07.05.2016
00:07
Siyasi gündemimizde çok enteresan
gelişmelere yol açan beyanlar oldu. Üstelik bu beyanlar devletin en üst
kademesindekiler tarafından yapıldı. Bu beyanlardan
biri, laikliğin anayasada yer almaması ve anayasanın dindar olması, diğeri de
tarihimizi 1919 yılından sonra başlatan anlayışın kabul edilemeyeceğine
ilişkindi.
Laiklik karşıtlığı yeni değil
Mevcut yönetimin laiklik karşıtlığı, içinden doğduğu siyasi parti ve
anlayışın özünde olan bir yaklaşımdır. Bu düşünce önceden olduğu gibi, yönetimin iktidar
olmasından itibaren de devam etmiştir. İktidar olmanın verdiği güçle de daha
etkin bir şekilde ifade edilmiş ve uygulamaya konmuştur.
Laiklik karşıtlığı
açıklıkla uygulanmasına rağmen bugüne kadar bu kadar net bir şekilde ortaya
çıkmamıştır. Laikliğin yeni anayasada yer almaması ve anayasanın dindar olması
gerektiğinin ifade edildiği makama bakıldığında, rejim değişikliği tehlikesinin
hangi boyuta geldiğini görmek mümkündür. Her ne kadar bunun, yandaşlarca
şahsi görüş olduğu söylenmeye çalışılsa da bu yaklaşım, bugüne kadarki
uygulamalara, söyleyen zatın makamına ve geçmişine bakıldığında inandırıcı
olamamaktadır.
Bu yaklaşım, mızrağın artık çuvala sığmadığını
gösterdiğinden, yakın bir zamana kadar,
"acaba kafalarının arkasında bir gizli ajanda
mı var" düşüncesini tamamen ortadan kaldırmıştır.
Bu
durum, bir zamanlar iktidarın "laiklik karşıtı hareketlerin odağı olma" suçu nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından
cezalandırılmasıyla kendini göstermişse de, konu zaman içinde gündemden
düşmüştür. Konunun
gündem dışına çıkmasında, yönetimin iktidar olma gücünü kullanmasının ve TSK
başta olmak üzere etkin anayasal kurumlara kurulan tuzaklarla onların etkisiz
duruma getirilmesinin etkili olduğu bilinmektedir.
Her ne kadar bu tuzakların Cemaat
tarafından yapıldığı söylense de ve onlara karşı "paralel devlet" adıyla mücadeleye
girişilse de, bu mücadelenin Cemaatin kendilerine de tehdit olmasıyla başladığı
ve o ana kadar onlara destek verildiği, birlikte hareket edildiği açıktır.
Değişim ve dönüşümle Yeni Türkiye
Yönetimin iktidar olmasıyla başlattığı değişim ve dönüşümün temelini eğitim
sistemi oluşturmuş, sistemi millî eğitimden dini eğitime dönüştürme projesi kademe
kademe uygulanmıştır. Çağdaş ve Türk Millî Gençliği yerine dindar gençlik
yetiştirme düşüncesi ön planda tutulmuştur.
Türkiye
Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinden uzaklaşılmış, millî bayramlarımız
unutturulmaya çalışılmış, Türklük yok sayılmış ve bunların izlerini her yerden
silme çabası gösterilmiştir. Türk Milleti yerine ümmet anlayışı benimsenmiş ve
bunlar her fırsatta dile getirilmiştir.
Bütün inançların güvencesi olan laiklik çarpıtılmış ve sonunda anayasadan
çıkartılmasına varacak kadar de ileri gidilmiştir.
Anayasanın
değiştirilmesi teklif edilemeyecek maddeleri hedef alınmıştır. Cumhuriyetin
ilkelerine, devrimlere ve Atatürkçü Düşünce Sistemine karşı savaş açılmıştır.
Var oluşlarının nedeni anayasa
ve edilen yeminler bir tarafa bırakılmış, açıktan anayasaya karşı suç
işlenmiştir. Bunu düşünce özgürlüğü kılıfına sokmak mümkün değildir.
Ulus devlet, üniter
devlet, laik devlet anlayışı değişim ve dönüşüme uğratılarak rejim
değişikliğine gidilmiş, buna da Yeni Türkiye denmiştir. Şimdi de iç siyasi manevralarla
rejimin daha çabuk ve köklü değişimi hedeflenmektedir.
Türklük ve Türk Devletleri tarihi daha eski
Tarihimiz sadece Osmanlı
İmparatorluğu tarihi olan 600 senelik değil, çok daha öncelere dayanmaktadır.
Osmanlı da bizim tarihimizdir.
Birinci yarısında övünülecek çok da tarafı vardır.
Ancak referans alınması gereken Orta Çağ karanlığı değil, modern, çağdaş,
cumhuriyetçi, laik, ulus devlet ve üniter devleti yaratan ve bize bu kutsal
vatanı bırakan gelişimdir. Bu da 1919'dan başlayan Türkiye Cumhuriyeti
tarihidir.
Bölücülerin üniter ve ulusal,
yönetimin laik yapıyı hedef aldığı bu dönemde, Türk Milletinin külliyeleri bir
taraf bırakıp, Osmanlı hevesi yerine, Cumhuriyet aşkıyla dolu bir yaklaşım
sergilemesi varlığının ve geleceğinin teminatı olacaktır.
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ sitesinden 07.05.2016 tarihinde
yazdırılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder