2/1*: KUR'AN'IN NİTELİKLERİ;
2/1**: KUR'AN'SAL BAŞ HARFLER
(MUKATTA'A HARFLERİ);
*2/1: KUR'AN'SAL BAŞ HARFLER (MUKATTA'A HARFLERİ) HAKKINDA KİŞİSEL
BİR YORUM.
**2/1: BAŞLANGIÇ
HARFLERİNİN KUR'AN'ANDAKİ 19 KODU ÜZERİNE KURULU MATEMATİKSEL SİSTEMİN PARÇASI
OLDUĞU HAKKINDAKİ GÖRÜŞ VE KABUL.
Ve
2/2*: YOL GÖSTEREN, DOĞRU /
HAK YOLU GÖSTERENLER;
2/2**: KUR'AN’IN, KENDİNİ TANIMLAMASI:
*2/2:
KİTAP:
RESUL
KUR'AN'IN KUR'AN TEFSİRİ -E KİTAP (MKA):
KURAN'I
TANIYOR MUYUZ?
1. KURAN'IN
MUHTEVASI:
2. KURAN'IN
KILAVUZLUĞU:
Bu yazı, RESUL KUR'AN'IN KUR'AN TEFSİRİ 2-BAKARA SURESİ E-KİTAP
(MKA): 2 / Bakara /1-2 AYETLERİ TEFSİRİNDEN ALINTIDIR. M. Kemal Adal
BAKARA SURESİ
Kur'an'ın Nitelikleri: 2/1-2
Y.N. Öztürk
Elif, Lâm, Mîm.
M. Esed
Elif-Lam-Mim.
Dipnot: 2/1*: İtikat:
Peygamberlik: Kitaplar: Kur'an: Kur'an'ın nitelikleri. Bak:2/1-2; 3/7, 138; 4/82,
174; 6/92, 55, 105; 7/52, 203-204; 9/124-125; 10/57-58; 11/1-2; 12/2; 13/37;
14/52; 17/9-10, 81, 88-89; 18/1-4, 54; 19/97; 20/1-4, 113; 21/10, 50; 22/16;
24/1, 34, 46; 25/32; 26/198-199; 27/1-3, 76-77; 30/58; 31/1-3; 38/29, 67-68,
87-88; 39/23, 28; 41/1-5, 41-44; 42/17; 43/1-3; 44/1-7, 58-59; 45/11, 20;
46/12; 54/17, 22, 32, 40; 59/21; 56/75-82; 68/52; 69/38-43, 48-52; 74/54-55;
80/13-16; 81/26-28; 86/11-14.
2/1*: KUR'AN'IN NİTELİKLERİ:
Oysaki o Zikir/Kur'an âlemler için bir öğütten başka şey değildir. 68/52.
Hayır, iş, sandıkları gibi değil! O bir öğüt verici/bir düşündürücüdür. Dileyen
düşünür onu, öğüt alır. 74/54-55.
Ve o, kovulmuş şeytanın sözü değildir. Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz? O,
âlemlere bir öğütten başka şey değildir. İçinizden, dosdoğru yürümek isteyen
için. 81/25-28.
Kutsanan bereketli sayfalardadır o. Yüceltilen, tertemiz sayfalarda,
Yazıcıların ellerinde; Ak pak, mübarek yazıcıların. 80/13-16.
Yemin olsun o, dönüşle/döndürümle dolu göğe, Çatlayışlarla/yarılışlarla dolu
yere de yemin olsun Ki o, tam bir biçimde ayırt eden bir sözdür; Şaka değildir
o. 86/11-14.
Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen
mi var?! 54/17,22,32,40.
Kutsal / bereketli bir Kitap bu; sana indirdik ki onu, ayetlerini derin derin
düşünsünler ve öğüt alabilsin temiz özlüler. 38/29.
De ki: 'Büyük bir haberdir o.' 'Yüz çevirip duruyorsunuz ondan.' 38/67-68.
Bu, âlemler için bir Zikir'den başka şey değildir. Yemin olsun, bir süre sonra
onun haberini bileceksiniz. 38/87-88.
Onlara bir ayet getirmediğinde, 'onu da şurdan burdan derleseydin ya,' diye
konuşurlar. De ki: 'Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu,
Rabbinizden gelen gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum
için rahmettir.' Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size rahmet
edilsin. 7/203-204.
Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap
getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o. 7/52.
İnkâr edenler dediler ki: 'Kur'an ona toptan, bir kerede indirilseydi ya!' Biz
böyle yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı kılalım. Biz onu parça
parça/ayet ayet okuduk. 25/32.
Biz onu; senin dilinle kolaylaştırdık ki, sakınanları onunla müjdeleyesin,
inatçı bir kavmi de onunla uyarasın. 19/97.
Tâ, Hâ. Biz bu Kur'an'ı sana, zahmet çekesin, bedbaht olasın diye indirmedik;
Saygıyla ürperene bir hatırlatma / düşündürme / öğüt verme olsun diye indirdik.
Yeri ve o yüce mi yüce gökleri yaratandan bir vahiy olarak indirdik. 20/1-4.
Biz onu işte böyle, Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onun içinde tehditleri
türlü ifadelerle sıraladık ki sakınabilsinler yahut da Kur'an onlara yeni bir
hatırlatıcı/hatırlatma sunsun. 20/113.
İş onların sandığı gibi değil! Yıldızların doğup batma, kayıp düşme noktalarına
yemin ediyorum. Ve eğer bilirseniz, gerçekten büyük bir yemindir bu. O,
kesinlikle şerefli bir Kur'an'dır. Titizlikle saklanan bir Kitap'tadır. Ona,
arındırılmışlardan başkası dokunmaz. Âlemlerin Rabbi'nden indirilmiştir. Şimdi
siz, bu sözü mü kirletip küçümseyeceksiniz/bu sözle mi alttan alıp gevşek
davranacaksınız/bu sözle mi yağcılık edeceksiniz? Rızkınızı, yalanlamanızdan
ibaret mi kılıyorsunuz? 56/75-82.
Biz onu Arapça konuşmayanlardan birine indirseydik de, O onu onlara okusaydı,
yine de ona inanmayacaklardı. 26/198-199.
Tâ, Sîn. İşte bunlar Kur'an'ın ve açık seçik beyanda bulunan Kitap'ın
ayetleridir. Müminlere bir kılavuz ve muştudur o. O müminler ki, namazı kılar,
zekâtı verirler. Ve âhirete tam bir biçimde inananlar da onlardır. 27/1-3.
Hiç kuşkunuz olmasın ki bu Kur'an, İsrailoğullarına, ihtilafa düştükleri
şeylerin birçoğunu anlatıyor. Ve elbette o, inananlara bir kılavuz ve
rahmettir. 27/76-77.
Ve de ki: 'Hak geldi bâtıl yıkılıp gitti. Bâtıl, yok olmaya zaten mahkûmdu.'
17/81.
De ki: 'Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler şu Kur'an'ın bir benzerini
getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine de destek olsalar, onun bir
benzerini yine de ortaya getiremezler.' Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar
için her örnekten nicelerini sıraladık. Ama insanların çoğu inkârdan başka bir
şeyde diretmediler. 17/88-89.
Şüpheniz olmasın ki bu Kur'an en kalıcı, en doğru olana kılavuzlar ve müminlere
şu yolda müjde verir: Hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için büyük bir
ödül vardır. Âhirete inanmayanlar var ya, onlar için biz korkunç bir azap
hazırlamışızdır. 17/9-10.
Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa,
inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi. De ki: 'Allah'ın lütfuyla, O'nun
rahmetiyle, sadece onunla sevinip ferahlasınlar! O, onların toplayıp
yığdıklarından hayırlıdır.' 10/57-58.
Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem
kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir. Ki başkasına değil, yalnız
Allah'a ibadet edesiniz! Kuşkusuz, ben size O'ndan gelen bir uyarıcı ve
müjdeciyim. 11/1-2.
Biz onu sana, aklınızı çalıştırasınız diye, Arapça bir Kur'an olarak indirdik.
12/2.
Ayetleri bu şekilde, çeşitli başlıklarla veriyoruz ki, 'Sen ders aldın!'
desinler, biz de ilimden nasiplenen bir toplum için onu iyice açıklayalım.
6/105.
İşte biz, ayetlerimizi bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, günaha sapmışların
yolu açık-seçik ortaya çıksın/günaha sapmışların yolunu açık-seçik göresin!
6/55.
Bu da bizim, kentlerin/medeniyetlerin anasını uyarman için indirdiğimiz bir
Kitap. Kutsal-bereketli, kendinden öncekini doğrulayıcı. Âhirete inananlar, ona
da inanırlar ve onlar namazlarına devam ederler. 6/92.
Elif, Lâm, Mîm. İşte sana, o hikmetlerle dolu Kitap'ın ayetleri. İyilik ve
güzellik sergileyenlere bir rahmet ve bir kılavuz olarak; 31/1-3.
Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir
Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir.
Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah'ın Zikri/Kur'an'ı karşısında
yumuşar. Bu, Allah'ın kılavuzudur ki, onunla dilediğini/dileyeni hidayete erdirir.
Allah'ın saptırdığına gelince, ona kılavuzluk edecek yoktur. 39/23.
Bunu, eğri büğrüsü olmayan Arapça bir Kur'an olarak indirdik ki, korunup
sakınabilsinler. 39/28.
Hâ, Mîm. Rahman ve Rahîm'den indirilmedir bu... Bilgi ile donanmış bir toplum
için ayetleri, Arapça bir Kur'an halinde ayrıntılı kılınmış bir kitaptır bu.
Muştulayıcı ve uyarıcı olarak. Onların pek çoğu yüz çevirdi; kulak verip
dinlemezler onlar. Dediler ki: 'Bizi çağırdığı o şeye karşı kalplerimiz
kılıflar içinde; kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir
perde var. O halde, sen işini yap, muhakkak biz de işimizi yapacağız.' 41/1-5.
Onlar, o zikiri / Kur'an'ı kendilerine geldiğinde inkâr ettiler. Halbuki o, eşsiz
yücelikte bir Kitap'tır. Bâtıl ona, ne önünden gelebilir ne de arkasından.
Hakîm ve Hamîd Allah'tan bir indirmedir o. Senin için söylenen, senden önceki
resuller için söylenenden başka şey değildir. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin hem
çok affedicidir hem de acıklı bir azabın sahibidir. Eğer biz onu yabancı dilde
bir Kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: 'Ayetleri ayrıntılı kılınmalı
değil miydi?/Arap'a yabancı dil mi?/ister yabancı dilde, ister Arapça!' De ki:
'O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların
kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an, onlar için bir körlüktür.
Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir.' 41/41-44.
Gerçeğe ilişkin Kitap'ı ve adalet ölçüsünü indiren o Allah'tır. Nereden
bileceksin, belki de kıyamet saati çok yakındır. 42/17.
Hâ, Mîm. O ayan beyan konuşan Kitap'a yemin olsun ki, Biz onu akıl erdiresiniz
diye Arapça bir Kur'an yaptık. 43/1-3.
Hâ, Mîm. O ayan beyan gösteren Kitap'a yemin olsun ki, Biz onu kutlu/bereketli
bir gecede indirdik. Hiç kuşkusuz, biz uyarıcılarız. Hikmetlerle dolu her iş ve
oluş o gecede ayırt edilir, Katımızdan bir emir olarak. Hiç kuşkusuz biz,
resuller göndeririz, Senin Rabbinden bir rahmet olarak. Hiç kuşkusuz O,
gereğince duyan, gereğince bilendir. Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin
Rabbidir O, eğer görürcesine biliyor iseniz. 44/1-7.
Biz o Kur'an'ı senin dilinle/senin diline kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt
alabilsinler. Artık, beklemeye geç! Çünkü onlar da beklemekteler. 44/58-59.
İyiye ve güzele bir kılavuzdur bu! Rablerinin ayetlerini inkâr edenler için,
korkunç bir pislik azabı öngörülmüştür. 45/11.
Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan
bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o. 45/20.
Halbuki ondan önce, bir önder ve bir rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var! Bu
Kur'an da öncekileri tasdikleyen bir kitaptır. Zulmedenleri uyarsın, güzel
davrananlara müjde olsun diye Arap dilindedir. 46/12.
Hamd o Allah'a ki, kuluna Kitap'ı, kendisinde hiçbir eğiklik ve çelişme
yapmaksızın indirdi. Katından dosdoğru gelen açık bir söz olarak indirdi onu.
Ki, zorlu bir iş ve oluş konusunda uyarsın ve barışa yönelik hayırlı ameller
sergileyen müminlere, kendileri için güzel bir ödül öngörüldüğünü muştulasın...
Onlar, o hal üzere sonsuza dek kalıcıdırlar. Ve 'Allah bir çocuk edindi'
diyenleri uyarsın diye indirdi onu. 18/1-4.
Yemin olsun, biz, bu Kur'an'da, insanlar için her türlü örneği değişik
ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun
olanıdır. 18/54.
İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'tan başka ilah olmadığını bilsinler, aklı
ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir
tebliğdir. 14/52.
Yemin olsun, size bir Kitap gönderdik ki, öğüt ve uyarınız/zikriniz/şerefiniz
yalnız ondadır. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız? 21/10.
Bu, bereketli bir Zikir'dir ki, onu indirdik. Yoksa siz onu inkâr mı
ediyorsunuz? 21/50.
Hayır, sandıkları gibi değil! Yemin ederim gördüklerinize, Ve görmediklerinize!
Ki o, çok soylu bir elçinin sözüdür. Bir şairin sözü değildir o. Ne kadar da az
inanıyorsunuz? Bir kâhinin sözü de değildir o. Ne kadar da az araştırıp
düşünüyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'nden bir indiriştir o. 69. sure (HÂKKA) 38-43.
ayet (Resmi: 69/İniş:78/Alfabetik:34)
Gerçek şu ki o, sakınanlar için tam bir uyarıcı ve düşündürücüdür. Ve biz,
içinizden onu yalanlayanların bulunduğunu kesinlikle biliyoruz. Ve o, küfre
sapanlar için tam bir hasrettir. Ve o, kesin bilginin tam gerçeğidir. Hadi
artık, yüce Rabbinin adını tespih et! 69/48-52.
Yemin olsun ki, biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü örneği verdik. Sen
onlara bir mucize getirsen, o inkâr edenler mutlaka şöyle diyeceklerdir: 'Siz,
eskiyi hükümsüz kılanlardan başkası değilsiniz.' 30/58.
Elif, Lâm, Mîm. İşte sana o Kitap! Kuşku,çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir
kılavuzdur o, korunup sakınanlar için. 2/1-2.
Bu, insanlara bir açıklama, korunup sakınanlara da bir öğüt ve kılavuzdur.
3/138.
Kitap'ı sana indiren O'dur: Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar
Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir
eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun yorumuna öncelik tanımak
için Kitap'ın sadece müteşâbih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir
Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, 'Ona inandık, hepsi
Rabbimizin katındandır.' derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince
düşünemez. 3/7.
Ey insanlar! Size Rabbinizden apaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt gelmiştir.
Biz size, her şeyi açık seçik gösteren bir ışık gönderdik. 4/174.
Kur'an'ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başka birinin
katından gelseydi, elbette ki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı. 4/82.
İşte biz o Kur'an'ı Arapça bir hüküm kaynağı olarak indirdik. Eğer sana gelen
ilimden sonra onların keyiflerine uyarsan, Allah'tan sana ne bir dost nasip
olur ne de bir koruyucu. 13/37.
Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu huşû ile
boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz bu örnekleri insanlara hep
veriyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler. 59/21.
Bir suredir, indirdik onu; farz kıldık onu... Ve içinde açık seçik ayetler
indirdik ki, düşünüp ders alabilesiniz. 24/1.
Yemin olsun ki, size, gerçeği açık seçik anlatan ayetler, sizden önce gelip
geçmiş olanlardan örnekler, korunanlar için de bir öğüt indirdik. 24/34.
Yemin olsun, biz açık seçik bilgiler veren ayetler indirdik. Allah,
dilediğini/dileyeni dosdoğru yola iletiyor. 24/46.
Biz onu, böylece açık seçik ayetler halinde indirdik. Kuşkusuz, Allah, dilediğine/dileyene
kılavuzluk eder. 22/16.
Ne zaman bir sure indirilse içlerinden biri, 'Bu hanginizin imanını artırdı?'
diye konuşur. İmanı olanların imanını artırmıştır. İşte sevinip duruyorlar!
Kalplerinde maraz olanlara gelince, inen sure onların pisliğine pislik ekler.
Kâfir olarak ölüp gittiler onlar. 9/124-125.
MKA.
2/1**: Kur'an'sal baş harfler
(mukatta'a harfleri). Bak: 3/1; 7/1; 10/1; 11/1; 12/1; 13/1; 14/1; 15/1; 19/1;
20/1; 27/1; 28/1, 29/1, 30/1; 31/1; 32/1; 36/1; 38/1; 40/1; 41/1-2; 43/1; 44/1;
45/1; 46/1; 50/1; 68/1.
2/1**: KUR'AN'SAL BAŞ HARFLER (MUKATTA'A HARFLERİ):
Elif, Lâm, Mîm. 2/1.
Elif, Lâm, Mîm. 3/1.
Elif, Lam, Mim, Sad. 7/1.
Elif, Lâm, Râ. İşte sana hikmetlerle dolu Kitap'ın ayetleri. 10/1.
Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem
kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir. 11/1.
Elif, Lâm, Râ. O apaçık, apaydınlık Kitap'ın ayetleridir bunlar. 12/1.
Elif, Lâm, Mîm, Râ. O Kitap'ın ayetleridir bunlar. Ve sana Rabbinden indirilen,
haktır. Ne var ki, insanların çokları iman etmezler. 13/1.
Elif, Lâm, Râ. Bir kitaptır bu. Ki indirdik sana, çıkarasın diye insanları
Rablerinin izniyle karanlıklardan nura; Hamîd, Azîz olanın yoluna... 14/1.
Elif, Lâm, Râ. İşte sana o Kitap'ın ve açık anlatımlı Kur'an'ın ayetleri. 15/1.
Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd. 19/1.
Tâ, Hâ. 20/1.
Tâ, Sîn, Mîm. 26/1.
Tâ, Sîn. İşte bunlar Kur'an'ın ve açık seçik beyanda bulunan Kitap'ın
ayetleridir. 27/1.
Tâ, Sîn, Mîm. 28/1.
Elif, Lâm, Mîm. 29/1.
Elif, Lâm, Mîm. 30/1.
Elif, Lâm, Mîm. 31/1.
Elif, Lâm, Mîm. 32/1.
Yâ, Sîn. 36/1.
Sâd. Zikir/öğüt/uyarı dolu Kur'an'a yemin olsun ki, 38/1.
Hâ, Mîm. 40/1.
Hâ, Mîm. Rahman ve Rahîm'den indirilmedir bu... 41/1-2.
Hâ, Mîm. 43/1.
Hâ, Mîm. 44/1.
Hâ, Mîm. 45/1.
Hâ, Mîm. 46/1.
Kaf. Şanı yüce, ilahî cömertlikle dolu Kur'an'a yemin olsun ki, 50/1.
Nûn! Yemin olsun kaleme ve satır satır yazdıklarına 68/1.
MKA.
*2/1: Kur'an'sal baş
harfler (mukatta'a harfleri) hakkında kişisel bir yorum.
Kur'an'sal baş harfler (mukatta'a harfleri) / Başlangıç
harfleri, Allah Katında ve Levh-i Mahfuz'da' (85/21-22 = İş onların
iddialarının aksinedir! O, çok yüce bir Kur'an'dır. Korunmuş bir levhada /
Levh-i Mahfûz'dadır. ) olan Asl-ı Kitap (El Kitap)'ın (43/4
= Ve o, bizim katımızdaki ana Kitap'ta çok yüce, çok hikmetlidir.) içindeki, indirilen Kur'an surelerinin orjinalinin bulunduğu
bölümlerine ve veya içerdiği konulara bir işaret de olabilir.
Gerçeği Allah bilir.
MKA.
**2/1: Başlangıç harflerinin Kur'an'andaki 19 kodu
üzerine kurulu matematiksel sistemin parçası olduğu hakkındaki görüş ve kabul.
**2/1: Bu başlangıç harfleri, 14 yüzyıl, Allah tarafından korunan bir sır
olarak kaldı. Binlerce müslüman ve oryantalist bilgin onların anlamını çözmek
için boşuna çaba harcadı. Yüce Allah, bu harflerin gizeminin deşifresini belli
bir yere, belli bir zamana ve belli bir kişiye sakladı.
Şimdi biz bu başlangıç harflerini, 74. Surede sözü edilen 19 kodu üzerine
kurulu matematiksel yapının önemli bir parçası olarak tanıyoruz. Bu ve daha
birçok gizemin açığa çıkması, Kuran'da vadedilen yepyeni bir çağın başladığını
ve İslam'da reformun gerçekleşeceğini göstermektedir.
19 kodu üzerine kurulu matematiksel sistemin deşifre edildiği tarih ilginçtir.
19 sayısının yanına bu sayının söz edildiği surenin numarası olan 74'ü
koyduğunuz vakit 1974 sayısını elde edersiniz. Bu sayı, Dr. Reşad Halife
tarafından matematiksel mucizenin keşfedildiği yıldır.
19 sayısını 74 ile çarptığınızda elde edeceğiniz 1406 sayısı ise Kuran'ın
indiği tarih ile mucizenin keşfedildiği tarih arasındaki kameri yılların
sayısına denktir.
Başlangıç harflerinin, matematiksel yapı içindeki olağanüstü rolü üzerinde
düşünülürse, yedi surenin ilk ayetlerinde yer alan 'Bunlar bu hikmetli Kitab'ın
mucizeleridir' ifadesinin sürekli Başlangıç Harflerinden sonra gelmesinin
anlamı rahatlıkla anlaşılır.
A.L.M. harflerinin amacı 2. ayette bildirilir. Bu üç harf 3, 29, 30, 31 ve 32.
surelerin başında da bulunur ve başlarında bulundukları surelerdeki tekrar
sayılarıyla Kuran'daki matematiksel sistemin bir parçasıdır.
Bu harflerin ikinci anlamları için 15/87 (
=Yemin olsun ki, biz sana
ikişerlerden / ikililerden / iç içe kıvrımlar halindeki çift mânalılardan yedi
taneyi ve şu büyük Kur'an'ı verdik.) ayetine bakınız.
74/30: 'Üzerinde ondokuz vardır onun.'
Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.
2/2
Y.N. Öztürk
İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir
kılavuzdur o, korunup sakınanlar için.
M. Esed
Üzerinde hiçbir şüpheye yer olmayan bu ilahi kelam Allah'a
karşı sorumluluklarının bilincinde olanlara bir rehber (olarak indirilmiş)tir,
Dipnot: 2/2*: Yol Gösteren
(kılavuz /rehber): Doğru / Hak yolu gösterenler. Bak: 3/96; 4/174; 5/15; 6/154;
12/111; 16/102; 17/2; 21/48; 26/227; 31/3; 33/46; 42/52; 45/11.
2/2*: YOL GÖSTEREN, DOĞRU / HAK YOLU GÖSTERENLER:
İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o,
korunup sakınanlar için. 2/2.
Şu bir gerçek ki, âlemlere bir bereket kaynağı ve yol gösterici halinde
insanlar için kurulan ilk ev Mekke'dekidir. 3/96.
Ey insanlar! Size Rabbinizden apaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt gelmiştir.
Biz size, her şeyi açık seçik gösteren bir ışık gönderdik. 4/174.
Ey Ehlikitap! Resulümüz size geldi. Kitap'tan saklamış olduklarınızın çoğunu
size ayan-beyan açıklıyor; çoğundan da geçiyor. Şu bir gerçek ki, size
Allah'tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir. 5/15.
Sonra, güzel davrananlara nimetimizi tamamlamak, her şeyi ayrıntılı kılmak, bir
kılavuz ve rahmet olmak üzere Mûsa'ya o Kitap'ı verdik ki onlar Rablerine
kavuşacaklarına inanabilsinler. 6/154.
Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için
bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o,
önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için
de bir kılavuz ve bir rahmettir. 12/111.
De ki: 'İman edenleri güçlendirip kökleştirmek için ve Müslümanlara bir müjde
ve kılavuz olarak, Ruhulkudüs onu, senin Rabbinden indirdi. 16/102.
Mûsa'ya Kitap'ı verdik ve onu, 'benden başka bir vekil tutmayın' buyruğuyla
Beniisrail'e bir kılavuz kıldık. 17/2.
Yemin olsun, biz, Mûsa'ya ve Hârun'a hak ile bâtılı ayıran, korunanlar için bir
ışık ve öğüt olan furkanı verdik. 21/48.
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, Allah'ı çok ananlar ve zulme
uğratıldıktan sonra başarıya ulaşanlar böyle değillerdir. Zulmedenler, hangi
devrime uğrayıp başaşağı döneceklerini yakında bilecekler. 26/227.
İyilik ve güzellik sergileyenlere bir rahmet ve bir kılavuz olarak; 31/3.
Ve Allah'ın izniyle bir davetçi, ışık saçan bir kandil olarak... 33/46.
İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir
bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle
kılavuzladığımız bir nur yaptık. Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yola
kılavuzluk etmektesin. 42/52
.
İyiye ve güzele bir kılavuzdur bu! Rablerinin ayetlerini inkâr edenler için,
korkunç bir pislik azabı öngörülmüştür. 45/11.
MKA.
2/2**: Kur'an, tanımlanması.
Bak: 2/99, 147, 151; 3/58, 138; 5/15-16, 64; 6/69; 7/52,
157, 203-204; 10/57-58; 11/1,20; 12/1-3, 111; 13/37; 14/1, 52; 16/64, 89;
17/85, 89;18/1-4; 19/97; 20/2-4; 24/46; 25/1; 26/195-200; 27/6, 76; 28/86;
29/51; 31/2-3, 27; 32/2-3; 36/1-6, 69-70; 38/29; 39/23; 41/1-4, 41-44, 53;
42/17, 24, 52; 43/2-4; 44/2-6; 45/6; 46/2, 7-8; 50/1; 53/4-5, 56; 56/7, 75-82;
59/51; 61/8-9; 64/8; 65/11; 69/40-51; 73/19; 74/54-56; 76/29; 77/50; 80/11-16;
81/15-27; 85/21-22; 86/11-14; 94/4.
2/2**: KUR'AN, KENDİNİ TANIMLAMASI:
'İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o,
korunup sakınanlar için.' 2/2.
'And olsun, biz sana açık-seçik ayetler indirdik. Onları, pislik ve sapıklığa
bulaşmış olanlardan başkası inkâr etmez.' 2/99.
'Gerçek, Rabb'inden gelir. O halde sakın kuşkuya düşenlerden olma.' 2/147.
'Nitekim size aranızdan bir resul göndermişiz; size ayetlerimizi okuyor, sizi
temizleyip arıtıyor, size Kitap'ı ve hikmeti öğretiyor, size, daha önce
bilmediklerinizi belletiyor.' 2/151.
'İşte bu sana ayetlerden ve hikmetlerle dolu Zikir'den okuduğumuzdur.' 3/58.
'Bu, insanlara bir açıklama, korunup sakınanlara da bir öğüt ve kılavuzdur.'
3/138.
'Ey Ehlikitap! Resulümüz size geldi. Kitap'tan saklamış olduklarınızın çoğunu
size ayan-beyan açıklıyor; çoğundan da geçiyor. Şu bir gerçek ki, size
Allah'tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir. Allah, rızasına uyanları o
Kitap'la esenlik ve barış yollarına iletir ve onları kendi izniyle
karanlıklardan aydınlığa çıkarıp şaşmayan ve sapmayan dosdoğru yola kılavuzlar.
' 5/15-16.
'Yahudiler dediler ki: 'Allah'ın eli bağlıdır.' Kendi elleri bağlandı/elleri
bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin
aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta
bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden
onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık
ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür
de onlar yeryüzünde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları
sevmez.' 5/64.
'Allah'tan korkanlara onların hesabından bir şey yoktur ama yine de bir
hatırlatma olmalı. Belki sakınırlar.' 6/69.
'Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap
getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o.' 7/52.
'Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları ümmi peygambere
uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kötü ve çirkinden onları alıkoyar. Güzel
şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara yasaklar. Sırtlarından
ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki zincirleri, bağları söküp atar. Ona
inanan, onu destekleyen, ona yardım eden, onunla indirilen ışığa uyan kişiler,
kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.' 7/157.
'Onlara bir ayet getirmediğinde, 'onu da şurdan burdan derleseydin ya,' diye konuşurlar.
De ki: 'Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu, Rabbinizden gelen
gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum için rahmettir.'
7/203.
'Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size rahmet edilsin.' 7/204.
'Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa,
inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi. De ki: 'Allah'ın lütfuyla, O'nun
rahmetiyle, sadece onunla sevinip ferahlasınlar! O, onların toplayıp
yığdıklarından hayırlıdır.' 10/57-58.
'Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem
kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir.' 11/1.
'Resullerin haberlerinden, kendisiyle kalbini destekleyip sağlamlaştıracağımız
her şeyi sana anlatıyoruz. Bunun içinde sana hak gelmiştir. Bunda, inananlar
için bir öğüt ve hatırlatma da vardır.' 11/120.
'Elif, Lâm, Râ. O apaçık, apaydınlık Kitap'ın ayetleridir bunlar. Biz onu sana,
aklınızı çalıştırasınız diye, Arapça bir Kur'an olarak indirdik. Biz bu
Kur'an'ı sana vahyederek, hikâyelerin en güzelini anlatıyoruz. Oysaki sen,
bundan önce bunlardan tamamen habersiz olanlardandın.' 12/1-3.
'Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için
bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o,
önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için
de bir kılavuz ve bir rahmettir.' 12/111.
'İşte biz o Kur'an'ı Arapça bir hüküm kaynağı olarak indirdik. Eğer sana gelen
ilimden sonra onların keyiflerine uyarsan, Allah'tan sana ne bir dost nasip
olur ne de bir koruyucu.' 13/37.
'Elif, Lâm, Râ. Bir kitaptır bu. Ki indirdik sana, çıkarasın diye insanları
Rablerinin izniyle karanlıklardan nura; Hamîd, Azîz olanın yoluna...' 14/1.
'İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'tan başka ilah olmadığını bilsinler, aklı
ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir
tebliğdir.' 14/52.
'Bu Kitap'ı sana yalnız şunun için indirdik: Hakkında ayrılığa düştükleri şeyi
onlara iyice açıklayasın ve Kitap, iman eden bir topluluk için kılavuz ve
rahmet olsun.' 16/64.
'Gün olur, her ümmet için kendi aleyhlerine kendi içlerinden bir tanık
çıkarırız. Seni de şu insanlar hakkında tanık olarak getireceğiz. Sana bu
Kitap'ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir
rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun.' 16/89.
'Ve sana ruhtan sorarlar. De ki: 'Ruh, Rabbimin emrindendir. Ve size, ilimden
sadece az bir şey verilmiştir.' 17/85.
'Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar için her örnekten nicelerini
sıraladık. Ama insanların çoğu inkârdan başka bir şeyde diretmediler.' 17/89.
'Hamd o Allah'a ki, kuluna Kitap'ı, kendisinde hiçbir eğiklik ve çelişme
yapmaksızın indirdi. Katından dosdoğru gelen açık bir söz olarak indirdi onu.
Ki, zorlu bir iş ve oluş konusunda uyarsın ve barışa yönelik hayırlı ameller
sergileyen müminlere, kendileri için güzel bir ödül öngörüldüğünü muştulasın...
Onlar, o hal üzere sonsuza dek kalıcıdırlar. Ve 'Allah bir çocuk edindi'
diyenleri uyarsın diye indirdi onu.' 18/1-4.
'Biz onu; senin dilinle kolaylaştırdık ki, sakınanları onunla müjdeleyesin,
inatçı bir kavmi de onunla uyarasın.' 19/97.
'Biz bu Kur'an'ı sana, zahmet çekesin, bedbaht olasın diye indirmedik; Saygıyla
ürperene bir hatırlatma/düşündürme/öğüt verme olsun diye indirdik. Yeri ve o
yüce mi yüce gökleri yaratandan bir vahiy olarak indirdik.' 20/2-4.
'Yemin olsun, biz açık seçik bilgiler veren ayetler indirdik. Allah, dilediğini
/ dileyeni dosdoğru yola iletiyor.' 24/46.
'Şanı yücedir o kudretin ki, hakla bâtılı ayıran o Furkan'ı, bütün âlemler için
bir uyarıcı olsun diye kuluna indirdi.' 25/1.
'Açık seçik Arapça bir dille indirdi. O, elbette ki öncekilerin kitaplarında da
var. Beni İsrail bilginlerinin de onu bilmesi bunlar için bir belirti / kanıt
değil mi? Biz onu Arapça konuşmayanlardan birine indirseydik de, O onu onlara
okusaydı, yine de ona inanmayacaklardı. Biz onu suçluların kalplerine işte
böyle yolladık.' 26/195-200.
'Emin ol ki, sen bu Kur'an'a Hakîm ve Alîm bir kudret tarafından muhatap
kılınıyorsun.' 27/6.
'Hiç kuşkunuz olmasın ki bu Kur'an, İsrailoğullarına, ihtilafa düştükleri
şeylerin birçoğunu anlatıyor.' 27/76.
'Sen bu Kitap'ın sana indirileceği ummuyordun; Rabbinden bir rahmet olarak
geldi. O halde küfre sapanlara sakın destekçi olma.' 28/86.
'Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu?
Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.' 29/51.
'İşte sana, o hikmetlerle dolu Kitap'ın ayetleri. İyilik ve güzellik
sergileyenlere bir rahmet ve bir kılavuz olarak;' 31/2-3.
'Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, deniz de arkasında yedi deniz daha
katılarak yardımcı olsa, Allah'ın kelimeleri tükenmez. Allah Azîz'dir,
Hakîm'dir.' 31/27.
'Kitap'ın indirilişidir bu. Kuşku, çelişme yok bunda. Âlemlerin Rabbi'ndendir
bu. Yoksa 'Onu uydurdu' mu diyorlar? Hayır, haktır o; senin Rabbindendir;
senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman içindir.
Umulur ki, doğruya ve güzele kılavuzlanırlar.' 32/2-3.
'Yâ, Sîn. Yemin olsun o hikmetlerle dolu Kur'an'a ki, Hiç kuşkusuz, sen,
gönderilen elçilerdensin; Dosdoğru bir yol üzerindesin. Azîz ve Rahîm'in
indirdiği üzeresin. Babaları uyarılmamış, tam gaflet içinde bir toplumu uyarman
için gönderildin.' 36/1-6.
'Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona
vahyedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değildir; Diri olanı
uyarsın ve inkârcılar üzerine söz hak olsun diye indirilmiştir.' 36/69-70.
'Kutsal / bereketli bir Kitap bu; sana indirdik ki onu, ayetlerini derin derin
düşünsünler ve öğüt alabilsin temiz özlüler.' 38/29.
'Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir
Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir.
Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah'ın Zikri/Kur'an'ı karşısında
yumuşar. Bu, Allah'ın kılavuzudur ki, onunla dilediğini/dileyeni hidayete
erdirir. Allah'ın saptırdığına gelince, ona kılavuzluk edecek yoktur.' 39/23.
'Hâ, Mîm. Rahman ve Rahîm'den indirilmedir bu... Bilgi ile donanmış bir toplum
için ayetleri, Arapça bir Kur'an halinde ayrıntılı kılınmış bir kitaptır bu.
Muştulayıcı ve uyarıcı olarak. Onların pek çoğu yüz çevirdi; kulak verip
dinlemezler onlar.' 41/1-4.
'Onlar, o zikiri / Kur'an'ı kendilerine geldiğinde inkâr ettiler. Halbuki o,
eşsiz yücelikte bir Kitap'tır. Bâtıl ona, ne önünden gelebilir ne de
arkasından. Hakîm ve Hamîd Allah'tan bir indirmedir o. Senin için söylenen,
senden önceki resuller için söylenenden başka şey değildir. Hiç kuşkusuz, senin
Rabbin hem çok affedicidir hem de acıklı bir azabın sahibidir. Eğer biz onu
yabancı dilde bir Kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: 'Ayetleri
ayrıntılı kılınmalı değil miydi?/Arap'a yabancı dil mi?/ister yabancı dilde,
ister Arapça!' De ki: 'O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır.
İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an,
onlar için bir körlüktür. Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir.'
41/41-44.
'Onlara ayetlerimizi ufuklarda ve öz benliklerinin içinde göstereceğiz. Ta ki,
onun hak olduğu kendilerine ayan beyan belli olsun. Kendisinin her şey üzerinde
bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez mi?' 41/53.
'Gerçeğe ilişkin Kitap'ı ve adalet ölçüsünü indiren o Allah'tır. Nereden
bileceksin, belki de kıyamet saati çok yakındır.' 42/17.
'Yoksa, 'yalan düzüp Allah'a iftira etti' mi diyorlar? Allah dilerse senin
kalbini mühürler; bâtılı mahveder ve hakkı kendi sözleriyle gerçekleştirir.
Kuşkusuz O, göğüslerin özündekini çok iyi bilir.' 42/24.
'İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman
nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle
kılavuzladığımız bir nur yaptık. Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yola
kılavuzluk etmektesin. ' 42/52.
'O ayan beyan konuşan Kitap'a yemin olsun ki, Biz onu akıl erdiresiniz diye
Arapça bir Kur'an yaptık. Ve o, bizim katımızdaki ana Kitap'ta çok yüce, çok
hikmetlidir.' 43/2-4.
'O ayan beyan gösteren Kitap'a yemin olsun ki, Biz onu kutlu/bereketli bir
gecede indirdik. Hiç kuşkusuz, biz uyarıcılarız. Hikmetlerle dolu her iş ve
oluş o gecede ayırt edilir, Katımızdan bir emir olarak. Hiç kuşkusuz biz,
resuller göndeririz, Senin Rabbinden bir rahmet olarak. Hiç kuşkusuz O,
gereğince duyan, gereğince bilendir.' 44/2-6.
'İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal
böyle iken Allah'tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze
inanıyorlar?!' 45/6.
'Hikmeti sınırsız, kudreti sonsuz Allah'tan, Kitap'ın indirilişidir bu...'
46/2.
'Her şeyi ayan beyan gösteren ayetlerimiz onlara okunduğunda, kendilerine
gelmiş olan hakkı inkâr edenler şöyle derler: 'Açık bir büyüdür bu!' Yahut da
şöyle diyorlar: 'Uyduruyor onu!' De ki: 'Eğer uydursaydım onu, hiçbir şeye
sahip olamazdınız Allah'tan kurtarmak için beni. İçine gömüldüğünüz yaygarayı
en iyi bilen O'dur. Benimle sizin aranızda tanık olarak O yeter. Çok affedici,
çok merhametlidir O.' 46/7-8.
'Kaf. Şanı yüce, ilahî cömertlikle dolu Kur'an'a yemin olsun ki, 50/1.
'İndirilmiş bir vahiyden başkası değildir o. Kuvvetleri çok müthiş olan
belletip öğretti onu ona.' 53/4-5.
'Bu da ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır.' 53/56.
'Ve sizler, üç çift/sınıf oluvermişsinizdir.' 56/7.
'İş onların sandığı gibi değil! Yıldızların doğup batma, kayıp düşme
noktalarına yemin ediyorum. Ve eğer bilirseniz, gerçekten büyük bir yemindir
bu. O, kesinlikle şerefli bir Kur'an'dır. Titizlikle saklanan bir Kitap'tadır.
Ona, arındırılmışlardan başkası dokunmaz. Âlemlerin Rabbi'nden indirilmiştir.
Şimdi siz, bu sözü mü kirletip küçümseyeceksiniz / bu sözle mi alttan alıp
gevşek davranacaksınız / bu sözle mi yağcılık edeceksiniz? Rızkınızı,
yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz?' 56/75-82.
'Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu huşû ile
boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz bu örnekleri insanlara hep
veriyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler. 59/21.
'İstiyorlar ki, ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürsünler. Ama Allah, küfre
batanlar hoş görmeseler de nurunu tamamlayacaktır. Resulünü hidayet ve hak dini
getirmek üzere o gönderdi ki, ortak koşanlar hoşlanmasa bile, onu tüm dinlerden
üstün kılsın.' 61/8-9.
'Artık Allah'a, onun resulüne ve size indirdiğimiz nura inanın. Allah, yapmakta
olduklarınızı iyiden iyiye haber almaktadır.' 64/8.
'Bir elçi indirmiştir ki, iman edip hayra ve barışa yönelik işler
sergileyenleri, karanlıklardan nura çıkarmak için Allah'ın ayetlerini açık
seçik okur. Allah'a inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanları Allah, altlarından
ırmaklar akan cennetlere / bahçelere koyacaktır. Onlar orada sonsuza dek
kalıcıdır. Allah böylesi için rızkı gerçekten güzelleştirmiştir.' 65/11.
'Ki o, çok soylu bir elçinin sözüdür. Bir şairin sözü değildir o. Ne kadar da
az inanıyorsunuz? Bir kâhinin sözü de değildir o. Ne kadar da az araştırıp
düşünüyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'nden bir indiriştir o. Eğer bazı lafları bizim
sözlerimiz diye ortaya sürseydi, Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. Sonra
ondan can damarını mutlaka keserdik. Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.
Gerçek şu ki o, sakınanlar için tam bir uyarıcı ve düşündürücüdür. Ve biz,
içinizden onu yalanlayanların bulunduğunu kesinlikle biliyoruz. Ve o, küfre
sapanlar için tam bir hasrettir. Ve o, kesin bilginin tam gerçeğidir.'
69/40-51.
'Bu, bir öğüt verici, düşündürücüdür. Dileyen, Rabbine doğru, bir yol edinir.'
73/19.
'Hayır, iş, sandıkları gibi değil! O bir öğüt verici/bir düşündürücüdür.
Dileyen düşünür onu, öğüt alır. Ve onlar, Allah'ın dilediği dışında, öğüt
alamazlar. Sakındırmaya ve affetmeye ehil olan O'dur.' 74/54-56.
'İşte bu, bir hatırlatıcı ve düşündürücüdür. Dileyen, Rabbine doğru, bir yol
edinir.' 76/29.
'Artık bundan sonra hangi hadise/söze iman edecekler?' 77/50.
'Hayır, hiç de öyle değil! O, bir düşündürücüdür. Dileyen onu düşünüp öğüt
alır. Kutsanan bereketli sayfalardadır o. Yüceltilen, tertemiz sayfalarda,
Yazıcıların ellerinde; Ak pak, mübarek yazıcıların.' 80/11-16.
'Hayır, iş onların sandığı gibi değil! Yemin olsun o sinip gizlenenlere, Akıp akıp
giderek yuvasına girenlere, Beriye geldiği ve geriye döndüğü zaman geceye, Ve
soluyarak açıldığı zaman sabaha, Ki o, çok değerli bir elçinin sözüdür. Çok
güçlüdür o elçi, Arş sahibinin katında saygındır. İtaat edilir orada kendisine,
emindir. Ve arkadaşınız bir cin çarpmış değildir. Yemin olsun ki, onu apaçık
ufukta gördü. O, gayb konusunda cimri değildir. Ve o, kovulmuş şeytanın sözü
değildir. Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz? O, âlemlere bir öğütten başka şey
değildir.' 81/15-27.
'İş onların iddialarının aksinedir! O, çok yüce bir Kur'an'dır. Korunmuş bir
levhada/Levh-i Mahfûz'dadır.' 85/21-22.
'Yemin olsun o, dönüşle / döndürümle dolu göğe, Çatlayışlarla / yarılışlarla
dolu yere de yemin olsun, Ki o, tam bir biçimde ayırt eden bir sözdür; Şaka değildir
o.' 86/11-14.
Ve yüceltmedik mi senin şanını! 94/4. s
MKA.
2/2***: İtikat:
Peygamberlik: Elçiler (Resuller): Resullerin Durumu, Konumu: + Kitaplar: Kur'an: Kuşku,
çelişme, tutarsızlık yoktur, korunup sakınanlar için kılavuzdur. Bak: 5/15; 6/38; 7/52; 10/32;
11/1.
2/2***: KUR'AN'DA KUŞKU, ÇELİŞME, TUTARSIZLIK YOKTUR,
KORUNUP SAKINANLAR İÇİN KILAVUZDUR:
İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o,
korunup sakınanlar için. 2/2.
Ey Ehlikitap! Resulümüz size geldi. Kitap'tan saklamış olduklarınızın çoğunu
size ayan-beyan açıklıyor; çoğundan da geçiyor. Şu bir gerçek ki, size
Allah'tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir. 5/15.
Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna
olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta, herhangi bir şeyi
ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler.
6/38.
Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap
getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o. 7/52.
Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem
kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir. 11/1.
MKA.
*2/2: KİTAP:
Kendisi de ayetler topluluğu ve inananlar için bir kılavuz olan Kuran, içinde
kuşku ve çelişkinin olmadığı 'Kitap' tır. (2/2)
Diğer peygamberlere gelen Zebur, Tevrat, İncil ve İlâhi vahiylerin genel adı da
'Kitap' tır.
İnananlar için bizatihi kendisi kılavuz olan 'Vahiy Kitabı' Kuran, aynı
zamanda, Allah'ın insanın önüne 'oku' ması için koyduğu 'Kâinat Kitabı' ile
'İnsan Kitabı' nın gereğince okunup değerlendirilmesini kolaylaştıran bir
ışıktır, nurdur:
'Göklerin ve yerin melekûtuna (Kâinat ve insan kitaplarındaki ayetlere),
Allah'ın yarattığı herhangi bir şeye bakmadılar mı; ecellerinin gerçekten
yaklaşmış olabileceğini düşünmediler mi? Peki, bu Kur'an'dan sonra hangi
hadise/söze iman ediyorlar?' (7/185)
'Onlara ayetlerimizi ufuklarda (kâinat kitabı) ve öz benliklerinin içinde
(insan kitabı) göstereceğiz. Ta ki, onun hak olduğu kendilerine ayan beyan
belli olsun. Kendisinin her şey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez
mi?' (41/53)
MKA.
1. RESUL KUR'AN'IN KUR'AN
TEFSİRİ -E KİTAP (MKA):
a.
Kur'an'daki İslam'ın bir algılanış yorumudur.
b.
Aynı zamanda içeriliği itibariyle; Günümüzün Din (İslam) uygulamalarına
bakarak, İnsanların anlayış, seçim ve tercihleri sonucu oluşturduğu 'batıl /
yanlış / kötü' sonuç, gidiş ve eylemlerinin faturasını Kur'an'a çıkaranlara bir
cevaptır.
c.
Kur'an'da olmayan, Kuran'ın öngörmediği, Kur'an'ın öğütlemediği, Kur'an'ın
onaylamadığı 'İnanç, tutum ve davranışları,' Kur'an'a atıf / gönderme yaparak
ve Kur'an'a yükleyerek 'İslam'ı algılayanlara bir reddiyedir.
d.
Kur'an'ı 'gereğince okumayan' tüm kişilerin, Kur'an'daki Din ve uydurulan
din hakkında, tutum ve eleştirilerine ait, tatminkâr cevapları bulabilecekleri
Resul Kur'an'ın (Kur'an'ın anadile çevirilerinin) Kur'an'ı tefsir ettiği /
açıklayıp, anlattığı ve ilave dipnotlardaki değişik / farklı kişisel not ve yazılar
ile de 'uydurulan dinin' çürütülüp yıkıldığı ana başvuru kaynağıdır.
2.
Kur'an'daki İslam'ı, önyargısız, dikkat ve özenle değerlendirenlerin,
'gerçek' ile kendi 'doğru'su arasında fark gördüğünde, İnananlardan (Mümin) ise
kendi 'doğru' sunu 'gerçek' ile örtüştürecek şekilde, tutum ve davranış
değişikliğine gitmesi icap eder. Çünkü: Kur'an'a göre Mümin'in özelliği, Özü
sözü bir ve davranışlarıyla uyumlu olmasıdır.
3.
Günümüz toplumunda uzlaşma ve barışın sağlanması amacıyla, Din'e yamanan
'afyon' ve 'gericilik' nitelemelinin çürütülmesi ve Din'e konulan çekince ve
engellemelerin kalkması ve Din'in kendi mecrasına döndürülebilmesi için, fert
ve toplum olarak, Kur'an'ın ve 'Kur'an yeter' ifadesinin 'gerçek' anlamının,
'doğru' anlaşılması, kesinlikle gereklidir.
Bu, öncelikli olarak giderilmesi icap eden sosyolojik (toplum bilimsel) bir
ihtiyaçtır.
Kitabın, Allah'ın izniyle, bu ihtiyacın karşılanmasında bir nebze katkı
sağlaması umuduyla
Dilediğini / dileyeni, dilediğince nasiplendirmesi niyazımla, Âlemlerin rabbi
Allah'a Hamd olsun.
M. Kemal Adal
KURAN'I TANIYOR MUYUZ?
'İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o,
korunup sakınanlar için. ' (2/Bakara/2)
Samimi mütedeyyin (Dinini hiç bir sapma ve değişik bir amaç için kullanmayan ve
sadece din olarak gören ve yaşayan; dini yasakları hayatına sokmamaya çalışan,
hak hukuk tanıyan, kendi dinine ve başkalarının dinine saygılı, kendi dinini
içinde özümsemiş, dinci değil dindar) Müslümanları kılavuzlayan, yolunu
gösteren, rehber olan o 'vahiy kitabı' dır Kuran
1.
KURAN'IN MUHTEVASI:
Diyanet İşleri Başkanlığınca yayımlanan İlmihal de aşağıdaki gibi
tasniflenmiştir.
'İnsanları hem bu dünyada hem de âhirette mutluluğa kavuşturmak için
gönderilmiş bulunan Kur'ân-ı Kerîm başlıca şu konuları kapsamaktadır:
1.
İtikad. Başta Allah'a iman olmak üzere peygamberlere, meleklere, kitaplara,
kazâ ve kadere, âhirete ait önemli konular ve inançla ilgili çeşitli meseleler,
Kur'an'ın kapsadığı konuların başında gelir.
2.
İbadetler. Kur'an'da müslümanların yapmakla yükümlü bulundukları namaz,
oruç, hac, zekât vb. ibadetlere dair âyetler vardır.
3.
Muâmelât. Kur'an bir toplumun devamını sağlayan ve toplum fertlerinin
aralarındaki ilişkileri düzenleyen birtakım hükümleri kapsar. Kur'an'da
alışveriş, emanet, bağış, vasiyet, miras, aile hayatı, nikâh ve boşanma gibi
kişiyi ve toplumu ilgilendiren konulara dair açıklamalar ve hükümler vardır.
4.
Ukubat. İslâm toplumunun mutluluğa erişebilmesi, bu toplum fertlerinin,
İslâm'ın koyduğu kurallara aynen uymasıyla mümkün olur. Toplumun düzenini
bozan, insan haklarını ve yasakları çiğneyen kimseler cezayı hak edecekleri
için Kur'an bunlarla ilgili hükümleri de kapsamaktadır.
5.
Ahlâk. Kur'an, kişilerin dünya ve âhiret mutluluğunun sağlamasına yardımcı
olmak üzere, ana babaya hürmet, insanlarla iyi geçinme, iyiliği emretme,
kötülükten sakındırma, adalet, doğruluk, alçak gönüllülük, merhamet, sevgi...
gibi ahlâkî hükümleri de kapsamına almaktadır.
6.
Nasihat ve Tavsiyeler. İnsanlara emir ve yasaklar konusunda duyarlı
olmalarını, nefislerine esir düşmemelerini, dünyayı âhirete tercih
etmemelerini, dünyada imtihana çekildiklerini hatırlatan, çeşitli tehlikelerden
koruyan nasihat ve tavsiyeler de Kur'an'ın içerdiği konular arasındadır.
7.
Va`d ve Vaîd. Allah'ın emirlerine boyun eğip yasaklarından kaçınanların
cennetle mükâfatlandırılacaklarına, buyruklarını terk edip yasaklarını
çiğneyenlerin cehennemle cezalandırılacaklarına dair Kur'an'da pek çok âyet
bulunmaktadır.
8.
İlmî Gerçekler. Kur'an, insanlığa gerekli olan ilmî gerçeklerin ve tabiat
kanunlarının ilham kaynağını teşkil eden âyetleri de kapsamaktadır. Kur'an, bu
ilmî gerçeklerden bir pozitif bilim kitabı gibi bahsetmek yerine insanları,
âlemin yaratıcısının kudret ve büyüklüğünü düşünmeye, Allah'ın nimetlerini
anarak O'nu yüceltmeye teşvik eder.
9.
Kıssalar. Kur'ân-ı Kerîm önceki ümmetlerle, peygamberlerin hayatından da söz
eder. Ancak bunları bir tarih kitabı gibi değil, insanların ibret alacakları
bir üslûp ile anlatır.
10.
Dualar. İnsan yapacağı işlerde sürekli Allah'ın yardımına muhtaç olduğu
için Kur'an'da çeşitli dualar da yer almıştır.' (TDV.Yayınları - İMİHAL I,
Sh:103-104)
2.
KURAN'IN KILAVUZLUĞU:
Kuran'ın kimlere kılavuz olduğunu, gene Kuran şöyle söylüyor:
'Ki onlar, gayba inananlar, namazı kılanlardır. Ve kendilerine rızık olarak
verdiklerimizden, başkalarına pay çıkaranlardır.
Hem sana vahyedilene hem de senden önce vahyedilene inananlardır onlar. Âhıreti
gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır.
İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek
anlamda kurtuluşu bulanlar.' (2/Bakara/3-5)
'Gerçek anlamda kurtuluşu bulmak isteyenler' ve / veya 'Kuran'daki İslam'ı
kaynağından öğrenmek isteyenler için o başvuru 'Kitap'ı dır Kuran
'Dinde Zorlama', 'Dinde Aşırıya Gitmek' ve 'Din İstismarı' yaparak, bilerek
veya gaflete düşerek Dini Saptıran kişilerin, Dini ve İnsanları kendi
amaçlarına alet etmelerini engellemenin doğru yolu, Kuran'ı tanıyıp, bilmekten
geçer.
Şüphesiz ki 'Gerçek' ler değişmez. Değişik ve değişebilir olan insanların
'Gerçek'leri algılayış, anlayış ve kavrayış şeklidir; 'Gerçek'lerden
anladıklarıdır. Bundan hareketle, Dini saptıranların etkilerinden
arındırabilmek niyet ve maksadıyla, 'Kuran' sadece 'Kuran Ayetleri'yle
tanınmaya çalışılmalıdır.
Kuran'ın tanıttığı Kuran ile kişilerin kendilerinin önceden bildiği Kuran'ı
karşılaştırıp tekrar değerlendirmek; Gördüğü 'Ayetleri kendi akıl ve gönülleri
/ kalpleri ile yorumlamak, insanların kendi kişisel seçim, tercih ve
sorumluluğundadır.
Ancak, Bu bağlamda, Kuran'ın anlaşılmasında, ayetlerin lafzı kadar, Kuran'ın
bütüncül anlatımının, ilke ve hedeflerinin, (ana mesajın) ayrı ayrı önem
taşıdığı unutulmamalıdır.
Şahısların kendi kişisel yorum ve tercihlerinin, Kuran'la irtibatlandırıp
onları Kuran'ın mutlak hükmü olarak algılanıp, açıklanması ve bunlarda
dayatılması, neticede birden fazla çelişik görüşün hepsinin 'gerçek' olarak
Kuran'a dayandırılması yanlışlığını ortaya çıkarır. Bu sebeple: 'Kuran'a nispet
ettiğimiz sınırlı anlayışımız veya Kuran'dan anladığımız, Kuran'ın mutlak
manası ve mutlak hükmü olarak gösterilemez.' kuralı unutulmamalı ve Kuran'ın
kılavuzluğunda konular Kuran'dan öğrenirken devamlı dikkate alınmalıdır.
Her mümin kendine müçtehittir ve içtihadı da sadece kendini bağlar.
M. Kemal Adal.
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal
Selam...
T.C. / M. Kemal Adal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder