GÜNCELLİĞİ SÜREN ESKİ TARİHLİ BİR ALTEMUR KILIÇ YAZISI (MKA)
28 Ocak 2012
“Mahşerimizin” dört süvarisi, Atatürk ve
Cumhuriyet düşmanları, Ordu düşmanları, Kürtler ve Ermeniler doludizgin!.. Ordu
düşmanlarıyla Cumhuriyet düşmanları atbaşı; kıyamet yakın!
Millî bayramların, -19 Mayıs ve Cumhuriyet törenlerinin- kaldırılmasından veya kısıtlanmasından sonra “Sivilleşme, Askerî vesayetten” kurtulma dalgası okula da bulaştı...“Gençleri orduya özlemle bağlamayı” , onlara “Ordu-millet” duygusunu, terbiyesini aşılamayı ve vatan hizmetine alıştırmayı amaçlayan ve üniformalı subaylar tarafından verilen Millî Güvenlik Bilgisi derslerinin de kaldırıldığını bizzat Başbakan Erdoğan açıkladı...
Erdoğan, Millî Güvenlik dersinde görülen birtakım konuların 2012-2013 eğitim döneminden itibaren, “Vatandaşlık Bilgisi ve benzeri derslerde sivil öğretmenler tarafından işleneceğini” söylüyor... Bu sivil öğretmenlerin bazılarının kimler olduğu da “ma’lûm” dan malûm!..
***
Türk Ordusuna, askerliğe “yakınlığı” (!) malûm TARAF gazetesi, bu haberi manşetten alaylı bir şekilde, “Okulla ilişiğiniz kesildi komutanım” diye veriyor...
Erdoğan bu derslerin kaldırılmasının gerekçesini de açıkladı: “Avrupa Birliği İlerleme Raporları’nda da eleştiri unsuru imiş” ve şimdi “Millî Eğitim müfredatını çağın gereklerine, bilimdeki ilerlemeye, demokrasideki gelişmeye paralel bir seviyeyeye” taşıyorlarmış!.. Avrupa Birliği ilerleme raporlarında Türkiye’nin eleştirilmesine neden olan, Milli Eğitim şûralarında kaldırılması teklif edilen, “özellikle de asker öğretmenler tarafından verilmesi yadırganan” Milli Güvenlik dersleri kaldırılıyor!..
Kısacası, AB istedi diye böyle oluyor ama asıl amaç Türk Ordusuna, “ordu-millet” geleneğimize yeni yeni bir darbe!..
AB kriterlerinde ordularda cinsel sapıklar, transseksueller, eşcinseller konumunda başka neler var, neler!..
Ve şimdi sıra, ilköğretim öğrencilerine her sabah okutulan, “Varlığım, Türk varlığına armağan olsun” cümlesiyle biten “Andımız” ın kaldırılmasında!..
Üst düzey bir AKP’li, “1930’larda o dönemin Milli Eğitimi tarafından yazılmış, hiçbir kutsallığı olmayan bir metin. Bu çağda Türkiye’ye yakışmıyor. Tartışmalar, önceden başladı. Kamuoyunun da bu adım için hazır olduğunu düşünüyoruz. Bir anayasa değişikliği de gerekmiyor. Bugün karar verirsiniz yarın olur” demiş!!! “Sahibinin” , Erdoğan’ın sesi!..
Evet “mahşerimizin süvarileri” doludizgin... Başka ülkelere nasip olmayan ruhumuz, hazinemiz bir plan gereği yok edilmekte ve bu fütursuz süvarilere “Dur!..” diyecek yok!
***
Okul çağlarımızda, o zamanlar “Askerlik dersleri” heyecanla beklediğimiz derslerdi... Üniformalı subayları kürsüde görmek, onları dinlemek ne büyük mutluluktu!..
Lise ve üniversitede her yıl
iki hafta askerlik kampları yapılırdı. “Üniformalı” subay ve
astsubaylardaki ganimet Rus tüfekleriyle temel eğitim görürdük. Yaz tatilini
kesmesine rağmen hiç yadırgamazdık.
Robert Kolej’de
askerlik öğretmenimiz rahmetli Kore “kahramanı” Tahsin Yazıcı idi... Tahsin
Yazıcı’dan o güzel Rumeli şivesiyle “Ferdasi cuni” diye Kurtuluş Savaşı
menkıbelerini dinlerdik. “Bu
vatan için anami babami çeserim” derdi.
Robert
Kolej’de askerlik kampı yaparken, bir gün bize tüfek çattırdı.. Ve “İstikamet
denız marş marş” emrini verdi. Rıhtıma doğru koştuk ve denizin kenarına
dayandık. O zaman Yüzbaşı Yazıcı kükredi: “Ben size dur
emrını vermedim” diye.
Biz de emir demiri keser diye sapır sapır denize atladık... İşte o ruh öyle bir ruhtu!Talihin cilvesi, rahmetli Yazıcı sonra Kore Tugayında komutanım ve Yassıada’da koğuş arkadaşım oldu.
Nurlar içinde yatsın... Bütün “üniformalı” askerlik öğretmenlerimiz de!
Biz de emir demiri keser diye sapır sapır denize atladık... İşte o ruh öyle bir ruhtu!Talihin cilvesi, rahmetli Yazıcı sonra Kore Tugayında komutanım ve Yassıada’da koğuş arkadaşım oldu.
Nurlar içinde yatsın... Bütün “üniformalı” askerlik öğretmenlerimiz de!
Dip Not:
Nereden nereye geldik?!..
Sapı bizden baltalar kesti cumhuriyet çınarının dallarını; emaneti ehline vermeyerek ve de sahip çıkmayarak...
Sapı bizden baltalar kesti cumhuriyet çınarının dallarını; emaneti ehline vermeyerek ve de sahip çıkmayarak...
Allah'a şükür ki o çınar, o
baltaların (!) ulaşamayacağı gönüllere de kök salmıştır. Elbet "o fütursuz
süvarilere de dur diyecek" dallar da o köklerden fışkıracaktır.
M. Kemal Adal
22 Mayıs 2016/İZMİR
M. Kemal Adal
22 Mayıs 2016/İZMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder