluğa ermek değildir. Zafer ve mutluluğa ermek o kişinin hakkıdır ki, Allah'a, âhıret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı kılar, zekatı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. Ve işte bunlardır korunan takva sahipleri. 2. sure (BAKARA) 177. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Sana, neyi
infak edip vereceklerini soruyorlar. De ki: "İnfak
ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır.
Hayır olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir." 2. sure (BAKARA) 215. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Mirasın
paylaştırılmasında hısım-akraba, yetimler,
yoksul ve çaresizler de hazır bulunurlarsa, ondan onları da rızıklandırın ve
onlara güzel ve hoş bir söz de söyleyin. 4. sure
(NİSA) 8. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)
Doğru ile
yanlışın ayrılış günü, iki topluluğun karşılaştığı gün, kulumuza indirmiş
olduğumuza inanıyorsanız şunu bilin: Ganimet /
kazanç olarak elde ettiğiniz şeylerin beşte biri Allah'a, resule, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışa
aittir. Allah her şeye kadirdir. 8.
sure (ENFÂL) 41. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
Allah'ın,
kentler halkından resulüne zahmetsizce aktardığı mal ve nimetler şunlar
içindir: Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler,
yoksullar, yolda kalmışlar. Bu böyle düzenlenmiştir ki, o mal ve
nimetler sizden yalnız zengin olanlar arasında dönüp duran bir kudret aracı
olmasın. Resul size ne verdiyse onu alın; sizi neden yasakladıysa ona son verin
ve Allah'tan korkun. Hiç kuşkusuz, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. 59. sure (HAŞR) 7. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
Yoksula, yetime ve esire, yemeği severek yedirirler. "Biz size yalnız ve yalnız
Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık da bir teşekkür de
istemiyoruz; 76. sure (İNSÂN) 8-9. ayet
(Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)
Yakındaki
bir yetimi, 90. sure (BELED) 15. ayet (Resmi: 90/İniş:35/Alfabetik:12)
(2) Varis olmayan yetimler ve miras
Mirasın paylaştırılmasında hısım-akraba, yetimler, yoksul ve çaresizler de hazır bulunurlarsa, ondan onları da rızıklandırın ve onlara güzel ve hoş bir söz de söyleyin. 4. sure (NİSA) 8. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
(3) Yetimler ve adalet
Senden kadınlar hakkında fetva soruyorlar. De ki: "Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor."
Yazılmış hakları olanı kendilerine vermeyip de kendileriyle nikâhlanmak
istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip horlanan çocuklar
hakkında, yetimler için adaleti yerine
getirmeniz hakkında. Kitap'ta olup da yüzünüze karşı okunan şeyler var.
Hayır olarak yaptığınız her şeyi Allah, hakkıyla bilmektedir. 4. sure (NİSA) 127. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
(4) Yetimler ve malları
Yetimlere mallarını verin. Temizi pise değişmeyin. Yetimlerin mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Bunu yapmak gerçekten büyük bir vebaldir. 4. sure (NİSA) 2. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Allah'ın sizin için ayakta durma
aracı yaptığı mallarınızı kendini bilmez beyinsizlere vermeyin, o mallar içinden onlara rızık ayırın, onları giydirin
ve onlara tatlı ve işe yarar bir söz söyleyin. 4. sure (NİSA) 5. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Şunda kuşkunuz
olmasın ki, zulme başvurarak yetimlerin
mallarını yiyenler karınlarına doldurmak üzere bir ateş yemekten başka bir
şey yapmazlar. Ve onlar
yakın bir zamanda, korkunç acılar veren bir azaba dalacaklardır. 4. sure (NİSA) 10. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
"Yetimin malına
yaklaşmayın! Ancak rüştüne erişinceye
kadar en güzel yolla ilgilenme hali müstesna. Ölçme ve tartmayı tam bir
dürüstlükle yerine getirin. Hiç kimseye yaratılış kapasitesinin üstünde
yükümlülük getirmiyoruz. Konuştuğunuz zaman, yakınlarınız / aleyhine de olsa,
adaleti gözetin. Ve Allah'a verdiğiniz söze sadık kalın. Düşünüp öğüt alasınız
diye O size bunları önerdi. 6. sure
(EN'ÂM) 152. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Yetimin malına yaklaşmayın. Ancak rüştüne
erişinceye kadar, güzel bir yolla ilgilenebilirsiniz. Ahdinize vefalı olun çünkü
verilen söz sorumluluk gerektirir. 17. sure
(İSRÂ) 34. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Mirası
derleyip toplayıp yiyorsunuz. 89. sure
(FECR) 19. ayet (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)
O
seni bir yetim olarak bulup da
barınağa kavuşturmadı mı? 93. sure
(DUHÂ) 6. ayet (Resmi: 93/İniş:11/ Alfabetik:18)
(5) Yetimlere karşı tutum ve davranış
Dünya ve
âhıret hakkında... Sana yetimlerden de soruyorlar. De ki: "Onları, işe yarar
hale getirmek kendileri için daha hayırlıdır. Eğer onlarla bir arada
yaşarsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir." Allah, bozguncuyu barışseverden
ayırmasını bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi zora sürerdi. Allah, tüm onurların
sahibi, tüm hikmetlerin sahibidir. 2. sure
(BAKARA) 220. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
(6) Yetimler ve Dünya'daki sınav
İsrailoğulları'ndan şöyle bir söz de almıştık: Allah'tan başkasına ibadet etmeyin, anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle davranın. İnsanlara güzeli ve güzelliği söyleyin. Namazı kılın, zekâtı verin. Bütün bunlardan sonra siz, pek azınız müstesna, sırt çevirdiniz. Hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz. 2. sure (BAKARA) 83. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah'a
kulluk edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya,
akrabaya, yetim ve öksüzlere,
çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa,
size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen
şımarıkları sevmez. 4. sure (NİSA) 36. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Senden
kadınlar hakkında fetva soruyorlar. De ki: "Onlar
hakkında fetvayı size Allah veriyor." Yazılmış hakları olanı kendilerine
vermeyip de kendileriyle nikâhlanmak istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip horlanan
çocuklar hakkında, yetimler için adaleti
yerine getirmeniz hakkında. Kitap'ta olup da yüzünüze karşı okunan
şeyler var. Hayır olarak yaptığınız her şeyi Allah, hakkıyla bilmektedir. 4. sure (NİSA) 127. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Doğrusu
şu ki, siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz. 89. sure
(FECR) 17. ayet (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)
O halde, yetimi örseleme, 93. sure (DUHÂ) 9. ayet (Resmi: 93/İniş:11/Alfabetik:18)
İşte odur yetimi itip kakan; 107. sure (MÂÛN) 2. ayet (Resmi: 107/İniş:17/Alfabetik:61)
(7) Yetimler ve hakları
Senden
kadınlar hakkında fetva soruyorlar. De ki: "Onlar
hakkında fetvayı size Allah veriyor." Yazılmış hakları olanı kendilerine
vermeyip de kendileriyle nikâhlanmak istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip horlanan
çocuklar hakkında, yetimler için adaleti
yerine getirmeniz hakkında. Kitap'ta olup da yüzünüze karşı okunan
şeyler var. Hayır olarak yaptığınız her şeyi Allah, hakkıyla bilmektedir. 4. sure (NİSA) 127. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
(8) Yetimler, yetiştirip güçlendirme
Yetimleri, nikâh çağına
gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir
olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye
bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan
ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını
kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap
sorucu olarak Allah yeter. 4. sure
(NİSA) 6. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
"Ve
duvar. Duvar, o kentte yaşayan iki yetim oğlanındı. Altında,
oğlanlara ait bir define vardı. Oğlanların babası da hayır ve barış seven bir
kimse olarak yaşamıştı. Rabbin istedi ki, o çocuklar ergenliklerine ulaşsınlar
da Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarsınlar. Ben bunları kendi
buyruğumun sonucu olarak yapmadım. İşte senin sabretmeye güç yetiremediğin
şeylerin içyüzü budur." 18. sure
(KEHF) 82. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
d) Vekil
(1) Vekil Olarak Allah Yeter
Hem göklerdekiler hem yerdekiler Allah içindir. Vekil olarak Allah yeter. 4. sure (NİSA) 132. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Ey Ehlikitap! Dininizde aşırılığa
gidip doymazlık etmeyin! Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin! Meryem
oğlu İsa Mesih, Allah'ın resulü ve kelimesidir. Onu, kendisinden bir ruhla
beraber Meryem'e atmıştır. Artık Allah'a ve resullerine inanın.
"Üçtür!" demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah
Vâhid'dir, tek ve biricik ilahtır. Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır
O. Yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Vekil
olarak Allah yeter. 4. sure
(NİSA) 171. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
"Kuşkusuz,
benim kullarım üzerinde senin hiçbir sultan olmayacaktır." Vekil olarak Rabbin yeter. 17. sure (İSRÂ) 65. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
(2) İnsanın İnsana Vekilliği
Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabb'inden korksun da borcundan hiç bir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf, çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu, kadınlardan biri şaşırırsa / unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser davranmasınlar. Küçük veya büyük, borcu, süresine kadar yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak aranızda döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret söz konusu ise onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Karşılıklı alışveriş yaptığınızda da tanık bulundurun. Yazıcıya da tanığa da zarar verilmesin. Böyle bir şey yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah'tan korkun. Allah size öğretiyor. Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir. 2. sure (BAKARA) 282. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah, onu
güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi besleyip büyüttü. Onu, Zekeriyya'nın korumasına verdi. Zekeriyya,
mihrapta onun yanına her girdiğinde, orada bir rızık bulur ve sorardı:
"Meryem, bu sana nereden?" Meryem de "Bu, Allah katındandır;
çünkü Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır." derdi. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 37. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Bu, gayb
haberlerindendir ki, sana vahyediyoruz. Onlar, Meryem'in
bakımını kimin üstleneceğini belirlemek için kalemlerini atarlarken sen
yanlarında değildin. Çekiştikleri sırada da yanlarında değildin. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 44. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Allah'ın sizin için ayakta durma aracı
yaptığı mallarınızı kendini bilmez beyinsizlere vermeyin, o mallar içinden
onlara rızık ayırın, onları giydirin ve onlara tatlı ve işe yarar bir söz
söyleyin. Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar
gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve
erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye bu malları
tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan
ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz
zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter. 4. sure (NİSA) 5-6. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
İnanmış hür kadınları nikâhlama
genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarından
biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz.
O halde onları, ailelerinin izniyle
nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar
olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe
geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının
yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten
korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici,
çok merhametlidir. 4. sure (NİSA) 25. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Resule itaat eden
Allah'a itaat etmiş olur. Yan çizen çizsin, biz seni onlar üzerine
bekçi göndermedik. 4. sure (NİSA) 80. ayet
(Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
O, hak
olduğu halde senin toplumun onu yalanladı. De ki:
"Ben size vekil değilim." 6. sure (EN'ÂM) 66. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Gerçek şu
ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim
körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin
üzerinize bekçi değilim. 6. sure
(EN'ÂM) 104. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Allah
dileseydi, şirke batmazlardı. Biz seni onlar
üzerine bekçi yapmadık. Sen onlara vekil de değilsin. 6. sure (EN'ÂM) 107. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
De ki: "Ey insanlar! Şu bir
gerçek ki hak size Rabbinizden gelmiştir. Artık doğruya yönelen kendi benliği
için yönelir; sapan da kendi benliği aleyhine sapar. Ben
sizin üzerinize vekil değilim." 10. sure (YÛNUS) 108. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
"Eğer inananlar iseniz,
Allah'ın bıraktığı kâr sizin için daha hayırlıdır. Ben
sizin üzerinizde bir bekçi değilim." 11. sure (HÛD) 86. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Rabbiniz
sizi daha iyi bilir. Dilerse size rahmet eder, dilerse size azap eder. Biz seni onlar üzerine vekil göndermedik. 17. sure (İSRÂ) 54. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Yüz
çevirirlerse, biz seni onlar üzerine bekçi göndermemişiz. Sana düşen, tebliğden başkası
değildir. Biz insana, bizden bir rahmet tattırdığımızda, onunla sevinip
şımarır. Kendi ellerinin hazırladığından bir kötülük başlarına sarılınca,
bakarsın insan, alabildiğine nankörleşmiştir. 42. sure (ŞÛRÂ) 48. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
(3) Ahirette Cennet ve Cehennemdeki Vekiller-Bekçi / Sorumlu / Görevli Melekler
İnkar edenler bölük bölük
cehenneme sevk edilirler. Oraya geldiklerinde onun kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler:
"Size, içinizden resuller gelmedi mi ki, Rabbinizin ayetlerini karşınızda
okusunlar ve sizi şu gününüze kavuşmanız hususunda uyarsınlar?" Onlar:
"Evet, derler, geldiler ama inkarcılar hakkında azap hükmü hak oldu."
39. sure (ZÜMER) 71. ayet (Resmi: 39/İniş:59/ Alfabetik:114)
Rablerinden korkanlar da bölükler halinde cennete sevk edilirler. Oraya geldiklerinde, cennet kapıları da kendilerine açıldığında, oranın bekçileri onlara şöyle derler: "Selam size! Tertemizsiniz. Hadi girin şuraya, sürekli kalıcılar olarak!" 39. sure (ZÜMER) 73. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Ateştekiler, cehennem bekçilerine şöyle der: "Rabbinize
yakarın da azabı bizden bir gün olsun hafifletsin!" 40. sure
(MÜ'MİN) 49. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Şöyle
seslenecekler: "Ey Mâlik! Rabbin
işimizi bitiriversin." O şöyle diyecek: "Hep böyle
kalacaksınız!" 43. sure (ZUHRUF) 77. ayet
(Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Öfkesinden
çatlayacak hale gelir. İçine bir güruh atıldıkça, onun
bekçileri bunlara sorarlar: "Size hiçbir uyarıcı gelmedi mi?" 67. sure (MÜLK) 8. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)
Biz,
cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre
sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap
verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın.
Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin.
Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla
neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini /
dileyeni saptırır, dilediğini / dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar.
Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve
düşündürücüden başka şey değildir. 74. sure
(MÜDDESSİR) 31. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
Biz de
çağıracağız zebanileri! 96. sure (ALAK) 18. ayet (Resmi: 96/İniş:1/Alfabetik:6)
10. KOMŞULAR VE KOMŞULUK
a) Genel Olarak Komşular ve komşuluk
Allah'a kulluk edin. O'na hiçbir
şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve
öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya,
uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara
iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez. 4. sure (NİSA) 36. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Eğer
müşriklerden biri senden güvence dilerse / senin yanına gelmek, sana komşu olmak isterse, ona güvence
verip yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah'ın kelamını dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü
yere kadar götür. Böyle yapmanın gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir
topluluktur. 9. sure (TEVBE) 6. ayet
(Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Onlar
üstünde karşılıklı yan gelip yaslanırlar. 56. sure (VÂKIA)
16. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder