Armağan KULOĞLU
20 Şubat
2016 Cumartesi 00:00
Türkiye'nin
terörle mücadele ve Suriye krizindeki yanlış politikası, arka arkaya hatalara
sebep olmuş, durum içinden çıkılamaz bir hal almıştır. Bu yanlış politikalarda
ısrar edilmemesi ve manevralar yapılması zaruri hale gelmiştir.
Bölücülükle/terörle mücadeledeki
yanlışlıklar
1. Terör 1999'da gündemden düşmüşken, 2003'te tezkerenin
reddi, Türkiye'yi Irak'ın kuzeyinde kontrol sağlama imkânından mahrum etmiştir.
ABD'yle ilişkiler gerginleşmiş, terör ve onunla mücadele yeniden başlamıştır.
2. 2011'e gelindiğinde örgüt, askeri alanda yeniden
mağlup edilme noktasına getirilmiştir. Ancak bu yıllarda yönetim, cemaati de
kullanarak, iktidarına tehdit olarak gördüğü ve teröre karşı kahramanca
mücadele eden TSK'ya karşı psikolojik harekâta girişmiştir. TSK'nın toplum
nezdinde itibarının zedelenmesine çalışılmıştır.
3. Yönetim, terörle mücadele yerine müzakere etmiş,
verilecek tavizlerle terörün önlenebileceği hatasına düşmüştür. Örgüt askeri
anlamda etkisizleştirilmeden hiçbir girişimde bulunulamayacağı düşünülememiştir.
Çözüm sürecinde bölücüler baş tacı edilmiş, onların terör için yeniden güç
toplamak üzere yaptığı hazırlıklar görülememiş, görülenler de görmezden
gelinmiştir. Güvenlik güçlerinin mücadelesi durdurulmuştur.
4. Bölücülere terör değil, siyaset yapmaları
önerilmiştir. Güvenlik-Özgürlük dengesi hatasına düşülmüştür. Çığırtkanlarının
ekranlarda cirit atması seyredilmiş, hatta oy kaygısıyla zımnen
desteklenmiştir. Güvenliğin olmadan özgürlüğün olamayacağı görülememiştir.
5. Dış politikadaki hataların, özellikle bölgenin
hassasiyetinden ötürü, terör olarak geri dönebileceği hesaplanamamıştır.
Suriye politikasındaki
yanlışlıklar
1. Arap Baharı'nın Suriye'deki etkisinin, Suriye
yönetimiyle kurulan iyi ilişkilerden faydalanarak hafifletilebileceği
öngörülmüştür. Bunun küresel bir hareketin parçası olduğu ve ilgili ülkelerin
bölgedeki menfaatlerinin ağır basacağı düşünülememiştir.
2. Bu kapsamda, özellikle ABD'nin etkisiyle Suriye'yle
ilişkiler bozulmuştur. Suriye yönetiminin, muhaliflere verilecek destekle kısa
zamanda çökeceği zannedilmiştir. Rejimin sivillere verdiği zarara, insani
düşüncelerle haklı olarak tepki gösterilmiş, ancak bu haklı düşüncenin sonucu
muhaliflere verilen desteğin ve yardımın, yanlış gruplara gidebileceği
görülememiş, IŞİD terörü gittikçe artmıştır. Haksız yere ithamlarla da karşı
karşıya kalınmıştır.
3. Suriye yönetimin arkasında Rusya'nın, İran'ın ve
Çin'in olduğu ve bunun hangi sonuçları doğuracağı hesaplanamamıştır. Sonuçta
gelişen olayların da etkisiyle başta Rusya'yla ilişkiler bozulmuştur.
4. Neticede Suriye'de tek bir egemenlik alanı yerine,
değişik egemenlik alanları türemiş, tehdit çok boyutlu hale gelmiştir. En
kötüsü, Suriye'nin kuzeyinde PKK'nın uzantısı PYD terör örgütünün hâkimiyetinde
bir tehdit oluşmuştur. Şimdi onun bir bütünlük oluşturmaması için gayret sarf
edilmektedir.
5. Mültecilere insani düşünceyle, sonunun nereye kadar
gideceği hesaplanmadan kapılar, sonuna kadar açılmıştır. Mülteci sayısı 3
milyona yaklaşmıştır. Kimin kim olduğu da meçhuldür. Son patlatmayı yapanın da
PKK/PYD mensubu, bunlardan biri olduğu belirlenmiştir.
En tehlikeli
durum, bir ülkede kontrolün kaybedilmesidir. Kiminle iş birliği yapacağınız,
kiminle mücadele edeceğiniz karışır. Kontrolün tek elde olması, düşman da olsa,
ehvenişerdir. Suriye'de yönetim kontrolü kaybetmesiydi, onunla savaşılması
halinde dahi, muhatabınızın kim olacağının belli olmasından dolayı durum,
bugünkünden daha iyi olabilirdi.
Durum nasıl düzelebilir?
Ankara'da
patlayan bomba, hatalar zincirinin bugüne getirdiği son halkadır. Bu halkalar
devam edebilir. Terörle mücadele azimle ve kararlılıkla sonuna kadar devam
ettirilmeli, devlet otoritesi mutlak olarak sağlanmalı, yapılan hatalar
tekrarlanmamalıdır. Bölge halkı, öncelikle devlet yanında olacak şekilde
psikolojik rehabilitasyona tabi tutulmalıdır.
Suriye ve
Rusya'ya yönelik hâlihazırda uygulanan politikaların yanlış olduğu düşünülerek,
bunları real politikalara dönüştürecek manevralar yapılmalıdır.
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ sitesinden 20.02.2016 tarihinde yazdırılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder